Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılım bankaları, kendilerinde toplanan müşterilerin paralarını sadece ve kesinlikle anlattığın şekilde mi kullanıyor? Ya da kendi aldığı komisyon ücretlerini ve bekleyen müşteri paralarını nasıl değerlendiriyor? Örneğin hazine bonosu alıyor mu? Bu hususta da bilgi verirsen sevinirim.
Öncelikle cinsiyet konusunda yapığım hatadan dolayı affınıza sığınıyorum amacım sadece anlaşılması güç olan konuyu örnekleyerek kolaylaştırmaktı.Sorunuza gelince evet katılılm bankası mudilerinden topladığı parayı sadece alım-satımda kullanır.Elinde biriken atıl parayı başka bankaya borç veremez,devletten tahvil alamaz.Merkez Bankasında bekleyen munzam(zorunlu)karşılık tutarlarına diğer bankalar gibi faiz almaz.Eskiden istemeselerde kanun gereği bu faiz işliyordu.Katılım bankalarıda bunu almıyor hesaplarında tutuyordu şimdi onlara muafiyet hakkı tanınmış durumda.
Katılım Bankalarının ayrıca bankacılık hizmetlerinden ettiği gelirlerde var havale,eft,kiralık kasa,çek koçan masrafı,proje komisyonları gibi.Bunları verdiği hizmete karşılık alıyor.
Son olarak bir hususu yinelemek istiyorum.Katılım bankaları kesinlikle hayır kurumu değildir,kar amaçlı kurulmuş ticari kuruluşlardır.Ayrıca ilginç bir kaç şey daha söyleyeceğim.Faizsiz sistemi kuranda müslümanlar değildir,citibank gibi büyük dünya bankalarının sadece mal-alım satımının fonlandığı kredileri vardır ve faizsiz finans kurumuna sahip olmayan da bir çok arap ülkesi bulunmaktadır.
ev kredisi almak ok.mi? başlıklı forumu fihristten bulup yeni okudum. Sorular karşısında link vermek yerine yanıtladığın için sağol.
Hazine bonosu sorusu bana değil eşime aitti. Bilgiler ona tatmin edici gelmişti zaten, son iletini de aktarınca, bu durumdan memnun olacağına eminim.
Katılım bankaları hakkında olumsuz düşüncelerin var mı? Eleştirilerin var mı? Bunu merak ettim.Kar payı-faiz karşılaştırması anlamında olması gerekmiyor, mümkünse olmasın da zaten:) Genel olarak müşteriler açısından düşünüldüğünde olumsuz olabilecek durumlar nelerdir?(Faizli bankalardan farklı olarak.)
İlgiyle takip ettiğim faiz konusu tartışılırken hesaplar hep bütüne göre yapılıyor ve bazı ayrıntıları gözden kaçırılıyor gibi geliyor.Özellikle finans katılım bankalarının hemen hemen sıfır riskle ticaret(?) yapmaları ve neredeyse faizci bankalların faiz oranlarına yakın kar payı(?) vermeleri yapılan hesabların pek de Allah'ın kitabına göre olmadığını gösteriyor.Konuyla ilgili şöyle bir-iki örnek vereyim: Diyelim ki ev alacak kişinin birikimi ve eşten-dosttan topladıkları sonucunda 70 bin lirası oldu.Ancak alacağı ev 100 bin lira.Bu durumda bu kişinin sadece 30 bin liraya ihtiyacı var.Bunu katılım bankası vasıtasıyla alsa 120 bin liraya alacak.Ancak o daha fazla ödemek istemiyor ve 30 bin lirayı nasıl temin edecek?katılım bankalarının buna çözümü ne? Yada evinin arsasını aldı,temelden yapmaya başladı ama kabasını bitirdikten sonra elindeki parası bitti.Kalan parasını nasıl bulupta evini tamamlayacak? Diyelim ki,ticaret yapan bir kişinin makinasını aldığı fabrika iflas etti ve o kişi büyük zarara uğradı,finanscılara ödeyeceği hiçbirşeyi yok,ama bir sürü borcu var. Bu durumda o kişinin durumu ne olacak?faizcilerin yaptığı gibi anasından emdiği süt burnundan mı getirilecek yoksa "kardeş,biz zaten kar-zarar ortaklı bankayız,üzme canını,sildik borcunu mu denilecek?" ben böyle birşey duymadım ama işin içinde olanlara göre durum böylemi ? Ayrıca çok büyük karlar yapan bu bankalar sermayelerinin bir kısmını kar amacı gütmeden geliri olmayan insanlara destek olmak ve onu işsizlikten kurtarmak gibi insani projeleri varmı?Yoksa bunların da bütün dertleri kâr, kâr, kâr mı?..
Selam,
Sorularınıza cevap vermeye çalışalım İnşaAllah.
Öncelikle helal ticaret yapmak için illada zarar etmek gerekmez.Planlı,temkinli,profosyenel bir tüccar zarar etmez.Büyük firmaları bu anlamda örnek olarak inceleyebiliriz.Ayrıca katılım bankalarının “HAYIR KURUMLARI” olmadığını,ticari bir işletme olduklarını söylemekte fayda var.Katılım Bankasının asıl gayesi elbette “kar” etmektir.Ticaretten kar edecek mudilerine kar payı dağıtacak ve kendiside kazanacaktır.Öte yandan Katılım Bankalarının gerçek ticareti fonlaması,üretime destek olması,bünyelerindeki çalışanlarıyla istihdama yardımcı olmaları gibi yönleriyle ülke ekonomisine ciddi katkıları olduğuda bir gerçek.
Sayın İblissavar’ın aklına takılan soru aslında bir çok insanın ortak sorusu. Neden katılım bankalarının verdiği kar payı oranları,bankaların faiz oranlarına yakın?
Katılım Bankaları ile diğer bankaların enstürmanları büyük ölçüde aynıdır.İkiside konut,araç,tüketici kredisi ve işletmelere kurumsal kredi kullandırır.Ürünler benzer olduğu için piyasada rekabetçi olunmak zorundadır.Bu nedenle toplam bankacılık sektöründe oranları %5i geçmeyen Katılım Bankaları piyasadaki oranlara yakın oranlar vermek zorundadırlar.Aksi halde daha düşük vermesi durumunda,mudilerine piyasada verilenden daha az kar payı dağıtacak.-ki malesef katılım bankasında hesapları olan bir kısım insanda bile faiz hassasiyeti yok- tersi durumda ise yani piyasanın üzerinde oranlarla fonlama yaparsa,mudilerinin parasını kullandıramayacak ve daha az kar edecektir.Oranların birbirne yakın olma sebebi budur.
Bu arada önceki iletilerimde unuttuğum bir noktayı söylemek istiyorum.Katılım Bankasının mudisine herhangi bir kar taahhüdü yoktur.100 liraya karşılık vade sonunda şu kadar para alacaksın diyemez.Kaldıki dağıtılacak kar payı oranları haftanın son günü yapılan kullandırımlarla hesaplanır ve Pazartesi günü açıklanır.Katılım Bankası kar edemezse haliyle karpayı dağıtmaz ama banka baştan taahhüd ettiği faizi daha fazla kar etsede,zarar etsede vermek zorundadır.
Bir diğer sorunuzda ihtiyaç duyulan kredi miktarı alınacak menkulun değeriyle aynı olmak zorunda değildir,ihtiyaç olunan kısım kadar fonlama yani ihtiyaç nispetinde(hisse oranında) kredi kullandırılabilir.Bu durumda da süreç aynı ister,tapu satışı akabinde Katılım Bankası mal bedelini satıcının hesabına geçer.
Katılım Bankaları inşaat halinde yerler için şu şartla kredi kullandırabilir.İnşaatı yapan firma,inşaat için gerekli malzeme için satıcı inşaat firmalarıyla anlaşır.Proforma faturayla katılım bankasına başvurur.Operasyonel işlemlerden sonra mal bedeli satıcı hesabına geçer,inşaatı yapan aldığı malzemeyle inşaatını tamamlar.Yalnız sadece mal fonlanır.İnşaat işçilerinin yevmiyeleri gibi nakit para ihtiyaçları karşılanmaz.
Son sorunuza gelince...Katılım Bankası mevduatını aldığı kişiyle kar-zarar ortaklığına girer.Kredi kullandırıdığı kişi onun müşterisidir.Elbette kendisine güvenerek parasını veren mudisine karşı sorumludur.Kredinin geri dönüşü aksamaya başladığında bunun için hukuki takip işlemleri yapmak zorundadır.Tekrar edersek Katılım Bankası sadece mevduat sahipleriyle kar-zarar ortaklığı içerisindedir.Satış yaptığı kişiler ise sadece kar veya zarar ettiği müşterisidir.Borcu silmek sandığınız kadar kolay değil.Ben senden para alsam iş yapsam birine mal satsam.Malı sattığım adam param yok dese bende sana dönüp ya arkadaş senin parayı vermiyo adam bende canın sağolsun dedim,senetide yırttım attım desem olur mu?
Arkadaşlar Katılım Banka hayır kurumu değildir.Hayır kurumu olmak gibi bir zaruretide yoktur.Ticari amaçlı kurulmuştur ve kar amacı güder.Onun yanında birilerine yardım edermi etmezmi,burs verirmi vermez mi bunlar kimseyi ilgilendirmez,sorgulamanın yönü bu olmamalıdır.Bu noktada açıkçası özel bir durum olduğundan bilgi vermeyi düşünmüyorum.
Ben size Kur’ana göre faizden nasıl uzak durulup ticaret yapılabilir onu anlatmaya çalışıyorum siz ısrarla uygulamayı değilde bankayı eleştiriyorsunuz...
Katılma Tarihi: 15 mart 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 40
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba Arkadaşlar,
Konuyu başka bir yöne çekmek istiyorum ve diyorum ki :
"Borç vermek Allah ın emridir. "
ve gerçekten Allah rızası için yapıyorsanız,
"Borç verirken Allah ın kuralları bellidir."
Borç vermenin Allah ın emri olduğunu düşünmez ve yakınlarınızla aranızda borç alıp verirken ilahi kanunları uygulamazsanız bu düzene karşı hiç bir şey yapamazsınız.
Hep ya bankaya paranı koy yada fakirlere dağıt diye yaklaşılıyor. Madem birikmiş paranız var, borç verin.
Unutmadan , Kar Payı yaygınlaşırsa insanlar birbirine borç vermez olur. Yardımlaşma azalır. İnsanlar birbiriyle değil, kurumlarla alakadar olur. Bu işin sonu hayırlara ulaşmaz.
Unutmadan , Kar Payı yaygınlaşırsa insanlar birbirine borç vermez olur. Yardımlaşma azalır. İnsanlar birbiriyle değil, kurumlarla alakadar olur. Bu işin sonu hayırlara ulaşmaz.Saygılarımla,
Selam ismail2,
Karpayı sisteminin yaygınlaşması öncelikli olarak bize helal ticareti öğretir.Helal ticaret yapan ve dolayısıyla helal kazanç edinende infak duygusu gelişir.Faizli sistem malesef toplumda standart kazanca alışmış,sorumsuz bireylerler meydana getiriyor.Toplumsal sorumluluk bilincini kazanmanın ilk yolu,toplumsal arınmışlık.Toplumsal arınmanın yolu ise Kur'an ile temizlenme...
Kur'anın eleştirdiği,yasakladığı davranış ve uygulamalardan ne derece uzak durursak o derece Kur'ani yaşamış olacak ve böylece Kur'anın emrettiği yolda emeklemeye başlamış olacağız.Haramlarla içiçe olan/yaşayan kişilerin infak duygusunun gelişmiş olmalarını bekleyemeyiz.Öncelikle bu tip pisliklerden temizlenmeliyiz diye düşünüyorum.
Radikalden Nuray Mert'in konuyla ilgili bir yazısını alıntılıyorum:
"Faiz'
meselesine gelince, son olarak tartışma konusu olan, 'faizsiz'
bankacılık yapan Albaraka Türk'ün başkanından kuşku duyulmasını anlamak
mümkün değil. Financial Times, 'faizsiz bankacılık' yapan bir bankanın
müdürünün faiz kararları alan Merkez Bankası'na atanmak istenmesini
'garip' bulmuş! Ortada garip olan bir şey varsa o da 'faizsiz bankacılık' yapma
iddiasının kendisi. Hepimiz biliyoruz ki, 'faizsiz bankacılık' denilen
şey büyük bir ikiyüzlülükten başka bir şey değil. Tartışacaksak bunu
tartışalım. Faizsiz bankacılık mı olurmuş, bunların hepsi, Müslüman
kapitalistlerin kandırmacaları. Zaten 'faiz'e karşı olan adam, faiz
işlerine bulaşmaktan rahatsız olmuyorsa bu onun sorunu olmalı değil mi?
Saf saf, İslami kesimin 'faiz'in haram olduğunu düşündüğüne inanan
varsa, onları temin etmek isterim; bu kesimde 'faizin' haram olduğuna
inanan, hemen hemen hiç kimse kalmamış gibi. Buna, inanan varsa, zaten
onların da, bu mevkilere yükselmeleri mümkün değil. Keşke, faizin haram
olduğuna inananlar daha çok olsa. Zira, faizin haram olması, emeksiz
kazancın haram sayılması demektir ve para üzerinden para kazanma
üzerine kurulu ekonomik mantığa karşı çok ciddi bir itirazdır. Siz
İslami kesimden böyle bir etik itiraz yükseldiğine şahit oluyor
musunuz? Tam tersine, dindar Müslümanlar işi kitabına uydurup
zenginleşme derdindeler. Dahası, çalıştırdıkları insanların emeğini
sonuna kadar sömürmek, fabrikalarındaki işçileri sendikal haklardan
uzak tutmak konusunda, dindar olmayanları geride bırakacak gayretler
içindeler. Ekonomik alanda, İslami kaygıyla, mevcut sisteme ayak
uydurmamakta ısrar eden dindar vatandaşı değil önemli mevkilere atamak,
mumla arasanız bulamazsınız. Burası, değil AKP'liler, 'İslamcıyım'
diyenlerin taksi plakasına yatırım yapıp, gariban şoförlerin emeği
üzerinden para kazandığı bir ülke. O nedenle, bırakın 'İslamilik'
bahanesiyle AKP'ye yüklenmeyi, bırakın da onu gariban Müslüman vatandaş
yapsın."
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Bu konuda iman sahibi bile olduğu şüpheli Radikal gazetesi yazarının yazısını alıntılamak yerine az çok bu işlerden anlayan birinin yorumlarını alıntılamanız daha uygun olurdu.Kaldıki yazı hiçbir ilmi delile dayanmayan ve uygulama hakkında bilgi içermeyen tamamen siyasi amaçlı yazılmış bir makale...
selam, Maksadım bu konuda farklı görüşleri olanların yazılarını asmaktı.Ama ne hikmetse internetten bu konuda dişe dokunur birşey bulamadım.İşe yarar birşey buluncaya kadar yavaş yavaş bulduklarımla yetineyim dedim. Ancak benim anladığım ve yeni keşfettiğim kadarıyla bu katılım bankalarına önceden verilmeyen devlet güvencesinin,sonradan verilmiş olması bunların şaibeli oluşlarını arttırdı. Çünkü adamlar (özellikle paralarını yatıranlar)zarar etseler(!)bile devletten takır takır paralarını alacaklar. Adı faizsiz olan yeni sömürü çarkı devletin derin sularında iyi tahlil edilmişki,yastık altı olan paralar bu şekilde piyasaya çıkıp alan memnun,veren memnun konumuna getirilmiş. İkincisi ve en önemli keşif ise bu tür kurumlar yüzünden Kuranın Karz-ı hasen ibadetinin ağır yara almış olması.Bir arkadaşın da değindiği bu konu gerçekten ayrı bir inceleme konusu. Önceden insanlar faize yatırmayıp döviz alıyor veya altına çeviriyordu ama en azından para elinin altında olduğundan borç isteyene uygun şekilde borç veriyordu.Ancak şimdi bu katılım bankaları çıkıpta dindar(!) insanlarımız paralarımız değerlensin,ülkemiz kalkınsın sloganlarıyla koşar adım buralara paralarını yatırınca piyasadan sıcak para çekildi ve kimse başkasına borç vermez oldu?Çünkü para elinin altında değil ve çok sıkışmadıkça(!) da kimse parasını zamansız çekip zarara uğramaya niyetli değil(!) Şimdilerde dikkat ederseniz sıcak paranın piyasadan çekilmesinin nedenlerini araştırıyor ve herkes bu paralar nasıl buharlaştı diye kafa yoruyor.Yani sizin anlayacağınız mal,yani para artık sadece belli eller, tekeller ve tröstler arasında dolaşır oldu.Borç almak için bu iki banka ve tefeciler dışında gideceğin yer yok. İnsanlara ve insanlığa bundan büyük zarar verilebilirmi?
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam iblissavar arkadaşıma katılıyorum... arkadaş biraz borç verirmisin? --aa olmaz mı veririm vermesine de parayı vadeliye yatırmıştım daha gününün dolmasına 2,5 ay var beklersen olur... neuzübillah bekleyemem acil lazım..dereye su gelene kadar kurbanın gözü patlarmış.. --dedim ya para nedir ki..ama 2,5 ay beklemen lazım malum vadelide bu vadeyi bozsan olmaz mı --olmaaaaaaaaaazzzzzz hımm senin ömer diyeceğin dudağını büzmenden belliydi:))bekle kredi kartı ben geliyom.. gel gel bende seni bekliyodum..imansızlaaaarrrrrr --abi imana ne oldu ki de imansızlar dedin. :))imana ne mi oldu..kusura bakmaya gitti..
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma