BİLİMSEL TERİMLER

1--------------

Graceland"

Ben boşuna mı, bir şiir yazmışçasına Missisipi ve Tennesse den söz etmiştim. Zigzag çok nadir olarak bazen değişik bir iki istisna yapıyor ama bunu Türkiye'de hiç uygulamadı. Eskiden cep fotoromanlar çıkardı, romantik italyan... Onlar içinde çok seyrek de olsa ZigZag senaryo yazdı çünkü bazı deneyleri şifrelemişti. Ben birini anımsıyorum, sanırım 490'lı sayılardan biriydi. Bunların Türkçesi de var. Orada oyuncu Michaela Roc adlı bir aktrist idi. Konu Einstein'ın izafiyet teoreminin Dhurakhapalam ile sınanmasıydı. Üstelik zamanda yolculuğu yaptıran da Gurdjieff idi. Ceylan yayınları mı neyse öyle bir yerden Türkçesi de çıkmıştı. İşte Zigzag bazen böyle haberleşiyor. O yıl Paul Kamensberg deneyi yapılmıştı. 1974 yılı olabilir. Eğer bu kolleksiyonları bulmanın bir yolu varsa, Türkçesi "Seni sevmek Kaderim" olan bu CEP FOTOROMANI bulabiliriz. Onu yazan ve uygulayan KMA'dır. Bende yok ama bulabilen olursa, şok olacaksınız. Graceland’i Paul simon'a bir genç zenci bayan vermişti sözleri. Müzik Paul Simon'dan, söz ise meçhul bir hanım.  

GRACELAND
    İNAYET YERİ - İNAYET ÜLKESİ

The Mississippi Delta was shining
    Mississipi Detası parlıyordu
Like a National guitar 
    Milli gitar gibi
I am following the river
    Nehri takip ediyorum
Down the highway
    Otobandan aşağı
Through the cradle of the civil war
    İç savaşın beşiğinden doğru

I'm going to Graceland, Graceland
    Graceland'e gidiyorum, Graceland
In Memphis Tennessee
    Tennessee Memphis'deki
I'm going to Graceland
    Graceland'e gidiyorum
Poor boys and Pilgrims with families 
    Yoksul çocuklar ve hacılar aileleriyle
And we are going to Graceland 
    Ve biz Graceland'e gidiyoruz
My traveling companion is nine years old 
    Benimle yolculuk eden arkadaşım dokuz yaşında
He is the child of my first marriage 
    Benim ilk evliliğimden çocuğum
But I've reason to believe 
    Fakat inanmak için nedenim var
We both will be received 
    Biz hepimiz kabul edileceğiz
In Graceland
    Graceland de

She comes back to tell me she's gone
    O gittiğini söylemek için geri geliyor
As if I didn't know that 
    Sanki ben bunu bilmiyormuşum gibi
As if I didn't know my own bed 
    Sanki ben kendi yatağımı bilmiyormuşum gibi
As if I'd never noticed, 
    Sanki ben hiç farketmemişim gibi,
The way she brushed her hair from her forehead 
    Saçlarını alnından doğru tarayışını
And she said losing love 
    Ve o aşkı kaybediyor olduğunu söyledi
Is like a window in your heart 
    Kalbindeki bir pencere gibi
Everybody sees you're blown apart 
    Herkes senin bir tarafa uçtuğunu görüyor
Everybody sees the wind blow 
    Herkes rüzgarın uçtuğunu görüyor

I'm going to Graceland 
    Graceland'e gidiyorum
Memphis Tennessee 
    Memphis Tennessee
I'm going to Graceland 
    Graceland'e gidiyorum
Poor boys and Pilgrims with families 
    Yoksul çocuklar ve hacılar aileleriyle
And we are going to Graceland 
    Ve biz Graceland'e gidiyoruz

And my traveling companions 
    Ve yolculuk arkadaşlarım
Are ghosts and empty sockets 
    Hayaletler ve boş yuvalar
I'm looking at ghosts and empties 
    Hayaletlere ve boşlara bakıyorum
But I've reason to believe 
    Fakat inanmak için nedenim var
We all will be received 
    Biz hepimiz kabul edileceğiz
In Graceland 
    Graceland de

There is a girl in New York City
    New York şehrinde bir kız var 
Who calls herself the human trampoline
    Kendine insan trambolini diyor 
And sometimes when I'm falling, flylng 
    Ve bazen ben düşerken, uçarken
Or tumbling in turmoil I say 
    Veya kargaşa içindeyken diyorum ki
Oh, so this is what she means 
    Oh, işte bu onun demek istediği
She means we're bouncing into Graceland 
    O bizim Graceland'e zıpladığımızı kastediyor
And I see losing love 
    Ve aşkı kaybedişi görüyorum
Is like a window in your heart 
    Kalbindeki bir pencere gibi
Everybody sees you're blown apart 
    Herkes senin bir tarafa uçtuğunu görüyor
Everybody feels the wind blow 
    Herkes rüzgarın uçtuğunu görüyor

In Graceland, in Graceland 
    Graceland'de, Graceland'de
I'm going to Graceland 
    Graceland'e gidiyorum
For reasons I cannot explain 
    Açıklayamayacağım nedenlerden ötürü
There's some part of me wants to see 
    Benim bir parçam görmek istiyor
Graceland 
    Graceland'i
And I may be obliged to defend 
    Ve ben belki savunmaya zorunlu tutulurum
Every love, every ending 
    Her aşkı, her sonu
Or maybe there's no obligations now 
    Veya belki hiç zorununuk yoktur şimdi
Maybe I've a reason to believe 
    Belki inanmak için nedenim vardır
We all will be received 
    Hepimiz kabul edileceğiz
In Graceland 
    Graceland de

 

“Montauk”

Montauk ile dünyayı yönetmeye kalkışan sistemin engellenmesi gerekiyor. Bu "Öteki bağın" sahiplerinin iğrenç bir planı. Dünyayı yönetmeye hazır BİG BROTHER (Masonuk Büyük birader gibi) ve öteki adıyla Big Boss (Büyük Patron), bir diğer adıyla da BBG (Biri bizi gözetliyor gibi). Bu Kur'an'da da var. "Melei Ala"dan haber hırsızlığı. Şifre şöyle Haber=Data, hırsızlık=çalmak, Mele=Empoze, yayın, Ala=En üst sistemden yayın.

Hani cinler gökte bazı noktalara yerleşirlerdi ya, oradan da melekleri dinlerlerdi. Bu birinci anlamıydı. İkinci anlamı ise magnetosfer, üçüncü anlamı, beyinlere yayın. İşte Montauk iğrenç bir proje. Bir tür hipnoz gibi.

Mele-i Ala, şudur: Beyin kanallarından insanlara mesaj ulaştırılabileceğidir. Zaman yolculuğu nasıl saklanmış bir projeyse, Montauk'ta saklı projedir. Çünkü bundan sonraki bilgisayar kuşağı artık, çekirdek asitlerine dayandırılacak. Yani Adenin, Guanin, Cytosin ve Timin'in olası kombinezon tertiplerinden muazzam bir bilgisayar belleği (milyon Terabyte gibi) sıçraması yapılacaktır. Beşinci kuşak bilgisayarlar insan beyni bazında olacaktır. Yani onrganik hafızalı olacak, mikrochip yerine çekirdek asidi konacaktır.

O zaman da altıncı yedinci sekizinci kuşak bilgisayarlar insan beyniyle benzeşecektir. İşte o günlerde, bilgisayar ile insan beyni arasında 16 frekanstan küçük ve 20 bin frekanstan büyük bir iletişim doğacaktır. Eğer merkezi bir Brain of Brian yapılırsa, DTM'ne bile insanlar dalabilirler uçakla. Bu bilgi maalesef öteki bağın sahipleri tarafından kaçırılmış ve siyonizmin parapsikolojik en üst bölümü b'nit Bniat, B teşkilatında yer almaktadır.

Kur'an'da SAYHA denen bir ses var. İnsanların duyabileceği. Bazen o sayha bir uygarlığı bile yok eden ses topu olabiliyor. (Ad Semud gibi). Bazen de her insanın beynine girebilen bir FONON yani küresel olmayan ses, laser gibi tek bir yönde gidiyor. Şiddetinden bir şey kaybetmiyor. Hava gerektirmiyor. Olay frekans değil, küresel dalgalar yerine ışık gibi enine (Transversal) ses dalgaları oluşturuylorsunuz. Havasız ortamda da duyuluyor. Ay’da okunan Kur'an gibi. Ay’da kur'an okunduğu doğrudur. Tüm kayıt cihazlarında var. Diyelim ki beyinler yanılıyor. İyi de magnetik teypler yanılır mı? Ses bile fonon denen bir parçacık aracılığıyla havasız ortamda istenen kişinin alıcısına iletiliyor. Alıcı dediğimiz ise kulak arkasındaki beynin duyma merkezi. O istasyon irrite ediliyor. Yani kulağa ihtiyaç yok.

Kendinizi bunlara karşı korumanızı sağlayan MECHUL ASKERLER VAR merak etmeyin. Siz onları tanımazsınız ama, onlar "Hiç bir nefis olmasın ki, üstünde gözetleyeni olmasın" (Tarık suresi) ayeti gereği WATCHER'lik görevlerini yapıyorlar. Bu teknolojiyi şimdilik B'nit B'niat uyguluyor.

B'nith B'niath ikisi devamlı beraberdir. Melei Ala teknolojisi. Melekleri cinlerin dinlemesi, melekten meleğe haberin de gitmesi. Siyonizmin en tepesinde ÜÇ MAJİSYENR vardır. Bunlar işte siyonizmin PasTiMESSENGER'leridir. Bu isim de Walhalla ve Wanen (1N) gibi geleceğin isimleri. B harfleri BRAİN demek

"Hezekiel ve Kerrubi"

Evet bizdeki adı Mukarrebun, Tevrat ve incilde Kerrubi bir ARAÇ aslında ya da bir araca MELEKLİK üflenmiş.

“Ve otuzuncu yılda,dördüncü ayda, ayın beşinci gününde ben Kebar ırmağı yanında sürgünler arasında iken, vaki oldu ki, gökler açıldı ve Allahın rüyetlerini gördüm.Ayın beşinci günü ve kral Yehoyaki'nin sürgünlüğünün beşinci yılı idi. Kildaniler diyarında , Kebar ırmağı yanında, Buzinin oğlu kahin Hezekiel'e RABBİN sözü açıkça geldi. Ve orada Rabbin eli onun üzerinde idi. Ve baktım, ve işte, şimalden buran yeli, durmadan ateş saçan büyük bir bulut geliyordu, çevresinde parıltı, ve ortasında , sanki ateş ortasında ışıldayan maden.Ve onun ortasında dört canlı mahluk benzeri çıktı.Ve görünüşü şöyle idi : onlarda insan benzeyişi vardı; ve her birinin dört yüzü vardı, ve onlardan her birinin dört kanadı vardı.Ve ayakları doğru ayaklardı.Ve ayaklarının tabanı buzağı ayağının tabanı gibi idi, ve tunç gibi parıldamakta idiler. Ben canlı mahluklara bakarken, işte, canlı mahlukların yanında, onların her dört yüzü için, yerde bir tekerlek vardı. Tekerleklerin ve yapılarının görünüşü gök zümrüt gibi idi; ve dördünün benzeyişi birdi. Ve görünüşleri ve yapıları sanki tekerlek içinde tekerlek.Yürüdükleri zaman dört yanlarına da gidiyorlardı. Dönmeyerek yürüyorlardı.Tekerlek çemberleri ise, yüksekti, ve korkunçtu. Ve dördünün çemberleri çepeçevre gözlerle dolu idi. Ve canlı mahlukların başları üzerinde gök kubbesi benzeyişi, korkunç billur gibi, yukarıdan başları üzerine yayılmıştı. Ve kubbe altında kanatları birbirine doğru dümdüzdü.Ve herbirinin bedenlerini bu yandan örten ve iki kanadı, ve o bir yandan örten iki kanadı vardı.ve yürüdükleri zaman kanatlarının gürültüsünü işittim.”

Yukarıda melekler temsil ediliyor. Bu meleklerin dört yüzü var. Biri insan, diğeri Boğa, diğeri aslan, ötekisi kartal (Akrep burcu). İnsan=Kova burcu simgesi. Kur'an'da da Hamalei Arş melekleri= Arş tışıyan melekler deniyor.

Tarık'ın daha SEMA bölümündeyiz. Yani şimdiye kadar VE' yianlattık. Geçtik Sema bölümüne karşımıza sidre, Kerrubi neler neler çıktı. Şimdi bunlara girersem 17 ayeti nereye sığıdıracağız.

 

“Yeni Bilim Dalları”

Parapbiology vb.yi anlatmıştım. Kirlian alanlarının klinik kullanmlarını vb. Örneğin klinik epilepsiyi 16 saat önce haber vermesi ve radyestezi terapisiyle önlenmesi gibi... Örneğin parmak ucunda gelecek olan epilepsi bir renk ve biçim forumu veriyor. Böylece bütündeki renkten ayrılıyor (Sandıkta çürüyen elma gibi, o çürük daha sonra diğerlerine de bulaşacaktır). O bölüme "Aynı frekansta aynı renk radyestezi veriliyor.  Ta ki, epileptik hastanın aura rengi yeniden reverse edilene kadar. O zaman hasta, asla bir sara nöbeti geçirmiyor. Yani ilaç yok ışınla tedavi. Çünkü Kirlian alanında çekilen fotoğraflar psikolojik resimlerdir. Korku, endişe ve türlü haleti ruhiye oradadır, görürsünüz ve yaşarsınız. Psikolojinin resmini çekebiliyoruz şu anda ama kullanım alanını tıbba aktaramadık. On yıl içinde belki de olasıdır.

“Anti-Evren”

Antimaddenin zamanı gelecekten geçmişe akar. O yüzden bu evrende antimaddeyi göremeyiz. Her yer maddedir. Anti-evrende hayat formu yoktur. Olsaydı, bilişir iletişirdik. Çünkü ruhunuz varsa, beden ne olursa olsun bir Time-messenger ile telepatlaşabilir. (İkizler arasında bilirsiniz inanılmaz bir bağ vardır. Tek yumurta ikizlerinin çoğu, aynı anda aynı fantom acı ve sevinçleri hissederdler. Birinin ayağına diken batsa, aynı anda öteki de zıplıyor vbb.) Eğer anti-bedenimiz olsaydı ve sağ olsaydı, biz ikizler gibi bir şekilde o kişiyle haberleşebilirdik, çünkü İKİZİMİZdir. Yani doğal telepati ve doğal empati, doğal rezonans (Diyapozom etkisi) vardır aramızda.

Allah bize, "Görmediğiniz sayısız evrenlerin içinden size sizdan oreya gidecek yoktur" kabilinden peşine gitmemizi yasaklıyor. (Ayet bilmediğiniz şeyin ardına düşmeyin zira göz ve kulak bundan mesuldür." ile bağlantılı olarak, sonsuz sayıda sonsuz tane evren içinde kim kimdir nedi bunu bilemeyiz. Allah bize sadece gidilecek olan mekanları bildiriyor. Cehennem, Arasat, Cennet, Sabıkun vb. Cennet uzun uzadıya anlatılıyor, Cehennem de ama asla paralel bir evren anlatılmıyor, çünkü oraya gidecek yok. Orada var olanlar varsa bile biz göremeyeceğiz.

"Heisenberg'in Belirsizlik İlkesi - Gizli Değişkenler"

Gelecek olmasa Hızır çocuğu niye öldürsündü? Schrödinger'in kedisi vardır, gelecek bir noktadan çatallanan sonsuz ihtimale sahiptir. Einstein "Tanrı barbut atmaz, determine yaratır" diyordu ama Heisenberg Hocam (Gerçek öğretmenimdi) (İF) açısından belirsizlik değiştirgeçleri ışıktan hızlı olduğunda belirsizilik (if) ilkesi DETERMİNİZM (Belirlilik, kesinlilik=Fİ haline geliyor. Heisenberg Değişken matrislerı hapı yutuyor . 

Heisenberg matrisleri ışık hızına kadar geçerlidir. Tam ışık hızında "parçacıklar" DURUM ve DAVRANIŞ ikilemine düşerler. Yani ışık hızında matrisler çözülür dağılır. Madde de enerjiye dönüşür. Kurşuni hiçlik başgösterir. Gri hiçlik, kurşuni hiçlik, blok twilight zaman...

Uzay ve zamanı ayrı ayrı düşünüyorlardı. İkisinin bir örgü olduğu anlaşıldı. Parçacık ve dalgacık ikilemlerini de ayrı ayrı sanıyorlardı. Ama dualeite ikisinin aynı anda olduğunu bize söyledi. Bunun gibi Heisenberg bize ELEKTRON'DA, elektronun

1. Herhangi bir zamanda

2. Herhangi bir yerde

3. Herhangibi hızda ve bir OLASIK aralığı olan bir küre içinde olduğunu söylüyordu.

Dikkat dikkat: elektronun yarıçapı r=2,7'dir ama ışık hızında elektronun yarıçapı sıfır olur. r=0 olduğunda belirsizlik determine olur. Her şeyin tarihi (zamanı) coğrafyası (Uzay boyutları) ve HIZI belli olur. Heisenberg'in çizdiği sınır sadece ışık hızına kadar ve elmektronun bilinen kabuğu/zarfı içinde olup bitiyor. Ne var ki, "Kaynağı ışıktan hızlı bile gitse, ışığın kendisi ışık hızında gider". Heisenberg indeterminantları ışığı anlatır. "Kaynağı olan Lambayı" değil. Işıktan hızlı olan bir evren için, Heisenberg ilkeleri çöker gider.

Hidden Variables de bir başka gerçek. Çünkü Einstein-Rosen-Podolsky köprüsü kanıtlanmıştır. (Worm Hole'lar nedeniyle) Einstein ışıktan hızlı bir evreni, örneğin ışıktan hızlı titreşen bir esir'i YOK EDEREK, bizleri ışık hızıyla kısıtlamıştır. Yani bu durumda, ışıktan hızlı (Melek, bilinç, ruh, Ahıret, Allah vb.) gibi İNANÇLARIMIZI yok etmek istemiştir. Bir yandan da Heisenberg'e karşı çıkmıştır. Yani hem maneviyat yoktur diyor Einstein hem de gizli değişkenleri öneriyor ve balıklama Manevi aleme dalıyor. Quantlaşma yani diskret yaratılma hali, ışıktan yavaş evren için geçerlidir. Işıktan hızlı evrende kuant değil, BÜTÜNLÜK vardır. Onun da belirsizlik matrisleri falan yoktur. Quant aralığının olduğu durumlarda belirsizlik ilkesi geçerlidirdi. 

Kısaca fark üç vitesli evrenrde:

1. Işıktan yavaş (madde) için QUANT=NİCELİK teoremi ve BELİRSİZLİK ilkesi geçerlidir.

2. Işık hızında Melei Ala durumu olur.

"Geleceği" öğrenebilirdik, eğer Cin olsaydık. Işık hızında DURUM'lara bakılamaz, parça DAVRANIŞ olarak çözülür yani dalgacığa dönüşür. Kuantum teoremi, sadece DURUM'a bakar, davranış ile ilgilenmez. Mesela çarpışan iki parçacığın çarpışma öncesi ve sonrasını (Sekip sıçramasını) sayımlar. Ama tam çarpışma anı ile ilgilenmez. Çünkü iki parçacık çarpışma anında artık PARÇACIK" DURUMU  değil "DALGACIK" davranışına  geçmiştir, çözülmüştür. Dolayısıyla quantum teoremi, DURUM'cudur. Çarpışma anıyla rezonanslarla vb. ilgilenmiyor. Bu da şunu anlatmaktadır ki, belirsizlik ilkesi ışık hızından düşük hızlar için geçerlidir.

3. Işıktan hızlı olununca da artık parçacık-dalgacık, durum-davranış vb. değil, ÜAKYON yasalarının ilki olan "HER ŞEY BİR TEK PARÇADIR, HER BİREY O TEK PARÇANIN HOLOGRAMİK görüntülmeridir. Herşey bir bütündür öte alemde... Tasavvufta KÜLLİ ve CÜZİ çok kullanılır bu bakımdan

“Graceland”

Geleceğin siyonistleri "This world is mine, Jahow give this planet to me" diyorlar. Bu şarkının adı "Exodus"tur. Yani çıkış. Bu "Geçmişte" land =Vaadedilmiş toprak"tır. Gelecekte ise MİLLİ MARŞ gibi benim verdiğim text ile yazılacaktır emin olunuz.

Demek ki artık Millenium gereği, bizim Tennessee de (Stephen Hawking) konuşmaya başladı: Kıyamet virüsü falan diye. O benim Tennessee'den arkadaşımdır. İkimiz de Missisippi çocuklarıyızdır. Birimizin en çok sevdiği şarkı Tennessee Nights, benimki de Tennessee Waltz. Ya da Mrs.cp & Miss ccp gibi. Alfa Bravo Charlie. Sonra Delta. İşte orada. Graceland. Ya da karşısında. "Exodus" şarkısı. Acaba hangisi olmalıydı? Hangi taraftanız???? Grace kelimesi ilahi yardım demektir.

Kur'an'ın SON SURESİ olan NASR=İNAYET=G R A C E. İza Cae Nasrullahi=Allah'ın yardımı (Grace) geldiğinde... Valhalla her iki taraf için de kullanılır bir "Uzaysalbaşkent, district v.) Yani Valhalla'dan kötü niyetli biri de zamanda yolculukyapabilir /Yaptı da... Ancak ALLAHLAW (Şira'daki Valhalla) SADECE  A  L  L  A  H  Nasrı (Grace)dır. Allah Vaadidir. Bizler bütün planları boşa çıkacak olan Grace karşıtları için değil. Ondan beteri olan "Sophianistler" için endişeliyiz. Çünkü Exod'ların hakkından gelecek olan Hz. İsa (Dönüşteki İsa'dır.) Ne var ki, ondan "AZ ÖNCE" ve "KILI KILAN, UCU UCUNA " ramak payı ile"KAZANCAK OLAN" Mehdi'nin öncü askerleri olmaktır savaşımız. İsa as. ırkdaşı Yahudileri "Üçüncü bela"ile halledecektir. Ama Mehdi Süfyani savaşları böyle değil. "Zaman üzerinde bir dama- santranç oynanıp da ortaya çıkarılmış bir tuzak değil". Süfyanilik biz Müslümanların tarih boyunca başına gelen en büyük belanın adıdır. Siyonistlerle işbirliği halindedirler. Gelecekte de onlarla birleşeceklerdir. Orta Asya'daki Müslümanlar tarafından durdurulacaklardır.

Bunlar "YESEVİ"nin zaman içindeki "Yesevi"leridir. Onlar kurtuluş gününe kadar, SİMSİYAH BİR BAYRAK'A yemin etmişlerdir. Onların bayrağı "BARIŞ" bayrağı beyaz olup da SAVAŞ edenlerin tersine bayrakları karadır. Ta ki barış=Beyaz bayrak Mehdi ile geri dönene kadar.... Çünkü Mehdi kazanırsa "BEYAZ" bayrak'a yeminliler.

İslam'ın rengi var mı? VAR, Cennet için yeşil demektedir Allah. Ama Türbe yeşili değil. Kızıldan mor'a kadar hatta IR ve UV orrtalaması tam 5500 frekans ile anlatılan YEŞİL'dir. Zaten onun ortalamasıdır. Yeşil hem sıcakkanlı renktir hem de soğukkanlı renktir. Dünyada 7 rengin ortasıdır. Cennette ise başlıbaşına bir ASAL renktir. Çünkü ahırette, 7 değil 7 kez sonsuz renk var. 7 Nota değil 7 kez sonsuz ses var. 7 gün değil 7 ebediyet var. Tad da yedidir. Asit(Acı), Baz (Ekşi), Metal klorları (Tuzlu), glikoz-sakkarin (Tatlı), bildiğimiz dört tadın bizdeki izlenimleridir. Tadı yok (Su gibi) demek ise "SAYDAM" bir taddır. Bazı şeylerin Bu işin bir cebiri var (7 Renk 7 ses gibi, kokunun, tadında bir cebiri vardır).

Graceland bu işin İngilizcesi. HANİF kelimesinin de İNGİLİZCESİ diye düşünün. Hanif kelime ile yakından ilişkili... (İslamprotastantlığına Haniflik denir). Mehdi'nin hemen arkasındaki İsa'lı dönemi de içeren büyük bir ideal o? Geçmişten baktığınızda "Ütopya" amagelecekten baktığınızda, ALLAH YARDIMIYLA KURULU BİR DÜZEN olduğunu görüyorsunuz. Düzen diyorum, Düzine (Dosen, Dozen, Dutzend=12 iile ilgisiçok büyük) ve ben “karşı bağdakilerden" korkmuyorum. Ama ben "Süfyanilikten" korkuyorum. Onları hatırladınız mı? Onlar şu bizim Usame, onlar şu bizim Gonca Kuriş'i öldüren Hizbullah, onlar Edeb Ali'den bir aile, onlar Yezid, Yezidin Babası Muaviye ve onun babası Ebu Süfyan ve onun babası KURAYZ'ın Kurayzalı hısım aileleri. Bu geçmişte "Ekilmiş ve nedensel bir tohum" Kİ gelecekte meyvesini vermiş "SONUÇSAL" bir fesadolmuş.

Vay canına? Ebu Süfyan ekti, 300 yıl sonra Mehdi'ye kadar vurdu.... Bizler de arada kaldık (Ara dönem anlamında). Eh neredeyse ehli kehf gibi bizim de mağaramızda 300 yıl kalmamız gerekiyor diyebilirim. Bu Allah'ın takviminde 7,4 saat etmektedir.

İsa'nın Yahudi'lerin hakkından geleceği bir Allah vaadidir. Ama Hanif(Mehdist) ile Süfyanistin kavgası için Allah "Size bıraktım" demektedir. "Bir kavim kendini düzeltmezse Allah da onları düzeltmeyecektir" ayeti uyarınca bu böyledir. Hatta şu da işarettir, "Azmak isteyenin azmasına da yardım ederiz." Bu ayete göre, kendini düzeltmeyen bir kavim için Allah düzeltmyeceği gibi, azmasına da yardım edecektir. İşte "EL-ARABİ" Araplar bunun için Kur'an'da yerindibine sokuluyor, çıkarılıyor. Ne kafirlikleri ne münafıklıktları ne de Kur'an dili olan Arapçayı bilmediklerini geçen chat'lerde izlemiştik. Allah İsa'ya "Hak olan vaadi gereği" yardım edecektir. Ama "Mehdi-Süfyani" savaşını  bizim gayretlerimize bırakmış. Bu yüzden "İki Bağın sahibi" iki ayrı ayette iki ayrı anlatımla verilmiştir.

“Hunnes-Kunnes-Chaos-Cosmos - Hz.Musa’nın Kızıldeniz’i Yarması”

OSMOS. Şöyle de diyebiliriz? Gökler yerler ve İKİSİ ARASINDAKİLER". Osmos ya da oskotic pressure , hücrelerde çok yoğun ortamdan, az yoğun ortama" GEÇİŞİ sağlayan bir mekanizmadır. Örneğin, çok tuzlu bir suda yaşayan tek hücrelilerin yoğunluk farkı nedeniyle kendi sitoplazmalarının hücre zarını delip geçmesine osmos olayı deniyor. Yani vücudun içi dışarıya boşalıyor. Hücre zarlarında (Membran) bir ağız vb. yoktur. Dışarıdaki ihtiyaçlarını OSMOS yoluyla membrandan geçirip kendi bünyelerine katarlar. Şimdi bu OSMOS genel kuraldır. Isı da öyle değil mi? Termodinamik yasalara göre, ısı sıcak uçtamn soğuk uca doğru hareket eder. Elektrik gerilim farkı (Voltaj) da öyle...

 

www.geocities.com/khanifage

1