Yazanlarda |
|
Sinan_B Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Arkadaslar.
Diger baslikta Haniflik kavrami enine boyuna tartisildi, benim
takildigim bir nokta var ve tartisilan konu ile cok yakindan alakali.
Farkli bir bakis acisi sunmak istedim.
Bir Müslim (Müslüman) Islami kabul etmis ise, Allah'a teslim oldum
demektir, dolayisi ile "Ben teslim olanlardanim" demek olur. Ancak kuru
kuru teslimiyet olmaz, gercekten teslim oluyorsa Allah'in cagrisina
kosmak, buyruguna boyun egip bunlari hayata gecirmesi gerek.
Ancak, yalani gercekten ayirmadan, zahmet cekmeden, önüne konulani
oldugu gibi kabul edip ben Müslümanim diyen kisi ne kadar Müslümandir,
Allah'a teslim olmusmudur?
Hurafeleri Din'inden arindirmadan, ben neyi dogru neyi yanlis yapiyorum
demeden kolayciliga kacan kisi Allah'a teslim olabilirmi? Olamaz!
Allah'a teslim oluyorum diyen kisi böylece ne yapmasi lâzim?
Önce dogruyu yanlistan ayirmasi lâzim ki bu yolda yürüye bilsin.
Dogruyu yanlistan ayirabilmesi icin ne yapmasi lâzim?
Sorgulamasi lazim, arastirmasi lazim, bu yolda gayret, caba göstermesi lazim. Basini kaldirmasi lâzim.
Islam itaat etmek, boyun egmek, baglanmak, kisacasi teslim olmaktir. Ben teslim oldum diyende Müslimdir.
Allah'a teslim olmus kisi günah islememeye gayret gösterir, emirlerini
yasaklari gözetir/gözetmeye calisir, Allah ne yapmasini istiyorsa onu
yapar ve Allah kuluna nerede serbest alan birakmissa ölcülü davranarak
o sekilde istedigini yapar.
Yelpaze genisliginde kimisi sadece kagitta kimisi sadece dilde v.s. "sözde" Müslimdir, Allah'a teslim olanlardandir.
Müslüman, Allah'a teslim olmayi ifade ediyor ise, Hanif Müslüman nedir? Ayri bir gurupmudur?
HAYIR!
Örnek: sizi karanlik bir odanin icine atsalar, odanin icinde su bu var
deseler, siz inanip kabul edermisiniz yoksa ben bir lambayi acayimda
gercekte ne var ne yok bi bakayim mi dersiniz?
Dikkat ederseniz, Lambanin yanmasini istemek bile Hanif
tavridir. Bu odanin icinde ikinci bir kisi sizden önce var idiyse,
ancak lambayi acmadan söylenenleri kabullenmisse o kisi zaten Allah'a
teslim olmus olamaz, o sadece baskalarinin sözlerine teslim olmustur.
Haniflik nedir?
Bugün bile ilkel sartlarda yasayan ufak bir toplum düsünün, yirmi otuz
kisi. Elleriyle yaptiklari seylere tapiyorlar, sonra birgün iclerinden
birisi sorgulamaya basliyor, taptiklari seylerin kendilerine bir yarar
getirmedigi gibi zarar veremediklerinide biliyor, bir tek Yaraticinin
var oldugunu aklediyor. Kendisine Ilahi Kitapta ulasmamistir, dolayisi
ile ayrintiyi bilemez. Bir tek Yaraticinin var oldugunu aklettikten
sonra O´nu aramaya basliyor, acaba nerededir diye. Yerde degilse
göktedir, gökte degilse nerededir diye sorar.
Yüzünü putlardan kaldirip Yaraticiya ceviriyor!, belkide hic atalarinin taptiklarina tapmamistir bile.
Dikkat ederseniz bu asamanin "Allah'a teslimiyet" ile hic bir ilgisi
yok, Müslümanlik söz konusu degil, bu insan sadece bir tek Yaraticinin
var oldugunu aklediyor, bilincine variyor ama Yaratandan bu kisiye ne
bir vahiy gelmistir nede bir mesaj ulasmistir.
Bunu acikligi ile ortaya koyan Ayet:
2:131 Rabbi ona, "müslüman olup bana teslim
ol" dediğinde o şu cevabı vermişti: "Teslim oldum alemlerin
Rabbi'ne!"
Hanifligin ikinci tanimi:
Kisi müslüman bir ailenin icine dogar, belli yasa kadar önüne konulani kabul eder. Camiye gider Kuran okumasini ögrenir,
birileri her zaman dini hakkinda bilgiler verir. Gercekler hurafelerle
örtülmüstür, gizli acik sirk islenmekte. Din, Kurandaki Din olmaktan
cikmis, Hocalarin Mezheplerin, Alimlerin ve sayfa sayfa kitaplarin
anlattigi Din haline gelmis. Agzini acan fetva veriyor, dogrular
kisilerin tekelinde kalmis ve saire ve saire.
Bir noktadan sonra artik sorgulama asamasi bas gösterir ve tavir baslar.
Önceki hadise ile bu durumun arasinda ki tek fark: Allah'in mesajlari
önümüzde duruyor, Yaraticiyi Kurani Kerimin disinda aramamiza gerek
kalmamistir.
Ancak bu iki farkli hadiseyi bir yerde birlestiren nokta: "Sorgulayip
akletmek, bas kaldirmak" - "batili söküp atip Hakka yönelmektir". Bir
tavirdir bu.
Bu tavri cagristiran nedir?
30:30 O halde, sen yüzünü, bir hanif olarak dine,
Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın
yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat
insanların çokları bilmiyorlar.
Ne söyledigimizi ne yaptigimizi/yapacagimizi bilmemiz lâzim. Kisi ne
yaptigini bilmiyorsa neye teslim oluyor? Müslümanligi neye veya kime
diye sormak lâzim. Bir Insani sapkin bir toplumda Yaraticiyi aramasini
tetikleyen ne ise bizleride kendi dinimiz icinde suurlandirip, yeniden
dirilis yasatircasina tetikleyende o dur.
Birinci hadisede o kisiye Allah'tan ileti ulasmadigi icin teslimiyet
söz konusu degildi. Ikinci hadisede ise Insan dogru yolda gittigini
sanarak yanlis yolda yürüdügünden dolayi teslimiyeti Allah'a degil
yanilgilarina idi! Haniflik teslimiyete götürür.
Allah biliyordu!, nasilki her Elciden sonra pek azi o yolda kalmis cogu
sapmis, Peygamberimizin araciligi ile bizlere iletilen Dinimizde
sonradan sonraya hurafelerle saptirilacak, birileri birilerinin agzi
kulagi olacak, sira sira kitaplar düzülecek, digerleri sirf önüne
sunulani alip uygulayacak. Iste onun icin Hanif olun diyor. Üstelik
bizim icin Kurani Kerimi koruma altina almis Allah, korumasaydi halimiz
nice olurdu.
6:161 De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz
bir dine, hanif olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o."
Sapmis bir toplumun karsisina Allah'in Dini ile ortaya cikmak basli
basina Hanifliktir, düzene bas kaldirmaktir. Ben sizin taptiklariniza
tapmiyorum, gercek bana geldi deyip bunun sonucunda bedellerine gögüs
germektir. Gerekirse inandigim Allah yolunda ölürüm demektir. Hanif
olmayan kisi Allah'a nasil teslim olabilir ki? Mesela bu örnekte ki
gibi, Hanif tavrin bedelinde ölmek var. Kimin icin? Allah icin!
Kimileri savastan kacti, bu nasil teslimiyet?
31:22 Güzel düşünüp güzel davranarak yüzünü Allah'a teslim eden, en
sağlam kulpa yapışmıştır. İş ve oluşların sonu Allah'a varır.
Müslümanlarin icinde özel bir Müslüman grub yok, böyle bir düsünce
insani kibire sürükler, digerleri assagida kaliyor yargisina götürür.
Halbuki Müslüman demek zaten Teslim olmak demektir, sorgulamadan
akletmeden Allah'in cagrisina bütünü ile kosmadan digerleri neye teslim
oluyorda sizler Hanif Müslüman olarak ayrim yapiyorsunuz.
Bugün bile tepeden inme gercekler gelse bile, Hanif olarak yüzünüzü Din'e cevirin diyor Allah.
Din Islamdir, Islam'i kabul etmek teslimiyeti kabul etmektir.
Haniflik olmadan Allah'a teslimiyet olurmu hic?
Saygilar
|
Yukarı dön |
|
|
Alperen Admin Group
Katılma Tarihi: 09 nisan 2005 Gönderilenler: 2974
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
SELAM
Sinan_B Yazdı:
Haniflik nedir?
Bugün bile ilkel sartlarda yasayan ufak bir toplum düsünün, yirmi otuz kisi. Elleriyle yaptiklari seylere tapiyorlar, sonra birgün iclerinden birisi sorgulamaya basliyor, taptiklari seylerin kendilerine bir yarar getirmedigi gibi zarar veremediklerinide biliyor, bir tek Yaraticinin var oldugunu aklediyor. Kendisine Ilahi Kitapta ulasmamistir, dolayisi ile ayrintiyi bilemez. Bir tek Yaraticinin var oldugunu aklettikten sonra O´nu aramaya basliyor, acaba nerededir diye. Yerde degilse göktedir, gökte degilse nerededir diye sorar. Yüzünü putlardan kaldirip Yaraticiya ceviriyor!, belkide hic atalarinin taptiklarina tapmamistir bile.
Dikkat ederseniz bu asamanin "Allah'a teslimiyet" ile hic bir ilgisi yok, Müslümanlik söz konusu degil, bu insan sadece bir tek Yaraticinin var oldugunu aklediyor, bilincine variyor ama Yaratandan bu kisiye ne bir vahiy gelmistir nede bir mesaj ulasmistir.
|
|
|
Eline gönlünü sağlık Sevgili Sinan.
İşte bu "insan sadece bir tek Yaraticinin var oldugunu aklediyor, bilincine variyor" hadisesi gelip Rum Suresi 30'a dayanıyor. Allah bizim manevi genlerimize kendisini arama dürtüsünü koymuştur. Daha doğrusu, bir tanrının var olması gerektiği ve bu tanrınının da tek olması gerektiği anlayışına götürecek potansiyel enerjiji bizim içimize kodlamıştır. Rum 30'a göre de haniflik budur.
Hz. İbrahim bu potansiyel enerjiyi açığa çıkardı. Ve tuttu kendisine Tanrı diye dayatılan şeyleri sorguladı. Hz. Muhammed kandisine Tanrı diye dayatılan şeyleri sorguladı ve tuttu mağarada inzivaya çekilip doğruyu bulmaya uğraştı.
Tüm peygamberlerimiz ATA dinine karşı çıktı. Tüm peygamberlerimiz bu uğurda çileler çekti. Tüm peygamberlerimiz yerleşik ATA dini mensupları tarafından ya dövüldü ya kovuldu ya da öldürüldü.
Tüm peygamberlerimiz sorguladı. ŞAPŞAL ADAMDAN PEYGAMBER OLUR MU? Allah Peygamberleri zeki, sorgulama kabiliyeti olan insanlardan seçemeyecek kadar aciz mi?
Getirdiği mesajın içeriğine uyamayacak kadar kabiliyetsiz adamdan peygamber olur mu?
Haniflik bu işin kapısıdır. "Haniflik" isimli kapıdan girmeden din/diyanet alanına girmiş olmazsınız.
Hanif olmadan ne müslüman olabilirsin, ne mümin. Bunun da ötesinde hanif olmayan adamdan ASLA peygamber falan olmaz. "Tanrı var" ve "bu var olan Tanrı tek'tir " demeyen adamın dinle diyanetle ilişkisi yoktur. Temel bu, ilk şart bu. Önce hanif olursun, sonra müslüman, sonra mümin.
Sonra bunların hepsinden sonra hayra çağırırsın, doğruluk ve güzelliği belirleneni emredersin, kötülük ve çirkinliği belirlenenden alıkoyarsın.
BU YOLA HANİF OLMAKLA ADIM ATILIR.
İLK ADIM İLK ETAP HANİFLİKTİR.
Saygılar
|
Yukarı dön |
|
|
Alperen Admin Group
Katılma Tarihi: 09 nisan 2005 Gönderilenler: 2974
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
AYRIMI ALLAH YASAKLAMIŞTIR
"Yahudi yahut Hiristiyan olun ki dogruya kilavuzlanasiniz." dediler. De ki: "Hayir, öyle degil. Sirk ve yozlasmadan uzak bir biçimde, Ibrahim milletinden olalim. O, sirke bulasanlardan degildi." Söyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, Ibrahim'e, Ismail'e, Ishak'a, Yakub'a, onun torunlarina indirilene, Mûsa'ya ve Isa'ya verilene ve diger nebilere verilene inandik. Bunlar arasindan hiç kimseyi ayirmayiz. Biz yalniz Müslümanlarız." (Bakara 135-136)
Ve kalu kunu huden ev nesara tehtedu* kul bel millete ibrahıme hanıfa* ve ma kane minel müşrikın. Kulu amenna billahi ve ma ünzile ileyna ve ma ünzile ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ma utiye musa ve ıysa ve ma utiyen nebiyyune mir rabbihim* la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun.
Ayetleri inceleyelim.
Yahudi veya Hristiyan olsak doğru yola kılavuzlanmuş olur muyuz? Hayır doğru yola kılavuzlanmış olamazsınız. Çünkü Yahudi ve Hristiyan inancında Şirk Ve Yozlaşma var.
Doğru yola nasıl kılavuzlanılır? Hanif İbrahim’in Milletinden olarak.
Neden Hz. İbrahim (Milleti)? Çünkü o şirke bulaşanlardan değildi.
Pekala nasıl dememiz/iman etmemiz gerekiyor? "Allah'a, bize indirilene, Ibrahim'e, Ismail'e, Ishak'a, Yakub'a, onun torunlarina indirilene, Mûsa'ya ve Isa'ya verilene ve diger nebilere verilene inandik. Bunlar arasindan hiç kimseyi ayirmayiz.
Böyle dersek ve iman edersek vasfımız ne olur? Müslüman.
Ayette görüldüğü gibi Allah Ibrahim'i Ismail'den, Ishak'tan, Yakub'tan onun torunlarindan, Mûsa'dan ve Isa'dan ve diger nebilerden ayırmıyor.
İbrahimin Milletinden olmak için yegane şart; Şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde bize indirilene ve diğer tüm nebilere indirilene –aynı TEK gerçeğe- iman etmektir.
Nebileri birbirinden ayırmayı ALLAH YASAKLAMIŞTIR.
Neden Hz. İbrahim? Hz. İbrahim’in özelliği nedir? Neden özellikle vurgu var?
Çünkü Hz. İbrahim Hz. Nuh’tan sonraki zamanda gelmiştir. Hz. İbrahim üç semavi dinin ATA’sıdır. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet İbrahimi dinlerdir. İbrahim’in ise en önemli vasfı MÜŞRİK olmamasıdır. Bundan dolayı HANİF’tir. Allah bu üç İbrahimi din mensuplarını ATA’ları İbrahim gibi Hanif olmaya davet etmektedir. Bu gerçek Diğer peygamberlerin hanif olmadığını asla göstermez. Zaten Allah, üstteki ayette de tüm nebileri İbrahimle aynı kategoride değerlendiriyor.
http://hanifliknedir.sitemynet.com
|
Yukarı dön |
|
|
Alperen Admin Group
Katılma Tarihi: 09 nisan 2005 Gönderilenler: 2974
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
HZ. İBRAHİM'İN HANİFLİK TARİFİ
Hanif olan Hz. İbrahim, haliyle insanlara Hanifliği tebliğ etmiştir. Hz. İbrahim’in çevresine yapmış olduğu tebliğden hanifliğin ne olduğunu bulalım. Hanifliği Hz. İbrahim’in ağzından öğrenelim. Bakalım O haniflik adına milletine neler söylemiş. Hz. İbrahim’in haniflik tarifine laf söyleyecek birisi varsa çıksın söylesin. Bazıları Hz. İbrahim’in haniflik yorumunu bile beğenmeyecek.
Hz. İbrahim'in Babasına Yaptığı Haniflik Tebliği
Hani İbrahim, babası Azer'e (şöyle) demişti: "Sen putları ilahlar mı ediniyorsun? Doğrusu, ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum." (Enam Suresi, 74)
Hani babasına demişti: "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun? "Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım." (Meryem Suresi, 42-43)
(Babası) Demişti ki: "İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, git."
(İbrahim:) "Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi. "Sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım." (Meryem Suresi, 44-48)
Hz. İbrahim'in Kavmine Yaptığı Haniflik Tebliği
Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki: "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O'na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah'ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz? Hem siz, O'nun haklarında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmaktan korkmazken, ben nasıl sizin şirk koştuklarınızdan korkarım? Şu halde 'güvenlik içinde olmak bakımından' iki taraftan hangisi daha hak sahibidir? Eğer bilebilirseniz." (Enam Suresi, 74-81)
Andolsun, bundan önce İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik. Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir? "Biz atalarımızı bunlara tapıyor bulduk" dediler. Dedi ki: "Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz." 'Sen bize gerçeği mi getirdin, yoksa (bizimle) oyun oynayanlardan mısın?" "Hayır" dedi. "Sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir, onları kendisi yaratmıştır ve ben de buna şehadet edenlerdenim."
Onlara İbrahim'in haberini de aktar-oku: Hani, babasına ve kavmine: "Siz neye kulluk ediyorsunuz?" demişti. Demişlerdi ki: "Putlara tapıyoruz, bunun için sürekli onların önünde bel büküp eğiliyoruz." Dedi ki: "Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?" "Ya da size bir yararları veya zararları dokunuyor mu?" "Hayır" dediler. "Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk." (İbrahim) Dedi ki: "Şimdi, neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü?" "Hem siz, hem de eski atalarınız?" "İşte bunlar, gerçekten benim düşmanımdır; yalnızca alemlerin Rabbi hariç. (ŞUARA SURESİ / 69-77)
İbrahim de; hani kavmine demişti ki: "Allah'a kulluk edin ve O'ndan sakının, eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır." (ANKEBUT SURESİ / 16)
Bunun üzerine kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca: "Onu öldürün ya da yakın" demek oldu. Böylece Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için ayetler vardır. (İbrahim) Dedi ki: "Siz gerçekten, Allah'ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkar edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Sizin barınma yeriniz ateştir ve hiç bir yardımcınız yoktur." (ANKEBUT SURESİ / 24-25)
Hani İbrahim babasına ve kendi kavmine demişti ki: "Şüphesiz ben, sizin taptıklarınızdan uzağım." "(Ancak) Beni yaratan başka. İşte O beni hidayete yöneltip-iletecektir." (ZUHRUF SURESİ / 26-27)
İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki: "Biz, sizlerden ve Allah'ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp-inkar ettik. Sizinle aramızda, siz Allah'a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir." Ancak İbrahim'in babasına: "Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Allah'tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez." demesi hariç. "Ey Rabbimiz, biz sana tevekkül ettik ve 'içten sana yöneldik.' Dönüş sanadır." (MÜMTEHİNE SURESİ / 4)
... Sizlere yararı olmayan ve zararı dokunmayan şeylere mi tapıyorsunuz? (Enbiya Suresi, 66)
|
Yukarı dön |
|
|
Sinan_B Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Alperen,
verdigin emekten dolayi minnettarim, Allah razi olsun. Cabalarin bosa degil. Bende faydalaniyorum.
Bazilarinin anlamadigi husus, seninde dile getirdigin gibi,
saniyorlarki Hz. Ibrahim kendi basina Allah'tan birseylerleri (söke
söke) aldi, dogru yolu kendi kendine buldu. Oysa kisi öyle bir ortamda
kitabin vahyin kimseye ulasmadigi bir toplumda, kendi kendine
sorgulayip bir tek Yaraticinin var oldugunu akletse bile vahiy kitap
gelmedikten sonra o kisi ölyece kalir kendi halinde. Bir tek
Yaraticinin var oldugu bilincine varabilir ama Yaratici kendisini
aciklayip onu dogruya iletmedikten sonra o kisi ortada kalir. Batildan
siyrilan Hakki arayacak.
Mantiken benim cikarttigim sonuc bu.
Olayin daha da inceligine bakarsak, insanin mayasindaki o dürtüyü
gerceklestirende yine ALLAH, ilk etapta müsriklikten soyutlayip temiz
bir zemine götürende Allah. Ki, bu bir ön asama, bir hazirliktir. Yani
kuldan ragbet gelip Hakka yönelme arzusu oldugu icin Allah bunun
devamini getirip tamamen dogru yola iletiyor.
Allah dilemedikce kim dogruyu bula bilir ki.
Nahl Suresi: ....(Allah) Onu seçti ve doğru yola iletti....
Saygilar.
|
Yukarı dön |
|
|
Alperen Admin Group
Katılma Tarihi: 09 nisan 2005 Gönderilenler: 2974
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Sinan.
Biz doğruyu gösterelim, dileyen alır dileyen gözardı ederek bağnazlığına devam eder.
Asıl bomba şimdi patlıyor:)
Hanifçilere göre Hz. İbrahim Hanif midir?
Hayır değildir. Çünkü hanifliğin birinci şartı “slm slm” şeklinde selamlaşmaktır. Tek selam veya selamün aleyküm süfyani selamıdır.
Alttaki üç ayette görüldüğü gibi, Hz. İbrahim ve ona gelen elçiler(melekler) “slm” şeklinde selamlaşıyorlar. “slm slm” şeklinde selamlaşmadıklarından ötürü otomatikman Hz. İbrahim ve Melekler hanif olamıyorlar. Burada gördüğünüz gibi “umulur ki” durumu yok. Konu net ve açık. Gel de çık şimdi işin içinden…
Sana İbrahim'in ağırlanan konuklarının haberi geldi mi? Hani, yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "Yabancı bir topluluk." (Zariyat Suresi, 24-25)
Andolsun, elçilerimiz İbrahim'e müjde ile geldikleri zaman; "Selam" dediler. O da: "Selam" dedi (ve) hemen gecikmeden kızartılmış bir buzağı getirdi. (Hud Suresi, 69)
Onlara İbrahim'in misafirlerinden bahset. Yanına girdiklerinde "Selam" demişlerdi. O da: "Biz sizden korkmaktayız" demişti. Dediler ki: "Korkma biz sana bilgin bir çocuk müjdelemekteyiz." (Hicr Suresi, 51-53)
Ne olacak şimdi:)
Bence Hanifçilerin hanifliklerinde Hz. İbrahim’e de yer yok. Gerek Haniflik tebliğindeki işlediği konulardan dolayı gerekse “slm slm” demediğinden dolayı.
Saygılar
|
Yukarı dön |
|
|
ibrahim Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 02 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 94
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam
Alperen peki bu ayetler konusunda ne diyorsun.
Vakıa 25: Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler. Vakıa 26: Sadece "selam, selam!" denir.
ibrahim
|
Yukarı dön |
|
|
Alperen Admin Group
Katılma Tarihi: 09 nisan 2005 Gönderilenler: 2974
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
Tamam işte bu ayetlerde anılan Sabikunessabikun grubu Haniflerdir. Haniflerin mekanı bir üst cennet olan naim cennetidir. Ve haniflerin selamı da kesinlikle "slm slm"'dır.
Fakat Hz. ibrahim "slm slm" demediğinden ötürü hanif değildir. Umulacak yada dua edilecek bir durumda yok. Hanifliğin birinci şartını yerine getirmediğinden dolayı onu da hanifliğin içinde göremeyiz.
Onu görememekle beraber ona gelen melekleri de kutsal hanifliğimiz içinde göremeyiz. Zira melekler de "slm slm" demeyi ya akledememiş yada zaten onlar da süfyani.
Ne dersin İbrahim, yanlış mı anlıyorum yoksa?
Sen bu ayetlerden ne anlıyorsun peki?
Vakıa 25: Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler. Vakıa 26: Sadece "selam, selam!" denir.
Sana İbrahim'in ağırlanan konuklarının haberi geldi mi? Hani, yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "Yabancı bir topluluk." (Zariyat Suresi, 24-25)
Andolsun, elçilerimiz İbrahim'e müjde ile geldikleri zaman; "Selam" dediler. O da: "Selam" dedi (ve) hemen gecikmeden kızartılmış bir buzağı getirdi. (Hud Suresi, 69)
Onlara İbrahim'in misafirlerinden bahset. Yanına girdiklerinde "Selam" demişlerdi. O da: "Biz sizden korkmaktayız" demişti. Dediler ki: "Korkma biz sana bilgin bir çocuk müjdelemekteyiz." (Hicr Suresi, 51-53)
Açıkla da öğrenelim. Aydınlat benim gibi gafil, aciz bir beşeri.
Saygılar
|
Yukarı dön |
|
|
Sinan_B Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ibrahim, "Selam, Selam" olarak, illaki, sadece ve sadece
Selam'in iki kere verilecegi anlamina geldigini kanitlarmisin. Belki karsilikli
selamlasmayi vurguluyor.
Naklettigin bir önceki Ayette "orada" deniyor, orada kelimesinden
birden fazla kisi var ve Ayet birisi tarafindan digerine söyles
yapmiyor, karsilikli Selamlasma manasina gelir. Iki kere selamlasma
manasina gelse dahi, Haniflikle ilgili tek bir kavram yok o Ayetlerde.
Cennette Haniflere ayri bir makamin oldugunuda ispatla, Ayet göstert.
Birde, hangi Ayette Allah müslümanlar ile hanif müslümanlar diye ikisini bir arada anip ayrim yapmis?
|
Yukarı dön |
|
|
HanifUlus Ozel Grup
Katılma Tarihi: 29 nisan 2005 Yer: Antarctica Gönderilenler: 357
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Dostlar ve Alperen
Alperen, sana tebrikler yazıların bir harika :))
Not: Sinan dostumuzun namaz hakkındaki yazılarını da okudum, oraya bilgi olarak verilen metinler ayberk efendiden aparılan yazılardır, ama kaba olarak katılmakla birlikte eksikleri katkıya muhtaç tarafları da çoktur. Salat-ul vusta'yı ortada bir kazık gibi anlatması yanlış bir yorumdur. Oradaki tanımda gizli bir emir vardır! hani bir ben var bende, benden içerü misali gibi(Cumua).. Bizim de çalışmamız devam etmektedir inşaAllah, yakın zamanlarda bunu paylaşıma sunacağız, sahibul haqq izin verirse inşaAllah. Yani 3 vakit, 2 rekat tanımları örnek olarak ayetlerde de geçtiği için doğru tanımlardır. Gündüzün 2 yanındadır. 1. ve 2. yanları ayıran da güneşin en tepede olması anıdır.Yani, güneş 1.tarafta ise 1.vakite, 2. tarafta ise 2.vakite ulaşmış bulunmaktayızdır(11/114).. Gündüz ve Gece, 2 farklı ayet kılınmıştır(isra). Geceye ulaştık mı ise tek vakit vardır! ama, ilk saatlarda halletmek (* * *) yıldızlı 10 puana tekabül etmektedir. Aynı şekilde de sabah qur'anı olarak emr edilen 17/78'de sabah kalkışı şahidli olarak bahs edilen de (* * *) yıldızlı 10 puan gibidir. Prensip şu olmaktadır: Vakit girince ilk saatlerde bu salat iqame olunacaktır. Normal hali ve kısaltılması ise nisa suresinde anlatıldığı şekilde iqame olunacaktır(normali 2 rekat olup, kısaltılmışı da 1 rekattir). Rükünler ise qıyam, rüku ve secde'den oluşmaktadır.Namazın içinde ise qur'an'dan başka asla okunmayacaktır(şirke girersin). Yolculuk-sıkıntılı, tehlikeli-istihbari durumlarda ima, yürürken, otururken de kılınabilmektedir. Su olmadığında da teyemmüm ile abdest alınacaktır. Siperdesin ve önünde ırmak var! ama, çıkamazsın burada da su yoktur! gibi...gibi... Uzayda ve kapsüldesin! su da ekonomi olarak bir relite! vs. vs. Bu çalışma kitaplık bir konu olduğu için ne kadar kısa yazayım desen yine de yeterli olamayacaktır. İnşaAllah, ayetlerden delillerle ve imanlıları mutmain edecek bir çalışma ortaya çıkacaktır, biiznillah!...
__________________ EûzûBillahimineşşeytanirracim&BismillahirRahmanirRahiym..
|
Yukarı dön |
|
|
|
|