Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Bulaç bizdeki mezhepleri aklama uğruna üçbeş takla attıktan sonra doğruluyor ve suçluları ilan ediyor: MOSSAD, Vahhabiler, Baasçılar. Kabahatin tamamı bunlardaymış. Bunlara uyarak beyinsizliğin en büyüğünü yapan Şiilerde ve Sünnilerde hiç kabahat yok. Hele bu zümrenin aralarına ayrılık tohumları eken mezheplerinde hiç mi hiç kabahat yok.
Ali Bulaçın hem zaman gazetesinde yazıp hem de sunni dünyayı suçlaması mümkün mü?bunu yapacak cesareti olabilir mi?sonuç itibariyle senin de ifade ettiğin gibi baas ve vehhabi zihniyetin ortaya çıkmasına zemin hazırlayan da mezheb taassubu.
saygılar
__________________ "sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Selamün aleyküm. Ali Bulac,i ilk olarak bircanli yayin programinda görmüstüm.Verdigi kacamak cevaplar,vede cok sikisinca yalana bas vurmasi,dinlenecek biri olmadigi hissini ile programa bakmadim.Kendisininde,bir gazetede köse yazari oldugunu sonradan ögrendim.Diyecegim,bu gibilerin yazilarinin degeri olmadigi ve öneme alinmamasidir. Saygilarimla
Tabiîki bu tarih, o geçmiş, şu kalbura dönmüş coğrafya her şeye rağmen bizim. Acısıyla tatlısıyla, günahı ile sevabı ile üstleneceğiz. Geçmişin yükünden kaçmayacağız. Yenilmiş ve yıkılmış bir uygarlığın sorumsuz nesilleri olmak bize yakışmaz. Bu tarihin ve coğrafyanın, varsa insanlığa bir borcu hepsi bizimdir, üstleneceğiz. Varsa bir suçu, hepsi bizimdir onlar adına hesabını vereceğiz. “Bize ne” demiyeceğiz. Bu tarihi sahipleniyorsak, kendimizi onların yerine koyuyoruz demektir. Onlar adına insanlığın önünde şu an biz varız ve onları savunmasız ve yapayalnız bırakmayız. Bizden sonrakilerin, bize de aynısını yapmasını istemiyorsak bu sürekliliği gözetmek zorundayız.
Bu cennet bu cehennem bizim
SELAM
Geneli olumlu olan bu makaleye toz-duman içerisin de de olsa Allah'ın ayeti ile yüzdeyüz çatışmasından dolayı Allah'ın Rızasını kazanma adına şerh düşüyorum.Umulur ki düşünürsünüz.
Ayeti daha önce de yazdım tekrar yazalım.
"Dediler ki:"Peki!Önceki atalarımızın durumu ne olacak?
Deki:SİZ ONLARIN YAPIP ETTİKLERİNDEN SORUMLU TUTULMAYACAKSINIZ."
Şimdi yukarıdaki paragrafla bu ayeti beraberce düşünün!
Hiçbir beşer Allah'tan daha adil ve merhametli olabilir mi?
Dedik ki:Olan biten Allah'ın bilgisi dahili de değil mi?
Yüzyıllardır Muhlis kullar olmayı becerememiş bu toplulukları Yüce Allahımız kendi taraftarı olarak görmediğinden elbetteki onlara Salat edip desteğini göndermiyor.
Dini yalnızca Allah'a Halis kılmadıkça bu durum devam edecektir-etmelidir de çünkü,Ahirette ki azap Dünyada ki ile mukayese edilmiyecek derecede şiddetlidir.Bu da bir ayettir.
Duygusallığın ve hissiyatın kapladığı zihinlerin Allah'ın açık ayetleri ile nasıl çeliştiğini göstermek adına bu satırları yazıyorum.
Lut'un ve Nuh'un kavmine bir bakın!Onların da çocukları,eşleri,mahalle arkadaşları yok olup gitmediler mi?Rabbimiz onlar sizin ailenizden değil, diye resullerini milyarlarca insanın önün de azarlamadı mı?
"Herkese hatırlayacağı kadar süre verilmiştir"Bu da ayet,birileri ısrarla hatırlamak istemiyorsa biz Allah'tan daha merhametlimiyiz ki onlara ve yanlışlarına sahip çıkma cüretini gösteriyoruz?
"Herkes kendi kitabını yazıyor"Dedi, değerli bir Kuran eri.Ve ayet"Herkesin kitabı kendisine verilecek.Hiç kimse kimsenin günahını yüklenmiyecek."
İstediğimiz kadar ah!vah etsekte,doğru teşhis yapamadığımız sürece ne kendimize ne de başkalarına faydamız dokunamaz.Çünkü İlahi sünnet kimsenin hatırı için değişmez.
Yapacağımız tek şey;Allah'ın Hudası ile yol almak ve kafaları çatlatma pahasına Mahallemizdekileri de diğerlerini de sadece ona çağırmaktır.
İşte ayet "Melekler:Allah'ın arzı geniş değilmiydi,Hicret etseydiniz ya!"
Bütün yeryüzü mübarektir ve bizim Rabbimize aittir.Hepsi onun elinden çıkmıştır.Bizim konaklayacağımız bir yurt mutlaka hazırlayacaktır.Daha önce ki atalarımıza hazırladığı gibi.
"Dediler ki:"Peki!Önceki atalarımızın durumu ne olacak?
Deki:SİZ ONLARIN YAPIP ETTİKLERİNDEN SORUMLU TUTULMAYACAKSINIZ."
Şimdi yukarıdaki paragrafla bu ayeti beraberce düşünün!
Hiçbir beşer Allah'tan daha adil ve merhametli olabilir mi?
Dedik ki:Olan biten Allah'ın bilgisi dahili de değil mi?
Yüzyıllardır Muhlis kullar olmayı becerememiş bu toplulukları Yüce
Allahımız kendi taraftarı olarak görmediğinden elbetteki onlara Salat
edip desteğini göndermiyor.
Dini yalnızca Allah'a Halis kılmadıkça bu durum devam
edecektir-etmelidir de çünkü,Ahirette ki azap Dünyada ki ile mukayese
edilmiyecek derecede şiddetlidir.Bu da bir ayettir.
Duygusallığın ve hissiyatın kapladığı zihinlerin Allah'ın açık
ayetleri ile nasıl çeliştiğini göstermek adına bu satırları yazıyorum.
Lut'un ve Nuh'un kavmine bir bakın!Onların da
çocukları,eşleri,mahalle arkadaşları yok olup gitmediler mi?Rabbimiz
onlar sizin ailenizden değil, diye resullerini milyarlarca insanın önün
de azarlamadı mı?
"Herkese hatırlayacağı kadar süre verilmiştir"Bu da ayet,birileri
ısrarla hatırlamak istemiyorsa biz Allah'tan daha merhametlimiyiz ki
onlara ve yanlışlarına sahip çıkma cüretini gösteriyoruz?
"Herkes kendi kitabını yazıyor"Dedi, değerli bir Kuran eri.Ve
ayet"Herkesin kitabı kendisine verilecek.Hiç kimse kimsenin günahını
yüklenmiyecek."
İstediğimiz kadar ah!vah etsekte,doğru teşhis yapamadığımız sürece
ne kendimize ne de başkalarına faydamız dokunamaz.Çünkü İlahi sünnet
kimsenin hatırı için değişmez.
Yapacağımız tek şey;Allah'ın Hudası ile yol almak ve kafaları
çatlatma pahasına Mahallemizdekileri de diğerlerini de sadece ona
çağırmaktır.
İşte ayet "Melekler:Allah'ın arzı geniş değilmiydi,Hicret etseydiniz ya!"
Bütün yeryüzü mübarektir ve bizim Rabbimize aittir.Hepsi onun
elinden çıkmıştır.Bizim konaklayacağımız bir yurt mutlaka
hazırlayacaktır.Daha önce ki atalarımıza hazırladığı gibi.
Atalarını ve vatanlarını herşeyden üstün görenlerin senin bu çağrına kulak vermelerini bekleyemem ama rabbim bizi uyandırıcı sözlerinden razı olsun vesselam.
Moderatör Notu: Ana Konuyla alakalı olmayan iletiler Vatanseverlik hakkında başlığına taşınmıştır.
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma
HABERLER
Etkin Konular
Kullanıcı Listesi
Yardım
Kayıt
Giriş
Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu: Sünnî veya Şiî olmak zorunda mıyız?
