3------------------------------------------------------------------------------------

Aslında o kız ne kraliçe ne de dansettiği partneri bir kral... Pekiyi ne? Hem bir ülkeyi yönetiyorsunuz ve soylu değilsiniz. JİVE diye bir akademiden mezunsunuz. Top gençlerde... Üç yaşında bilgisayar eğitimi tamam... Bu arada sibernetik yüzünden okuma yazma aradan çıkmış. WEB yüzünden herşey cebinde. Tüm toplam insanlık bilgisi... bunları ezberlemek mümkün değil. Eskiden bir mühendis vardı. (Hendese=Hesap uzmanı'ndan geliyordu). Şimdi mesela bilgisayar mühendisi, tekstil mühendisi genetik mühendisi 130 dal var gelecekte ise bu 13000 dal olursa, çocuklarınızı öyle hayat bilgisi, resim iş, beden eğitimi diye ağdalı ağdalı 11 yılda öyle liseden mezun edemezsiniz...

Web=KİTAP KALKACAK ayetinin tecellisi ve ta kendisidir... Bir anlamı da Kollektif bilinçaltı demektir. ANKEBUT=Örümcek ağı ne demek sanıyordunuz ya? Hem de ne çürük değil mi? Bir virüs bir disconnect, bir güneş lekesi bir elektromagnetik fırtına bir Montauk deşarjı, al sana WEB=WEBB bitti...

Evet bir sinek=bir virüstür. Atalarımız ne demiş "Virüs küçüktür ama HD bulandırır" Jung'un teoremi "Ataların mirasına" geldiğimizde ise.. Kollektif bilinç kaybolma, virüslenebilirim her an...

Evet Carl Jung Freud ve Frömm gibi "Bireyci" değildir. Jung, "Bir ortayalama, bir istatistik olarak görür davranış birliğini..." Bir bileşkedir sanki.. Yani psikoloji tekil sosyoloji çoğul gibidir... Bu bakımdan tümden gelimli olarak ben Jung'un kollektivizmine inanırım. (Tam değilse de , hayvanları ve primatları inceledeğimde ya da belgesellere baktığımda bu kabileciğili ve destancılığı görüydrum). Gustave, Erich ve Sigmund şöyle dursun biz gelelim yine JİVE'ye...

Bu bir genetik mucizesi değil... Koşullar sizi üç yaşından itibaren mühendis(liğin binlerce dalından birine) kanalize etmektedir. Biri diğerinin bildiğini ancak WEB ile bilebilmektedir. Yani ben eğer uzay tıbbını merak ediyorsam ve kendim sadece bir KIVAMLI FOTO MÜHENDİSİ isem, bunu gidip bir yerde ortak bir okulda okuyamıyorum. Çok HOBBY edindimse WEB search ediyorum. Zaten taşıdığım identification card magnetiktir ve WEB de yüzlerce TERABYTE sanal HD'm var. Üstelik o sadece benimdir, KİMSE okuyamaz. Çünkü herkese bir (Özel parmak izi olduğu gibi), ÖZEL BİR frekans var... O frekansın ucunda ise holografik hafıza bazında  TERa baytlarla ölçülen bir belleğimiz var.

Nerede o eski okullar... Şimdi herkesin bilgisayar entegrasyonu var... Öğretmen bile görselliği çabuk öğrenimi yavaşlatan bir FORMALİTE hele hele KİTAP ne ki? Kitap bir nostaljidir... Nostalji takılan onu öyle okur... Ama tutup da dünyanın tüm kütüphaneleri dolusu kitapları bir iskambil kağıdındaki magnetik kart ile yanınızda taşıyorsanız farkı siz kıyaslayın. KİTAP kalkmıştır artık (Kur’an öyle diyor zaten). Yerine DÜNYA KİTAPLIĞI gelmiştir.

O kitaplığın içinde plajda uzanıp okuduğunuz klasik kitap da var... Yani birkaç milyar kitap içinde sizin o sevdiğiniz kitap da var. Ben olsam, plajda KASKIMI takarım. Kask deyip geçmeyin:

1. Yastık görevi yapıyor.

2. Gözleri güneşten koruyor.

3. Multimedia. Müzik dinliyorsunuz ve üç boyutlu olarak mini TV yayınları video vb yanında uzaysal olarak sanal kitabınızı okuyorsunuz.

4. Kask güneşten kendi fotocell enerjisini üretebiliyor. Kask yelpaze gibi minimalize olarak katlanabiliyor.

Ama üzgünüm kask çamaşır yıkayamıyor. Ancak evinizdeki tüm otomotif araçlara emir veriylor (Zaten o kask bir PC ve bir Play Station aynı zamanda). O kask size beyin alfa vb. dalgaları üreterek sakinleştirebilmiyor. Yani saymakla bitmez... Çünkü bir iskambil kartı kadar olan kişisel bilgisayarınızın DEVASA bir uydusu gibi o Kask... Gelecekte seçimler bu bireysel kartlarla yapılıyor: Memnun değilseniz HAFTALIK seçim (Buna plebisit deniyor yani bir tür referandum) yapılıyor. Beğenmediğiniz idareci gidiyor.

Haftalık KRAL ve KRALİÇELER var demek istiylorum.. JİVE DEHALAR Akademisidir... Kanından dolayı değil, dehasından dolayı mezun olan (Üniversiteden mezuniyet yaşı 17'dir) kanı nedeniyle değil YÖNETİCİLİĞİ nedeniyle ve beşik kertmesi gibi genelde birbiriyle evli olabilecek ÇİFTler değilse, puanca en uyumlu çiftler QUEEN olur, King olur. Biri Vali diğeri Mayor olur. Yani seçilmişler rastgele seçilmişler değil.

ÇEKİRDEMKTEN YETİŞEN T E K N O K R A T L A R I N içinde EN LAYIK OLAN BİR Ç   İ   F   T   İ   N   seçiminden ibarettir. Sizce bunda demokratik olarak bir terslik var mı? Yani EN İYİ UZMANI seçiyorsunuz hem de haftalık güvenoyu (Plebisit ile) ile öyle dört yıl ense yapıp yatamıyorlar. İşleri de çok zor... Megakentleri BİRLİKTE yönetiyorlar. Devlet gelmiş BELDELERE oturmuş, öyle merkezi idare yok. Belde belde-belediye belediye KENT devletleri var. Biri turizm Hansa'sı, birisi mesela balıkçı köyü Hansası biri örneğin expensif tarım Hansa'sı, biri doğa-onrman Hansa'sı... Orman köyleri gibi... Köy-site bir yana, asıl olan KENT(Hansa yönetimi) her bir kenti (Kasabadan tutun da İzmir gibi makropolislere kadar) bir birimi bir devlet olarak benimsiyor.

Düşünün bir kenti... Örneğin Balıkesir kazalarını... Altınoluk=Vatikan zenginliğinde, Edremit=Liechtenstein zenginliğinde 6 km ötede Havran=San Marino zenginliğinde, ondan 9 km ötedeki Burhaniye=Monaco zenginliğinde... Ayvalık=Lüksemburg refahına eşit. BİLMEM anlatabildim mi?

Tüketken değil ÜRETKEN KENT devletler (Hansa'lar). Kral ve Kraliçe yani 17-27 yaş arası veletler buna yarıyor... Herbiri de JİVE mezunu... Doğuştan yönetici (Hani Alman mucizesi, Japon Mucizesi falan diyoruz ya). Kraliçe bu işte... İsterse dansetsin bana ne... Yeter ki MİLLET için CİTİZEN=Siite hemşehriliği için çalışsın. Yüksek maaş...Kendine güvenen genç benim kralım-kraliçem olsun  gurur duyarım... 

“Take My Breath Away”

Daha önce, "GELECEKTE YAZILMIŞ" bir şarkının sözlerini incelemiştik... GELECEKTE yazılan ve GEÇMİŞE aktarılan... Böyle birkaç lyrics (Text, güfte daha var). Ama bu "GELECEĞİN besteleri içinden üçünü çok severim...

Take my breath away.... Beste ve güfte olarak GELECEKTE bestelendi, geçmişe "ÖTELENDİ" Berlin söylüyor, Top Gun filminde çok alakasız bir biçimde yer almıştı...

İsterseniz onu da "GELECEĞİN MÜZİĞİ ARŞİVİMİZE ALALIM”, şimdi yazıp tercüme edelim, arzu ederseniz. Müziği de çok güzel bilirsiniz ve içindeki sırlar muhteşem...

TAKE MY BREATH AWAY
    NEFESİMİ AL GÖTÜR

Watching every motion
    Her hareketi izlemek
In my foolish lover's game
    Benim aptalca aşıklar oyunumda
On this endless ocean
    Bu sonsuz okyanusda
Finally lovers know no shame
    Sonunda sevgililer utanç olmadığını biliyorlar
Turning and returning
    Dönüş ve geri dönüş
To some secret place inside
    İçerideki gizli bir yere
Watching in slow motion
    Ağır çekimde izlemek
As you turn around and say
    Dönüp söylediğinde
Take my breath away
    Nefesimi al götür
Watching I keep waiting
    İzlerken bekliyorum.
Still anticipating love
    Sevginin gerçekleşeceğini hala biliyorum
Never hesitating
    Hiç tereddüt etmiyorum.
To become the fated ones
    Kaderde yazılmış olanlar olmak için
Turning and returning
    Dönüş ve geri dönüş
To some secret place to hide
    İçerideki gizli bir yere
Watching in slow motion
    Ağır çekimde izlemek
As you turn to me and say
    Bana dönüp söylediğinde
Take my breath away
    Nefesimi al götür
Through the hourglass I saw you
    Kum saatinin içinden seni gördüm
In time you slipped away
    Kaydığın zaman
When the mirror crashed I called you
    Ayna kırıldığında seni çağırdım
And turned to hear you say
    Ve senin dediğini duymak için döndüm
If only for today
    Sadece bu gün için
I am unafraid
    Ben korkmuyorum

Dikkat ediniz "SLOW MOTION", zamanda hızlı olan yolcunun durana göre zamanının genleşmesi... Tarık suresi "HİÇ BİR NEFS OLMASIN Kİ üzerinde gözetleyeni=Watcher olmasın. Sonsuz okyanus??? Ve zamanda geriye gidenlerin ardından söylenen bir söz: "Dualarım seninle, dualarımı da beraberinde götür." Turning and Returning SECRET PLACE saklanmak için... Ve KUM SAATİ Öyle bir zamanki... SLIPPED away. If ONLY for T O D A Y. Bunlar sıradan heryerde bulunabilecek sözler mi? Yoksa biraz James Joyce'ça mı?

Evet böyle bir kaç şarkı adeka anthem gibi , marş gibi... Öteki taraf ise HAVANAGILLA diyor. İletilme nedeni yok... Sadece passanger HATIRLIYOR böyle bir melodiler olduğunu... Sözleri için sıradan, normal diyebilir misiniz? Bu sözler normal mi? Normal ise nasıl bir rastlantıdır bu?Akıllı torunlar ile dedeler arasında bu "ÖTELEME" olayı var ...

Bir Türkçe şarkı var: (TSM) "Uzun yıllar ötesinden hatırını sorayım mı?" diye... İşte öyle bir şey ötelemek Messenger'den Passenger'e giden yollar var. Yolları çatallanan bahçeler var. O bahçelerin sahipleri var Maşaallah demeyen ve de İNŞAALLAH diyen. Evet akıllı torunlar gerçek dedelerin torunları...

“Tennessee Waltz - Tennessee Nights”

Take my Breath Away acaba bir zaman yolcusunun ardından söylenen bir İLAHİ gibi olmasın? Mississippi Deltaları, Graceland (NASRULLAH ÜLKESİ). Paul Simon sadece GEZDİ ve DERLEDİ, yani hazır bir melodinin (anonim gibi) üzerine yorum attı.

Tennessee Nights (Aslı 10SCE Knights) ve Tennessee Waltz (Aslı 10SCE Walhalla TZ). Z daima Zone'dur, T de daima Time'dır. Audrey Landers söylüyor bunu... Böylece 7 melodi tamamlanmış olacak.

SweetHeart=Mrs.CP. Miss CCP'ninki ise, Tennessee Nights. O şarkı da bendenizim efendim.

ZİP CODE, benim. Sözleri size TUHAF gelmedi mi "BENİM ŞARKININ" Tennesse (k)nights. Görüyorsunuz değil mi, şarkılar bile SIRLAR ile dolu. ANLAŞILMAMAK İÇİN BESTELENMİŞ sanki "Bazıları"... ve en tuhafı "GELECEKTE BESTELENİP", "GEÇMİŞE GETİRİLMESİ". 1N=WANEN gibi, Walhalla gibi. Benim anons ettiğim şarkılar "FeedBack"ler. Nasıl olsa Millenium (Ben MİLATİUM diyorum) için sır kapıları açıldı. Ben de artık iyiden iyiye yazıyorum HA-VET'leri. İki şarkı ise henüz getirilmedi. Yani gelecekten getirilmedi demek istedim.

“Futuroloji”

Gelecekte Euro değil Worldollar of WEMBank olacak (Arka yüzünde WelTaller yazılı). Welt=Dünya. Kelimenin kökeni Germence TALLER. Almanca’da bile halen kullanılıyor (Pfennig=Penny gibi, Dollar=Taller'den gelme). Bunun gümüş bozukluklarına da Grosch(en) deniyor. Taller=Dollar ya da Taler=Dolar.

“Immanuel Velikovsky”

Velikovsky bu işi iyi biliyordu. O da ORADAYDI. “Worlds in Collison”ı yazarken... Ha/vet olarak oradaydı. Ayın görünmeyen yüzünün haritasını çizdi verdi ve aynen ÇIKTI. O oradaydı... Bunun anlamı şu olmalı:

Geleceğin çocuğu olan Velikovsky defalarca Ay'daki Luna Park'lara ve kolonilere gitmişti. Aristarkus Krateri’nden, Brahe Krateri’ne kadar heryeri biliyordu. Geçmişte bir kez daha VAR olunca, "Haritayı çizdi". Boşuna demiyorum adam oradaydı. Gözleriyle GÖRDÜ diye... Tutup da Jules Verne'nin hayali uzay gemisine binip Ay'a ve Jüpiter uydularına gitmedi herhalde.

“Palton - Akheneton”

Baladun... Bu kişi peygamber olmasa da çok bilge biri olabilir. 12.000 yıl öncesindeki bir TUFAN'dan söz ediyor. Bu MISIR telaffuzudur. Muhtemelen Sais ve Thebes Rahipleri bu konuda "Baladun'a sen çocuksun" diyor. Şurası çelişik: Baladun tufandan hemen sonraki Ham'ın soyundan gelen biri... Ama Platon "Ondan 12 bin yıl sonra gelmiş" biri... Platon gerçek adı olmayabilir. Analizine baktığımızda "Düzlüğe çıkmış ya da Pluton'un kutsadığı ya da, ölümsüzlük otu gibi adları var. Bu tanımlar sanki "Platon" isminin bir "Lakap" olduğunu ima ediyor. Çünkü ciddi bir isim değil gibi duruyor.

Baladun'un Platon olma ihtimali belki var. O zaman peygamberdir denebilir. Yani adı Baladun ise... Bunu etimolojik olarak bir tek veri destekliyor: Örneğin Ptolemeois ya da Ptolemeos diye bir astronom var, eski Yunan... Batlamyus. Platon=Baladun ise o zaman peygamber olduğunu ileri sürebiliriz. Ama sadece bir tek kanıtımız var: Ptoleme=Batlamius analojisi sadece...

Araplar ise tam tersine Batlamyus'u kabul edeceklerine onu Eflatun diye çevirmişler. Fakat Sais ve Thebes rahipleri (daha sonra Luxor Rahipleri) sadece din sınıfının okuduğu bir Hiyeratik geliştirmişlerdir. Bunlar halen de Açık Hava Müzelerinde Memphis'de vb. duvar kabartmalarında bulunmaktadır. Hiyeratik bir şifre yazıdır, numerolojiktir ve TAROT gibi kombinasyonlar kurularak okunmaktadır. Hiyeroglif ise kolaydır.

Sözgelimi Cleopatra okuduğumuz isimin yanlış telaffuz edildiğini Hiyeratikler bize anlatıyor: “Eklebon-Utur”. Evet aynen böyle... “Zehir içerek kendini öldürten kraliçe”... Anlamı “Çingeleneler Kraliçesi”... Kleopatra ismi bu kadar büyük telaffuz değişikliklerine uğramışsa belki de Baladun Platon'dur o zaman da peygamberdir. Değilse peygamber de değildir ve Tufan'dan 8 bin yıl sonra oraya gitmiş Thebes rahipleri ile konuşmuş ve diyalog kitabını yazan bir antik Yunan’dır. Criatis de Tantalos'ludur zaten (Zamphyr diye bir ada). Timeus tiplemesi ise tam bir sırdır... Zaten bu isimleri verenler antik Mısır rahipleridir, yani isimlerin telaffuzu tam olmayabilir.

Çinliler de Cücen Türklerine "Yü-e-Chi (Yecüc) demektedirler. İşin tuhafı Avar, Jiujiu olmaktadır. İyi de neden resim yazılarda bu kadar inanılmaz büyük "Telaffuz değişiklikleri" oluyor? Mesela Bjutrus Gali... Butrus=Petros, Gali=Galile=Celile (Kutsal kasaba). Yani arapçası Celileli Butrus. Yunancası Galile'li (Bir gölün adı) Petros. Bildiğimiz Aziz Peter (Pier vb.). Mısır'lı bir Kıpti Rahibinin oğludur Butrus Gali ve monofizist bir Hristiyan ayrıca siyonizmin de en yakın adamlarından biridir.

Akheneton, Athen, Athon, işte o bir peygamber ve Musa'dan tam birn yıl önce "TEK TANRILI" bir MISIR dininin kurucusu... Hiksoslar 120 yıl egemen olmuş bir kavimdir. Nereden geldiklerini ve Mısır'ı niye işgal ettiklerini normal tarih bilmez (bilmediklerini de itiraf ediyorlar zaten). MÖ. 1580'de Ahmes (firavun) onları ülkeden attıktan sonra yeniden "Tanrının oğlu Firavun" dönemi başlatıldı. Hiksoslar ise "TEK TANRILI" bir dinin sahibiydiler. Hatta Tebai kentinde "Tek Tanrı" için bir mabet yaptıkları da biliniyor. Tebai=Thebes eski başkent idi. Tüm tarih kayıtları orada tutulurdu... Back-up'larından biri Menfis de daha sonra (İskender İskenderiye kentini kurduktan sonra) İskenderiye'de büyük bir kitaplık yapıldı. Sonra da yakıldı. Bize nasihat kaldı sadece... O kundaklama olayında bir GEÇMİŞ tarih yokoldu.

“Nikola Tesla”

Bir belge var adının Kamuran veya Kâmran olduğuna ilişkin. Nikolai adını "Osmanlılardan Şeyhülislam'dan kaçmak için" aldığını bildiriyordu önceki KMA'lar. ABD'de ona Nikolai demiyorlar. Cameron diyorlar. Bunu bizzat Tesla istiyor. Çünkü kaçmak için SAHTE EVRAK'a Nikolai diye yazdırınca Boşnaklara karışan Şeyhülislam (Sancak eyaleti yönetmeni aynı zamanda) Sırp kabul ederek işine karışmıyor. Ölüm emrine varacak kadar ileri gidiyor Şeyhülislam. Bir gece Karadağ'dan gemiyle "Sırp ve Hristiyan" görünerek Trieste'ye kaçıyor. Oradan da kömürlü gemide ateşçi olarak bedava niyetine ABD'ye göç ediyor. Ellice adasında soruyorlar: "Senin başka bir adın vb. daha var mı?" diye. O da Kâmuran diyor. Cameron diye yazacak gibi oluyorlar ama "DELİL" yetersiz olduğundan yazmıyorlar ve Nikolai olarak kalıyor (Hansel Heiberg = Alias Carlos M. Allende anıları).  

“Biyoritm”

Abraham Lincoln'ün kongreye seçildiği yıl 1846. John F. Kennedy'nin kongreye seçildiği yıl 1946. Abraham Lincoln'ün ABD başkanı olduğu yıl 1860. John F. Kennedy'nin ABD başkanı olduğu yıl 1960. Her iki başkan da bir cuma günü suikasta kurban gitti. Her iki başkan da başlarına isabet eden kurşunla öldu. Lincoln'un sekreterinin soyadı Kennedy idi. Kennedy'nin sekreterinin soyadı Lincoln idi. Lincoln ve Kennedy güneyliler tarafindan öldürüldü. Lincoln ve Kennedy'nin koltuğuna güneyliler oturdu. Yerlerine gelen başkanların soyadları Johnson'dı. Lincoln'den sonra başkan olan Andrew Johnson'un doğum yılı 1808'di. Kennedy'den sonra başkan olan Lyndon Johnson'un doğum yılı 1908'di. Lincoln'u vuran John Wilkes Booth'un doğum yılı 1839'du. Kennedy'i vuran Lee Harvey Oswald'ın dogum yılı 1939'du. İki suikastçinin de üç ismi vardi. İki suikastçinin de isimlerinde 15 harf vardı. Lincoln, ''Kennedy'' isimli bir tiyatroda vuruldu. Kennedy, ''Lincoln'' marka bir otomobilde vuruldu. Lincoln'u vuran tiyatrodan kaçtı, bir depoda yakalandı. Kennedy'i vuran depodan kaçtı, bir tiyatroda yakalandı. Her ikisi de davaları başlamadan öldürüldü. Ve son olarak...  Lincoln ölmeden bir hafta önce Maryland Monroe'daydı. Kennedy ölmeden bir hafta önce Marilyn Monroe'ylaydı.

Şimdi buradaki olayı bir açıklayalım... Olay Şi’ra'da (7 anlamından biri URANUS). Şi'ra ayeti gelene kadar bilinen en uzak gezegen Zuhal (Satürn) idi. Uranüs'ü 60-70 yıl önce Herschel buldu. Şi'ra neden Uranüs’tür? Çünkü bir turunu 1000 ayda tamamlar. Yani aynı noktaya gelmesi tastamam 1000 ay sürer. Bizim 365 günlük güneş turumuz Uranüs için 1000 AY, bu yüzden URANÜS'ü 7 anlamdan birine otomatikman bağlıyorum (Hızır burada olsaydı O da gözünü kırpmadan aynıyere bağlardı merak etmeyin).

Evrendeki büyük olaylar daima şu 83 sayısına kilitlenmiştir. Adem'den sonra biliyor musunuz, insanlığın ikinci Ademi olan NUH'un gemisinde 83 kişi vardı ve herbiri için bir ayet indi (Yasin suresi). 40 çift, 80 kişi demek... Nuh karısı vb, hassas ve kati olarak tam 83 kişi. Lut da öyle hassas olarak tam üç kişiler (Karısı kristalize oldu, Nuh'un da büyük oğlu Yamm (Kenan) boğuldu. Tam olarak Magami denen bir kavimin seçilmiş kişileriyle birlikte 83 kişilerdi.

Venüs Jüpiterden kopmuştu ve şimdiki yerine gelirken Uranüs'ü Tietz-Baade sayısındaki yerinde bozmuştu... Neptün ve Uranüs'ün arası yaklaşmıştı. Uranüs, sistemde çok zıt bir gezegen: Sistemde tüm gezegenler Güneş elipsine DİK bir aks ile dönerken, Uranüs yatay. Yani Kutupları yukarı aşağı değil, doğu batı ve dönmesi de bir tuhaf. Onu bir yakından görseydiniz inanılmaz bir gözalıcılığı var. Satürn’ün çok güzel rengarenk halkaları var, eyvallah... Ama göz alışıyor. Uranüs öyle değil, HİPNOZ oluyorsunuz... Bir OLUMLU ELEKTRİK ile yükleniyorsunuz ve o gezegeni fotoğraflarken farklılığı fotoğraflarda çıkmıyor. İlla ki gözünüzle göreceğiniz bir şey... Nasıl anlatsam, şu bizim Bodrum Akvaryum'u bileniniz vardır. O Türkuvaz rengi... Suyun dibini görürsünüz... Ama resmini çektiğinizde o mavi boya gibi bir mavi olur. Orayı ve diğer côte de Turquoise kıyılarımızı yerinde görmek gerekir. Uranüs de böyle... Resmine bakarsanız hiçbir şey vermez size... Ama şöyle bir yakından bakarsanız tuhaf bir elektrik yüklüyor. İnsan, hani şu orucu açmaya son beş dakika kalır ya Allah'a teslim olmuşsunuzdur, boynunuz bükük ve etik yönünüz çok güçlüdür. Fakirin açın halinden anlarsınız ve Allah'a daha yakınsınızdır ya, öyle bir elektrik yüklüyor.

Dünya ise uzaydan öyle değil! Korkutuyor... Simsiyah bir uzayda mavi bir tuhaf görüntü. Sanki siz onun yörüngesinde değilsiniz de o sizin üzerinize kapaklanacak... Yönünü de şaşırtıyor ve acımasız... Belli bir açıdan girmezseniz sizi öldürüyor DÜNYA. İyonosfer ise OLUMSUZ elektrikle yüklü. Resmen kaşınıyorsunuz. Karaciğeriniz bu elektrikten rahatsız oluyor. Dünyanın elektriği ÇOK olumsuz. Olumluluk, sadece kuşların uçtuğu yerden başlıyor ve denizlerde tamamen çoğalıyor. Sık bitkilerde ise tamamen siz o URANÜS elektriğini alıyorsunuz.

Uranüs 83 yılda=1000 ayda dolanırken dünyayı çok etkiliyor. Zodyakı bir saat gibi düşünün (Klasik saat). Akrep ve Yelkovanı olarak da MARS (650 günde dönüyor)  ile Uranüs olarak düşünün. Bunlar 83 yılda bir ÜSTÜSTE çakışırlar... Uranüs sanki kendini KADİR GECESİNİN bir "Mini Thales teoremine" bağlamış gibi... Necm Suresinde ismen zikrediliyor. Mars ile geçimsiz ama biri akrep diğeri yelkovanı oluşturacaklar mecburlar, isteyerek ya da istemeyerek bir araya gelecekler... Geliyorlar da!

Amerika tarihi ile ilgili o 83 yıllık peryodları vermiştim. 1943 (ABD'nin savaşa girişi)... Bundan 83 yıl çıkınca ABD iç savaşı başlıyor. Ondan 83 yıl çıkarınca Boston'lular İngiltere’ye karşı ayaklanıyorlar ve Kurtuluş savaşı başlıyor. Bir 83 yıl daha çıkarınca...(Araştırmayı size bırakıyorum). Pekiyi bu 83 yıl tekerrür ediyorsa 2026 ve 2109 yıllarında birşeyler daha olacak demektir.

2046'da kongreye seçilip 2060'da ABD başkan olan, sekreterinin adı Kenneth Lincoln (?) gibi bir şey olan, bir cuma günü öldürülecek olan, halefi 2008’de doğmuş Johnson soyadlı biri olan, 15 harfli ada sahip 2039 doğumlu bir suikastçi tarafından bir tiyatronun yanındaki depodan ateş edilerek Lincoln caddesi üzerinde Kennedy ya da Kennedy caddesi üzerindeki Lincoln adlı bir yerde öldürülecek olan ve ölümünden bir hafta önce Marry Ann Moroon (?) ile birlikte olmuş olacak..işte 2046 yılı...

1