Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba,
Mesnevî'de bulunan bazı pornografik hikâyelerin hikmetini (!) çözümleyebilmek maksadıyla aşağıda kopyasını gördüğünüz mektubumu e-posta olarak ilgilisine göndermiştim...
1 Nisan tarihli mektubumu 15 Nisan'da aynı adrese e-posta olarak tekrar gönderdim...
Ancak, bu vakte kadar (9 Mayıs) en ufak bir cevap dahi alabilmiş değilim... Tabiiki postamın karşı adrese ulaşıp ulaşmadığından da emin değilim...
Mektubun gâyesi, konu hakkında bize göre daha fazla bilgi sahibi olması muhtemel insanlardan bir uzman görüş alabilmekti... Maalesef, söylediğim gibi bu henüz mümkün olmadı... :(
Konuyu askıda bırakmamak için -uzman görüş statüsünde olmamakla beraber- meseleye ait bir faraziye geliştirmek ihtiyacı duyuyorum... Bu faraziyenin, analiz süreçlerine ait tipik ve objektif bir örnek olmasını umuyorum...
Öncelikle, bendeniz bir Mesnevî okuru olamadım bugüne kadar.. Sâdece hakkında fikir sahibi olmak maksadıyla yüzeysel incelemişliğim vardır... Elbette, tercümesinden... Farsça bilmiyorum... 13. Yüzyıl Anadolu'sunda entelektüellerin kullandığı Farsça'nın hususiyetlerinin olabileceğini tahmin ederek; Mesnevî'de bir tahrifat yapılıp yapılmadığından emin olmak maksadıyla uzman kişilerin -saplantısız- incelemelerine ihtiyaç bulunduğunu düşünüyorum...
Bendenizi, bu eser hakkında "tahrifat" düşüncesine sevkeden şey, eserde yer alan ve müstehcenlik sınırlarını aşarak cinsel sapkınlığa tekâbül eden hikâyelerdir...
Bu durum, eserin bütünüyle, o bütünlüğe has içerikle ve eser sahibine Türk İslâm Tarihinde biçilen rol ile taban tabana çelişki arz etmektedir...
Buradan hareketle, bahsi geçen pespâye hikâyelerle eserin tamamında yer alan mânevîyât merkezli hikâyeler, eserin orijinalinden (farsça olarak) ve edebî olarak mukayese edilmeli, varsa bir tahrifat tespit edilmelidir....
Üzücü olan şudur... Bu forumun gündemine taşınabilecek derecede âyân beyân bir illet Mesnevi içinde yer alır da, Mevlevîlikte kıdemi olanlar bu illete karşı nasıl kayıtsız kalabilirler?? Nasıl yok sayabilirler; nasıl görmemezlikten gelebilirler?? Kanaatimce bu durum, M. C. Rûmi'nin hâtırasına pasif saygısızlıktır...
Dış kapının dış mandalı mesâbesindeki birisi olarak bendeniz için bile eserin tahrifata uğramışlığı bir faraziye olabiliyorsa; ilgilisi için artık durmak zamanı çoktan geçmiştir...
Netice olarak, içindeki tahrifatla (Benim düşüncem) Mesnevî "kırmızı noktalı" bir eser hüviyetindedir ve bu hâliyle belli bir yaş seviyesinin altına okunmak üzere tavsiyesi mümkün değildir....
Lütfen, artık kerâmeti kendinden menkul te'villerimizle "hikmet"i birbirine karıştırmayalım....
Lütfen, artık saygıda kusur etmemek için gösterdiğimiz titizliğin, zaman zaman pasif saygısızlığa dönüşüp dönüşmediğini muhakeme edelim...
Lütfen, artık geçmişe sahip çıkmakla "tahrifât"a sahip çıkmayı birbirinden ayıralım.....
Muhammedî kaliteye nâil olmak için daha kaç asır geçmesi gerekiyor????
Sevgiler,
Neyzen_Semazen
Semazen Yazdı:
Kişisel görüşlerimi böylece paylaştıktan sonra, yukarıda yer alan linklerdeki konulara dair bir adresten (www.semazen.net) görüş istedim...
Mektubum şudur:
Semazen Yazdı:
Selâmün Aleyküm,
Önemli bir konuda bilginize müracaat ediyorum..
Yaklaşık iki aydır, hanifdostlar.com isimli forumun üyesiyim. Semâzen takma adını kullanıyorum...
İlgili forumda bir süreden beri aşağıda linklerini sunduğum konular tartışılıyormuş meğer...
Takma adım Semâzen olmakla beraber, ele alınan konuların ve ortaya konulan kaynakların sıhhati hakkında bilgi sahibi değilim... Bu münâsebetle, bahsi geçen forum okuyucularının aydınlatılması maksadıyla katkılarınızı rica ediyorum... Bu katkıyı doğrudan foruma yazarak veya bendenize cevâben yapabilirseniz; memnun olacağım...
Lütfen, bu linklerdeki alıntıları ve onlar üzerinden geliştirilen yorumları inceler misiniz?
Bu forum tartışmalarına ilâveten şu soruların cevaplarını da aradığımı söylemeliyim...
1) "Mevlânâ" hitâbı ne zamandan beri kullanılmaktadır? Meselâ, C. Rûmi'nin sağlığında kullanılmakta mıydı?? Bu hususta bir açıklık var mı?
2) M. C. Rûmî'nin bize ulaşan eserleri içinde, yazma olarak o çağdan bu zamana kadar korunarak gelmiş nüshalar var mıdır ve bunlar hangi kütüphanelerimizde bulunmaktadır?? Yoksa, en eski nüshalarla eserlerin sahibi arasında zaman farkı mı vardır??
Linkleri inceledikten sonra, sağlayacağınız katkının önemini herhalde takdir edeceksiniz...
Göstereceğiniz ihtimama ve cevap yazma nezâketinize şimdiden teşekkür ederim.
Selam ve Saygılarımla,
Neyzen_Semazen
|
|
|
Eveet! Forum arkadaşlarım -izninizle- sizlerden de bir ricada bulunmak istiyorum...
Lütfen, kendi kendimize gelin güvey olmayalım...
Araştırmalarımız, kanaatlerimiz, tahlil ve tenkitlerimiz kendimizle sınırlı kalmasın... Gerekirse, akademik düzeyde uzmanlık taşıyan insanların e-postalarına ulaşarak kendilerinden ilmi kalitesi olan görüş istemek çok ama çok faydalı olacaktır... Bu fayda, verilecek cevapların tatmin edici olup olmamasından bağımsız bir faydadır...
Selamlar,
Neyzen_Semazen
Not:Semâzen takmaadını kullanıyor olmakla beraber, bu durum en başta belirttiğim din kültürümüzün bendeki sempatik tezâhüründen ibârettir... Maalesef, bugüne kadar Mesnevî tercümelerini okumuşluğum yoktur... |
|
|
|