HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: Nûr sûresi: çeviri, yorum Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Açıklamalarımı makul bulup beni yüreklendiren dostlara candan teşekkür ederim.

ÇOK EŞLİLİK ZULÜMSE ÇOK EŞLİ OLUN (!)

Evlilerin evlendirilmesini yasaklayan Nûr 32 ile evli erkeklere ikişer, üçer, dörder eş edinmeyi caiz kıldığı öne sürülen Nisa 3 arasındaki çelişkiye dikkat. Elbette insanlar tarafından üretilip Allah’ın Kitabına sokuşturulan bir çelişki bu.

Çünkü yetimler mal sahibidir ve Nisa 2, ?, 4, 5 ve 6’nın hepsi yetimlerin malları hakkında. 3. ayetteki çok eşlilik ayrıcalığı oraya uymuyor; sırıtıyor.

Türkçeleri şöyle olabilir:

Yetimlere mallarını verin. Temizi pisle değiştirmeyin. Onların malını kendi malınızla yemeyin; büyük günahtır bu (2).

Yetimlere haksızlık etmekten korkuyorsanız size yetki veren kadınları ikişer, üçer, dörder evlendirin. Ama bunda adil olamamaktan korkuyorsanız yalnızca birini ya da yeminle sahip çıktıklarınızı. Malî darlığa düşmekten kurtulmanız için uygun olan budur (3).

(Yetim) kadınlara mallarını hiçbir karşılık beklemeden verin. Ama onlar kendiliklerinden birazını size bırakırlarsa çekinmeden alın (4)

Yetimlerinizin sizin için de geçim kaynağı kılınan mallarını onların aklı ermiyenlerine devretmeyin ama onları yedirin, giydirin ve hoş tutun (5).

Yetimlerinizi sınayın. Onları yaşına erdiklerinde olgun bulursanız kendilerine mallarını devredin. Biraz daha büyüsünler diye ağırdan alıp mallarını çarçur etmeyin…. (6)

Dikkat edilirse 4:3’te NKH var. FeNKiHu. Tıpkı "Ve eNKiHu" diye başlayan Nûr 32’de olduğu gibi. Ama NKH, Nûr 32’de evlen
dirin anlamına gelsin diye enkihu okunacak şekilde harekelendiği halde Nisa 3’te evlenin anlamına gelsin diye inkihu okunacak şekilde harekelenmiş.

Bu tercih Miladî 8 nci yüzyılda harekelemeyi yapan beşere aittir ve son derece yanlıştır çünkü çelişkilerle malul:

Birincisi, Yüce Allah Nisa 23’te çok eşliliğin zulüm olduğunu açıklıyacak; sonra Nisa 3’e dönüp gûya "Kadınları ikişer, üçer, dörder eş alın!" diyecek. Yani zulmedin! Der mi?

Hayır. Allah insanlara asla zulmetmez; insanlara kendileri zulmediyor (10:44).

Yüce Allah Kuran’ın çelişkiden arınmış olduğunu aynı sûrenin 82. ayetinde belirtip dururken 3. ayetine bu çelişkiyi katmış olamaz. Mümkün değil. 

İkincisi, mevcut meallerde Allah’ın gûya "Kadınları ikişer, üçer, dörder eş alıp onlara zulmetmekten korkuyorsanız yeminle sahip çıktıklarınızı eş alın!" dediği öne sürülüyor. Oysa kadınların ikişer, üçer, dörderi nasıl çok eşse yeminle sahip çıkılanları da çok eş. Yani çok eşlilik zulümse çok eşli olun. Çelişkiyle malul bu hüküm Allah’a ait olabilir mi?

Hayır. Belli ki Nisa 3’ün "nkh"sı yanlış harekelenmiş. Eğer Nûr 32'de yapıldığı gibi doğru harekelenip evlen
dirin anlamına gelecek şekilde okunması sağlansaydı bu çelişkilerin hiç biri peydah olmazdı.

Yargıçların Yargıcı olan Allah bir yandan "Kuran’ı Allah’tan başkası indirseydi içinde çelişki bulurlardı" diyor (4:82) bir yandan da 4:23’te çok eşliliğin zulüm olduğunu belirtip dururken 4:3’te kadınların ikişer, üçer, dörder eş alınmasını caiz kılıyor olamaz.

Aslında söylenen şu:

Yetimlerinizin yanlışlıkla mallarını yiyip günah işlemekten korkuyorsanız elinizde yetim malı bulundurmayın. Yaşına eren yetimlerinize mallarını derhal devredin (4:6) ve size evlendirme yetkisi veren yetim kadınları ikişer, üçer, dörder evlen
dirin.

Ama sizin için de geçim kaynağı kılınan o mallar ile yatırım yaptıysanız (4:5) ve topluca evlenmekte olan sahiplerine devretmek için hepsini birden denkleştirmeye kalkmanız sizi darlığa düşürüp yetimlerinize eksik mal vermek suretiyle haksızlık etmeye zorlayacaksa yalnızca bir yetim kadını evlendirin.

Ya da iyilik edip sevap kazanmak istiyorsanız yeminle sahip çıktığınız kimsesizleri evlendirip o garibanları saygın birer çift olarak topluma kazandırın. O garibanların malı yok. Mal devri söz konusu olmadığına göre topluca evlenmeleri sizi darlığa düşürmez.
Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
dördüncü_melek
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 28 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 132
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dördüncü_melek

s.a

Hem iktibasforum'dan hem de burdan Hasan Akçay abiyi takip etmeye çalışıyorum.Bu başlığı 2. iletiye kadar okudum.Zina suçuna 2 ceza öngörüldüğü dikkatimi çekmemişti.Gerçekten de aynı zamanda zinakarların itibarları da -bir topluluk şahid kılınarak- düşürülüyor.Ama daha çok vuruşa yoğunlaşmışız çoğumuz.Bu arada Allah'ın telif ettiği kitap yaklaşımı-özellikle geleneksel yorumcuların Allah'ın telif ettiği kitaba şu veya bu şekilde müdahale etme girişimleri düşünüldüğünde- dikkate değer.Bana bir kez daha şu ayet öğüt oldu:Asla hahamlarını ve rahiplerini Allah'tan başka rabler edinme.

Hasan Akçay abiye emeği için Allah razı olsun diyorum.Devamını da fırsat buldukça ve sindire sindire okumaya gayret edeceğim.

s.a

 



__________________
Ve elçi dedi ki: 'Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktı'' (furkan-30)
Yukarı dön Göster dördüncü_melek's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dördüncü_melek Ziyaret dördüncü_melek's Ana Sayfa
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Allah sizden razı olsun dördüncü melek.

 

Bir suça iki ceza elbet olmaz. Müfessirler bunun ayırdındalar ki sözü habire dolaştırıyorlar. Örneğin Elmalılı’ya göre yüz celde cezasına bir bölük inanırın tanıklık etmesi ceza değildir ama bedenî cezayı tamamlar.

 

Cezayı tamamlayan ek infaz, nasıl ceza değildir?

____________________

 

 

NİSA 3’ÜN VE 129’UN ORTAK YANI

 

Nisa 129, sûrenin başında , çok kadınla evlenmeyi sınırlayan Nisa 3’ü tamamlamakta, onu tefsir etmektedir. Orada adâlet  mutlaktır, burada ise kadınlar arasında gözetilmesi farz olan adâlet açıklanmakta, biraz kolaylık getirilmektedir. (Süleyman Ateş)

 

Hayır! Nisa 3’te erkeklerin çok kadınla evlenmesinin caiz kılındığı filan yok. Bu, kolaylık getirilmektedir iddiası yalnızca bir bahane. Çalınan minareye kılıf aranmış; bulunmuş. O kadar. 

 

Nisa 129 kadın haklarını dile getiren bir ayet. Ama görüldüğü üzere Allah’ın sözlerini, nalıncı keseri gibi, hep erkeklerden yana yontmak suretiyle Kuran’ı klüplerinin içtüzüğü haline getiren Erkekler Klübü, kadın haklarını dile getiren bu güzelim ayeti de inanan kadınları çok eşli zulme mahkum eden bir tüzük maddesi yapıp çıkmışlar.

 

Oysa ayetin çok eşlilik icazeti ile ilgisi yok. Konu: boşanmak. Siyak ve sibaktan bu açıkça anlaşılıyor.

 

Bir önceki ayet olan Nisa 128, nüşuz günahı işleyen yani eşinden başka bir kadınla yüzgöz olan erkek hakkında. O halde olayın bir ucunda barışmak varsa öteki ucunda güzelce boşanmak var.

 

Nisa 130 ise "eşler ayrılırlar ise" diye başlıyor –Ve in yetefarraka. O halde sibakın konusu da boşanmak.

 

Aradaki 128 de elbet boşanmakla ilgili olabilir. Yoksa Yüce Allah ayetin önünde ve sonrasında boşanmaktan söz edip dururken orta yerde çok eşlileri teselli etmek için aniden konuyu dağıtmış olur. Hayır! Allah böyle bir kusurdan arınmıştır. 

 

*

 

Kısaca, Nisa 3 yetim kadınların evlendirilmesi hakkında. Nisa 129 ise boşanmak. Konu bakımından bu kadar birbirinden kopuk bu iki ayeti birbirine bağlamak ciddiyetten alabildiğine uzak. 

 

Gerçekte ayette söylenen şu:

 

Siz ne kadar çık isteseniz de kadınların hakkını ödeyemezsiniz. Bari hepten bir yana eğilip öteki yanı askıda gibi boşlukta bırakmayın. Ama arayı düzeltip sorumlu davranırsanız Allah sizi korur; bağışlar.

 

Bu kadar ben merkezli olmayın! Görüldüğü gibi Allah çok eşli siz erkeklerden değil,  kadınlardan söz ediliyor. Sizin "Ya karılarıma eşit davranamazsam?" diye sözüm ona üzülmenizden değil, boşadığınız kadınların haklarından söz ediyor. Zulüm gören, siz değilsiniz; kadınlar. Teselliye ihtiyacı olan siz değilsiniz; kadınlar.

 

Örneğin diyor ki boşadığınız kadını hemen evden çıkarmıyacaksınız (65:1); kendisiyle hiç yatmamış olsanız bile ona geçimlik vereceksiniz (2:236-237). 

 

Ayette sözü edilen yanların boşanan adam ve boşanan kadın olduğu besbelli. Ve Allah o devirdeki tek eşli erkekler dahil bütün kocalara sesleniyor; yalnızca çok eşli kocalara değil.

 

Tek eşli bir koca hangi eşleri arasında adaleti sağlayacak?
Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

DİNİN CİDDİYETİ

 

Yüce Allah’ın, elçisine Ahzab 52’deki buyruğu:

 

Bundan sonra kadınlar sana helal değildir. Onları güzel bulsan bile eşlerinle değiştirmen de öyle. Ama yeminle almış oldukların başka. Allah her şeyi yakından izliyor.

 

Onları eşlerinle değiştirmen de öyle

ve lâ entebeddele bihinne min ezvâcin

 

Hz Peygamber, neden bir eşini bırakıp yerine başka bir eş alamaz? Çünkü çok eşlidir; onun bir eşini bırakıp yerine başka bir eş alması eş üstüne eş alması demek. İşte o haram.

 

Ama eğer her hangi bir nedenle tek eşli kalsaydı onu başka bir eşle değiştirebilirdi. Çünkü bir inanırın tek eşini bırakıp yerine başka bir eş alması Nisa 20’ye göre helal:

 

Bir eşi bırakıp yerine başka bir eş almak isterseniz

Ve in eradtum ustibdale zevcin min mekane zevc

 

Dikkat edilirse Nisa 20’de anılan erkek tek eşlidir. Onun "zevc"inden söz ediliyor. Zevc tekil. Oysa Ahzab 52’deki ezvac çoğul.

 

Tek eşli olduğu ayrıca şundan da belli: eşini bırakıp yerine başka bir eş alması caiz. Eğer, Hz Peygamber gibi, çok eşli olsaydı eş üstüne eş almayı zulüm sayıp haram ilan eden Nisa 23 onu da bağlardı.

 

Ahzab 52’de min ba’d deniyor; bundan sonra. Demek ki, tıpkı o dönemin çok eşli bütün inanırlarına olduğu gibi, Allah’ın Elçisine de bundan önce eş üstüne eş almak suretiyle kurmuş olduğu ailesi helal kılınmıştır; günah değildir. 

 

Ama bundan sonra eş üstüne eş alırsa Rabbine baş kaldırmış olurdu ve her hangi bir kafir gibi o büyük günde hesaba çekilirdi: Ben bana ne vahyedilirse ona uyarım. Yoksa Rabbime baş kaldırırsam o büyük gündeki cezadan korkarım – innâ ahâfu in asaytu rabbî azâbe yevmin azîm (10:15).

 

Ahzab 52’nin vahyinden sonra peygamber’in bir daha evlenmediği yani eş üstüne eş almadığı kesin. Allah’ın Elçisi Rabbinin haram hükmüne harfi harfine uymuştur (10:15).

 

Öteki inanırlar eş üstüne eş almayı sürdürmüş olabilir mi?

 

Hayır! Allah’ın elçisi buna izin vermiş olamaz. Yoksa eş üstüne eş almak bu dinin elçisine yasakken ve elçi o yasağa uyup dururken öteki inanırlar çatır çatır eş üstüne eş alsaydı aklı başında hiçbir kimse İslamı ciddiye almazdı; İslama girmezdi.

 

Benim anladığım, Hz Peygamber’in ölümünden yirmi otuz yıl sonra tek tük eş üstüne eş almalar başlamış; Müslümanlar buna önce tepki göstermiş ama giderek "Amaaan! Ne günahlar işlenmiyor ki!" deyip susmuş olmalılar. 50-60 yıl sonra ise olup bitenler kanıksanıp eş üstüne eş almanın haram olduğu unutulmuş. Miladî 700’lerde böyle bir ortamda  mushafa harekeleri ekleyenler Nisa 3’teki "nkh"yı fenkihu okunacak şekilde harekelemek suretiyle kadınların ikişeri ve üçeri ve dörderi ile evlenilmesini acaiz ilan etmiş ve çok eşli zulmü kitabına uydurmuşlar.  

 

İslam bu değil elbet. Bir din ki eş üstüne eş almayı zulüm sayıp  peygamberine yasak eder ve peygamber o yasağa harfi harfine uyduğu halde ümmeti çatır çatır eş üstüne eş alır... o din elbet ciddiyetini kaybeder.

 

Kadınları ikişer, üçer, dörder eş alıp katar katar arkalarına dizenlerin dini ne kadar ciddi olabilir?

 

Gerçekçi olalım.

 

Kedileri yiyen satanistlerin dini ne kadar ciddi ise o kadar, inekleri yüceleyen Hinduların dini ne kadar ciddi ise o kadar.

 

Bu elbet düzelmek zorunda. Allah’ın yasası gereği Kuran’daki İslam, er geç ayağa kalkacak.

 

Ama biz de bu arada kendi üstümüze düşeni yapmak, zihniyetimizi düzeltmek zorundayız. Bir dostun söylediği gibi, zihniyet değişikliği şart.
Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Allah göklerin ve yerin ışığıdır; oyuktaki kandil gibi. Kandil, inciden bir yıldıza benzeyen camın içinde. Yakıtı, doğu ya da batılı olmayan verimli zeytin ağacından. Nerdeyse ateşe değmeden ışır onun yağı. Işık üstüne ışık. Allah istediği herkesi Kendi ışığına iletir. İnsanlara böyle örnekler verir. Allah her şeyi bilir (35).

 

ALLAH IŞIKTIR

 

Allah göklerin ve yerin ışığıdır

Allahu nûr’s semavati ve’l ard

 

Kuranî anlatımda başvurulan bu, karanlık ve ışık benzetmesi Ahzab 43’te de var: Karanlıklardan aydınlığa çıkabilin diye Allah ve O’nun melekleri size yardım ederler –mine’l zulumâti ile’n nûr. İnananları

Korur O.

 

Ben şunu anlıyorum:

 

Karanlık Yâ Sîn 6’da kavmen... gafilûn diye sözü edilen başıboş cahil topluluğun içinde bulunduğu karmaşadır. Işık ise onları kurallı, dolayısıyla güvenli yaşam tarzına ileten Kuranî vahiy.

 

Elçim, şöyle de: Bana bu Kuran indirildi ki sizi ve onun ulaştığı herkesi Kuran ile uyarayım (6:19).

 

İlahî iletinin kaplama alanı sınırsız. Ama onun hemen öncesi sanki içinde kaybolunan zifirî karanlık bir tüneldir. Dar mı dar. Oraya en çok ta Muhammed tıkılmış bulur kendini. Hira mağarasına kapanıp sonsuz düşüncelere dalar. Ve birden ilk vahiy iner. Tünelin ucunda ışık görünür.

 

Önünde birden geniş bir görüş alanı belirir. Işık.

 

Çarpıcı bir benzetme. Zeytinyağı lambası. Dönemin tek aydınlatma aracı. Mekke’lileri o kadar etkilemiş olmalı ki Allah’ın Evi’ni yukardan gören dağa bu adı vermişler: Cebel-i Nûr. Hira mağarası orda.

 

Işığın kaplama alanı -"semavati ve’l ard"dır; gökler ve yer. Bütün evren. Sınırsız. Yakıtı tükenmez. Bol verimli bir ağaçtan. O ağacın sınırsız bir yurdu var. Ne doğu ne batı...

 

İslam işte bu. Işıklı bir yol. Ama inişli çıkışlı. Zor ve kolay birlikte. Evet zor ve kolay birlikte (94:5-6).

 

Ne yazık ki şu an İslamın zor bir anı yaşanıyor.
Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Allah’ın, yükseltilmesine ve içinde sabah akşam adının anılmasına izin verdiği evlerde (36) insanlar var ki ticarete ve alışverişe takılıp kalmadan Allah’ı anarlar. Kalplerin ve gözlerin alt üst olacağı günü düşünerek. Namazı kılıp zekatı verirler (37). Yaptıkları güzel işlerin karşılığını Allah, erdeminden de katıp artırarak, onlara versin diye. İstediğine sınırsız rızık verir Allah (38). 

 

Kafirlerin işleri ise çöldeki serap gibidir. Susuz biri su sanır onu. Ama yanına varınca görür ki boşmuş. Allah’ı bulur orda. Ve Allah onun hesabını görüverir. Hesabı çabuk görendir Allah (39).

 

Ya da engin denizdeki karanlıklar gibi. Dalga üstünde dalga; dalga üstünde bulut. Kat kat Karanlık. Kişi elini çıkarsa nerdeyse göremez. Allah’ın ışıksız bıraktığına kimse ışık veremez (40).

 

Görmez misiniz göklerde ve yerdeki bütün canlılar ve dizi dizi uçan kuşlar Allah’ı övüyor. Hepsi kendi ibadetini ve övmesini biliyor (41). Allah göklerin ve yerin egemenidir. Dönüş O’na (42).

 

Görmez misiniz Allah bulutları sürer, sonra kaynaştırıp yığar. Bir de bakarsınız aradan yağmur çıkıyor. Gökten dolu yüklü dağlar indirir. Onu istediğini denk getirir, istediğinden savar. Şimşeği nerdeyse bakışları söndürür (43).

 

Allah gece ve gündüzü ardarda değiştirir. Görebilen için bunda elbet bir ibret var (44). Allah bütün canlıları sudan yarattı. Kimisi karnının üstünde gider; kimisi iki ayağının üstünde, kimisi dört. İstediğini yaratır Allah; her şeye gücü yeter O’nun (45).

 

Andolsun işte apaçık ayetler indiriyoruz. Biz istediğimiz kişiyi doğruya iletiriz (46).

 

GECE VE GÜNDÜZÜN ARDARDA DEĞİŞMESİ

 

Allah gece ve gündüzü ardarda değiştirir

Yukallib ullahu’l leyle ve’n nehâr

 

Zümer 5’te de var bu açıklama ama biraz değişik:

 

Allah geceyi gündüze, gündüzü geceye yuvarlıyor -Yukevviru’l leyle ale’n nehâri ve yukevviru’n nehâre ale’l leyl...

 

Yukevvir, Arapçadan Türkçemize geçen küre kelimesinin fiil hali. Bu Nûr 44’ü, Nâziât 30 ile birlikte okuyun. Bilimsel bir gerçeğin ayırdına varacaksınız:

 

Sonra arzı yumurta gibi yaptı

Ve’l arda ba’de zalike dehâ

 

Allah’ın, arza yumurta şeklini vermesi... Şimdi geceyi gündüze, gündüzü geceye yuvarlıyor olması...

 

Dünyanın yuvarlak olduğu Kuran’da Macellan’dan nerdeyse 1 000 (bin) yıl önce haber verilmiş.

 

***

 

BAŞIBOŞ MAYINLAR OLMAYI BIRAKIN;

DEVLET OLUN:

 

"Allah’a ve elçiye inanıp boyun eğdik," derler ama sonra içlerinden bir sürüsü dönüverir. İmanlı değil onlar (47). Kendileri hakkında hüküm verilmesi için Allah’a ve elçisine çağrıldıklarında diklenirler (48). Ama kendileri haklı olunca boyun eğip ona gelirler (49). Kalpleri mi çürük; kuşku içindeler mi; Allah ve elçisi, haklarını yer diye mi korkuyorlar? Hayır, haksızlık ediyorlar (50). Gerçek inanırlar, haklarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve elçisine çağrıldığında "Duyduk. Can baş üstüne!" derler. Onlardır işte kurtuluşa erenler (51). Allah’a ve elçisine uyanlar, Allah’ı düşünüp adımlarını denk atanlar: başarı işte onların (52). Kimileri ise "Bize buyurulsa çıkarız," diye yemin ediyor. Bırakın yemin etmeyi! Güzelce söz dinleyin. Allah yaptığınız her şeyi haber alıyor (53).

 

De ki: Allah’a uyun; elçiye uyun. Dönerseniz onun yüklendiği ona sizin yüklendiğiniz size. Ona uyarsanız doğruya iletilirsiniz. Elçiye düşen, açık açık duyurmak (54).

 

İMANIN ÖDÜLÜ BARIŞ İÇİNDE GÜVENLİ BİR YAŞAM:

 

Ve Allah söz vermiştir ki içinizden kimler inanıp güzel işler yaparsa onları yeryüzünde egemen kılacak. Tıpkı onlardan öncekileri egemen kıldığı gibi. Ve onayladığı düzende durumlarını güçlendirip korkularını güvene dönüştürecek. Öyleyse yalnız Bana kul olsunlar; hiçbir şeyi bana ortak koşmasınlar. Artık bundan sonra da değer bilmezlik edenler, sapmıştır (55). Namazı kılın, zekatı verin ve elçiye itaat edin ki korunasınız (56). Sakın o değer bilmezler yeryüzünde baskın çıkar sanmayın. Varacağı yer, ateş onların. Ne kötü varış yeri (57). 

 

AVRET AÇISINDAN

ÖZEVLADINIZ NE İSE

BAKIMINI ÜSTLENDİĞİNİZ YABANCILAR ODUR:

 

İnananlar! Yeminle sahip çıktıklarınız ve yaşına ermemiş olanlarınız üç kez izin alsın. Sabah namazından önce, öğlenin giysilerinizi attığınız vakti ve akşam namazından sonra. Üç giyimsiz vaktiniz. Bunun ötesinde onlar için de sizin için de sakınca yok; birlikte olabilirsiniz. Allah ayetlerini işte açıklıyor. Bilir O, bilgedir (58). Çocuklarınız yaşına erince de öncekiler gibi izin alsınlar. Allah ayetlerini size böyle açıklıyor. Allah bilir; bilgedir (59)

 

***

 

Cinselliği kalmamış olup oturan kadınlar giysilerini atabilirler. Ama takı teşhirciliği yapmasınlar. Çekinsinler. Onlar için bu daha iyidir. Allah duyar ve bilir (60)

 

KADINLARIN GİYSİLERİNİ ATMASI

 

Nûr 60’taki şu üç ifade bir birini açıklıyor:

 

cinselliği kalmamış –lâ yercûne nikahen

oturan kadınlar -kavâidu mine’n nisâ

giysilerini atabilirler –teda’ûne siyab ehunne

 

Nikah burada cinsel ilişki isteği ve gücü demek. Cinsellik. Bunun ne zaman sona erdiğini doktorlar ancak tıbbî muayene ile belirleyebilir; din uleması bilemez.

 

Onun için mevcut çevirilerdeki nikah arzuları kalmamış olmak, hayız (aybaşı) hali sona ermiş olmak ve evlattan kesilmek gibi nitelemeler tamamen yanlış ve yanıltıcıdır.  

 

Örneğin nikah arzuları kalmamış olmak. Böyle bir şey mümkün değil. İnsanlar son nefeslerine kadar nikah denen evlenme hakkına sahiptir. İslamda cinsel ilişkiyi amaçlamayan evlenmeler de caiz olduğuna göre (2:236-237, 24:23, 33:49) bir ayağı çukurda olan bir kadın da ahir ömründe elinden tutacak bir hayat arkadaşını pek âlâ arzu edebilir.

 

Kadınların nikah arzusu son nefeslerine kadar devam ettiği ve Yüce  Allah onlara giysilerini atma izni verdiği halde siz o izni fiilen iptal ediyorsunuz. Buna yetkiniz var mı? Kimden aldınız o yetkiyi?

 

Aybaşı halinin sona ermesi. Kadınlar kırk ile elli yaşları arasında yaşarlar bu hali. Ama ondan sonra da cinsel açıdan belki daha bile istekli ve alımlıdırlar. Allah’ın sözünü ettiği kadınlar olamaz onlar; giysilerini atamazlar.

 

Evlattan kesilmek te öyle.

 

"Kavâidu mine’n nisâ"ya gelince, kavâid oturan demek ama evde oturan (4:95, 9:46, 9:81, 9:86) yani bir bakıma yatalak. O halde cinselliği kalmamış yani cinsel açıdan duvar gibi duyarsız duruma gelmiş olup evde oturan kadınlardır onlar. Öylesine yaşlı. Ve genel olarak pörsümüş, itici vücutlara sahiptirler.

 

O halde atmalarına izin verilen giysiler de evde giyilen kazak, hırka, blüz ...dür. Cilbab asla değil çünkü cilbab tanınmak için giyilir (en yu’rafne); evde herkes birbirini tanır; cilbab giymenin lüzumu yok ki cilbab çıkarma iznine gerek olsun.

 

***

 

Şu evlerde körün, topalın, hastanın yemek yemesinde sakınca yok; sizin de yok: kendinizin, babanızın, ananızın, erkek ve kız kardeşlerinizin, amcalarınızın, halalarınızın, dayılarınızın evleri; anahtarı sizde olan evler, arkadaşlarınızın evleri. Topluca ya da ayrı ayrı yemenizde hiçbir sakınca yok. Evlere girince kendinize Allah’dan barış, esenlik, helalından bolluk dileyin. Aklınızı işletin diye Allah ayetlerini işte size böyle açıklıyor (61).

 

HAREM SELAMLIK? PES!

 

Hepbirlikte yemek yemenizde sakınca yok.

Leyse aleykum cünahun ente’kulû cemîan

 

Yüce Allah’ın bir bu hükmüne bakın bir de bazı "müsrifûn"un (36: 19) kestiği ahkama.

 

Abdallah Hakim Murad, İngiltere’de hızlı bir Müslüman. Konferanslar veriyor. Türkiye’deki 17 Ağustos depreminin hemen ardından onun Londra’da "Oh olsun!" dercesine verdiği konferanstan*:

 

Osmanlının çöküşü, Müslümanı Müslümana düşüren dar bir İslam anlayışı yüzünden değil, yöneten sınıfların düşüncesizce kapıldığı Batılılaşma yüzünden oldu. Osmanlı seçkinleri sünneti bıraktılar; Batı Avrupa’nın maddeciliğini aldılar.

 

Türban ortadan çekilmeye başladı ve onu İslamî giysiden arta kalanlar izledi. Ve evler kadın ve erkekleri ayırmak için değil kaynaştırmak için yapılır oldu. 

 

Başlıkta niçin pes dediğim anlaşıldı mı?

 

Efendim, 17 Ağustos depremini Allah bize kondularımızda harem selamlık bulunmadığı için yollamış. Vay bakla salon nohut oda kondularda oturan kafirler vay. Yaktınız bizi.

 

Ama durun. Elin hızlısı böyle ahkam keserken bizimkilerin eli armut toplamıyor ya. Onlar da alırlar sazı eline. Tıngır da mıngır, tıngır da mıngır:

 

Efendiler! Dört senede dört defa dehşetli zelzeleler, tam tamına dört defa Risale-i Nûr şakirtlerine şiddetli bir surette taarruz ve zulüm zamanlarına  gelmesi ve hücumun durmasıyla zelzelenin durması işaretiyle... (Said Nursî’nin mahkemedeki savunmasından)

 

Pes?

 

Adapazarı’nın Karasu ilçesindeki akrabama ulaşabilmek için deprem sabahı yoldaydım. Adapazarı’na vardım; koskoca kent çöküvermişti. İnsanlar yıkıntıların arasında beyni alınmış kuşlar gibi dolanıyordu. "Erkekler ağlamaz!" demedim. Sesimin çıktığı kadar hüngür hüngür ağladım.

 

Arabamın camından yirmi yaşlarında bir genç uzattı başını. Plakaya bakıp İstanbul’lu olduğumu düşünmüştü. Anası İstanbul’daymış.

 

-Amca, anamı gördün mü anamı?

 

On milyonluk İstanbul’da tanımadığım etmediğim anasını benden soracak kadar yakındı bana. O ortamda yabancılık erimişti. Kişilerin yakınlaşması için insan olmaları yetiyordu.  

 

"Kadınlar açık saçık giyindiği için Allah bu depremle bizi ikaz etti!" diye ahkam kesen Nurcu lider acaba benim yerimde olsa ve o gence çıkışsaydı:

 

"Bana bak delikanlı, Allah bizi bu depremle senin anan yüzünden cezalandırdı. Çünkü evinde harem selamlık yok. Üstelik türban da takmıyo!"  

 

O genç, o Nurcu lidere nasıl bakardı; ne ederdi? Abdalla Murad Hakim’e nasıl bakardı; ne ederdi?

______________________________

 

* The turban began to dsappear, followed by the remainder of Muslim dress. Houses began to be designed to bring the sexes together, rather than separate them.

 

The Ottoman demise resulted not from the adoption of a narrow definition of Islam that set Muslim against Muslim, but from a thoughtless Westernisation among the ruling classes. Adopting the materialism of Western Europe, the Ottoman nobilty and middle classes begen to abandon the Sunna.

 

(Reflections on the Turkish earthquake by Abdallah Hakim Murad, London, August 28 1999)

  

***

 

İnananlar Allah’a ve elçisine iman eden kimselerdir. Elçiyle kamusal bir iş yapıyorken izin almadan ayrılmazlar. İzin alanlar... işte Allah’a ve elçisine gerçekten inananlar. Özel işleri için senden izin istedikleri zaman istediğini bırak ve Allah’ın bağışlamasını dile. Esirger Allah; bağışlar (62). 

 

Elçinin aranızdaki çağrısını birbirinizi çağırmanız gibi görmeyin. Allah içinizden kimin birilerinin ardına gizlenerek sıvıştığını biliyor. Elçinin buyruğuna dikleneler başlarına gelecek belaya ve acı bir cezaya hazır olsunlar (63). İyi bilin: göklerde ve yerdeki her şey Allah’ın. Yapmakta olduğunuz her bir şeyi bilir Allah. Bir gün herkes O’na döndürülecek. Ve Allah onlara neler yapmış olduklarını bildirecek. Allah her şeyi bilir (64).      

 

Allah ne diyorsa o! 
Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Nur Suresi Çeviri-Yorum (e-kitap)







__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
RAD_
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 19 haziran 2007
Yer: Finland
Gönderilenler: 55
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı RAD_

Selam olsun size..

Sayın hasan hocam..yazınızın bir bölümünde..maide 5 ayetini delil getirip gayrimüslim kadınlarla evlenmek helal demişisniz..sanırım burda bir çelişki var..

Allah bakara suresinde "inana bir köle yada cariye çirkin de olsa müşrik güzel bir kadından yada erkekten daha hayırlıdır diyor..yani müşriklerle evlenmek erkek ve kadına haram..

ve Allah ozamanında olduğu gibi yahudi ve hrsitiyanların da kafir olduğunu söylüyor..

maide 5 ayetinde gecen ifade de şu ayrıntıyı sanırım göremediniz..

orda bahsi gecen ehli kitap kadınları...kilise veya havra tarafından aforoz edilen kadınlar..yani bu kadınlar isanın allahın oğlu deilde onun peygamberi olduğunu kabul eden tevhid ehli kadınlar...çünkü kilise bu kadınları aforoz etmiştir..yani onlara göre dinden çıakrtmıştır..bilidğiniz gibi papazların kişileri dinden çıkarmak gibi bi görevleri var inancları doğrultusunda...

sonuç olarak maide 5 ayetindeki ehli kitap kadınları tamamen şirkten uzak olan kadınlar..

bu yüzden bu ayet bakarak...ehli kitap kadınları yada gayri müslimlerle evlnemek helaldir diyemeyiz...

sanrım ben yanlış okudum yada siz böle bi ayrıntıyı gözden kaçırdınız..çünkü aynı hatayı fethullah gülen de yaparak..bizlere kuran ayetlerini çeliştirme suçu yüklemişti...ama bu ayetteki ayrıntıyı kendisinde görememişti..ve urfada sanırım bir hrityanla müslüman sanılan birini evlendirmişlerdi..neyse

yazıyı tekrar okuycam..maide 5 ayetine tekar bakıcam..eğer benim anlayışımdan kaynaklanan bi hata varsa özür dilerim..

yanlış anlamışta olabilir...saygılarımla..kardeşiniz...

selametle kalın dostlar..

RAD



__________________
Furkan Suresi Ayet 30...
Yukarı dön Göster RAD_'s Profil Diğer Mesajlarını Ara: RAD_
 
RAD_
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 19 haziran 2007
Yer: Finland
Gönderilenler: 55
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı RAD_

sanırım iligli ayetler şunlar.bakara 221

diyanet vakfı ve diyanet işleri sapık gruplar bu ayetlerin meaalirini sağlıksız çevirmişlerdir...diyanet vakfında çevirenlerden biride hayrettin karamandır ki siz yazınızda baya bi eleştirmişisniz..keza bende sevemem kendisini :)

şu varki bakara 221 de gecen müşrkin ifadesini putperest olarka çeviren zihniyet yıllarca bu insanlaırın aklında puta tapanalr müşriktir inancını yerleştirmiş..

Allah peygamberine sakın müşriklerden olma derken..puta tapanalrdan olma değil...allah ortak koşanlardan yani allah ortak koşulacak ne avrsa onları  yapma demek istemiş...keza casiye 23 de nefisini ilah edinenler derkende yine müşriklerden bahseder...ve allahın hükmü ile hükmetmeyen hükümde alalah ortak olanlarda müşriktir..

anlamı daraltan bu zihniyetler nasıl olurda bakara 221 farklı bi anlam vererek maid 5 ayetini böylesine yanlış tevil ederler..orda bahsi gecen kadınlar acaba gerçekten ehli kitabın kadınları ama o inancda olan kadınlar mı..onların iffetli olması  nekadar mantıklı..bugün ehli kitaptan bir kadın misal hristiyan erkekle arkadan birleşme yapıyor sizce bu nekadar iffetlice bi davranış...bu inancta olan biri ile nasıl bir mümin evlenir...

konu aslında cko geniş...inş hasan hocam ordaki ifadede farklı bişey sölmek istemiştir...ben yanlış anlamışımdır zira bana kzımasın bilmşlik taslamıyorum sadece görüşüm bu...

 

saygılarımla hocam..Allah ilminizi artırsın..cehd bizden tevfik allah ac den..selametle



__________________
Furkan Suresi Ayet 30...
Yukarı dön Göster RAD_'s Profil Diğer Mesajlarını Ara: RAD_
 
RAD_
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 19 haziran 2007
Yer: Finland
Gönderilenler: 55
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı RAD_

Hasan hocam beni yanlış anlamasın yaptığı çalışmaya değil...sadece görüğüm küçük ayrtınya bir cevap verdim..yazınınızın tamamını okudum..zaten kendiside yorum demiş hata varsa uyarın demiş..

saygılarımla



__________________
Furkan Suresi Ayet 30...
Yukarı dön Göster RAD_'s Profil Diğer Mesajlarını Ara: RAD_
 

<< Önceki Sayfa 14 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats