Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın Ebu Turab,
Siz de aynı yanlışı yapıyorsunuz. Mustafa Kemal'in Dini inançları ilgili yazıdaki görüşlerin dışında bir konu. Lütfen burada herkes artık birbirini anlamaya çalışsın.
Çok fazla dışında dolaşıldığı için yazıyı bir kez daha ekliyorum :
Köktendinci, Rant Dincisi ve özellikle bir baltaya sap olamamış türleri birer Atatürk Düşmanıdır. ve bu düşmanlığı nesiller boyu yayarlar.. Kurdukları Kur'an kurslarından, aile içi eğitimlerine kadar Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Annesinden, yaşamına kadar bir çok konuda iftiralarla, çirkin ifadelerle Atatürk'e düşman çocuklar, çevreler kurgularlar..
Aslında bunların bir kesimi bunu cahillikten yaparlar. Bu kesim genellikle Yakın tarih bilgisi kıt ve şartlanmış kişilerdir. Özellikle İnönü dönemi ile Mustafa Kemal'in mücadele yaşamını birbirine karıştırarak tam bir kökten Atatürk düşmanı haline gelirler. Bu acınacak cahillik İstiklal Savaşımız ve Şehitlerimiz hakkında bile olumsuz ifadelere kadar gider.. Buna bile cüret edilir.
Bir başka kesim ise Uyduruk Arapçı Muaviyeci Din devleti emellerinde Atatürk'ün Ulus Devlet ve Laiklik anlayışını bir düşman olarak bellemişlerdir. Alemlerin Rabbi bunlardan tüm insanlığı ve Türkiye Müslümanlarını hatta Müslüman olmayanlarını da korusun. Çünkü Muaviye kültürüyle (ya da şii, harici farketmez) din devleti demek kan ve kan ve kan demektir. Uyduruk Din adına katliamlar ve rant çevrelerinin oluşması karşı tarafı ise Müslüman olsun olmasın yoketme, öldürme canavarlığı demektir.
Bunların yanında, Aydın ve birikimli tabir edebileceğimiz kişilerde dahi gizli Atatürk düşmanlığı mevcuttur. Ya Dil Devrimini Zulüm, Ya Saltanatın kaldırılmasını dine karşı yapılmış bir hareket olarak algılayıp cephe oluşturan bu kesim de büyük bir yanlış ve ihanet içindedir.
Bu konularda bir özet yaklaşımdan sonra, önemli bir konuya daha değinmekte fayda vardır: "Atatürk'ün Put Haline Getirilmesi".
Özellikle Aydınlanmış Kur'an Temelli yürüyüşlerinde sapasağlam ve sıkı duran Hanifler ve Şirkten arınmış gerçek İnananlar için konunun bu boyutu önemlidir. Bu açıdan bakıldığında doğru olan taraflar "İnsanlara Kusursuzluk yüklenemeyeceği" "Put yapılamayacağı" gerçeğidir. Bu konuda tüm gerçek Mü'minler hemfikirdir. Ancak konunun yanlış boyutları da mevcuttur. Bu yanlışlardan biri "Kişinin Dini yaşamından, Özel yaşamından hareketle Onun hakkında Tebbet Suresi yazmaya cüret etme" yanlışıdır. Yani açıkçası : "Mustafa Kemal Atatürk içki içen veya başka günahlara da sapan biriydi" diyerek yanlış önermeyle vefat etmiş ve konumu bizi ilgilendirmeyen alana geçmiş, Hesap gününün Maliki'ne ulaşmış bir insan hakkında olumsuz fikir yürütmektir. Hiçbir insanın kişisel günahları bizi zaten hiç ilgilendirmez. O'nun içindeki düşüncelerle inanç adına yapmış olduğu iç çekişmeleri, el yazıları, tefekkürleri tamamen Alemlerin Rabbi ile kendisi arasındadır. Yine bu konuda yapılan bir başka yanlış ta şudur :Mustafa Kemal asla Dini bir put (Yani Allah'a şirk koşma, yardım dileme, ayrı bir tanrı gibi kabul etme anlamında) konumuna sokulmamıştır. Belki birkaç marjinal kişi bize kabe ne gerek gibi kenarda köşede kalmış, itibar görmemiş şiirler döşensede Atatürk genel anlamda, yani biz Haniflerin anlayacağı anlamda bir Put asla olmamıştır. Her insanın doğruları ve yanlışları olabilir. Bu doğru bakış Atatürkçülüğü rant amaçlı kullanan bir kesim hariç genellikle yerleşiktir. Atatürk'ün Kendisi de günümüzde ki şeyh putları gibi asla böyle bir konuma girmemiş. Karşı koymuş. Defalarca kendisini put haline getirmek isteyenlere şiddetle karşı çıkmıştır.
Bu tespitlerden sonra kendisinin Onurlu yaşamıyla ilgili bazı anekdotları aktarmakta da fayda vardır. Çünkü bu Fedakar insan maalesef özellikle dindar insanlar tarafından tanınmamakta ya da yanlış tanınmaktadır. Elbette doğruları, Kur'anı anlayabilmiş Hanifler için TAM BİR MARUF olan, ciltlere sığmayacak onurlu yaşama bu başlık kafi gelmez ama birkaç done aktaralım kardeşler :
Mustafa Kemal Atatürk, tüm yaşamında bir Mazlum dostudur. Osmanlı Hükümeti tarafından görevlendirildiği Sofya'da Pomak köylerine yapılan Bulgar saldırılarına karşı büyük mücadele vermiş ve cesurca karşı koymuştur. Zaten vatanımızı işgal eden sömürgeci güçlere karşı bütün Anadolu'yu organize ederek karşı koyması ve son noktayı da "Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir" diyerek koyması.. Rahat rahat diğer osmanlı subayları gibi İngiliz Muhabbibleri örgütüne girecekken Annelerimizin, Çocuklarımızın, topraklarımızın namusunu korumaya koşması... Ezilmesine, yok edilmesine karşı canını ortaya koyması.. Atatürk'ün askeri ve mücadeleci yönü anlatmakla bitmez. Allah kendisinden Razı olsun.
Yeni Türkiye'nin kurulması aşamasında da, Hakça ve Adilce bir toplum.. İnsanların yönetimlere katılıp aktif olarak ülkeyi yönetmesine yol açma.. Gelişme yönünde karar alarak bağnazlığı ve yobazlığı reddetme... Tarikatlere ve miskinliğe düşman olması.. Anadolu'ya hiç sunulmamış, Arap milliyetçiliği ile çorba haline getirilmiş Dinini yani Kur'anı bizzat kendi talimatı ile Tercüme ettirmesi.. Bu Vatana ulaştırması.. (Tabii ki kendisi bir İslam Bilgini değildir. Ancak Milletini geri bırakan, yobazlaştıran unsurları iyi kavramış ve gerekenleri yapmıştır.)
Bu konuya zamanla yazacağım inşallah.. Şimdilik ekleyebileceğim şey şudur ki "Atatürk Düşmanlığı" putu, İslamcı tabir edilen ama aslında yobaz ve hurafeci olan kesimin zor kırılacak bir putudur. Atatürkçülük ideolojisinden rant sağlayan bir diğer kesimle bu kesim ülkemizi de hergün bu alandan huzursuzluğa götürmekte, bozgunculuk yapmaktadır.
BEN İSE KIRACAĞIM BU PUTU. RABBİME SÖZ VERİYORUM. O'NUN İZNİ İLE YÜZÜNÜ ALLAH'IN DİNİNE ÇEVİRMİŞ GERÇEK MÜMİNLER VE BU FEDAKAR, CESUR, MÜCADELECİ, MAZLUM DOSTU AYDIN İNSAN BARIŞACAKTIR.
Atam Sana Selam olsun. Umarım bu ülke için yaptıklarından dolayı bize Hakkını helal edersin. Hataların ve Doğrularınla sen benim biricik Mustafa Kemalimsin. Seni Seviyorum.
Selametle.
|