Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Dostlar

Galiba bir yanlış anlaşılma oldu. Kıldığım namazlardaki farklılık şekilde yada Rükunlarda değil. Zira bu konuda ihtilafın olması mümkün değil. Kıyamın ayakta durmak, Rükunun eğilmek, Secdenin de alnı yere koymak olduğu hususunda genelgeçer bir kabul vardır. Ve bu genelgeçer kabul yüzyıllar boyunca tüm milletlerde vardır. Bu yüzden Kur'anda bir daha bunun anlatımına girilmemiştir. Bazı hususların her millet tarafından bilindiği ve uygulanageldiği gözönünde bulundurularak diğer bir takım hususlar anlatılmıştır. Namazın şekli de bunun gibidir. Yani bu rükunlardaki şekil konusu sözlüklerden bile bakılıp öğrenilecek bir konudur çünkü her dinde aşağı yukarı vardır. Örneğin Budistler de secde eder. Ortak terimlerin, ortak şekilleri vardır.

Namaza başlarken ellerimi kaldıracak mıyım, kaldıracaksam ne kadar kaldırıcağım yada sonrasında ellerimi bağlayacak mıyım yoksa salacak mıyım gibi konular ayrıntıdır. Ayaktayken ayaklarımı dört parmak mı yoksa sekiz parmak mı açaçağım gibi konulara takılmanın anlamı yoktur. Göbekliysem dört parmak açarsam ne olur:)) Aslolan ayakta durmaktır ve Allah’ın huzurunda olmanın gerektirdiği özen ve rikkattir (incelik,naziklik, kalp dikkati).

Kur'ana uygun olmayan kısımlarını uygulamıyorum sadece. Örneğin namazlarımda Müzzemmil 20 gereği sadece Kur’andan okuyorum. Günde 3 vakit 2’şer rekat namaz kılıyorum.

Ben geleneği tümden reddeden birisi değilim. Kur’an Furkan olduktan sonra sorun yok. Hadisleri de okuyorum onlardan da faydalanıyorum. Sözlerin hepsini dinliyorum sonra en güzeline uyuyorum. Ama hepsini Kur’anı daha iyi anlamada birer malzeme olarak görüyorum. Hiçbir Kitabı Kur’ana ortak koşmuyorum. Kur’an biricik ölçüt, biricik kaynak. Tek sahih kitabımız olarak Kur’anı belirledikten sonra artık sapmamız imkan dahilinde olmasagerek.

Ben “Yalnız Kur’an” derken bunu kabul ederek diyorum. Her kitaptan her fikirden her açılımdan faydalanalım. Çapımızı genişletelim. Bunların hepsini o biricik sahih kitabı daha iyi anlama adına yapalım. Hani bir söz vardır; “tüm kitaplar tek bir kitabı daha iyi anlamak için okunur”. Bence bu söz çok güzel bir söz.

Bence din sadece Kur’ana bakılarak yaşanmaz. Çünkü ayetler sadece Kur’anda yok. Çünkü kitap sadece Kur’an değil. İnsan da bir kitap, evren de bir kitap. Ama kitapların anası Kur’an. Biricik çıkış noktası, yegane sahih referans kaynağımız o. Örneğin o kitapta bizden kendimizi ve evreni incelememiz istenir. Demek ki insan ve evren kitabını da okuyacağız. Fizikle, biyolojiyle,astomiyle, vd. ile okuyacağız. Diğer bilim dallarıyla da Tarih, Psikoloji, Sosyoloji vd. ile okuyacağız. Örneğin Psikoloji ve Sosyoloji bilmeden Kur’andaki milletlerin yada şahısların tavırlarını anlamaya çalışmak çok yavan bir uğraş olsagerek.

Üretilen hiçbir değeri gözardı etmiyorum. Hepsinden elimden geldiği kadar faydalanmaya çalışıyorum. Hatta bunları İslami veya değil diye kategorize bile etmiyorum. Her şey ama her şey o biricik kitabı daha iyi anlamak ve yaşamak adına malzeme olarak kullanılmalıdır. Dediğim gibi Kur’an Furkan olarak belirlendikten sonra sorun yok.

Saygılar

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Tardu-Kaan kardeşim ben her türlü fikre, her türlü üretilmiş değere açık bir insanım.

Ben herşeyi reddeden birisi değilim asla. Aksine herşeyi kabul eden birisiyim. Fakat bu kabulden sonra elimdeki ölçüt ile yani Kur'an ile eleme yapmaktayım. Kur'ani olanları alırım faydalanırım, olmayanları atarım.

Üstte dediğim gibi bence Kur'an sadece Kur'ana bakarak yaşanmaz. Bu konuda seninle ortak yöne / bakış açısına sahip olduğumuzu düşünüyorum.

Saygılar

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam ve imza

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selamlar,

Etthiyatu,Salli Barik ve Kunut duaları ne yönden şirk içerir biraz bilgi verirmisiniz.

selam, molla

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Molla.

Sevgili Dostum Namazlarımda okuduğum Duaları şirk içermesine yada içermemesine, iyi yada daha iyi oluşuna göre değerlendirmiyorum. Kur'anda var mı yok mu ona bakıyorum. (Müzzemmil 20 gereği)

Allahımız bize ne güzel dualar öğretmiş. Sevgili resullerimizin ne güzel duaları var ve bu dualar bize Rabbimiz tarafından örnek olarak gösterilmiş. Bizler namazlarımızda Rabbimizin öğrettiği duaları yapalım. Namaz dışında ise dilediğimiz kişinin ürettiği yada içimizden geldiği gibi dua edelim.

Örneğin Rabbena duaları yada Fatiha Suresi yada Allah öğretisi diğer güzel dualar varken, neden bunlar varken hadis kaynaklı, doğruluğu şüpheli, içeriği belki tehlikeli duaları yapalım?

Saygılar

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Rabbimizin bize öğrettiği dualardan birkaç örnek;

"Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver! Ve bizi ateş azabından koru!" (bakara 201)

"Ey Rabbimiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ'mızsın. Küfre sapanlar topluluğuna karşı yardım et bize! (Bakara 286)

Ey Rabbimiz!Bizi doğruya ve güzele yönelttikten sonra kalplerimizi bozup eğriltme ve bize katından bir rahmet bağışla.Sen, yalnız sen Vahhab’sın, bol bol bağışta bulunansın. (Ali İmran 8)

“Ey Rabbimiz, kuşkusuz olarak sana inandık.Bağışla günahlarımızı, ateş azabından koru bizi!” (Ali İmran 16)

Ey Rabbimiz!Bağışla bizim günahlarımızı, affet işlerimizdeki taşkınlığımızı, sağlam bastır ayaklarımızı ve yardım et bize küfre sapan topluma karşı. (Ali İmran 147)

“Ey Rabbimiz!Bir çağırıcının, ‘Rabbinize inanın’ diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik.Ey Rabbimiz!Günahlarımızı bağışla bizim.Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyiliklerle ölmek nasip et” (Ali İmran 193)

“Ey Rabbimiz!Resullerine vaat ettiğini de bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme.Sen, vaadine asla ters düşmezsin.”  (Ali İmran 194)

“Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Canımızı müslümanlar olarak al” (Araf 126)

"Rabbim! Beni, namazı özenle yerine getiren bir insan yap. Soyumdan bir kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et!” (İbrahim 40)

"Rabbimiz, hesabın ortaya geleceği gün; beni, anne-babamı ve inananları affet!” (İbrahim 41)

"Rabbimiz, inandık; affet bizi, acı bize, sen merhametlilerin en hayırlısısın" (Muminun 109)

"Rabbimiz, eşlerimizden ve çocuklarımızdan bize göz aydınlığı bağışla. Bizi takvaya sarılanlara önder kıl.” (Furkan 74)

"Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut. Doğrusu, onun azabı inatçı ve yapışkandır!” (Furkan 65)

"Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!” (Haşr 10)

“Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır” (Mümtehine 4)

"Ey Rabbimiz! Bizi, küfre sapanlar için bir fitne/imtihan aracı yapma! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Sen, yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin sahibisin.” (Mümtehine 5)

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla. Hamd, alemlerin Rabbi Allah'adır. Rahman'dır,Rahim'dir O. Din gününün Malik'i,sultanıdır O... Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Dosdoğru giden yola ilet bizi... Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların yoluna… (Fatiha)

"Rabbim, ilmimi artır!” (Taha 114)

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam dostlar,

verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. ben zaten ne zamandır bu duaları terketmeyi düşünüyordum ve böylece vesile olmuş oldunuz Allah razı olsun

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

merhaba  nane molla

esselamu aleyküm  arkadaşlar

buraya kadar sizleri sürekli  yazılarınızdan  gözlemlemeye çalışıyor ve zaman zaman  teyid ediyor zaman  zamanda  uyarıyor ve ya ikaz ediyordum.

şimdi anladımki  ikaz ve ya uyarı benim ne haddime...........

sizler zaten her biriniz birer müçtehid olmuş  usuli fıkıh ve usulü akaid hatta kelam  ilminde allame olmuş bi okadarda  tefsir ilminde  üstatlaşmış hadis ilminde bütün teferruatı kavramış ve her birini tarihin çöplüğüne atıvermiş çok ama  çok yüce şahsiyetlersiniz...

 yahu arkadaşlar bune ferasetsizlik ...

hiç düşünmezmisiniz tarihi   isimleri anılmayacak insan ve ekoller bi okadar hizplerle bu sizin hanef kavramları gibi aykırı çıkış ve  davranışlarıyla dolu olduğunu.

oysa sizin o küçümsediğiniz sıratı müstakim  yolcuları ve ya [ ebu süfyanın sunnilikle ne alakası var ama ]sunnileri küçümseyerek ifade  olarak süfyani dediğiniz insanlar ve o görüşü temsil edenlerin inancı  sizin sürekli aşağıladığınız atalar dini kesinlikle değil..

bu insanlar  allah meleklere kitablara ve resullere iman etmiş olup ümmi nitelikleri gereği olayları sizin gibi sorgulamıyor olabilirler.

ama onlar  kuranın vahiyle muhatabı olan muhammed as. seviyorlar  allaha ve resule uymayı imandan sayıyorlar.

kuranda bahsedilen elçileri ayrıma tabi tutmadan  seviyorlar.

namazlarını kurandaki beyanın şerhinde doğruluğundan şüphe etmiyecekleri kadar samimi resulullahın tarifine uygun  kılıyorlar ve kafalarıda karışmıyor.

hatta o hikayeden nane molla efendi kadar bile şüphe duymuyorlar.

sonra onlar peygamberin ashabına hüsnü zan besliyor ve   gerçekte islamı samimi yaşayan  1400 yüz yıllık tarihi bi çırpıda red edip ayberk gibi  sahtekarların felsefelerinde kafaları karışmıyor.

arkadaşlar şaşırıyorum bazan biliyormusunuz ..

alperen gibi hanef gibi akik gibi sinan gibi o kıyas ve  istihzanda kuvvetli fikir yürüten arkadaşları  bukadar  katı ve  sünnet düşmanı  bir akaidde olabileceğini  düşünmüyorum .

benim ülkemin her biri dünyaya bedel bu  gözü pek ve yağız deli kanlılarını  kuran adına şeytanlar böylesine  saptıramazlar.

işte sevgideğer delikanlılarım  kesin kez sizi dışlamıyor bilakis dahada sizi bu araştırma ve gayretinizden kutluyorum.

nasıl diyorum nasıl bukadar yalın düşünebilirler diye .

inanıyorum  allah kitabına olan iştiyakınız sizi koruyacak ve resulullaha olan  bayağı ilgisizliğinizi gözardı edecek ve sebebler aleminde bir gün yolunuzu gine onun sünnetini tahkik eder halde sizleri onun muhabbetiyle kuşatacaktır.

sevgili doslarım islam dinin yitiklerini araştırmak ve bu gerçekleri  insanlığın hizmetine  sunmak sanırım sizleri dahada  yüceltecektir.

biliyorum size yapmakta olduğum bu babacan tavırlara dudak bükenleriniz olabilir ve hatta bu amcamızda tıpkı eskilerin masalları gibi

nihaven takılıyor diye  düşünebilirsiniz.

ancak biliyorsunuzki bu ümmete musallat olan parazitler sizin hafife ve alaya aldığınız  iskender ve sahtekarlığı ile çoğunuza kazık atan aybekle bitmiyor.

sinsi misyonerler ve siyonist odakların ülkemizdeki her tür sosyal ve iktisadi alanlardaki gizli ve aleni çalışmaları bir yana halkı sömüren şirket ve bankerler onlara özenen  tarikat holdinkleri.

bütün bunlar bu ülkeyi  vatanı bilen ve kendisini bu milletten sayan herkezi olumsuz yönde etkilemektedir.

işte doslarım sizinle paylaşmak istediğim  bu asgari  müştereklerde hem fikir olabilirken sizin bu sivri çıkışlarınızı belki biraz olsun törpülüyebilirim diye düşünüyordum lakin bukadar katı ve sabit fikirli olabileceğinizi tahmin edememiştim.

biliyormusunuz eğer size sizin gibi kurandan alıntılar yaparak cevap vermiyor isem rabbimin azametin den çekindiğimden ve resul as ma karşı  edepsiz duruma düşmememdendir.

şukadarki ben bu konularda ilim  cihetinden selahiyetli  olmadığımın farkında olarak siz delikanlı gençlere bir kaç örnek  bilgiyi sunacam umulurki faydalı olur .

bu yazımdan sonra şayet aklınıza yatmazsa bir daha sizi  rahatsız etmem doslar.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

İbni Sakka isimli bir âlim, akla çok önem verirdi. Her şeyi akılla isbata kalkardı. Allahın varlığını, birliğini 99 delil ile isbat eder ve hep bu konu üzerinde çalışırdı. Zamanla aklının almadığı konular da çıktı, şüpheleri arttı, bocalamaya başladı. Yusuf-i Hemedani hazretlerine birşey sordu. O da, (Otur, senin sözünden küfür kokusu geliyor) buyurdu. İstanbul’a elçi olarak gidince, hıristiyan oldu. Hıristiyan olduktan sonra da, 100 delil ile Allahın 3 olduğunu isbata kalkıştı.

           Dinimizin bildirdiği iman, acaba doğru mu diye araştırılmaz. İman, Muhammed aleyhisselamın, Peygamber olarak bildirdiği şeyleri, tahkik etmeden, akla, tecrübeye ve felsefeye uygun olup olmadığına bakmadan, tasdiktir. Akla uygun olduğu için tasdik etmek, aklı tasdik etmek olur, Resulü tasdik etmek olmaz. Yahut Resulü ve aklı birlikte tasdik etmek olur ki, o zaman Peygambere itimat tam olmaz.Tam olmayınca, iman olmaz. Allahü teâlâ, (Onlar gayba iman ederler) buyuruyor. Resulü de, (Dini aklı ile ölçenden daha zararlısı yoktur) buyurdu.