MOTOR HÜCRELER VE RUM SURESİ
Selam ve Selam (vakıa-26)
Eunzubillah Bismillah
Hicr 87 ; Andolsun ki biz sana İKİŞERLERDEN/İKİLİLERDEN/İÇ İÇE KIVRIMLAR
HALİNDEKİ ÇİFT MANALILARDAN , YEDİ TANE ile bağıntılı olarak (vel>>ve+ile)
AZİM/YÜCE Kuran’ı verdik..
Hicr 87. Ve le kad ateynake seb'am minel mesanı vel kur'anel azıym
Bizler biliyoruz ki Kuran’da her ayetimizin EN AZ 7 açık (zahiri) 7 kapalı
(Batıni) anlamı var.. Ve sevgi değer Dabbet bu anlamların üzerine bizleri
yoğunlaştırmakta ve kendinden sonra gelecek nesillerin Kuran ayetleri içinde ki
bilimsel verilerin sırlarına yoğunlaşmasını sağlayacak sürecin miladında
konuşlanmıştır..
Aşağıda Rum suresi ayetleri üzerinden çıkarım yaptığım bir çalışma var..
Öncelikle ifade etmeliyim ki , eksiklerimden ve/veya yanlışlarımdan ALLAH’a
sığınırım…… Konuyu sevgili Aiberg’in ve Milleti İbrahim’i Hanifcandaşların
dikkatine sunmak/gündemine almak için bu analizleri kaleme aldım..
Özet olarak açılım getirdiğim konuya yanlış bir noktadan temas ettim ise Kaptanım tarafından düzeltilmesini ( O zaman mesajı kayıtlardan sileceğim..) ve/veya eksiklerimin düzeltilmesini acizane talep ederim..
Not; Rum suresinin 3 ayetinde
“akılını işletecek bir topluluk için ve ilim sahipleri için ibret vardır”
ifadelerine dikkat ediniz..
ŞÜPHESİZ Kİ EN DOĞRUSUNU
ALLAH BİLİR..
Rum 8 ayette “Kendi benlikleri içinde olup biteni de düşünmediler” uyarısı
Rum 19 ayette “Diriyi ölüden çıkarır, ölüyü diriden” uyarısı
Rum 20 ayette “ topraktan yaratım” Ör; (C,H,O,N) atomlarının evrenin ortak elementleri olması gibi.. Tüm canlı organizmanın temelde ortak alt yapısı Ör; Amino asitler..
Rum 21 ayette >> “ çift yaratım” (Ör; Adenin-Guanin, Stosin-Timin [Çift kodlu DNA zincirleri]..Dişi-Erkek kromozom vs.. )
Rum 22 ayette >>Fizyonomi,Fizyoloji, Fenotip, Pigment, Kromozom farklılaşması, Genetik kodlamalara işaret” (Bu alanın Bilim adamlarına vurgu)
Rum 23 ayette >> Uyku sırasında hücrelerin şarj olması, dokuların yenilenmesi süreci..
Rum 24 ayette >> Yine hücre bazında ele aldığımızda; Sinir sisteminin ana elementi olan nöron hücrelerin elektro-magnetik iletişim sürecini ve tüm canlı organizmayı koordine eden bu sibernetik merkezin vücudun canlılığını sağlayan elektiriksel alanını bilmekteyiz.. Hücrelerin ölüm anında su aldığını da (Bakınız >> TURBOR- DEPLAZMOLİZİZ vs.) bilmekteyiz.. Kanımca bu ayette tüm bunlara işaret edilmek ile birlikte , gelecekte motor/zombi hücrelerin buluşuna ve sadece beslenme güdüsü ile hareket edecek olan bu motor/zombi hücrelerin teknolojik alanda kullanıla bileceğine.. “ Bunda aklını işleten bir topluluk için mucizeler vardır “ uyarısı..
NOT; Yine örneğin; En basit anlamda, kalbi duran bir hastaya elektro şok verilmesini anımsayınız..
Rum 25 ayette>> Biyo
elektro-magnetizma plazma bedenin (5. boyut beden/ruh) bir mıknatıs gibi organik
bedenimizi çekeceğini sevgi değer Dabbet şu cümle ile özetlemiş idi;
Beden ve ruhun
ayrılması; Ölen falan yok! Ruh ölmez ki? Beden çürür (Demir tozları dağılır)
sonra yeniden ruh (mıknatıs) bedenini (Demirtozlarını) toplar ve yeniden
bedenlenir. Ceset zaten cesettir, adı üstünde cansızdır. Onu canlı tutan Soyut
bedenimizdir (Bilinç=Ruh=Can)
O halde; motor hücrelerin ruhsuz robot organizmalar olduğunun anımsatılması..
Ruhun Allah katından üflendiğinin işaret edilmesi…
Rum 26-27 ayette >> Motor/Zombi hücrelerin sibernetik (akıllı merkezden koordinasyonu) bir teknoloji ile kullanımı söz konusu olsa bile ,bu teknolojik ilerlemenin Allah’ın yaratımının bir parçası olduğu/olacağı ve ruhun (biyoelektromagnetizma bedenin) sadece Allah tarafından üflendiği gerçeği..
Rum 28 ayette >> yine Rum 24. ayetten yola çıkarak, Bu ruhsuz organik robotların ve/veya motor/zombi hücrelerde ki ilerlemenin ürünü organik teknolojilerin, bize sunulmuş bir (ellerimizin altında/yönetimimiz altında) teknolojik nimet olduğu.. Rum 8. ayette ki benliklerinin içi hatırlatması tekrarlanıyor..
Rum 29 ayette>> “zulme sapanların ilimsiz olduğu” uyarısı..
Rum 30 ayette>> HANİF OLMANIN
NİMETİ.. Yaratımın özünün/aslının değişmediği..(İnsan oğlunun buluşlarının bu
esas yaratımın üzerine gelişmeler olduğu..)
Ve ayrıca Hanif dinin tek değiştirilemeyen/dejenere edilemeyen din olduğu/
olacağı..
30. O halde sen yüzünü, HANİF dine,
Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında
değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları
bilmiyorlar.
Rum 31-32 ayetlerde>> Kuran’ın ve Sünnetullah’ın tek olduğunu unutup, fırkalara
,mezheplere,hiziplere parçalananların durumu ..
Rum 33-34-35 ayetlerde>> Rum 24. ayette işaret
edilen teknolojinin insanlığın felaketine kullanıla bileceği..35. ayette bu gücü
yönetenlere uyarı..
İlerleyen ayetlerde insanlık için felaketlere sebebiyet verecek bir bozgundan
bahsediliyor.. Ve (kanımca) bir elektro-magnetik rüzgarın bu fesadı yok
edeceğinden.. Ancak o felaket insanların başına geldiğinde , zekat verenlerin ve
Allah’a şirk koşmayanların (doğru ve eksilmez/Hanif dinin mensuplarının)
korunacağı (zekatın koruyucu faktörü) ve bunun ile bağlantılı olarak ,insanlığın
en temel probleminin, güce hükmedenler ile ezilenler arasında ki uçurumlaşmış
gelir dengesizliklerinin olduğuna işaret ediliyor..
Ayrıca Rum 48. ayette . “O Allah'tır ki,
rüzgârları gönderir de onlar, bulutu savurur. Sonra Allah o bulutu gökte
dilediği gibi yayıp döşer, onu parça parça eder. Nihayet sen onun arasından
yağmurun çıktığını görürsün. Sonra onu kullarından dilediğine ulaştırdığında
onlar, müjde almış gibi sevinirler.”
HAARP projesinin bu gün itibari ile
açıklanmış en basit kullanımının , iyonosferde oluşturulan bir magnetik alan
plazmasının yağmur bulutlarını bir mıknatısın demir zerrelerini çektiği gibi,
yağmur bulutlarını çektiğini biliyoruz..
Ayrıca yine HAARP teknolojisinin İyonosferde bir tür iyon plazması oluşturarak
dünyanın elektro-magnetik alanlarını kullanmak üzerine yoğunlaşmış bir proje
olduğunu ve bunun ileri boyutu olan Montauk projesinin insan oğlunun sinir
sistemini oluşturan nöron hücrelere yönelik bir faaliyet alanı olduğunu
biliyoruz..
Son olarak sibernetik (akıllı merkezden) koordine edile bilecek zombi
organizmaların , yönlendirilmesinde de High-frequency of Activ Auroral Research
Project (HAARP) ın ileri boyutlarının, bu ruhsuz robot organizmaların nöron
hücrelerine dönük frekans yayın yapabileceği hipotezi üzerinde durula bilir..
Şüphesiz Kuran insanlık tarihine yayılan tüm bilimsel verileri içinde
barındırmaktadır.. Rum suresi ayetlerinde de mega byte’lar dolusu bilgi olduğu
muhakkak.. Kuran’ı bilimsel yönden küçümseyenlere ise en güzel yanıtı yine rum
suresinin son ayetlerinde görmek mümkün..
Eunzubillah bismillah
58. Yemin olsun ki, biz bu Kur'an'da
insanlar için her türlü örneği verdik. Sen onlara bir mucize getirsen, o inkâr
edenler mutlaka şöyle diyeceklerdir: "Siz, eskiyi hüküm kılanlardan başkası
değilsiniz."
59. İlimden nasipsizlerin kalpleri üzerine Allah işte böyle mühür basıyor.
60. O halde, sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. İmanı kemale
ermemişler seni hafifliğe sevk etmesinler/seni küçümseyemeyeceklerdir.
LÜTFEN RUM SURESİNİ ALAK/ALAKA/İLGİ İLE İKİ KEZ OKUYALIM..
RUM SURESİ
(84/30. sure) (YNÖ meali Kopy-Paste)
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla...
1. Elif, Lâm, Mîm.
2. Yenilgiye uğratıldı Rûm.
3. Yeryüzünün en yakın/en alçak bir yerinde. Ama onlar yengilerinin ardından
galip duruma geçecekler,
4. Birkaç yıl içinde. İş/oluş/hüküm, önünde de sonunda da Allah'ındır. Onların
galibiyet gününde müminler ferahlayacaklar,
5. Allah'ın yardımıyla. Dilediğine yardım eder O! Azîz'dir, Rahîm'dir O.
6. Allah'ın vaadi bu! Allah kendi vaadine ters düşmez. Ne var ki, insanların
çokları bilmiyorlar.
7. Onlar basit ve iğreti hayattan, bir dış görünüşü bilirler. Ama âhiretten tam
bir gaflet içindedirler onlar!
8. Kendi benliklerinin içinde olup bitenleri de mi düşünmediler! Allah gökleri,
yeri ve bu ikisi arasındakileri ancak hak üzere ve belirlenmiş bir süreye bağlı
olarak yaratmıştır. Şu da bir gerçek ki, insanlardan çokları Rablerine kavuşmayı
gerçekten inkâr ediyorlar.
9. Yeryüzünde dolaşıp bir bakmıyorlar mı ki, nasıl oldu kendilerinden
öncekilerin sonu? Onlar kuvvet yönünden bunlardan daha ağır ve baskındılar.
Toprağı eşip deşip didik didik etmişlerdi. Ve yeryüzünü, bunların imar
ettiklerinden çok daha fazla imar etmişlerdi. Ve resulleri onlara açık-seçik
deliller getirmişti. O halde, Allah onlara zulmediyor değildi. Doğrusu, onlardı
öz benliklerine zulmedip duranlar.
10. Sonra o çirkinlik ve kötülük sergileyenlerin sonu, çirkinlik ve kötülüğün en
beteri oldu. Çünkü Allah'ın ayetlerini yalanlamışlardı ve o ayetlerle alay
ediyorlardı.
11. Allah yaratışa başlar, sonra onu varlık alanından çekip tekrar yaratır. En
sonunda O'na döndürülürsünüz.
12. Kıyametin kopacağı gün, günahkârlar sus-pus olacaklardır.
13. Allah'a ortak tuttukları arasından, kendileri için şefaatçılar
çıkmayacaktır. Kendi yandaşlarına nankörlük etmektedir onlar.
14. Saat gelip çattığı gün, o gün, hepsi birbirinden ayrılacaktır.
15. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar bir bahçe
içinde mutlu kılınırlar.
16. İnkâr edip ayetlerimizi ve âhiret buluşmasını yalanlayanlara gelince, onlar
azabın içinde hazır bulundurulurlar.
17. O halde tespih Allah için. Akşama erdiğinizde de sabaha erdiğinizde de...
18. Göklerde ve yerde hamt da O'na; gün sonlandığında öğleye erdiğinizde de.
19. Diriyi ölüden çıkarır O, ölüyü diriden çıkarır. Ölümünün ardından toprağa
hayat verir. Siz de işte böyle çıkarılacaksınız.
20. Onun ayetlerinden biri de sizi, topraktan yaratmış olmasıdır. Sonra siz bir
insan türü oldunuz, her tarafa yayılıyorsunuz.
21. Onun ayetlerinden biri de sizin için, kendilerine ısınasınız ve aranızda
sevgi ve rahmet koysun diye nefislerinizden eşler yaratmasıdır. Bunda, iyice
düşünen bir toplum için elbette ayetler vardır.
22. Göklerin ve yerin yaratılmasıyla dillerinizin ve renklerinizin farklı olması
da O'nun ayetlerindendir. Bunda, ilim sahipleri için elbette ibretler vardır.
23. Gece ve gündüz uyumanız, onun lütfundan nasip aramanız da O'nun
ayetlerindendir. Bunda, işitebilen bir toplum için elbette ibretler vardır.
24. Yine O'nun ayetlerindendir ki O size, korku ve ümit olmak üzere şimşeği
gösteriyor; gökten bir su indiriyor da ölümünden sonra toprağı onunla
canlandırıyor. Bunda, aklını işleten bir topluluk için elbette mucizeler vardır.
25. Göğün ve yerin O'nun emriyle ayakta durması da O'nun ayetlerindendir. Sonra
sizi bir çağrıyla davet ettiğinde siz yerden hemen çıkacaksınız.
26. Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur. Hepsi O'na boyun eğmektedir.
27. Yaratmaya ilk başlayan/yaratılanları ilk yaratan O'dur. Sonra onları çevirip
yeniden yaratacaktır. Bu O'nun için çok da kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce
örnekler/en yüce sıfatlar O'nundur. O'dur Azîz, O'dur Hakîm...
28. Size öz benliklerinizden bir örnek verdi: Ellerinizin altında bulunanlarda,
size verdiğimiz rızıklarda, sizinle aynı haklara sahip, birbirinizden
çekindiğiniz gibi kendilerinden çekineceğiniz ortaklarınız var mı? İşte biz,
aklını işletecek bir topluluk için ayetleri böyle açık açık sıralıyoruz.
29. Zulme sapanlarsa ilimsiz bir biçimde keyiflerine uymuşlardır. Allah'ın
saptırdığına kim yol gösterecek? Böylelerinin yardımcıları yoktur.
30. O halde sen yüzünü, HANİF dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı
fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte
budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar.
31. O'na yönelmiş kişiler olarak O'ndan sakının! Namazı kılın ve sakın şirke
sapanlardan olmayın;
32. Onlardan ki, dinlerini parçalayıp hizipler/fırkalar haline geldiler. Her
hizip kendi elindekiyle sevinip övünür.
33. İnsanlara bir zorluk dokunduğunda, Rablerine yönelerek O'na yakarırlar.
Sonra onlara bir rahmet tattırınca bakarsın ki, içlerinden bir grup Rablerine
ortak koşuyor.
34. Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler diye. Haydi,
yararlanın/zevklenin! Yakında bileceksiniz...
35. Yoksa onlara kesin bir kanıt mı indirdik de onlara Allah'a ortak koşmalarını
söylüyor!
36. İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda, onunla ferahlar, şımarırlar. Kendi
ellerinin hazırladıkları yüzünden kendilerine bir kötülük gelip çatsa,
hemencecik ümitsizliğe düşerler.
37. Görmediler mi Allah, dilediğine rızkı genişçe veriyor, dilediğine kısıyor.
İnanan bir topluluk için bunda elbette ibretler vardır.
38. O halde, akrabaya hakkını ver. Yoksula, yolda kalmışa da. Allah'ın yüzünü
isteyenler için bu daha hayırlıdır. İşte böyleleridir, kurtuluşa erenler.
39. İnsanların malları içinde artsın diye riba olarak verdiğiniz, Allah katında
artmaz. Allah'ın yüzünü isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte onu verenler
kat kat artıranların ta kendileridir.
40. Allah'tır ki sizi yaratmış, sonra rızıklandırmıştır. Sonra sizi öldürüyor,
sonra diriltiyor. Peki, ortak koştuklarınızdan biri var mı, bunlardan bir şeyi
yapabilecek! Yücedir, arınmıştır onların ortak koştukarından O.
41. İnsanların ellerinin kazanmış oldukları yüzünden denizde ve karada bozgun
çıktı. Allah onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor ki geri dönebilsinler.
42. De ki: "Yeryüzünde dolaşın da öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bir bakın!
Onların çoğu şirke sapan insanlardı."
43. Allah tarafından ertelenmesi söz konusu olmayan bir günden önce, yüzünü
güçlü ve eskimez dine döndür. O gün herkes bölük bölük ayrılacaktır.
44. Kim küfre saparsa inkârı kendisi aleyhinedir. Barışa ve hayra yönelik bir iş
yapanlarsa, kendi benlikleri için yer hazırlarlar.
45. Çünkü Allah, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, öz lütfundan
ödüllendirecektir. O, nankörlükleri sevmez.
46. O'nun ayetlerindendir ki, size rahmetinden tattırsın; gemiler, buyruğu ile
akıp gitsin. Lütfundan nasip arayasınız ve şükredebilesiniz diye, rüzgârları
müjdeciler olarak gönderir.
47. Yemin olsun biz, senden önce de resulleri toplumlarına gönderdik, onlara
açık kanıtlar getirdiler. Nihayet, günah işleyenlerden öc aldık. İnananlara
yardım etmek bizim üzerimizde bir haktı.
48. O Allah'tır ki, rüzgârları gönderir de onlar, bulutu savurur. Sonra Allah o
bulutu gökte dilediği gibi yayıp döşer, onu parça parça eder. Nihayet sen onun
arasından yağmurun çıktığını görürsün. Sonra onu kullarından dilediğine
ulaştırdığında onlar, müjde almış gibi sevinirler.
49. Oysaki onlar, yağmur kendilerine indirilmeden önce iyice suskun ve ümitsiz
idiler.
50. Artık Allah'ın rahmetinin eserlerine bak, nasıl diriltiyor toprağı ölümü
ardından! İşte bu Muhyî, ölüleri elbette diriltir. O, herşeye Kadîr'dir.
51. Yemin olsun, bir rüzgâr göndersek de o yeri sararmış görseler, arkasından
hiç şaşmadan nankörlük etmeye başlarlar.
52. Artık sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri takdirde sağırlara da
çağrıyı duyuramazsın.
53. Ve sen körleri de sapıklıklarından aydınlığa çıkaramazsın. Sen ancak,
ayetlerimize iman edenlere dinletirsin de onlar müslüman oluverirler.
54. Allah O'dur ki, sizi bir güçsüzlükten yarattı. Sonra o güçsüzlüğün
arkasından bir kuvvet oluşturdu. Sonra o kuvvetin arkasından bir güçsüzlük ve
ihtiyarlığa vücut verdi. Dilediğini yaratır. Alîm'dir O, Kadîr'dir.
55. Saat gelip kıyamet koptuğu gün, günahkârlar dünyada bir saatten başka
kalmadıklarına yemin ederler. Onlar işte böyle çevriliyorlardı.
56. İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: "Yemin olsun, siz, Allah'ın
Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme
günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz."
57. Zulmetmiş olanlara, özür bildirmeleri o gün yarar sağlamayacak. Onlardan
Allah'ı hoşnut etmeleri de istenmez.
58. Yemin olsun ki, biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü örneği verdik. Sen
onlara bir mucize getirsen, o inkâr edenler mutlaka şöyle diyeceklerdir: "Siz,
eskiyi hüküm kılanlardan başkası değilsiniz."
59. İlimden nasipsizlerin kalpleri üzerine Allah işte böyle mühür basıyor.
60. O halde, sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. İmanı kemale
ermemişler seni hafifliğe sevk etmesinler/seni küçümseyemeyeceklerdir.