Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 16 mart 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
İşte insanlar televizyonda bu kişiden İslamı öğreniyorlar. Yazık !
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Doç.Dr. Nihat HATİPOĞLU
23 Mayıs 1995 gece yarısı biz kendisini Esenboğa havaalanına getirecek uçağı beklerken Medinetü'r-resul'den telefon eden diş hekimi kardeşim Fatih, titrek sesiyle şöyle dedi: “Biz babamızı damat ettik. Aşık'ı Maşuk'a Resulullah'a teslim ettik. Cennetü'l Baki'de misafir edeceğiz.”
Ben o anda elimizden neyin gittiğini çok iyi biliyordum. 1987'de Mısır'a geldiğinde –bir anlamda kendisini deneyen- Ezher Ulemasının: “Sizin gibi bir alimin Türkiye'de olabileceğini tahmin edemezdik”, dedikleri Haydar HATİPOĞLU hocamın, babamın gittiğini anladım. Hadis, tefsir,fıkıh, feraiz, bedii, meani, beyan velhasılı bütün dini sahalarda hüccet olan bir alimin toprağa gideceğini biliyordum.
O hep Medine'liydi. O hep Ravzayı Mutahhara'nın oralardaydı. Yatarken, yemek yerken, kürsüdeyken, kitap okurken hep Ravza'daydı. Allah da şahittir ki Hz Muhammed(s.a.s.) adını kullandığı her seferinde boğazı düğümlenirdi. Efendimizin adını rahat kullanamaz mutlaka ağlardı. Gece yarıları kalkar (teheccüt namazı) Resulullah'a aşkını ilan eden kasideler okurdu. Sabahları seccadesine elimi sürdüğümde secde yeri hala ıslak olurdu. O'nu hep şöyle hatırlayacağım: kitap odasında önüne birkaç kitabı açmış notlar alıyor, kitap üzerinde veya herhangi bir münasebetle Resulullah'ın adını andığında dudakları büzülüp sakalından aşağı yaşlar boşalıyor, gördüğü kim olursa olsun yüzüne tebessüm ediyor, seccadenin üzerinde sarığını sarıyor, evden çıkmadan duha namazı kılıyor. Kur'an okuduğunda bazı ayetleri dönüp-dönüp okuyor ve yüksek sesle ağlıyor, alacağı her kararda istihareye yatıyor, Kur'an ve sünnet uğruna canını feda etmekten zerre kadar çekinmiyor ve en zor şartlarda Kur'an ve Sünnetin , yani ehl-i sünnet akidesinin bir fedaisi gibi hep öne çıkıyor. Allah sana, zerreler adedince rahmet eylesin.
Cennetmekan babam, seni hatırlıyorum! İbn-i Mace'yi şerhediyordun. Resulullah'ın vefatı bölümünü bir ayda bitirebilmiştin. “Resulullah'ın eli yana düştü..” diyordun sonra ağlıyordun. Bir saat sürüyordu ağlaman. “Git, bugün daha yazamayız” diyordun. Katibin olan ben ve kardeşim kalkıyorduk. İkinci gün oturuyorduk. “Ve Resulullah'ın ateşi yükseldi.” diyordun, sonra yine hüngür-hüngür ağlıyordun. Sanki o an oradaymışsın gibi. Resulullah'ın vefatını nasıl yazdığımızı bir Allah, bir sen, ben ve kardeşim biliriz.
Abdülhakim Arvasi (k.s.)'ın kabrini ziyarete gideceğimiz biz gün arabamıza bindiğimizde annemin esans kullandığını anladın. Artık yaşlı sayılan anneme: ”hanım, git kokuyu gider, öyle bin arabaya. Koku sürünüp de dışarı çıkan kadına, Peygamberimiz: Melekler lanet ederler” demiştir deyip annemi tekrar eve gönderdiğini hatırlıyorum. İslam'ın hiçbir hükmünü kimseye, hiçbir şeye feda etmedin. Hiçbir zaman gölgeye sığınmadın. İslam'ın hakikatını söylerken hiçbir kınayıcının kınaması seni zerre kadar etkilemedi. Allah ve Resulu şahittir ki hep öyle yaşadın, ailen içinde hiçbir günaha-harama müsaade etmedin.
Vefatında sonra Etlik Aşağı Eğlence'nin cemaati geldi. Meğer gitmeden Medine'de inşallah kalacağını ilan etmişsin. Kimine: “Resulullah'a bir arzuhalim var, inşallah bu sene cevap alacağım” demişsin, kimine: “Medine'den firkat benim içimi yakıyor. Ne zaman Resulullah'a komşu olacağım, bekliyorum” demişsin. Daha neler neler demişsin. Allah senin makamını ali etsin. Allah senden milyarlarca kere razı olsun. Sen vefat ederken de bize ders verdin.
18 Mayıs günü Medine'den dönecektin. 25'ine erteledin. Senin göğsünden ağrı duyduğunu haber alınca bir an önce gelmen için girişimlerde bulunduk. Medinede'ki kardeşim, Diyanet'in görevlileri, Medineli bazı aracılar, herkes seferber oldu. 18.30 uçağı olmasına rağmen senin gönlün 22.30 uçağındaydı. Annem diyor ki, arabaya bindiğinde dönüp-dönüp Ravzay-ı Mutahhara'ya bakıyormuşsun, ağlıyormuşsun. Havaalanına geldin. Eşyalarla hiç ilgilenmedin. Annem sorunca; “Merak etme eşyan gidecek” dedin. Oradaki Kamil Bey'e bütün paranı vermek istedin. Seydo, paran sana lazım olur dese de, bin doları verip: “ Oğlum, benim bundan sonra para ile işim bitti.” dedin. Yine anlamadılar. Nihayet turnikeden geçtin, uçak 23.30'a ertelendi. Herkesi uçak için otobüse alırlarken Sivaslı doktor Mecnun Bey'in ve ötekilerin şehadetiyle binmemeye çalışıyordunuz. Ayaklarınız gitmiyordu. Son anda doktora “gel abdest alalım” dedin. Abdest aldınız. Herkes binmeye hazırlanırken siz oturdunuz. Sizi görenler diyor ki: “ hocamız bir haber bekliyor da haber gecikmiş gibi huzursuzdu”. Doktor size sordu: “Bu kaçıncı hac!” gülümsedin, elini sallayıp: ”Bundan sonra sayılamaz” dedin. Yine kimse anlamadı. Ama sen ne dediğini iyi biliyordun. Çünkü orada hac mevsiminde defnedilen kıyamete kadar hac yapar. Sonra oturduğun yerde, sanki gelen haberciyi görmüş gibi, başını yana çevirdin ve sandalye üzerine eğildin o kadar. Ne bir çırpınma, ne bir sekerat. Hacılar tekbir getirdiler, seni öptüler. Ağladılar, seni müjdelediler. Sonra dediler ki: “Hocamızı pasaport işlemi bittiği için uçağa alıp Türkiye'ye götürelim.” Bu sefer cebindeki pasaport kayboldu. Tam bir saat da uçak onun için ertelendi. Pasaportu bulamadılar. Bulsalar, belki seni buraya getireceklerdi. Belki senin o güzel yüzünü görecektim. Ama sen habibinden uzak olacaktın. Seni bıraktılar. Uçak kalktı, baktılar ki pasaport cebinde.
O gün sabah namazında Mescid-i Saadet'te bir senin cenazen vardı. Senin cenazene bütün cemaat katılmış. Görevliler bu sayının yüzbinin çok üzerinde olduğunu söylediler.
Seni Hz Osman'a yakın bir bölgede defnetmişlerdi. Seni gören herkes son üç-dört gün içinde yüzünün sakalından daha beyaz hale geldiğini söylüyorlar. Dr. Salih Bey: “ Son bir gününde hocamın dünyayla bütün irtibatı kesilmişti. Bunu kelimelerle izah mümkün değil. Sanki vücut yok, ruh ver gibiydi.” diyor. Bu Medine'ye, Mescid-i Saadet'in yanına, Cennetül Baki'ye defnin manevi hazırlığı olsa gerek.
Babam! Ben seni övmüyorum. Ben Allah'ın Resulüne aşkı övüyorum. Resulullah sana sevgi buyurmuş. Ben, Allah'ın habibini övüyorum. Salat O'na, selam O'na… İbn-i Mace'yi bitirdiğin günü hatırlıyorum. Ah, diye bağırmış, ağlamıştın. Tam bir saat sürmüştü. Annem bizi odaya sokmamıştı. Sonra ne oldu, diye sorduk; dedi ki, “ Baban diyor ki: İbn-i Mace'yi yazdıkça her gece Resulullah'ın yanındaydım. Ya ben bundan sonra ne yaparım?” demiştin.
Senin firakın bitti. Vuslat oldu. Ashabın kucağında Cennet'ül-Baki ehline verilecek umumi ve vacip olan şefaatı bekliyorsun. Şimdi biz firakı yaşıyoruz. Bu firak senin sevgilin olan Allah Resulüne kavuştuğumuz gün bitecek demek cüretini kendimde bulamıyorum.
Cenazeni görenler, seni yıkayan Molla Burhan, hep senin o güzel yüzünle tebessüm ettiğini söylüyorlar. Onu öptük de öptük diyorlar. Ah, keşke bana da nasip olsaydı. Morga koyduk, morga güzel bir nisbet kokusu girdi diyorlar. Bana herkes “ ah, babanın yüzünü göreydin!” diyorlar. Göreceğim inşallah, firakın bittiği vuslat gününde göreceğim inşallah.
Kitaplarına sahip çıkacağım. Senin baktığın yerlere senin vukufiyetinden çok uzak ama olsun bakacağım. Senin oğlun olmayı şerefle taşıyacağım. Senin bize öğrettiğin çizgin, kitap ve sünnet ölçüsü nefesim çıkıncaya kadar devam edecek. Çünkü sen Resulullah'a nasıl aşık olunabileceğini gösterdin bize,öğrettin bize. Allah Resulune ve Hz Ömer'e dayanan soyunla sen mekanını buldun.
Diyanet İşleri Başkanlığı sana pek çok hatim okuttu. Yüzlerce yerde gıyabi cenaze namazın kılındı. Herkesten Allah razı olsun.
Bütün mü'min kardeşlerim sana haklarını helal ettiler, daha duyan herkes de edecektir inşallah.
Ravza-ı Mutahhara'nın sahibine salat ve selam olsun; Baki'nin sakinlerine rahmet ve selam olsun.
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Doç.Dr. Nihat HATİPOĞLU
slm, alinti yukaridaki yazidan:Ben, Allah'ın habibini övüyorum. birde ayete bakalim, hac suresi ayet 40(artik ciogu ayetleri ezbere bilgimden)yine de original almayi tercih ettim. Yoksa benmi yanlis anliyorum, mescidlerde, Camiler de en cok rabbimizin övememiz,gerekiyor.Yaniliyorsam cevablarini beklerim. En dogrusunu RAbbimiz bilir.
Muhammed Esed
onlar ki, sadece “Bizim Rabbimiz
Allah'tır!” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar.
Çünkü, Allah insanları birbirlerine karşı savunmasız bıraksaydı, 58
şüphesiz o zaman, içlerinde Allah'ın isminin çokça anıldığı
manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler [çoktan] yıkılıp gitmiş
olurdu. 59
Ve muhakkak ki Allah, O'nun dâvâsına arka çıkanlara yardım edecektir:
çünkü, Allah (her şeyi hükmü altında tutan) en yüce iktidar Sahibidir.
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
23 Mayıs 1995 gece yarısı biz kendisini Esenboğa havaalanına getirecek uçağı beklerken Medinetü'r-resul'den telefon eden diş hekimi kardeşim Fatih, titrek sesiyle şöyle dedi: “Biz babamızı damat ettik. Aşık'ı Maşuk'a Resulullah'a teslim ettik. Cennetü'l Baki'de misafir edeceğiz.”
bir taraftada ''ben bana nasıl muamele edileceğini bilemem''diyen bir peygamber..vah.. vah.. vah..
cennete isteriz hepimiz girelim girmesinede kimin nereye konacağını bırakalım Alim olan gizliyi ve aşikarı bilen Allah karar versin..
atakan kardeşim bizim insanımız içinde bolca piyangonun ve ikramiyenin bulunduğu beleş dini seviyor..tv de kafayı yedirtecek derecede zırva sözde dini programlar..vah..vah..vah
yapacak tek bir şey var;kuranı anlayan bir kişi olur sonra 2 kişi sonra 3,4,5,.....biz sanırım bu zamanda geçmiş zamanlarda olduğu gibi ayrı bir ümmetiz vesselam.
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Sn. Hatipoğlu'nun programını hiç izlemedim şimdiye kadar, daha doğrusu izleyemedim, neyi niçin anlattığını hiç anlayamadığımdan sanırım...
Bırakın din gibi hassas bir konuyu, sıradan dünyevi bir mevzuda dahi bir insan babasını bu şekilde nasıl övebiliyor hayret ediyorum. Belli ki, kendince babasının hakkını ödemeye çalışıyor ama, bu kadar kibir ?..
Şaşırıyorum açıkçası...
__________________ HARARET NARDADIR SACDA DEĞİL
KERAMET BAŞTADIR TACDA DEĞİL
HER NE ARAR İSEN KENDİNDE ARA
KUDÜS'DE MEKKE'DE HAC'DA DEĞİL
Katılma Tarihi: 06 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 107
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Yeter artık bıktım bu nihat hatipoğlu ve türevlerinden.!!!Babamı övmedim der ama yere göğe sığdıramaz , Allah'ın hüküm koymadığı yerde; sözde peygamber hüküm koymuş diye karısına dünyayı dar eden babasını över , Hz.Muhammed'i ilahlaştırır , Hz.Muhammed'i Allah'ın habibi yaparda diğerlerini dışlar yinede bu adam izlenir , sevilir , nurlu görülür.Yazık gerçekten de yazık...
Bugün gözyaşı döktüm.Ailemle tartıştım çünkü dinimle ilgili tartıştım ama onlar hiçbirşey bilmiyordu.Bildiklerini sanıyorlar ama bildikleride atalarının dini!Benim dinimle alay ediyorlar , gülüyorlar , kahkaha atıyorlar.Ama bende onlara gülerim Allah'ın gününü beklerim.Umulur ki o gün onlara gülmeyim ama gidişleri gidiş değil...Benimle tartışırken "kaynağınız nedir?" dediğimde ise verdikleri cevap "tv'deki hocalar böyle diyor" dediler.Yada ben onlara "bu söyledikleriniz nerede yazıyor kaynağınız ne?" dediğimde ise "herşeyin yazması mı gerekir?" diyorlar...
Bu N.Hatipoğlu ve türevleri yüzünden insanlar yanlış olanları doğru diye yutuyorlarda sonra bilen insanların karşısına geçip tartışıyorlar...Bu Hatipoğlu ve türevlerini insanların ençok seyrettiği kanallardan derhal indirmek lazım yoksa sonumuz kötü!Hak din yavaş yavaş bid'at dini , batıl din oluyor...(Ki zaten olmuş ama zararın neresinden dönersek kârdır)
Ülkemizde insanlar 2 saatliğine; eğilip bükülerek birşeyler anlatan , aldığı konuklara şirinlikler yapıp onların söylediği yanlışlarıda kınamayan , yanlış şeyleri insanlara öğretipde bugün ben insanlara doğruyu öğrettim diye geçinen bi adamı izleyince Müslüman olduklarını sanıyorlar.!
Yazık gerçekten yazık!
__________________ ZUHRUF/22:Hayır!"Sadece,biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk,biz de onların izinde gidiyoruz"derler.
Selam ömer kardeş, N.hatipoğlu tam bir yıkama-yağlama müşriğidir ve onun hakkında az bile demişsin.Yalnız ailenle tartışmana üzüldüm.Mümkünse onları kırmadan ve en güzel şekilde tartışmaya çalış ki,şeytan aranıza girmesin,rabbim onlara şefkat kanatlarımızı indirmemizi istiyor.Allah yardımcın olsun..
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Katılma Tarihi: 16 mart 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
muvahhit Yazdı:
atakan kardeşim bizim insanımız içinde bolca piyangonun ve ikramiyenin bulunduğu beleş dini seviyor..tv de kafayı yedirtecek derecede zırva sözde dini programlar..vah..vah..vah
Kesinlikle haklısın. Bonusa çok meraklı bir halkımız var. Dün akşam da bütün TV kanalları oruç baba türbesinden canlı yayın yaparak, oradaki insanların nasıl iftar yaptığını gösterdiler. Gerçekten içler acısı bir durum. Bu kadar cahilin olduğu bir toplumda yaşamak gerçekten çok zor.
slm, degerli kardeslerim, benim Annen Babam, da izliyor, o konular, bende onlara nazik ce diyorum ki, BABA ANNE, birde elimizde ki Kuran a bakalim,Rabbimiz nediyor diye, ya kendim okuyorum, yada onlarin eline veriyorum,kendi gözleri ile okusunlar diye. En güzel cevabi Rabbimiz vermis dir diyorum. 2. Bir konu TV lerde yayinlara bizlerde katilsak telefonlar ile,uygun görürmüsünüz? Biraz harcama yapalim, ve Sordugumuz kounularin kuran dan aciklanmasini istiyelim.nedersiniz? Su soruyuda sorabiliriz, Kuran, eksikmi, de baska yerlere bakma ihtiyacini nerden duymakdayiz diye.pesinden ayetlerin gectigi sureleri hatirlatmak,okumak,...bence bunlar hem izleyicigi düsündürecekdir ve de bizlerin gayretlerini bosa cikarmayacagindan eminim. baska bir kounda, diyanet hocamiz, mukabele okundugunda her harfe 1000 daha fazla sevab verilecegini ,sölyeyip durmakda,Müdahale etsem, millet, sen daha mi iyi biliyorsun, kavga cikacak,ama Benim Rabbim,böyle seyleri Kuran da belirtmemis diyip, onun affina sigimdigimi belirtiyorum.Dualarimda,da rabbim, su imamlarin diyanetin,aklini iyi kullanan kisilerden eylemesini,ve bizlere artik,sadece kuran dan aciklamalar yapilmasini,ayetleri net bir sekilde her insanin anlayacak sekilde ortaya ACIK CA koymalarini, diliyorum,bizleri sabredenlerden eyle yarabbi. EN dogrusunu yine rabbimiz bilir. Selametle kaliniz.
YALNIZ BU DİYANET CAMİASI DEĞİL,İLAHİYAT FAKÜLTELERİ DE DAHİL,HEPSİ BU SAHTE DİN ANLAYIŞININ DEĞİRMENİNE SU TAŞIYANLARDIR. SİZ NE KADAR UĞRAŞIRSANIZ UĞRAŞIN ONLAR KOLAY KOLAY NEMALANDIKLARI BU ŞİRK DÜZENİNİ TERKEDECEK DEĞİLLERDİR. EN İYİSİ KENDİ ALTERNATİFİMİZİ ORTAYA KOYUP BAŞARILI KILMASI İÇİN ALLAHA TEVEKKÜLDÜR VESSELAM.
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma