Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Mircan yazdı.

Selam,

Bu tartýþmanýn Naci Çelik yönünden ilmi açýdan kaçtýðý gibi uslub açýsýndan da tadý kaçmaya baþladý...Sayýn naci çelik köþeye sýkýþan kedi misali etrafýnýzdakileri týrmalamaya baþladýnýz,isterseniz bir süre soluklanýn,Rabbimize Taha114 ayeði gereði ilim vermesi için dua edin sonra yine gelin,kaldýðýnýz yerden deðil sýfýrdan bir sayfa açalým inþaAllah...

Sevgilerimle(sevgimin büyüðü elbette Semazenime:) )

Naci Çelik yazdı.

Evet,itiraf ediyorum.Gerçekten de köşeye sıkıştım.Çünkü muhataplarımı,Allah"lıktan pay kapmak isteyen zalim ilahlar afyon yutturarak uyuşturdu.Belli ki,sende ayni alemcilerdensin.Size yutturulan afyonun tesiriyle kendinizi Mele i Ala"da zannediyor ve oradan ahkam kesiyorsunuz.

Size iyi alemler.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Mircan Yazdı: Sevgilerimle(sevgimin büyüğü elbette Semazenime:) )

Değerli Dostlar,

Bir süreden beri, bu başlık altında yoğun bir biçimde yazışma trafiği yaşanıyor. Birçok forum takipçisinin, mâlum kişinin  şirk yüklü yorumları (kendilerinin görüşüdür) karşısında sağduyulu tepki verdiklerini ve tepkilerini ilmi olarak da delillendirdiklerini görmek mutluluk verici.

Bugünlerde, bu başlık altında tanıklık ettiğimiz garip düşünceler (domuz eti, fahişelik, yeni bir şirk tarifi, İsa ve Yahya’nın aynı kişiler oldukları vd..) düşünce tarihinde ve dinler tarihinde tam olarak “sapkınlığa” tekabül ediyor. Meselenin, küçümsenecek, gülünüp geçilecek veya mâsum görülecek bir tarafı yok..

Bununla beraber, yapılacak fazla bir şey de yok! Çünkü, din öyle bir saha ki ağzı olanı konuşmaktan alıkoymak mümkün değil! En fazla, mesela forum ortamında sansür uygulayabilirsiniz.. Ama aslında, “okuyucu” bilinçlenerek ve daha fazla bilgilenerek kendisi sansür uygulayabilmeli.. Yâni, “ben Naci Çelik’i okumuyorum” diyebilmeli!

Şimdi efendim; daha önce vurgu yaptığımız detaylı cevabımıza gelelim ve yarım kalan yerden devam edelim. Bu detaylandırmayı, muhtemelen son kez bir safsatanın çürük yerlerini yakalamak nasıl olura örnek olsun düşüncesiyle sunuyoruz.

Lütfen çok dikkat!

6 Mart tarihli, Zekeriyya (A.S.) konusunda yazışırken, N. Çelik Âli İmran:44’ün mealini şöyle veriyor...

“Bunlar sana vahyettiğimiz,görünmez alemin haberlerindendir. Meryem”e hangisi kefil olacak diye (kur”a) oklarını atarlarken,sen onların yanında değildin,birbirleri ile çekiştikleri zaman da sen yanlarında değildin”3/44

Evet, bu meali N. Çelik’in mesajından dikkatinize sunuyorum.

Peki, burada sakıncalı bir durum var mı? Hayır! Yok!

Nitekim, bu âyeti kerimeye ben de atıfta bulunmuştum. Ancak,  bu âyetin tam mealini verdikten sonra N. Çelik’in şu cümlelerine lütfen çok dikkat!!!

“Senin dikkat çektiğin,benimde yukarıya verdiğim ayetlerin tasvir ettiği sahne,tekerrür ederken,Hz.Zekeriya bu dünyadan ayrılmıştı. Çünkü, Hz.İsa doğmuş ve böylece yeni bir peygamber gelmişti.”

Garip bir durum var! 44 numaralı âyette Hz. Meryem için yapılan kur’adan açık bir biçimde bahsediliyor; öyle değil mi? Peki, Hz. İsa için kur’a çekildiği  meselesi nerden çıktı???

Yorumcu (!) şöyle devam ediyor.

Naci Çelik Yazdı: Şimdi geçelim,yukarda verdiğim ayetin asıl tefsirine.Ancak,bu ayeti anlayabilmek için,daha doğrusu bu sahneyi okuyabilmek için,başka bir sahneyi görmemiz gerekir. “(Meryem)Onu taşıyarak kavmine getirdi:Ey Meryem,dediler,sen tuhaf bir iş yaptın.Ey Harunun kız kardeşi,baban kötü bir adam değildi,annen de fahişe değildi.(Meryem) Çoçuğu gösterdi.Dediler ki:Beşikteki çocukla nasıl konuşuruz.(Çocuk) Ben Allah”ın kuluyum,dedi;(O) bana kitap verdi,beni peygamber yaptı… 19/27-30. Soru:Hz.Meryemi fahişelikle suçlayan muhatapları,beşikteki Hz.İsa konuşmaya başlayınca ne yaptılar? El cevap:Hepsi,Meryemin masumiyetine ve İsa”nın peygamberliğine iman ettiler.Ve hepsi,Meryem ve oğlunun bakıcılığına gönüllü olarak ve hararetle talip oldular.İşte… o zaman Hz.Meryem kura çekimine baş vurulmasına karar verdi.Çünkü,onca gönüllü arasından birini tercih etmek,Meryemin asaletine ve zerafetine yakışmaz idi.

Anlayabildiniz mi???

Biz daha Âli İmran:44’deki Hz. Meryem’i (sâdece Meryem'i) himayesine almak isteyenler arasında çekilen kur’adan bahsederken; birden kendimizi bu çekilişin Hz. İsa için de yapıldığı iddiası (!) ile karşı karşıya bulduk...

İlgili âyete lütfen bir daha bakınız! Hz. İsa’nın adını görebilecek misiniz?

Elbette, hayır! Nitekim, âyetin yukarıdaki mealini N. Çelik’ten almıştık...

Biz başa dönelim ve Hz. Meryem için çekilen kur’ada Hz. Zekeriyya için de neden bir kalem (Ali İmran:44)  bulunduğunu soralım? Öyle ya, Zekeriyya Peygamber eğer Hz. Meryem’in babası ise (?!) ve ebeveyn olarak Hz. Meryem’i hür olarak adamışlarsa, neden hür olarak adadıklarının himayesine tekrar talip oluyorlar ve diğer taliplilerle birlikte kur’aya katılıyorlar.?? Hem adamak; hem de adadığını geri almak o devir için mâkul ve makbul işlerden midir?? Dahası,  yorumcumuz bu nevi kur’alara dair usul bilgisini detaylı biçimde hangi kaynaktan alıyor? Biz,  bugüne kadar söylediklerinden Kurân dışı ilmî kaynaklara iltifat etmedikleri düşüncesine kapılmıştık...

Son alarak, bütün tarihi kaynaklar Hz. Zekeriyya, Hz. Meryem ve Hz. İsa hakkında aynı yönde soyağacı bilgileri verirken, İmran’ın Zekeriyya, İsa’nın Yahya ve de Musa, Harun ve Meryem’in aynı anne babadan özkardeş olduklarını belgeleyecek bir tek Kurânî delil bulamayız... Şu ana kadar “delil” diye sunulanların neye delâlet ettiklerini aklı selîminize havâle ediyorum.

İyi Geceler!

Neyzen_Semazen

Not: Bu akşam yeterli vakit bulamadığım için “Hârun’un Kızkardeşi” meselesine temas edemedim.. İnşaALLAH, bu konuya ait kısa incelemeyi yakın zamanda dikkatinize sunmak niyetindeyim.. Bununla, “bana göre” diyerek sağlıklı yorum yapmanın mütevâzı bir örneğini sergilemek istiyorum.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Naci Bey,

Alemcilik sizin düşünce ve yaşantı tarzınıza daha uygun bir ifade.Öyle ya genelev alemleri,bekarlığa veda partileri hep sizin dinen uygun bulduğunuz eğlenceler.

Üzülerek görmekteyiz ki,safsatalarınızla başaramadığınız baskınlığı,gittikçe çirkinleşen uslubunuz ile yapmaya çalışmaktasınız.Hakkınızda olumsuz zannıma rağmen biliyorum ki Rab'bimin fırsatları hiç tükenmez ve iman son nefes işidir.Umulur ki bu sapkın düşüncelerinizden bir an önce sıyrılıp,tevbe edersiniz.

Rab'bim sizi ıslah etsin...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam

Bu başlık altında iş fikirleri tartışmaktan öte karşılıklı polemik ve atışmaya dönüştü.

hiç hoş olmadı.Naci çelik bu siteye gelip görüşlerini başlıklar açıp bu benim kuran anlayışım doğru olan budur demedi

Naci beyin fikir ve kuran anlayışı karşılıklı  kurandan delil getirilerek tartışılabilirdi.ancak böyle olmadı ve konuşmalardaki uslup iyice sertleşip hakaretamiz bir hal aldı.

Yapılan "sen kuranı neden böyle anladın bakim" hesabı sormaya dönüştü.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Semazen yazdı

Değerli Dostlar,

Bir süreden beri, bu başlık altında yoğun bir biçimde yazışma trafiği yaşanıyor. Birçok forum takipçisinin, mâlum kişinin  şirk yüklü yorumları (kendilerinin görüşüdür) karşısında sağduyulu tepki verdiklerini ve tepkilerini ilmi olarak da delillendirdiklerini görmek mutluluk verici.

Naci Çelik.

Ha işte,böyle yere inerek eleştiride bulunun.Bundan böyle,destek vereceğin eleştiriler konusunda da dikkatli ol.Her ilahlığa soyunana tapmak zorunda değilsin.

 Dostum, hokus pokus yapma,bana  verilen tepkilerin seni yeterince tatmin etmediği ortada ki,bana sansür uygulanmasını arzu etmektesiniz.Bu tavır,size tam uyuyor.Çünkü bu tavır kendini aşamamış,inancından emin olamayan,kiralık beyinlerle ancak düşünebilen zavallıların tavridir.

Semazen yazdı.

Bugünlerde, bu başlık altında tanıklık ettiğimiz garip düşünceler (domuz eti, fahişelik, yeni bir şirk tarifi, İsa ve Yahya’nın aynı kişiler oldukları vd..) düşünce tarihinde ve dinler tarihinde tam olarak “sapkınlığa” tekabül ediyor. Meselenin, küçümsenecek, gülünüp geçilecek veya mâsum görülecek bir tarafı yok..

Naci Çelik.

Doğru söylüyorsun! Eğer benim yaptığım yorumlar ve bilhassa peygamber isimleri ile ilgili yaptığım yorumlar doğru ise,bu durumda sizin ilahlarınızın Kur"an"dan bihaber cahiller olduğu ifşa edilmiş olacaktır.Senin tek endişen bu.Sen ilahlarının bizler gibi birer aciz yaratıklar olduğuna inanmak istemiyorsun.

Benim yorumlarımı okuyanlar,benim yorumlarıma inansa ne olur,inanmasa ne olur.Benim yorumlarım bir iman konusu değil.Ben benim inandığım gibi inanmayan dinden çıkar falan da demedim.Sen,okurların benim yazılarımı okumasından neden endişeleniyorsun?

Semazen yazdı

Bununla beraber, yapılacak fazla bir şey de yok! Çünkü, din öyle bir saha ki ağzı olanı konuşmaktan alıkoymak mümkün değil!

Naci Çelik yazdı.

Vah zavallı,elinizden gelse,sizin beyninize tahakküm edenler gibi sizde insanların beyinlerine tahakküm edeceksiniz.

Semazen yazdı

En fazla, mesela forum ortamında sansür uygulayabilirsiniz.. Ama aslında, “okuyucu” bilinçlenerek ve daha fazla bilgilenerek kendisi sansür uygulayabilmeli.. Yâni, “ben Naci Çelik’i okumuyorum” diyebilmeli!

Naci Çeli yazdı

Olur beyefendi,başka bir emriniz var mı?!

Semazen yazdı.

Şimdi efendim; daha önce vurgu yaptığımız detaylı cevabımıza gelelim ve yarım kalan yerden devam edelim. Bu detaylandırmayı, muhtemelen son kez bir safsatanın çürük yerlerini yakalamak nasıl olura örnek olsun düşüncesiyle sunuyoruz.

Naci Çelik yazdı.

Neden son kez.Eğer kendi mantığınla,kendi beyninle benim yorumlarımı eleştireceksen,seninle tartışmaya her zaman hazırım.Fakat benim karşıma ilahlarını çıkarırsan seninle tartışmam ama ilahlarına saldırırım.Sende o zaman askeri olduğun ilahlarını,koruyabiliyorsan onları benim saldırılarımdan korursun.

Semazen yazdı.

Lütfen çok dikkat!

6 Mart tarihli, Zekeriyya (A.S.) konusunda yazışırken, N. Çelik Âli İmran:44’ün mealini şöyle veriyor...

“Bunlar sana vahyettiğimiz,görünmez alemin haberlerindendir. Meryem”e hangisi kefil olacak diye (kur”a) oklarını atarlarken,sen onların yanında değildin,birbirleri ile çekiştikleri zaman da sen yanlarında değildin”3/44

Evet, bu meali N. Çelik’in mesajından dikkatinize sunuyorum.

Peki, burada sakıncalı bir durum var mı? Hayır! Yok!

Nitekim, bu âyeti kerimeye ben de atıfta bulunmuştum. Ancak,  bu âyetin tam mealini verdikten sonra N. Çelik’in şu cümlelerine lütfen çok dikkat!!!

“Senin dikkat çektiğin,benimde yukarıya verdiğim ayetlerin tasvir ettiği sahne,tekerrür ederken,Hz.Zekeriya bu dünyadan ayrılmıştı. Çünkü, Hz.İsa doğmuş ve böylece yeni bir peygamber gelmişti.”

Garip bir durum var! 44 numaralı âyette Hz. Meryem için yapılan kur’adan açık bir biçimde bahsediliyor; öyle değil mi? Peki, Hz. İsa için kur’a çekildiği  meselesi nerden çıktı???

Yorumcu (!) şöyle devam ediyor.

Naci Çelik Yazdı: Şimdi geçelim,yukarda verdiğim ayetin asıl tefsirine.Ancak,bu ayeti anlayabilmek için,daha doğrusu bu sahneyi okuyabilmek için,başka bir sahneyi görmemiz gerekir. “(Meryem)Onu taşıyarak kavmine getirdi:Ey Meryem,dediler,sen tuhaf bir iş yaptın.Ey Harunun kız kardeşi,baban kötü bir adam değildi,annen de fahişe değildi.(Meryem) Çoçuğu gösterdi.Dediler ki:Beşikteki çocukla nasıl konuşuruz.(Çocuk) Ben Allah”ın kuluyum,dedi;(O) bana kitap verdi,beni peygamber yaptı… 19/27-30. Soru:Hz.Meryemi fahişelikle suçlayan muhatapları,beşikteki Hz.İsa konuşmaya başlayınca ne yaptılar? El cevap:Hepsi,Meryemin masumiyetine ve İsa”nın peygamberliğine iman ettiler.Ve hepsi,Meryem ve oğlunun bakıcılığına gönüllü olarak ve hararetle talip oldular.İşte… o zaman Hz.Meryem kura çekimine baş vurulmasına karar verdi.Çünkü,onca gönüllü arasından birini tercih etmek,Meryemin asaletine ve zerafetine yakışmaz idi.

Anlayabildiniz mi???

Biz daha Âli İmran:44’deki Hz. Meryem’i (sâdece Meryem'i) himayesine almak isteyenler arasında çekilen kur’adan bahsederken; birden kendimizi bu çekilişin Hz. İsa için de yapıldığı iddiası (!) ile karşı karşıya bulduk...

İlgili âyete lütfen bir daha bakınız! Hz. İsa’nın adını görebilecek misiniz?

Elbette, hayır! Nitekim, âyetin yukarıdaki mealini N. Çelik’ten almıştık...

Naci Çelik yazdı.

Dostum.Hz.İsanın adı ayette yok ama resimde var.Resim okumakta ancak meleke kazanmakla olur.Ayrica,ayeti resmederek okumadan da Hz.İsa"yi görmek çok mümkün,Hz.İsa,Hz.Meryemin kucağında,kucağında.Meryem biraz önce işaret ettiği çocuğunu ne yaptı?Cami avlusuna mı bıraktı?

Semazen yazdı.

Biz başa dönelim ve Hz. Meryem için çekilen kur’ada Hz. Zekeriyya için de neden bir kalem (Ali İmran:44)  bulunduğunu soralım? Öyle ya, Zekeriyya Peygamber eğer Hz. Meryem’in babası ise (?!) ve ebeveyn olarak Hz. Meryem’i hür olarak adamışlarsa, neden hür olarak adadıklarının himayesine tekrar talip oluyorlar ve diğer taliplilerle birlikte kur’aya katılıyorlar.?? Hem adamak; hem de adadığını geri almak o devir için mâkul ve makbul işlerden midir?? Dahası,  yorumcumuz bu nevi kur’alara dair usul bilgisini detaylı biçimde hangi kaynaktan alıyor? Biz,  bugüne kadar söylediklerinden Kurân dışı ilmî kaynaklara iltifat etmedikleri düşüncesine kapılmıştık...

Naci Çelik yazdı

Asıl sen,Hz.Zekeriyanında kuraya katıldığını nerden çıkariyorsun.Hz.Zekeriya için bir kalem bulunduğunu ayetin neresinde gördün.

Ama şunu iddia ediyorsan,bu kura çekiminin isa doğmadan çok önce yapıldığını iddia ediyorsan bunu anlarım.Çünkü o zaman bakıcılığına talip olunan kişi Meryem olmuş olur.Yani kuraya katılan kişiler arasında Hz.Zekeriya da varsa,ozaman bakıcılığına talip olunan kişi de sadece meryem"dir.

Allah şahittir ki,ben bu konuyla ilgili rivayetleri hiç bilmiyorum.Belli ki siz,rivayetler doğrultusunda benim yorumuma itiraz ediyorsun.Yani gene kendi mantığınla düşünmüyorsun,ölmüş beyinlerle düşünüyorsun.

Dostum,senin daha doğrusu atalarının verdiği bilgilerin yanlış olduğunu sana bile ispat edebilirim.

Şöyle ki:Hz.Zekeriya o toplumun imamıdır.Yani hem lideridir,hem de peygamberidir.Hal böyle iken,Hz.Zekeriya meryemin bakıcılığını almak isteyecek,fakat toplumu buna riza göstermeyip,hayır efemdim kura çekeceğiz diyecek,öyle mi? Pes doğrusu.İşte senin ataların bu kadar beyinsiz idi.

Son alarak, bütün tarihi kaynaklar Hz. Zekeriyya, Hz. Meryem ve Hz. İsa hakkında aynı yönde soyağacı bilgileri verirken, İmran’ın Zekeriyya, İsa’nın Yahya ve de Musa, Harun ve Meryem’in aynı anne babadan özkardeş olduklarını belgeleyecek bir tek Kurânî delil bulamayız... Şu ana kadar “delil” diye sunulanların neye delâlet ettiklerini aklı selîminize havâle ediyorum.

İyi Geceler!

Neyzen_Semazen

Naci Çelik yazdı.

Dostum,tarihi kaynaklar benim için asla ölçü değildir.Benim için iki ölçü var.Birincisi,yazılı Kur"an ayetleri ve Allah"ın,bizzat bana fıtraten üflediği ruh (akıl,mantık,bilgi ve iman kaynağı) tur.

Semazen yazdı.

Not: Bu akşam yeterli vakit bulamadığım için “Hârun’un Kızkardeşi” meselesine temas edemedim.. İnşaALLAH, bu konuya ait kısa incelemeyi yakın zamanda dikkatinize sunmak niyetindeyim.. Bununla, “bana göre” diyerek sağlıklı yorum yapmanın mütevâzı bir örneğini sergilemek istiyorum.

Naci Çelik yazdı

Hay Allah razi olsun.Demek ki,seninle iletişim kurabileceğiz.Umarım dediğiniz gibi kendi mantığınızla ve Kur"an ı konuşturarak konuya değinirsiniz.Eğer hakikaten konuyu kendi beyninizle düşünerek,incelerseniz,bende o beynin dışındaki alnı saygıyla öpeceğim.

Selam ile. 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam

Naci Çelik bu siteye gelip benim düşüncelerim bunlardır deyip onlarca başlık açmadı doğru peki ne yaptı sitesinin adresini ikinci iletisinde yayınlayıp işin daha kolayına kaçtı,sevgili Alperen'inde arzu etmediği bir şekilde siteyi öven bir kaç ifadesi katılımcıların hepsini oraya yönlendirdi.Okuyucular alışılmışın dışında rastaldıkları marjinal safsataları okuyunca doğal olarak reaksiyon gösterdiler çünkü ellerindeki Kur'anda bunların hiçbiri olmadığı gibi bunlara delil olabilecek ucu açık ifadelerde mevcut değildi.

Naci çelik masum değildir,ona masum diyenler yarın yazdıkları safsatalara kanan nefis düşkünlerini birilerininde vebalini alacaklardır.

Naci Çelik beyefendinin bir önceki iletisinde söylediği gibi "Bunlar imanı meseleler değildir,bu nedenle okuyanların bana katılıp katılmaması önemli değildir" cümlesi kulağa bu kadar hoş gelmemelidir çünkü mesele bu kadar basit değildir.Domuz eti yemek nasıl imani bir mesele değildir,zinayı imani bir meselenin dışında nasıl tutabiliriz? Kur'anda yazan herşey imani meseledir.Allah'ı arzu etmediği bir hükmü çıkarmak bile "iman" a ciddi zararlar verir.Ha iyiniyetlisinizdir elbette Allah sizi affedecektir.Ama sapık ideoloji ve felsefenizi işte bu gerçek Kur'andır diye pazarlamaya çalışıyorsanız şeytanla yakın bir münasebetiniz olduğu mutlaktır.Eminim birçoğumuzun içinde belli konularda paylaşmadığımız,ilginç yorumlar mevcut peki bunları olur olmaz yazıyormuyuz? HAYIR en azından ben yapmıyorum...Yaparsam inanmışım demektir,yaparsam hüküm vermişim demektir,inanmışsam bu imani bir mesele haline gelmiş demektir.

Kur'an felsefe kitabı değildir,bu nedenle Kur'an felsefi bakış açısıyla yorumlanamaz.Yorumlayanların örnekleri sıcağı sıcağına gözönünde.Buna alet olmak isteyen varsa buyursun.Ama ben olmayacağım,bu sitede ne sıfatla bulunursam bulunayım karşı durmaya çalışacağım.

Naci Çelik'in safsataları karşısında kale gibi dimdik duran Semazen'ide tebrik etmek gerekir.Gecikmiş teşekkürü tüm benim gibi düşünen kardeşlerim adıma kendisine yapıyorum.Çok şükürki onun gibi bir değere sahibiz.

Son olarak belki bunu söylemek doğru değil ama Naci Çelik'in zırvalarına dur demeyi şuramızada teklif ettim,uslub açısından rahatsızlık veren bir durum sözkonusu olmadığından ve verilen cevapların kaliteli oluşundan dolay devam kararı verildi.Görülen o iki uslubda bozulmaya başladı,kalitede düşmeye...

Hayırlısı deyip sözü uzatmamak en doğrusu belkide...

Sevgilerimle

MİRCAN

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Savana Yazdı

Selam naci bey

Sizi köşeye sıkıştırmak niyetiyle sorulmuş sorular değildi bunlar.nur 30 ve 31 bu sitede yüzlerce sayfa tartışıldı ve ben bu soruları bu sitede bir çok kez sordum.

Sizin Nur 30 ve 31 in  tahlili ve yaklaşımınız gittiğiniz yol doğru ancak vardığınız sonuç yanlış . Bu ayet çıplak dolaşan kadına giyin örtün göğüslerini ört emri değil.Ayet hali hazırda giyinik göğüsleri örtük olan kadının göğüs dekoltesinden görünen göğüs çatalına dikkat çekip bu şekilde  yakınların(nur31 listesi)yanında gezebilirsin ancak bu kişiler dışında örtünü göğüs çatalı üzerine sal  diyor.

Yani bu ayete göre bahsini ettiğimiz Afrikalı bayan nur31deki hitap edilen mümin kadınlar gibi  göğüslerini örten elbiseler giyecek göğüsleri kısmen sergileyen dekolte kıyafetlerini sadece yakınları yanında giyecek bu kimseler dışında göğüs çatalı üzerine örtüsünü salacak.

Nur58 ve 59 u nur 30 ve nur31 le beraber değerlendirdiğimizde  nur58de elbiseler çıkınca meydana gelen çıplaklığın yasaklanan(görünmesinde sakınca olan)kısmının ne olduğu sonucuna varırız.

Şöyleki nur 58de kadın ve erkek elbiselerini çıkardığında görünen vücut parçaları kollar bacaklar baldır göğüsler bel kalçalar cinsel organlardır.O halde anne babanın  bu uzuvlarının ailenin diğer bireyleri tarafından   tamamının görünmesi mi yasaklanmış bir kısmının mı?

Elbise çıktığında görünen baldır veya kol ailenin diğer bireylerine gösterilmesi yasak mı?

İşte bu soruların cevabını veren nur 30 ve 31 dir..Nur 30 31 elbiseyle örtülmesi gerekli yerlere dikkat çekerek giyimin asgarisinin sınırlarını çizmekte.O halde nur 58de yasak olan  elbise çıktığında meydana çıkan çıplaklık= erkek ve kadının cinsel organları ve kadının göğüsleri .

siz nur31i nur 58e göre tesfir ediyorsunuz ben nur 58i nur 31e göre .

Sevgili Savana Kardeşim.

Yazının girişinde vardığım sonucun yanlış olduğunu söylüyorsun.Fakat ben yazının tamamını tekrar tekrar okumama rağmen,ikimizinde ayni  sonuca vardiğini görüyorum.

Yoksa yanılıyormuyum? Çünkü bizim kafamız gündüz saat 12"den sonra çalışmaz.Halbu ki,saat şu anda gece 2"ye geliyor. Selam ile.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sevgili Savana Kardeşim.

Yazının girişinde vardığım sonucun yanlış olduğunu söylüyorsun.Fakat ben yazının tamamını tekrar tekrar okumama rağmen,ikimizinde ayni  sonuca vardiğini görüyorum.

Yoksa yanılıyormuyum? Çünkü bizim kafamız gündüz saat 12"den sonra çalışmaz.Halbu ki,saat şu anda gece 2"ye geliyor. Selam ile.(naci çelik)

Selam

Evet doğru ikimizde neticede aynı sonuca varmışız. Galiba ben 12den sonra yazdım o yazıyı