Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
Celebi, Yusuf
velhasili
hep ayni hikaye sirf kendi inandiklarini ortaya koymak icin benim cumleleri
bahane edip durmussun, ve yine malesef hic ama hic alakasi yok,
Yusuf
efendi, ne yapacaktım. Senin aklında olan cevabı tahmin edip de onu mu yazmalıydım.
Bu mudur istediğin? O zaman mı tatmin olacaksın. Herkes senin gibi
değerlendirme yapmak zorunda mı? Herkes Ehl-i Sünnet Vel Cemaat anlayışına göre
mi değerlendirmek zorunda konuları?
Evet
sıkıntınız bu. Tek Kurtuluş yolunun inandığınız yol olduğunu varsayıyorsunuz.
Kalan herkes sapık. Ne kadar zavallı bir mantık bu. Ne kadar dar bir kafa bu.
Bu yüzden sizin cevaplarınıza uygun olmayan cevaplar sadece birer zırva. Uygun
olmayan görüşler de sapık görüş.
Neye
göre yanlış, kime göre sapık? Referansın/dayanak noktan nedir bu konuda?
Ehli
Sünnet harici takımın yeri cehennemdir size göre. Mezhep=Dindir. Mezhepsizlik
dinsizlik demektir sizin dünyanızda. Ama bu savınız Kur�ana dayanmıyor. Dayanıyorsa bize sağlam akli-mantıki deliller
eşliğinde Allah�ın kelamından örnekler sunarsınız iş biter.
Ben de
örneğin diyebilirim ki Tek kurtuluş yolu Şia�nın
yoludur. Kalan herkes cehennem kütüğüdür. Benim bu savım da sizinki gibi
sallamasyon. Ben de sizin gibi dayanaksız işkembeden sallıyorum. Benim bu
savıma dair sen ne diyebilirsin? Kale boş, tüm şutlar gol. Kitaptan bir delil
olmaksızın dayanaksız, mesnetsiz, öylesine-keyfimize konuşalım o zaman. Bak
ayette Allah ne diyor:
Onlardan
ki, dinlerini parçalayıp hizipler/fırkalar haline geldiler. Her hizip
kendi elindekiyle sevinip övünür. (Rum 32)
Bu
ayet bize hitap etmiyor değil mi? Ehli Kitaba edilmiş bir laf bu değil mi?
Hemen kendimizi sıyıralım biz. Ne de olsa biz Naciyeyiz ötekiler Fadime. Ayetin
hangi konu bağlamında işlendiğini gör de ondan sonra yaz bir şeyler. http://www.kurandakidin.net/kuranasp/sureler.asp?cid=30
Senin
Fırkanın, senin mezhebinin, senin yolunun Hakk olduğuna, diğerlerinin ise Batıl
olduğuna dair delilin nedir??? Herkesin iddiası kendisinin hakk yolda
olduğu. Senin de iddian bu. Nerede deliliniz? Kitaba, delile dayanarak mı
konuşuyorsunuz?
biliyorum
ilmi deliller felan deniliyor cunku oyle bir hale getiriliyor ki "zorla
dayatmayla" bu SAP'iK felsefeler kabul ettirilip bir de akademik kisveye
burundurulmek isteniyor, iste ona yaniyorum....
Benim/bizim
yazdıklarım(ız)a sapık damgası vururken örnekler vererek yapmalısın bunu. Hangi
görüşümü(zü)n neden sapık olduğunu belirt. Yoksa söz sahibine döner. Yoksa
desteksiz sallayan biri olduğun anlaşılır ancak.
gelelim
tarih ilmine: simdi sen birak zirvalamayi ayetlerden felan delil getirmeyi
de, hangi tarihciden veya tarih ilminden siyeri veya bu cemel vakasi savaslar
felan ogrendin onu de hele ?!! " yoksa o da karsi ciktiginiz bir ilhamla
kalbine mi dogdu, ya da oylesine mi inaniyorsun yok basit bir kabullenme
mi?!!!"...
Ayetlerden
delil getirmem seni neden rahatsız etti? Sendeki bu kaşıntı hayra alamet değil,
bilesin. Sünni zevatın görüşlerinden deliller getirip yazıyı onlarla süsleseydim
zevkten dörtköşe olacaktın ama. Her Sünni gibi senin de bu sıralama konusundaki
önceliklerin belli.
Senin
takıntı yaptığın konu şu: Hiç kimse hadisler yok, hadis alimleri takımı
yok, Buhari, Müslim, Tirmizi vd. yaşamamıştır demiyor. Bunların her birinin
doğum yeri, hayatı, ölümü her bir ayrıntı tarih kaynaklarında mevcut. Kütübü
sitte diye bir şey yok diyen var mı? Bunları Buhari, Tirmizi, Sünen vd.
hazırlamamıştır diyen var mı?
Hiç
kimse ehli Sünnet diye bir şey yok demiyor. Sünniliğin neden, nereden neş’et ettiği hepsi tarih kaynaklarında mevcut. Diğer siyasi,
itikadi, ameli mezheplerin hepsinin doğuşu, gelişimi tarih kaynaklarında
işlenmiş. Bu -tarih ilmi-, sen ister doğru say istersen yanlış. Sıkıntı
senin bunu doğru/sahih saymakla birlikte bu tarih konularını Allah’ın sıfatlarına şirk koşman noktasında başlıyor, anlıyor musun
Yusuf Efendi. İstersen paragrafın başına dön ve bir daha oku.
Can
alıcı nokta şu: Mevzumuz bu mezheplerin, hadislerin, hadisçilerin tarihi
kaynaklarını sorgulama mevzusu değil. Mevzumuz bunlarla Allah’ın dinine ortak koşulup koşulmadığı. Mevzumuz Dinde tek kaynak
Allah�tan olan Kur�an mı? Yoksa Kul’dan olan hadis+icma+kıyas da mı artı
kaynaktır mevzusu. Ben burada hadislerin 200 yıl sonra kaleme alındığına değinmiyorum.
Kulaktan kulağa oyunu gibi sonuçta ortada orijinal sözün kalıp kalmadığını
sorgulamıyorum. Bunlar vasıtasıyla din ve diyanet kavramlarının birbirine
karıştırılıp karıştırılmadığını sorguluyorum. Bilmem anlatabildim mi?
Bak şu
kısmı dikkatli oku, birkaç sefer oku. Tarihte kayıtlı olan mevzular ile
Allah’ın dinde biricik hüküm koyucu
sıfatına ortak koşulmuyor. Tarih ilmine iman edilmiyor. Bu ilim dalı dinde
delil sayılarak şirk koşulmuyor. Ama hadislere iman ediliyor. Ama mezheplerin
HAKK olduğuna iman ediliyor. (HAKK Allah’tan
olandır ancak.) Birilerinin yapmış olduğu Akademik çalışmalar Allah kelamıyla
eş tutuluyor. Birisi kadının eline değilirse abdest bozulur diyor bu hakk
oluyor, bir diğeri hayır bozulmaz diyor bu da hakk oluyor. Ama Kur’ana bakıyorsun bu
saçmalıkların hiçbirisi yok. Yada Allah unutmuş da bizim hocaefendilerimiz
eklemiş.
Sen
hala, “tarih kaynaklarının
anlattıklarını doğru sayıyorsun da Hadisleri neden doğru saymıyorsun kardeşim”,
demeye devam et. Sen hala bu konuyla kendi mezhebinin hakk olması arasında
irtibat kurma çalışmalarına devam et.
Mesele,
hadisleri Hz. Muhammed’in söyleyip söylemediği
değil. Mesele mezhep imamlarının doğrulukları eğrilikleri değil. Mesele
Sünniliğin doğru, Şiiliğin yanlış olduğu meselesi değil.
İki
farklı, bambaşka bir durum var burada. Tarih yada Siyer konusu ayrı bu konu
ayrı. Bilmem görebildin mi?
Kökenlerin
varlığını yada doğruluğunu tartışmıyoruz. Bu kökenlerden yola çıkılıp nerelere
varıldığından bahsediyoruz.
Bir
usul, bir yöntem tartışması bu.
Eğer
yine ısrarcıysan; Biber acıdır, hayatta acıdır. O zaman hayat biberdir. Biber
de hayattır. Öyle diyorsan öyledir Yusuf efendi. Haklısın ne diyeyim:)
ehli
sunnete gore sahabeler elbetteki degerlidir ve cennetle musdeli kimseler dahi
"bizce yakisiksiz" bir elestiriye " tabi tutulamaz...
Sahabelerden
kimlerin değerli olduğu ayetlerde yazıyor. Ebu Süfyan da sahabedir unutma.
Sünnilere göre Mekkenin fethinden sonra canını kurtarmak için İslam Dinine
girenler de sahabe. Sahabe arkadaş demek, dost demek, zor günde omuz veren,
destek sağlayan demek. Ayette neden özellikle -Bedir Ashabı- takdir ediliyor?
Öyle Sünnilerin anladığı gibi yoldan geçerken bir selam iki kelamla sahabe
olunmuyor.
Sahabeler(?)
-sence- eleştiriye tabi tutulamaz. Ama birbirini boğazlayan,
koltuk sevdasından dolayı birbirinin kanına giren bu “star”ları Allah La Yüs’el olarak nitelendirmemiş. Sen
nitelendirebilirsin. Bu senin hüsnü kuruntun.
Allah Kur’anda Peygamberiyle muhatap olan ashabın (Sünnilere göre Peygamberimizi
gören ve onunla konuşan, hemhal olan kişilerin) hepsini övüyor mu yoksa
çoğunlukla yeriyor mu? Önce bunu araştır. Araştır, bilgi sahibi ol. Sonra
fikir sahibi ol ve buraya yaz. Kur’anda
var dediğin konunun bile Kur’anın neresinde var olduğunu bilmeden sallayabiliyorsun.
İlgili soruları da nedense görmezden geliyorsun. Ne diyeyim sana daha. Cevap
yazarken bile �havan kaçtığı� için, birileri
“bak cevap yazamıyor, şişti kaldı işte” demesinler diye yazdığını
belirtiyorsun. Nefsani takıldığını ilan ediyorsun.
guzel
kardesim kendinize hak gordugunuzu karsiya gormedikce evvela insan olamazsiniz
ki digerini neyleyim.... sen ve digerleri sapikliklari zorbalikla kabul
ettirmeye calisacaginiza bizim 1400 yillik ehli sunnet vel cemaat itikadimiz
gun gibi herturlu ortamda incelenmeye ve tabii ogrenmeye acik , zahmet
edersen... kisacasi bizde buna iman etmisiz...
Kendimize
hak gördüğümüzü sana da size de hak görmediğimizi nereden çıkardın. Kitap
belli, Kitapta Allah’ın tarif ettiği yol belli.
Hepimiz parçalanmadan, bölünmeden, fırkalaşmadan, mezhepleşmeden ona
uymakla yükümlüyüz. Sen ben hepimiz sadece bundan sorumluyuz. Allah’ın ipine tutun, Allah’ın boyasıyla boyan sen de ben de hak edelim
hak edilecekleri. Bu senin yaptığın şey laf salatasından başka birşey değil.
Bak
neye iman ettiğini kendin yazmışsın. Ehli sünnet vel cemaat itikadına İMAN
ettiğini yazıyorsun. DİKKAT İMAN Ehli Sünnet Vel Cemaat�in görüşlerine, yoluna, bakış tarzına iman etmişsin. Bravo sana.
Elinde bir kitap var ve sana nelere iman edeceğini söylüyor ama sen
tutuyorsun başka başka şeylere de iman ediyorsun. Allah’tan olana ve bazı kulların anonim görüşlerine hepsine birden iman
etmişsin.
Demek
seni sapıklıklara iman etmeye davet ediyorum/ediyoruz. Ben diyorum ki Allah’ın kitabına İMAN edelim. Şahsi görüşleri, Mezhep kanaatlerini İMAN
konusu olarak değerlendirmeyelim. Bunun neresi yanlış? Sapıklıkları zorbalıkla
kabul ettirmeye çalışıyormuşuz. O zaman göster bana, nerede hangi sapık fikri
sana dayattım/dayattık? Sadece Kur’anı
Tek Mutlak Doğru kitap sayalım demek mi sapıklık? Allah’ı dinde yegane, tek hüküm koyucu merci olarak kabul edelim demek
mi sapıklık? Allah’tan olan ile kuldan olanı ayıralım, şirket dini
oluşturmayalım demek mi sapıklık? Hangisi sapıklık? Bir iddian varsa benim
yaptığım gibi, ilgili kısmı al ve öyle cevap yaz. Ayrıca bizim soruları neden
es geçiyorsun? Neden cevaplamaktan kaçınıyorsun? Daldan dala atlamadan ilgili
sorulara cevap yaz da konular hakkındaki kanaatini öğrenelim.
siz
acik ayetleri bile bak nasil da yazmis " yok efendim ayetlerden
siralamalarin yanlis oldugu anlasiliyormus " heralde bu da ilhamla
biliniyor (belki ALLLAH oylesine rasgele yolladi, nerden biliyorsun )"gibi
carpitirken, mufessirlere kilic cekip saldiriyor da " yok efendim bu ayet
bu degil de budur diye yaygara kopariyorsunuz ".....'
Ben “yanlış” demedim. “Rastgele yolladı” da demedim. Demediğim şeyleri
demişim gibi yazma. Bu sana da hiç kimseye de yakışmaz. Aç oku sureleri. Nasıl
konudan konuya atlandığını, nasıl başka bir surede aynı konuya devam edildiğini gör. Kitap
bana böyle ulaştı. Benim sorunum bu değil. Sorun yapsam da çözüm bulabilecek
değilim. O yüzden bu konuda tırmalamanın hiç gereği benim için.
Siyer
kaynaklarında anlatılıyor bu konular. Siyerden okuyorum ve buradan sağlama
yapıyorum evet doğru diyorum kendimce. Hadislerden de bakabilirim sonra
sağlamasını yine Kur’andan yaparım. Yanılıyor da
olabilirim her zaman olduğu gibi. Ama ben bunu senin gibi iman konusu yapma
eğiliminde olmadığımdan ötürü, benim için nema problema.
Müfessirlere
kılıç çeken yok. İftira etme. Herkes anladığını yazar. Yazdıklarıyla insanları
aydınlatmaya çalışır. Dileyen okur, faydalanır. Tabiki sana göre Müfessirler de
la Yüs’el. Yoksa bazı insanlar gibi
sen de mi müfessirlerin yorumlarını mutlak doğru sayıyorsun? Müfessirlerin yorumlarını
eleştirenler sence de mi cehennem odunu?
Bak
benim hümeze lümeze konusunda faydalandığım kaynak Fi Zılalil Kur’an ve Mevdudi’nin tefsiri. İlgili yazımı oku. Benim yaram yok.
Gocunmuyorum bu yüzden. Tüm tefsirlere bakarım. Herkesi dinlerim sonra
sözün güzeline uyarım. Hadisleri de okurum ama onları dinde kaynak saymam.
Faydalanacağım bir şey varsa onlardan da faydalanırım. Bende sende olduğu gibi
takıntılar yok.
En
fazla Hans’ı okurum. Sayesinde çok
şeyler öğrendim. Doğrularının da yanlışlarının da bana katkısı oldu. Bazı
şeylere karşı olmam ondan faydalanmamamı gerektirmez. Ben senin gibi doğrunun
yalnız bir yerden, sadece bir yerden gelebileceğine iman etmiş bir fert
değilim. Herkesden alacaklarım vardır.
Her
fikir odağında doğrular da vardır yanlışlar da. Aslolan, iman etmeden
faydalanabilmek, yanlışlarından da doğruya varabilmek. Aslolan, ölçüt
olarak elden -tek kutsal kitap- olan Kur’anı bırakmamak. Aslolan itikadımızın biricik kaynağının Allah’ın
kelamı olmasıdır. Aslolan ona uyanı alabilmek, uymayayanı da gözünün
yaşına bakmadan atabilmektir.
Neye,
kime, hangi kitaba/kitaplara iman ediyorsun bu önemli. İtikadının kaynağı ne,
bu önemli. Rabbin kim, bu önemli. Kimin/kimlerin haram dediğini haram helal
dediğini helal sayıyorsun, bu önemli.
Sen
HANİF misin? Sen Birleyen misin? İşte bu önemli. Çok çok önemli.
Senin
de değindiğin gibi bizim dillerimiz farklı. Sende dört ve fazlası -mutlak- var biz de bir tek -mutlak- var. Biz her şeyi o tek
-mutlaka- göre değerlendirme gayretinde iken sen birçok -mutlak- için değerlendirme yapmaktasın yada istemektesin. Biz Kur’andaki
Dini referans alma gayretindeyken sen diğer kutsal saydığın kitaplarla birlikte
oluşturulmuş Şirket Dinini referans alma derdindesin. Bu yüzden
seninle anlaşabilmemizin mümkünü yok Yusuf Efendi. Herkesin yolu kendisine
hayırlı olsun. Ne sen bizi ikna edebilirsin ne de biz seni. Vesselam.
Saygılar
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|