Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 18 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 214
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam musa21
Sorun hakkında "akik ve sinan_b" kardeşlerimiz ilgilenmişler. Sağolsunlar. Eğer görmek istersen, kendi amatör sitemdeki "makaleler" bölümünündeki "yaratılış" ile ilgili yazıları da okursun. Belki yardımcı olur. Ama istersen senin için konu ile ilgili Kuran'a dayalı bir makale de yazabilirim.
11/114. Gündüzün her iki tarafında ve gecenin zülefinde namaz kıl! Muhakkak ki, Hasenat/Güzellikler seyyiâtı/kötülükleri giderir. Bu bir öğüttür/ hatırlatmadır, öğüt/hatırlatma isteyenlere
Zülefa: ( زُلَفَا ) Kökü => (جنب = جانب وجه= جبهة = ناحية طرف = ضلع = ( زلف) Yaklaşmak/ilerlemek/cenab...
Hasenat: ( حَسَنَات ) Kökü =>(حسن )S جيد = خصب = وسيم ، جذاب = ملائم = صالح = سليم = مفيد Güzel/iyi/selim/müfid /salih...
Öncelikle yukarıdaki grafiği iyice inceleyiniz. Yaz ve Kış mevsimlerinde gece ve gündüzün uzunlukları değişmekte ve güneşin tam tepe noktasındaki saatte ise farklılık gösterebilmektedir. Fakat biz ortalama üzerinden anlatmaya çalışacağız. Yukarıdaki grafikte de gördüğünüz gibi saat tam 12:00 da güneş tam tepe noktadadır. Yani günün TAM ORTASI ve Öğleden önce ile Öğleden sonrasını ayıran sınırdır. Yani günün iki tarafı (Taraf-en Nehar) için ayraçtır.
Böylece yukarıdaki Hud Suresi 114. ayette geçen Gündüzün her iki tarafında.... kılınması gereken namazı anlamış olduk. Bunlara sabah ve öğle namazı diyebiliriz. Fakat sabah namazı; gecenin bitmeye yüz tuttuğu ve günün aydınlanmaya doğru gideceği vakitten, tâ öğle dikmesi dediğimiz ayraca girmesine yaklaşılıncaya kadar olan zaman diliminde kılınabilir. Lakin güneş doğmadan önceki (fecr) sabah vaktinde kılınan namaz ile gün(eş) doğduktan, öğle ayracına kadar olan vakitte kılınan sabah namazı arasında kıymet/derece farkı vardır. Şöyle ki:
17/78 Gündüzün güneş dönüp/kayıp, gecenin karanlığı bastırıncaya kadar(ki zamanda) namaz kıl; ve de fecrde (namaz içinde okunan) Kur'anı da... Muhakkak ki; fecr/sabah (namazı içinde) okunan Kur'an şahitlidir.
Yine yukarıdaki ayette, GÜNDÜZÜN dönüp/kayıp (tepe dikmesinden batıya/batmaya) gecenin karanlığı bastırıncaya kadarki olan vakit günün ikinci kısmı olan vakittir. Gün battıktan ve karanlık çöktükten sonra artık ikinci kısım bitmiş ve 3. son namaz vakti girmiştir ki; bu da bizlerin oruçlu iken iftar açmamız gereken vakittir aynı zamanda. Peki akşam salasını iqame süresi nedir? Yani güneşin batmasından ve karanlığın bastırmasından hemen sonra başlayıp, hangi vakte kadar Akşam salasını iqame edebiliriz?
17/79 Gecenin bir bölümünde de sana mahsus teheccüd için uykudan kalk. Umulur ki, Rabb'in seni Makam-en Mahmud (Övülen Makam)'a ulaştırır.
Bizim Kur'an dan akşam namazı için anladığımız şudur: Güneşin batmasıyla giren karanlık bölümde, şayet zaruret yok ise akşam namazı geciktirilmeksizin kılınmalı. Çünkü Kur'ana göre; efendimiz Hz Muhammed (S.A.V)'in uygulamasına baktığımızda, akşamı geciktirmeksizin kıldığı anlaşılıyor. Bu sebeple biz diyoruz ki; zorunlu haller haricinde akşam namazı saat: 24:00 dan sonrasına bırakılmamalıdır. Elbette; rahatsızlık, misafirlik, su kesintisi...vs gibi zaruretler halinde saat: 24:00 sonra da kılınabilir. Çünkü normalde, "Gecenin yarısından sonra kılınmaz" diye bir sınırlama yok.
Az önce dedik ki; Hz Muhammed (S.A.V)' de akşam namazını gece yarısından sonrasına bırakmamıştır. 17/79. Ayet bizim için delildir. Şöyle ki: "Gecenin bir bölümünde de sana mahsus teheccüd için uykudan kalk..." Gece sadece kendine mahsus teheccüd için kalkacağına göre, vakti girdiği halde akşam namazını kılmadan yatmış olamaz. Esasen ayet üzerinde ibretle tefekkür edildiğinde görülecek ki; Hz Muhammed efendimiz bir gün dahi bizler gibi gönül rahatlığıyla yatmamıştır. Düşünün bir, akşam namazı kılınıyor, yemek yeniyor, ashabdan giden gelen oluyor ve az çok ailesine vakit ayırdıktan sonra yatıyor. Sonra gecenin bir vaktinde teheccüd için kalkmak zorunda... (Tabii biz zorunda kelimesini lafın gelişi söylüyoruz....Bu muhabbet ile yapılıyordu.) Teheccüd görevini yerine getirdikten sonra, büyük ihtimalle tekrar yatmamıştır. Çünkü sabah namazı vakti ya girmiştir, ya da yaklaşmıştır. Aradaki kısa zaman dilimi yatmaya değmez.
Gündüz ise gelen-giden yoğun misafirler (33/53) ve ayrıca Elçilik görevi hasebiyle, gündüzün bir bölümünde şekerleme diye tarif ettiğimiz kısa süreli uykunun da fırsat yönünden mümkün olmadığını düşünüyorum. Buradan da anlaşılıyor ki; Hz Muhammed (S.A.V) efendimiz akşamdan sonra ile.......teheccüde kalkma vakti arasındaki kısa zaman diliminde ne uyudu ise onun ile yetindi.
Özet ile; herhangi bir kısıtlama olmamasına rağmen, akşam namazını, güneş batıp karanlık çöktüğünde geciktirmeksizin kılmak en uygun olanıdır.
__________________
43/44 Dogrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir ögüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.
Radyoman İsra-78 de yüce yaradan sadece sabah namazına verilmesi gereken önemi dile getirmekte ve zaten hud-114 te de gündüzün iki ucundan biri sabahtır. O şekilli anlatıma gelince de tamemen hatalı çünkü yine hud-114 te minel leyl ifadesi ile bu iki namazında geceden saçaklarda kılınması emrolunmuştur, ama sen randevuna zamanında gitme ondan sonra sevabı kademe kademe dağıt kimin tasarrufu bu yaa...Hoca sadece girdiği dersten imtihan eder öğrencisini. Yüce Yaratıcının bir hükmü bir kaç ayetin içine saklayıp kullarına zorluk çıkarmak istemesi düşünülebilirmi? Abdest gusul teyemmüm bir ayetin içine sığmışken biz haldır haldır namaz ayetlerini çıkarmaya çalışacağız Allah insana zulmetmez dostum. Her ne kadar hadisleri pek kaale almasam da Miraçtan önce namazın iki vakit kılındığı sayısız hadisle sabittir. O halde insanın aklına hemen İsra-77 gelmiyormu? Rivayeti de Hz. Aişe'ye aittir. Benim dayanağım tabiiki bu değil. Ben bundan (Kuran'dan)başka hiç bir söze inanmam.(kuranla birebir örtüşenler hariç)
__________________ 17;9 - Şüphesiz en doğru yolu Kuran gösterir.
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam.
ErdalAtin, hosgeldin.
Acikcasi Salat-ul Vusta nin orta Namaz oldugu görüsüne bende katilmiyorum.
Nisa Suresinden Rekat emrini cikartmakta zoraki bir yorum. Görüsümce Rekatlarin süre bakimindan pek bir etkenligi yok. Toplu halde düzen gelsin diye bir anlam kazaniyor. Kanaatimce savas esnasinda ve zor durumlarda rekatin kisaltilmasi degil Namazlarin kisa süreli olmasi sözkonusu. Birinci grubun secdeye varip akabinde ikinci grubun secdeye varmasi normalde insanlarin kac rekat kildigina yönelik bilgi vermiyor.
Salatul-Vusta belki Namazlariniza özen gösterin, (her ne bakimdan olursa olsun, zaman bakimindan, okunus ve saire), orta yolu bulun, ölcülü olun anlamina geliyor olabilir.
Sabah ve Aksam Namazinin vakti belli vakitlerde farz kilinmissa, örnegin Sabah Namazinin vaktini ögleye kadar esnetmekte Ayetler'le uyum saglamiyor.
Benim görüsümce Salatul-Vusta orta Namaz degil.
Namazlarin yalnizca iki vakit oldugu görüsünede sicak bakmiyorum. Nitekim, gündüzün günes dönüp gecenin karanligi bastirincaya kadar olan Vaktin Namazi hangi Namaz?
Gerci Iskender Evrenesoglunun meselesinden dolayi bu konulara, enazindan kendi acimdan, geregi gibi yönelemedim.
Sinan_B^^gündüzün günes dönüp gecenin karanligi bastirincaya kadar olan Vaktin Namazi hangi Namaz?^^
Tabii ki akşam namazı sinan kardeş.Burada güneşin öğle tepe noktasından kaymasında değil, Akşam saati güneşin ufuktan kaybolmasından gecenin kararmasına kadar olan 40-45 dakikalık zaman dilimi anlatılmakta ve bu zaman dilimi içinde Akşam(İşa) namazının eda edilmesi istenmektedir.Sevgiyle kal.
__________________ 17;9 - Şüphesiz en doğru yolu Kuran gösterir.
Katılma Tarihi: 31 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 380
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam
Namaz vakitlerinin 2 rekat olduğnu söyleyen bir çok kişi var.Yüzdeyüz yanlış olduğunu söyleyememekle beraber delilden yoksun olarak görüyorum
Cuma 9- Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrıldığı(nız) zaman, Allah'ı anmaya koşun, alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır
10- Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan (nasibinizi) arayın. Allah'ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.
Alışveriş ile ilgili ifadelerden bu namazın gündüz vaktinde kılılndığı gayet açık bir şekilde ortada
11-Bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona gittiler ve seni ayakta bıraktılar. De ki: "Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten de hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır."
Kırmızı renkli cümleden peygamber hutbe okurken müminlerden bazılarının onu ayakta bırakarak ticaret kervanına koştukları anlaşılıyor Ama allahın azarına muhatap oluyorlar.Kuranda hiç bir ayette Ey peygamber hutbe oku diye bir emir yoktur.Buda şunu göstermektedir
Allah teala nasıl peygamberin bazı davranışlarını yanlış bulup uyarmışsa aynı şekilde bazı ictihad ettiği konulardaki davranışlarını onaylamaktadır
Bu durumu, Yani Allahın onayını peygamberin savaş stertejisinin gereği olarak çevredeki bazı hurma ağaçlarını kestirmesi ile ilgili ayette de görmek mümkündür
Cuma 9 a çok iyi dikat etmek gerekir. Ey iman edenler cuma namazına koşun diye bir ifade yok.Cuma günü namaz için çağrıldığınızda diyor
Bu ifade.Cuma namazı diye özel bir namazın olmadığını, hergün kılınan öğle namazının haftada bir gün cemaatle kılınmasını Allahın bizlerden istediğini gösterir.Peygamber kendi ictihadına göre hutbe uygulaması başlatmasını Allahın onayladığını söylemiştik. Ancak ne varki aynı şeyi namaz için söylemek mümkün değildir. Zira
Zaten var olan bir namazı hafta birgün cemaatle kılınmasını peygamberin başlatmış olması sosyal dayanışma açısından oldukça önemlidir ki bu konu ehline malum olduğu için detaylı olarak anlatmaya gerek bile görmüyorum
Ancak Kuranda olmayan bir namaz vaktini peygamberin kendi ictihadı ile belirlemiş olması asla kabul edilemez
Katılma Tarihi: 25 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
hanif Yazdı:
Cuma 9 a çok iyi dikat etmek gerekir. Ey iman edenler cuma namazına koşun diye bir ifade yok.Cuma günü namaz için çağrıldığınızda diyor
Bu ifade.Cuma namazı diye özel bir namazın olmadığını, hergün kılınan öğle namazının haftada bir gün cemaatle kılınmasını Allahın bizlerden istediğini gösterir.
Selam!
Bana göre uzun sayılacak bir vakitten buyana ilk kez adam gibi foruma gözatabildim. Epeyce yazı birikmiş......dedikten sonra asıl konumuza geçelim.
Hanif kardeşin bu yazısına noktasından virgülüne kadar katılıyorum. Cuma namazı öğle namazının topluca kılınmasından başka birşey değildir!
Ayrıca bu husus, 2 vakit namazdan bahseden arkadaşlar için de son derece bariz bir örnek. Çünkü Kur'ana göre 2 vakit namaz var diyen arkdaşlar (sabah & akşam) salat-ı vustayı (orta/öğle namazını) farklı yorumladıkları için es geçiyorlar.
__________________ Asaf'ın miktarını bilmez Süleyman olmayan. Bilmez insan kadrini alemde, İNSAN olmayan.
116- Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece "zann'a(tahmine)" uyarlar ve saçmalarlar.
2-BAKARA:
170- Onlara: "Allah'ın indirdiğine uyun." dendiği vakit de: "Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız." dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?
117- Şüphesiz ki Rabbin, yolundan kimlerin saptığını çok iyi bilir. O, doğru yolda olanları da çok iyi bilir
12-YUSUF:
2. Muhakkak ki, biz onu anlayasınız(anlamak için 5 vakit beklenir mi?) diye Arapça bir kitap olarak indirdik.(kuranda nerde yazar 5-2-3-4 vakit namaz)
43-ZUHRUF:
2,3- Apaçık kitaba andolsun ki biz onu iyice anlayasınız diye Arapça bir Kur'an yaptık.
2-BAKARA:171- O kâfirlerin hali, sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyerek haykıranın haline benzer; onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler.
kutsalkitaplar .net adreside Yeni tartışma paneliniz olsun...
İSLAM BİZE YANLIŞMI ANLATILDI?
Araştırma: M.YILMAZ
Wednesday, 07 September 2005
Kuran-ı Kerim'e göre önceki kitaplar BO-ZUL-MA-MIŞ-TIR ve HÜK-MÜ KALK-MA-MIŞ-TIR, bu şartlarda neden Kuran-ı Kerim gönderilmiştir?
Bu makale ile Hıristiyanların elinde Kuran'da adı geçen bu kitapların olmadığını ve İslamın bize anlatılandan değişik olduğunu keşfedeceksiniz. Bize göre önceki kitaplar GİZ-LEN-MİŞ-TİR veya ortadan KAY-BOL-MUŞ-TUR. Fakat Kuran'nın gönderilmiş olduğu dönemde sapasağlam ortadadır. Aşağıda gördüğünüz ayetin belirttiği gibi İslamı bir bütün olarak yaşamak istiyorsak, bu kitapların bulunması ve Kuran'da adı geçen bu şeriatlerle, bu şeriatlere inanan, onlarla iyilik yarışında olabileceğimiz insanların ortaya çıkması gerekmektedir.
5-el-MÂİDE:48. Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitab'ı (Kur'an'ı) gönderdik. Artık aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir şerîat ve bir yol verdik. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı; fakat size verdiğinde (yol ve şerîatlerde) sizi denemek için (böyle yaptı). Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın....
Yuh.:8: 31>32 ...Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak» ...
35-FATIR: 31- Kitaplar içinde sana vahyettiğimiz kitap da kendinden öncekileri tasdik edici olmak üzere bir haktır. Şüphe yok ki, Allah, kullarının bütün hallerinden haberdardır ve her şeyi görendir.
46-AHKAF:
12- Kur'ân'dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Musa'nın kitabı Tevrat vardı. Bu Kur'ân ise zulmedenleri uyarmak, iyilik yapanları müjdelemek için Arap lisanı ile indirilen ve kendinden öncekileri tasdik eden bir kitaptır.
10-YUNUS:37- Bu Kur'ân, Allah'dan başkası tarafından uydurulamaz, lâkin kendindenönceki kitapları tasdik eder ve o kitabı ayrıntılı olarak açıklar. Onda şüphe edilecek hiç bir şey yoktur. Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.
İslam Hz.Musa'ya, Hz.İsa'ya ve Kuran'da gönderilen bir şeriatle bütündür. İslam ilahi şeriatlerin toplamının adıdır. İslam bizlere verilen bu şeriatlerle birbirimizin ümmetine saygı duyarak iyilik yarışında olmamız gereken bir dindir. Allah'ın kurmuş olduğu sistem budur. Dileseydi bizleri '' bir tek ümmet yapardı '' fakat bize vermiş olduğu bu değişik şeriatlerle, bizi ayırmış olduğu değişik ümmetlerle bizi '' denemek için '' aramızda iyilik yarışında olabileceğimiz böylesi bir sistem kurmuştur.
Kuran daha önceki peygamberlere verilen şeriati ve kitapları geçersiz kılmak için gönderilmemiştir. Kuran'nın gönderilmiş olmasının amaçlarından biri, bu önceki '' kitabı doğrulamak... korumak '' tır. Daha önce gönderilmiş olan şeriatlerin hükmü kalkmamıştır. Hatta Kuran'nın gönderilmiş olduğu dönemde bu şeriatlerin kitap halinde korunmuş olduğunu şu Kuran ayetleri ile görebiliriz.
Mat.:5:17 «Kutsal Yasa'yı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim. Mat.:5:18 Size doğrusunu söyleyeyim, gök ve yer ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa'dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecek. Mat.:5:19 Bu nedenle, bu buyrukların en küçüklerinden birini kim çiğner ve başkalarına öyle yapmayı öğretirse, Göklerin Egemenliğinde en küçük sayılacak. Ama bu buyrukları kim yerine getirir ve başkalarına öğretirse, Göklerin Egemenliğinde büyük sayılacak.
'' Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim.'' diyen ve '' Kutsal Yasa'dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecek.'' uyarısını yapan İsa'ya göre Musa'ya verilen yasaların önemi kalmamışmıdır? İsa'nın açıkca '' Kutsal Yasa'yı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın.'' gibi böylesi bir amacı ve misyonu olmadığını belirtirken, ortaya çıkan soru, İsa, Musa'ya verilen yasanın tekrarı içinmi gönderilmiştir.
'' Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim. '' diyen İsa'nın yasaları tekrarlamaktan veya geçersiz kılmaktan başka eksik olan birşeyleri tamamlamaya geldiğini söylediğini görmekteyiz. Kısaca İsa'ya göre yasalar geçersiz olmayıp yine gündemde kalacak, fakat ben eksikliklerini tamamlayacağım demektedir. Nedir Musa'ya ve önceki peygamberlere verilen yasalardaki esiklikler ve İsa bu yasaları kaldırmadan nasıl tamamlayacaktır, bu makalenin bundan sonraki bölümünde ele alacağımız bakış açısı olacaktır.
Öncelikle Tevrat olduğu savunulan ve Musa'ya verildiği kabul edilen on emiri ve bu on emiri yeni antlaşmada denilen ve incil olduğu savunulan yazmalarda görebilirmiyiz onu araştıralım.
Tevrat'daki On emir
Yeni antlaşma( İncil)'de On emir
Çık.:20: 3 "Benden başka tanrın olmayacak.
Mar.:12:29 İsa şöyle karşılık verdi: «En önemlisi şudur: `Dinle, ey İsrail! Tanrımız olan Rab tek Rab'dir.
Mar.:12:32 Din bilgini İsa'ya, «İyi söyledin, öğretmenim» dedi. «`Tanrı tektir ve O'ndan başkası yoktur' demekle doğruyu söyledin.
Çık.:20:4 "Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın.
Çık.:20:5 Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı'yım. Benden nefret edenin babasının işlediği günahın hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.
1 Kor.:10:14 Bu nedenle, sevgili kardeşlerim, putperestlikten kaçın.
Çık.:20:7 "Tanrın Yahve'nin adını boş yere ağzına almayacaksın. Çünkü Yahve, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır.
Mat.:5:34>35 Oysa ben size diyorum ki, hiç ant içmeyin, ne gök üzerine - çünkü orası Tanrı'nın tahtıdır; ne yer üzerine - çünkü orası O'nun ayaklarının basamağıdır; ne de Kudüs üzerine - çünkü orası Büyük Kral'ın kentidir.
Çık.:20:9 Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın.
Çık.:20:10 Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB'be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancı hiçbir iş yapmayacaksınız.
Yeni antlaşmada '' Sept günü '' olarak geçen yedinci günde İsa'nın hastaları iyileştirmesinin, bu emre uymadığı üzerine suçlanmasına İsa bu gibi yapılan iyiliklerin, o güne karşı saygısılık olamayacağını açıklamış ve kendisinin öylesi bir saygısızlıkta bulunmadığını isbat etmiştir. Mar.2:23-28 Luk.6:1 - 9
Çık.:20:12 "Annene, babana saygı göstereceksin ki, Tanrın RAB'bin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.
Mat.:19:18>19 ...İsa şu karşılığı verdi: ... annene babana saygı göster'....'»
Efes.:6:2>3 «İyilik bulmak ve yeryüzünde uzun ömürlü olmak için annene babana saygı göster.» Vaat içeren ilk buyruk budur.
Çık.:20:13 "Adam öldürmeyeceksin.
Mat.:19:18>19 ...İsa şu karşılığı verdi: «`Adam öldürme,...»
Mat.:5:21 «Atalarımıza, `Adam öldürme....
Çık.:20:14 "Zina etmeyeceksin.
Mat.:19:18>19 ...İsa şu karşılığı verdi: ...zina etme,...»
Çık.:20:15 "Çalmayacaksın.
Mat.:19:18>19 ...İsa şu karşılığı verdi: ...hırsızlık yapma,...»
Efes.:4:28 Hırsızlık eden artık hırsızlık etmesin. Tersine, kendi elleriyle iyi olanı yaparak emek versin; böylece ihtiyacı olanla paylaşacak bir şeyi olsun.
Çık.:20:16 "Komşuna karşı yalan yere tanıklık etmeyeceksin.
Mat.:19:18>19 ...İsa şu karşılığı verdi: ...yalan yere tanıklık etme,...»
Çık.:20:17 "Komşunun evine, karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin."
Mat.:19:18>19 ...İsa şu karşılığı verdi: ... `komşunu kendin gibi sev.'»
Musa'ya verilen emirlerin İncil denilen yazmalarda bulunduğunu görmekteyiz. Bu noktada araştırmamız gereken Ma.:5:17 «Kutsal Yasa'yı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim. İsa'nın burada verdiği mesajdır, İsa bu yasaları nasıl tamamlamayı düşünmektedir.
Öfke ve cinayet Mat.:5:21 «Atalarımıza, `Adam öldürme. Öldüren, yargılanmayı hak edecek' denildiğini duydunuz.
Mat.:5:22 Ama ben size diyorum ki, kardeşine karşı öfkelenen her kişi yargılanmayı hak edecek. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul'un yargısını hak edecek. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecek.
Musa'ya verilen şeriattede haklı bir sebep bulunmadıkça insan öldürmenin yasak olduğunu gördük. Çık.:23:7 Yalandan uzak duracak, suçsuz ve doğru kişiyi öldürmeyeceksiniz. Çünkü ben kötü kişiyi aklamam. Çık.:21:12 "Kim birini vurup öldürürse, kendisi de kesinlikle öldürülecektir. Çık.:21:13 Ama olayda kasıt yoksa, ona ben izin vermişsem, size adamın kaçacağı yeri bildireceğim. Çık.:21:14 Eğer bir adam komşusuna düzen kurar, kasıtlı olarak saldırıp onu öldürürse, sunağıma bile kaçmış olsa, onu çıkarıp öldüreceksiniz. Çık.:21:15 "Kim annesini ya da babasını döverse, kesinlikle öldürülecektir. Çık.:21:16 "Kim adam kaçırırsa, onu ister satmış olsun, ister elinde tutsun, kesinlikle öldürülecektir. Çık.:21:17 "Annesine ya da babasına lanet eden kesinlikle öldürülecektir. Çık.:21:20 "Bir adam erkek ya da kadın kölesini değnekle döverken öldürürse, kesinlikle cezalandırılacaktır. Çık.:21:21 Ama köle hemen ölmez, bir iki gün sonra ölürse, köle sahibi ceza görmeyecektir. Çünkü köle onun malı sayılır. Çık.:21:23-25 Ama başka bir zarar varsa, cana karşılık can, göze karşılık göz, dişe karşılık diş, ele karşılık el, ayağa karşılık ayak, yanığa karşılık yanık, yaraya karşılık yara, bereye karşılık bere ödenecektir.
Musa'ya gelen şeriatde Çık.:23:7 suçsuz ve doğru kişileri öldürme cinayet kapsamına girmekte ve yargılanmayı gerektirmektedir. Bunun yanı sıra kimlerin hangi suça karşı öldürüleceğinin yine Musa'ya verilen şeriatde açıklandığını görmekteyiz. 35-FATIR: 31- Kitaplar içinde sana vahyettiğimiz kitap da kendinden öncekileri tasdik edici olmak üzere bir haktır. Şüphe yok ki, Allah, kullarının bütün hallerinden haberdardır ve her şeyi görendir.
46-AHKAF:
12- Kur'ân'dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Musa'nın kitabı Tevrat vardı. Bu Kur'ân ise zulmedenleri uyarmak, iyilik yapanları müjdelemek için Arap lisanı ile indirilen ve kendinden öncekileri tasdik eden bir kitaptır.
10-YUNUS:37- Bu Kur'ân, Allah'dan başkası tarafından uydurulamaz, lâkin kendindenönceki kitapları tasdik eder ve o kitabı ayrıntılı olarak açıklar. Onda şüphe edilecek hiç bir şey yoktur. Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.
Katılma Tarihi: 18 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 214
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Yazı, yazan tarafından editlenmiştir!
Sebep: Özel nedenlerden dolayı! :(
Bunlar: Meal ve mealcilikten vazgeçilmiştir, sadece Kuran ile sadece Kuran incelenmektedir/inceleniyor, dışarıdan herhangi bir bilgiye başvurulmuyor, yerleşmiş akaidler Kuran'a değil - Kuran'daki akaidler kalblere yerleştiriliyor, tüm ayetler birbiriyle bağlantı kurulmak suretiyle yine kuran dahilinde çevirilmeye çalışılıyor! Önceden çalakalem yazılmış yazılarımızdaki küçük hatalardan dolayı okuyuculardan (kendi adıma) özür dilerim. Ama en azından yazılarımızın, Kuran'ın duvardan indirilmesine (bir nevi) vesile olduğunu düşünüyor bununla avunuyorum! Rabbim gerçeği görmeyi (hepimize) nasip eylesin!
Geri döneceğiz inşallah ...
Selametle!!!
__________________ 16/4 İnsanı küçük bir damladan yarattı, fakat buna rağmen o, apaçık bir düşman kesildi.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma