Merhaba arkadaslar,

Camiler konusundaki anlatilmak istenileni pek anlamadim. Allahi tasduvarlara (camilere) hapsediyorsak pekala Kabe nedir, oda bir tasduvar degilmi? Adi uzerinde Allahin evi.

Saygilar.

Selam Benf

 Burda eleştırılen nokta,Emevi mirası anlayışla aşırı gösterişli israfa kaçılarak yapılmış camiler ve kişilerin ibadet yerı olarak sadece camilerı görmesidir.Bıldığın gıbı her yer namaz kılındığı sure boyunca camidir,Allah heryerdedır,peygamberımızın namaz kıldığı mescidler kerpiçtendir ve sadedır.

 En başta nice peygamberın ugrak yerı olmuş Kabeye,camilere,mescidlere tum mabetlere saygımız sonsuz,eleştırılerımız yanlış anlayışa,buraya gösterış için gidenlere,nifak sokmak için yapılan mescidlere yada bellı tarıkat yada grubun,mezhebin elıne geçmiş dışardan gelene kapalı olanlara...

selam Benf,

BAKARA 125 :

Hani Evi (Ka'be'yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık. "İbrahim'in makamını namaz yeri edinin", İbrahim ve İsmail'e de, "Evimi, tavaf edenler, itikafa çekilenler ve rüku ve secde edenler için temizleyin" diye ahid verdik. (125)

sevgili safbilgi' nin dediği gibi, nice Rasül/ elçinin uğrak yeri olmuş Kabeye, camiye , mescidlere son derece saygılıyız.bizim eleştirilerimiz, Müslümanların arasında tefrika oluşturan, Kur'an ı uyduruk hadislerin verdiği gözlükle  açıklamaya çalışan, belli bir tarikat, mezhep veya fırkanın eline geçmiş olanlar içindir.

muvahhit Yazdı: duvarlar yerden tavana kadar yazıyla dolu,içlerini süsleyememiş olanlar o süslerle avunuyorlar, kısacası dostlar öztürk hocanın dediği gibi,insanlar cami yapıyor ancak camiler artık insan yapmıyor biraz düşük bir cümle ama siz içeriğinmi zaten anladınız..

selam Muvahhid,

gelde Muvahhid kardeşin söylediklerine katılma.

fakat, Müslüman umudunu kaybetmeyen, sabrını yitirmeyen ve her halükarda yılmak bilmeyendir.( yani ,benim gibi değildir).İslami anlamda , şu an gelinmiş olan aşamayı az görmeyelim.tabiki yeterli olarak hiç görmeyeceğiz.ancak nereden nereye(buraya) gelindiğini gözardı etmemek, bize umut verecektir inşaAllah.unutulmaması gerekirki,Türkiye'de daha yakın zamanlara kadar, meal bile yoktu.insanlarımız, mealin ne olduğunu bile bilmiyorlardı.

bence unutulmaması gereken  nokta : lanetli şeytanın ilginç taktiklerinden biride: bize umutsuzluk aşılamak suretiyle, hak yoldan vazgeçirmeye çalışmasıdır. ümidini kaybeden insan, bitmiş insan gibidir.(aman Allah korusun)gerçi, bizi sonuç değil, şu anki sa'yimiz/mesaimiz/amelimiz ilgilendirmektedir.(yani:yolumuzun doğruluğu,takvamızın güçlülüğü). çünkü sonuçta her ne kadar bizim sorumluluğumuz varsada, yinede sonuç tabiki Yüce Allah'a aittir.biz doğru/dürüst inancı yaşayıp, sorumluluğumuzu layıkıyla yerine getiriyor muyuz?önemli olan budur kardeşim.gerisini Yüce Allah'a bırakmak lazım:'' veme aleyne illel beleğul mubin'' ''bizim üzerimizde apaçık tebliğ vazifesinden başka bir görev yoktur.'' ve ''bir millet kendi durumunu değiştirmedikçe Yüce Yaradan onun durumunu değiştirecek değildir.''

Yüce Rabbimiz, hepimizin ,tüm insanlığın durumunu, tamamiyle Kur'an'a muvafık/ uygun olacak bir hale getirsin/düzeltsin inşaAllah.

selam ile

 Muhavvit yazdı:

dostlar öztürk hocanın dediği gibi,insanlar cami yapıyor ancak camiler artık insan yapmıyor.

Diyanet hocalarının da çoğunun Hanefi mezhebi olduğunu düşünürsek ve vaazlarında,asılan yazı ve uygulamalarda Kuran dışındada hukumlere yer verdıklerını aynı kapıya çıkyoruz yani herkes senle hemfikir...

Selam Adalet,

Evet oldukça uçuk aynı zamanda bizlere yakışmayan bir düşünüş tarzı bir kaç arkadaşımız verdiğiniz örneği her ne kadar çok beğendiysede akıllı bir müslümanın bu tp bir örneği kabul etmesi mümkün değil.

Camiler bu dine düşmanların yapıları değildir.Rab'bimiz bu evlerde/mescidlerde isminin anılmasına izin vermiştir.

Diyanet Meali - en-NÛR : 36. birtakım evler dedir ki, Allah (o evler in) yücelmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir. Orada sabah akşam O'nu (öyle kimseler) tesbih eder ki;

Burada bahsedilen evlerden biride camilerdir.Düşünüş tarzımız ve buna bağlı gidişatımız beni oldukça üzmekte.Okunan ezanı öküz böğürmesine benzetmek bende tarifi mümkün olmayan üzüntüleresebep oldu.İnanmak istemiyorum gerçekten böyle düşünen varmı? Gerçekten mescidlerimizden bu kadarmı nefret ediyoruz ve gerçekten oradaki kardeşlerimize bu kadarmı tepkili ve düşmanız.

Küçükken abartılı birhikaye anlatılırdı.Adamın biri müezzin her ezan okuduğunda ahaa yine eşek anırıyor dermiş,öldüğünde kabirde eşek suretine büründüğünü görmüşler.Bir yanda bu abartılı hikaye diğer taraftan Kur'andaki bir kıssaya maledilen koca bir topluluk.Topluluğun koca olması değil savunmam,gerçekten bu eleştirilei haketmiyor olmaları.Onlar bizim dedelerimiz,ninelerimiz onlar bizim kardeşlerimiz hatta eşlerimiz.Biliyorum denilecekki Lut'un eşide eş değilmiydi,İbrahim'in babası baba değilmiydi? Nuh'un oğlu evlat değil miydi.Onlar kafirdi,inanmamışlardı red etmişlerdi Rab'bimiz.Peki ya bu insanlar? Dosdoğrularmı belki HAYIR ama hepimizde az yada çok kusur var,niyetimiz iyiyse tebliğ edelim doğruyu bulsunlar yoksa dirilecekleri zaman verilecek ceza yada mükafatı tartışmak bizim haddimiz değil/olmamalı.

Sevgili Safbilginin güzel başladığı mesajında diğer arkadaşların etkisiyle yanlışa meylettiini görmekte üzdü beni bir kardeşi olarak söylemek istedim umarım alınmazsın Safbilgi...

Son olarak camilerin heybetli/gösterişli olmasına hiçbir itirazım yok inşaAllah daha güzel yaparlar yaparlar ki içindekiler daha huşu içinde eda ederler namazları daha ferah yalvarırlar Rablerine....

Sevgilerimle

Safbilgi yazdı önceki iletılerde:

Selam Benf

 Burda eleştırılen nokta,Emevi mirası anlayışla aşırı gösterişli israfa kaçılarak yapılmış camiler ve kişilerin ibadet yerı olarak sadece camilerı görmesidir.Bıldığın gıbı her yer namaz kılındığı sure boyunca camidir,Allah heryerdedır,peygamberımızın namaz kıldığı mescidler kerpiçtendir ve sadedır.

 En başta nice peygamberın ugrak yerı olmuş Kabeye,camilere,mescidlere tum mabetlere saygımız sonsuz,eleştırılerımız yanlış anlayışa,buraya gösterış için gidenlere,nifak sokmak için yapılan mescidlere yada bellı tarıkat yada grubun,mezhebin elıne geçmiş dışardan gelenlere kapalı olanlara.

Selam Mircan,Hasan Öktemin de belirttığı gıbı eleştırılen camiler şirke hizmet eden  camilerdir,lutfen genelleme yapılmasın,bu uçuk benzetme Allahın her yerde değilde sanki sadece Camilerde yasayan bır varlık anlayışına atıftır.Yani kimse zannettığın düşüncede degıl,bunu bende Hasan Öktem de açıkladık,iletılerımızı okumadın sanırım...

mircan yazdı:

Son olarak camilerin heybetli/gösterişli olmasına hiçbir itirazım yok inşaAllah daha güzel yaparlar yaparlar ki içindekiler daha huşu içinde eda ederler namazları daha ferah yalvarırlar Rablerine....

Peygmbermızın namaz kıldığı yerler kerpiçtendi ve süslü degıldi.Bu tamamen Emevi mirasıdır.Konsantrasyon ve huşu sade bır camide çok daha iyi yaşanır.Yazılarımızda heybetten çok bir suru fakıre rızık olabilecekken harcanan uçuk paraları kastettıık.

Son olarak şu an ki camilerın çoğunun manzarasını tekrar  paylaşmak istıyorum.Bir hanif ne yapmalı siz karar verın ve yazın:

Fırkalaşmış Mezhepleri tabu yapıp dinden sayan ve mezhep alımlerini araya şirk tehlıkesıne kapı açarak aracı yapan, Kuranı anlayarak okumaya tesvık etmeyen, sadece arapça telafuzunu ezberleten hocalar ,selam verdıkten sonra bıtmesı gerektığı halde bidatlarla devam eden kendi dilinde ibadeti yasaklayan Allahın Kuranda koymadığı katı kurallara boğan dine ilaveli namaz,kulaktan dolma dın bılgısıyle gelen ve Kuran eksıktır anlayamam dıyen okuma tembeli çoğu din cahıli bir cemaat,peygamberımızın zamanındakı gibi sade olmayan aşırı suslu çok maliyetle (asgari ölçüden fazlası nice fakıre rızık olabilecekken) gösteriş amacıyla yapılmış camıler...

Tevbe Suresi	107	Bir de şunlar var: Tutup bir mescit yapmışlardır: Zarar vermek için, nankörlük için, inananları fırkalara bölmek için, daha önceden allah ve resulüyle savaşmış kişiye gözetleme yeri kurmak için. "İyilik ve güzellikten başka bir şey istemiş değiliz!" diye gerile gerile yemin de edecekler. allah şahittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar.
Tevbe Suresi	108	Böyle bir mescitte sakın namaza durma! Daha ilk gününde takva üzerine kurulan bir mescit, içinde namaz kılman için çok daha uygundur. Temizlenmek arzusu taşıyan erler vardır o mescitte. allah, temizlenenleri sever.

TEVBE SURESİ 107-110

Mescid-i Dırar:

Zarar vermek, inkârı (pekiştirmek), mü'minlerin arasını ayırmak ve daha önce Allah'a ve elçisine karşı savaşanı gözlemek için mescid edinenler ve: "Biz iyilikten başka bir şey istemedik" diye yemin edenler (var ya,) Allah onların şüphesiz  yalancı olduklarına şahidlik etmektedir. (107)

Sen bunun (böyle bir mescidin) içinde hiç bir zaman durma. Daha ilk gününden takva temeli üzerine kurulan mescid, senin bunda (namaza ve diğer işlere) durmana daha uygundur. Onda, arınmayı içten-arzulayan adamlar vardır. Allah arınanları sever.  (108)

Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. (109)

Onların kalbleri parçalanmadıkça, kurdukları bina kalblerinde bir şüphe olarak sürüp-gidecektir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (110)

selam Mircan,

eleştirdiğin yazıda ,eğer o şekilde bakarsan, gerçekten  haklısın.yazı yanlişlıklar/marjinallikler taşıyor.ama olayı,YAZIDA NEYE ATIF YAPILDIĞINI, iyi anlamak ve farklı yönlerden bu yazının dışına çıkıpta o şekildede , adaletin yazısından etkilenmedende  bakabilmen lazım: (evvelki iletilerimde işaret ettiğim gibi):(safbilgi' ninde işaret ettiği gibi):

evet,  evvelki iletilerimizdede(ben ve safbilgi)  söylediğimiz gibi, Kabe, cami ve mescidlere karşı saygılıyız ve saygılı olmaya devam edeceğiz hepimiz şüphesizki .fakat sen, bu söylediklerimizi gözünden kaçırmışsın (yakın bir zamanda cami onarımı için para topladım,nacizane,söylemek istemezdim)fakat burda, bir vurgu var ve onu iyicene AKLEDİP yakalayabilmek meselesi var:

bir cuma günü,  abdest alıp camiye gitmiştim . yakınımda , nur yüzlü ,yaşlı bir amca oturuyordu. ve , Diyanet İşleri Başkanlığının hazırlamış olduğu, o haftanın hutbesi olan, sağlık bakanlığı ve sağlık ile ilgili çalışmaları anlatılıyordu: imamın bir kaç kez sağlık ve sağlık bakanlığı kelimelerini ,çalışmalarını vs. anlatmaya çalıştığı esnada ,her halde iyi duyamıyan bu yaşlı adamın ,imam, sağlık bakanlığı derken ,salavat çekildiğini zannederek: '' sallalahu aleyhi ve sellem ''deyip ellerini yüzüne götürdüğünü gözlerimle gördüm.tabi bu yine bir şey değil.en nihayet, toplum sağlığı konuşuluyor, faydası vardır deriz.ya , vehhabiler - sünnet/Rasülüllah düşmanları/mezhepsizler, şöyle diyor,böyle diyor, onlara karşı uyanık olun/onlara kanmayın demelerine ne diyeceğiz?bunun anlamı:Ayette buyurulduğu gibi : zarar vermek(inkarı pekiştirmek)Mü'minlerin arasını ayırmak gibi İslam'a zarar vermeye ve Kur'an' a yalın , katışıksız bir şekilde yaklaşmaya çalışan Müslümanların/ Haniflerin önünü kesmeye, onları öcü gibi göstermeye çalışanlara ( mezhep-tarikat-cemaat elinde bulunanlara)ne diyeceğiz. işte sözümüz , evvelki iletilerimizdede söylediğimiz gibi, bunlarla alakalıdır.ve evvelki iletimimde de dilediğim gibi, inşaAllah, Diyanet İşleri Başkanlığı, bu konuda çalışmalarını, Kur'an ın ; haniflerin lehine olacak şekilde geliştirir ve camileri/mescidleri birer Kur'an okulu haline getirir.bundan daha büyük bir mutluluk olur mu? tabiki, burda söylemek istediğim (seninde bu atıfı gözünden kaçıran bakış açınla ,haklı olarak hassasiyet gösterdiğin) : önemli olan bina değil, binanın işletiliş biçimidir.bina şu anda nasıl işletiliyor?hanifçe mi? yoksa haniflere düşmanca mı?(bunların ve ne yapılabilirin konuşulmasında fayda var,bence) .

------------------------------------------------------------ ------------------------

5. SAYFADAKİ İLETİM:

Selam dostlar

Hasan Ökteminde net ve açık yazısıyla Mircan Arkadaşımızın yanlış anlamasını gıderdık.Şimdi konuya yenıden devam edelim.İlk yazılarımdada belirttığım gıbı ne kadar şirke hızmet etse yanlış kişlerın elındede olsa ,hanıflere düşmanda olsalar arada gıtmeyı tavsıye edıyorum ki orda tanışacağımız kişilere belki faydamız olur.Ben haftada 3-4 kez(Cumada dahıl)mahallede bana en yakın olan mescide ve arada farklı camılere gidiyorum.Mahalle mescidinde  ve mahallenın bır yukarsında bulunan camıdeki hataları paylaşmak istiyorum:

En başta cami hocaları her zaman Atatürk,devlet kanunları ve laiklıkle barışık olmalı,dinde zorlama olmaz,Türkiyede her inançtan insan var,cumhurıyet Kurandaki şura sistemine en uygun demokratık sistemdir,ilk halıfelerde oy sıstemıyle halk tarafından seçilmiştir.En başta bu konuda bir sorun var cihad kavramıda saptırılıyor,hocaların vaazları kendi odalarında yaptıkları sohbetler çok açıkça olmasada maalesef halkı yanlış bilgilendirıyor.Gıttığım mescidte duvarlarda bir suru hadis var uyduruk.En şirke meyıllı olan bu konuda forum açtığım'' EY SEVGILIM SEN OLMASAYDIN KAİNATI YARATMAZDIM''BU  YAZI CAMININ İÇINDE.Sevgılım kıme hıtaptır Allaha daha nasıl ortak koşulur bılmıyorum,üstelık hepimizin yaratılma sebebi Allaha kulluk değil ,peygamberımız yani Allah ve peygamberımız ezelden berı vardı e Allah onu rızasını kazanmak için bizi yarattı.sağolsun Diyanet yekılılerı bu hadisin sahıh olmadığını hadis bılgınlerınce ispatlayan yazı  göndermişti bana ,o yazıyı hocaya verdım,hem mescid hem cami hocaları diyanetin laik düzenden dolayı doğru fetva vermediğini  söyledi,şok geçirdim bu iftıraya,odadaki cemaatte beni peygambersız bır dın anlayışıyla suçladı,Kuran yerıne namaz hocası okumam tavsiye edıldı,Bu hadis dokunulmaz olan Kutubbi sitede bıle yok ki Diyanet Kutubbi sitedekilerı ayıklayamaya giriştii onları halka nasıl kabul ettırcek.Diyanetıde eleştırıyoruz denetım zayıflığını ve yavaşlığını ama onlarında işi çok zor, cahıllık ve bidat her yerı sarmış...

Bu arada Kuran kaynaklı ,eksenınden çıkmadan fetva vermeye çalışan hocalarda maalesef aforoz edılmiş ;sosyete hocası,amerıkan casusu,kafir,şerefsiz, gibi sıfatlararla sıkça namaz öncesi ve sonrası hocanın oda sohbetlerinde dedıkodu malzemesiler...