6-------------------------
“Hz. Nuh - Hz. Yusuf”
Nuh ile ilgili bir TEVRAT ayeti şöyle diyor: "Dünya bildiğimiz dünya değildi. Güneş başka yerden doğardı veya batardı... Nuh ise hiçbir insan benzerliğinde değildi. O Kuzeydeki beyaz derili insanlardan gelmişti" (Kur'an'ın onayladığı kitapların bazı ayetlerini biliyorsunuz ki biz de teyid ediyor ve kaynak olarak kullanabiliyoruz).
Nuh zaten bu haliyle "ÖTEKİ" ırktandı... Eşi Adem-Havva soyundan ve çocukları Yam-Ham-Sam ve Yafes ise birer MELEZ idi ama BEŞİNCİ GÜÇ NUH idi... HURİ cinsindendi...
Dünya’ya bir HURİ cinsi değil, onların GENOM'u gönderilmişti. Adem+Havva+ GENOM. Genom=yy ve yaklaşık 140 milyar çekirdek bazı içerir. Allah Yahudi ırkını Dünya’ya HAKİM ve ÜSTÜN kılmıştır. Onlar'ın YUSUF'tan gelen kabilesinde bu özellik vardır. Ahit sandığına BAŞKA 10 kabile dokunamıyordu. Ama Yusuf'un kabilesi ile Leviatt (Levili) kabilesi ÖZEL olduklarından Ahit sandığına (Tabutüssekine) dokunabiliyorlardı. Bunların tümü YY cinsiyeti için birer DELİLDİR. Cifir ile ilgili çizimlerde AHİT sandığını göreceksiniz. Altın ve Gümüş, işte o DİREK HURİ Y Genom’u.
Ben Huri görmedim, sadece üç kitap yazdığı için YUSUF'un güzelliğine inanıyorum ve bir de biraz biliyorum ki DANCİNG QUEEN, yani Adler'i doğuran İKİNCİ bir MERYEM (Asıl adı Adile) bir yyx'tir.
İshak da "YYy"dir. Zaten İsrail de bu demektir. Evet ve çok üzgünüm. Keşke bir başka ırk "Dünyalara egemen" olsaydı... Bunun bir hikmeti var elbette... Ama bu sevimsiz bir Hikmet: Hasan, Hüseyin, Cafer, Abidin vb. acılarla öldürüldüler. Bunun ve Yahudi'nin dünyalara en üstün olmasının hikmeti var fakat çok sevimsiz bir hikmet...
Ehli beyt öldürüldü: Üzgünüm ama GİZLİ HİKMET ŞUYDU: "Peygamberlik, Halifelik vb. babadan oğula KALMAYACAK" idi... Bunun dersi verilmişti. Ne var ki Cumhuriyet rejimi yerine yine babadan oğula geçen o BATASI saltanat ortaya çıktı... Muaviye-Yezid ve yılanın başı Ebu Süfyan.
“Adler’in Kuracağı Düzen - Hz. İsa’nın Tekrar Dünya’ya Gelmesi”
Yüzen kentler (Aquapolis), Mighty döneminde ATLANTİS projesi adını alır. Yüzer kentlerin altındaki bu okyanus ülkesine ise ABYSS deniyor ve dünyanın tüm et ihtiyacını sağlıyor. Tüm çöller yeşillendirilmiş: Sahra (Amazon ormanı görünümünde) ve kod adı SEMİRAMİS. Arap ve İran çölleri de öyle... Kod adı Belkis (Sebe melikesi Belkıs anlamında). Türkmenistan ve Kazak çöllerinin (daha doğrusu Ormanlarının) kod adı ise Tomris. Gobi çölünün (Ormanının) kod adı ise ÇİNGİS.
Semiramis, Belkis, Atlantis, Abyss, Tomris, Çingis (Cengiz) çöller SOLARİS devletini; Kutuplar ve soğuk yerler POLARİS devletini temsil etmektedir (Bunlar Plastik ülkelerdir, Naylondur, tüm insanlığın ORTAK malıdır). Ay=Lunaris, tüm uzay yerleşimleri (Uçan kentler=Doris) ve Amazon ormanlarını yöneten projenin sahibi kadınlar... O projenin adı çok güzel: Miss Kiss, sevgi öpücüğü...
Evet dünya kadınları bir güç-bir iktidar. Dünya üniforması ikiye ayrılıyor:
a) Garnizon (Warnizon, Barnison)
b) Amazon
Bu ikincisi “teen” yaşlarda 16 ay süreyle yapılan bir dişi askerlik... Housing, Gardening, Pet vb. öğreniyorlar. Fameoloji ve famoloji öğreniyorlar (Estetik, moda, giyim, balerina vb.). Son derece kültürlüler ve daha “teen ager”lar... Onlara da Milis deniyor. Polis'in işini yapıyorlar: Devriye... Çarşı pazarı, kaliteyi, fiyatı ve işret yerleri denetliyorlar... Geçici olduklarından polis gibi rüşvetçi ve yerleşik değiller. Bir yıl kışlada 6 ay kadar da "Piyasada" devriye geziyorlar ve terhis oluyorlar. Meslekte kalınabiliyor (Mürebbiye, kreş ve Darülaceze gönüllüleri). İsterlerse akademik olarak meslekte kalıyorlar. Walkiri=Bayan Subay, Şerife (Scheriffin) yani Ranger (Korucu) komutanı ve taşra marşalı olabiliyorlar. Sonra da emekli olana kadar ve arkasındaki dönemlerde "Watcher" oluyorlar. Onların tümüne AMAZON deniyor.
Garnizon erkeklerin; Amazon kadınların kışlası oluyor... Çok bilgili hanımcıklar yetiştiriliyor... Makyaj, parfümeri, estetik ameliyatlar, dans ve her tür estetik bilgi ve uygulama... Üstelik POLİS kesiliyorlar başınıza...
Dancing Queen... İşte o tüm Amazon'ların başı ve kurucusu idi... O Şarkı, İsveç Kraliçesi Sylvia için yazılmadı, o şarkı gelecekten ithal edildi. WEMB marşı olduğundan dünyanın dilinde olacaktır.
Nasıl bir bilim kurgu yazdım beğendiniz mi? Benim yanıtım I/O Ha/vet.
12 (Düzine) düzeni, Adler ve Onun Meryem anası Dancing Queen'in Cennet modeli...
Türkiye, Türkland/BloCamPacTerriTURAN'ın bir parçası (United Lands of Turan). Türkiye :
1. Kendisi (kuzey, batı, orta ve güney)
2. Anadolu Azerbaycan’ı (Azerbaycan'a bağlı)
3. Irak Azerbaycanı (Kerkük) Azerbaycan'a bağlı
4. Balkan-Adalar Beylerbeyliği
5. Sonra Tüm Orta Asya ve Behring denizi
Büyük parçalar bunlar: Ural dağlarına kadar Tüm sibirya Fin birliğinin malı... (Suobiryak). Ural dağlarından Bering denizine kadar olan bölümün adı ise Siberika (Yakutunguz, Yakuturan). Oradan Kuzey Kanada (Eskimo) bölgesine geçtiğinden America'nın "KA" sı ile Sibiryanın "Siberİ"si =SİBERİCA adını alıyor. Amerika bölümünü Eskimolar ve Athabaskan kızılderilileri yönetiyor.
1938 yılından ta 2247 yılına kadar gelecek ERTELENDİ. Bu hanifliğin geleceğiydi. Adler şu anda "Kehf" denen zaman boşluğunda. Uyandığında yaklaşık üç asır geçmiş olacak ama kendisine normal bir tek günün parçası gibi gelecek, mesela üçte-biri gibi. Might Adler bu onun ismi... Mighty de lakabı.
Kurulacak olan düzenin daha sonra Kıyamet'e doğru bozulmasının bir tek yanıtı var ve şöyle: "Minel cinneti ven NAS". Çünkü İsa şeytanı (İblisi) öldürecek. İblis'in tüm yaşamı bitecek ve mirası İNSANLARIN ŞEYTAN OLMASI ile son bulacak. Öyle ki bir tek kişi bile Allah'ı anmaz olacak...
Dancing Queen bir YYx'tir... Adler (Mighty) onun soyundan gelecektir. Süfyaniciler ise Danseden kraliçeye "Fahişe" diyeceklerdir. "Mighty'nin babası yok" diyeceklerdir. Mighty piçtir diyeceklerdir. İsa'ya da demişlerdi zamanında... Meryem'e de fahişe demişlerdi ve bir fahişenin iki kez iman edebileceğini bize ALLAH gösterdi: Mecitli Meryem bir fahişe iken, tüm Dünya Hristiyan kadınlarının TEK TEMSİLCİSİ oldu. O Maria Magdelena... İsa'ya aşık oldu. Salome'den daha iyi dansederdi ama her şeye tevbe etti... İsa'ya biat etti. İsa ve Maria Magrelena ikisi de BEKAR kaldılar. İsa geçmiş yaşamında HİÇ EVLENMEDİ ama dönüşünde Resulullah olarak gelmeyeceği için EVLENECEK. Sıradan biri olarak gelecek ve sıradan bir kadınla evlenecek. Meryem de peygamberdi ve Marangoz Yusuf ile evlendi. Meryem'e Cebrail "Vahyettiği" ve İsa'yı taşıdığı için OTOMATİKMAN peygamber olur.
İsa bizzatihi YYy'dir. İsa bir din getirmişti, bir de kitap ama ondan sonra Ahmed peygamber geldi: Yeni bir din ve yeni bir kitap. Son elçi ve son kitap... Ne var ki, İsa, Resulullah'ın 570 yıl kadar gerisinde olmakla birlikte, aynı zamanda 2300 yıl da İLERİSİNDE olduğundan, dönüşte SON peygamber kuralını bozmamak için "Peygamber" değil; Muhammed'in İslamına ve Kur'an'a tabi olacaktır. Dolayısıyla PEYGAMBER olarak gelmeyecektir. Sıradan, herkes gibi bir imanlı...
Ama onu sıradan kılmayan büyük olay ise şu: O Mighty'nin HANİF'i... Yecüc Mecüc istilasını da o durduracak. Deccal'i de o öldürecek, Şeytan'ı da o öldürecek. Siyonizmin ipini de o çekecek... Tüm papazlara ve dört İncil oluşturanlara en büyük tokat İsa olacak. Tüm dünya özellikle Hristiyanlar onun İSA olduğunu bilecek. Öyle ki tüm Hristiyan alemi Müslüman olacak...
Zaten fıtratlarında bu yok mu? Aynı Allah'a inanıyoruz (Buda veya Amon-Ra'ya değil). Hristiyanlara denecek ki: Size en yeni “Testament” getirdim adı Kur'an... İncil'de ne varsa onda da var. Tevratta ne varsa Kur'an'da da var. Old Testament, New Testament gitti The Newest Testament geldi... Ben Allah'ın oğlu değildim ve halen de değilim. Ben bunu söylüyorsam, papazlarınıza değil Allah'ın kelamı olan BANA inanacaksınız. Çünkü Allah kelimesini bana koyup kutsal ruhundan üfledi... Hristiyanlar o zaman tam bir MONOTEİST olacaklar ve Kur'a'nı da The Newest Testament olarak benimseyemekle kalmayıp, günde üç vakit ve ikişer rekattan namaz kılıp, oruç tutup Müslüman olacaklar.
Onların da suresi var: NASR... Allah'ın fethi ve yardımı gelecek. Tüm Hristiyanlar tamamı fevc fevc MÜSLÜMAN olacaklar...
Nasr Suresi:
1. Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde,
2. Ve insanların bölük bölük Allah'ın dinine girerken gördüğünde,
3. Rabb’ine hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan af dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.
Şu Portekizli Ramirez ile şu Yunanlı Despina "La ilahe illallah Muhammed-in- Resulullah” diyecekler.
Onun bir de devamı var ki, onu da Hz. İsa söyleyecek. Maide 3. ayetin içindeydi: “Küfre batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı seçtim”.
Bu ayetin başına da Euzübesmele koyacaksınız. En sonuna da "Sadakallahül azim diyeceksiniz". İKRA oku diye başlayan ilk sure, işte bu son sure ile bitti. Bu son sure aynı zamanda İSA ve HRİSTİYANLARIN da ortak suresidir.
Üç buçuk yüzyıl sonra İSA peygamber olarak değil ama KUR'AN ile gelecektir. Papazlar hariç (onların tümü dönüp yahudi/musevi olacaklar), HALK MÜSLÜMAN olacaktır. Tüm Hristiyan alemi Müslüman olacaktır. İsa o zaman İsa olacaktır. Çünkü o gerçek dinini (Kur'an öncesi İslam'ı) anlatamamıştı, örnek olup yaşatamamıştı, İncil'i Kitap'a aldıramamıştı. İkinci gelişinde ise "İSA asıl İSA olacak". Ama bir tek farkı var:
O İsa YYy'dir... Ona Ademoğlu değil; Annesinden dolayı (YYx), Meryemoğlu İsa denecektir. İsa'nın yanlış yazılmış: YYy olacak; Meryem ve Dancing Queen de YYx. Dancing Queen'i her dinleyişinizde bugünkü söyleşimizi hatırlayınız
Selamlar ve selamlar.
“Hz. Adem-Hz.Havva, Hz. Yunus, Hz. Yusuf”
Adem ile Havva'nın birer "Klonu" EVLAT olarak ve meşhur Kaburga kemiği ile omurga kemiği arası bölgeden, "Rezervde" olarak indirildi Cennetten... Onların oluşması 300+9 yıl sürüyor. O söylediğim ve Tarık suresinde geçen "Özel dış gebelik bölgesi", üç asırda gelişiyor. Bu yüzden Adem ve Havva ÜÇYÜZ SENE sonra buluştular (birbirinden ayrı bölgelere indirilmişlerdi). Buluştuktan sonra birer kendi çocukları yanında, birer de kendi “klonları” DOĞDU.
Klonlu olarak iki ayrı bölgeye yerleştirilen Adem-2 ve Havva-2 (ikinci diyorum çünkü birinciler OL emriyle DOĞMADAN olmuşlardı. Ama ikinci klon ÇOCUK olarak doğuyor. Ve açıkçası, yaşanmamış çocukluğu oluyor Adem ve Havva velinimetlerimizin... Yani doğmadan doğurulmuş gibi... Bunlar KLONLU Adem-2 ve Havva-2.
Havva-2'nin adı da ilginç=Labuda. Labuda daha sonra şu efsanede yer alıyor: Anka kuşu...Güneşi görünce yanıyor ve sonra kendi küllerinden bir daha doğuyor. Yunancası PHOENIX, İbranicesi Labuda. Yani "Klon"umsu bir laf var sanki... Labuda da bir klon... YYx klonu. Omurga-kaburga arasında Labuda ve normal Rahim'de ise KABİL var. Öteki ikizlikte de YYy Habil ile onun XY kızkardeşi var.
Emir şöyle: Kardeşler arası evlenme olmayacak! Çapraz olarak evlenilecek! Klon (Labuda) ile Habil ve diğeriyle de Kabil evlenecek!... Ama Çirkin Kabil klon kızkardeşi çok güzel (Yusuf'un en baş soyu) olan Labuda ile evlenmek için kardeşini öldürüyor. Ve onu kaçırıyor ve evleniyor ve de çocukları oluyor... İşte insanlığın tuhaf serüveni böyle başlıyor. Yaklaşık “Mamut” boyundaki insanların nesli küçülüyor. Bin yıla yakın hatta fazla ömürler de giderek yarıya, çeyreğe ve şimdi olduğu gibi 70 yaş civarına indirgeniyor. Tıkız ve cılız bir kavim oluşuyor giderek... Genler ise bildiğini okuyor. O klonların genini taşıyan yani HURİ KADAR güzel olan ikinci çift DNA'dan zaman zaman çok değişik ve seçkin kimseler çıkıyor ( Bu ikinci çift sarmalı CİFİR çizimlerimde “Arş”ın dört direğinden öteki çift olarak gösterdim).
Şid As. normal iken, İdris BAMBAŞKA bir yapıda ortaya çıkıyor. Öyle ki tamamen bir ĞILMAN (Erkek Huri) gibi. Üstelik Allah'ın ALİM adını verdiği ilk BİLİM ADAMI... İnsanlık uygarlığının kurucusu... O ölmüyor, öldürülmüyor, ölüm tattırılıyor ama "Top direkten dönüyor" ve Allah'ın YÜCE bir makamına, aslı olan Cennet'e dönüyor. Ölmeden dönüyor üstelik... Ve İdris KABİL'in çocuğu... Yani kötü olanın. Oysa Şuayb as. vs. öyle değil...Sıradan diğer İKİZLERDEN (Tevrat bu ilk dörtlüden sonra yirmi ikiz , yirmi çift doğduğunu ve bunların HIZLA ve her birinin bir çok asır ömrü içinde birkaç yıl arayla binlerce evladı olduğunu bildiriyor. Tevrat'ın biliyorsunuz, bazı bildirimlerini Kur'an tasdik ettiğinde alıyor ve kabul ediyoruz). Herhalde Tevrat'ı Allah'ımız "Yalan kitap” olarak indirmedi ya?
İdris'in o benzersizliği genler aracılığıyla NUH'a geçti... Nuh'un da hiç kimseye benzemeyen insanüstü insan olarak Tevrat'ta tanımı var (Kur'an' da diyor ki, NUH SOYU=GENETİĞİ). Daha önceki sohbetlerimizde bunları ayetlerle söyleşmiştik.
Nuh'un dört oğlu var dedik. Hami-Sami-Yafesi ve Yami ırklarının kurucusu olan çocukları... Ama bir de NUH var... Kur'an onun bin yıl kadar yaşadığını söylüyor. Tufanda 350 yaşındaydı. Yani arkada daha 650 yıl var. Ve Nuh da AYRICA BABA OLDU elbette... Yani sadece dört çocuk ve artısı var... Klondan-İdris’e-Nuh’a derken yine o çok ender olarak çıkan YY'lerden biri olan elçiler var! Bunların belirtici adları Yunus ve Yusuf gibi özel adlar.
Yunus "Su altında da nefes alıyordu". Hatırlarsanız, bizim ana rahminde tamamen içi sıvı dolu bir SERUM ortamında anne kordonundan oksijen gelmesinden bağımsız olarak 9 ay kadar BALIK gibi nefes aldığımızı söylemiştim. Zaten başka türlü alamayız, çünkü embriyonun ya da bebeğin ciğerleri su dolu... Üstelik ciğerlerinin büyüklüğü de sizin elinizin parmak başlangıcından ucuna kadar olan bölümü kadar ve o da su dolu.
Yunus'un öyküsünü anımsıyorsunuz değil mi? Doğunca uzun süre NEFES almadı, su içinde yaşadı. Sonra karaya çıktı ve gerçekten bir Yunus balığı gibi yaşadı. Canı isterse suyun altına saklanıp saatlerce yalnız kalıyordu. Buna güvenerek, peygamberlikten istifa etmeye kalktı... Ondan sonra bir balina yuttu onu. Tövbe etti ve görev başı yaptı. Ama olan balinaya oldu. Sahile vurup intihar etmek zorunda kaldı, o gün bugün de ediyorlar (Eğer kabile reisi intihar ederse tümü birden bunu yapıyor). Eğer Kabile reisi değilse bir iki intihar oluyor. Sadece İSMİ bile (Yunus) onun bir sualtı adamı olduğunu gösteriyor.
Balinanın ciğeri hariç her yeri sudur. (Akciğeri dışında. Yani Yunus akciğere girmedi, MİDE'ye girdi). Midesi de su dolu (Balıkların bizimki gibi tükürük, salgı, mide özsuyu vb. gibi dertleri yok, su ile içiçe yaşarlar). Onların diğer adı HUD=DENİZALTI.
Yusuf için bir önemli soru: Sizce o ÖZ OĞLU MUYDU? Unutmayınız ki İbrahim'in torunudur Yusuf. Bir ayet var: "Öz olmayan çocuklarınız sizin gerçekte çocuklarınız değildir" diyor.
Azhab 4: Allah, bir adamın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmamıştır. Zıhar yaptığınız eşlerinizi sizin anneniz yapmamıştır, evlatlıklarınızı da sizin oğullarınız kılmamıştır...
Zıhar=Oidipus kompleksi. Eşinizi annenize benzeterek almak, onun elbiselerini giydirmeye zorlamak vb. Zıhar'dır. Anneye benzeterek alınan eş (özellikle akraba) tam bir felakettir ve anneye olan sevginin cinselliğe yönelmesi afetidir. Eğer Anne ile analoji varsa zıhardır. Yani tutup da annemle denk diye evlilik olmaz...
Resulullah annesiz ve babasız büyüdü. Halime hanım elinde iki yıl kaldı. Sonra öksüzdü. Hatice Annemiz ise Resulullah efendimden 15 yaş büyüktü (18 de deniyor). Ebu Hureyre yumurtluyor: "Hatice anamızı Allah Resulü ekremine ana olarak bağışladı". Şu mantıksız hadise bir bakın. Hem peygamber eşi bizim anamız, hem de peygamber eşi peygamberin ANASI oluyor. İbni Abbas da diyor ki, "Duydum ki, amcamınoğlu Resulullah, Hatice Yengem ile zifafsız evlilik yapmıştır". Yahu bu kadar yalan nasıl uyduruluyor? Abilerim, ablalarım, siz mübarek Kur'an'ı bu yüzden çok sevin ve yapışın. Ondan başka doğru ve gerçek yok... O tüm gerçeklerin HAK olanıdır...
Yusuf tam bir HURİ idi. Onu görüp de aşık olmamak mümkün değildi. Ağabeyleri bu durumu çok kıskandılar. İsrail As. Yusuf'un babasıdır. İsrail ne demek? Ya da Beni İsrail ne demek? İsrailoğulları... İsmail ise öteki ırkın kurucusu... Kur'an'da kafir, münafık, Arapça bilmeyen diye aşağılanan Arap topluluğunun kurucusu...
Yusuf ZUHUR etmiş bir HABİL'dir. Habil'in kendisi değil ama TAM BİR FOTOKOPİSİ... Bir Ğılman’dır. Üstelik bir başka özelliği daha vardır: Her Ğılman gibi zamanı tersine de yaşayabiliyor (Oysa Musa'ya zamanı tersindiren kendi zati imtiyazı değil, HIZIR'ın yönetiminde oluşuydu). Yunus Su altında cenin gibi yaşayabiliyordu, Yusuf'un ise zamanı tersinebiliyordu. Hz. Süleyman'ın zamanı ise KEHF gibi durabiliyordu (Bastonuna yaslanarak öldü ve İKİ SENE UNUTULDU). Cinler onu relativistik bölgede DİRİ SANIYORLARDI ama dayandığı bastonun içindeki bir kurtçuk (bu aslında ağaç kurdu değil, kitap kurdu). Aynı durumda Musa'nın balığı... Tersinen zamanların birer göstergesi oluyor.
Zaman tersine döndü ve ifritler bastonuna dayalı Süleyman'ın öldüğünü anlayamadılar ama zamanın tersinmesi demek "Şeytan bunu bana unutturdu" demek (zamanın bir ileri bir geri akması sonra yeniden bunu yinelemesi). İşte bu geri dönüşte edinilen taze bilgiler silindiğinden, yani anılar giderek silindiğinden, şeytan ve ifritlerin bu özel zamanı var: Zaman ileriye, sonra geriye döndüğünde "UNUTKANLIK" kaçınılmaz oluyor. Böylece Ayet Alimlere "Unutturulmayı" umumi, fakat "ŞEYTAN" MİSALİ ile de Şeytan'ın zamanını, yani ileri geri gidebilen oscilasyonlu zamanı HABER veriyor.
Süleyman'ın İKİ YIL unutulması. İfritler yani Şeytansı Cinlerin zamanının da ileri-geri akmasından kaynaklanıyor. Yusuf da Hapiste iki yıl unutuldu. Bunun için hem Süleyman'ın hem de Yusuf'un UNUTULMALARINA AYETLERDEN göz atılması gerekiyor.
42. Yûsuf o iki kişiden, kurtulacağını düşündüğünde şöyle dedi: "Rabb edindiğin kişi yanında beni an." Ama şeytan o adama, Rabb edindiği kişiye hatırlatmayı unutturdu. Böylece Yûsuf yıllarca zindanda kaldı.
43. Kral dedi ki: "Düşümde yedi semiz inek görüyorum. Bunları yedi cılız inek yiyor. Ayrıca yedi yeşil başak, yedi de kuru başak görüyorum. Ey bendelerim! Eğer rüya tabir ediyorsanız, bu rüyam hakkında bana bir fetva verin."
44. Dediler ki: "Bunlar, demet demet hayallerden ibarettir. Biz, hayal ve kuruntuların yorumunu bilenler değiliz."
45. Zindandaki iki adamdan kurtulanı, uzun bir zamandan sonra eskiyi hatırladı da şöyle dedi: "Onun yorumunu size ben haber veririm. Siz beni zındana gönderin."
46. "Yûsuf, ey özü-sözü doğru insan! Şu rüyayı yorumla bize. Yedi semiz inek var, yedi cılız inek bunları yiyor; yedi yeşil başak, bir yedi tane de kuru başak. Umarım buradan insanların yanına giderim, onlar da öğrenirler."
“Ama şeytan o adama, Rabb edindiği kişiye hatırlatmayı unutturdu. Böylece Yûsuf yıllarca zindanda kaldı”. Şeytan unutturdu... Bu size neyi hatırlatıyor?
Ayetlerde on satırda 18 misal SÖZCÜK var... Bunu bugün işleyemeyiz. Misal üzerine Misal ile dolu... 7 inek bile bir saati aşar. Hele başak (Sümbüle) Sümbüle=Virgo, İnek=Taurus... BAŞAK ve BOĞA burcu. Bizim CİFİR HOLOGRAMLARINDAN O HATTI görebilirsiniz. Boğa-Başak hattını...
"Sana Zülkarneyn'den sorarlar...". Zülkarneyn’in sembolü... Dünya’nın "Geçmişinin kurtarıcısı". Karanoktacığı yaparak "İZDÜŞÜM" dünyasını bizden ayırdı. Yecüc - Mecüc’leri senkronize fakat "Mirror World"a aldı. Onlar bir gün gelene kadar rahatız. Zülkarneyn (Birinci ve Kur'an'da geçen Zülkarneyn) bir kurtarıcıdır. İnsan soyunu kurtarmıştır, kendini de... O da o soyun içinde...
Zamanda "GELECEKTEN" olanların daha Kur'an indiğinde doğmadıkları için ADLARI verilmez. Lakapları vardır (İki boynuzlu gibi, Hazır gibi). Hızır gelecekte değil, geçmişte değil DEHR denen bir zamana alındığından HERÇAĞDA var oluyor ve böylece onun HİÇ Mİ HİÇ İSMİ GEÇMEMESİ GEREKİYOR. Kur'an'da HIZIR ismen yok ama tam 111 yerde de bir şekilde var...
Zülkarneyn'den sonra 3, 5, 7... Zülkarneyn daha İKİ ZAMANLI oldu ama birinci büyük istisna... Çünkü zaman yolculuğunu değil, doğrudan BİR ÇIPLAK KARADELİĞİN elektrik yüklü halka tekilliğini kullanarak yaşça küçülmeden ve TÜM ALET EDEVATIYLA, takım teklavatıyla GEÇMİŞE taşındı. Yani "Ağzının kenarında ketçap bile duruyordu".
Rakim tam 49 anlamlı. Rakim bildiğimiz matematik sayılar sistemi. 1 ila 100 arası yazıyorsun mesela ama bir şey anlatmıyor. Oysa onu (Cifir holo-grafiklerimde olduğu gibi) KEHF=GÖRÜNÜR ve boyutlandırılmış olarak görürsün. Üstelik o kehf herşeye uygulanan TOE (Herşeyin teorisi gibi) bir şeydir. Orada Arş var, 7 tabakası (mesani) dört direği, üç katmanı, simyası, kimyası biyolojisi DNA'sı, elektrik yükü, fosfatları, urasil grubu asitleri, Tabutüssekine, Nuh'un kazanı, Fission, Fusion, yani yok yok!
Oysa 1-110 diye Rakim'i ardışık olarak yazdığımızda bu özelliklerin hiçbiri yoktu ama onu KEHF haline getirdiğimizde O Levhi Mahfuz ayrıntıları ortaya çıkıverdi. Virüsler uyudu-uyandı, DNA'lar kıvrıldı helis/sarmal oldu. YYy/YYx'ler ve daha buraya sığamayacak herşey orada yazılı. 1 ila 110 sayıları arasında. Kur'an'da böyle RAKİM olarak okuduğunda seni din tüccarları her yöne çekerler ama KEHF olarak okuduğunda inanılmaz sırları, kozmik tüm bilinmezleri orada bir tek ANAHTAR halinde bulabilirsin.
Basit bir şekil gibiydi ama değil. Olamaz da. ARŞ bile o şekle girmiş! Dört direğiyle birlikte... Ama Rakim olarak ortada ne direk ne bir şey yoktu... Değiştirgeçi kullandığında bu şablon ve ızgaralar var (Ya da kafes, ya da Raumgitter). İnsanlık tarihi boyunca hiçbir kimse tutup da asal sayıları şöyle bir dizeyim falan dememiş. Bir anlayayım da dememiş.
Kehf iki zamanı birden açık kimselerin (İsa, Ashabı kehf, Zülkarneyn, Hızır vb.) KOZASIDIR. Ayet ne diyor? "Allah'ın diledikleri dışında herkes , Sur üflendiğinde BAYILIR". Yani Kehf'e giren (ki oraya çağıran Allah'tır) bu kozada bayılmaz, Sur'dan bile korunur. Kehf bir elif noktasıdır. Her yerde hazır ve nazırdır. Çünkü geometridir. Rakim ise matematiktir ve niceliğe dayanır ama Kehf geometrisi HOLOGRAMA yani niceliğe değil NİTELİĞE dayanır.
Demir tozları=Quantlar, Mıknatısın akılarının KEHF biçimi=NİTELİK. Kalite, kalifiye olayı. Kehf soğana soğan biçimini veren NİTELİKTİR. Onu dokuyan bu niteliktir. Ötekiler (Soğan hücreleri) niceliktir ve aslında her bir kendi başına bir tek varlıktır ama NİTELİK hologramı yani KEHF onları tek tek değil, BİR SOĞAN biçimi almaya zorlar. Mıknatısın akıları da bunu yapmıyor mu? Tek başına duran demirtozlarına, "Bölük Hizaya geeel, sıraya gir!" komutu vermiyor mu? Ana rahminde bir topçuk iken, bir minyatür leblebi taneciği ve tostoparlak iken, yani nicelik halinde ikiye katlanıp çoğalırken birden "Bölük ileri marş marş" deniyor ve hücreler birden GÖÇ ediyor. Beyin hücreleri bir yana, böbrek hücreleri öteki tarafa... Kehf olmasaydı herkes bir mikro organizma (tek hücreli) olup kalırdı .
Kehf hep var, heryerde... Adı Elif noktası ve EVLERE SERVİS. Özellikle SADRIMIZDA. Orası inşirah olur (Kehf genişler). Omurga-kaburga bu ikisini hatırladınız mı? Tarık suresinde geçiyordu... O bölge, yani kaburgalarımız ile omurgamızın arasında kalan EN BOŞ organımız. Ki adı Akciğer, ya da KEHF. Resulullah'a Rabbi buyuruyor: Biz senin göğsünü genişletmedik mi? Ve bunun tersi de var: "Mücrimler simalarından tanınır da canları alınırken, sanki gökyüzüne çekiliyormuş gibi gögüsleri daralır. Onlar Deve iğne deliğinden geçmedikçe Cennet'e giremezler"... Suçlular perçemlerinden ve topuklarından yakalanırlar, işte bunlar KEHF'in DARALTILDIĞI ayetler...
Selam ve Selam.