HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Yeni Çıkan Mehdiler, Resuller Köşesi
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Yeni Çıkan Mehdiler, Resuller Köşesi
Konu Konu: hanifeler Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
abdulah
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 19 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 21
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı abdulah

ismi azam

Ferdün,hayyün,kayyum,hakemün,adlün,kuddüsün

bu altı isim bir kağıtta yazılı olarak Cebrail A.s Hz. Alinin kucağına atmış

yok vahymidir

yok peygambermidir

neden şöyle değil böyle

kuranda varmı dinde varmı

soruları çoğalt nurcuları tekfir et

el insaf

cevabının bilmediğin sorularla tekfir et.

ebu cehil soruyor peygamberlik neden bana yada filana gelmedi

bir yetime geldi.........diyor sonra inkar ediyor.

cahil mantığı

sorular cevapsız kalırsa seni haklı çıkarmaz

1400 senedir bütün ümmetin günde 5 defa kılaması gereken

namazın nasıl kılınacağı kuranda varmıdır .Sor bakalım hocalarına ne diyecekler

E çocuklar bizde onu diyoz namaz yokmu diyorlar...........

nerde geçiyor

sanki rivayetleri  delil olarak kabul ediyorsunda birde soruyorsun

sanki bütün rivayetleri  biliyorsun

sanki şia her ne ne söylerse söylesin yalan

tabiki Alemin en doğrusu da sizsiniz

benim söylediklerimin hakmı batılmı olduğuna bakmadan 

 beni tekfir etmek için hazır bekleyenler var

bakara 248 de talut peygamber olmadığı halde meleklerin tağıdığı

sekine bulunan tabut .............meselesi sorunuzu kökünden halleder.

kuran konusunda ne kadar sathi  olduğunuzu gösterir.

Hz . meryem peygamber değildir.

meleklerle görüştüğü kuranda var.............

Musa. as. annesine olan ilham kuranda geçer

bedirde melaiklerin yardıma geldiğini kuran söylüyor

rivayetlerde müşriklerin ,sahabelerin gördüğü söylenmiş

cebrail as. mı sahabeler görürlermiş.

harut marut meselesi

lut kavminin melekleri görmesi kuranda var

uzatmaya gerek yok

lafın hepsi aptala söylenirmiş.

arife bir işaret kafi..........

alıntı yaptığın kitabın yazarı diyorki

bu çalışmamla

ben bir ordunun atının ayağındaki nalın düşen çivisini çakmaya çalıştım

 

yazar sanki risalei nurun reklamını yapmış.

Said nursinin ilminin vehbi olup kesbi olmadığını

ilhama mazhar  olduğunu

sadık rüyaların tebşiratını

tevafukun işaretini

kuranın ebcedle işaretlerini yazmış.

risalelerin makbuliyetini risalei nurun haricindeki kitaplarla isbat etmiş

eski kitaplardan bu kadar ayrıntıyı şahsen ben toplayamazdım.

Ehli sünnet ilhmıda bilir

tevafuk ve işaratıda bilir

ebcedide bilir,ehli olana itimad eder muhyiddin arabi gibi,gazali gibi

ulumu imaniyede risalelerle iktifa ediyorum.

iman ilimlerinde bir kitap yazabilirmisiniz.

yazında birde sizin boyunuzu görelim

said nursinin boyunu gördüm.

 

 

 

 

 



__________________
insan bilmediği şeyin düşmanıdır.
Yukarı dön Göster abdulah's Profil Diğer Mesajlarını Ara: abdulah
 
ebuzer
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 18 mart 2006
Yer: Fiji
Gönderilenler: 244
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebuzer

Selam abdullah kardeş,niyetim seni incitmek değildir.

'''''Ferdün,hayyün,kayyum,hakemün,adlün,kuddüsün

bu altı isim bir kağıtta yazılı olarak Cebrail A.s Hz. Alinin kucağına atmış

yok vahymidir

yok peygambermidir

neden şöyle değil böyle

kuranda varmı dinde varmı

soruları çoğalt nurcuları tekfir et

el insaf'''''' demişsin ....

Peki bu haberin kaynağını biliyormusun.Anlaşılan 8 .9. sayfalar bi göz atmamışsın.Buraya alıntılamak istemedim çünkü uzun.Sadece bu haberin kaynağını vereyim dedim .Aşağıda

 

Hz. Ali’nin Nurani Hilkati ve

Hz. Peygamber’le Ortaklığı

Yaratılışın gerçek anlamı ve nuraniyeti açısından Hz. Ali (a.s) diğerlerinden daha üstün ve önceliklidir. Nitekim Ahmed bin Hanbel değerli kitabı Müsned’de, Mir Seyyid Ali Hemedani Meveddet’ul- Kurba’da, İbn-i Meğazili Şafii Menakıp’ta, Muhammed bin Talha Metalib’us- Süul’da Peygamber (s.a.a)’den şöyle buyurduğunu nakletmektedirler:

“Ben ve Ali Adem yaratılmadan on dört bin yıl önce, Allah’ın kudret elinde bir nurduk; Allah-u Teala Adem’i yaratınca bu nuru Adem’in sulbünde karar kıldı. Abdulmuttalib’e kadar tek nur idik; Abdulmuttalib’in sulbüne gelince bende nübüvveti, Ali’de ise hilafeti karar kıldı.”

Mir Seyyid Ali Hemedani Meveddet’ul- Kurba’nın 8. Meved-de’sini şu ibarelerle bu konuya özgün kılmıştır: “Sekizinci Mevedde Resulullah ile Ali’nin bir nurdan olduğu ve Ali’ye verilen özelliklerin insanlardan hiç kimseye verilmediği hususundadır.”

Bu Mevedde’de nakletmiş olduğu rivayetlerden birinde (İbn-i Meğazili de rivayet etmektedir ) üçüncü halife Osman bin Affan Resulullah (s.a.a)’in şöyle buyruğunu rivayet etmektedir:

“Ben ve Ali Adem yaratılmadan 1400 yıl önce bir nur idik, Allah-u Teala Adem’i yaratınca bu nuru Adem’in sulbünde karar kıldı. Abdulmuttalib’e kadar tek nur idik, Abdulmuttalib’in sulbüne gelince bende nübüvveti, Ali’de ise hilafeti karar kıldı.”

Bir başka hadiste ise Peygamber (s.a.a)’in bu sözlerden sonra Hz. Ali’ye hitaben şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

“Ya Ali! Nübüvvet ve risalet bendedir; vesayet ve imamet ise sendedir.”

Bu rivayeti İbn-i Hadid de Nehc’ul- Belağa Şerhi’nin c. 2, s. 450’sinde Firdevs kitabının sahibinden rivayet etmektedir. Şeyh Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde’nin 1. babında Cem’ul- Fevaid, Fezail-i İbn-i Meğazili, Firdevs-i Deylemi, Feraid’us- Simtayn-i Himvini ve Menakıb-i Harezmi’den az bir kelime farklılığıyla, Peygamber (s.a.a) ile Ali (a.s)’ın nurani yaratılışlarının, varlıkların yaratılmasından binlerce yıl önce gerçekleştiğini nakletmektedir.

Bu rivayete göre her ikisi de Abdulmuttalib’in sulbüne kadar tek nur imişler, orada ayrılıyorlar; yarısı Abdullah’ın sulbüne geçerek Hz. Peygamber (s.a.a) vücuda geliyor, diğer yarısı ise Ebu Talib (r.a)’in sulbüne geçerek Hz. Ali (a.s) vücuda geliyor. Hz. Peygamber (s.a.a) nübüvvet ve risalet için, Hz. Ali (a.s) ise imamet, hilafet ve vesayet için seçiliyorlar. Nitekim nakledilmiş olan hadislerde de Peygamber (s.a.a) bunu bizzat buyurmuştur.

Harezmi Menakıb’ın 14., Maktel’ul- Hüseyn’nin ise 4. faslında, Sibt bin Cevzi Tezkire’nin 28. sayfasında, İbn-i Sabbağ Fusul’ul- Muhimme’de, Muhammed bin Yusuf ise Kifayet’ut- Talib’in 87. babında müsned olarak Şam Muhaddisi ile Irak Muhaddisi’nden, Ayrıca Mucem-i Taberani’den kendi senetleriyle nakletmiş olduğu beş rivayette Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

“Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık, birlikteydik, Abdulmuttalib’in sulbünde ayrıldık.”

Bu rivayetlerin yüce manalı ve faydalı olmasına rağmen çok uzun olduğundan dolayı tümünü zikretmekten sakınıyorum. (İsteyenler o kitaplara müracaat etsinler).

Bu hadisin ibare ve lafız farklılıkları, Peygamber (s.a.a)’in bir mecliste buyurup da ravilerin farklı nakletmesinden değil; farklı mekanlarda farklı tabirlerle beyan etmesinden olabilir. Bu, rivayetin kendisinden daha iyi anlaşılmaktadır.

 



__________________
HAKİKATİ NERDE BULURSAN AL..
Yukarı dön Göster ebuzer's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebuzer
 
ebuzer
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 18 mart 2006
Yer: Fiji
Gönderilenler: 244
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebuzer

Hz. Ali Gayp İlmini, Kur’ân’nın Zahir

ve Batınını Biliyordu

Davetçi: Benim dediklerime dikkat etmiyorsunuz. Daha önce de beyan etmiş olduğum; “O bütün görülmeyenleri bilir. Sırlarına kimseyi muttali kılmaz; ancak, (bildirmeyi) dilediği Peygamber bunun dışındadır.” hükmü gereği Peygamber (s.a.a), Allah’ın razı olduğu ve seçtiği bir kimsedir. Peygamber (s.a.a)’in gözünden o perde kaldırılmış ve kendisine gaybi ilimler verilmiştir. Dolayısıyla Peygamber (s.a.a), kendisine verilen bu gayb ilmi ve gücüyle bütün işlerin gerçeğini biliyordu. Şii ve Sünni alimlerin ittifaken kabul etmiş olduğu üzere de Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

“Ben ilmin şehriyim; Ali de onun kapısıdır.”

İşte bu ilim şehrinde var olan bütün ilimlerden, ilim kapısı olan Hz. Ali vasıtasıyla istifada edilebilir. Dolayısıyla Ali (a.s) da sırları ve zahiri bildiği gibi batını da biliyordu. Çünkü Ehl-i Beyt (a.s)’ın ilminin temeli Kur’ân’dır. Kur’ân ilimlerinin zahir ve batınını Peygamber (s.a.a)’den sonra bilen Hz. Ali (a.s )’dır. Nitekim kendi alimleriniz de bunu açıkça tasdik etmişlerdir. Örneğin:

Hafız Ebu Naim İsfahani, Hilyet’ul- Evliya c. 1, s. 65’de, Muhammed bin Yusuf, Kifayet’ut- Talib’in 74. babında ve Süleyman Belhi, Yenabi’ul- Mevedde’nin 14. babının zımnında s. 74’de, Fasl’ul- Hitab’dan müsned olarak Abdullah bin Mes’ud’dan şöyle rivayet etmektedir: “Kur’ân yedi harf üzere nazil olmuştur. Her harfin bir zahiri, bir de batını vardır. Zahir ve batın ilmi ise Hz. Ali (a.s)’ın nezdindedir.”



__________________
HAKİKATİ NERDE BULURSAN AL..
Yukarı dön Göster ebuzer's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebuzer
 
ebuzer
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 18 mart 2006
Yer: Fiji
Gönderilenler: 244
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebuzer

Cebrail’in, Resulullah’ın Vasisi Emir’ul- Muminin Ali İçin Mühürlenmiş Kitap Getirmesi

Peygamber (s.a.a) vasıtasıyla Ali (a.s)’a ulaşan feyiz yollarından biri de Cebrail’in Hz. Ali için getirdiği mühürlenmiş kitaptır. Nitekim her iki fırkanın kabul ettiği muhakkık Ebu’l- Hasan Ali bin Hüseyin el-Mes’udi, İsbat’ul- Vasiyye s. 92’de özetle şöyle rivayet etmektedir: “Allah-u Teala gökten yazılı bir kitap indirdi. Cebrail bu kitabı emin meleklerle Peygamber (s.a.a)’e indirdi. Cebrail Peygamber (s.a.a)’in yanına varınca şöyle arz etti:

“ Vasin dışında mecliste olan herkes, vasiyet kitabını size takdim etmem için dışarı çıksın.”

Peygamber (s.a.a) Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin (a.s) dışında herkese dışarı çıkmasını emretti. Cebrail daha sonra şöyle dedi:

“Ya Resulullah, Allah’ın sana selamı var; buyuruyor ki: “Bu seninle anlaştığım ve meleklerin de tanıklık etmiş olduğu bir anlaşmadır. Allah da şahit olarak yeter.”

Bunu duyan Peygamber (s.a.a) titreyerek şöyle buyurdu:

“O Selam’dır, selam O’ndandır ve selam O’na döner.”

Sonra o kitabı Cebrail’den aldı, Hz. Ali’ye verdi. Okuduktan sonra şöyle buyurdu: “Bu Rabbimin bana gönderdiği bir anlaşmadır ve O’nun bir emanetidir. Ben de O’nun mesajının hakkını eda ettim.”

Bunun üzerine Hz. Ali (a.s ) da şöyle dedi:

“Annem babam sana feda olsun. Ben de buyurduklarının doğruluğuna, nasihatlerine ve tebliğine tanıklık ediyorum. Buna kulağım, gözüm, etim ve kanım da şahadet etmektedir.”

Peygamber (s.a.a), Ali (a.s)’a şöyle buyurdu:

“Bu Allah’tan gelen bir vasiyetimdir. Onu benden kabul et. Allah-u Teala için zamanet et. Ona vefalı olmak benim görevimdir.”

Hz. Ali (a.s) şöyle arz etti: “Zamanet etmeyi kabul ediyorum ve Allah-u Teala da bana yardım edecektir.”

O kitapta Hz. Ali (a.s)’a şöyle şart koşulmuştu:

“Allah’ın dostlarıyla dost olmak, Allah’ın düşmanlarıyla düşman olmak ve onlardan beri olmak, zulme, gazaba, hakkının alınmasına, humusuna el konmasına, hürmetinin çiğnenmesine ve sakalının başının kanıyla boyanmasına karşı sabretmek.”

Hz. Ali (a.s) şöyle dedi:

“Kabul ettim, razı oldum. Eğer hürmetimi çiğnerlerse sünneti tatil eder, kitabın hükümlerini yok eder, Kabe’yi bozar ve sakalımı başımın kanıyla boyalarsa yine de sabredeceğim.”

Ardından Cebrail, Mikail ve mukarrep melekleri Hz. Ali (a.s)’a şahit tuttu. Hz. Ali (a.s)’a bildirdiğini Hasan, Hüseyin ve Fatıma’ya da bildirdi. Bütün olayları onlara da aktardı. Daha sonra ateş görmemiş altın mühürlerle o vasiyet nameyi mühürleyip Ali (a.s)’a verdi. Bu vasiyetnamede Allah’ın ve Resulullah (s.a.a)’in sünnetleri, muhaliflere, dini değiştirenlere ve emirleri tahrif edenlere muhalefet, istisnasız her şey ve bütün olaylar yazılıydı. Resulullah (s.a.a) ile Ali arasında bir sırdı. Nitekim Kur’ân da bu konuda açıkça, “...Her şeyi apaçık bir İmam’da (Ali bin Ebi Talib’de) toplamışız.” diye buyurmaktadır.”

Özetle Hz. Ali (a.s) ve O’nun soyundan gelen temiz İmamlar her şeylerini Peygamber (s.a.a)’den aldılar. Peygamber (s.a.a)’in bütün ilimleri onlardaydı. Aksi takdirde Ali (a.s)’ı ilim kapısı olarak tanıtmaz ve ilim öğrenmek için Ali (a.s)’ın kapısına gidilmesini emretmezdi.

Eğer Hz. Ali (a.s) bütün yüce ilimlere sahip olmasaydı, dost ve düşman karşısında; “Beni kaybetmeden istediğiniz her şeyi sorun.” diye feryat etmezdi.

Şii ve Sünni ittifak etmiştir ki Hz. Ali (a.s) dışında hiç kimse “İstediğinizi bana sorun” diye feryat etmemiştir. Bu makam Hz. Ali (a.s)’a özgü bir makamdı. İnsanların zahir ve batın ilimleri hakkındaki tüm sorulara cevaplar vermiştir. Hz. Ali (a.s) dışında böyle bir iddiada bulunanlar rezil olmuşlardır.

Nitekim Hafız bin Abdulbirr Endülisi, İstiab fi Ma’rifet’il-Ashab kitabında şöyle diyor: “Beni kaybetmeden sorun” sözünü iftira ve yalancılar dışında hiç kimse söylememiştir.”

Nitekim Ebu’l- Abbas Ahmed bin Hallakan eş-Şafii Vefeyat’ta, Hatip Bağdadi ise Tarih c. 13, s. 163’de şöyle rivayet etmişlerdir: “Ehl-i Sünnet alimlerinden Mukatil bin Süleyman; “Arşın altındaki her şeyi bana sorun” diye halka seslendi.

Bir şahıs kalkıp şu soruyu sordu: “Hz. Adem hac ettikten sonra saçını kısaltmak isteyince onu kim tıraş etti?”

Mukatil düşüncelere daldı cevap veremedi ve sustu. Başka biri de şunu sordu: “Karınca, yemekleri bağırsakları vasıtasıyla mı hazmediyor yoksa başka bir organıyla mı? Eğer bağırsakları vasıtasıyla hazmediyorsa bağırsakları bedeninin neresindedir?”

Mukatil yine şaşkınlık içinde kaldı, mecburen şöyle dedi: “Allah-u Teala bu soruları gönlünüze attı ki ilmimin fazlalığı sebebiyle kibre kapıldığım ve haddimi aştığım için beni rezil etsin.”

Şüphesiz bu iddiayı her türlü soruya cevap verecek kimseler yapmalıdır. Dolayısıyla ümmet arasında Hz. Ali (a.s) dışında bu makama sahip hiç kimse yoktu. Hz. Ali (a.s) Peygamber (s.a.a)’in ilim kapısı olduğu için, o da Peygamber (s.a.a) gibi işlerin zahir ve batınını, ilk ve son ilimleri biliyordu. “Beni kaybetmeden sorun” diye feryat ediyordu. Sorulan bütün sorulara kolayca cevap veriyordu. Şimdi vaktimiz olmadığı için hepsini aktaramıyoruz. Sahabeden hiç kimse Hz. Ali (a.s) dışında böyle dememiştir.

Nitekim imam Ahmed bin Hanbel, Müsned’de, Harezmi, Menakıb’da, Hace Kelan Hanefi Yenabi’ul- Mevedde’de, Beğevi, Mucem’de, Taberi, Riyaz’un- Nazre, c. 2, s. 198’de ve İbn-i Hacer Savaik s. 76’da Said bin Museyyib’den şöyle rivayet etmekteler:

“Hz. Ali dışında hiçbir sahabe; “Bana sorun” dememiştir.



__________________
HAKİKATİ NERDE BULURSAN AL..
Yukarı dön Göster ebuzer's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebuzer
 
ebuzer
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 18 mart 2006
Yer: Fiji
Gönderilenler: 244
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebuzer

Hz. Ali’nin “Bana Sorun” Sözü Hususunda Ehl-i Sünnet Hadisleri

Hakeza İbn-i Kesir Tefsir, c. 4’de, İbn-i Abdulbirr, İstiab’da, Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde’de, Harezmi, Menakıb’da, imam Ahmed Müsned’de, Himvini, Feraid’de, İbn-i Talha, Durr’ul- Manzum’da, Mir Seyyid Şafii, Meveddet’ul- Kurba’da, Hafız Ebu Naim İsfahani, Hilyet’ul- Evliya’da, Muhammed bin Talha, Metalib’us- Süul’de, İbn-i Ebi’l-Hadid, Nehc’ul- Belağa Şerhi’nde ve diğer alimleriniz kendi kitaplarında farklı tabirlerle değişik yerlerde Amir bin Vasile, İbn-i Abbas, Ebu Said Bahteri, Enes bin Malik ve Abdullah bin Mes’ud’dan Hz. Ali (a.s)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:

“Ey insanlar, beni kaybetmeden bana sorun, şu kalbimde her şeyin ilmi vardır. Bana sorun. Bende ilklerin ve sonların ilimi vardır.”

Ebu Davud Sünen s. 356’da, imam Ahmed bin Hanbel Müsned c. 1, s. 278’de, Buhari, Sahih, c. 1, s. 46’da ve c. 10, s. 241’de müsned olarak Hz. Ali (a.s)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir; “Bana istediğiniz şeyi sorun. Bana sorduğunuz her şeyin cevabını veririm.”

Şeyh Süleyman Belhi, Yenabi’ul- Mevedde 14. Bab’ın zımnında s. 74’de Harezmi’den ve Himvini kendi senediyle Ebu Said Bahteri’den şöyle rivayet etmektedir: “Hz. Ali (a.s)’ı Kufe minberinde gördüm. Peygamber (s.a.a)’in yün elbisesini giymiş, sarığını takmış, kılıcına dayanmıştı. Sonra minbere oturup şöyle buyurdu:

“Beni kaybetmeden bana sorun. Şüphesiz şu göğsüm ilimle doludur. Şu içim ilim yatağıdır. Bu Peygamber (s.a.a)’in (ağzıma sürdüğü) tükürüktür. Peygamber (s.a.a) bana böylece ilmin tanelerini yedirdi. Allah-u Teala’ya and olsun ki oturup Tevrat ehline Tevrat’la, İncil ehline de İncil’le hüküm verecek olsam ve Allah-u Teala da o iki kitabı konuşturacak olsa şöyle derler: “Ali sizlere bizimle hak üzere hüküm verdi. Siz kitabı okuyorsunuz, hâla akıl etmeyecek misiniz?”

Himvini, Feraid’de, Harezmi Menakıb’da, Hz. Ali (a.s)’ın minberde şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

“Beni kaybetmeden bana sorun. Taneyi yaran ve insanları yaradan Allah-u Teala’ya and olsun ki bana sorduğunuz her ayetin nerede nazil olduğunu, gece mi, gündüz mü, makamda mı yoksa yolda mı, yeryüzünde mi, dağda mı, mümin hakkında mı, münafık hakkında mı, umum mu ifade etmektedir yoksa has mı, sizlere bunların tümünü haber veririm.”

İbn-i Kuvvay-i Harici kalkıp şöyle dedi: “Bana şu; “İman edip salih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.” ayetini açıkla.” Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu:

“Onlar biz ve bize tabi olanlardır. Biz de kıyamette alnı aklardan olacağız. Onlar da yüzlerinden tanınacaktır.”

Hakeza imam Ahmed bin Hanbel Müsned’de, Şeyh Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde 14. Bab’ın zımnında s. 74’de, İbn-i Abbas’dan naklen Hz. Ali (a.s)’ın minberde şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

“Beni kaybetmeden bana Allah’ın kitabından sorun. Her ayetin nerede nazil olduğunu, dağda mı, yumuşak toprak da mı indiğini herkesten iyi bilirim. Bana fitneleri sorun, her fitnenin ne zaman kopacağını ve onda öldürülecekleri bilirim.”

İbn-i Sa’d Tabakad’da, Ebu Abdullah Muhammed bin Yusuf-u Genci Kifayet’ut- Talib’in 52. babında (bu konuya özgü kılmıştır), Hafız Ebu Naim İsfahani, Hilyet’ul- Evliya, c. 1, s. 68’de müsned olarak Hz. Ali (a.s) nin şöyle buyurduğunu rivayet etmekteler:

“Allah-u Teala’ya and olsun ki, inen her ayetin kimin hakkında indiğini, nerede indiğini, neyin üzerine indiğini bilirim. Allah-u Teala bana bir kal,p kamil akıl ve konuşan bir dil verdi.”

Aynı kitaplarda Hz. Ali (a.s )’dan şöyle rivayet edilmiştir:

“Bana Allah’ın kitabından sorun; inen her ayetin gece mi indiğini yoksa gündüz mü indiğini, yumuşak toprağa mı yoksa sert dağlara mı indiğini bilirim.”

Harezmi, Menakıb’da, A’maş’dan, o da İbaye bin Rab’i’den şöyle dediğini rivayet etmektedir: “Hz. Ali (a.s) defalarca şöyle buyurmuştur:

“Beni kaybetmeden bana sorun, Allah-u Teala’ya and olsun ki ben bitkili bitkisiz her toprağı, kıyamete kadar yüz insanı saptıran veya yüz insanı doğru yola eriştiren her topluluğun önderini, sevk edenini ve çağıranını herkesten çok bilirim.”

Suyuti Tarih’ul- Hulefa, s. 124’de, Bedruddin Hanefi, Umdet’ul- Kari’de, Taberi, Riyaz’un- Nazre, c. 2, s. 198’de, Suyuti, Tefsir-u İtkan, c. 2, s. 319’da, Askalani, Feth’ul- Bari, c. 8, s. 485’de ve Tehzib’ut- Tehzib, c. 7, s. 338’de, Hz. Ali (a.s)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedirler:

“Bana sorun. Allah-u Teala’ya and olsun ki, kıyamete kadar olacaklar hakkında sorduğunuz her şeyi size haber veririm. Benden Allah’ın kitabını sorun. Allah-u Teala’ya and olsun ki her ayetin gece mi indiğini, yoksa gündüz mü, yumuşak toprakta mı, yoksa dağda mı nazil olduğunu bilirim.”

Acaba bu beyanlar gaybi bilmek değil midir? Gaybi bilmeyen birisi dost düşman karşısında böyle bir iddiada bulunabilir mi? Biraz adetlerden uzaklaşacak ve insaf gözüyle bakacak olursanız Hz. Ali (a.s)’ın gaybi bildiğini, amel makamında da bunu açığa vurup gayptan haber verdiğini açıkça görürsünüz.



__________________
HAKİKATİ NERDE BULURSAN AL..
Yukarı dön Göster ebuzer's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebuzer
 
ebuzer
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 18 mart 2006
Yer: Fiji
Gönderilenler: 244
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebuzer

Cifr-i Camia Kitabının Niteliği Hususunda

Allah-u Teala tarafından Peygamber (s.a.a) vasıtasıyla Ali (a.s)’a verilen rahmani feyizlerden biri olan ve kıyamete kadar vuku bulacakları ******** harflerle belirten Cifr-i Camia (Kamil Cifir ilmi) kitabıdır. Kendi alimleriniz de bu kitabın Hz. Ali (a.s) ve diğer Ehl-i Beyt (a.s) İmamlarına özgü bir kitap olduğunu itiraf etmişlerdir.

Nitekim Gazali şöyle diyor: “Hz. Ali (a.s)’ın Cifr’u Cami’id-Dünya ve’l- Ahire adında bir kitabı vardı. Bu kitapta bütün ilimler, apaçık gerçekler, sırlar, gaipler, eşyanın özellikleri, alemdeki tesirler, isimlerin ve harflerin hususiyetleri yazılıydı. Bu kitabı, Hz. Ali (a.s) ve Peygamber (s.a.a) tarafından velayet ve imamet makamına tayin edilen 11 evladı dışında hiç kimse bilmiyordu. Bu kitap onlara miras kalmıştır.”

Hakeza Süleyman Belhi Yenabi s. 403’de Muhammed bin Talha’nın Durr’ul- Manzum kitabından bu konuda geniş bir açıklama nakletmektedir ki: “Cifr-i Cami kitabı Hz. Ali (a.s)’a özgü ilim anahtarlarının yazıldığı 1700 sayfadan ibaretti. Nitekim meşhur şair Hz. Ali (a.s)’a yönelik şöyle diyor: “Ondan başka Cifr-i Cami’i bilen kimdir? Bu kitapta gaybi sırlar mevcuttur.”

Hakeza Tarih-i Nigaristan sahibi de Şerh-i Mevakıf’tan şöyle nakletmektedir: “Cifr ve Camia kitabı Ali (a.s)’a mahsustur. Bu iki kitapta harf ilmi yoluyla kıyamete kadar olacak olaylar yer almıştır. Hz. Ali (a.s)’ın evlatları da onunla hükmetmektedirler.” (Yani bu remizli kitabın anahtarı, olaylardan haber veren Hz. Ali (a.s) ve evlatlarının nezdindedir.)

Nevvab: Kıble sahip (alicenap)! Bizim alimlerinizin de tasdik ettiğini söylemiş olduğunuz Cifr kitabı nedir ve nasıldır? Lütfen mümkünse onu açıklayın?

Davetçi: Vakit dar olduğu için bu ilim ve kitap hakkında genişçe konuşmaktan mazurum.

Nevvab: Mümkün olduğu kadar kısa da olsa izah ediniz.

Davetçi: H. 10. yılda Veda Haccı’ndan dönerken Cebrail nazil olarak Peygamber (s.a.a)’e öleceğini haber verdi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.a) ellerini kaldırarak şöyle dua etti: “Allah’ım bana vaat ettin ve sen asla vaadinden dönmezsin.”

Kendisine şöyle İlahi bir hitap geldi:

“Ali’yi al, Uhud dağına çık, kıbleye sırtını dönerek otur, çöldeki hayvanları çağır, hepsi sana icabet edecektir. Onlar arasında kırmızı renkli, küçük boynuzlu, büyük bir keçi vardır. Ali’ye onu kesmesini, boyun tarafından derisini yüzmesini ve tabaklamasını emret. O zaman Cebrail sana gelecek, hokka kalem ve yeryüzündekilere benzemeyen bir mürekkep getirecektir. Cebrail’in dediği her şeyi Ali’ye yazmasını öğret. O yazı ve deri baki kalacak, asla çürümeyecek ve korunacaktır. Onu her açtıklarında taze bulacaklardır.”

Peygamber (s.a.a) denildiği gibi Uhud dağına çıktı. Gerekeni yaptı. Cebrail gelerek Peygamber (s.a.a)’e hokka kalem getirdi. Peygamber (s.a.a)’e verdi. Peygamber (s.a.a) Ali (a.s)’a vererek yazmasını istedi. Cebrail Allah-u Teala tarafından olmuş ve olacak her şeyi Peygamber (s.a.a)’e beyan ediyor, Peygamber (s.a.a) de Ali (a.s)’a beyan ediyordu ve Ali (a.s) da onları o derinin üzerine yazıyordu. Derinin her tarafı yazıyla doldu. Böylece o kitapta kıyamete kadar olmuş ve olacak her şey yazılıydı. Hatta onların evlatlarının dost ve düşmanlarının adı bile yazılıydı. İnsanların başına gelecekler, o kitaba kaydedilmişti.

Peygamber (s.a.a) daha sonra onu Ali (a.s)’a verdi ve o veraset, velayet ve imamet parçalarından biri sayıldı. Her İmam dünyadan göçtüğünde onu kendinden sonraki İmama bırakmıştır. İşte bu kitap Gazali’nin; “Cifr-i Cami kitabı Ali ve evlatlarına mahsustur. Bu kitapta ölümler, belalar, hükümler ve tüm diller yazılıdır.” dediği kitaptır.

Nevvab: Nasıl olur da bunca olay ve ilimler bir keçinin derisine sığabilir?

Davetçi: Evvela; haberden de anlaşıldığı gibi bu keçi sıradan bir keçi değildi. Bu iş için yaratılmış büyük bir keçiydi.

İkinci olarak; bu, kitapların yazı türünden bir şey değildi. Remiz harfleriyle yazılmıştı. Nitekim Tarih-u Nigaristan’ın sahibi Şerh-u Mevakıf’tan naklen şöyle diyor: “Bu iki kitap harf ilmiyle yazılmıştır.”

Ayrıca o sembollerin şifresini Peygamber (s.a.a), Ali (a.s)’a vermiştir. Hz. Ali (a.s ) da Peygamber (s.a.a)’in emri üzere onu kendinden sonraki İmamlara emanet etmiştir.

O şifreler kimin elinde olursa, o kitaptan sırlar ve olayları öğrenebilir. Bu şifrelere sahip olmayan onu çözemez. Nitekim günümüzde de birçok yazılar şifreyle gönderilmektedir. Öyle ki o yazıların şifresini bilmeyenler asla o yazıyı anlayamazlar. Dolayısıyla Hz. Ali (a.s) ve evlatlarından başka hiç kimse o kitaptan istifade edemez. Nitekim Hz. Ali (a.s) tüm evlatlarının toplandığı bir yerde o kitabı oğlu Muhammed Hanefiyye’ye verdi. O çok alim ve bilgin olmasına rağmen onu okuyamadı.[2]

İmamların haber verdiği birçok önemli olayları o kitaptan istifade etmekteydiler. O kitap vesilesiyle işleri en ince detayına kadar biliyor, Ehl-i Beyt’e (a.s) ve Şiilere nazil olan belaları ve musibetleri o kitaptan çıkarıyorlardı. Nitekim hadis kitaplarında bu detaylıca kaydedilmiştir.

 

 

NEYSE DOSTLAR FAZLA YER KAPLAMAK İSTEMEM.

DİLEYEN 8,9, SAYFALARDA VERDİĞİM LİNKLERİ TIKLAR.VE USTADIN KARAMETİ ALEVİYE DİYE ÜNE SÜRDÜĞÜ VE KENDİNE VE RİSALELERİNE NERDEN PAY ÇIKARDIĞINI Bİ GÖRÜN.

****

ALLAH RAHMET EYLESİN BİR DEHADIR BENİM HEMŞERİM.

BÜYÜK BİR ALİMDİR,BU KADAR KAYNAKTAN KİMSE CEM OLMAZ DERİM

RİSALELER HAKKINDA KONUŞUN ,USTADIMIN ŞAHSINA LAF ETTİRMEM

O SEVDİĞİ MEVLASINA KAVUŞTU,TAKSİRATI AF OLA DERİM..

ÜSTAD BU MİLLETİ KANDIRDI,SIRINDA KEYİF ÇATTI DİYENİN ALNINI KARİŞLERİM

----

SELAM VE DUA İLE



__________________
HAKİKATİ NERDE BULURSAN AL..
Yukarı dön Göster ebuzer's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebuzer
 
abdulah
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 19 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 21
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı abdulah

DİLEYEN 8,9, SAYFALARDA VERDİĞİM LİNKLERİ TIKLAR.VE USTADIN KARAMETİ ALEVİYE DİYE ÜNE SÜRDÜĞÜ VE KENDİNE VE RİSALELERİNE NERDEN PAY ÇIKARDIĞINI Bİ GÖRÜN.

şianın Hz. Aliye yüklediği manaları,

siz kendinize yüklemişsiniz ve kerametinizle üstadın alıntı yaptığı yeri

tesbit etmişsiniz.Kerametinizle üstadın kendine pay çıkarmak için

ne ucuz numralar yaptığını anlamışsınız.Siz bütün ilimleri bilir bütün

islami kaynakları bilir,Hatta yanlışını ve doğrusunu ayırt edersiniz.

Malesef ne yapalım üstadımın sizin kadar ilmi yoktu.interneti yoktu.

Üstadımı değerli yapan şey nedir biliyormusunuz

10. söz

25. söz

29.söz

30.söz

30.lema v.s v.s

risalei nurun risaleleri harikadır.

risalei nur marifetullahda ve tahkiki imanda harikadır.

Buyursun risalei nuru eleştiren zevat

insanların marifetullah ve ulum imaniye,tahkiki iman konusunda

kalplerini tatmin edecek bir eser telif etsinler.

daha kolay bir yol bulsunlar

yada yoldan çekilsinler.

risalelerden Marifetullah ve tahkiki imanın lezzetini alan insanların

nazarında üstadı ve risalei nurları kimse çürütemez.

Lamba yanan bir odaya dışardan karanlık taşınabilirmi

Allahın kalblerimizde yaktığı marifetullah nurlarını Allahtan başka kimse

söndüremez.

boşa kürek çekiliyor.

sosyalist tercüme cemaatından

islam cemaatlarına reddiyeler.

başka cemaatların eksiklerini göstermekle  kendi kemalatını izhar

ey kemalatlı zevat

faraza anladıkki üstad (sizin dediğiniz gibi) makbul değil

bizden ne istiyorsunuz

sadece kuran okuyun

sünnet

sünnet yok

sanki biz kuran okumuyoruz.......

 



__________________
insan bilmediği şeyin düşmanıdır.
Yukarı dön Göster abdulah's Profil Diğer Mesajlarını Ara: abdulah
 
ebuzer
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 18 mart 2006
Yer: Fiji
Gönderilenler: 244
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebuzer

Selam

Abdullah kardeşim; size de malum olmuştur ki ,ben cemaaitinizin dışındayım,dolayısıyla risaleler hakkında sizin gibi düşünemiyorum.Onun için sözlerimin size göre kaba algılanmasını normal karşılıyorum,size tavsiyem biraz daha tahammülkar davranın,davranınızki anlaşalım.

---

Üstad vefat etmiştir.Ona direk birşey soramam.Ayrıca tahrif edildiğine kanaat getirdiğim için muhatabım merhum saidi kürdi değil ,lakin risaleler ve içindeki hayali müellifidir.( İncilin,tevratın,zeburun,hadislerin tahrif edildiği gibi Risalelerin de tahrif edildiğine kanaatlıyım..)

---

Size ; Kerameti Aleviye diye sunulan,mütaaddid yerlerde sürekli vurgu yapılan Hz.Ali hakkındaki bilgilerin kaynağını bilmenin ve bu kaynakların Risaleler ve hayali müellifini ne kadarda etki altında bıraktığını göstermek niyetiyle o linkleri verdim.( onlarda bişeymi dahasıda var)

 Çünki Şialığın bilhassa ğulatı şia ve Rafiziliğin etkileri Risalelerde ayan beyandır.Örneğin:HZ. ALİ 'YE KİTAP VERİLDİĞİNİ VEYA RİSALETE ORTAK OLDUĞUNU VEYA CEBRAİLİN ALİ'YE SAYFA İNDİRDİĞİNİ R A F İ Z İ LER HARİÇ KİMSE SAVUNMAZ..OYSAKİ İSMİ AZAMIN veya sekinenin veya celcelutiye duasının cebrail tarafından veya peygamberimiz elinden Ali'ye ve beytine has olmak üzere verildiğini Risalelerde ayan beyan var.Bu inanç yetmez , BU BİR NEVİ VAHİY VESİKALARINDA ,RİSALELER MÜJDELENMİŞ (BUNU ALİ BİLE FARK EDEMEMİŞ) BUDA YETMEZ HAYALİ MÜELLİFİNİN VELADET TARİHİ,TEDRİS TARİHİ,ESARET TARİHİ, PAK CİFİR EBCET HESABLARIYLA ŞİFRELENEREK VERİLMİŞTİR. TÜM BUNLAR YETMEZ 33 AYETTE ALLAH AYRIYETTEN VAHYİ METLUV OLAN KURANDA YAKİN VE SARİH BURHANLARLA BUNU KULLARINA BİLDİRMİŞTİR.HATTA BUDA YETMEZ RESULULLAH BİLE BUNU FARK ETMEMİŞTİR.

  ANCAK VE ANCAK ; bazı gün ve gecelerde yakin derecatta ,Risalelerin hayali müellifine perde arkasında veya kalbe ihtar olunmuş.Yani bu remiz ,işari burhanlar ,sarih vaziyette malum olmuştur.

 BİLMEYENLER SİKKE İ TASDİKİ ĞAYBİYEYE VE 18,LEMA ya bilhassa bakabilirler.Tabiki bu husus nerdeyse risalelerin her yerinde mevcut.

---

Değerli kardeşim Abdullah , risalelerde okadar kurana ters malumatlar varki ,nerden başlayacağımı bile tam kestiremiyorum..nerden tutarsam elimden kalıyor.

---

Risaleleri ve hayali müellifini övmeyi ve bunu sürekli gündeme getirmeyi bırakıp hakikatli okursan ,biiznillah doğruya hepberaber ulaşacağız.

Selam..Selam öz nefislerini rabbe teslim eden RABBANİYYUNA ve dostlarına olsun.

 



__________________
HAKİKATİ NERDE BULURSAN AL..
Yukarı dön Göster ebuzer's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebuzer
 
abdulah
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 19 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 21
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı abdulah

evvela şunu belirteyimki

adabı muaşerete uyduğunuz için sizi tebrik ediyorum.

üstadım la yuhti vela yüs-el değildir.

İsmet sıfatı peygamberlere aiddir.

Hz. Ali ye düşen ismi azam yazılı kağıtın kaynağı Mecmuatul ahzabdır.

risalei nuru eleştirenler

insanların ilhama mazhar olmasına şaşıyorlar.

Müşriklerde peygamberlere vahiy gelmesine şaşmışlardı.

feelhemeha fücüraha ve takvaha (ayet)

daha önce yazdım kuranda peygamber olamayanlara ilham edildiği

var.

Üstadım ilhama mazhardır.

Anlamak isterseniz en azından

30. lemanın Hay ve Kayyum bahsini okuyun.

benim 10.söz 25.söz 29.söz 30.söz 30.lema gibi pek çok risalenin

ilham olduğundan şübhem yok.

risalei nurun iç yüzü diye reddiye yazan adam

ilham için kırk dereden su getirmiş.Halbuki risalei nurda ilham ile ilgili

çok harika bir izah var onu almamış.

Allah sürekli yaratır

allah devamlı görür

Allah devamlı işitir

Allah devamlı rızık verir

allah devamlı ilham eder.

Anlayana sivrisinek saz anlamayana Davul zurna az

Üstadım müceddiddir.Bundada şek ve şübhem yoktur.

Üstadımdan Cenabı hak ebediyyen razı olsun.

Risalei nur Kuran hakikatlarının manalarının isbat ve izahıdır.

Hz. ali onbinlerce hariciyi kılıçtan geçirmişti.

Malesef haricilik devam ediyor.

sünnet inkar ediliyor.

ilham inkar ediliyor

kuran yanlış tevil edilip hz. aliye kafir dedikleri gibi

ümmete kafir kafir ,müşrik diyorlar.

bu hariciler birazda küfür milletleriyle uğraşsalar ya.

iman hakikatlarını isbat etseler izah etseler islam mantık dini değilmi

küfrün ve zulmün dünyaya hakim olduğu bir zamanda

tartıştığımız konulara bak

ilham

cifir

tevafuk

rüyayı sadıka

evliyaya muhabbet

vesile v.s v.s

 

 

 

 

 

 



__________________
insan bilmediği şeyin düşmanıdır.
Yukarı dön Göster abdulah's Profil Diğer Mesajlarını Ara: abdulah
 
Abdullah16
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 21 eylul 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 727
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Abdullah16

 Abdulah yazdı:

 

  "küfrün ve zulmün dünyaya hakim olduğu bir zamanda

tartıştığımız konulara bak

ilham

cifir

tevafuk

rüyayı sadıka

evliyaya muhabbet

vesile v.s v.s"

  selam Abdulah,ya bu konular zulmün ve küfrün dünyaya hakim olmasına neden olan faktörler ise?

  Güldürme beni diyeceksin belki,ama ben iyice düşün derim.



__________________
''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Yukarı dön Göster Abdullah16's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Abdullah16
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats