Slm Slm
       Baqarat 2/106
       e~ûdhü b'İLlâh b'ism'İLlâh
      " mâ nensekh min âyetin 
        ew nense'ü /nünsi hâ 
        ne'ti bir khayrin min hâ ew mithli hâ 
        e lem ta~lem enne ALlâhe ãlâ külli şey'in Qadîrun"
      "âyetten bir şeyi bile neskhetSE idik 
       ya da geri bıraktırSAydık/unutturSAydık
       ondan hayırlısını ya da mislini getiririz/getirecektik.
       siz bilmediñiz mi doğrusu ALlâh her şey'e Qadîr'dir"
      "Neyi nesh ederiz bir âyetten 
       ya da neyi geri bıraktırırız/unuttururuz 
       ondan hayrlısını ya da mislini getiririz.
       siz bilmediñiz mi doğrusu ALlâh her şey'e Qadîr'dir" 
       Burada şartlı önerme var, nesh ettik denmiyor âyette, etSE 
idik deniyor. 
       Baqarat 2/106
       e~ûdhü b'İLlâh b'ism'İLlâh
       " mâ nensekhu min âyetin 
         ew nense'ü/nünsi hâ 
         ne'ti bir khayrin min hâ ew mithli hâ 
         e lem ta~lem enne ALlâhe ãlâ külli şey'in Qadîrun"
       " Bir âyetten bir şeyi bile neskh etmeyiz 
         ya da onu geri bıraktırmayız/unutturmayız 
         onuñ hayırlısını getiririz ya da mislini getiririz..."
       Baqarat 2/106
       e~ûdhü b'İLlâh b'ism'İLlâh
       " mâ nensekhu min âyetin 
         ew nense'ü/nünsi hâ 
         ne'ti bir khayrin min hâ ew mithli hâ 
         e lem ta~lem enne ALlâhe ãlâ külli şey'in Qadîrun"
       " neyi neskhederiz bir âyetten bir şey bile  
         ya da neyi  geri bıraktırız/unuttururuz 
         ondan hayırlısını getiririz ya da mislini..."
       Naxl 16/101
       e~ûdhü b'İLlâh b'ism'İLlâh
      " we idhâ beddel nâ âyeten mekâne âyetin 
        we ALlâhü A~lemü bi mâ yünezzilü 
        qâlû inne mâ ente müfterin 
        bel ektherü hüm lâ ya~lemûne"
      " ve bir âyetiñ mekânını/yerini bir âyet ile tebdîl ettiğimizde 
        ki ALlâh ne tenzîl ettiğini Eñ Bilen'dir. 
        Dediler ; sen añcak bir iftirâ edensiñ 
        tersine/aksine onlarıñ eñ çoğu bilmezler"
       Burada da âyetiñ yeri değişiyor kendisi değil. Yeri nereye göre
değişiyor?  N'asıl yerini bilenler var da yeri değişti diyebilirler? 
Yoksa Tevrât'taki sıralaması ile Qur'ân'daki sıralaması mı farklı?
       Bir de Qur'ân'da neskh vardır diye ALlâh' acziyyet iftirâ 
edenler var, - hâşâ - ALlâh zamâna kayıtlı da (dolayısıyla zamandan 
daha güçsüz de ) gelecekte neyi değiştireceğini bilmiyor, yañlışlıkla
(!) bir âyet gönderiyor soñra da bu olmadı değiştirelim diyor. Bu 
denli göz göre göre ALlâh'a iftirâ edenlere de kimi salaklar inanıyor.
      Karıştırılabilecek bir nokta da şu; neskh, hükmünü kaldırmak 
ise;  Qur'ân'da öñceden gelmiş kimi özel yasakları kaldıran âyetler 
var, bu yüzden bu âyetler öñceki özel hükmü kaldırdığı için nâsih
(neskh eden, hükmü kaldıran) âyettirler, yoksa Qur'ân'dan bir hükmü 
kaldırmış değillerdir, örnek olarak Ramadhân'daki oruçta gece 
kadınlar yaklaşmak öñceden yasak iken bize serbest bırakıldı.
Mensûhu(neshedilmişi, hükmü kaldırılmışı) añlatan âyet demek ile nâsih
(hükmü kaldıran) âyet ayni âyettir, Mensûh bir âyet Qur'ân'da yoktur.
      Örnek verelim nâsih-mnesûh diyerek saçmaladıkları âyetlere;
      Baqarat2/219
      " saña hamrdan ve meysirden sorarlar/soruyorlar/soracaklar 
De; o ikisinde/ikisiniñ içinde büyük bir ithm/günâh vardır ve insânlar
için menfeãatler/yararlar vardır ve o ikisiniñ ithmi/günâhı 
menfeãtinden daha büyüktür..."
      Şimdi akledelim; hamr ve meysir diye iki şey var. Bu ikisinde, 
bu ikisiniñ içinde büyük günâh var ( fî himâ ithmün kebîrün )yazıyor, 
ama âyet bu ikisi büyük günahtır( hümâ ithmün kebîrün ) yazmıyor. 
Üstelik kimi yararları da var diyor âyet. 
      Dikkat edilsin bu âyette sarhoşluktan bahsedilmedi.
      Nisâ' 4/43 
     " Ey o kimseler ki îmân ettiler/Ey îmân edenler! salâta 
yaklaşmayıñ ve siz ne dediğiñizi bilinceye değin 
esriksiñiz/sarhoşsuñuz/sâkirsiñiz..."
     Burada hamr yazıyor mu âyet? Hayır yazmıyor öyleyse bu âyet 
yukarıdaki âyetteki neyiñ hükmünü kaldırıyor? Yukarıda âyette 
sarhoşken salâta yaklaşıñ mı yazıyor???
     Mâidet 5/90,91
     " Ey o kimseler ki îmân ettiler/Ey îmân edenler! Añcak hamr , 
meysir , ensâb ve rics/pislik olan ezlâm şeytânıñ ãmelindendir artık 
ondan ictinâb ediñ/kaçınıñ umulur ki iflâh olursuñuz."
     " Şeytân añcak arañızda adâwet/yağılık/düşmanlık ve 
baghdhâ/buğz,kin vâkı kılmak/oldurmak irâde eder/ister hamrda ve 
meysirde ve sizi ALlâh'ıñ Zikr'inden ve salâttan sadd eder/alıkor 
artık/öyleyse/o hâlde intihâ edenlersiñiz/nihâyete erdirenlersiñiz/
vazgeçenlersiñiz/sakınanlarsıñız mı? // artık/öyleyse vazgeçtiñiz 
değil mi?/bıraktıñız değil mi?/nihâyete erdirdiñiz değil mi? "
      İmdi; Bakara'da hamr ve meysir tavsıye mi edilmiş? Hayır. 
Kullanmak yasaklanmış mı? Hayır.
      ALlâh yasaklamayı harâm kelimesi ile añlatıyor. Mâide'deki bu 
âyet neyi nereden n'asıl neskh  etmiş, añlayan beri gelsin.Mâide'deki 
âyetler sarhôşken salâta yaklaşıñ mı demiş? Hayır. Öyleyse bu
âyetlere birbirleriniñ neyini nesh ediyor?
      Bu âyetler birbirini tamâmlıyor, NESH etmiyor.
      Rabbî zıd nî ilmî