Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam abcdf
Benim incelediğim kadarıyla hiçbir ayette direk olarak homoseksüel veya lezbiyen ilişkide bulunmayın bu size yasak edildi şeklinde emir yoktur ancak kuranda lut kavminin homoseksüel ilişkide bulunan bir kavim olduğu ve bu davranışlarından dönmedikleri için Allah tarafından helak edildiği anlatılır.Bunun dışında size şunlardan başkasıyla evlenmek haram kılındı diye başlayıp yasaklı kimselerin dökümünü veren bir ayet var.Bu anlatımlardan yola çıkarak o halde Allah bize homoseksüel ilişkiyi yasaklamıştır deriz.
Homosseksüel ilişkide erkek erkeğe aynı cinse mensup bireylerin cinsel ilişkisi söz konusudur.Erkek erkeğe cinsel ilişki kuran toplum helak edilmişse ve bu haramsa o halde yine aynı cinse mensup kadın kadına ilişkide yasaktır deriz.İşte burada kullandığımız mantık benim regl konusunda anlatmaya çalıştığım mantıkla aynı.Yani kuranda kadın kadına cinsel ilişkide bulunmayın diye emir yok o halde bu yapılabilir diyemeyiz.Bize anlatılanlardan düşünüp öğüt alarak bu şeyin yasak olup olmayacağını çıkarabiliriz.Bu çıkarıma kendi kendinize haram uydurma demek sizce doğrumu?
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
15 Kadınlarınızdan eşcinsellik/sevicilik yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.
16 Eşcinselliği içinizden iki erkek yaparsa onlara eziyet edin. Bu ikisi tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin. Allah Tevvâb'dır, tövbeleri çok kabul eder; Rahîm'dir, merhametine sınır yokturllah kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.
Yaşar Nuri'nin mealinde ayetler bu şekilde yazılmış. Diğer meallerde, 15 için fuhuş yapan kadınlar, 16 için de sizden fuhuş yapanlar (yani erkekler) şeklinde meallendirilmiş.
'Nisa 15'te, suç olarak fahişe sözcüğü geçiyor ve bunun kadınlar arası olanından sözediliyor. Fahişe sözcüğü Kuranda tüm kötü fiilleri, özellikle cinsel sapmaları ifade için kullanılmaktadır. Kadın erkek ayırımı yapmadan. Ayırım, kelimenin kullanıldığı ayetin diğer verilerine bakılarak yapılacaktır.
Nisa 15'te 'kadınlarınızdan o kötülüğü yapanlar denmiş, 16.ayette ise o kötü fiilin erkekler tarafından yapılması halinde nasıl bir tavır sergileneceği gösterilmiştir.
15.ayetin zina olması mümkün değildir.Çünkü zina karşı cinsler arasında vücut bulan bir kötülüktür. 15.ayet, kötülüğün kadınlar arasında olanını düzenlemektedir.(KURANDAKİ İSLAM.Y.N.ÖZTÜRK sf.111)
Atay, konuyu şu şekilde açıklıyor.
Fakıhların dikkatden kaçırmış oldukları ayetlerden bazıları da eşcinsellikle ilgili olanlardır. Nisa 15,16, hem livataya hem de seviciliğe açıkça hüküm getirmiştir. Ama fakıhlar bu iki ayeti mensuh yani hükmü kaldırılmış saydıklarından ve bu ayetleri zina anlamına aldıklarından delilsiz dayanaksız hüküm yürütmüşlerdir.
Nisa 15'te fahişe sözcüğü kullanılıyor,zina denmiyor,arada fark vardır.'Kadınlar bu fuhşu yaparlarsa' sözünün anlatmak istediği,işin kadın kadına yapılması demektir. Kadın erkek beraber zikredilmiyor.(Atay,Rapor 52-53)
Arapça bilmediğim için bu alıntıladıklarımın tam doğruluğunu bilemiyorum.Ama doğru ise, zinayla ilgili gelenekçilerin mensuh vs. gibi ifadelerinin ne kadar yanlış olduğu bir kez daha ortaya çıkmış olur.
Forum başlığımğz bu değil ama savananın sorusuna yanıt olması açısından belirtme gereği duydum.
Sevgili savana, sanırım örneklemen için başka bir soru yöneltmen gerekecek bizlere.
Bir okurum, 26 ve 27 Ağustos 2003 tarihli VATAN gazetesindeki köşemde iki gün ardı ardına yayınlanan, adetli kadınların ibadet durumuyla ilgili yazımdan ötürü tereddüde düştüğünü belirtiyor. Buna neden olarak da VATAN'daki köşemde verilen bilgilerin, "Yeni İslâm İlmihali" adlı eserimin 1979 basımındaki bilgilere uymadığını gösteriyor. Bu okurum, kuşkusunu giderecek bir açıklama yapmamı istiyor.
Söz konusu ilmihalde adetli kadının oruç tutamayacağını, namaz kılamayacağı, âdeti kesildikten sonra tutamadığı oruçlarını kaza edeceği fakat namazlarını kaza etmeyeceği belirtilirken gazetedeki yazımda ise âdetin, biyolojik bir özür durumu olduğu, bu halde bulunan bayanın dilerse oruç tutabileceği, hasta gibi orucunu yiyip sonra kaza edeceği ancak namazın hiç düşmeyeceği, her namaz vakti için abdest alıp namazlarını kılacağı belirtilmektedir.
Büyük bir vebaldir Okurum özetle diyor ki: "Yazarı aynı olan bu yazılarda bir çelişki yok mu? İkinci yazıda belirtilen bilgiler doğru ise âdet hali bittikten sonra gusletme gerekliliği ortadan kalkmıyor mu?" Şunu belirteyim ki İslâm İlmihali'ni yazdığım zaman dayandığım kaynaklar klasik ilmihal ve fıkıh kitaplarıydı. Bilgilerim bizzat Kur'ân'a değil, bu kitaplara dayanıyordu.
Ama ne zaman ki tefsîr için Kur'ân'ın içine girdim ve bilgilerimi doğrudan Kur'ân'dan almaya başladım, klasik ilmihal kitaplarında yazılan birçok konunun yanlış anlatıldığını ve Kur'ân düşüncesinin yorumlarla çarpıtılıp değiştirildiğini gördüm.
Elbette farkına vardığım hatada ısrar edemezdim çünkü bu, büyük bir vebaldir.
Dediğim gibi "Yeni İslâm İlmihali" adlı eserimin ilk baskılarındaki bilgiler, mevcut ilmihallere, klasik fıkıh kitaplarına dayanmaktaydı.
Düzeltmeleri yaptım Hatayı fark ettikten sonra o kitapta da gerekli düzeltmeleri yaptım. Kitabın son baskısında, klasik fıkıh kitaplarında yazılan bilgileri aktardıktan sonra bu konudaki görüşümü açıkladım. Kitabın son baskısının 111'inci sayfasında, "Adetli kadınla ilgili önemli bir açıklama"yı okuyabilirsiniz. Değerli okurum, Maide Suresi'nin altıncı ayetinde namaz kılmak isteyenin, abdest alması, cünup olanın ise tam temizlenmesi (yani yıkanması) emredilmektedir. Hayız (âdet hali), cünupluk değildir.
Çünkü cünupluk, cinsel ilişki sonunda oluşan bir durumdur. Kur'ân cünup olanın yıkanmasını emretmekte fakat adetli kadının yıkanması konusunda bir hüküm belirtmemektedir. Elbette âdeti kesilen bayanın temizlenmesi gerekir. Fakat bu Kur'ân'ın emri değil, Peygamberimizin buyruğudur. Zaten İslâm öncesi zamanlarda da âdet bitiminde yıkanma vardı.(17.09.2003)vatan gazetesi
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam barış
Nisa 15 ve 16 aslında üzerinde takıldığım ayetlerdi.Çünkü başka ayetlerde zina suçu ve cezası belirtildiği halde bu ayetlerde neden zina eden kadını ayrıca ölüm onu alıncaya kadar evinde tutun gibi bir ceza var diye düşünmüştüm.
Aslında yaptığınız açıklamalar çok mantıklı.Gerçekten buradaki sözcüğün anlamı zina değilde sevicilik olabilir.Bu konuya dikkat çektiğiniz için teşekkür ederim.
Örneklemem için başka soru yönetmeme gerek yok.Ben anlatmak istediklerimi yeterince anlattım sanırım.Önemli olan ayetler ışığında mantık kullanarak bulunan doğruların yeni haram ya da helal ekleme olmadığıdır.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yanlış anlaşılmaya sebep olmamak için belirtmek istedim. Yazdıklarım Hüseyin Atay ve Yaşar Nuri'den alıntı. İfadelerin tamamı öyle. kendimden bir şey katmadım.
Gönül isterdi ki şu tartışmada uzlaşalım, ama olmadı galiba.(Benim dediğimi kabul etseydin demenin kibar yolu.:))
Yine de belirtmeden geçemeyeceğim, Kuran'ı bu hususta çok açık ve net buluyorum ben,onun için sen bir kez daha düşünsen...
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Yine de belirtmeden geçemeyeceğim, Kuran'ı bu hususta çok açık ve net buluyorum ben,onun için sen bir kez daha düşünsen...(barış yazdı)
Selam barış
Bir kez değil baya düşündükten sonra benim bulduğum sonuç bu malesef.Abdestli olabimek için gerekli koşulları değerlendirdiğimde regl halinde abdest alınabileceğini düşünmüyorum.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Bir okurum, 26 ve 27 Ağustos 2003 tarihli VATAN gazetesindeki köşemde iki gün ardı ardına yayınlanan, adetli kadınların ibadet durumuyla ilgili yazımdan ötürü tereddüde düştüğünü belirtiyor. Buna neden olarak da VATAN'daki köşemde verilen bilgilerin, "Yeni İslâm İlmihali" adlı eserimin 1979 basımındaki bilgilere uymadığını gösteriyor. Bu okurum, kuşkusunu giderecek bir açıklama yapmamı istiyor.
Söz konusu ilmihalde adetli kadının oruç tutamayacağını, namaz kılamayacağı, âdeti kesildikten sonra tutamadığı oruçlarını kaza edeceği fakat namazlarını kaza etmeyeceği belirtilirken gazetedeki yazımda ise âdetin, biyolojik bir özür durumu olduğu, bu halde bulunan bayanın dilerse oruç tutabileceği, hasta gibi orucunu yiyip sonra kaza edeceği ancak namazın hiç düşmeyeceği, her namaz vakti için abdest alıp namazlarını kılacağı belirtilmektedir.
Büyük bir vebaldir Okurum özetle diyor ki: "Yazarı aynı olan bu yazılarda bir çelişki yok mu? İkinci yazıda belirtilen bilgiler doğru ise âdet hali bittikten sonra gusletme gerekliliği ortadan kalkmıyor mu?" Şunu belirteyim ki İslâm İlmihali'ni yazdığım zaman dayandığım kaynaklar klasik ilmihal ve fıkıh kitaplarıydı. Bilgilerim bizzat Kur'ân'a değil, bu kitaplara dayanıyordu.
Ama ne zaman ki tefsîr için Kur'ân'ın içine girdim ve bilgilerimi doğrudan Kur'ân'dan almaya başladım, klasik ilmihal kitaplarında yazılan birçok konunun yanlış anlatıldığını ve Kur'ân düşüncesinin yorumlarla çarpıtılıp değiştirildiğini gördüm.
Elbette farkına vardığım hatada ısrar edemezdim çünkü bu, büyük bir vebaldir.
Dediğim gibi "Yeni İslâm İlmihali" adlı eserimin ilk baskılarındaki bilgiler, mevcut ilmihallere, klasik fıkıh kitaplarına dayanmaktaydı.
Düzeltmeleri yaptım Hatayı fark ettikten sonra o kitapta da gerekli düzeltmeleri yaptım. Kitabın son baskısında, klasik fıkıh kitaplarında yazılan bilgileri aktardıktan sonra bu konudaki görüşümü açıkladım. Kitabın son baskısının 111'inci sayfasında, "Adetli kadınla ilgili önemli bir açıklama"yı okuyabilirsiniz. Değerli okurum, Maide Suresi'nin altıncı ayetinde namaz kılmak isteyenin, abdest alması, cünup olanın ise tam temizlenmesi (yani yıkanması) emredilmektedir. Hayız (âdet hali), cünupluk değildir.
Çünkü cünupluk, cinsel ilişki sonunda oluşan bir durumdur. Kur'ân cünup olanın yıkanmasını emretmekte fakat adetli kadının yıkanması konusunda bir hüküm belirtmemektedir. Elbette âdeti kesilen bayanın temizlenmesi gerekir. Fakat bu Kur'ân'ın emri değil, Peygamberimizin buyruğudur. Zaten İslâm öncesi zamanlarda da âdet bitiminde yıkanma vardı.(17.09.2003)vatan gazetesi
süleyman ateşi bu itirafı ve özeleştirisi ve insanları Kurana yönlendirme gayreti içinde olmasından dolayı tebrik ediyorm
Suleyman Ateşi tebrık edıyorum bende Savas1,Abcdf,Barış ve Öncebilgigerek gibi düşünüyorum ve bunun açıkça yasak edılmesı gerekırdı dıyorum herseyı detaylandıran Kuranda ayrıca Huseyın Atay dan baska Yasar Nuri Özturkte sevıcılık ve homoseksuellık ayetlerını dogru meallendırmıştır yani Allahın kıtabı açıktır,detaylıdır.
Şöyle dusunelım,bır yaranız var ve arada kan gelıyor,abdestınız bozulur mu bence bozulmaz,abdesti bozan dışkı ve idrardır,kişi kendi karar vermelidir bu bir hastalık halidir.Kadınlar zaten koryucu ped kullanırlar onlara ibadeti yasaklamak daha buyuk bır zulumdur ama hastalık halıdır isteyen kılmaz,herkes özgürdür.
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam
Süleyman Ateş keşke biraz düşünüp ona göre bu konuda fikir beyan etseydi.Nede olsa Bu konuda bir çok insan onun yorumlarını referans alıyor.
Nisa suresinde geçen kavramın zina olup olmadığı aslında neleri kapsadığını ayrıca bir başlık olarak tartışmak yerinde olur diye düşünüyorum.Orada geçen anlatımın aslında her türlü cinsel sapkınlığın yasaklanması olsa gerek.
Şöyle dusunelım,bır yaranız var ve arada kan gelıyor,abdestınız bozulur mu bence bozulmaz,abdesti bozan dışkı ve idrardır,kişi kendi karar vermelidir bu bir hastalık halidir.Kadınlar zaten koryucu ped kullanırlar onlara ibadeti yasaklamak daha buyuk bır zulumdur ama hastalık halıdır isteyen kılmaz,herkes özgürdür.safbilgi yazdı
Yaradan akan kan bencede abdesti bozmaz.Oradan akan kanın sebebi farklı.
Safbilgi öncelikle bir kaç konu üzerinde karşılıklı fikir teakisinde bulunmamız lazım
Abdest almak sizce namaza başlamadan önce yapılan temizlikmidir değilmidir?
Abdestsiz namaz kılınabilirmi kılınamazmı?
Abdesti bozan haller arasında gösterilen ayak yolundan gelmekle atıfta bulunulan olay nedir.Kişinin vucudundan vucut için artık gereksiz maddelerin atımı söz konusu değilmidir?Regl halide aynı bu durum gibi değilmidir.Parçalanmış yumurta artık işlevini yitirmiş ve vucut için gereksiz olduğundan peridyodik olarak kadın vucudu bunu vucudundan atar.Bu madde atımının idrar yapmakla işlevsel olarak hiçbir farkı yoktur.Sadece şekilsel olarak farklılıklar vardır.Bu mantığı işlettiğinizde bulduğunuz sonuç tamamen DOĞRU dur.Doğrulardan yola çıkarak neyin yapılıp neyin yapılmayacağına karar verilebilinir.Kuran ayetleri insan aklına ve mantığına önem verir.Bu kitapla kimilerini sapıtır(aklını doğru kullanamayanları)kimilerini hidayete erdiririr.
Abdestle ilgili ayette regl haline ilişkin detay yok Allah dilese bunu belirtirdi o halde regl halinde abdest alabiliriz demek yahudilerin sarı inek kısasındaki mızmızlığa benzer.Bende bu mızmızlığı yapar o zaman size çişli pantolonla yada iç çamaşırıyla namaz kılınır nede olsa kuranda yasaklanmamış derim.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Konuyu biraz daha ayrıntılı ele alalım belirttiğiniz üzere.Aşagıda namaza ön hazırlık ve şart abdest ile ilgili ayetlere bakarsak temizlenen yerler tuvaletten sonra eller dirseklere kadar ve başla beraber yuz yani açıkta kalan görünen kısımlar ve ayakları mesh.Abdest farsca bır kelıme olup tuvaleti yani dışkı ve idrarı çağrıştırır.Regl idrar yolundan gelmez.Ayetlerde,hayızlı kadının cınsel ilişki yasagı belirtılmıştır .Kuranda pekala namaz içinde belirtılırdı.
Çişli pantolanla namaz kılınabılır o zaman yasak yok demişsiniz,öncelikle şunu belirtıyım,bılinen bır olgudur,mutlaka çamasıra az mıktarda olsa ıdrar suzulur tuvaletten sonra yani kımsenın çamasırı sıfır temız olamaz,kaldıkı kışı aynı elbıseyı veya çamasırı mecburen uzun sure kullanma durumundada kalabılır.Allahın emri tuvaletten çıkınca vucudun görünen kısımlarının yıkanmasına yönelık burdaki vurguyu iyi anlayalım.Eğer abdest komple bır temızlıkse Allah pekela gıysılerınız yenı yıkanmış olsun,ter kokusu yada ayak kokusu yıkanmakla gecmeyen yada elbısesı bır ıkı gunluk olan namaz kılmasın gıbı işi zorlaştırırdı.Din kolaylıktır lutfen hanifler olarak mezhep alımlerıne benzemeyelım ve dını zorlaştırmayalım,verdığınız inek örneğiyse çok farklı burdaki durumdan.
Çıkan kanı dışkı ve idrarla bir tutarsak kadını hayız muddetiınce sureklı tuvalete hapsederız,o zaman daha pis kokan irinli bır yara dusunun onuda pis sayalım ve irınlı kan gelen yarası olan kişiyede namazı Allah belırtmedığı halde yasaklayalım ve sureklı tuvaletteymış gıbı dışkıdan idrardan sayalım.
Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv'dür, günahları affeder, Gafûr'dur, hataları bağışlar.
Ey iman sahipleri! Namaza duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma