Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sürü
Kırklareli'nin “Balkan köyü” olarak bilinen
köylerinden birinde, gecenin karanlığında ağılın önüne bir kamyon
yanaşır. Gelen adamlar içerideki koyunları kamyona yüklerler.
Bir de köpek vardır sürüyü bekleyen.
Koyunlarla birlikte köpeği de bindirirler kasaya.
Hayvancağızın görevi sürüyü korumak ya, kamyonun kasasında da korumaya devam ettiğini sanmaktadır.
Hâlbuki adamlar sürüyü çalmak için gelen hırsızlardır.
* * *
Sürüsü çalınan vatandaş, sabah uyandığında farkeder sürünün götürüldüğünü.
Ah der, vah der, yetişin komşular sürü çalındı der, dövünür durur, nafile!
Aramalar taramalar boşa çıkar. Sürü bulunmaz.
Geride tek kuzu bile kalmamıştır. Üstelik köpek de yoktur ortalıkta.
“Yoksa onu da mı çaldılar be yav!”
“Yok be yav Üsmen Aga, ayvancağız kağarından gitmiş saklanmıştır bir yere, koruyamadım sürüyü deye!”
“Köpekliğinden utanmıştır, maaçup olmuştur, yüzü tutmaz belli ki sana görünsün.”
Köydeşlerinin kimisi derdine ortak, kimi de inceden makaraya sarmaya hevesli.
* * *
Hüsmen Ağa'nın oğlu Doğu'da askerliğini yapmaktadır.
Onu haberdar etmek istemezler.
Üzülmesin çocuk... Kendi güttüğü ve askerlik
dönüşü düğününü yapmak için bir kısmı satılacak olan sürünün
çalındığını öğrenmesin.
Gelince nasıl olsa görecek.
Zaten ne kaldı şunun şurasında, sayılı gün çabuk geçer.
Hasretlik derdinin üstüne bir de bu eklenmesin.
* * *
Delikanlı vazife icabı araziye çıktığında, uzaktan gördüğü bir köpeği, köyündeki köpeğine benzetir.
“Allah Allah” der, “Bin kilometre uzakta... Bu kadar da benzerlik olmaz ki!”
O sırada köpek de havlayıp ona doğru koşmaya başlamıştır.
İyice yaklaşıp üzerine atlar. İki eski dost sarmaş dolaş olurlar.
* * *
Delikanlı az ileride duran sürüye bakar: “Haydaa! Köpek bizim Karabaş, sürü de bizim sürü!”
Tıpkı şoförlerin arabalarını, öğretmenlerin talebelerini tanıması gibi, çobanlar da sürülerini tanır.
Meğer ki çobanın adı 'Sülü' olmaya!
* * *
Memlekete telefon eder delikanlı.
- Baba nasılsın?
- İyiyim evlat, çok şükür.
- Anam nasıl?
- İyi.
- Karabaş nasıl?
“Ulan ne Karabaşı! Bir sene geçmiş, bugüne
kadar askerliğin boyunca hiç sormamışsın, şimdi mi soruyorsun?” demeyi
düşünürken, o arada delikanlı “Sürü ne âlemde?” diye sorar.
- Oppala... Yav, angi ağzı gevşek arayıp da sana aber verdi sürünün çalındığını? Kimdir o kalçın ağazlı?
- Kimse aramadı baba. Sürü burada, Karabaş da...
* * *
Netice, komutanların da yardımıyla tahkikat yapılır, sürüye el konulur, köyüne gönderilir.
Çok geçmeden delikanlı da vazifesini tamamlayarak köyüne döner.
Her hikâyenin bir hissesi olmalı. Aynı köyden,
hadiseyi bize kahkahalar arasında nakleden Hakkı Erçetin'in buradan
çıkardığı hisse şu şekilde:
“Her Türk vatandaşı askerlik yapmalıdır.”
Ki sürü çalınırsa buluna... Siz isterseniz başka türlü bir sonuç çıkartabilirsiniz.
Mesela, takdir-i ilahi, bazen çok güldürükçü olabiliyor...
Karabaş neticede sürüyü korumuş, gibi...(Mehmet şeker-Yeni Şafak)
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
|