Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
60. Bir vakit Musa genç adamına demişti ki: "Durup dinlenmeyeceğim; tâ iki denizin birleştiği yere kadar varacağım, yahut senelerce yürüyeceğim."
Ayetten benim anladığım Hz.Musa'nın eğitim için Allah tarafından görevlendirildiği aksi halde Musa peygamber Mecnun değil ki kendiliğinden senelerce bilinçsiz amaçsız bir şekilde yürüsün.
61. Her ikisi, iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık, denizde bir yol tutup gitmişti.
İki denizin birleştiği yer Hz. Musa'nın başlangıçta söylediği gibi varış noktası.
62. (Buluşma yerlerini) geçip gittiklerinde Musa genç adamına: Kuşluk yemeğimizi getir bize. Hakikaten şu yolculuğumuz yüzünden başımıza (epeyce) sıkıntı geldi, dedi.
Bu ayetten anlaşılan Hz.Musa'nın varış noktasını unutarak geçtiği ve yürümeye genç adamı ile devam ettiği.
63. (Genç adam:) Gördün mü! dedi, kayaya sığındığımız sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı. O, şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti.
Şeytan, Hz.Musa'nın o noktaya varmasını istemiyor ve varış noktasını unutturuyor. Şeytan Musaya yoldaş olmak değil aksine bu buluşmadan onu engellemeye çalışıyor
64. Musa: İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler.
Aranılan yer iki denizin birleştiği yer. Aradığım o idi den kasıtta şeytan değil, iki denizin birleştiği yerdir. Musa orayı arıyor çünkü orada alim kulla randevusu var. Bir peygamber neden şeytanı arayıp ona tabi olmak istesin ki…
65. Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
Ayetteki katımızdan bir rahmet ve tarafımızdan ilim ifadeleri oldukça önemlidir. Allah bunları şeytana yada ieytanla işbirliği yapmış birine verebilir mi? Örnek olması için birkaç ayet yazalım. Kur’anda rahmet kelimesini aratarak ayrıntılı araştırmada yapabiliriz.
Diyanet Meali - en-NİSÂ : 175. Allah'a iman edip O'na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf (deryası) içine daldıracak ve onları kendine doğru (giden) bir yola götürecektir.
Diyanet Meali - et-TEVBE : 21. Rableri onlara, tarafından bir rahmet ve hoşnutluk ile, kendileri için, içinde tükenmez nimetler bulunan cennetler müjdele
NİSA 95. Müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlarla malları ve canlarıyle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmiştir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır.
96. Kendinden dereceler, bağışlama ve rahmet vermiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
Ayetlerden Allah’ın katından rahmet katından rahmet verdiği kulların vasıfları net biçimde görüyoruz. Bunlar Salih kullar.
66. Musa ona: Sana öğretilenden, bana, doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi öğretmen için sana tâbi olayım mı? dedi.
“Sana öğretilerden” ifadesinden bu kişinin ilim sahibi olduğunun Hz. Musa tarafından önceden bilindiğinin ve Allah’ın Musayı eğitim amaçlı onun yanına gönderdiğinin kanıtıdır.. Aksi halde bir peygamberin şeytana veya şeytani vasıflara sahip bir insana tabi olmayı teklif etmesi düşünülemez.
Ayetlerin devamında Alim kulun yapıp, Musa’nın itiraz ettiği 3 olay ve arkasından Alim kul’un yaptığı açıklamalar yer almakta. Bir dönem öldürülen çocukla ilgili benimde kafam oldukça karışmıştı. Taki gaybla ilgili haberlerin bazı elçilere Allah tarafından verilebileceğini öğrenmeme kadar.
Diyanet Meali - ÂL-İ İMRÂN : 179. Allah, müminleri (şu) bulunduğunuz durumda bırakacak değildir; sonunda murdarı temizden ayıracaktır. Bununla beraber Allah, size gayb ı da bildirecek değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini ayırdeder. O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder, takvâ sahibi olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır.
Bizim peygamberimizde gaybı bilen elçilerden değildi.
Diyanet Meali - el-EN'ÂM : 50. De ki: Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gayb ı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?
Diyanet Meali - el-A'RÂF : 188. De ki: "Ben, Allah'ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer ben gayb ı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim."
Bu ilim Allah tarafından halk arasında Hızır olarak bilinen kişiye verilmiştir. Tarafımızdan ilim öğretmiştik ifadeside bunu teyit etmekte. Kef suresinin son ayetlerine ise kurankuran lütfen dikkat et
103. De ki: Size, (yaptıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları bildirelim mi?
104. (Bunlar;) iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.
105. İşte onlar, Rablerinin âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr eden, bu yüzden amelleri boşa giden kimselerdir ki, biz onlar için kıyamet gününde hiçbir ölçü tutmayacağız.
106. İşte, inkâr ettikleri, âyetlerimi ve resûllerimi alaya aldıkları için onların cezası cehennemdir.
Hz.Musa’yı şeytana yoldaş ve tabi olmakla suçlamakla en büyük alayı sen etmiyormusun? Lütfen biraz daha düşün.
Son olarak sana daha önceki iletimde Kur’an OKU derken, masal kitabı gibi Kur’an oku demeyi kasdetmemiştim. ALAK suresini okursan belki ne demek istediğimi anlayabilirsin…
|