Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
teslim Yazdı:
ilahibilgi Yazdı:
Selam!
Dost sen soruma cevap ver! Madem akıl ile hiçbirşey çözülemez ve mutlak peygamber gereklidir! Öyleyse Hz.İbrahim'i hangi peygamber yola getirdi yada şöyle sorayım, Hz.İbrahim neyini kullandı da Allah'ı keşfetti (onca cahilin arasında)?
İkincisi senin dediğin yüz bilmemkaç bin peygamber ifadesi hadis kaynaklı bir bilgidir! Lütfen bu dediğini kanıtlayan en az bir ayet gösterir misin? Benim peygamberler hakkındaki itikadımı sorarsan "evet ben de sadece Kuran'da adı geçen nebiler kadar peygamberler olduğunu sanmıyorum" Ama Kuran'da tam bir sayı verilmediği için "şu kadardır" da diyemiyorum! Lütfen gaybi aktarımlara girmeyelim!
Selametle!!!
|
|
|
|
|
|
(MERYEM suresi 58. ayet)
أُوْلَئِ 03;َ الَّذِين 14; أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِ 05; مِّنَ النَّبِي 17;ِينَ مِن ذُرِّيَّ 77;ِ آدَمَ وَمِمَّن 18; حَمَلْنَ 75; مَعَ نُوحٍ وَمِن ذُرِّيَّ 77;ِ إِبْرَاه 16;يمَ وَإِسْرَ 75;ئِيلَ وَمِمَّن 18; هَدَيْنَ 75; وَاجْتَب 14;يْنَا إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ 05;ْ آيَاتُ الرَّحْم 14;ن خَرُّوا سُجَّدًا وَبُكِيّ 11;ا İşte bunlar ki, Allah Teâlâ'nın kendilerine in'am buyurmuş olduğu peygamberlerdendir. Âdem'in zürriyetinden ve Nûh ile beraber gemiye yüklemiş olduklarımızdandır ve İbrahim ile İsra-il'in zürriyetindendir ve hidâyete erdirdiğimiz ve ihtiyar eylediğimiz kimselerdendir. Kendilerine Rahmân'ın âyetleri okunduğu zaman secde eder ve ağlar oldukları halde yere kapanırlardı.
(BAKARA suresi 124. ayet)
وَإِذِ ابْتَلَى إِبْرَاه 16;يمَ رَبُّهُ بِكَلِمَ 75;تٍ فَأَتَمّ 14;هُنَّ قَالَ إِنِّي جَاعِلُك 14; لِلنَّاس 16; إِمَامًا قَالَ وَمِن ذُرِّيَّ 78;ِي قَالَ لاَ يَنَالُ عَهْدِي الظَّالِ 05;ِينَ Şunu da yâd et ki, bir vakit İbrahim'i Rabbisi birtakım kelimeler ile imtihan etmişti. O da bunları tamamen yerine getirmişti. (Cenâb-ı Hak) Dedi ki, «Ben seni nâsa imam kılacağım.» O da dedi ki: «Zürriyetimden de.» (Hak Teâlâ da) Buyurdu ki, «Benim ahdime zalimler nâil olamaz.»
(BAKARA suresi 125. ayet)
وَإِذْ جَعَلْنَ 75; الْبَيْت 14; مَثَابَة 11; لِّلنَّا 87;ِ وَأَمْنا 11; وَاتَّخِ 84;ُواْ مِن مَّقَامِ إِبْرَاه 16;يمَ مُصَلًّى وَعَهِدْ 06;َا إِلَى إِبْرَاه 16;يمَ وَإِسْمَ 75;عِيلَ أَن طَهِّرَا بَيْتِيَ لِلطَّائ 16;فِينَ وَالْعَا 03;ِفِينَ وَالرُّك 17;َعِ السُّجُو 83;ِ Ve o vakti de yâd ediniz ki, Biz Beyt-i Şerifi nâs için bir sevapgâh ve bir Darü'l-Emân kıldık. Siz de Makam-ı İbrahim'den bir namazgâh ittihaz ediniz. Ve Biz İbrahim'e ve İsmail'e kat'i emir vermiştik ki, «Benim beytimi tavaf edenler için ve orada mücavir bulunanlar için ve rüku'a, sücûda varacaklar için tertemiz bulundurunuz.»
(BAKARA suresi 126. ayet)
وَإِذْ قَالَ إِبْرَاه 16;يمُ رَبِّ اجْعَلْ هَـَذَا بَلَدًا آمِنًا وَارْزُق 18; أَهْلَهُ مِنَ الثَّمَر 14;اتِ مَنْ آمَنَ مِنْهُم بِاللّهِ وَالْيَو 18;مِ الآخِرِ قَالَ وَمَن كَفَرَ فَأُمَتّ 16;عُهُ قَلِيلاً ثُمَّ أَضْطَرّ 15;هُ إِلَى عَذَابِ النَّارِ وَبِئْسَ الْمَصِي 85;ُ Şunu da zikret ki İbrahim, «Yarabbi! Burasını bir emîn belde kıl, ahalisini, Allah'a ve ahiret gününe imân etmiş olanları da semerelerden merzûk buyur» demişti. Allah Teâlâ da, «Kâfir olanı da az bir müddet müstefîd ederim, sonra da onu ateş azabına muzdar kılarım. Ne fena bir gidiş!» diye buyurmuştu.
(BAKARA suresi 127. ayet)
وَإِذْ يَرْفَعُ إِبْرَاه 16;يمُ الْقَوَا 93;ِدَ مِنَ الْبَيْت 16; وَإِسْمَ 75;عِيلُ رَبَّنَا تَقَبَّل 18; مِنَّا إِنَّكَ أَنتَ السَّمِي 93;ُ الْعَلِي 05;ُ O vakti yâd et ki, İbrahim Beytullah'ın temellerini İsmail ile beraber yükseltiyor, «Ya Rabbenâ! Bizden kabul buyur, şüphe yok ki Sen semî' ve alîmsin,» diyordu.
(BAKARA suresi 130. ayet)
وَمَن يَرْغَبُ عَن مِّلَّةِ إِبْرَاه 16;يمَ إِلاَّ مَن سَفِهَ نَفْسَهُ وَلَقَدِ اصْطَفَي 18;نَاهُ فِي الدُّنْي 14;ا وَإِنَّه 15; فِي الآخِرَة 16; لَمِنَ الصَّالِ 81;ِينَ Nefsine ihanet edenlerden başka kim İbrahim'in millet(din)inden kaçınır? Şüphe yok ki Biz O'nu dünyada mümtaz kıldık ve şüphesiz ahirette de O, muhakkak sâlihler zümresindendir.
(BAKARA suresi 132. ayet)
وَوَصَّى بِهَا إِبْرَاه 16;يمُ بَنِيهِ وَيَعْقُ 08;بُ يَا بَنِيَّ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَى لَكُمُ الدِّينَ فَلاَ تَمُوتُن 17;َ إَلاَّ وَأَنتُم مُّسْلِم 15;ونَ Ve bununla (diyanet-i İslâmiyye ile) İbrahim de oğul larına vasiyette bulundu, Yakup da. Her biri dedi ki: «Oğullarım, şüphe yok ki Allah Teâlâ sizin için din-i İslâm'ı ihtiyar buyurdu. Binaenaleyh siz ölmeyiniz, ancak müslüman olduğunuz halde ölünüz.»
(BAKARA suresi 133. ayet)
أَمْ كُنتُمْ شُهَدَاء إِذْ حَضَرَ يَعْقُوب 14; الْمَوْت 15; إِذْ قَالَ لِبَنِيه 16; مَا تَعْبُدُ 08;نَ مِن بَعْدِي قَالُواْ نَعْبُدُ إِلَـهَك 14; وَإِلَـه 14; آبَائِكَ إِبْرَاه 16;يمَ وَإِسْمَ 75;عِيلَ وَإِسْحَ 02;َ إِلَـهًا وَاحِدًا وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُ 08;نَ Yoksa Yakub'a ölüm geldiği zaman siz hazırlar mı bulunuyordunuz? O vakit ki oğullarına dedi: «Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?» Dediler ki: «Senin ilâhına ve babaların olan İbrahim, İsmail ve İshak'ın ilâhına ibadet edeceğiz ki O bir tek ilâhtır. Ve biz ancak O'nun için müslüman kimseleriz.»
(BAKARA suresi 135. ayet)
وَقَالُو 75;ْ كُونُواْ هُودًا أَوْ نَصَارَى تَهْتَدُ 08;اْ قُلْ بَلْ مِلَّةَ إِبْرَاه 16;يمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْر 16;كِينَ Ve dediler ki: «Yahudi veya Nasranî olunuz ki hidâyete ermiş olasınız» De ki: «Biz Hanîf olarak İbrahim'in milletine tâbi bulunmaktayız. O, müşriklerden değildir.»
(BAKARA suresi 136. ayet)
قُولُواْ آمَنَّا بِاللّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْنَ 75; وَمَا أُنزِلَ إِلَى إِبْرَاه 16;يمَ وَإِسْمَ 75;عِيلَ وَإِسْحَ 02;َ وَ يَعْقُوب 14; وَالأسْب 14;اطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَى وَعِيسَى وَمَا أُوتِيَ النَّبِي 17;ُونَ مِن رَّبِّهِ 05;ْ لاَ نُفَرِّق 15; بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُم 18; وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُ 08;نَ Deyiniz ki, «Biz, Allah'a ve bize inzal olunana ve İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, Esbât'a inzal edilmiş olana ve Mûsa ile İsâ'ya verilene ve peygamberlere Rabbileri cânibinden verilmiş olan şeylere imân ettik, biz onlardan hiçbirisinin arasını ayırmayız ve biz O'na (Allah-ü Azîmüşşan'a) hâlisâne münkad kimseleriz.»
(BAKARA suresi 140. ayet)
أَمْ تَقُولُو 06;َ إِنَّ إِبْرَاه 16;يمَ وَإِسْمَ 75;عِيلَ وَإِسْحَ 00;قَ وَ يَعْقُوب 14; وَالأسْب 14;اطَ كَانُواْ هُودًا أَوْ نَصَارَى قُلْ أَأَنتُم 18; أَعْلَمُ أَمِ اللّهُ وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن كَتَمَ شَهَادَة 11; عِندَهُ مِنَ اللّهِ وَمَا اللّهُ بِغَافِل 13; عَمَّا تَعْمَلُ 08;نَ Ö. N. Bilmen Yoksa diyor musunuz ki şüphe yok İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve Esbat, Yehûd veya Nasara idiler. De ki: «Sizler mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Daha zalim kim vardır Allah tarafından nezdinde bulunan şehâdeti gizleyenden?» Allah Teâlâ sizin yaptıklarınızdan gâfil değildir.
(BAKARA suresi 258. ayet)
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِي حَآجَّ إِبْرَاه 16;يمَ فِي رِبِّهِ أَنْ آتَاهُ اللّهُ الْمُلْك 14; إِذْ قَالَ إِبْرَاه 16;يمُ رَبِّيَ الَّذِي يُحْيِـي وَيُمِيت 15; قَالَ أَنَا أُحْيِـي وَأُمِيت 15; قَالَ إِبْرَاه 16;يمُ فَإِنَّ اللّهَ يَأْتِي بِالشَّم 18;سِ مِنَ الْمَشْر 16;قِ فَأْتِ بِهَا مِنَ الْمَغْر 16;بِ فَبُهِتَ الَّذِي كَفَرَ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْم 14; الظَّالِ 05;ِينَ Sen görnedin mi Allah Teâlâ kendisine mülk verdiği için İbrahim ile Rabbi hakkında mücadelede bulunanı? O zaman İbrahim: «Rabbim, o Zât-ı zîKudrettir ki, diriltir ve öldürür deyince «Ben de diriltir ve öldürürüm,» demişti. İbrahim: «Şüphe yok ki, Allah Teâlâ güneşi maşrıktan getirir. İmdi sen onu mağrıb tarafından getir,» deyince de o kâfir (acizlikle) şaşkınlaşıp kalmıştı. Ve Allah Teâlâ zalimler gürûhuna hidâyet etmez.
(BAKARA suresi 260. ayet)
وَإِذْ قَالَ إِبْرَاه 16;يمُ رَبِّ أَرِنِي كَيْفَ تُحْيِـي الْمَوْت 14;ى قَالَ أَوَلَمْ تُؤْمِن قَالَ بَلَى وَلَـكِن لِّيَطْم 14;ئِنَّ قَلْبِي قَالَ فَخُذْ أَرْبَعَ 77;ً مِّنَ الطَّيْر 16; فَصُرْهُ 06;َّ إِلَيْكَ ثُمَّ اجْعَلْ عَلَى كُلِّ جَبَلٍ مِّنْهُن 17;َ جُزْءًا ثُمَّ ادْعُهُن 17;َ يَأْتِين 14;كَ سَعْيًا وَاعْلَم 18; أَنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ Ve o vakti de yâdet ki, İbrahim, «Yarabbi! Ölüleri nasıl ihya edeceğini bana göster,» demiş, (Cenâb-ı Hak da) «İnanmadın mı?» diye buyurmuştu. O da, «Evet. İnandım, fakat kalbim mutmain olsun için,» demiş; Allah Teâlâ da: «Kuşlardan dört tanesini tut da onları kendine çevir, sonra her dağ üzerine onlardan birer parça at, sonra da onları çağır, sana koşarak gelirler ve bilki Allah Teâlâ şüphe yok azîzdir, hakîmdir,» diye buyurmuştur.
(ÂLİ IMRÂN suresi 33. ayet)
إِنَّ اللّهَ اصْطَفَى آدَمَ وَنُوحًا وَآلَ إِبْرَاه 16;يمَ وَآلَ عِمْرَان 14; عَلَى الْعَالَ 05;ِينَ Şüphe yok ki, Allah Teâlâ Âdem'i, Nûh'u, İbrahim'in âlini ve İmrân'ın âlini âlemler üzerine mümtaz kıldı.
(ÂLİ IMRÂN suresi 65. ayet)
يَا أَهْلَ الْكِتَا 76;ِ لِمَ تُحَآجُّ 08;نَ فِي إِبْرَاه 16;يمَ وَمَا أُنزِلَت 16; التَّورَ 75;ةُ وَالإنجِ 10;لُ إِلاَّ مِن بَعْدِهِ أَفَلاَ تَعْقِلُ 08;نَ Ö. N. Bilmen «Ey ehl-i kitap! Ne için İbrahim hakkında muhasemede bulunuyorsunuz? Tevrat ve İncil ise ondan sonra indirilmiştir. Bunu anlayamıyor musunuz?»
(ÂLİ IMRÂN suresi 67. ayet)
مَا كَانَ إِبْرَاه 16;يمُ يَهُودِي 17;ًا وَلاَ نَصْرَان 16;يًّا وَلَكِن كَانَ حَنِيفًا مُّسْلِم 11;ا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْر 16;كِينَ Şüphe yok ki İbrahim ne Yahudi idi, ne de Nasranî idi. Fakat o Hanîf idi, müslim idi; müşriklerden de olmamıştı.
(ÂLİ IMRÂN suresi 68. ayet)
إِنَّ أَوْلَى النَّاسِ بِ إِبْرَاه 16;يمَ لَلَّذِي 06;َ اتَّبَعُ 08;هُ وَهَـذَا النَّبِي 17;ُ وَ الَّذِين 14; آمَنُواْ وَاللّهُ وَلِيُّ الْمُؤْم 16;نِينَ Şüphe yok ki, İbrahim'e nâsın en yakını, O'na tâbi olmuş olanlardır. Ve bu Peygamberdir ve imân eden kimselerdir. Allah Teâlâ ise mü'minlerin velîsidir.
(ÂLİ IMRÂN suresi 84. ayet)
قُلْ آمَنَّا بِاللّهِ وَمَا أُنزِلَ عَلَيْنَ 75; وَمَا أُنزِلَ عَلَى إِبْرَاه 16;يمَ وَإِسْمَ 75;عِيلَ وَإِسْحَ 02;َ وَ يَعْقُوب 14; وَالأَسْ 76;َاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَى وَعِيسَى وَ النَّبِي 17;ُونَ مِن رَّبِّهِ 05;ْ لاَ نُفَرِّق 15; بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُم 18; وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُ 08;نَ De ki: «Biz Allah Teâlâ' ya, ve bize indirilene ve İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve Esbat'e indirilmiş olana ve Mûsa'ya, İsâ'ya ve nebilere Rableri cânibinden verilmiş olanlara imân ettik, onlardan hiçbirinin arasını ayırmayız. Ve biz ona müslimleriz.»
(ÂLİ IMRÂN suresi 95. ayet)
قُلْ صَدَقَ اللّهُ فَاتَّبِ 93;ُواْ مِلَّةَ إِبْرَاه 16;يمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْر 16;كِينَ De ki: «Allah Teâlâ sâdıktır. Artık Hanîf olan İbrahim milletine tâbi olunuz. Ve o asla müşriklerden olmamıştır»
(ÂLİ IMRÂN suresi 97. ayet)
فِيهِ آيَاتٌ بَيِّـنَ 75;تٌ مَّقَامُ إِبْرَاه 16;يمَ وَمَن دَخَلَهُ كَانَ آمِنًا وَلِلّهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْت 16; مَنِ اسْتَطَا 93;َ إِلَيْهِ سَبِيلاً وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ الله غَنِيٌّ عَنِ الْعَالَ 05;ِينَ Onda açık alâmetler, İbrahim'in makamı vardır. Ve her kim ona girerse emîn olur. Ve onun yoluna gücü yeten kimseler üzerine de o beyti haccetmek Allah Teâlâ için bir haktır. Ve her kim inkar ederse şüphe yok ki,Allah Teâlâ bütün âlemlerden ganîdir.
(NİSA suresi 54. ayet)
أَمْ يَحْسُدُ 08;نَ النَّاسَ عَلَى مَا آتَاهُمُ اللّهُ مِن فَضْلِهِ فَقَدْ آتَيْنَآ آلَ إِبْرَاه 16;يمَ الْكِتَا 76;َ وَالْحِك 18;مَةَ وَآتَيْن 14;اهُم مُّلْكًا عَظِيمًا Yoksa onlar Allah Teâlâ'nın fazlından olarak nâsa verdiği şey üzerine haset mi ediyorlar? Biz muhakkak âl-i İbrahim'e kitap ve hikmet verdik ve onlara azîm bir mülk verdik.
(NİSA suresi 125. ayet)
وَمَنْ أَحْسَنُ دِينًا مِّمَّنْ أَسْلَمَ وَجْهَهُ لله وَهُوَ مُحْسِنٌ واتَّبَع 14; مِلَّةَ إِبْرَاه 16;يمَ حَنِيفًا وَاتَّخَ 84;َ اللّهُ إِبْرَاه 16;يمَ خَلِيلاً Ve din itibariyle daha güzel kimdir o kimseden ki, muhsin olduğu halde yüzünü Allah Teâlâ'ya teslim etmiş, ve Hanîf olarak İbrahim'in milletine tâbi olmuştur. Allah Teâlâ da İbrahim'i bir dost edinmiştir.
(NİSA suresi 163. ayet)
إِنَّا أَوْحَيْ 06;َا إِلَيْكَ كَمَا أَوْحَيْ 06;َا إِلَى نُوحٍ وَ النَّبِي 17;ِينَ مِن بَعْدِهِ وَ أَوْحَيْ 06;َا إِلَى إِبْرَاه 16;يمَ وَإِسْمَ 75;عِيلَ وَإْسْحَ 02;َ وَ يَعْقُوب 14; وَالأَسْ 76;َاطِ وَعِيسَى وَأَيُّو 76;َ وَيُونُس 14; وَهَارُو 06;َ وَسُلَيْ 05;َانَ وَآتَيْن 14;ا دَاوُودَ زَبُورًا Muhakkak Biz sana vahyettik, Nûh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi ve İbrahim'e, İsmaîl'e, İshak'a, Ya'kub'a, Esbât'a, İsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Harûn'a ve Süleyman'a vahy eylediğimiz gibi ve Dâvud'a Zebûr'u verdiğimiz gibi.
(EN'ÂM suresi 74. ayet)
وَإِذْ قَالَ إِبْرَاه 16;يمُ لأَبِيهِ آزَرَ أَتَتَّخ 16;ذُ أَصْنَام 11;ا آلِهَةً إِنِّي أَرَاكَ وَقَوْمَ 03;َ فِي ضَلاَلٍ مُّبِينٍ Ve bir vakit ki, İbrahim babası Azer'e demişti ki: «Sen putları ilâhlar mı ittihaz ediyorsun! Ben şüphe yok seni ve kavmini apaçık bir dalâlet içinde görüyorum»
(EN'ÂM suresi 75. ayet)
وَكَذَلِ 03;َ نُرِي إِبْرَاه 16;يمَ مَلَكُوت 14; السَّمَا 08;َاتِ وَالأَرْ 90;ِ وَلِيَكُ 08;نَ مِنَ الْمُوقِ 06;ِينَ Ve İbrahim'e şöylece göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk ki, yakinen bilip inananlardan oluversin.
(EN'ÂM suresi 83. ayet)
وَتِلْكَ حُجَّتُن 14;ا آتَيْنَا 07;َا إِبْرَاه 16;يمَ عَلَى قَوْمِهِ نَرْفَعُ دَرَجَات 13; مَّن نَّشَاء إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌ Ve işte o, Bizim hüccetimizdir ki, onu kavmine karşı İbrahim'e vermiştik. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Şüphe yok ki, Rabbin hakîmdir, alîmdir.
(EN'ÂM suresi 161. ayet)
قُلْ إِنَّنِي هَدَانِي رَبِّي إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَق 16;يمٍ دِينًا قِيَمًا مِّلَّةَ إِبْرَاه 16;يمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْر 16;كِينَ De ki, «Şüphe yok ki Rabbim beni müstakim bir yola, dosdoğru bir dine, İbrahim'in Hanîf olan milliyetine hidâyet buyurdu. Ve o, müşriklerden olmuş değildi.»
(TEVBE suresi 70. ayet)
أَلَمْ يَأْتِهِ 05;ْ نَبَأُ الَّذِين 14; مِن قَبْلِهِ 05;ْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُود 14; وَقَوْمِ إِبْرَاه 16;يمَ وِأَصْحَ 75;بِ مَدْيَنَ وَالْمُؤ 18;تَفِكَات& amp; #1616; أَتَتْهُ 05;ْ رُسُلُهُ 05; بِالْبَي 17;ِنَاتِ فَمَا كَانَ اللّهُ لِيَظْلِ 05;َهُمْ وَلَـكِن كَانُواْ أَنفُسَه 15;مْ يَظْلِمُ 08;نَ Onlara, o kendilerinden mukaddem olanların, Nûh, Âd, Semûd kavminin ve İbrahim kavminin ve Medyen ile Mü'tefikat ashâbının haberi gelmedi mi? onlara peygamberleri açık mûcizeler ile gelmişti. Artık Allah Teâlâ onlara zulmeder olmadı, velâkin onları kendi nefislerine zulmeder oldular.
(TEVBE suresi 114. ayet)
وَمَا كَانَ اسْتِغْف 14;ارُ إِبْرَاه 16;يمَ لِأَبِيه 16; إِلاَّ عَن مَّوْعِد 14;ةٍ وَعَدَهَ 75; إِيَّاهُ فَلَمَّا تَبَيَّن 14; لَهُ أَنَّهُ عَدُوٌّ لِلّهِ تَبَرَّأ 14; مِنْهُ إِنَّ إِبْرَاه 16;يمَ لأوَّاهٌ حَلِيمٌ İbrahim'in babası için istiğfarda bulunması ise ancak ona yapmış olduğu bir vaadden dolayı idi. Vaktâ ki onun Allah için bir düşman olduğu kendisine tebeyyün etti. Hemen ondan berî oldu. Şüphe yok ki, İbrahim elbette çok ah vah eden yumuşak tâbiatlı bir zât idi.
(HÛD suresi 69. ayet)
وَلَقَدْ جَاءتْ رُسُلُنَ 75; إِبْرَاه 16;يمَ بِالْبُـ 88;ْرَى قَالُواْ سَلاَمًا قَالَ سَلاَمٌ فَمَا لَبِثَ أَن جَاء بِعِجْلٍ حَنِيذٍ Ve muhakkak ki, Bizim elçilerimiz İbrahim'e müjde ile gelmişti. «Selâm!» dediler. O da, «Selâmdır» dedi. Sonra gecikmeden bir kızartılmış buzağı getirdi.
(HÛD suresi 74. ayet)
فَلَمَّا ذَهَبَ عَنْ إِبْرَاه 16;يمَ الرَّوْع 15; وَجَاءتْ 07;ُ الْبُشْر 14;ى يُجَادِل 15;نَا فِي قَوْمِ لُوطٍ Vaktâ ki, İbrahim'den korku gidiverdi ve kendisine müjde geldi, Lût kavmi hakkında Bizimle mücadelede bulunur oldu.
(HÛD suresi 75. ayet)
إِنَّ إِبْرَاه 16;يمَ لَحَلِيم 12; أَوَّاهٌ مُّنِيبٌ Şüphe yok ki, İbrahim elbette pek hilm sahibidir, çok ahü enîn edicidir, ve Hakk'a rücû edicidir.
(HÛD suresi 76. ayet)
يَا إِبْرَاه 16;يمُ أَعْرِضْ عَنْ هَذَا إِنَّهُ قَدْ جَاء أَمْرُ رَبِّكَ وَإِنَّه 15;مْ آتِيهِمْ عَذَابٌ غَيْرُ مَرْدُود 13; «Ey İbrahim! Bu mücadeleden vazgeç. Şüphe yok ki, artık Rabbin emri gelmiştir. Ve muhakkak ki, onlara reddedilmemiş olan bir azap gelivermektedir.»
(YÛSUF suresi 6. ayet)
وَكَذَلِ 03;َ يَجْتَبِ 10;كَ رَبُّكَ وَيُعَلّ 16;مُكَ مِن تَأْوِيل 16; الأَحَاد 16;يثِ وَيُتِمّ 15; نِعْمَتَ 07;ُ عَلَيْكَ وَعَلَى آلِ يَعْقُوب 14; كَمَا أَتَمَّه 14;ا عَلَى أَبَوَيْ 03;َ مِن قَبْلُ إِبْرَاه 16;يمَ وَإِسْحَ 02;َ إِنَّ رَبَّكَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ Andolsun ki, Yusuf'ta ve kardeşlerinde sual edenler için bir nice ibretler var idi.
(YÛSUF suresi 38. ayet)
وَاتَّبَ 93;ْتُ مِلَّةَ آبَآئِـي إِبْرَاه 16;يمَ وَإِسْحَ 02;َ وَ يَعْقُوب 14; مَا كَانَ لَنَا أَن نُّشْرِك 14; بِاللّهِ مِن شَيْءٍ ذَلِكَ مِن فَضْلِ اللّهِ عَلَيْنَ 75; وَعَلَى النَّاسِ وَلَـكِن 17;َ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَشْكُرُ 08;نَ «Ve babalarım İbrahim'in, İshakın ve Yakub'un milletine tâbi oldum. Bizim için Allah'a hangi bir şeyden şerik edinmemiz doğru olamaz. Bu tevhid bizim üzerimize ve nâsın üzerine Allah Teâlâ'nın bir fazlıdır. Velâkin nâsın ekserisi şükretmezler.»
(RA'D suresi 43. ayet)
وَيَقُول 15; الَّذِين 14; كَفَرُوا 18; لَسْتَ مُرْسَلا 11; قُلْ كَفَى بِاللّهِ شَهِيدًا بَيْنِي وَبَيْنَ 03;ُمْ وَمَنْ عِندَهُ عِلْمُ الْكِتَا 76;ِ Ve kâfir olanlar der ki: «Sen gönderilmiş bir peygamber değilsin.» De ki: «Benim aramla sizin aranızda şahit olarak Allah Teâlâ ve kendisinde kitaba bilgi bulunan (kimseler) kifâyet eder.»
(İBRÂHİM suresi 35. ayet)
وَإِذْ قَالَ إِبْرَاه 16;يمُ رَبِّ اجْعَلْ هَـذَا الْبَلَد 14; آمِنًا وَاجْنُب 18;نِي وَبَنِيّ 14; أَن نَّعْبُد 14; الأَصْنَ 75;مَ Ve yâd et o zamanı ki, İbrahim demişti: «Yarabbi! Bu şehri emin kıl, ve beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak bulundur.»
(HİCR suresi 51. ayet)
وَنَبِّئ 18;هُمْ عَن ضَيْفِ إِ بْراَهِي 05;َ Onlara İbrahim'in misafirlerinden de haber ver.
(NAHL suresi 120. ayet)
إِنَّ إِبْرَاه 16;يمَ كَانَ أُمَّةً قَانِتًا لِلّهِ حَنِيفًا وَلَمْ يَكُ مِنَ الْمُشْر 16;كِينَ Muhakkak ki, İbrahim (başlıca) bir ümmet idi, Allah'a muti idi, bâtıldan müteberri idi ve müşriklerden olmuş değildi.
(NAHL suresi 123. ayet)
ثُمَّ أَوْحَيْ 06;َا إِلَيْكَ أَنِ اتَّبِعْ مِلَّةَ إِبْرَاه 16;يمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْر 16;كِينَ Sonra sana vahyettik ki, İbrahim'in milletine nezih bir muvahhid olarak tâbi ol. Ve (O) asla müşriklerden olmadı.
(MERYEM suresi 41. ayet)
وَاذْكُر 18; فِي الْكِتَا 76;ِ إِبْرَاه 16;يمَ إِنَّهُ كَانَ صِدِّيقً 75; نَّبِيًّ 75; Kitapta İbrahim'i de zikret. Şüphe yok ki, o pek sâdık bir peygamber idi.
(MERYEM suresi 46. ayet)
قَالَ أَرَاغِب 12; أَنتَ عَنْ آلِهَتِي يَا إِبْراهِ 10;مُ لَئِن لَّمْ تَنتَهِ لَأَرْجُ 05;َنَّكَ وَاهْجُر 18;نِي مَلِيًّا (Azer) Dedi ki: «Ey İbrahim! Yoksa sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviricisin? Andolsun ki, eğer buna nihâyet vermez isen elbette seni taşlarım ve benden uzun bir müddet uzaklaş.»
(MERYEM suresi 58. ayet)
أُوْلَئِ 03;َ الَّذِين 14; أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِ 05; مِّنَ النَّبِي 17;ِينَ مِن ذُرِّيَّ 77;ِ آدَمَ وَمِمَّن 18; حَمَلْنَ 75; مَعَ نُوحٍ وَمِن ذُرِّيَّ 77;ِ إِبْرَاه 16;يمَ وَإِسْرَ 75;ئِيلَ وَمِمَّن 18; هَدَيْنَ 75; وَاجْتَب 14;يْنَا إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ 05;ْ آيَاتُ الرَّحْم 14;ن خَرُّوا سُجَّدًا وَبُكِيّ 11;ا İşte bunlar ki, Allah Teâlâ'nın kendilerine in'am buyurmuş olduğu peygamberlerdendir. Âdem'in zürriyetinden ve Nûh ile beraber gemiye yüklemiş olduklarımızdandır ve İbrahim ile İsra-il'in zürriyetindendir ve hidâyete erdirdiğimiz ve ihtiyar eylediğimiz kimselerdendir. Kendilerine Rahmân'ın âyetleri okunduğu zaman secde eder ve ağlar oldukları halde yere kapanırlardı.
(ENBİYÂ suresi 51. ayet)
وَلَقَدْ آتَيْنَا إِبْرَاه 16;يمَ رُشْدَهُ مِن قَبْلُ وَكُنَّا بِه عَالِمِي 06;َ Ve andolsun ki, İbrahim'e de bundan evvel rüşdünü vermiştik ve Biz O'na âlimler idik.
(ENBİYÂ suresi 60. ayet)
قَالُوا سَمِعْنَ 75; فَتًى يَذْكُرُ 07;ُمْ يُقَالُ لَهُ إِبْرَاه 16;يمُ Ö. N. Bilmen Dediler ki: «Kendisine İbrahim denilen bir genci işittik ki, onları anıp duruyormuş.»
(ENBİYÂ suresi 62. ayet)
قَالُوا أَأَنتَ فَعَلْتَ هَذَا بِآلِهَت 16;نَا يَا إِبْرَاه 16;يمُ Dediler ki: «Ey İbrahim, Bizim ilâhlarımıza bunu sen mi yaptın?»
(ENBİYÂ suresi 69. ayet)
قُلْنَا يَا نَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَام 11;ا عَلَى إِبْرَاه 16;يمَ Ö. N. Bilmen Dedik ki: «Ey Ateş! İbrahim üzerine serin ve selâmet ol.»
(HAC suresi 26. ayet)
وَإِذْ بَوَّأْن 14;ا لِ إِبْرَاه 16;يمَ مَكَانَ الْبَيْت 16; أَن لَّا تُشْرِكْ بِي شَيْئًا وَطَهِّر 18; بَيْتِيَ لِلطَّائ 16;فِينَ وَالْقَا 74;ِمِينَ وَالرُّك 17;َعِ السُّجُو 83;ِ Ve yâd et ki, İbrahim'e Beyt-i Şerif'in yerini bir makam kılmıştık, «Bana bir şeyi şerik koşma ve Benim beytimi tavaf edenler için ve mukim olanlar için ve rükû ve secde edenler için tertemiz tut,» diye (hazırlamıştık).
(HAC suresi 43. ayet)
وَقَوْمُ إِبْرَاه 16;يمَ وَقَوْمُ لُوطٍ Ve İbrahim'in kavmi ve Lût'un kavmi de tekzîp etmişti.
(HAC suresi 78. ayet)
س وَجَاهِد 15;وا فِي اللَّهِ حَقَّ جِهَادِه 16; هُوَ اجْتَبَا 03;ُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُ 05;ْ فِي الدِّينِ مِنْ حَرَجٍ مِّلَّةَ أَبِيكُم 18; إِبْرَاه 16;يمَ هُوَ سَمَّاكُ 05;ُ الْمُسْل 16;مينَ مِن قَبْلُ وَفِي هَذَا لِيَكُون 14; الرَّسُو 04;ُ شَهِيدًا عَلَيْكُ 05;ْ وَتَكُون 15;وا شُهَدَاء عَلَى النَّاسِ فَأَقِيم 15;وا الصَّلَا 77;َ وَآتُوا الزَّكَا 77;َ وَاعْتَص 16;مُوا بِاللَّه 16; هُوَ مَوْلَاك 15;مْ فَنِعْمَ الْمَوْل 14;ى وَنِعْمَ النَّصِي 85;ُ Ve Allah yolunda bihakkın cihad ile mücâhedede bulununuz. O sizi intihab etti ve sizin üzerinize dinde hiçbir güçlük kılmadı. Babanız İbrahim'in milleti gibi. O bundan evvel size müslümanlar ismini vermişti ve bunda da. Tâ ki Resûl sizin üzerinize şahit olsun ve siz de nâs üzerine şahitler olasınız. Artık namazı ikame ediniz ve zekâtı veriniz ve Allah'a sığının. O sizin mevlânızdır. İşte ne güzel mevlâ, ve ne güzel yardımcı.
(ŞUARA suresi 69. ayet)
وَاتْلُ عَلَيْهِ 05;ْ نَبَأَ إِبْرَاه 16;يمَ Onlara İbrahim'in de kıssa- sını oku.
(ANKEBÛT suresi 16. ayet)
وَ إِبْرَاه 16;يمَ إِذْ قَالَ لِقَوْمِ 07;ِ اعْبُدُو 75; اللَّهَ وَاتَّقُ 08;هُ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُ 08;نَ İbrahim'i de (yâd et) O vakit ki, kavmine dedi: «Allah'a ibadet edin ve O'ndan korkun. Bu, sizin için eğer bilir kimseler oldunuz iseniz, pek hayırlıdır.»
(ANKEBÛT suresi 31. ayet)
وَلَمَّا جَاءتْ رُسُلُنَ 75; إِبْرَاه 16;يمَ بِ الْبُشْر 14;ى قَالُوا إِنَّا مُهْلِكُ 08; أَهْلِ هَذِهِ الْقَرْي 14;ةِ إِنَّ أَهْلَهَ 75; كَانُوا ظَالِمِي 06;َ Vaktâ ki elçilerimiz, İbrahim'e müjde ile geldiler. Dediler ki: «Biz muhakkak şu kasabanın ahalisini helâk edeceğiz. Çünkü onun ahalisi, zalimler oldular.»
(AHZÂB suresi 7. ayet)
وَإِذْ أَخَذْنَ 75; مِنَ النَّبِي 17;ِينَ مِيثَاقَ 07;ُمْ وَمِنكَ وَمِن نُّوحٍ وَ إِبْرَاه 16;يمَ وَمُوسَى وَعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ وَ أَخَذْنَ 75; مِنْهُم مِّيثَاق 11;ا غَلِيظًا Ve yâd et ki, Biz peygamberlerden misâklarını almıştık ve senden ve Nûh'tan ve İbrahim'den ve Mûsa ile Meryem'in oğlu İsâ'dan da (misâk almıştık) ve onlardan pek mühim bir misâk (ahd ü peyman) almış olduk.
(SÂFFÂT suresi 83. ayet)
وَإِنَّ مِن شِيعَتِه 16; لَ إِبْرَاه 16;يمَ Şüphe yok ki, İbrahim de O'nun izinden gidenlerdendir.
(SÂFFÂT suresi 104. ayet)
وَنَادَي 18;نَاهُ أَنْ يَا إِبْرَاه 16;يمُ Ve O'na: «Ya İbrahim!» diye nidâ ettik ki,
(SÂFFÂT suresi 109. ayet)
سَلَامٌ عَلَى إِبْرَاه 16;يمَ (108-109) Ve sonrakilerin arasında O'na karşı (bir güzel sena) bıraktık. İbrahim üzerine selâm olsun.
(SÂD suresi 45. ayet)
وَاذْكُر 18; عِبَادَن 14;ا إبْرَاهِ 10;مَ وَإِسْحَ 02;َ وَ يَعْقُوب 14; أُوْلِي الْأَيْد 16;ي وَالْأَب 18;صَارِ (45-46) Ve kuvvetler ve basiretler sahipleri olan kullarımız İbrahim'i ve İshak'ı ve Ya'kub'u da an. Şüphe yok ki, Biz onları dar-ı ahireti düşünme hasletiyle mümtaz, ihlâs sahipleri kılmıştık.
(ŞÛRÂ suresi 13. ayet)
شَرَعَ لَكُم مِّنَ الدِّينِ مَا وَصَّى بِهِ نُوحًا وَالَّذِ 10; أَوْحَيْ 06;َا إِلَيْكَ وَمَا وَصَّيْن 14;ا بِهِ إِبْرَاه 16;يمَ وَمُوسَى وَعِيسَى أَنْ أَقِيمُو 75; الدِّينَ وَلَا تَتَفَرّ 14;قُوا فِيهِ كَبُرَ عَلَى الْمُشْر 16;كِينَ مَا تَدْعُوه 15;مْ إِلَيْهِ اللَّهُ يَجْتَبِ 10; إِلَيْهِ مَن يَشَاء وَيَهْدِ 10; إِلَيْهِ مَن يُنِيبُ Sizin için dinden meşrû kıldı, kendisiyle Nûh'a tavsiye etmiş olduğunu. Ve o şeyi ki, sana vahyettik ve o şeyi ki, onunla İbrahim'e, Mûsa'ya ve İsa'ya vasiyyette bulunduk, dini doğru tutun ve onda tefrikaya düşmeyin (den ibarettir). Müşriklerin üzerine kendisine dâvet ettiğin şey ağır geldi. Allah dilediği kimseyi kendisine intihab eder ve (Hakk'a) dönen kimseyi hidâyete erdirir.
(ZUHRUF suresi 26. ayet)
وَإِذْ قَالَ إِبْرَاه 16;يمُ لِأَبِيه 16; وَقَوْمِ 07;ِ إِنَّنِي بَرَاء مِّمَّا تَعْبُدُ 08;نَ Ve yâd et o vakti ki, İbrahim babasına ve kavmine dedi ki: «Şüphe yok, ben sizin ibadet ettiğiniz şeyden ırağım.»
(ZÂRİYÂT suresi 24. ayet)
هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ ضَيْفِ إِبْرَاه 16;يمَ الْمُكْر 14;مِينَ Ö. N. Bilmen Sana geldi mi İbrahim'in ikram olunmuş olan müsafirlerinin kıssası?
(NECM suresi 37. ayet)
وَ إِبْرَاه 16;يمَ الَّذِي وَفَّى (36-38) Yoksa Mûsa'nın sahifelerinde olan şeyden haber verilmedi mi? Ve memur olduğu şeyi bihakkın itmam etmiş olan İbrahim'in sahifelerindeki de kendisine haber verilmedi mi? Hakikaten hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenme
bunlar yetermi kurandan ayetler atasözleri biraz iyi incele gerçeği ğörebilirsin HZ İBRAHİM PEYGAMBERLERDEN BİRİ İDİ ÇOĞUNUNDA BABASIİDİ ONU ALLAH YOLAGETİRDİ VAHİY GÖNDERDİ bugeçici dünyada nefsimize hizmet veren şeytana hizmetveren düşüncelere kapılmayalım allahrızası cennet bukadar ucuz değil ALLAH KURANDA bizindirdik bizkoruyacagız diyor bize kurana teslim olmak düşer .
|