sevgideğer Hanif gül dostlar
Kader konusundaki Dr. dan aldığımız veriler ışıgında düşüncelerimizi paylaşalım dilerseniz.
Kişisel
kaderi determinizmle izah etmek imkansızdır. Ateist ve materyalistler
determinizmden yanadır . olaylar doğanın madde yasalarından oluşur
insanın kaderinde de belli fizik yasalar etkindir derler. Onların
haklılıkları sadece eşyanın kaderindedir. İnsanı eşyadan ayırmadan
sadece atomlardan kurulu biyolojik bir varlık (android-kö le) sayarsak
deterministler haklıdır atomlardan gezegenlere kadar tüm eşya önceden
verilen bir proğram taşır bu proğramın dışınada asla çıkamazlar
eşya fizik kaderini yaşar ve bu asla değişmez Allah ; 4 boyutlu
uzay zaman evrenin de tüm maddesel ve madde ötesi varlıkları
kudretiyle kuşatmış
İnsana gelince....İNSAN bir yönüyle beşer bir yönüylede zaman ve mekan ötesi (11 boyutlu ) bir varlıktır ...İnsandaki İlahi ceryan olan RU H ve Nefs sebebiyle insana ayrıcalık tanınmıştır. OL emri Eşyanın ve insanın ortak kaderi iken İnsana RUH nefyedilmesiyle İnsan Allah ile Bağ kurmuş (Meleklerden üstün oluşun geregi) eşyadan farklı bir kaderi üstlenmiştir. Bu kader SORUMLULUKTUR . İnsan istemekte talepte özgürdür me suliyetide buradan doğmaktadır.
İnsanın üstünlüğü olayların ve hadiselerin yaratılışında söz sahibi olduğundan değil onu talep ettiğinden dolayıdır.
Anlaşılması zor olan şudur.....
Tüm varlığı sonsuz güç ve kudretiyle kuşatmış Evrensel güce rağmen ;
İNSANIN KENDİ KADERİ ÜZERİNDEKİ ROLÜNÜ ANLAYABİLMEKTİR....zor olan...
Hadid Suresi 22-23
Size yeryüzünde ve nefislerinizde isabet eden bir olay, bizim onu yaratmamızdan önce,mutlaka bir kitapta yazılmıştır. Bunu önceden takdir edilmiş ve yazılmış olduğunu bilip elinizden çıkan şeylerden dolayı üzülmemeniz ve elinize geçen ile de sevinip şımarmamamız için açıklıyoruz.
Nisa-79. Sana gelen iyilik Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir
Allah nefisleri özgür serbest bıraktığından ( dinde zorlama olmadığından ) sizin aleyhinize olan dilemeleriniz dahi yerine getirilir sizin talepleriniz olduğu için neticesini tabi ki siz yaşayacaksınız dilediğinizi yapın ama neticesine katlanmak ve şikayetçi olmamak gerekir..bunun ötesinde de başka bir sorumluluğunuz yok zaten daha ne olacak ki en büyük sorumluluk yaptığının neticesini kendinizin yaşıyor olmanız en büyük sorumluluktur. Ceza ve mükafat da budur. Yani Allah’ın hiç bir zorlaması yoktur. Halifelik , insanın özgür irade sahibi bir varlık olması bunu gerektirir. İrade sahibi olmak özgür olmak iki taraflı keskin kılıç gibidir lehinize de büyük getirisi olabilir aleyhiniz ede büyük riskleri olabilir .. Allah alemlerin rabbidir kafirinde mümininde dileği onun indinde aynıdır ayrım yapmaz sadece müminlerin rızasına uygun t aleplerinde o rızaya uygun talebi isteyen kuluna özel merhameti ayrıca vardır..koruması ayrıca vardır.. işte buna cennet demişler... işte insanın meleklerden üstün olabilme özelliği buradan kaynaklanmaktadır. İnsanların dilemeleri de öyle sadece dil ile değil fiilleri yaşadıkları Onun lisanı hal ile dilemeleridir kendisi farkında olmasa dahi yaşam tarzıyla dilemektedir uyanık olmadığı için şuurlu olmadığı için neler dilediğinin farkında değil.. siz ceza hukukunu bilmeseniz de hukuk yasalarına aykırı olup olmadığını bilmediğiniz bir eyleminizden dolayı eğer aykırı ise ceza alırsınız yaptığınızın yanlış olduğunu bilmemeniz mazeret değildir..Sünnetullah yasaları ; da aynıdır ateşin yakıcılığı değişmez yasadır bilende yanar bilmeyende ama zamanla öğrenip tedbir alan korunur. Allah rızasının olmadığı işleri Kuranda açıkla mıştır bu yüzden Rızasının olmadığı halde yerine getirdikleri dileklerden onu mesul tutamazsınız . her işin yerine gelmesi Allah’ın kudretiyledir çünkü yaratan Allah’tır Allah kudretiyle yaratır ama dilemeyi , istemeyi kula vermiştir. Kulum benden ne dilerse yerine getiririm der.
37-96. Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarınızı Allah yaratmıştır.
Dört boyutlu uzay zamanda eşya , mahlukat zorunlu olarak fizik kaderini yaşar bu asla değişmez varlıkların inanıp inanmamaları küfürde </ SPAN>veya imanda olup olmamaları bu kaderi asla değiştirmez güneşin yakıcılığı , dünyanın dönüşü kafir içinde mümin içinde geçelidir.. Zikr ile kader değişmez her varlık, eşya Allahı zikreder& nbsp; ama kaderi değişmez.
Sadece insan DUA edebilir.....
Kaderi etkileyen ise DUA (kişisel içerikli dua) ve salat (toplum içerikli dua ) ile seslenmektir. İşte bu duadır ve kaderi / Levhi Mahfuz Ana Kitabı bu etkilemektedir. Allah Mucip dir HER DUAYA (ve de bedduaya ) icabet edicidir. Mercii dir hayır ve şer dileyen herkese dilediğini mutlaka verir. Örn. İblis ademoğullarına can düşmanı olmayı dilemiştir. Ve el mucip Allah vermiştir dileğini . şer dilemiştir...Oysa Hayr dileseydi halen cennet Baş meleği olarak kalacaktı YANİ kaderini DUA (ve/veya Beddua ) ile değiştirmiştir. Nuh As hep Rabbini anmıştır zikretmiştir ve tesbih etmiştir ama dua etmemiştir insanlığa , tam tersine Beddua etmiştir ve bedduası kabul olmuştur. Yani KADERİ etkileyen zikr değil ; Niyetlerimiz ( suiniyet ve hüsnüniyet ) DUALARIMIZDIR Hızır Levhi Mahfuza ÇIKAN duaların tümüne operatördür. Yani kaderi değiştirme fonksiyonlarını yerine getirir. (Kaderin değişmeside kaderdir bunu unutmayalım ) Şu anda yazılı kaderiniz her an değişebilir. Evlat istersiniz gelir hayırlı evlat istersiniz belki elinizdeki hayırsız olabilecek evlat ölür yerine hayırlı evlat gelir ; neyin hayr neyin şer olduğunu kullar bilemezler . Bu şekilde kaderiniz değişir Dua Allah’adır uluları erenleri rahmetle anın ama sakın onları Allah ile aranıza sokup elçi gibi dilemeyin . Hanif bilincinde Allahtan isteyin ve sabr edin gelecektir. SABR son derece önemlidir.
Bakara-45. Sabır ve Salat(dua) ile Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah'a saygıdan kalbi ürperenler (Haşyet duyanlar)dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.
Dualarınız varya.. onu zorlayın. Paranormale mümkün olmayana doğru dualarınızı zorlayın. İmkansızın ötesine geçmezseniz mümkün olanı göremezsiniz. Paranormale geçin ve normali görün .
Paranormal boyut , imkansızın ötesi = 7 saklı tünel boyutu...Bu boyutta her şey değişebilir Ama normalde 4 boyutlu dış alemde Sünnetullah gereği hiçbir şey değişmez....
Demek ki NORMAL şartlarda kaderde bir değişiklik istemek kabul görmüyor.....
İsra-84. De ki: Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre(normal şartlarda proğramları doğrultusunda) iş yapar. Bu durumda kimin doğru bir yol tuttuğunu Rabbiniz en iyi bilendir....
Normalde ....İnsanların inanıp inanmamaları bu 4 boyuttaki kadere etki yapmaz bu yüzden kaderden razı olabilmek için dış alemin değişmesini beklemek boşunadır değişmesi gereken NEFSİMİZ in beklentileri BİLİNCİN algılamalarıdır. Bu da Kur’anda belirtilen İlahi hükümlere uymakla mümkün olur. Bizde oluşan azap veya mutluluğun kaynağı olaylar ve hadiselerin bizatihi kendisi değil bu olaylar karşısındaki yanlış yada doğru algılamalarımız , etkilenmelerimiz , tepkilerimizdir bunlarda Kur’an hükümlerini dosdoğru anlamak yoluyla bilincin arınması ile HANİF oluş sayesinde olacaktır.
HANİF MÜ’MİN NEFSİNE VE NEFSLERE YANİ NEFSLERİN İŞBİRLİKÇİSİ SÜFYANİSTLİĞE KARŞI PROTESTTİR......
Nisa-79. Sana gelen iyilik Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter.
2-272. Onları doğru yola iletmek sana ait değildir. Lâkin Allah dilediğini doğru yola iletir. Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları ancak Allah'ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Hayır olarak verdiğiniz ne varsa; karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.
9-51 De ki: "Allah'ın bize yazdığından başkası başımza gelmez. O bizim Mevlamızdır, inananlar Allah'a güvensin."
6-17 Allah sana bir sıkıntı verirse, O'ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik verirse başkası onu engelleyemez. O, her seye Kadir'dir.
13-11 Her biri için onu önünden ve arkasından izleyen gözcüler vardır ki, kendisini Allah’ın emrine bağlı olarak koruyup denetlerler. Gerçek şu ki Allah, bir toplumun maruz kaldığı şeyleri, onlar, iç dünyalarını değiştirmedikçe, değiştirmez. Allah bir topluma bir perişanlık dileyince de artık onu geri çevirecek bir güç yoktur. Ve onlar için Allah dışında koruyucu bir dost ta olamaz.
Tekvir-29. Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
İnsan -30. Sizler ancak Rabbinizin dilemesi (izin vermesi) sayesinde (bir şeyi) dileyebilirsiniz. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
NEFSİNE HÜKMEDEMEYEN 4 BOYUTLU FİZİK KADERE TABİDİR....
Yunus-100. Allah'ın izni olmadan hiç hiçbir nefs inanamaz. O, akıllarını kullanmayanları murdar (inkârcı) kılar.
Ar’af-178. Allah kimi hidayete erdirirse, doğru yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır.
Zümer-37. Allah kime de hidayet ederse, artık onu saptıracak yoktur.
ÖZ den gelen ( gönülden – Külli bilinçten , 7 saklı boyuttan , şah damarından ,Tünelden gelen) dilemelerin Allah’ın dilemesidir, müdahalesidir bu yüzden Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz denmiş TEKVİR – 29 bu yolla oluşan dilemelerinin de neticesi (ahiri - gelecegi) hayrınadır, nefsine zor gelse de ...KADER bir program dır potansiyel istidat programıdır bunu ortaya koymak bizim çalışmalarımızla olur kaderin senin çalışmalarınla açığa çıkar KAZA olur.... kaderi ortaya&n bsp; çıkaracak çalışmalar Olmazsa potansiyel olarak bekler genetik olarak aktarılır ilerde gelecek nesillerde açığa çıkacak şartları bekler kader demek mutlaka sen çabalamazsanda& nbsp; yaşayacaksın demek değildir senin kaderin program olarak sana ayrılmış ama sen kullanabilirsinde kullanamayabilirsinde Seçme özgürlüğü olmayanın sorumluluğuda yoktur..meleklerin hayvanların sorumluluğu yoktur. Çünkü nefsleri yoktur nefsimiz varsa seçimiz de olacak sorumluluğumuz da olacaktır.
Allah 4 boyutlu uzay zaman evrenine "Ol" demiş ve bir daha da karışmamıştır. Ama içeriden (7 saklı boyuttan, şahdamarı denen tünel tipi quantlar içinden bize karışıyor. Buradan RUH undan nefyediyor yada geri alıyor SUR...) Zaten canımızı da 11 boyutlu evrende içteki açılmamış olan 7 boyuttan alı yor, öldürüyor ya da bize en yakın dost oluyor. İçimizi dışımızı, sadrlerdekileri biliyor. İçeriden (Açılmamış 7 boyutludan) müdahaledir. Ama açılmış olan 4 boyutluya HİÇ Mİ HİÇ müdahale etmez.
Rabbi zıdnı İlmi
slm slm