Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Yunusemre ve Hasanakçay,
Yazdıklarınızla ilgili bilgiler aktarıyorum... Zira ben biraz Arapça biliyorum... İnşaallah yanılmamışımdır.
(قبر) kelimesi “kabir, mezar” anlamında olup, (قبور) ise çoğuludur ve “mezarlık” anlamına gelmektedir.
(مقبرة) ise “bir şeyin gömüldüğü yer, mezarlık” anlamına gelmekte olup, çoğulu (مقابر)dir.
(المرقد) “ merkad” ise (القبر) “kabr” anlamındadır. "uyku" anlamında değildir. (Bkz. İbrahim Mustafa-Ahmed Hasan ez-Ziyad, el-Mu’cemu’l-Vasîd, (I-II), Çağrı Yay. İst., 1986, I, 364.)
(من مرقدنا) ise “kabrimizden, yattığımız yerden, uzandığımız yerden” anlamına gelmektedir. Bu kelimeyi bir kısım meallerde olduğu üzere “uyku” veya “ölüm uykusu” ile ilişkilendirmek isabetli görünmemektedir. Eğer yüce Allah’ın buradaki kastı uyku olsaydı (من نومنا) “uykumuzdan” anlamına gelen kelimeyi kullanırdı ve bir problem olmazdı. Ama (من مرقدنا) tabirini seçmiş olmasının bir anlamı olmalıdır. Dolayısıyla bu kelimeye doğru bir anlam verilmesi icap etmektedir.
(رقد) fiili “yattı, boylu boyunca uzandı” anlamına gelmektedir.
(ارقد) ise emir cümlesi olup “yat! Uzan!” anlamına gelmektedir.
(مرقد) ise ism-i zaman, ism-i mekan olup “yatılacak yer, uzanılacak yer, yatma zamanı, uzanma zamanı” anlamlarına gelmektedir.
(من مرقدنا) ise “yattığımız yerden” anlamına gelmektedir. Eğer bu yatma işi ölüler için olursa pek tabidir ki bu da (قبر) "kabirde" mümkün olacaktır.
O nedenle ölüler tekrar diriltildiklerinde büyük bir şaşkınlık içinde önce ne olduğunu anlamaya çalışacak, sonra da pişmanlık içinde “vay başımıza gelenler!”, “eyvahlar olsun!”, “Kim bizi yattığımız yerden diriltip kaldırdı?” diye soracaklardır. Sonra da suçlarını itiraf ederek “Bu; Allah’ın dediği, meğer peygamberler doğruyu söylemiş” diye konuşacaklardır. Bütün bunlar göstermektedir ki, ortada bir “uykudan uyanma” yok, “yeniden dirilişin” şaşkınlığı ve yaptıklarının derin pişmanlığı vardır.
“Yattığımız yer” manasına gelen ( مرقدنا) tamlamasından hareketle bazı müfessirler, “herkesin kendi öldüğü yerden, kabrinden kaldırılacağı” yorumunu yapmışlardır. Ancak İbn Atiyye burada bir edebî sanat (istiare ve teşbih) bulunduğunu, yoksa gerçek anlamıyla kabirlerin kastedilmediğini belirtmektedir. Yani gerçek anlamıyla kabirler kastedilmediğine göre, dünyaya gelmiş ama hiç kabri bile bulunmayan insanların yeni bedenleriyle adeta topraktan fışkıracakları, bir başka ifadeyle adeta ışınlanacaklarını anlamamızda mümkün olabilmektedir. Kanaatimizce burada İbn Atiyye’nin görüşü daha isabetli gibi görünmekte ve meseleye geniş bir perspektiften bakmamıza imkan sağlamaktadır. (Bkz. H. Karaman, M. Çağrıcı, İ.K. Dönmez, S. Gümüş, Kur’an Yolu, Türkçe Meal ve Tefsir, DİB., Yay., Ank., 2006, V, 505)
Diğer taraftan “Son saat şüphe götürmez bir biçimde gelip çatacaktır ve Allah mezarlarda yatan kimseyi (can verip tekrar) diriltecektir.” (Hacc, 22/7) Bu ayette de “ölüm uykusu” veya “uykudan” bahsedilmemekte ve bu anlama gelecek herhangi bir kelime kullanılmamaktadır. Burada mezarlarda yatan kimselerin, yani ölmüş kimselerin tamamının tekrar diriltileceği haber verilmektedir.
Dolayısıyla bütün bunlar göstermektedir ki, ( مرقدنا) kelimesinin “uyku” veya “ölüm uykusu” anlamlarıyla doğrudan bir ilişkisi yoktur. Kelimeye bu anlamı vererek yapılan meallerin ise yanlış, yanıltıcı, eksik, tutarsız ve ilmî dayanaktan yoksun olduğu anlaşılmaktadır. (من مرقدنا) tamlamasını “uykumuzdan” veya “ölüm uykumuzdan” şeklinde tercüme edenlerin bu görüşlerini yeniden gözden geçirmelerinin sayısız yararları olacağı muhakkaktır. Zira doğru bir tercüme; bir takım yanlış düşüncelere geçit vermeyeceği gibi, Allah’ın muradını doğru anlamamıza da imkan sağlayacaktır.
Selam ve dua ile...
|