HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Laiklik nedir ne değildir Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
medeni0002
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 936
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı medeni0002

               selamlar,
                kıymetli Dermanbeg dostum ellerinde kuran olmayanların cinsellik gibi problemleri aştıklarını iddia ediyorsun ama bence değil.<<klavuzu karga olanın>>diye bir tabir varya,evet bizim gelenekçilere nispetle bazı şeyleri akıllarıyla keşfederek aşma konusunda biraz ileride olabilirler,ama dediğim gibi,daha çook ekmek yemeleri lazım.
               birde şu durum varki,bunu el_turki dostum güzel dile getirmişti,bataklıkta sivrisineklerin olması kaçınılmaz olur gibi misaller getirmişti ya.bence Kur'an sistemine dönülmedikçe bataklık kurumuş sayılmıyor.Kur'an sistemine dönülmedikçe ifrat ve tefritler (aşırılıklar) olur.çünkü dediğim gibi kantarın topuzunun ayarı olmazsa böyle olur.
               örneğin,laik sistemlerde özgürlük genişmiş gibi görülmesi çok yanıltıcıdır,bir serap gibi yanıltıcıdır.bu ifratlı(kantarın topuzunun kaçtığı) özgürlüğün vardığı nokta neresi oluyor.Kör cinayetler.ben buna kör cinayetler diyorum çünkü bir amacı yok,körü körüne ölümler.savaşta mısın ki kendi insanını öldürüyorsun,yok.sana gama ve bıçakla mı saldırdıki onu öldürüyorsun,yok.ee o halde niye öldürdün diye sorduğun zaman onların cevabı neler oluyor bak:''yan gözle bakmıştı,bana omuz vurmuştu,selam bile vermedi,bir sigara bile vermedi''gibi mazeretlere bakın.yaw insan bu kadar ucuz olurmu bir memlekette.işte bütün bunlar senin o özgürlükçü dediğin laik ülkelerde olan şeylerdir.Hani serap gibi yanıltıcıdır demiştim ya.Buna özgürlük denmez,özgürlüğün salata yapılıp doğranması denir.
                  sen hırsıza,yolsuza,katilllere,uğursuza,kendini bilmezlere ellerine bıçak verip sokağa sal,sonra özgürlükten bahset.Bunlar vatandaşı haraca bağlamışlar sen ne özgürlüğünden bahsediyorsun.senin bu bozuk sistemin sayesinde her yere çeteler hakim oldu,çeteler devletin içine bile sızıp ergenekon terör örgütü haline gelmedi mi?.Hırsıza,yolsuza,katile sonuna kadar özgürlük verirde masum vatandaşa da canım sende kendini koruyaydın gibi uğursuz ve uygunsuz cevaplar verirsen şeytandan kaçar gibi senin sisteminden insanlar kaçar.son yıllardaki halkın dinci partilere yönelişi bunların işaretleri değil mi sizce.o kaçış esnasında islamı yakalayan ve anlayanlar kurtluşu yakalamış oluyorlar.
                  İslamda insanlara özgürlük veriyor fakat özgürlüklerini keskin sınırlarla çizmiş,istediğini yapabilirsin,fakat başkalarının malına canına zarar vermeyeceksin,canına zarar verirsen aynısını bende sana yaparım,kısasa kısas yaparım,malına zarar verirsen elini keserim diyor.böyle caydırıcı ceza olduğunu bilen kaç insan bu suçları işleyebilir.Aklı başında kimse yapamaz değil mi?.işte al sana özgürlük.Böyle bir sistemde gecenin 2sinde bile elini kolunu sallayarak rahatlıkla istediğin yere yürüyerek bile gidebilirsin,korkma kimse yolunu çeviremez.necisin niye gidiyorsun,sökül bakalım paraları diyemez.işte sana islamın,Kur'anın özgürlüğü.
                  selamlar,sevgiler.


__________________
medeniyet
Yukarı dön Göster medeni0002's Profil Diğer Mesajlarını Ara: medeni0002 Ziyaret medeni0002's Ana Sayfa
 
el_turki
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 15 mayis 2008
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı el_turki

"..Not:el türkı arkadaşa bozuk uslubundan ve konuları çarpıtmasından dolayı durumunu belirgin bir şekilde düzeltene kadar kesinlikle cevap yazmayacağım...."

ya sen kendini ne zannediyorsun.şimdi sen aklın sıra beni mi cezalandırıyorsun.çok büyük bir insansında,beni kendinden mahrum bırakarak beni mi aşağılıyorsun?sen nesin?şu yazıyı yazmadanda beni galeye almaz ve yazdıklarıma cevap vermezdin.ama bu notu yazınca eline ne geçecekdi?ama agam aman paşam beni affet ben cahillik yaptım....mı diyecekdim sana?sen ne zannedersin kendini?herkes önce kendini tartsın.sen ise tartının kendisi değilsin.bunuda o kafana yerleştir.
senin bana cevaben birşey yazmaman benden birşey götürmez.yazmanda bana birşey katmaz.senin dinin sana benim dinim bana.....
insnaların kendini birşey zanneden bu tutumlarına gülüyorum.....herkes ne olduğunu zamanı geldiğinde çok net görecek....sadecene sabır...

__________________
De ki: «Ey ehl-i kitap! Tevrat'ı ve İncil'i ve size Rabbiniz tarafından indirilmiş olanı ikame edinceye kadar hiçbir şey üzerinde değilsinizdir.» ALLAH HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU BİLİR.
Yukarı dön Göster el_turki's Profil Diğer Mesajlarını Ara: el_turki
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

medeni0002 Yazdı:
               selamlar,
                kıymetli Dermanbeg dostum ellerinde kuran olmayanların cinsellik gibi problemleri aştıklarını iddia ediyorsun ama bence değil.<<klavuzu karga olanın>>diye bir tabir varya,evet bizim gelenekçilere nispetle bazı şeyleri akıllarıyla keşfederek aşma konusunda biraz ileride olabilirler,ama dediğim gibi,daha çook ekmek yemeleri lazım.

sevgili medeni, "bizim gelenekçiler" dediklerin ülke yönetimini ele geçirdiler..peki siz kimsiniz..örneğin iktidar projelerınız neler...mesela iktidar olduğunuzda bir norveçten farkınız ne olacak..özgürlükler konusunda sınırlarınız neresidir..hangi yaşanmış örneğe dayanarak "onların daha çook ekmek yemeleri lazım" geldiğine inanıyorsun..bugün islam dini bağlıları AB ye girmek için çabalıyor ise bu batı medeniyetinin önde olduğunu göstermezmi..aslında kuranda bir boyutuyla bu medenıyete gönderme yapmıyormu..böyle ise kı bana göre öyle,neden hazır örnekler var iken ütopik davaların peşinden koşalım..
               

birde şu durum varki,bunu el_turki dostum güzel dile getirmişti,bataklıkta sivrisineklerin olması kaçınılmaz olur gibi misaller getirmişti ya.bence Kur'an sistemine dönülmedikçe bataklık kurumuş sayılmıyor.Kur'an sistemine dönülmedikçe ifrat ve tefritler (aşırılıklar) olur.çünkü dediğim gibi kantarın topuzunun ayarı olmazsa böyle olur.

size şaşıyorum dostum! şahidi olmadığın bir sistemin sanki sihirli değnek özelliğine sahipmiş gibi etki yapacağına inanman bana pek gerçekçi gelmiyor..insanlığın bunca tecrübesi boşuna yani!!! kuran sistemi yok ya boşa kürek çekmiş bunca entellektüel,bunca ilim adamı,araştırmacı insan..!! kuran yokmuşta ayarda bozukmuş bu yüzden...kuran --------- -------- --------- hitap eder,haklı olarak tabi..bu insanların kurana vefa borçları vardır..ve halen daha onu okumadan kendilerini ona nisbet edenlerin de büyük çoğunluğunun onun yol gösterişine ihtiyaçları vardır..

örneğin,laik sistemlerde özgürlük genişmiş gibi görülmesi çok yanıltıcıdır,bir serap gibi yanıltıcıdır.

allah aşkına buna sen inanıyormusun medeni?? içinde yaşamadığın kuran sistemi daha özgürlükçü öylemi??yada bugünkü islam devletleri!!!onları zaten sende adam yerine koymuyorsun..ee ne kaldı ortada??

bu ifratlı(kantarın topuzunun kaçtığı) özgürlüğün vardığı nokta neresi oluyor.Kör cinayetler.ben buna kör cinayetler diyorum çünkü bir amacı yok,körü körüne ölümler.savaşta mısın ki kendi insanını öldürüyorsun,yok.sana gama ve bıçakla mı saldırdıki onu öldürüyorsun,yok.ee o halde niye öldürdün diye sorduğun zaman onların cevabı neler oluyor bak:''yan gözle bakmıştı,bana omuz vurmuştu,selam bile vermedi,bir sigara bile vermedi''gibi mazeretlere bakın.yaw insan bu kadar ucuz olurmu bir memlekette.işte bütün bunlar senin o özgürlükçü dediğin laik ülkelerde olan şeylerdir.Hani serap gibi yanıltıcıdır demiştim ya.Buna özgürlük denmez,özgürlüğün salata yapılıp doğranması denir.

allah allah! hani hiç bulunmasam oralarda yerdimde...:)) yahu bırader şu vizeler kalksa ve onlar işçi talebinde bulunsa buralarda insan kalmaz be!! sen milli görüşe çok takılmışsın anlaşılan medeni dostum :)
                  

sen hırsıza,yolsuza,katilllere,uğursuza,kendini bilmezlere ellerine bıçak verip sokağa sal,sonra özgürlükten bahset.Bunlar vatandaşı haraca bağlamışlar sen ne özgürlüğünden bahsediyorsun.senin bu bozuk sistemin sayesinde her yere çeteler hakim oldu,çeteler devletin içine bile sızıp ergenekon terör örgütü haline gelmedi mi?

bunlar fazla özgürlükten değil bilakıs darbe yönetimleriyle oluşturulan kaos ortamlarının sonuçlarıdır..

.Hırsıza,yolsuza,katile sonuna kadar özgürlük verirde masum vatandaşa da canım sende kendini koruyaydın gibi uğursuz ve uygunsuz cevaplar verirsen şeytandan kaçar gibi senin sisteminden insanlar kaçar.son yıllardaki halkın dinci partilere yönelişi bunların işaretleri değil mi sizce.o kaçış esnasında islamı yakalayan ve anlayanlar kurtluşu yakalamış oluyorlar.

iyi de senin kuran sistemin dinciliğe girmiyomu??
                  

İslamda insanlara özgürlük veriyor fakat özgürlüklerini keskin sınırlarla çizmiş,istediğini yapabilirsin,fakat başkalarının malına canına zarar vermeyeceksin,canına zarar verirsen aynısını bende sana yaparım,kısasa kısas yaparım,malına zarar verirsen elini keserim diyor.böyle caydırıcı ceza olduğunu bilen kaç insan bu suçları işleyebilir.

dünyadan bihabersin! suç oranı senın dediğini uygulayan ülkelerde çok daha fazla..adam ingilterede asgari ücreti 2500 TL yapmış,işsizlik maaşı yine ondan geri değil,sağlık en iyisinden bedava,eğitim hakeza öyle..niye hırsızlık yapsın? elini keserek caydırmak mı daha caydırıcı yoksa imkanlarını genişleterek mi beri tutmak..diyorum ya adamlar kuranı aşmış diye..

Aklı başında kimse yapamaz değil mi?.işte al sana özgürlük.Böyle bir sistemde gecenin 2sinde bile elini kolunu sallayarak rahatlıkla istediğin yere yürüyerek bile gidebilirsin,korkma kimse yolunu çeviremez.necisin niye gidiyorsun,sökül bakalım paraları diyemez.işte sana islamın,Kur'anın özgürlüğü.

bunun bir örneği yok..seninki züğürt tesellisi..türkiyede siyasi suçlu olupta yurtdışına kaçmak zorunda kalan insanların neredeyse tamamı batı ülkelerine sığındılar..sağcısı,solcusu,dincisi vs.hepsi..neden acaba?

neden bütün davalılar AHİM e gider hiç düşündün mü?

tüm bunlara vereceğin cevap muhtemelen şu olacak :"iyi ama kuran sistemi yok ki" yersek tabi :))
                  

selamlar,sevgiler.selam ve sevgiler..

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
el_turki
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 15 mayis 2008
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı el_turki

Türkiye son günlerde Emniyetin suç rakamlarını paylaşması ile yoğun bir tartışmanın içine girdi. Türkiye’de suçlarda meydana gelen artış, Türk medyasında çarpıcı başlıklar ile kamuoyuna duyuruldu. Ancak bu rakamlar neyi ifade ediyor; ne anlatıyor diye konuya yaklaşıldığında bir iki istisna dışında ciddi bir analiz bulmak nerede ise imkansız. Bu konuda daha önceki örneklerde olduğu gibi, medya bulduğu malzemeyi çok çabuk, derinlenmesine incelemeden bir magazin haberi gibi tüketiyor.

Örneğin yaz döneminde başlayan bir süreçte Türkiye’de çocuk pornosunun ne kadar yaygın olduğu, dünyada en fazla çocuk pornosu ifadelerinin arandığı ülkelerin başında geldiği, İzmir’in çocuk pornosu meraklıları ile dolu olduğuna yönelik önemli araştırmacı gazatecilik örneklerini okumuştuk. Sanki dünyanın seksüel açıdan en hastalıklı toplumuna sahip, sapıklar ile dolu bir ülke izlenimi edinmiştik medyada çıkan haberlerde. Oysa “İnternet İzleme Vakfı'nın (IWF- İnternet Watch Foundation) verilerine göre çocuk pornosu görüntülerinin yüzde 51’i ABD'nin. Ardından yüzde 14.9'la Rusya, yüzde 11.7'yla Japonya, yüzde 8.8'le İspanya, yüzde 3.6'yla Tayland, yüzde 2.1'le de Güney Kore geliyor. Diğer ülkelerin çocuk pornografisindeki payı ise yüzde 7.7. Yani Türkiye onlarca ülkenin bulunduğu bu yüzde 7.7’lik dilimde yok denebilecek ölçüde bir paya sahip” (www.aktifhaber.com). Bu bilimsel verilere rağmen uzun bir süre Türkiye kamuoyu çocuk pornosu konusunda yanlış bilgilendirildi.

Emniyet tarafından yayınlanan suç istatistikleri de aynı şekilde yorumlanmaya devam ediyor. Son günlerde basına yansıyan haberlerde Türkiye’de suç oranlarındaki artışın çarpıcı boyutları kamuoyuna yansıtılıyor. Emniyet bölgesinde suç sayıları 2006 yılında bir önceki yıla göre %60 artarak 785 bin 510 oldu. Jandarma bölgesindeki suç sayısı ise geçen yıl 292 bin 623 olarak gerçekleşti. Jandarma bölgesindeki artış ise %13 civarında gerçekleşti. 2006 yılında toplam olarak Türkiye’de işlenen suç sayısı 1.0781.133. (http://www.nethaber.com / NewsDetails.aspx?id=12946).

Bu sayıların suç türlerine göre dağılımına girmeden şunu belirtelim ki gerçekten Türkiye’de suç oranlarında ciddi bir artış var. Polis ve Jandarma bölgelerindeki artış karşılaştırıldığında şehirlerde yani polis bölgesinde artışında kırsal alana göre daha hızlı bir artış gösterdiğini gözlemlenmektedir. Bunun nedeni şehirleşme ve iç göç ile yeni bir sosyal çevreye entegre olmaya çalışan bireylerin bu süreçte yaşadığı sorunlar ve bu sorunların doğurduğu yansımalardır. Köyde, kırsalda kalan kişiler bu değişim süreci içine girmediğinden, sosyal kontrolün belirli ölçüde devam etmesinden dolayı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bu artış daha yavaş seyretmektedir.

Türkiye’de suç oranlarındaki artışın bir diğer nedeni son yıllarda Türk toplum yapısında meydana gelen değişimlerdir. Yapılan incelemelerde ailelerin daha fazla parçalandığı ve bu parçalanmış ailelerin bireylerinin daha fazla suça karıştığı tespit edilmiştir. Varoş kültürü, polat kültürü, magazin kültürü tümüyle bireyleri suça iten nedenler arasında yerini almıştır. Aile yapısındaki dönüşüm, sosyal kontrol eksikliği 1990’dan bu yana Türkiye’nin gerçeği olarak suça iten nedenler arasında yerini almıştır.

Suçlardaki artışın bir diğer nedeni ise uygulamada suçlara verilen cezaların etkisiz kalmasıdır. Caydırıcı niteliğinin bir çok suç anlamında olmamasıdır. Ceza hukuku açısından değerlendirmeye girmeden uygulamadaki önemli bir soruna değinmek istiyorum. Suçlara verilen cezalar asgari ve azami had, ya da minimum ve maksimum düzeyde belirlenmektedir. Yani bir suça verilen ceza, yasalarda örnek olarak 2 ila 4 yıl arasında değişmektedir. Kanun cezanın tayininde savcıya ve hakime önemli bir takdir hakkı vermektedir. Bir suçun asgari haddi 3 yıl, azami haddi 6 yıl ise, bu suçu işleyen faile bu süreler arasında cezayı savcının talebi üzerine hakim takdir etmektedir. Uygulamaya bakıldığında çoğunluk olarak cezaların asgari haddinden kişilerin mahkum olduğunu görmekteyiz. Hırsızlık suçundan, gasp suçundan cinayet suçundan yargılanan bir zanlıya yasalarda belirtilen sürelerin en alt düzeyinden ceza verilmesi genel olarak uygulanan bir sistemdir. Bunun üzerine ceza infaz sisteminden kaynaklanan ve artık neredeyse tüm mahkumlara uygulanan indirimler de devreye girdiğinde, cezaların caydırıcı etkisi neredeyse hiç kalmamaktadır. Kapkaç, gasp ve hırsızlıktan 3-5 kez yargılanıp hapis yatan bir kişinin hapisten çıktıktan sonra yeniden suç işlemesi durumunda bile cezalar hala asgari hadden veriliyorsa cezaların caydırılıcığını gelin siz düşünün.

Bir diğer neden olarak AB sürecinde 2001 yılından bu yana yapılan yasal değişikliklerin uygulamaya yansıması konusunda karşılaştığımız güçlükler bulunmaktadır. Güvenlik güçleri ile adliyenin henüz istenilen düzeyde uyumlu çalıştığını söylemek mümkün değildir. Kurumların zaman içinde edindikleri alışkanlıkları kısa sürede değiştirmesini beklemek çok da gerçekçi değildir. Yasaları bir gecede değiştirebilirsiniz ama insan davranışlarını ve özellikle meslek kültürünü kısa sürede değiştirmek mümkün değildir. Bu da kurumlar arasındaki iletişimin istenilen düzeye gelmesini geçiktirmektedir.

Tüm bu veriler ve gerçeklere rağmen Türkiye için şunu belirtmek gerekir ki; Türkiye suç ve suçlu cenneti değildir. Türkiye hala dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri arasında en güvenli ülkeler arasında yerini alan bir ülkedir.

Batı Avrupa ülkeleri nüfusları ile orantılı olarak incelendiğinde Türkiye’ye göre çok daha yüksek suç oranlarına sahiptir. Örneğin İngiltere ve Galler’in toplam nüfusu 52 milyon’dur. İngiltere İçişleri Baknalığı tarafından yayınlanan suç istatistiklerine göre 2005-2006 yıllarını kapsayan 12 aylık dönemde tespit edilen suç rakamı 5 milyon 556.513’tür. Bu rakamı Türkiye ile mukayese ettiğimizde nüfus oranının da hesaba katarsanız yaklaşık olarak Türkiye’nin 7 katı daha fazla suç işlendiği görülmektedir.

5 Şubat’ta Brüksel’de yayınlanan Avrupa Suç ve Güvenlik Araştırması (EU ICS) sonuçları incelendiğinde de Türkiye’nin Avrupa ülkeleri içinde en güvenli ülkeler arasında yer aldığını göstermektedir. Birleşmiş Milletler, Avrupa Komisyonu ve Gallup tarafından 18 ayrı Avrupa ülkesinde 40.000 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre Avrupalıların üçte biri sokaklarda alkol tüketimi ve şiddet arasındaki neden sonuç ilişkisinden dolayı sokaklarının güvenli olmadığını ve hırsızlıktan korktuklarını ifade etmişlerdir. Araştırma sonuçlarına göre İngiltere, Hollanda, Danimarka, İrlanda ve Estonya Avrupa’nın en yüksek suç oranlarına sahip beş ülkesi oldu. Yapılan araştırma sonucunda 2004 yılında Avrupa’da insanların ortalama olarak %15’inin bir suçun mağduru olduğunu ortaya koymaktadır.

17 ülkede 34.000 kişi ile telefon yolu ile yapılan Uluslararası Suç Mağdurları Araştırması’na göre ise İngiltere ve Galler’de suç mağdurları oranı %26’dır. Bu sayı Hollanda, İsveç’te %25, Kanada’da %24, ABD’de ise %21’dir. İngiltere’de hırsızlık suçlarının %53’ün ev sahiplerinin evlerinde olduğu bir anda gerçekleşmesi bireysel güvenlik açısından ne kadar vahim bir durumda olduğunu göstermektedir.

Yukarıdaki verileri ve örnekleri çoğaltmak mümkündür. Belki sonuçta şu gerçeği yalın bir şekilde kabul etmek zorunda kalacağız: Suç insanlık ile birlikte var oldu ve olmaya devam edecektir. Ancak suç modern toplumlarda çok daha yıkıcı hale gelmektedir. Suç ile mücadele ise ülkelerin sosyal yapısına, idari yapısına, güvenlik geleneklerine göre şekillenmektedir.

Türkiye gelişmekte olan bir ülke olarak artan bir suç grafiği yaşamaktadır. Bu gelişmişliğin, modern toplumun ve sanayileşmenin kaçınılmaz getirisidir. Ama suç ile mücadelesinde belirli bir takım zaafları yaşamak zorunda değildir. Bunun için, yargı, güvenlik birimleri ama en önemlisi toplum olarak ciddi bir uğraş vermek durumundayız."

her nekadar bu ülke islamla ilgisi olan bir ülke-millet olmasada;islamı kendilerine göre geçmişde birşekilde yaşamış.ve ordan aldıkları nezaket-hak-hukuk ve vicdan sayesinde ehlileşmiş.medenileşmiş.ama bu medenileşme batıya göredir.

laik sistemin bu coğrafyada yaşayan insnalara en büyük kazıklarından biride:özgürlük adı altında vahşileştirmesidir.artan suç oranları bunu zaten göstermekdedir.insnalar nefislerinin ve şehvetlerinin esiri haline getirilmişdir.


ABD'de yılda 32.000 kişi intihar ediyor. Yani her gün 89 intihar yaşanıyor. Yani her 100.000 nüfusa 11.05 intihar düşüyor. İntihar edenlerin üçte biri alkollüymüş. Bir o kadarında da çeşitli miktarlarda uyuşturucu bulunmuş.
-15-24 yaş arası Amerikalılar intihar teşebbüsünde çok bulunuyorlar. Ancak % 1'i bunda başarılı oluyor ve ölüyor. 65 yaş üstündekiler intihar etmekte daha 'başarılılar': Bunların her dört girişiminden biri ölümle sonuçlanıyor.
-Okulların açılmasını takip eden dönemlerde lise öğrencilerinin % 8'i intihar teşebbüsünde bulunuyor.
-İntihar eden Amerikalıların % 78.8'i erkek. Erkeklerde en çok intihar eden grup 75 yaş ve üzeri. Kadınlarda ise daha çok 40-50 yaş arası intihar ediyor.
- Eğer siyahsanız intihar etme olasılığınız beyazlara oranla 7 kat fazla.
-Her yıl 17.000 Amerikalı katillerce öldürülüyor. Üstelik bu rakam alınan önlemler sonunda ulaşılmış 'iyileşmiş' rakam. Yani ABD'nin Irak işgalindeki kayıpları 4.000'e yaklaştı diye abartmayın. Her yıl Amerikalı Amerikalıyı savaş varmışçasına öldürüyor.
-2006 yılında 42.642 Amerikalı trafik kazalarında can verdi. Bu rakam Amerika için son 5 yıl içindeki en düşük rakam. Ölenlerin % 55'i emniyet kemeri takmayan sürücülerdi. İngiltere için trafik kazalarında ölen sayısı 2005'de 3.201'di. Nüfus farkını bile dikkate alsak ABD araba sürmek için hiç de iyi bir yer gibi durmuyor.
-2005 verilerine göre ABD'de her yıl 14 yaşın altındaki 1.451 çocuk hayatını trafik kazalarında kaybediyormuş. Yani her gün tam 4 Amerikalı çocuk trafik kazalarında ölüyor. Yaralı sayısı ise yıllık 203.000, her bir güne 556 yaralı çocuk düşer. Bu kazaların dörtte biri alkolün neden olduğu kazalar.
-ABD'de her 31 dakikada bir alkollü sürücüler tarafından kullanılan motorlu bir araç bir kişiye çarpıyormuş.
-Sadece 2005'de alkolün neden olduğu trafik kazalarında 16.885 kişi ölmüş. Aynı yıl 1.4 milyon sürücü alkollü araç kullandığı için tutuklanmış. Amerika'daki trafik kazası ölümlerinin % 18'i ise uyuşturucu kullanımından kaynaklanıyormuş.
-Her iki dakikada bir tecavüz yaşanıyor. ABD dünyanın en çok tecavüz yaşanan ülkelerinden biri. Bu ülkede Almanya'nın 4, İngiltere'nin 13, Japonya'nın ise 20 misli daha fazla tecavüz yaşanıyor. ABD'de her yıl çeyrek milyon kadar kadın tecavüze ve cinsel saldırıya uğruyor.
-Cinsel şiddete uğrayanların % 22'si erkek. Erkekler çocukken bir yakını, ya da ilerleyen yıllarda patronu vs.'nin cinsel saldırısına uğrayabiliyor. 18 yaş altı erkek çocuklara tecavüz sanılandan daha yaygın.
-Her yıl yaşanan yaklaşık 93.000 tecavüz sonucunda ABD'de 32.000 kadar hamilelik vakası yaşanıyor. Bu rakam Bosna Savaşı esnasındaki rakama yakın. Amerika'da tecavüze uğrayan kadınların sadece 5'te 1'i başından geçeni polise anlatıyor. Geri kalanı yaşadıklarını kimseye söylememeyi tercih ediyor. Tecavüz vakalarının % 10'unda saldırgan kadının kocası ya da yakın sevgilisi.
-Mala dönük saldırı sayısı yılda 10 milyon vakayı aşıyor.
-ABD'de bir yılda çalınan otomobil sayısı Türkiye'nin yıllık üretiminin bile üzerinde. Her yıl 1 milyon 200 binden fazla otomobil Amerikan sokaklarından kayboluyor.
- Yıllık kapkaç hırsızlığı sayısı ise 6 milyon 700 binin üzerinde. Kapkaçın Türkiye'de en yoğun olduğu ve zirve yaptığı 2004 yılında ise kapkaç vakası sayısı 11.886 idi.
- 2006 yılında eyalet ya da federal kurumlara ait hapishane ya da hücrelerde yatanların sayısı 2.38 milyon kişi olmuş. 5 milyon insan ise ya şartlı serbest bırakılmış ya da hafif suçlardan gözaltına alınmış. Bu arada belirtelim eğer siyahsanız haliniz daha beter. çünkü siyahlarda hapse girme oranı beyazların tam 10 misli. Rakamlar dikkate alındığında 2006 yılında her 31 Amerikalı yetişkinden en az biri hapse girmiş (IHT, `One of Every 31 Adults in US Justice System`, 7 December 2007).
- Öldürülen beyazların % 85`inin katili de beyaz. Öldürülen siyahların ise katillerinin % 94`Ü siyah. Anlayacağınız ırk ayrımı cinayetlerde bile sürüyor.
- Erkeklerin cinayet işleme oranı kadınlardan 9 kat daha fazla.
- ABD`de her yıl 13 milyon kişi (toplam nüfusun yaklaşık % 5`i) suç kurbanı oluyor.
Elbette her ülkenin iyi ve kötü yönleri var. Ancak ABD'nin suç rakamları diğer ülkeler ile kıyaslandığında gerçekten oldukça yüksek çıkıyor. Türkiye ile kıyaslandığında ise bir çok alanda ABD 'cehennem' gibi kalıyor...




__________________
De ki: «Ey ehl-i kitap! Tevrat'ı ve İncil'i ve size Rabbiniz tarafından indirilmiş olanı ikame edinceye kadar hiçbir şey üzerinde değilsinizdir.» ALLAH HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU BİLİR.
Yukarı dön Göster el_turki's Profil Diğer Mesajlarını Ara: el_turki
 
medeni0002
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 936
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı medeni0002

                  selamlar,
                  Kıymetli el_turki dostum,üşünmeden bu kadar bilimsel verileri sunarak bizi aydınlattığın için sana teşekkür ediyorum.tıklayan ellerine sağlık.Allah senden ve tüm hanif dostlarımdan razı olsun.
                    selamlar,sevgiler.


__________________
medeniyet
Yukarı dön Göster medeni0002's Profil Diğer Mesajlarını Ara: medeni0002 Ziyaret medeni0002's Ana Sayfa
 
el_turki
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 15 mayis 2008
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı el_turki

ABD
Cezaevleri doldu taştı
Dünyanın en gelişmiş ülkesi olarak kabul edilen ABD' bugün dünyada en yüksek cezaevindeki nüfus oranına sahip. Bu ülkede yaşayan 100 bin kişiden 760'ı 2008'de cezaevinde tutuklu veya hükümlü olarak kalıyor. ABD'deki cezaevi nüfusu, 2 milyon 310 bin kişi. Bunların yüzde 21'i tutuklu veya mahkumiyeti kesinleşmemiş kişiler, geri kalanı ise mahkumiyeti kesinleşmiş hükümlü. Cezaevindeki nüfusun toplam nüfusa oranı 15 yılda yüzde 50 arttı.

İNGİLTERE
Avrupa'nın şiddet şampiyonu
İngiltere'deki resmi suç istatistikleri Avurapa7da en yoğun şiddet suçlarının bu ülkede işlendiğin ortaya koyuyor. 1997 sonrasındaki 10 yıllık dönemde şiddet suçlarının sayısı 1 milyon 1559 bine yaklaştı. Bu her 100 bin kişi için 2 bin 34 şiddet saldırısı anlamına geliyor. Her iki dakikada bir şiddet saldırısının gerçekleştiği belirtiliyor. Batı Avrupalı komşuları arasında en yüksek cinayet oranına sahip olan İngiltere bazı şiddet suçlarında ABD ve hatta güney Afrika'dan bile daha kötü durumda.

JAPONYA
İntihar oranı artıyor
Dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip olan Japonya'da yaşam beklentisi ve kişi başına düşen milli gelir dünya ortalamasının çok çok üzerinde. Ancak ülkedeki refah yüksek intihar oranını düşürmeye yetmiyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre Japonya'daki intihar oranı ABD'dekinden 3 kat daha fazla. Uzmanlar bu yüksek oranın en önemli nedeninin uzun yıllardır süren ekonomik düşüş olduğu düşüncesinde.

JAPONYADA IDAM

Adalet Bakanı Kunio Hatoyama, yaptığı açıklamada, 4 küçük kız çocuğunu öldürerek cesetlerini parçalara ayırdığı ortaya çıkan ve kamuoyunda şiddetli tepkilere yol açan 45 yaşındaki Tsutomu Miyazaki’nin Tokyo’da tutulduğu hapishanede asıldığını söyledi. İdam edilen diğerlerinin, 2 kişiyi öldürerek değerli eşyalarını çalan 45 yaşındaki Shinji Mutsuda ve sigorta parası için 2 kişiyi öldüren 73 yaşındaki Yoshio Yamasaki olduğu bildirildi.

Adalet Bakanı Hatoyama, "İdamların infaz edilmesi emri verdim, çünkü bu cinayetler tarifsiz birer vahşet" dedi. Miyazaki’nin 1980’li yıllardaki cinayetleri kamuoyunda dehşete yol açmıştı. 4 yaşındaki bir kızı öldürerek cesedini yakan Miyazaki, küçük kızın kemiklerini ailesinin evinin eşiğine bırakmıştı. Miyazaki, kurbanların ailelerine ve polise de alaycı mektuplar yazıyordu. Japon basını, caninin kurbanlarından birinin elini yediğini ve kanını içtiğini yazmıştı. Tokyo Bölge Mahkemesi, 1997 yılında verdiği kararla, Miyazaki’yi 1988 ve 1989 yıllarında, yaşları 4-7 arasındaki 4 küçük kızı öldürmekten suçlu bulmuş ve idama mahkum etmişti. Miyazaki’nin yakalandığında evinde, şiddet içerikli binlerce pornografik video, animasyon film ve çizgi roman bulunmuştu. Adalet Bakanlığı görevini geçen Ağustos ayında devralan Hatoyama’nın döneminde idamlara hız verildi ve son 6 ay içerisinde idam edilenlerin
Japonya’da, cinayet işlemekten idama mahkum edilen 3 kişinin cezaları infaz edildi.

Geçtiğimiz hafta yaşananlar
Japonya’da infial derecesinde endişe yaratan olaylardan basında en çok yer bulanlardan birisi 17 yaşındaki bir gencin annesini başını kestikten sonra bir poşet içerisinde polise teslim olmasıdır. Evde polisin yaptığı incelemede annenin başsız cesedi evdeki bir koltuk üzerinde bulunmuştur. Aynı gün pachinko denen eğlence merkezinde eğlenmeye giden bir çift, bir yaşındaki çocuklarını poşet içerisinde kullandıkları motosikletin bagajında bıraktıkları için boğularak ölmesine sebep olmuştur. Yine geçen hafta içerisinde, eski bir gangster, ayrıldığı eşini silah zoruyla rehin almış, kendilerine müdahale etmek isteyen polisi vurarak öldürmüştür. Bu, 2001 yılından bu yana görev başındaki bir polisin ilk kez öldürülmesi olduğu için de önem taşımaktadır.

Resmi Rakamlar Ne Söylüyor
Japonya geçtiğimiz hafta bu olaylarla sarsılırken, Ulusal Polis Teşkilatının verileri de Japonya’nın eskisi kadar sakin ve güvenli olmadığını göstermektedir. Her ne kadar, Avrupa ve Amerika ile karşılaştırıldığında göreceli olarak bir güvenlik durumu söz konusuysa da, Japonya’da artan suç oranları dikkat çekmiştir. UPT’nin verilerine göre 2005 yılında Japonya’da işlenen cinayet 1391 iken aynı rakam ABD’de 16692 olmuştur. Bu açıdan göreceli bir güvenlik varsa da 1996′da 1.81 milyon suç işlenmişken bu sayı 2005 yılında yüzde 25 artarak 2.27 milyona çıkmıştır. Bu konuda birçok yerel ve yabancı basında yazılar yazılmış ve sebepleri irdelenmeye çalışılmıştır.

Olayların yarattığı kaygı parlamentoya da ulaşmış, hükümeti oluşturan Liberal Demokrat Parti’nin (自由民主党) bir üyesi “Japon halkında bir kötüye gidiş, bozulma görüldüğünü; ahlaki değerlerdeki çürümenin engellenmesi” gerektiğini beyan etmiştir. Benzer bir tespit de Hyogo eyaletinde bulunan Kwansei Gakuin Üniversitesinden uzman Jun Ayukawa tarafından ortaya konmuştur. Ayukawa, “hızlı küreselleşmenin, geleneksel değerleri ve sosyal düzeni tahrip ettiğini, bunun da suç işleme oranını artırdığını” ifade etmektedir.

Daha bunun gibi bir cok haber var bunlarin coguda yabancilara karsi islenen cinayetler gecen sene bir ingiliz ogretmenin oldurulmesi de dahil sizlerden simdiden ozurdilemek istiyorum fakat bu gercekleride bir kenara koyalim lutfen ...................

__________________
De ki: «Ey ehl-i kitap! Tevrat'ı ve İncil'i ve size Rabbiniz tarafından indirilmiş olanı ikame edinceye kadar hiçbir şey üzerinde değilsinizdir.» ALLAH HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU BİLİR.
Yukarı dön Göster el_turki's Profil Diğer Mesajlarını Ara: el_turki
 
el_turki
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 15 mayis 2008
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı el_turki

işsizlik maaşı,geniş sosyal imkanlar,yüksek kişi başı milli gelir......hikaye.ama bu hikayeyi gerçek zanneden çok akıllı var, ortada cirit atıyor...

__________________
De ki: «Ey ehl-i kitap! Tevrat'ı ve İncil'i ve size Rabbiniz tarafından indirilmiş olanı ikame edinceye kadar hiçbir şey üzerinde değilsinizdir.» ALLAH HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU BİLİR.
Yukarı dön Göster el_turki's Profil Diğer Mesajlarını Ara: el_turki
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

Sayın el turki, 

Ben Türkiye ekonomisinin geldiği aşamaları anlatırken  Türkiyeyi küçümsüyordun.

Şimdi maaşallah göklere çıkarmışsın.  

Sağlam bir dini inancın özellikle İslam inancının suç u önleyici bir özelliği vardır. 

İslam inancı suçu azaltmakta, ama sosyal koşullar örneğin feodal gelenekler islamı ikinci plana itmekte  insanlar kan davası, namus cinayeti, çeşitli psikopat cinayetler işlemektedir.   

Gelenekler dini inancı bastırmaktadır.  Türkiyede öyle kavimler vardır ki hırsızlığın her çeşidini mübah görürler ama cinsel ahlak açısından hiç bir yanlış yapmazlar.   

Sen Laikliği dinsizlik olarak algılıyorsun.  Dinsizlik değildir. Dinden uzak durma da değildir. Dinden faydalanabiliriz. 

Örneğin  Kur'an da ne der  Bir kötülüğün cezası ona denk bir kötülüktür.


Örneğin bu ilkeyi kullanarak Ceza hukukunu oluşturursun. Gayet te Laik bir kanun olur.   Ayrıca dinden faydalanmış olursun. Allahın emrine de uygun hareket etmiş olursun.  Kanunları sistematik olarak dışardan bile almış olsan bu ilke dahilinde adaletsizliğe yol açan hükümleri adil hale getirirsin. 

Zaten hukukta önemli olan ilkelerdir. Bir ilke üzerine yüzlerce cilt kitap yazarsın. Avrupa kanunlarında bu ilkeler latincedir. Pacta sunda servanda, Rebus sic stantibus, Habeas Corpus vb. 


Bugünkü ceza kanunları , bunun dersini aldığım için biliyorum, yok devlet öc alıcı olmamalı, yok suçluyu ıslah edici, topluma kazandırıcı olmalı vb. ilkelerle yapıldığı için suçlunun lehine olmakta, suçun mağduru için adaleti sağlamamaktadır.

Bunlar uzun konular, anlatmak istediğim Laiklik ilkesinin özellikle geleneksel islam kesiminde çok yanlış anlaşıldığıdır. Bilimden faydalandığın gibi , Kur'andan da faydalabilirsin.  Ama hadisten asla. 

Kur'andan ilkeler bazında faydalanabilirsin de,  bazı detaylarda özellikle şiddet içeren cezalarda  (kol kesme, kırbaçlama vb.)  bugünün dünyasında  gerek içten, gerek dıştan büyük tepki alabilirsin. Bunları motamot uygulamak sıkıntı yaratabilir. Bugün İslami rejimler bile bazı tepkilerden dolayı çark edebilmekteler. Bu bir vakıadır. Bizim Allahın hükmünü beğenip, beğenmememiz değildir. Sadece bir durumu belirtmek istedim.   Bunların sayısı sınırlıdır. 

Biz İslam toplulukları  sosyolojik olarak batı toplumlarının gerisindeyiz. Ekonomik ve kültürel olarak geriyiz. Örneğin bu bizim yaşamımıza, yönetimimize yansıyor. Örneğin Almanyaya giden bir Türk ün ilk intibası şu oluyor. Burada herkes kurallara uyuyor diye.  Peki Türkiyede , İranda, Arabistanda niye uymuyor. 

Demokrasi bir kurallar rejimi. Almanyadaki demokrasi Türkiyede niye olamıyor. 

Neden olamadığını çok iyi biliyorum. Anlatması uzun.  Sosyolojik vaka. Şunu diyebilirim. Şu kadar sene sonra, şehirleşme şu, ortalama tahsil seviyesi bu, milli gelir şu olduğu zaman bu olur.  Yoksa biz adam olmayız diye bir şey demiyorum.  

Keşke ABD veya Almanya  İslamla tanışsa idi de, gelişmiş bir toplum olarak İslamı bir yorumlasa idi.  Ama maalesef biz müslümanların yanlış hareketleri nedeniyle  neredeyse  nefret ediyorlar.   Afrikanın veya Asyanın bir geri sosyoloji  ülkesinde İslamın kabul edilmesi  beni pek mutlu etmiyor. Çünkü İslama dahil niteliksiz çoğunluğu arttırıyorlar o kadar.
















__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

fazıl Yazdı:

Kimlikte yazmışlar,

Dini, İslam.. :)

üzerlerine vazife gibi..

laikliğin adı var, kendi yok. Demokrasinin adı var kendi yok.

Arabizmin şubesiyiz, hala.. özgürlük diğerinin alanına vardığı kadardır demiş birisi.. ama içip sarhoş olanıda aç kalıp o..puluk yapanada, her dilin hareketi var.. oysa emeklere beyinlere yoksullara şu memlekette tecavüz ediliyor.. da bu gerçek ahlaksızlıktan sayılmıyor..? falanın filanın uçkuru olmuş dert.. zenginler geleceğin ırzına geçiyorlar ama ses eden yok.. dertleri hep kişiler..

laiklik burada tam anlamıyla zati uygulanmıyor ki, arabizmin elemanları hala ökseden kurtulmuş değiller.. diyanetin bütçesine bakmalı.. kerhaneden de vergi alınır, vesikalıdan da vergi alınır, rakı danda vergi alınır sonra dışlanmış mezhep bağlılarından da vergi alınır.. ve sonra maaş ödenir.. yav sanki kaddafi diktası gibi..

 


Sayın fazıl ,

neden şikayetçi olduğunuzu anlamadım.
Kafanız çok karışık gibi. 

Diyanet  yararlı bir kurumdur. Gereklidir.  Ama sünni değil, Kur'ani olmalıdır. Bu da  en alt seviyedeki din adamına kadar tahsil seviyesinin en az lisans olması , Kur'an kültürünün, hatta Tevrat, İncil kültürünün (Çünkü hem hurafenin kaynağı, hem ehl-i kitap kültürü )  arttırılması  ile sağlanabilir.  Hristiyanlarda  Teoloji konusunda lisans mezunu olmayan kilise papazı olamıyor. 


Alevi vatandaşlarımızın cem evlerine ibadethane statüsü verilse, dedeleri  diyanet kadrosuna alınsa, maaş verilse , diyanette temsilleri sağlansa  diyanetle ilgili eleştiriler ortadan kalkar.  Alevi vatandaşlar ya benim ödediğim maaşlarla sünni din adamlarının maaşı ödeniyor ben buna karşıyım diyordu. Şimdi kendileride  devletten dini hizmet alırsa , vay bizim vergilerimiz niye diyanete gidiyor demezler.

DEvletin bütçesinde ne var. Devlet içkiden, umumhaneden , vesikalıdan falan vergi alamaz mı.  Diğer devletler almıyor mu? Örneğin İran, Almanya.  Osmanlı devleti almıyormu idi. Cennetmekan Sultan Abdülhamit han hazretleri zamanında İstanbulda meyhane, umumhane yokmuydu.  Osmanlı onlardan vergi almazmıydı. Alırsa  o devletin verdiği maaş haram mı oluyor. Kusura bakmayın fena halde saçmalamışsınız. 


Kaddafi Diktası demişsiniz. Allah için siz hiç yurtdışına falan gittiniz mi. Yoksa kendi kafanızfdan kendin pişir , kendin ye mi takılıyorsunuz.  Ben 1991 de  iki ay libyada, Bingazi de kaldım.  Ne olduğunu iyi biliyorum.  Kaddafi halkına bakan bir diktatördü. Herkesin işi var. Geliri var. Evi var.  Şuabiye diye mağazalar var. Devlet örneğin un ithal ediyor. Türkiyede unun kilosu ne. Örneğin bir Tl. Adam bunu 10 krş. a halkına yediriyor. Ama halk memnun değildi. Çünkü baskı var. Çünkü izlenme var. Bütün telefonlar dinleniyor. Örneğin Yurtdışına edilen telefonlar. 

Adamın saçma hareketlerinden dolayı 1986 da Libya bombalanmış. Libyada Üniversitelerde  çok bol Amerikalı hoca varmış. O hocalar gitmiş. Eğitim kalitesi düşmüş. Amerika yeni cihaz ithalatına izin vermediğinden her türlü techizat eski. İnsanlar sinir oluyor ama açık yerlerde rahat konuşamıyorlar. Ancak evimize misafir edersek, yanında başka libyalı falan yoksa rahat rahat anlatıyorlar. 

Adam dengesizin biri. Başı bir oynuyor, kıçı bir oynuyor. Yok gidiyor diskotek bombalatıyor, yolcu uçağı düşürüyor, Yok güneyde Çad da  Tibesti ve Ouzu bölgesini işgal ediyor. O bölgelerde hak iddia ediyor. O isimleri  beş yıldızlı otellere isim olarak koyuyor. Libya da , Kaddafiden başka kimse zengin olamıyor. İzin verilmiyor. Bütün işler dışardan gelen işadamları tarafından yaptırılıyor. Ortalıkta bol bol Türk, Hintli, Koreli, Bulgar vardı. 

Sen Türkiyede kızdığın bir lideri  seçimle değiştirirsin. 1968 den beri Türkiyede kimler geldi, kimler  geçti. Demirel, Ecevit, Özal, Evren, Erbakan, Tayyip Erdoğan. Ama Kaddafi hala dimdik, babalar gibi ayakta.  Herif gitse, bari Libyanın petrolleri kurtulacak. Onu da yapmıyor. 
















__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
el_turki
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 15 mayis 2008
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı el_turki

sayın saffet metin

"Sağlam bir dini inancın özellikle İslam inancının suç u önleyici bir özelliği vardır.

İslam inancı suçu azaltmakta, ama sosyal koşullar örneğin feodal gelenekler islamı ikinci plana itmekte insanlar kan davası, namus cinayeti, çeşitli psikopat cinayetler işlemektedir.    

Gelenekler dini inancı bastırmaktadır. Türkiyede öyle kavimler vardır ki hırsızlığın her çeşidini mübah görürler ama cinsel ahlak açısından hiç bir yanlış yapmazlar......"

bu ifadenize sonuna kadar katılıyorum.doğru-çok doğru bir tesbit.

yalnız ilk cümlenize katılmıyorum.ben sadecene mukayese yaptım.türkiyenin suç istatistikleride vahim.ama "medeni" denilen o toplumlara göre daha iyi.

araba,bilgisayar,uçak....,icad eden toplum olmak insanları "medeni"leştirmiyor.teknoloji toplumu olmak ile medeniyet toplumu olmak herzaman aynı olmuyor.

türkiye ekonomisine gelince:balon ekonomisi.ve birgün patlayacak.t.erdoğan gazıyla içi doldu.bakalım o gaz bitince ne olacak?o gaz daha nekadar balonu dolduracak?

sayın saffet metin

sadecene 2001 krizinde maaş ödemek için deprem paraları kullanıldı.devlet maaş ödemeye para bulamıyordu.9 yıldamı gerçek ekonomiye ulaştınız?hala aynı sistem.sadecene balonun içinde kullanılan gazın niteliği değişti.....helyum değil.erdoğan gazı var....

__________________
De ki: «Ey ehl-i kitap! Tevrat'ı ve İncil'i ve size Rabbiniz tarafından indirilmiş olanı ikame edinceye kadar hiçbir şey üzerinde değilsinizdir.» ALLAH HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU BİLİR.
Yukarı dön Göster el_turki's Profil Diğer Mesajlarını Ara: el_turki
 

<< Önceki Sayfa 10 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats