HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Bir uygarlık yalanı: İlerleme Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

Selam,

Çoban sen bu yazdıklarında ciddimisin yoksa şakamı bunlar?

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
okun
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 agustos 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 101
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı okun

Selam Hanif Dostlarım,

İsra/53 (Ali Bulaç'ın çevirisi)

Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır.

 

Bu konuyu açan ve katkıda bulunan arkadaşlardan Allah razı olsun. Çok önemsediğim bir konu.

 

Alak/1 (Ş. Piriş)

Oku! Yaratan Rabbinin adıyla..

 

Okumak eyleminin birincil nesnesi ayetlerdir. Kuran'da "ayet" sözü çok geçer. Sadece Kuran ayetleriyle ilgili geçmez. Birçokları Kuran dışında geçtiği zaman genellikle çoğul kullanılan ayetleri belge, ibret, delil gibi çevirmiştir. Ben ise ayet sözcüğünü arapçadan çok Kuran'ca bir sözcük olarak düşünürüm. Bu sebeple "ayet" sözcüğünün "ayet" olarak tercüme edildiği tercümeleri daha çok severim. Ali Bulaç'ın tercümesini bu açıdan beğenirim.

 

Bakara/164

Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.

 

Enam/99

O, gökten su indirendir. Bununla her şeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır.

 

Başka örnekler de bulabilirsiniz. Peki Allah bize bu örnekleri veriyor. Neden yarattıklarında ayetler olduğunu vurguluyor? Onları incelememiz için. Onları okumamız, öğrenmemiz ve hayata geçirmemiz için. Yani bugün bilimsel çalışma adı altında yapılanları yapmamız için. Bunun Kuran'ın ilk emri olması anlamlıdır. Buna yine değineceğim ama önce müslümanlarla ilgili birkaç söylenecek söz var. Müslümanların bilime olumsuz yaklaşmasının sebebi şöyle bir düşünceden kaynaklanıyor: Eğer bu gerçekten hayırlı birşey olsaydı Allah bunu inanmayanlara bu denli bolca verip inananları bundan mahrum bırakmazdı. İşin doğrusu şu: Allah bunu onlara bolca vermiş değil; onlar Allah'ın ayetlerinden küçücük bir bölümü okudular ve bunu sahibini düşünmeksizin nankörce kullandılar. Yeryüzünü kana buladılar ve dünyayı felakete sürüklüyorlar. Allah'ın ayetleri doğru okuyan herkes için açıktır. Ama Allah'ı tanımayan nankörlere en önemli olanları kapalıdır. Nitekim ben kendi bilimimden buna şahidim. Onların çok ileride olduklarını sanıp umutsuzluğa kapılmayın. Bilakis, onların hiçbirşey bildiği yok. Allah, ayetlerinin birçoğuna karşı onları kör ve sağır etti ama farkında değiller. Bunu ancak bilimin derin bir şekilde içinde olanlar anlar. Bu yüzden asla umutsuzluğa düşmeyin. Bilim, Allah'ın ayetlerinden bir kısmıdır ve bize aittir; inançsızlara değil.

 

Şura/32

Denizde yüksek dağlar gibi seyreden gemiler O'nun ayetlerindendir.

 

Rahman/24

Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler O'nundur.

 

Müslümanların bu ayetlerden nasibini alamaması ise dini amacından saptırmaları yüzündendir. Kuran'ı anlamadan okumak ve bu ayetlere kendilerini kapamaları yüzündendir. Bunu anlamak için Allah'ın insanlardan öncelikle ne beklediğine ve dinin buradaki anlamına bakmak gerekir. Ayetleri teker teker incelemeyeceğim. Cennet için Allah'ın koyduğu şart nedir? Hanif bir şekilde Allah'a inanmak ve hasenat üretmek. Salih amel, güzel eylem... ne derseniz deyin. Peki nedir Allah'ın bizden üretmemizi istediği güzellikler? İşte insanlığın ve bilhassa müslümanların Allah'ı anlamadığı kilit nokta burada.

 

Furkan/76

Orda ebedi olarak kalıcıdırlar; o, ne güzel bir karargah ve ne güzel bir konaklama yeridir.

 

Sad/30

Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip-dönen biriydi.

 

Zariyat/48

Yeri de Biz döşeyip-yaydık; ne güzel döşeyici(yiz).

 

Dikkat ediniz! Allah güzelliği taktir ediyor, ona sevgi ile karşılık veriyor. Yani tıpkı biz insanlar gibi! İşte insanlar bunu anlamadılar. Güzellikler üretme derken 1500 yıl öncesinde kaldılar, fakiri doyurma vs.den ibaret sandılar. Hayır, Allah'ın biz insanlardan din adı altında tüm istediği, yardımlaşma vs de dahil olmak üzere hepsi bizim içindir, bizim donanımımız içindir. Allah'ın bizden beklediği karşılık değildir. Yani asıl amaç dinin kendisi değildir! Allah bizden beğeneceği güzellikler üretmemizi bekliyor! İşte bu 1500 yıl öncesini artık aşmalıyız, Allah'ın bizden istediği gibi ayetlerini okumalı ve bilgi edinmeli ve bu yolla beğeneceği güzellikler üretmeli, medeniyetler kurmalı, yeni dünyalara açılmalı ve oraları imar etmeliyiz. Allah'ın insanlıktan beklediğini düşündüğümüz zaman insanlık toptan Allah'ı terk etmiş durumdadır! İşte bu sebeple onun karşılığı olan tehdidin muhatabıyız! Müslümanlar şunu anlamıyor: Allah'ın bize muhtaç olmaması bizim yaptığımızdan haz almaması anlamına gelmiyor. Bu, şu demektir: "Sizin benim istediğimi yapmanıza muhtaç değilim, benim tasarımımın kimsenin yardımına ihtiyacı yok. Siz yapmazsanız yerinize yapacak başkalarını getiririm. Onlar Allah'ı sever, Allah'ta onları sever." İşte mesele budur dostlarım.

Peki nasıl olacak, biz bilimde bu kadar geri iken? Orasını düşünmeyin. Allah onlara kapadığı ayetlerini bize açacaktır. Ben buna kendi bilimimden şahidim. Siz de kendinizle ilgili olan konularda inançsızlığa kapılmayın. Bu öyle nesillerin işi değil; sadece parmakla sayılabilecek yılların işi (çok ciddiyim). Ama belli bir sürecin başlaması gerekiyor. Allah'ın dinine yardım edin, çalışıp elinizden geleni yapın, kendi işinizde en iyisi olun, (işinizin bilimle ilgisi olması şart değil) gerisini de düşünmeyin.

Müslümanlar Alah'ın böyle bir beklentisi olduğunu anlamadıkları için 1500 yıl öncesindeki "salih amel" anlayışında takılıp kaldılar. Dinin sadece Allah'ın sunduğu bir donanım olduğunu, asıl beklenilenin bunu kullanarak güzellikler üretmek olduğunu anlamadılar. Kuran'ı anlamadılar ve Allah'ın onları bekleyen ayetlerine hiç dikkat etmediler.

 

Yusuf/105

Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, ona sırtlarını dönüp giderler.

 

Bu yüzden Allah onları türlü türlü sıkıntılara uğrattı. Ama hala Allah'tan bir şeyler bekliyorlar, kendileri değişmek yerine Allah'ın değişmesini bekliyorlar. Bizim de aynı yanlışa düşmemize ramak kaldı. Dini saçmalıklardan arındrımak güzel bir şey. Ama Allah'ın bizi gerçek yaratma amacına yönelmedikçe hiçbir anlamı yok. Bir topluluk olmalıyız ve topluluk olarak güzellikler üretmeliyiz. Bunun yollarını aramalıyız. Benim bu konuda da çalışmalarım var. Ancak henüz erken.

Ehli sünnetin ya da hıristiyanların yaptığı gibi kendine dönüşlü bir dini Allah ne yapsın? Hem Allah'a yönelmeliyiz, hem güzellikler üretmeliyiz, hem de bununla sanki onu borçlandırıyormuşuz gibi bir hisse kapılmadan sürekli ona el açıp dua etmeli ve bize bu tasarımda yer verip anlam kazandırdığı için şükretmeliyiz. Ama işte bu yola bir kere girmek önemli. Geçmişte de bizim gibi akımlar oldu ama saman alevi gibi parlayıp söndüler. Bunun sebebi doğru bir medeniyet görüşü ortaya koyup bir topluluk olamamalarıdır. Dini arındırdık. Güzel! Sonra? Kuran'ı oku oku, anla dur. Nereye kadar? Amaç ne? Din, ne kadar temizlenirse temizlensin tekrar insana dönük olduktan sonra anlamsızdır! Din Allah' dönük olmalı!İşte bu kısım eksik kalmamalı. Allah'ın yardımının meleklerle gelmesi şart değil. Allah'tan daha fazla beklemenin anlamı yok. Görmüyor musunuz, her şeyimiz var. Allah'ın bizden beklediğini yapmalı ve yeni bir medeniyet görüşüyle işe başlamlıyız.

Bilim bizim en önemli aracımız olacak. Bütün bilgiler ve güzellikler Allah'a aittir. Şimdi başkalarının ellerinde gibi görünmesi sizi yanıltmasın. Bilimi asla küçümsemeyiniz. Yakında bilimin hası bizim elimizde olacak.

Yukarı dön Göster okun's Profil Diğer Mesajlarını Ara: okun
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Selam Dostlar,

Gelen yazıları okuyorum.İnşaallah en kısa sürede hepsine tek,tek cevap yazacağım.Değerli Okun Kardeşim,sizde lütfen "Bilimin Has"ından kasdettiklerinizi somut olarak yazarsanız iyi bir açılım olur.

Selametle.

 

Önemli Not: 'Koyun oldum,ağladım ardın sıra/Bu da gelir bu da geçer ağlama' tarzından yazmakta ısrar edenlere cevap yazmam beklenmesin,artık.

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
okun
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 agustos 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 101
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı okun

Selam çoban,

Maalesef bilimin hasından ne kastettiğimi şu anda anlatamam. Bazı şeyleri zamanından önce anlatmak ters etki yapar. Bilim Allah'ın insanlara verdiği nimetlerdendir. Kendisi iyi ya da kötü değildir. İyinin elinde iyi, kötünün elinde kötü olur. Ancak havadan konuşmadığımı söylemekle yetineyim. Ben bilimin içindeyim ve başkalarının bilmediği şeyler biliyorum. Benim alanım sibernetik, mantık gibi konuları ilgilendiriyor.

Günümüz liderler ya da kahramanlar devri değil; herkesin üzerine mühim görevler düşüyor. Ben alanım olmayan birtakım başka alanlarda da çalışmalar yapıyorum. Bunu, bilgimin zekatı olarak düşünüyorum. Şu ayet benim için önemlidir.

 

Muhammed;7
Ey inananlar! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz , (O) size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.

 

Başka bir forumda (Kuran yolunda forum) "Dost1" bana bunu yeniden hatırlattı. Adım adım gitmek önemlidir. Aksi halde hayallerin içinde bocalar dururuz. Benim için birinci adım bu bilgimin zekatı olarak Allah'a, yani Allah'ın tasarımının gerçekleşmesine, yani bunun için ön şart olan Allah'ın dinine yardım etmek. Aynı şey bütün buradaki arkadaşlar için geçerli. Adım adım ilerleyip ötesini Allah'a bırakmak. Bana değil Allah'a inanın, bunların arkası gelecektir. O halde ilk adım olarak ne yapılmalı? Belli projeler üzerinden ilerlemek en iyisi olur.

Bakın sünnilerin eğitim için bir yığın çalışması var. Bilhasa çocuklara yönelik. Bir de eski ezbere dayalı Kuran öğrenimi imkanlarına yeniden kavuşmak için çabalıyorlar. Biz ne yapıyoruz? Çocuklara yönelik 7 - 12 yaş arası bir eğitim seti hazırlayamaz mıyız? Sadece Kuran üzerine olan basit bir eğitim seti. Oruç ve namaz hakkında Kurandaki bilgileri vermek üzere mesela. Tamamen Türkçe! Kuran'da çocuklar için öğretici olarak bir çok konu var. Aynı zamanda eğitime yardımcı olarak velilere yönelik de kitaplar hazırlayabiliriz. 7 yaşında çocuğun eline Kuran verip "al, oku ve öğren" diyemezsin. Ancak yetişkinler için geçerli. Mecburen insan süzgeci araya girecek. Neden bunları yapmıyoruz? Ben bile tek başıma yapabilirim. En azından diyanetin yapacağından çok daha iyi olur. Peki yapacağız da ne olacak? İnsanlara ulaştırabilecek miyiz? Ya da yasal mı olacak? Evet, hem de nasıl! Hem yasal olacak hem de çok fazla ilgi görecek. Bakmayın sünniler yasal yollar bulamıyor. Çünkü kafalarını çalıştırmak onlara ağır geliyor. Bunun yerine şikayet edip başkalarının halletmesini bekliyorlar. Aslında çok basit. Epey kalabalık bir Kuran nesli yetiştirmek için elimizde büyük imkanlar var. Bunları değerlendirmek bizim zekatımızdır. Bizim borcumuzdur.

Eylem insanı ve eylem toplumu olmamız gerekir. Başka türlü bir anlamımız kalmaz. İşte bu çok uygun bir ilk adım olacaktır. Bilimi boşuna tartışmaya gerek yok. Aslına bakarsanız tartışılacak şeylerin de sonuna geldik. Bir yerde takıldık kaldık. Artık sözler etkisini kaybetmeye başladı. Şimdi bildiklerimizi kullanma ve eylem insanı olma zamanı. Eğer eyleme dönüştürmezsek Allah bizim yerimize başkalarına yaptıracaktır. Kaybeden ancak biz oluruz.

Selamlar

Yukarı dön Göster okun's Profil Diğer Mesajlarını Ara: okun
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

çoban Yazdı:

Selam Mircan,

Anlamaya çalışmaktan ziyade 'saldırgan' bir uslubu yeğliyorsun.Allah senden Koyun'u değil,Kul'u olmanı istiyor.O sebeple yanlış alanı derhal terket!

Ayrıca,şu misalimi dikkatlice düşün:

Bir insan eşyasını kamyona yükleyip Allah'a daha yakın olma adına sahih bir ortama doğru yönelirse Rahman ona :"Niye Kamyon'la gidiyorsun?" demez.

Teknolojiyi kullanmak 'haram'değil,Halis yolculuğa çıkmamak haramdır.

 

Selametle/ÇOBAN

Selam ÇOBAN,

Teknolojiyi sadece hayırlı yolculuğa çıkmak için kullanıyorsanız size hiçbir itirazım yok. Ama bu konuda samimi olduğunuza inanmıyorum. En basitinden cebinizde bir cep telefonu, ATM yada kredi kartı, altınızda araba ve evinizde teknolojik aletler vardır. Eğer yoksa bu durumda bir köyde mum ışığında yaşıyorsunuz demektir ki bu durumda da internete girmenizi açıklayamazsınız.

İnsanın tüm gününü salih amel ve ibadetle geçirmesi mümkün değil. Elbette kendiniz için birşeyler yapıyorsunuzdur. Örneğin bir ulaşım aracına atlayıp tatile yada çay kahve içmek için biryerlere gidiyorsunuzdur. Cep telefonunuzu aileniz yada arkadaşlarınız ve ticari işleriniz için kullanıyorsunuzdur vs. Muhtemelen bu eleştirilerime salih amel işleyen bir müminin her adımı, her hareketide bu yolda atılmış bir adımdır tarzından savunma yapacaksınız...

Son olarak bilmenizi isterim ki sorguladığım yaşantınız değil dilerseniz mağarada yaşayın. Tek endişem bu denli abuk subuk fikirlerinizle birilerinin kafasını karıştırmanız ve kendiniz gibi karanlığa sürüklemeniz...

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
okun
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 agustos 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 101
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı okun

Selam dostlar,

Bu konu artık bir ağız dalaşı halini almıştır. Tavsiyem artık cevap vermeyerek bunu bitirmenizdir.

İsra/53 (Ali Bulaç'ın çevirisi)

Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır.

Ayeti açıklamam gerekmiyor herhalde. Sözün "en güzelini" seçme noktasından çoktan uzaklaşılmıştır. Sanıyorum herkes ne fikri varsa söyledi. Bu arada benim eğitimle ilgili teklifim de güme gitti ama önemli değil; artık başka zamana.

Yukarı dön Göster okun's Profil Diğer Mesajlarını Ara: okun
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

selam ile,

 

birönceki iletimde kardeşlerimizin doğada orjinali olmayan aletlerin yapımına karşı duruşlarına ve fikirlerine yardımcı olacağını düşündüğümayetleri aktarmıştım, doğada orjinali olmayan, kupa, sandalye, ayakkabı, yer döşemesi, taht, zırh, gemi gibi araçların yapımının varlığını gördükten sonra doğada olmayan araçlar kullanılmaz, araç yapmak doğada ki orjinal ayetleri bozmaktır, değiştirmektir demenin ne akdar insaf dahiline olduğunu inşallah düşünürler, demirden zırh yapan elçinin övüldüğü, yerde maden arayanların kötülendiği ayetleri de hatırlayarak aynı araçların birilerinin elinde kötü birilerinin elinde iyi olduğunu görüdkten sonra teknoloji suçlu değil ancak kurban olur, alıntıladığım ayetlerde geçen araçlar küçümsenmemeli, taşların oturma aracıolarak kullanıldığı bir yerde tahtınınızın olması büyük bir icaddır, peki ayette anlatılan sannayi/açlık/korku elbisesi nedir ve nasıl giydirilir,

bir tarla kaç türlü şekilde işlenir, saban/ tırpan/biçer döver/ vesaire. bu araçlar birilerinin elinde iyileştirici diğerlerinin elinde kötüleştirici olur, bu hem saban için hem biçer döver için geçerlidir, bir biçer döver 4 kişiyi işinden eder, dört kişiye dört kişi de mahsülün işlendiği değirmene gelen yeni araçlarla ikiye katlanır ve bunun sonucunda fabrikalar kurulur ve asgari ücrete mahküm edilir, bu kölelik düzenidir çok iş az bedel, merhameten ücret ve yemek değil, daha ii çalışasınız diye ücret ve yemek, peki bu araçlar olmasaydı bu potansiyel iş gücü aynı köleliğe maruz karlımıydı, evet karlıdı,

tarla da anız yakarsınız hem böcekleri yok edersiniz hem de tarlayı bir kere değil sene de iki kere sürersiniz fabraika da zamanları sömürülenler bu sefer tarlalarda zamanlarını sömürtmeye başlar,

 

peki aynı araçlar, sömürü haline getirilmeden iyileştirici olarak kullanılır mı, çoban kardeşimiz bu tip bir araçla, tarlasında ki ürünü ikiye veya üçe bölerek infak kurumları oluşturur.yeni istihdam alanları oluşturur. bu aracı iyileştiri olarak kullanır mesele.Rabbin hazinesini kendinizin zannetmemek.

şöyle topluma baktığımızda göreceğiz ki, araçlar iyileştiriciler olarak değil kötüleştiriciler olarak karşımızda duruyor, insanlar ayette anlatıldığı gibi tekelleşmeye doğru yol almakta, sizin bu aşartla latında toplumu ıslah çabanız israil oğullarını fravunun işkenceleri altında bırakmaktan başkası değildir, fravun mevcut yasalarını düzeltmezse/arınmak istemezse siz o kavmi alır gider ve evler oluşturursunuz ve o evleri kıbleler edinirsiniz, bizlerin yapması gereken de budur, kendilerine 2 veya 3 saat hayat hakkı tanınan insanlar olarak yapacağıız kendimize ait yerleşim yerleri edinmektir, ama bahsettiğim kesim, fravunun sarayında olmayan, ve o'nun zulmüne boyun eğmeyen müslüman kardeşlerimdir, onlar zaten saraya giremediği için hayatları gasp altında, yapılacak olansa içerde değiştirmek değil,dışarda örnek bir toplum oluşturmaktır, bu nokta da çoban kardeşimi tebrik ediyorum ama karşısında olanı da iyi tanımlaması gerektiğini, Allah'ın kendine yüklemediğini yüklememesi gerektiğine inanıyorum. ve son olarak, karganın rehberliği ile ölü gömmeyi öğrenen oğul, yine hayvanların rehberliği ile alet yapmayı ve araç yapmayı da öğrenmelidir, bu nokta da hayvanlardan öğreneceğimiz çok şey oldupu kanısındayım, yuvasını yapankuş ekosistemnin hangi boyutunda işliyor ve hangi mekanizmalara dokunmuyorsa ve bu hassaiyeti nasılsa aynı hassasiyeti nükleer enerji kullananlarda düşünmeli diye düşünüyorum, ama şu bir gerçek ki, bu iş bu hayata razı olarak yapılacak iş değil, sorun araçlar ve teknolojiden önce bu güce sahip iktidarların kullanımı ve bizleri hayatın içinde ayrı hayatlar oluşturarak kendilerine köle etmelerinin önüne geçmektir, sorun bu insanların hayatlarının alternatifsiz hayat olarak algılanmasıdır.sorun, daha denize bile varmadan soğan ve sarımsaktan vazgeçememek, daha denize varmadan musa ile tartışmalara girmektir.

 

selam ve dua ile

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
özden
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 11 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 97
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı özden

Selamlar, sn Çoban'ın teknolojinin Allah tarafından hoş karşılanmayacağı fikrini dayandırdığı ayet olan 16/112 yi daha titiz irdelemeyi öneriyorum.

Bu ayette geçen "sanaa" kökünü sanayi-teknoloji olarak anlayıp bir karşı çıkışı var anladığım kadarıyla, bu kökün Kuran genelindeki kullanımı irdelenirse ve şu ana kadar  ki incelememe göre aslında bambaşka bir şeyleri anlatan bu kökün anlaşılması ile bu konudaki anlaşmazlıkların Kuran temelli olarak biteceğini düşünüyorum. 

Bu günlerdeki aşırı yoğunluğum sebebiyle bunu ayrıntılı olarak incelemeyi ben kendi adıma ertelemek durumundayım, fakat sizlerin buradan yapacağınız paylaşımları takip edeceğim.

saygılar



__________________
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine..
Yukarı dön Göster özden's Profil Diğer Mesajlarını Ara: özden
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

SELAM TÜM DOSTLARA,

Son çeyrek yüzyıldır “Bilimsel Teknoloji/Sanayi Devrimi” Kutsayıcıları tarafından kirletilen yeryüzü böyle devam ederse kısa zamanda yaşanmaz hale gelecek.Bu sadece bizim tarafımızdan değil,bilumum çevreciler,doğa severler,yeşiller,kırmızlar,yazarlar,çizerler vs.çevreler tarafından da dillendirilmektedir.Bu sitede de Teknolojik üretimlerin zararlarını içeren bir forum var.

Hal böyleyken bu çevrelerin Teknoloji karşıtı söylemleri hiç kimse tarafından tepki ile karşılanmaz,bilakis olumlu çaba olarak algılanır.

Ancak,Teknolojinin zararlarından söz ederken Allah’ı arkanıza aldınızmı dinlisi,dinsizi hepsini adeta ateş basar.Birden Teknolojinin ne kadar ‘kutsal’olduğu akıllarına geliverir.Başlarlar Teknolojik faziletlerden dem vurmaya!!

Maalesef sitede de durum aynen böyle!

Bu yaman çelişkiyi farkedince herkese tek,tek cevap yazmaktan vazgeçtim.Bakalım önce bu çelişkiyi ortadan kaldıracak adımları atabilecekmi sitemiz üyeleri.Bekleyelim görelim.Biz burdayız.

Selametle/ÇOBAN

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

                     Köyümüze geri mi dönsek
  Modern zaman çocuklarının en önemli özelliklerinden biri, dünyaya geldikleri günden itibaren ‘el-bebek gül-bebek’ sarılıp sarmalanarak, odası her gün silinip süpürülerek, yatak takımları, çarşafı haftada bir iki kere değiştirilerek, sık sık yıkanarak bin bir ihtimamla, tertemiz hatta ‘steril’ ortamlarda büyütülmeleri.

Üstelik bu çocukların ne kardeşleri var, ne de onları öpüp koklayan ve bu sırada taşıdıkları mikropları onlara bulaştıran teyzeleri, amcaları veya diğer akrabaları. Dışarı çıkıp oynayamadıkları için, kedi, köpek... gibi sokak hayvanları ile temasları da olmuyor

Bir de doğdukları günden başlayarak kızamığa, vereme, boğmacaya, çocuk felcine, hepatite... karşı aşılanıyorlar. Azıcık ateşleri çıksa, biraz burunları aksa, boğazları kızarsa hemen geniş spektrumlu antibiyotikler veriliyor.

Hijyen teorisi

Modern ülkelerde başta astım, egzama, saman nezlesi olmak üzere pek çok hastalığın her geçen gün artması ‘hijyen teorisi’ ile açıklanıyor.

Bu teoriye göre, bu hastalıklardaki artışın sebebi bebeklerin hayatlarının ilk döneminde çok temiz ortamlarda büyütülmeleri ve mikroplarla çok az karşılaşmaları. Zira, özellikle yaşamın ilk yıllarında geçirilen enfeksiyonlar çocuğun ateşlenmesine, öksürmesine neden olsa da, onu rahatsız etse de, faydaları da var. Çocuğun bağışıklık sistemi bu enfeksiyonlar sayesinde virüslerle, bakterilerle savaşmayı öğreniyor ve güçleniyor.

Çocuk, çok fazla mikropla karşılaşmadığında, bağışıklık sistemi gelişemiyor, güçlenemiyor ve ‘boş kalmış, işi gücü olamayan kişiler’ gibi ‘Acaba ben ne yapsam’ diye şaşkınlığa düşüyor. O da tutuyor, karşılaştığı toz, tüy, polen, küf... gibi maddelere mikropmuş gibi davranıyor, onlara karşı hak etmedikleri aşırı tepkiler gösteriyor ve işte bunun sonucunda da alerjik hastalıklar ortaya çıkıyor.

Köylü çocukları şanslı

Geçtiğimiz günlerde Almanya’da yapılan bir araştırma, köylerde, çiftliklerde doğup büyüyen çocuklarda astım ve alerjilerden başka ‘ülserli kolit’ ve ‘Crohn hastalığı’ gibi iltihaplı bağırsak hastalıklarının da az görüldüğünü ortaya koydu. Vücudun kendi dokularına karşı gösterdiği anormal tepkiden kaynaklanan Crohn ve ülserli kolit, oto-immun hastalıklar grubunda yer alıyor.

Yaşları 8 ile 16 arasında değişen 2 bin 229 çocuk üzerinde yapılan bu araştırmada hayatlarının ilk yılını çiftliklerde koyun, keçi, domuz ve büyük baş hayvanlarla geçiren çocuklarda iltihaplı bağırsak hastalıklarının yüzde 60-70 oranında daha az görüldüğü saptandı.

Araştırmacılar, hayatlarının ilk yıllarında büyük ve küçükbaş hayvanlarla beraber büyüyen ve bu yüzden de birçok mikrop, mantar ve virüsle karşılaşan çocukların bağışıklık sistemlerinin kuvvetlendiğini ve iltihaplı bağırsak hastalıklarına karşı direnç kazandıklarını ileri sürüyorlar.

Araştırmada ortaya çıkan çok ilginç bir sonuç da, kedi ve köpeklerin bağırsak hastalıklarına karşı diğer hayvanlar kadar koruyucu olmadığının saptanması. Uzmanlara göre bu çok da şaşırtıcı bir durum değil, çünkü evcil hayvanlar kendi kendilerini yalayıp temizlediklerinden koyun, keçi, inek... gibi hayvanlar kadar mikrop barındırmıyorlar.

Son sözümüz Ankaralılara

Araştırmacılar tabii ki tek bir çalışmaya dayanarak bundan kesin sonuç çıkarmanın doğru olmadığının altını çiziyorlar ve henüz kimseye evlerinde koyun veya keçi beslemelerini tavsiye etmiyorlar.

Elbette ‘temizliğin imandan geldiğini’; suyun ve temizliğin birçok enfeksiyon hastalığını önlediğini hatta ortadan kaldırdığını biliyoruz ve inkar etmiyoruz, ama şu da bir gerçek ki çok fazla temizliğin başımıza başka türlü işler açabileceğini, hijyen teorisinin kanıtlarının her geçen gün arttığını da gözden kaçırmamalıyız.

Ankaralılar da ‘Suyumuz yok, yıkanamıyoruz, elimiz yüzümüz vücudumuz kir pas içinde’ diye fazla da üzülmesinler. Her şeyde bir hayır vardır.                                               (A.Rasim KÜçükusta-Star)

__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats