Yazanlarda |
|
adalet Uzman Uye
Katılma Tarihi: 02 ekim 2006 Gönderilenler: 1195
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bir uygarlık yalanı: İlerleme
|
| İlerlemeci�ler,
çağdaşlaşmaya ve teknolojiye tapınanlar, popüler kültür uygarlığına
teslim olanlar, insanlığın ve insanın sürekli geliştiğine inanır.
Onlara göre �tarihin tekerleği� diye bir şey vardır, o döndükçe gelişilir, o döndükçe her şey daha iyi, daha güzel olur.
Bu
kanaatlerinin doğruluğundan kuşku duyduğunuzu çıtlatır gibi olsanız,
hemen karşı çıkar, kızıp köpürürler. Eskiden tıp mı vardı, derler!
Teknoloji ne güzel, derler. İşte al sana uygarlık derler. Bilim derler.
Kendilerinden pek emindirler; ideolojileri de güçlüdür. Çünkü dünyada iktidar olan ideoloji bu.
Onları anlıyoruz.
Fakat bir yandan yavaş yavaş şunu da anlamaya başlıyoruz ki...
Onca ilaca rağmen yeni ilaçlara ihtiyacımız bitmiyor mesela...
Bilim ve teknolojinin onca ilerlemesine rağmen yeni çaresizlikler sarıyor dört bir yanımızı...
Uygarlık
dediğimiz şey tükenmeye doğru giden fosil yakıtlar üzerine kurulu, ön
yüzü şık fakat arka yüzü fena halde eğreti bir dekor gibi...
Zenginlik deseniz, ancak başkalarının yoksulluğu pahasına üretilebiliyor.
Ortada bir gariplik yok mu?
Hem insanlık gelişiyorsa eğer, bu daha öldürücü, daha yok edici savaşlar neyin nesi?
*** Gelelim �modern-gelişmiş-insan�ın temel özelliklerine...
Primitif insandan ya da bir �yamyam�dan farkı ne?
Akşam
yemeği için smokin giyebilmekten ve tercihini av etinden yana değil de
özel yetiştirilen hayvanların etini yemekten yana yapmış olmaktan başka
ne farkları var.
Kültürse mesele, insanoğlu �ilkel�ken de kültürlüydü. İnsan hiç kültürsüz, sanatsız olmadı, olamaz!
Çünkü
insan, aklı ve becerisiyle doğal olanı değiştirir, dönüştürür. (Tabii
özellikle bizdeki ilerlemeci ideologlar ilkel insanı kültürsüz olarak
tarif etmeye bayılır. Okul kitaplarımız da hâlâ sömürgeci zihniyetiyle
öyle yazar. Oysa el üstünde tuttukları bilim on yılardır tersini
anlatıyor. Modern antropolojiye göre kabile toplumu veya tarih öncesi
çağ insanlarına ilkel muamelesi yapmak cehalettir.)
Elbette insanın yapıp ettikleri, kılığı kıyafeti, kullandığı araç gereç tarih boyunca değişiyor.
Ama işte hâlâ Hamlet gibi kuşku duyuyor.
Hâlâ Brütüs gibi arkadan bıçaklıyor.
Hâlâ Machbet gibi iktidar hırsına kurban gidiyor.
Yanılıyor muyum?
*** Durup dururken bu konuya nereden geldim, merak ediyorsunuzdur.
Bir kere durup dururken değil.
Küresel ısınma şamatası ortalığı kapladı, malum. Ekolojik sorunlar deniyor.
E,
madem öyle, bir duralım da buraya nasıl geldik diye soralım istiyorum.
Hani ilerliyorduk; yoksa felakete doğru muydu bu ilerleme, diye soralım.
Geçenlerde
Dünya Sağlık Örgütü�nün 2007 raporu açıklandı. Raporu bütün gazeteler
�21. yüzyılda yeni ölümcül hastalıklar; veba gibi bulaşıcı salgınlar
çıkabilir� başlıklarıyla verdi.
Bu haberi okurken �bir hastalık
biterken öteki başlayacaksa, yeni salgınlar kapıdaysa, buna gelişme mi
denir?� diye hiç mi sormadınız içinizden?
Artık zamanı geldi.
Kapitalist
gelişmeye ve modern teknoloji uygarlığına körü körüne inanıp
bağlanmanın ne anlama geldiğini sorgulama zamanı geldi, geçiyor.
İnsanı, dışı geliştiğinde içi de ona paralel gelişen bir varlık olarak görme saflığını terk etmenin zamanı geldi, geçiyor.
Tamam. Doğru, binmişiz alamete, ilerliyoruz.
Ama nereye doğru?
Önemli olan, bu sorunun cevabı..(H.Babaoğlu-Vatan)
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Adalet,
Ne kadar güzel bir yazı alıntılamışsın, bravo gerçekten.Adam sadece top'la ilgelenmiyormuş demekki.Tam Muhlislere özgü ifadeler,Allah razı olsun.
Sonuçta insanlık teknolojiye yönelmenin bedelini çok ağır ödeyecek,hem burda hem sonsuz yaşamda.Rabbim bizi sahih bir alana ulaştırsın İnşallah.
Selametle
|
Yukarı dön |
|
|
cin13 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 23 ocak 2007 Gönderilenler: 385
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar. İnsanlık teknolojiye ve bilime yönelmenin değil, bencilliğinin bedelini ödeyecektir.
Saygılar.Sevgiler.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İnsanı bencil yapan ihtiyaç duymadığı, bağımlı olmadığı şeylerin hırsla ardısıra gitmesidir.
Selamlar.
|
Yukarı dön |
|
|
cin13 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 23 ocak 2007 Gönderilenler: 385
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar. Son söylediğiniz yanlış değil ancak insanın bilim ve teknolojiye ihtiyacı vardır.
çoban Yazdı:
Sonuçta insanlık teknolojiye yönelmenin bedelini çok ağır ödeyecek.. |
|
|
Bu söylediğiniz yanlış.Hiçbir buluş,keşif,teknoloji kendi başına kötü değildir. Saygılar:Sevgiler.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Cin13 Kardeş,
Benzer konu HDT forumunda tartışılyor.Konu ile ilgili Y.Nuri Öztürk Hocanın yanılmıyorsam 'Kuran'ın Temel Kavramları' isimli kitabında güzel bir çalışması var.Sizin için bir açılım olabilir.
Bir şeyin zararı faydasından çoksa Kuran'dan onay alması düşünülemez.Dünya da aklı selim hiçbir kul teknolojinin faydasının zararından çok olduğunu söylemez.
Önümüzdaki süreçte en çok tartışılacak konuların başında gelen sanayi İmani bir meselemizdir.
Sanada saygılar ve sevgiler.
|
Yukarı dön |
|
|
özden Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 11 mayis 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 97
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
çoban Yazdı:
Bir şeyin zararı faydasından çoksa Kuran'dan onay alması düşünülemez.Dünya da aklı selim hiçbir kul teknolojinin faydasının zararından çok olduğunu söylemez.
Önümüzdaki süreçte en çok tartışılacak konuların başında gelen sanayi İmani bir meselemizdir. |
|
|
Selamlar, teknoloji ya da başka bir şey hatta "din" i ele alabiliriz, hatta "din" insanlar için aslında bir ilaç, şifa iken; çarpık,çürük zihniyetlerin eline düştüğünde, tam bir felakete dönüşmüyor mu? Şimdi böyle diye "din" kavramı çöpe atılabilir mi?
Sizin söylediklerinizden Allah'ın teknolojiyi kullanmamızı istemediğini anlıyoruz o zaman neden bilgisayar kullanıyorsunuz? Ya da Allah Kuran'da açıkça adına "teknoloji" demese de aslında belirli bir "teknik" içeren, aygıt, taşıt,eşya..örnekleri hiç mi sunmadı sizce? Ya da heryerde "aklınızı işletmez misiniz" diye hep aklı kullanmaya vurgu yaparken, teknolojinin yapısını ve işleyişini "aklınızı kullanarak en az zararlı hale getirin/ faydasını zararından çok hale getirin" gibi bir aklı kulllanmayı da kapsayacağını reddebilir misiniz?
Atomun parçalanması örneği işte ortada; ne amaçla, ne için, nasıl, nerede....kullandığınıza bağlı olarak hem sınırsız fayda hem de sınırsız zarar getirebilir. Yani bu toptan teknolojiyi reddediş hatta Kuran'a göre uygun bir şey değildir noktasına getiriş neden anlayamadım?
__________________ Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine..
|
Yukarı dön |
|
|
cin13 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 23 ocak 2007 Gönderilenler: 385
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar.
Y.N. Öztürk�ün
bahsettiğiniz kitabı bende mevcut. Bahsedilen çalışma açılımıma faydalı
olmuştu. Tavsiyeniz için teşekkürler. Yoksa siz bir makale okudunuz ve
bilim-teknoloji-sanayi karşıtı mı oldunuz?
çoban Yazdı:
Bir
şeyin zararı faydasından çoksa Kuran'dan onay alması düşünülemez. Dünya da aklı
selim hiçbir kul teknolojinin faydasının zararından çok olduğunu söylemez.
|
|
|
Teknolojinin faydaları
zararından fazladır. Böylece beni ve benim gibi düşünen yüzbinlerce bilim
insanını da akl-ı selim olmamakla itham etmiş oldunuz. Bu başlığa cevap
yazmamın nedeni ülkemizdeki bilim ve teknolojiye yönelik çalışmaları hor,
anlamsız ve zararlı gören zihniyetin yansımalarını bu başlık altında da
gördüğüm içindir. ABD ve Avrupa�yı niçin yüzyıl geriden takip ettiğimizi
anlayamamış zihniyetin.
Bilim, kutsal bir
zihinsel etkinliktir. İnsan aklının en yüce ürünlerindendir. Teknoloji ise
bilimin somutlaşmasıdır. Teknoloji, daha keskin deneyler yapabilmek için
geliştirilen yöntem, araçlar ve bunların yan ürünleridir. Teknoloji, bu döngü içerisinde bilimin
gelişmesine yardımcı olur.
Bilim sadece
teknoloji üretmez. Bilim, aynı zamanda evreni, insanı, yaratılışı ve Yaradan�ı
anlayışımızı geliştirir, ufkumuzu artırır. Teknoloji, bu amaç için gerekli
araçları üretir.
Örnek vereyim:
Evrenin genişlediğini keşfetmek, hem dini hem felsefi hem de bilimsel sonuçları
olan önemli bir olaydır. Bu keşif ise zamanının teknolojik olarak en üstün
teleskoplarıyla olmuştur.
Başka bir
örnek : Wilkinson Mikrodalga
Anizotropi Sondası, birkaç yıl önce, evrendeki arkaalan ışımasındaki küçük
farklılıkların büyük patlama kuramını desteklediğini keşfetmiştir. Bu ve diğer
kesiflerin felsefi,dini ve bilimsel devrimlere neden olduğunu burada yazmıştım.
Dolayısıyla bilim
ve teknoloji sadece kendi sahalarında kalmaz, insanın diğer ruhsal ve zihinsel
ürünlerine de katkı yaparlar. Bilim-felsefe, bilim-din, bilim-sanat
ilişkilerini « felsefeye giriş » kitaplarından ayrıntılı olarak öğrenebiliriz.
Teknoloji�nin
zararının faydasından çok olduğunu iddia etmek için tüm bu verileri alt alta
yazıp, eksilerini artılarından çıkarmak, daha sonra teknolojinin Kuran�dan onay
almadığını iddia etmek lazımdır.
Bu çok zorlu bir
iddiadır. Burada,birbirimizle iletişim kurmamızı sağlayan, Kuran�dan onay
almadığını iddia ettiğiniz teknolojidir.
Teknolojiyi
yadsımak aslında mümkün de değildir. Teknoloji sözlük anlamı olarak uygulama ya
da sanat bilimi demektir. Taştan oyma bıçak da, taş tekerlek de zamanının teknolojisidir. Alet kullanmaya
başlayan insan, teknolojiyi kullanmaya başlamış demektir. Bu bilim tarihinden
de öncedir. İnsan ve teknolojiyi, diğerinden ayrı düşünmek bu yüzden mümkün
değildir.
Teknolojisiz
dünyanın fertleri olsaydık bugün dünya'nın kaplumbağaların ya da öküz başının
üzerinde durduğunu sanıyor olacaktık. Ya da « Acaba, Allah bu söylediği
ile ne demek istedi ? » diyecektik. Allah'ın yerleri ve gökleri
incelememizi tavsiyesinde mutlaka bir hikmet vardır.
Güneşin nasıl ısı
ve ışık yaydığını keşfetmek iyi, ama bunu hidrojen bombası yapmak için
kullanmak kötüdür.
Tekrar
edelim : Sorun, bilim veya teknoloji değil-asla olamaz, insanın bunu hangi
amaçlar ile kullandığıdır.
Y.N. Öztürk�e bir
soralım. Sanayi ve teknoloji mi kötü diyecek yoksa bunları sömürü için araç
edinen insanlar mı ?
Saygılar.Sevgiler.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam, çoban kardeşimizin bizlere anlatacağı şeyler olduğunu biliyorum bu konu hakkında ve inşallah yazacaklarını da bekliyorum,
aslında sanayi toplumu, teknoloji ve getirdikleri üzerinde çok da düşünüp irdelemediğimiz şeyler diye düşünüyorum, bu toplumun içinde doğduğumuz teknoloji tolumunun içinde doğduğumuz için mi veya az akletttiğimiz için mi düşünmedik bilmiyorum, ama masaya yatırmamız gerektiğine inanıyorum, ben araçların kendileri hakkında düşünmeye başlamadan önce araçların getirdikleri hakkında düşiünmek zorunda kaldım belki bu içinde yaşadığım hayatla yüzleşmemden di, teknoloji az zamanda çok verim ve ürün elde etme çabası değil midir, hayatı, daha kısa zamanda erişileceklere ulaştırmak değil midir?
bunun arkasında ne yatar peki,
De ki: "Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine malik olsaydınız, bu durumda harcama endişesiyle gerçekten (cimrilik edip elinizde) tutardınız. İnsan pek cimridir. (İSRA SURESİ / 100)
birincisi bu elinizde tutardınız, yani tekelleşme, yerdeki malı kendinin sanıp, yere karşı cimrilik etme, cebine yerdekini doldurma çabası, sonucu tüketim,
Şüphesiz Allah, iman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. İnkar edenler ise, metalanırlar ve hayvanların yemesi gibi yerler; ateş, onlar için bir konaklama yeridir. (MUHAMMED SURESİ / 12)
diğer ihtimal, bu malları infak kurumuna dönüştürerek insanların arasında dolaştırmak.bir kişinin bir aylık maaşının bir ailenin iki saatlik alışverişi sonusunda gerçekleştiğini düşünürsek şu toplumda ilk seçenek kendini gösteriyor.
toplumumuzdaki durum bu, bir makina bir insanın yapcağı işi yarım günde yapıyor ama insanlar yine tam gün çalışıyor?????? işte burda yine musa kıssası düşünelim inş. araçlar mı kötü kullananlar mı ? insan neden araç edinir?bir yanda eınsten teknoloji kurbandır diyen eınsten diğer yanda teknoliden alacakları olanlar,.Bir yandan da çabalayanlara yollarını açan Allah,
selam ve dua ile
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ADALET ALINTILAMIŞTI !
İlerlemeci�ler, çağdaşlaşmaya ve teknolojiye tapınanlar, popüler kültür uygarlığına teslim olanlar, insanlığın ve insanın sürekli geliştiğine inanır.
Onlara göre �tarihin tekerleği� diye bir şey vardır, o döndükçe gelişilir, o döndükçe her şey daha iyi, daha güzel olur.
Bu kanaatlerinin doğruluğundan kuşku duyduğunuzu çıtlatır gibi olsanız, hemen karşı çıkar, kızıp köpürürler. Eskiden tıp mı vardı, derler!
Teknoloji ne güzel, derler. İşte al sana uygarlık derler. Bilim derler.
Kendilerinden pek emindirler; ideolojileri de güçlüdür. Çünkü dünyada iktidar olan ideoloji bu.
Onları anlıyoruz.
Fakat bir yandan yavaş yavaş şunu da anlamaya başlıyoruz ki...
Onca ilaca rağmen yeni ilaçlara ihtiyacımız bitmiyor mesela...
Bilim ve teknolojinin onca ilerlemesine rağmen yeni çaresizlikler sarıyor dört bir yanımızı...
Uygarlık dediğimiz şey tükenmeye doğru giden fosil yakıtlar üzerine kurulu, ön yüzü şık fakat arka yüzü fena halde eğreti bir dekor gibi...
Zenginlik deseniz, ancak başkalarının yoksulluğu pahasına üretilebiliyor.
Ortada bir gariplik yok mu?
Hem insanlık gelişiyorsa eğer, bu daha öldürücü, daha yok edici savaşlar neyin nesi?
*** Gelelim �modern-gelişmiş-insan�ın temel özelliklerine...
Primitif insandan ya da bir �yamyam�dan farkı ne?
Akşam yemeği için smokin giyebilmekten ve tercihini av etinden yana değil de özel yetiştirilen hayvanların etini yemekten yana yapmış olmaktan başka ne farkları var.
Kültürse mesele, insanoğlu �ilkel�ken de kültürlüydü. İnsan hiç kültürsüz, sanatsız olmadı, olamaz!
Çünkü insan, aklı ve becerisiyle doğal olanı değiştirir, dönüştürür. (Tabii özellikle bizdeki ilerlemeci ideologlar ilkel insanı kültürsüz olarak tarif etmeye bayılır. Okul kitaplarımız da hâlâ sömürgeci zihniyetiyle öyle yazar. Oysa el üstünde tuttukları bilim on yılardır tersini anlatıyor. Modern antropolojiye göre kabile toplumu veya tarih öncesi çağ insanlarına ilkel muamelesi yapmak cehalettir.)
Elbette insanın yapıp ettikleri, kılığı kıyafeti, kullandığı araç gereç tarih boyunca değişiyor.
Ama işte hâlâ Hamlet gibi kuşku duyuyor.
Hâlâ Brütüs gibi arkadan bıçaklıyor.
Hâlâ Machbet gibi iktidar hırsına kurban gidiyor.
Yanılıyor muyum?
*** Durup dururken bu konuya nereden geldim, merak ediyorsunuzdur.
Bir kere durup dururken değil.
Küresel ısınma şamatası ortalığı kapladı, malum. Ekolojik sorunlar deniyor.
E, madem öyle, bir duralım da buraya nasıl geldik diye soralım istiyorum. Hani ilerliyorduk; yoksa felakete doğru muydu bu ilerleme, diye soralım.
Geçenlerde Dünya Sağlık Örgütü�nün 2007 raporu açıklandı. Raporu bütün gazeteler �21. yüzyılda yeni ölümcül hastalıklar; veba gibi bulaşıcı salgınlar çıkabilir� başlıklarıyla verdi.
Bu haberi okurken �bir hastalık biterken öteki başlayacaksa, yeni salgınlar kapıdaysa, buna gelişme mi denir?� diye hiç mi sormadınız içinizden?
Artık zamanı geldi.
Kapitalist gelişmeye ve modern teknoloji uygarlığına körü körüne inanıp bağlanmanın ne anlama geldiğini sorgulama zamanı geldi, geçiyor.
İnsanı, dışı geliştiğinde içi de ona paralel gelişen bir varlık olarak görme saflığını terk etmenin zamanı geldi, geçiyor.
Tamam. Doğru, binmişiz alamete, ilerliyoruz.
Ama nereye doğru?
Önemli olan, bu sorunun cevabı..(H.Babaoğlu-Vatan)
|
Yukarı dön |
|
|
|
|