Yazanlarda |
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
11- ÖLÜMDEN KORKMAK VE ÖLÜMDEN KAÇMAYA ÇALIŞMAK :
3 Al-i İmran 156 :
156 Ey inananlar, siz inkâr edenler ve yeryüzünde sefere, ya da savaşa çıkan gazi kardeşleri için: "Eğer bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve vurulmazlardı." diyenler gibi olmayın. Allâh, onların bu düşünce ve sözlerini, kalblerinde dert yapar. Yaşatan da, öldüren de Allahtır. Allâh, yaptıklarınızı görmektedir.
3 Al-i İmran 168 :
168 (Savaştan geri kalıp) Oturarak, kardeşleri için "Bizim sözümüzü tutsalardı, öldürülmezlerdi." diyenlere söyle: "Eğer doğru iseniz, kendinizden ölümü savınız!"
26 Şu'ara 128-129 :
128 "Siz her yol üzerine, (gelip geçenleri yanıltmak için) bir işâret yapıp da boş şeyle mi uğraşıyorsunuz?"
302 Âyetteki rî' (ÑğêÙ) kelimesi, yüksek yer anlamına geldiği gibi, yol anlamına da gelir. Biz bu anlamı tercih ettik.
129 "Belki ebedi yaşarsınız diye köşkler (ve müstahkem kaleler) ediniyorsunuz?"
33 Ahzab 16 :
16 De ki: "Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size fayda vermez. Kaçsanız bile pek az bir zaman yaşatılırsınız (sonunda yine ölürsünüz)."
62 Cuma 6-8 :
6 De ki: "Ey yahûdi olanlar, eğer insanlar arasında yalnız sizin, Allâh'ın dostları olduğunuzu sanıyorsanız, (bu inancınızda) samimi iseniz ölümü temenni edin.
7 Ama onlar, ellerinin (yapıp) öne sürdüğü (işler) yüzünden asla ölümü temenni etmezler. Allâh zâlimleri bilir.
8 De ki: "Sizin, kendisinden kaçtığınız ölüm, sizi mutlaka bulacaktır. Sonra görünmeyeni ve görüneni Bilen'e döndürüleceksiniz, O size yaptıklarınızı haber verecektir.
DEVAM EDECEK İNŞAALLAH
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
12- ÖLÜMÜN ZOR VE ŞİDDETLİSİYLE KARŞILAŞMAK :
3 Al-i İmran 91 :
91 İnkâr edip kâfir olarak ölenler, dünyâ dolusu altın fidye vermiş olsa dahi hiçbirinden kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azâb vardır ve onların hiçbir yardımcıları yoktur!
4 Nisa 97 :
97 Nefislerine yazık eden kimselere, canlarını alırken melekler: "Ne işte idiniz (dininiz için ne yapıyordunuz)?" dediler. (Bunlar): "Biz yer yüzünde âciz düşürülmüştük." diye cevap verdiler. Melekler dediler ki: "Allâh'ın yeri geniş değil miydi ki onda göç ed(ip gönlünüzce yaşayabileceğiniz bir yere gid)eydiniz?" İşte onların durağı cehennemdir, ne kötü bir gidiş yeridir orası!
6 En'am 93 :
93 Allah'a karşı yalan uydurandan, ya da kendisine bir şey vahyedilmemiş iken "Bana vahyolundu" diyenden ve "Ben de Allâh'ın indirdiği gibi indireceğim!" diyenden daha zâlim kim olabilir? O zâlimler ölüm dalgaları içinde, melekler ellerini uzatmış: "Haydi canlarınızı çıkarın, Allah'a gerçek olmayanı söylemenizden ve O'nun âyetlerine karşı büyüklük taslamanızdan ötürü, bugün alçaklık azâbıyla cezâlandırılacaksınız!" (derken) onların halini bir görsen!
7 A'raf 37 :
37 Allah'a yalan uyduran, ya da O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kim olabilir? Onlara Kitaptan nasipleri erişir (ezelde kendileri için ne rızık takdir edilmişse onu alır ve kendilerine yazılmış süre kadar yaşarlar); nihâyet (ömürleri tükendiği zaman) melek elçilerimiz gelip canlarını alırken: "Hani Alah'tan başka yalvardıklarınız nerede?" dediklerinde: "Bizden sapıp, kayboldular" dediler ve kendi aleyhlerine, kendilerinin kâfir olduklarına şâhidlik ettiler.
8 Enfal 49-51 :
49 Münâfıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar (sizin için): "Bunları dinleri aldatmış, (baksana başa çıkamayacakları bir kuvvetle savaşmağa kalkıyorlar)." diyorlardı. Oysa, kim Allah'a dayanırsa şüphesiz Allâh, dâimâ gâlib, hüküm ve hikmet sâhibidir.
50 Görseydin o inkâr edenleri: Melekler, onların canlarını alırken yüzlerine ve kıçlarına vuruyorlar: "Haydi, yangın azâbını tadın!" (diyorlardı).
51 "İşte bu, ellerinizin yapıp öne sürdüğü işler yüzündendir. Yoksa Allâh, kullara zulmedici değildir."
45 Casiye 21 :
21 Yoksa kötülükleri işleyen kimseler, kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler gibi yapacağımızı mı sandılar? Yaşamaları ve ölümleri onlarla bir olacak öyle mi? Ne kötü hüküm veriyorlar!
47 Muhammed 25-27 :
25 Kendilerine doğru yol belli olduktan sonra arkalarına (yine eski küfürlerine) dönenlere, şeytân hatâlarını süslemiş ve (günâh işlemelerini) kolaylaştırmış ve onları uzun emellere, umutlara düşürmüştür.
26 Bu böyledir. Çünkü onlar, Allâh'ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: "Bazı hususlarda size itâ'at edeceğiz" dediler. Oysa Allâh, onların gizlediklerini biliyor.
27 Ya melekler, canlarını alırrken yüzlerine ve kıçlarına vurarak dövünecekleri zaman durumları nice olur?
DEVAM EDECEK İNŞAALLAH
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
13- İLAHİ GERÇEKLERİN HAK OLDUĞUNU, ÇOK GEÇ ANLAMAK
6 En'am 27 :
27 Onların, ateşin başında durdurulmuş iken: "Âh ne olurdu keşke biz (dünyâya) geri döndürülseydik de Rabbimizin âyetlerini yalanlamasaydık, inananlardan olsaydık!" dediklerini bir görsen!
10 Yunus 54 :
54 (O zaman), kendisine zulmeden her kişi, yeryüzünde ne varsa hepsi kendisinin olsaydı (azâbdan kurtulmak için) onu fidye verirdi. Azâbı gördükleri zaman, içlerinde pişmanlık duyarlar, aralarında adâletle hükmedilir, asla haksızlığa uğratılmazlar.
10 Yunus 90-91 :
90 İsrâil oğullarını denizden geçirdik, Fir'avn ve askerleri de zulmetmek ve saldırmak için onların arkalarına düştü. Nihâyet boğulma kendisini yakalayınca (Fir'avn): "Gerçekten İsrâil oğullarının inandığından başka tanrı olmadığına inandım, ben de müslümanlardanım!" dedi.
91 "Şimdi mi? Oysa daha önce isyân etmiş, bozgunculardan olmuştun?" (denildi).
13 Ra'd 18 :
18 Rablerinin buyruğuna uyanlara, en güzel karşılık vardır. Ona uymayanlar ise, yeryüzünde bulunan her şey ve bunun bir misli daha kendilerinin olsa, (Allâh'ın azâbından kurtulmak için) onu fidye verirlerdi. Onların hesâbı çok kötüdür. Varacakları yer de cehennemdir, ne kötü bir yataktır o!
23 Mu'minun 99-100 :
99 Nihâyet onlardan birine ölüm geldiği zaman: "Rabbim, der, beni geri döndürünüz!"
100 "Ki terk ettiğim dünyâda yararlı bir iş yapayım." Hayır, bu onun söylediği bir sözdür. Önlerinde tâ diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.
32 Secde 12 :
12 Rablerinin huzûrunda (utançtan) başlarını öne eğmiş; "Rabbimiz, gördük, işittik, bizi geri döndür, iyi iş yapalım; artık kesin olarak inandık!" demekte olan suçluları bir görsen!
33 Ahzab 66 :
66 Yüzleri ateşin içinde çevrildiği gün: "Eyvah bize! Keşke Allah'a itâ'at etseydik, Elçiye itâ'at etseydik!" derler.
34 Sebe 51-51 :
51 Telâşa düştükleri zaman (onları) bir görsen: Hiçbiri kurtulamaz, yakın yerden yakalanmışlardır.
52 "Ona inandık" demektedirler, ama uzak yerden (tâ dünyâdan imanı) nasıl alabilsinler?
39 Zümer 47 :
47 Eğer yeryüzünde bulunanların tümü, ve onun bir misli daha zulmedenlerin olsaydı, kıyâmet günü o kötü azâbdan (kurtulmak için) onu mutlaka fidye verirlerdi. (Çünkü) hiç hesabetmedikleri şeyler, Allah'tan karşılarına çıkmıştır.
40 Ğafir Mü'min 84-85 :
84 Ne zaman ki hışmımızı gördüler: "Tek Allah'a inandık ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik." dediler.
85 Fakat hışmımızı gördükleri zaman inanmaları, kendilerine bir fayda sağlamadı. Allâh'ın kulları hakkında eskiden beri yürürlükte olan yasası budur. İşte o zaman kâfirler ziyana uğramışlardır.
69 Hakka 25-29 :
25 Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: "Keşke bana Kitabım verilmeseydi!"
26 "Şu hesabımı hiç bilmemiş olsaydım!"
27 "Keşke (ölüm) işimi bitirmiş olsaydı!"
28 "Malım bana hiçbir yarar sağlamadı."
29 "Gücüm (saltanatım) benden yok olup gitti"
70 Me'aric 11-15 :
11 Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdine düştüğünden, başkasıyle ilgilenemez). Suçlu ister ki o günün azâbından (kurtulmak için) fidye versin: Oğullarını,
12 Eşini ve kardeşini,
13 Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm âilesini,
14 Ve yeryüzünde bulunanların hepsini (versin) de tek kendisini kurtarsın.
15 Hayır! O (ateş), alevlenen bir ateştir.
DEVAM EDECEK İNŞAALLAH
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
14- CEHENNEM GERÇEĞİ VE CEHENNEME MÜSTEHAK OLMAK : ( SON KONU )
9 Tövbe 34-35 :
34 Ey inananlar, hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve (insanları) Allâh yolundan çevirirler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allâh yolunda harcamayanlar var ya, işte onlara acı bir azâbı müjdele!
35 O gün cehennem ateşinde bunların üzeri ısıtılı(p pullanı)r; bunlarla, onların alınları, yanları ve sırtları dağlanır: "İşte nefisleriniz için yığdıklarınız, yığdıklarınızı tadın!" (denilir).
14 İbrahim 15-17 :
15 (Elçiler, düşmanlarına karşı Allah'tan) fetih istediler ve her inatçı zorba perişan oldu.
16 Ardından da kendisine irin (gibi) bir suyun içirileceği cehennem vardır.
17 O suyu yutmağa çalışır, fakat boğazından geçiremez ve her yandan ona ölüm geldiği halde yine ölemez. Bunun ardından da kaba bir azâb!
15 Hicr 43-44 :
43 Cehennem o (şeytâna uya)nların hepsinin buluşma yeridir.
44 Onun yedi kapısı vardır. Her kapıya, onlardan bir bölüm ayrılmıştır.
20 Taha 74 :
74 Kim Rabbine suçlu olarak gelirse onun için cehennem vardır; orada ne ölür ne de yaşar.
21 Enbiya 97-100 :
97 Gerçek va'd (yani kıyâmet) yaklaşmış olur. İnkâr edenlerin gözleri birden donup kalır. "Vah bize, biz bundan gaflet içinde idik (bunun doğru olacağını hiç düşünmüyorduk). Meğer biz zulmediyormuşuz!" (diye mırıldandılar).
98 Siz ve Allah'tan başka taptıklarınız cehennemin odunusunuz. Siz, oraya gireceksiniz.
99 Eğer onlar tanrı olsalardı oraya girmezlerdi. Oysa hepsi orada sürekli kalacaklardır.
100 Onlar için bir inleme ve soluma vardır! Ve onlar orada (azâbın dehşeti içinde hiçbir şey) işitmezler.
32 Secde 20 :
20 Yoldan çıkanların barınacakları yer de ateştir. Ne zaman oradan çıkmak isteseler, yine oraya geri çevrilirler ve onlara: "Yalanlamakta olduğunuz ateş azâbını tadın" denilir.
35 Fatır 36-37 :
36 Nankörlere de cehennem ateşi vardır. (Orada) Onlara ne (ölümle) hükmedilir ki, ölsünler ve ne de onlardan cehennem azâbı biraz hafifletilir. İşte biz her nankörü böyle cezâlandırırız.
37 Onlar orada: "Rabbimiz, bizi çıkar, (önce) yaptığımızdan başkasını yapalım?" diye feryâdederler. "Sizi, öğüt alacak olanın, öğüt alacağı kadar bir süre yaşatmadık mı? Size uyarıcı da geldi (fakat inanmadınız). Öyle ise (azâbı) tadın artık. Zâlimlerin yardımcısı yoktur."
38 Sad 55-58 :
55 Bu böyledir; fakat azgınlara da en kötü bir gelecek vardır:
56 Cehennem! Oraya girerler. Ne kötü bir döşektir o!
57 İşte onu tadsınlar: Kaynar ve kokuşmuş sudur!
58 Ve daha başka çeşit çeşit (azâb) vardır.
39 Zümer 71-72 :
71 Nankörler, bölük bölük cehenneme sürülmüşlerdir. Oraya geldikleri zaman, kapıları açılan cehennemin bekçileri onlara şöyle demiştir: "Kendi aranızdan, Rabbinizin âyetlerini size okuyan ve sizi bu gününüzle karşılaşacağınız hakkında uyaran elçiler gelmedi mi?" "Evet geldi, demişlerdir; ama kâfirlere azâb sözü hak olmuştur (kâfirler azâb hükmünü giymeyi hak etmişlerdir)."
72 "O halde içinde ebedi kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Kibirlenenlerin yeri ne kötüymüş!" denilmiştir.
40 Mü'min 49-50 :
49 Ateştekiler, cehennemin bekçilerine dediler ki: "Rabbinize du'â edin de hiç değilse bir gün, bizden azâbı biraz hafifletsin!"
50 (Bekçiler) Dediler: "Elçileriniz size açık kanıtlar getirmezler miydi?" "Evet (getirirlerdi) dediler. (Bekçiler:) "Öyle ise yalvar(ıp dur)un. Nankörlerin yalvarması hep çıkmazdadır." dediler.
40 Mü'min 60 :
60 Rabbiniz buyurdu ki: "Bana du'â edin, du'ânızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeğe tenezzül etmeyenler, aşağılık olarak cehenneme gireceklerdir."
41 Fussilet 27-28 :
27 İnkâr edenlere şiddetli bir azâb taddıracağız ve onları, yaptıklarının en kötüsüyle cezâlandıracağız.
28 O Allâh düşmanlarının cezâsı: Ateştir. Âyetlerimizi inkâr etmelerinin cezâsı olarak onlara, orada sürekli kalma yurdu vardır.
42 Şura 44-46 :
44 Allâh kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun, Allah'tan sonra bir velisi yoktur. Zâlimlerin, azâbı gördükleri zaman: "Geri dönecek bir yol var mı?" dediklerini görürsün.
45 Yine onları görürsün: Aşağılıktan başlarını öne eğmiş vaziyette ateşe sunulurlarken göz ucuyla gizli gizli bakarlar. İnananlar da: "İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyâmet günü hem kendilerini, hem âilelerini ziyan edenlerdir. Bakın, gerçekten zâlimler sürekli bir azâb içindedirler" demişlerdir.
46 Onların, Allah'tan başka kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allâh kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun için bir (kurtuluş) yol(u) yoktur.
43 Zuhruf 74-78 :
74 Suçlular, cehennem azâbında sürekli kalacaklardır.
75 (Azâb) Kendilerinden hiç hafifletilmeyecektir. Onlar azâb içinde umutsuzdurlar!
76 Biz onlara zulmetmedik; fakat onlar kendileri zâlim idiler.
77 (Cehennemin muhafızına): "Ey Mâlik, Rabbin bizim işimizi bitirsin, (bizi yok etsin, böyle yaşamaktansa ölmek daha iyidir)!" diye seslendiler. (Mâlik) "Siz kalacaksınız (hiçbir sûretle buradan kurtuluş yok)." dedi.
78 Andolsun biz size hakkı getirdik; fakat sizin çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz.
44 Duhan 43-50 :
43 Zakkum ağacı,
44 Günâhkârların yemeğidir.
45 Pota gibi karınlarda kaynar.
46 Sıcak suyun kaynaması gibi.
47 (Allâh, zebânilere emreder): "Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin."
48 "Sonra başının üstüne kaynar su azâbından dökün!"
49 "Tad, zira sen kendince üstündün, şerefliydin."
50 İşte o kuşkulanıp durduğunuz şey budur!"
50 Kaf 30 :
30 O gün cehenneme: "Doldun mu?" deriz. "Daha yok mu" der.
52 Tur 13-16 :
13 O gün (şöyle denilerek) cehennem ateşine kakılırlar:
14 "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!"
15 "(Nasıl) Şimdi bu, büyümüymüş, yoksa siz mi görmüyor muşsunuz?"
16 "Girin ona, ister dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Ancak yaptıklarınıza göre cezâlandırılacaksınız."
56 Vakı'a 51-56 :
51 Sonra siz de, ey sapık yalanlayıcılar (o zaman toplanacaksınız).
52 (Suçlular) Mutlaka bir Zakkum ağacından yiyecekler,
53 Onunla karınları(nı) dolduracaklar,
54 Üzerine de kaynar su içeceklerdir.
55 Susuzluk hastalığına tutulmuş develerin içişi gibi içeceklerdir!
56 İşte cezâ gününde onların ağırlanışı böyledir.
67 Mülk 6-11 :
6 Rablerine nânkörlük edenler için cehennem azâbı vardır. Ne kötü gidilecek sonuçtur o!
7 Oraya atıldıkları zaman onun öfkeli homurtusunu işitirler, kaynıyor:
8 Neredeyse öfkeden çatlayacak. Her topluluk onun içine atıldıkça onun bekçileri, onlara: "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" diye sordu(lar).
9 Dediler: "Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve: 'Allâh hiçbirşey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' dedik."
10 Ve dediler ki: "Eğer söz dinleseydik, yahut düşünseydik, şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık!"
11 Günâhlarını itirâf ettiler. O çılgın ateş halkına (Allâh'ın acımasından) uzak olup ezilmek yaraşır!
69 Hakka 30-32 :
30 (Allâh, cehennemin muhafızlarına buyurur:) "Tutun onu, bağlayın onu."
31 "Sonra cehenneme sallayın onu!"
32 "Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu!"
70 Me'aric 14-18 :
14 Ve yeryüzünde bulunanların hepsini (versin) de tek kendisini kurtarsın.
15 Hayır! O (ateş), alevlenen bir ateştir.
16 Derileri kavurur, soyar.
17 (Kendine) Çağırır; sırtını dönüp gideni,
18 (Mal) Toplayıp kasada yığanı!
74 Müddessir 26-31 :
26 Onu Sekar'a sokacağım.
27 Sekar'ın ne olduğunu sen nereden bileceksin?
28 (Geride bir şey) Komaz, bırakmaz (her şeyi yakıp yok eder).
29 Durmadan deriler kavurur.
30 Üzerinde ondokuz (muhafız) vardır.
31 Biz cehennemin muhafızlarını hep melekler yaptık. Onların sayısını da inkâr edenler için bir sınav yaptık ki, kendilerine Kitap verilmiş olanlar iyice inansın, inananların da imanı artsın. Kitap verilmiş olanlar ve inananlar kuşkulanmasınlar. Kalblerinde hastalık bulunanlar ve kâfirler de: "Allâh bu misâlle ne demek istedi?" desinler. Böylece Allâh, dilediğini şaşırtır, dilediğni doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlara bir uyarıdır.
77 Mürselat 29-34 :
29 "Haydi yalanladığınız(azâb)a gidin!"
30 Üç dallı bir gölgeye gidin."
31 Ki ne gölgelendirir, ne de alevden korur.
32 O, kütük gibi kıvılcım(lar) saçar.
33 (Saçtığı) kıvılcım, sanki sarı bir halattır.
524 Bir tefsîre göre de: "Sanki sarı bir devedir".
34 Yalanlayanların vay haline o gün!
78 Nebe 21-26 :
21 Cehennem de gözetleme yeri olmuş(suçluları gözetleyip durmakta)dır.
22 Azgınların varacağı yerdir.
23 Orada çağlar boyu kalacalardır.
24 Orada ne bir serinlik, ne de içilecek bir şey tadarlar,
25 Yalnız kaynar su ve irin (içerler);
26 Yaptıklarına uygun bir cezâ olarak.
88 Ğaşiye 1-7 :
1 (Şiddet ve dehşetiyle her şeyi) Sarıp kaplayacak olan(o felâket)in haberi sana geldi mi?
2 Yüzler var ki o gün öne düşüktür,
3 Çalışır, yorulur.
4 Kızgın ateşe girerler.
5 Kendilerine kaynamış bir gözeden (su) içirilir.
6 Onlar için kuru dikenden başka yiyecek de yoktur.
7 O da ne semirtir, ne de açlığı giderir.
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
|
|