Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Sevgili Sinan, senin sorularının bir kısmı hakkındagaliba bir yerlere vardım. Yada öyle sanıyorum.
Değişik bir bakış açısı getirmeye çalışayım. Bakalım buradan bir yerlere varıp netice elde edebilecek miyiz?
Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysa ki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsatıp yüceltiyoruz."Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim." (Bakara, 2/30)
Melekler insanların yeryüzünde fesat çıkarıp kan dökeceklerini nereden biliyorlardı?
Çünkü Melekler Levhi Mahfuzdan bir kısım bilgilere erişim hakkına sahiptiler. Gelecek hakkında Allah’ın lutfettiği kadar bilgileri vardı.
İblis Ademin ve Ademoğlunun geleceği hakkındaki bilgilere nereden sahip olmuştu?
Çünkü iblis cinlerdendi. Ve cinler de Levhi mahfuz bilgisinin bir kısmına erişebiliyorlardı. (Cin 8-9-10)
Cinler bu gayb bilgilerine erişebilmekte iseler cennette ikamet eden Melekler ve iblis tabiki çok daha fazla gayb bilgisine sahiptiler. Melekler ve İblis ilerisi hakkındaki bu kısıtlı ama kesin bilgilerinden dolayı böyle net konuşabilmişlerdi.
Nitekim ayette “kan dökecek birisini mi yaratacaksın” diyerek gelecek zaman sözkonusu edilmiştir. Üstteki açıklamalar eşliğinde konuyu değerlendirirsek, melekler geçmiş döneme atıfta bulunarak bu beyanda bulunmadılar. Gelecek dönemi bildiklerinden ötürü bu kelamları ettiler.
Dolayısıyla ne Ademden önce Ademler vardı, ne de Cinlerin et-kemik-kan bedenleri. Mesele geçmiş zamanla değil gelecek zamanla ilgiliydi. Melekler İnsanların gelecekte kan dökeceklerini görmüşlerdi. Allah’ın bu kan dökücü varlıkları neden yarattığına bir anlam veremiyorlardı. O yüzden bakara 30’daki soruyu sormuşlardı.
Ayrıca, Melekler geleceğe tam anlamıyla vakıf olamadıklarından ötürü gelecek hakkındaki bilgileri kısıtlıydı. Bu yüzden bu kısıtlı bilgileri eşliğinde böyle kısır bir yorum yaptılar. (kan dökücü insanı neden yaratıyorsun diye sordular) Allah “ben sizin bilmediklerinizi bilirim dedi”. Çünkü allah’ın bilgisi gaybın tamamını kapsıyordu. Sonra Melekler hatalarını anladılar ve “muhakkak sen her şeyi bilensin” dediler.
Dediler ki: "Yücedir şanın senin bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim.Sen, yalnız sen Alim'sin, herşeyi en iyi şekilde bilirsin;Hakim'sin, herşeyin bütün hikmetlerine sahipsin." (Bakara 31)
Bu ayetten anlıyoruz ki Melekler Bakara 30’daki sözlerini bu -Allah’ın onlara öğrettiği bilgi-çerçevesinde yapmışlardı. Bu bilgi de gayb bilgisi idi.
Benimki de sadece bir yorum. Doğrudur yada yanlıştır demiyorum. En doğrusunu Allah bilir.
Saygılar
(Cin 8) "Biz göğe gerçekten dokunduk da onu titiz ve güçlü bekçilerle ve kayıp giden ışınlarla/alevlerle doldurulmuş bulduk." Cin 9) "Biz eskiden, onun, dinlemek için oturulan yerlerinde otururduk. Ama şu anda kim dinlemeye kalksa kendisini gözetleyen bir alev/ışık bulur."
(Cin 10) "Doğrusu, bilmiyoruz, yeryüzündeki şuurlulara şer mi istendi, yoksa Rableri onlar için doğru ve güzel olanı mı istemiştir."
(Mülk 5) Yemin olsun ki, biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve onları şeytanlara ateş taneleri yaptık. O şeytanlar için çılgın ateş azabını da hazırladık.
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Din kardeslerim.
Akik Dost, önceki yazimda benim acimdan o konuda yanlis anlasilma
olmus, haklisin yazili sekilde konular tartisilinca, yanlis
anlasilmalarin telafisi yine baska bir yazi yazmakla oluyor. Seni o
sekilde lanse etmek istemedim, özür dilerim.
Naklettigin Ayeti inceledim, tesekkür ederim, hakikaten burada bir kisi
aniliyor. Aslinda gecmisten aklimin bir kösesinde bu mevzu takili
kalmisti, herhalde cinlerin konusuyla karistirmis olacagim. Kitapdan
ilmi olan, bilgi sahibi bir zat.
Diyorsun ki:
Akik Yazdı:
Bildiğimiz üzere Hz. Süleyman Bunları Ağır taş ve inşaat
işçiliğinde kullanıyordu. Şimdi burada sormak lazım bu lazerimsi
yaratıklar taş duvarlı ışın güçlerini kullanarak mı? ördüler. Ayrıca
dünya üzerinde bu işçilikleri yaptıklarına göre ve bizim dünyada da
oksijen mevcut olduğuna göre ben derim ki mecburen bizler gibi oksijen
soludular.
Disa karsi, yani biz orada olsa idik belki insan görünümü olarak
algilayacaktik. Tipki Mehmet bey gibi hareket ediyor is görüyor ama
icabinda insan disi/üstü özelliklere sahip bir yaratik.
Cinlerin Kur'ani isittiklerinide biliyoruz, cinlerin isitmesi görmesi
icin madde tabiyatina giris yapmalari gerektigini zannetmiyorum.
Henüz Dünyada insanlar yokken, insansi bir sekle neden girmis
olsunlarda kan dökülsün ve melekler buna sahit olsun? Insan diye bir
yarartiktan haberleri varmiydi ki insan sekline girsinler? Bir sekilde
haberleri vardi dersek, madde özelligi ile fiil islemerini gerektiren
neydi? "Agactaki elmayi yemek icin", diyemeyiz!
Akik Yazdı:
Ben insanların bir gün ışık hızında gidecek araç
üreteceklerine inanıyorum Sinan kardeş. Tabi biz bazı yazıları uzamasın
diye kestirmeden yazıyoruz. Rezonans derken kişinin değil, içinde insan
olan aracın rezonansını kastettim. Aktar-ı Semavat ile ilgili ayetleri
incele inşaAllah, orada işaret var bence.
Maddenin isik hizinda gitmesi mümkün degil Akik kardes, bilim adamlari
hangi araci icad ederse etsin, icad edecekleri aracta madde yapisinda
olmali, yoksa seyahat eden kisi seyahat sirasinda neyin icinde duracak?
Madde hizlandikca kütle yogunlugu artacak, isik hizina ulastiralim
dedikce artan kütle yogunlugu yavaslamasina sebep olacak, daha cok
enerji gerekecek, sonsuz kütle yogunlugu sonsuz enerji gerektirir
demektir. Bu imkansiz! Bazi bilim adamlarinin, ki azda degil!, isik
hizinda gitmenin mümkün oldugunu savunmalarina aldanmamak gerek,
kiminin reklam amaci var, kimisinin otoriter sorunu var, kimiside
yillarca okuyup o konuma gelmesine ragmen bilimsel verilerin ötesinde
ve sonuclarin baska türlüsüne imkan vermedigi halde teorilerin
tabaninda kendisini bu hevese kaptirmistir.
Enerji seklinde bir vasita icad edilse bile senin kendi bedenin madde
Akik kardes! Hangi vasitanin icinde olursan ol hizlandiginda ayni
yasalar senin icinde gecerli! Bu yasalarinin kapiyi acip sana ulasmasi
gibi bir zorunlulugu yok, enerji topunun icinde hareket et(farz
ettik!), bu yasalar sana yine engel!
Cözüm nedir? Hizlanmadan, mesafe katletmeden bir yerden bir yere gitmek olabilir.
Bence naklettigin o Ayette isik hizindan ziyade isinlamaya isaret var!
Olsa olsa benim görüsümce teleportasyon, isinlama mümkün olabilir ama insan tasimaciligi icin degil!
Information, yani Bilgi, isik hizindan daha hizlidir görüsünü
savunanlar var, ki bende öyle düsünüyorum, eger bilimsel ispati
kesinlikle yapilirda bu alanda daha cok ilerleme saglanirsa, "madde"
icin mesafeler önemsiz kalacak. Bu görüs ise Kuantum teorisinden
kaynaklandi.
Sen isik hiziyla Aya 1 saniye icinde(380000km/300000=düz hesap 1)
özelligini yitirmeyen bir madde iletirsen, ki sen bu görüsü
savunuyorsun, ben Aya aninda iletebilecegim! Teoride, ileticinin icine
maddeyi koyuyorsun, diger vericide maddeyi sunuyor. Kuantum teorisinde
böyle bir olasiligin kapisi acik ama ne kadar aciktir zaman gösterir.
Bu düsünce bazilarinda zamanda gezginligin mümkün olmasi fikrini
uyandirsada isinlamanin zamanda gezmenlikle hic alakasi yok, sadece
mekan degisimi söz konusu! Isik hiziyla seyahat eden kisi icin zamanda
ileriye yolculuk muhtemeldir, ki buda mümkün degil, sebebi yasalar.
Ayrica ışınlama mümkün olsa bile insanlari bir yerden bir yere
iletebileceklerini ben sanmiyorum, cünkü bir tahta parcasini iletmekle
bir suurlu biolojik yapiyi iletmenin arasinda engin bir fark var. Insan
bedeninin madde birlesimini, bütün bilgileri desifre edip aninda mekan
degistirmek icin uygun hale getirseler bile, suurlu bir varligin madde
özelligini degistirmesi ölüm demektir.
27:39 Cinlerden bir ifrit şöyle dedi: "Sen daha
makamından kalkmadan, onu sana getirebilirim. Ben bunu yapacak güçteyim
ve gerçekten güvenilir biriyim."
27:40 Kendinde Kitap'tan bir ilim olan kişi de şöyle
dedi: "Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm." Derken
Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: "Rabbimin
lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek
istiyor. Esasında, şükreden, kendi lehine şükretmiş olur. Kim de
nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Gani'dir, cömerttir."
Hepsine Selam olsun, Hz. Ibrahim atese atiliyor mucize geregi yanmiyor!
Hz. Yunus denize atiliyor bogulmuyor, baligin karninda mucizevi sekilde
hayatta kaliyor! Ve yukardaki Ayete bakiyoruz bir kisi bir maddeyi göz
yumuncaya kadar getirebiliyor! Sonra iste Aiberg gibi birileri zuhur
edip bunlardan fizik yasalarina göre hisse cikaragi yere paranormal
gerceklerden bahsediyor. Halbuki Allah'in bize vermek istedigi mesaji,
paranormalleri hayatinizda uygulayin degil, bunlardan hayatiniza,
yasadiginiz dünya ortaminin yasasina göre verilen akil nimetini
kullanarak yanmayan elbiseyi icad edin, deniz alti icad edin... ve
belki isinlamada mümkün olacak?
40. Ayetten simdi bizde paranormal hisse cikarirsak yaniliriz.
Insanlarin isik hiziyla veya isinlanarak yolculuk ettigini, evet bizzat
insanlarin, düsünün ne gibi sorunlar dogurur, en cok amerikanin isine
yarar, bir kapidan girer bir kapidan cikarlar. Konu sadece suursuz
madde tasimaciligi olsa, neden olmasin!?
Konuyu güzel bir boyuta tasimamizla beraber bu baslik altinda esas
konuyu fazla dagitmakda istemem. InsaAllah bilim kösesinde bu konuyuda
irdeleriz.
Katılma Tarihi: 29 nisan 2005 Yer: Antarctica Gönderilenler: 357
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Alperen ve Dostlar
Yeryüzünde bizlerden önce yaşayan cinnlerin, bu işi yapmaları mümkün değil mi?
Kan ve Terör eylemlerinde belki de onların icraatları vardı! et-kemik-kan bahsinden gidelim! onları zaten göremiyorken, onların kanlarını, etlerini, kemiklerini nasıl görebiliriz?
Elçiler süreci ve ahırete dair bilgilerinin olması da gayet doğaldır! bize bildirilen bilgiler, aynen onlara da bildirilmişti! yani, sınav ortamı dünya yaşamı ve ahırete ait olan hesap günü, cennet ve cehennem bilgileri, tekrardan dirilme olayını zaten onların önceden bilmeleri gerekiyor!
Allah'ımızın sünneti, aynen onlara olduğu gibi, bizlere de geçerlidir şeklinde düşünmekteyim. Kısaca, dünya kazanının sınava tabi elemanları olarak; Cinnler ve İnsanlar olarak bizler varız..
Cennette olan iblis için ise, şöyle olması ihtimal dahilinde! onun bir dünya başarısı oldu ve o da ödül olarak cennete alındı!
Dünya tecrübesinden dolayıdır ki, cinsel teması-çoğalmayı, dünya sonu ahıreti yada dirilmeyi bilmesi bu bağlamdan idi.
İşin ilginç olan tarafı şu geliyor bana! cennette dahi sınav her an olabiliyor! Kıyamet ve dirilme gününe kadar mühlet de aldığına göre, şunu görüyoruz: iblis ölmeden cennete alınmış bir başarım sahibi bir ben-lik idi ve cinnlerden idi.
O halde kimler cennete alınır hem de hayatta iken ?
Onun öyle bir azma ve şımarma içerisinde olduğu ortada ki! şöyle diyor: "beni azdırmana yemin olsun ki" belki de dağlar gibi isyancıları telef etmiş bir başarılı-mağrur kumandan idi yahutta bir superdjinn idi.
Kendinin bir halt olduğunu sanmaya başlaması onun afeti oldu belkide.. Yani, Allah'ın kendisine minnet duymasını bekler bir muzaffer edanın sahibi olup çıkmıştı bu adamımız! kimbilir?
Elbette ki Rabbimiz bilendir ve her hükmünde bir hikmet vardır! bizlerin bilgisi de onun bildirdiklerinden başkası değildir!.
Akik dostumun kulakları çınlamıştır :) bu konuları etraflıca tartışmış idik bir hayli zaman önce.. Bu konularda çok bilgili olduğunu görmüştüm ve ne gereği var? boşver gitsin bile demiştim :) ama, karşınıza çıkıveriyor işte bu olayda olduğu gibi..
Meleklere iman etmemiz bizlere iman esaslarından olarak emirlenmektedir!
Fakat, cinnlere iman etmemiz emirlenmemiştir niçin?
Cevabı açıktır: Teknoloji ile onları görünür kılacağız!. Onların da aynen bizim gibi! hevalarına tabi olma veya Allah'a isyan etme gibi bir lüksleri var-dır! <:oo (ne dedimse!)
Cinnlere mü'min olan birilerinden daha önceleri bahs etmiştim!
Bu konu ayet ile sabittir dostlar.. Hesap gününden bir sahne idi!..
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam.
Alperen, HanifUlus, yorumlariniz icin sagolun arkadaslar.
Bence melekler konusunda, Alperenin yorumu uygun geliyor, birtakim
bilgiye sahip olabilmisler dersek, Meleklerin neden o sekilde aciklama
yaptiklarinida bu sekilde yorumlayabiliriz.
HanifUlus, Iblisin o basariya nasil ulastigini ne sekilde
aciklayacagiz? Ve nedense sadece Iblis. Cinler dünyada bir sekilde
hayat sürüyor, ama aralarindan birisi senin deyiminle ölmeden önce!
özel bir konuma erisiyor. Allah bunu yapmaya elbetteki kadirdir, ama bu
konudaki bu görüs Yaratanin ilkeleri ile ne kadar bagdasir? Bu
düsünceyi tamamlarsak, bu durumda basarinin aksini saglayan cinlerde
ölmeden evvel adalet geregi cehenneme gitmesi gerekmezmiydi? Yani
Iblis'in üstün basarisinin zittini aynalayan bir cinde ters bir konuma
düserdi.
Katılma Tarihi: 25 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Dostlar
Selam Sinan Kardeş. Dostum özür dilemen beni beni üzdü yaw. Bence ortada özür dileyecek kkonu yok. Hepimiz en azından din kardeşiyiz. Neyse son olarak, buraya Kur'anla yeni tanışanlarında geldiğini düşünerek ayet paste etmek istiyorum. Bence insanlar & cinler arasında: iman konusunda, nefs konusunda, yeme-içme, evlilik-nesil-çoğalma, işitme-konuşma, muhakeme, amele göre, cennete veya cehenneme gitme-elçiye iman-Kur'ana iman,........vs oldukça fazla ve can alıcı ortak nokta var...fark sadece tek yönle var ki onu söylemeye gerek yok üzerinde çok tatışıldı::::::::::::
13- "Doğrusu biz o hidayet rehberini dinlediğimizde ona iman ettik. Kim Rabbine inanırsa, ne hakkının eksik verilmesinden korkar, ne de kendisine kötülük edilmesinden."
23- "Benim yapabileceğim, sadece Allah'tan size duyuru yapmak ve O'nun elçilik görevlerini yerine getirmektir." Artık kim Allah'a ve onun elçisine baş kaldırırsa, ona içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır.
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sagol gardas!, Allah razi olsun.
Aslinda beni bu sorulara iten neden, öncelikle Ayetleri
karsilastirmamdan ileri geldi. Dahasi, bu konulara en cok yatkin olan
Ateistlerdir, onlarin sorularina karsilik ben ne sekilde Dinimi,
inancimi savunabilirim diyerekten mantikli cevaplar arayisi icindeyim,
inancsiz insanlarin yazilarindan da dogruya ulasmak adina
yararlaniyorum; bazi Ateistler bu yaratilis mevzusu su ile
derinlemesine ilgilenmisler, sapkin aciklamalari olsada sorular ilginc!
Sanirim benden baska bir kac arkadasda bu basligi ilgi ile takip ediyor bu sorulari kendisine sormustur.
Herkesi ve her soruya yönelik tatmin edici cevaplar bulabilecegimizi
zannetmiyor, ama umuyorum. InsaAllah akil nimeti ile Allah'in nasip
etmesiyle bazi sorulara tatmin edici cevaplar bulacagiz.
Gönüllerimiz hos olsun, Allah bizleri bu yoldan saptirmasin
Katılma Tarihi: 29 nisan 2005 Yer: Antarctica Gönderilenler: 357
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Sinan ve Dostlar
26- O bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz.
27- Ancak seçtiği elçiye açar. Çünkü onun önünden ve ardından gözetleyiciler salar.
(X)-Burada, tekil bir elçi ifadesi geçmektedir! veya her bir seçilmiş olan elçi-lere şeklinde de anlaşılabilir! pekiyi, bu "sır"dan sayılan ilmi bilgi(ğayb) nasıl olup da, Rabbimizin huzurunda olan meleklerin(uluorta) suallerine sözkonusu edilebilir! yahutta meleklerin buna muttali olduklarına dair bir hükmü nasıl çıkarabiliyorsunuz? yanında olan melekler müstesna denilse idi! o halde biz de aynı şekilde bir görüşe sahip bulunabilirdik! şüphesiz meleklerden de elçiler seçmiştir, ama o seçilen elçi yine tekil!(ğayb hk.) yani cemaat halinde böyle bir endişe ortaya koymalarının başka bir nedeni veya bilgisi olmalıdır herhalde...
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Hanif Dostum.
Peki o halde biz bu olayi ne sekilde yorumlayacagiz, siz diyorsunuz ki
Meleklerin tanik olduklari vâka cinlerin kendi aralarindaki bozgunluk
hadisesi idi.
Cinlerin esas yapisi ne sekildedir? Bilmiyoruz ki. Biz susuyoruz,
acikiyoruz, bir takim dogal zaaflarimiz, gereksimlerimiz var, muhakkak
ki cinlerinde bu tür gereksimleri vardir ama aynen bizim gibi olacagini
hangi dayanakla delillendirebilirizki? Onlari görmüyor olmamiz onlarin
örnegin sivi özellikte yapiya sahip olduklari kanisina götürmemeli.
Cinlerin disileri aynen Insan disisi gibi ayni/benzer sekilde dogurdugu
sonucuna nasil varabiliriz? Muhakkak ki ürüyorlar, ama her yaratik
türünün genelde kendine has bir gelisimi üremesi var. Memelilerin ki
farkli, böceklerin ki farkli, bitkilerin ki farkli. Elbetteki Cinlerin
erkegi disisi gelisimi vardir ama ne sekilde oldugunu ben bilmiyorum.
Hz. Süleymanin emrine amade edilmislerdi, disardan algilayana insan
seklinde olabilirler, ama siz onlardan birine o sira bicak saplasaniz
kan akacakmiydi dersiniz? Ben akmazdi saniyorum.
Örnegin su normal sartlarda yine sudur, ama kaynatirsan buhar olur,
dondurursan buz olur. Cinlerin tabiyati farkli, insan sekline
girebiliyor demek illaki et'e kemige kana sahip oluyor anlamina gelmez
diye düsünüyorum.
Sevgili Hanifulus Allah Meleklere bile vermediği bir imtiyazı basit/sıradan cinlere verir miydi? Cin Suresi ayet 10’dan onların bizim geleceğimiz hakkındaki bilgileri bir şekilde edinebildiklerini görüyoruz. (İnsanlardan bazıları da bir zamanlar bunları dost tutup kahinlik yapıyordu) Ama sonradan cinlerin bu hakları elinden alınmış. (Kahinlik de bu yüzden bitmiş olmalı. Örneğin Hz. Musa zamanındaki kahinlerin isabetli öngörüleri bu bağlamda değerlendirilebilir) Ayetten bunu anlıyoruz. Cinlerde bu özellik var idiyse onların lideri olan İblis’te çok daha fazlası neden olmasın? Neden Meleklerde de bu ilim olmasın?
Meleklerin Bakara 30’daki öngörülerinin, akıl yürütmelerinin kaynağı neydi? Melekler İLİM sahibi varlıklar mıydı? “İlim sahibi olduklarından dolayı değerlendirme yapabiliyorlar” denilebilir mi? Acaba bundan dolayı mı, bu özellikleri sayesinde mi öneri getirebiliyorlar, fikir belirtebiliyorlar? Galiba evet.
Akılı varlıklar olduklarından dolayı bunları yapabiliyorlar ve yanlışlarını gördüklerinde geri adım atabiliyorlar. Akledebiliyorlar ve yorumlayabiliyorlar. Ve tüm bunları belli bir İLİM eşliğinde yapıyorlar. Melekler bize anlatıldığı gibi robot varlıklar değildi demekki.
Konumuzun Bakara 31’le direkt alakası olduğunu sanıyorum. Melekler “senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur” diyorlar. Demek ki Melekler de İLİM sahibi varlıklar.
Ve Bakara 31’in devamında Allah’a “Sen alimsin, hakimsin” diyorlar.
Allah’ın kendilerine bu konuda bir İLİM verdiğini belirtiyorlar ama İLİM SAHİBİ olmak ayrı şey ALİM OLMAK ayrı şey. İlimden nasibin vardır, ilim sahibisindir ama kuşatıcı, engin, aşkın bir durum değildir bu. Alim olan Allah ise her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilir. Bu yüzden -Mutlak Alim- yalnız O’dur.
Bakara 31’den şunu da anlıyoruz: Alimlikle kardeş bir kavram var. O da Hakimlik. İlim Ve Hikmet. İkisi bir bütün. Bilgi sahibi olmak ve o bilgi ile değerlendirme, yorumlama kabiliyetine sahip olmak.
Yalnız bir sorun var. Önce Cin Suresindeki ilgili ayetlere bakalım.
(Cin 8) "Biz göğe gerçekten dokunduk da onu titiz ve güçlü bekçilerle ve kayıp giden ışınlarla/alevlerle doldurulmuş bulduk." Cin 9) "Biz eskiden, onun, dinlemek için oturulan yerlerinde otururduk. Ama şu anda kim dinlemeye kalksa kendisini gözetleyen bir alev/ışık bulur."
(Cin 10) "Doğrusu, bilmiyoruz, yeryüzündeki şuurlulara şer mi istendi, yoksa Rableri onlar için doğru ve güzel olanı mı istemiştir."
Bu ayetlerden anlıyoruz ki Cinler bir zamanlar Rabbimizin bizim hakkımızda “Hayır mı Şer mi dilediğini” bilebilecek bilgilere erişim hakkına sahiplerdi. Sonradan kısıtlandılar. Cinler bu hakka sahip olurlarsa onların lideri olan İblis hele cennette iken, hele daha isyan etmemişken çok daha fazla hakka sahiptir diye düşünüyorum.
Sıkıntı işte burada başlıyor. Bu kadar ilme sahip bir varlık nasıl olur da isyan eder? Kendi geleceği hakkında NET bilgilere sahip olan bir varlık nasıl böyle büyük bir yanlışın içine düşer? Cehenneme gideceğini biliyor, Cehennemin nasıl bir yer olduğunu biliyor ama yine de kibir sergiliyor. Ademi ve oğullarını saptırmaya and içmiş. Ve sonunda o saptırdıklarıyla beraber sonunun çok feci olduğunu, ebedi Cehennemde kalacağını yakinen biliyor. Bizim için gayb olan birçok bilgi onun için gayb değil. Bu durumda, bu konumda, bu vasıfta olan birisi neden, ne sebeple isyan etsin?
Şeytanın isyan sebebi Allah’ın varlığı, birliği, kudreti hakkında değil. Böyle bir neden büyük bir neden olabilirdi. Çok ciddi bir neden sayabilirdik bunu. Ama İblisin bu konudaki nedeni “kendisini Adem’den üstün görmesi”. Şeytanın öne sürdüğü bu –neden- çok basit bir –neden- değil mi?
Sen Allah’ı karşına almış olacaksın. Ona düşman olmuş olacaksın. Ebedi cehennemi hak etmiş olacaksın. Bunları çok iyi bilmiş olacaksın ama diyeceksin ki “ben ademden üstünüm”. Bu tavrı sergilemeye, bu sonu hak etmeye değecek bir neden mi bu?
Bu öne sürülen neden sizce de “kıytırık” bir neden gibi durmuyor mu? Yoksa işin içinde başka işler mi var? Siz ne dersiniz dostlar?
Katılma Tarihi: 29 nisan 2005 Yer: Antarctica Gönderilenler: 357
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Sinan-Alperen ve Dostlar
Onların dinleme ile bir halt öğrendiklerini nasıl iddia edebiliriz ? Allah'ın ilmi dışından olmak üzere, onların neyi dinlemek ile bilebileceklerini sanmaktayız? Olsa olsa "CNNRT FM"dir dinledikleri :)
Hz Süleyman kıssasındaki geçen dabbet-ul erd efendi de mi bizlere bir şey anlatamıyor dostlar ?
Orada cinnlerin ğayba ait bir halt bilmedikleri sadece yalan ve dolan ile bunu götürdükleri sanıyoruz ki anlaşılıyor!
Hatta, onların(cinn) Allah hakkında atılan iftiralara(iblis ve ins) kolayca inandıkları anlaşılıyor!
Meleklerle Adem SvS'ın karşılıklı sınavlarında, Adem SvS'ın onları mat ettiğini görmekteyiz! Eşyanın ismini bilmeyen herhangi bir yaratılmışlık örneğinin, bilim yapmasını beklemek de yanlış bir beklentidir.
Şimdi iyi düşünelim!!! ALLAH C.C, NİÇİN ADEM'E SECDE EDİLMESİNİ EMİR BUYURDU ?
DEMEK Kİ ADEM'E(SvS), NE? ÜSTÜNLÜKLER VERDİ Kİ(?) ONUN TESCİL VE KABULÜ İÇİN, DİĞER BİLİNÇLERDEN, EMİR İLE BOYUN EĞMELERİNİ MURÂD BUYURDU...
O halde bizlere düşen de, kendi gerçeğimizi keşf ile ortaya çıkarmaktır. Kendini keşf eden elbette ki Rabbini de bulup hakkı ile iman edecektir. Sen Rabbine secde ettikçe göreceksin ki! herşey sana musahhar kılınmış ve adeta sana secde eder bir vaziyettedir. Hal dilinden de mi anlamıyoruz dostlar ? görünen herşeye müdaha eden bizlere, müdahale ettiklerimizin secde halinde oldukları ortada değil mi?
Dünyayı bile bozuyorsun loo imansız ins! dünya bile secde etmekte sana!.. Niçin Rabbine hamd ile şükr etmezsin ha'la ?
Çaresizlikten dolayı(Ademoğulları); mükemmelliği tatmış olan Adem SvS Babamızdan ve Havva Anamızdan bizlere geçen "cennet geni"(attım) nedeniyle bizler de bu mükemmelliğe ulaşmak adına(bilinçsizce) daima en mükemmele koşar bir yarış içerisindeyizdir. Ve içimizdeki özlem! hep o cennet adlı yurda ait olup, bulunduğumuz mekanları, yaşadığımız dünyayı, hep o güzel cennete benzetmek azminin kaynağının bu mirastan dolayı olduğu şeklinde düşünmekteyim.
["Cinlerin esas yapisi ne sekildedir? Bilmiyoruz ki. Biz susuyoruz, acikiyoruz, bir takim dogal zaaflarimiz, gereksimlerimiz var, muhakkak ki cinlerinde bu tür gereksimleri vardir ama aynen bizim gibi olacagini hangi dayanakla delillendirebilirizki? Onlari görmüyor olmamiz onlarin örnegin sivi özellikte yapiya sahip olduklari kanisina götürmemeli. Cinlerin disileri aynen Insan disisi gibi ayni/benzer sekilde dogurdugu sonucuna nasil varabiliriz? Muhakkak ki ürüyorlar, ama her yaratik türünün genelde kendine has bir gelisimi üremesi var. Memelilerin ki farkli, böceklerin ki farkli, bitkilerin ki farkli. Elbetteki Cinlerin erkegi disisi gelisimi vardir ama ne sekilde oldugunu ben bilmiyorum"].
Cinnlerin etinden-kemiğinden-kanından bizlere ne diyesim geliyor! Şöyle bir açılım yapalım o halde; bizler yani topraktan yaratılanların ana beslenme kaynağı olarak toprağa bağımlıyız diyelim! topraktan yetişen gıdalar, ana besinlerimizi oluşturmakta ve su da en önemli hayati besinlerden birisidir bizler için, oksijene de muhtacızdır. Eğer cinnler dünya dışında, doğal donanımları ile kalabiliyorlarsa! anaerobic bir karakterdedirler diye de düşünebiliriz! ateşten(enerji) yaratıldılar ise, ateş veya enerji türevlerinden birileri ile şarj(doyma) oluyorlar demektir. Dünyaya ait canlılardan olmaları nedeniyle, suya muhtaç olmalıdırlar şeklinde aklıma geliyor(!). Doğrusunu Allah C.C bilir!..
Allah C.C, şeytanları dost edinmeyin diye defalarca bizlere emr buyurmaktadır. Aynı benzer bilinç kulvarında olmamız ve de onları göremememiz! üstelik de onların bizleri görmeleri! denk olmayan bir durumu bizlere anlatmaktadır. İşte onları(cinn) havalandıran ana sebep de bu olmalıdır herhalde! uçup kaçmalarının dışında elbette! :)
Hz Süleymana verilen yetkiler(ilim-hikmet) bağlamında, onun emri altında azab seviyesinde çalıştırıldıklarını görmekteyiz. Onları gören ve hükmeden bir "Süleyman SvS" örneği vardır karşımızda! diğer insanların da, bu çalışan cinnleri daimi olarak gördükleri ihtimalini şahsen zayıf buluyorum veya Hz Süleyman onları daimi görünür bir pozisyonda tuttu da, onlar(cinn) için bu işlem azab ve zillet boyutunda hissedildi!
Cinnlere inanmak, bizler için imanî konu(amentû) olarak dikte edilmemiştir! görülecektir ki, Ademoğullarınca bir zaman sonra bu bilinç sahibi olan havalı-hevalı kardeşlerimiz de görünür kılınacaklardır. Eşyanın isimlerini babamıza öğreten Rabbimize, sonsuz ve sayısız hamd ile şükürler olsun!
Selam sana ey! Es Selam olan Allah'ımız..
EuzüBillahi min eşşeytanirracim ve BismillahirRahmanirRahiym
[017.036] [TK] "Hakkında bilgin(ilim) olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur".
[031.033] [X0] "Ey insanlar, Rabb'inizden korkup-sakının ve öyle bir günün azabından çekinip-korkun ki, (o gün hiç) bir baba, çocuğu için bir karşılık veremez ve (hiç) bir çocuk da babası için bir şeyi verebilici değildir. Hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır. Artık dünya hayatı sizi aldatmaya sürüklemesin ve aldatıcı(mağrur şeytan ve hizbi) da sizi Allah ile aldatmasın!".
[035.005] [X0] Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır, öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın ve aldatıcı(mağrur şeytan ve hizbi) da, sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak) aldatmasın!".
[057.014] [TK] (Münafıklar) Onlara seslenirler: «Biz sizlerle birlikte değil miydik?» Derler ki: «Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz; (Allah'a ve İslâm'a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp-aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldatıcı da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak, hatta masumca bizden görünerek) aldatmış oldu!.»
["Sen Allah’ı karşına almış olacaksın. Ona düşman olmuş olacaksın. Ebedi cehennemi hak etmiş olacaksın. Bunları çok iyi bilmiş olacaksın ama diyeceksin ki “ben ademden üstünüm”. Bu tavrı sergilemeye, bu sonu hak etmeye değecek bir neden mi bu?
Bu öne sürülen neden sizce de “kıytırık” bir neden gibi durmuyor mu? Yoksa işin içinde başka işler mi var? Siz ne dersiniz dostlar?"]
Ava giderken av olmak da var! :)))))))))))
Hiç şüpheniz olmasın, melekleri mat eden Adem! cinnlerin hakkından da gelmesini bilecektir!.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma