Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Kur'an'ı Kerim söz konusu olduğunda daha "titiz" olmak zorundayız. Öncelikle onun "kelamullah" olduğunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Birde benim gözlemlediğim "tercümeler" ile "mushaf" metni "aynılaştırılıyor", bu tavrımızdan bir önce vaz geçmeliyiz.
selam ve dua ile,
rıdvan
Allah razı olsun Kuşbulutu kardeşim,
kesinlikle katılıyorum Rıdvan Kardeşim. Allah razı olsun.
bu düşüncelerimizi hem yoklayıp, gerektiğinde hemen terkedip, hem de birbirimizin yanlışını gördüğümüz / görebildiğimiz yerde kardeşlik ruhu içinde birbirimize hakkı ve hakikatı hatırlatmalıyız. hatırlatmalıyız ki, gözümüzden, dikkatimizden kaçan bir şey var ise şayet, onu tekrardan yakalama fırsatı doğsun, hepimiz için.
dolayısıyla aynı forumda bulunmanın ve çağdaş olmanın getirisini, bir nimet olan bu internet ortamından da yararlanarak elde etmenin, şükrünü eda etme yolunda çaba içerisinde olmuş olalım.
gerçi bir dostumun ifadesiyle şükründen aciziz ama, biz yine de şükretmek için elimizden geleni yapmaktan sorumluyuz...
ne mutlu EHAD olan '' yalnız olan '' Rabbimize , şükrünü kesintisiz olarak sürdürenlere...sürdürebilenlere...çaba içerisinde olanlara...gönlü arınmaktan yana olanlara...
veddua
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Değerli arkadaşlarım kuran ben her şeyden örnekler verdim ki akıl edesiniz düşünesiniz diyorsa buna da örnek vermiştir. Yani acaba kızlarımız ne zaman evlendirilmeli bu soruyu şimdi kurandan arayalım. Önce şunu söylemeliyiz ki gerçekten İslam dini akıl ve mantık dinidir, işte bu sorunun cevabı bile aklın eseridir.
Herhangi bir konuyu kuranda aramak istiyorsak kuranın tümüne hâkim olmamız çok önemlidir. Bakın Allah Nisa suresi 6. ayetinde bunu ne kadar güzel tarif ediyor. ( Nisa sur.6: Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter.) Daha evlenme yaşına gelmeyen yetimlerin durumunu bir önceki ayetlerde açıkladıktan sonra bu ayet bakın ne kadar güzel anlatıyor. Nikâh çağına kadar gözetleneceğini söylüyor ve bu sürenin onlarda belirecek olgunluk ve erginliğe, yani kendisine hâkim olabilecek konumda ve olgunluğa erişip erişmediğine bakılacağını söylediği gibi, sorumlu kişilerinde buna kanaat getirmesi ön şart koşuluyor. Demek ki bakın yine akıl ve mantık, işte size kuranın o çok güzel izah ve açıklamaları. Buradan şunu çıkarıyoruz her veli, anne baba evladını kız ya da erkek olsun, ailesini geçindirecek ya da çocuğunu büyütecek olgunluğa gelmesini gözetleyecek ve buna öncelikle onlar karar vereceklerdir. Sizce bunun kesin bir yaşı olabilir mi dersiniz? Kimi kız var dır 17 yaşında bu erginliğe ulaşır kimisi 19. Burada sorumluluk aileye düşmektedir, onun tecrübesi ile evlatlarımıza yön vermeliyiz. Kimisi, kız regli olduğunda evlendirilir diyecek kadar bağnaz ve akıldan yoksun olabiliyor. Düşünün sıcak ülkelerde 8 yaşında regli oluyor kızlar o zaman nasıl olurda bu yaşta bu kızlarımızda olgunluk ve erginlik görülebilir? Demek ki evlenme kriterini kuran koymuş, içimize sinecek olgunluk ve erginlik işte bu kadar basit. Herhalde konu anlaşılmıştır. SAYGILARIMLA Haluk Gümüştabak
Islam'da evlenme yasi 9'dur. Sunnettir hatta. MUhammed'de Aise ile 9 yasinda iken evlenmistir. ( Buhari hadis ).
Hatta iran gibi seriatla yonetilen ulkelerde resmi evlenme yasi 9'dur.
Simdi 9 degil diyecekler cikacak muhakkak, bende ozaman soracagim dogal olarak hadis kaynaklari disinda Aise' nin yasinin kac olduguna dair bir kanitiniz var mi ?
Islam'in ikinci saglam kaynagi olarak gorulen Buhari'nin hadisleri mi yoksa sizin kendi fikirleriniz mi ?
Evet, gonul ister ki 9 olmasin 55 yasinda ki bir adama yakisir bir sekilde 35 olsun. Ama istemekle olmuyor iste.
Ben size Allah ın ayetini örnek veriyorum siz bana Rabbin sözünü bir kenara atıp beşerin sözünü örnek veriyorsunuz. İşte bütün uğraşımız peygamberimize yapılan saygısızlık ve haksızlıklara engel olmaktır ama gözleri görmeyen kulakları duymayanlara işittirmek gerçekten çok zor. Rabbim perde indirmiş ve bir de kalplerine mühür vurmuşsa bizlerin konuşması asla fayda etmez. Bana delil getir diyorsunuz, sayın arkadaşım delilimiz Kuran ayeti, açıkca Rabbim evlenebilecek bir kızda olgunluk ve erginlik olmasını emretmişse peygamberimiz nasıl olurda 9 yaşındaki birisiyle evlenir? Bunun tersi olduğunu ben değil siz kanıtlayacaksınız. Eğer sizin kanıtınız Yahudilerin içimize soktuğu bu sapık ve yalan ithamlarsa benim delilim Rabbim in ayetidir bunun tersini yapmasını nasıl düşünürsünüz peygamberimizin? Rabbim sizi affetsin. Tekrar soruyorum uydurma binlerce hadis olduğu gibi bu bilginin doğruluğuna sizin deliliniz nedir? Yoksa beşerin sözleri kesin delilmidir sizin için? Allah apaçık söylemesine rağmen. Allah aklını kullananların arasına alsın inşallah cümlemizi.
( Nisa sur.6: Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter.
Ayetteki nikah çağını günümüzün modern kanunlarına göre değerlendirip 18 yaşı gibi bir anlam çıkarmak mümkün değildir.
18 yaşı medeni kanunlara göre nikah çağıdır,araplara göre değil.Hadisleri uyduruk sayıyor,işinize gelmeyen ayatleride tercüme hatası diye bir kenara atıyorsunuz. Ne zamana kadar kendinizi kandıracaksınız?
Ali Bulaç Meali
Kadınlarınızdan artık adetten kesilmiş olanlarla henüz adet görmemiş bulunanların iddet (bekleme süre)leri, -eğer şüpheye düşecek olursanız (bilin ki)üç aydır. Hamile kadınların bekleme-süresi ise, yüklerini bırakmaları (ile biter). Kim Allah'tan korkup-sakınırsa (Allah) ona işinde bir kolaylık gösterir.
Diyanet İşleri Meali(Eski)
Kadınlarınızdan ay hali görmekten kesilenler ile henüz ay hali görmemiş olanların iddetleri hususunda şüpheye düşerseniz, bilin ki, onların iddet beklemesi üç aydır; gebe olanların iddeti, doğurmaları ile tamamlanır. Allah, buyruğuna karşı gelmekten sakınan kimseye işinde kolaylık verir.
Diyanet İşleri Meali(Yeni)
Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.
Diyanet Vakfı Meali
Kadınlarınız içinden adetten kesilmiş olanlarla, adet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları (doğum yapmaları)dır. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz (iddetlerinin nasıl olacağında tereddüt ederseniz), onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları, doğum yapmalarıdır. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Hayızdan kesilmiş olan kadınlarınız - şübhelendinizse - onların ıddeti de üç aydır, hayız görmiyenler de öyle, yüklülerin ise ecelleri hamillerini vaz'ı etmeleridir ve her kim Allaha korunursa Allah onun işine bir kolaylık verir
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve o kadınlar ki, hayızdan kesilmişlerdir veya hayız görmeye başlamamışlardır, Eğer (iddetleri hususunda) şüpheye düşmüş iseniz, (biliniz ki) onların iddetleri üç aydır, yüklü olan kadınların ise, yüklerini vaz'edinceye değindir, ve her kim Allah'tan korkarsa onun için işinden dolayı bir kolaylık verir.
Suat Yıldırım
Kadınlarınızdan âdetten kesilenlerin iddetinde tereddüt ederseniz, onların iddet süreleri üç aydır. Henüz âdet görmeyenlerin de süreleri böyledir. Hamile olan kadınların iddetleri, çocuklarını doğurdukları vakit biter. Kim Allah'ı sayıp O’ na karşı gelmekten korunursa, Allah onun işinde bir kolaylık verir.
Süleyman Ateş Meali
(Yaşlılıklarından ötürü) Adetten kesilen kadınlarınızın (bekleme süresinden) şüphe ederseniz, (bilin ki) onların bekleme süresi üç aydır. Henüz adet görmeyenler de böyledir. Gebe olanların bekleme süresi, yüklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah'tan korkarsa (Allah) ona işinde bir kolaylık yaratır.
Şaban Piriş Meali
Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlar eğer tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Henüz âdet görmemiş olanlar da böyledir. Hamile kadınların bekleme süresi, yüklerini bırakıncaya kadardır. Kim Allah’tan korkarsa, ona işinde bir kolaylık sağlar.
Ümit Şimşek Meali
Hayızdan kesilmiş hanımlarınızın iddetinde şüpheye düşerseniz, onların da, henüz hayız görmemiş olanların da iddeti üç aydır. Hamile olanların iddeti de çocuklarını doğurunca sona erer. Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde kolaylık verir.
Bu kadar mealci yemin billlah ederek kuranı çarpıtmak için anlamışlarda bir tek sizmi kuran tercümesi konusunda otoritersiniz?
Henüz adet görmemiş çocukların boşanma durumlarında iddet müddetini ne kadar olacağından bahsediyor ayet.Evlenmeden boşanma olamayacağına göre henüz adet görmemiş çocuklar 9 yaşında bile olamaz.
Ayetteki nikah çağını günümüzün modern kanunlarına göre değerlendirip 18 yaşı gibi bir anlam çıkarmak mümkün değildir.
18 yaşı medeni kanunlara göre nikah çağıdır,araplara göre değil.Hadisleri uyduruk sayıyor,işinize gelmeyen ayatleride tercüme hatası diye bir kenara atıyorsunuz. Ne zamana kadar kendinizi kandıracaksınız?
Demiştim. Buna karşı çıkıp kuran evrenseldir her çağa ve topluma hitap eder diyeceksiniz.
Mücadele suresi
1. Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah, sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah, işitendir, bilendir.
2. İçinizde zıhâr yapanların kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadındır. Şüphesiz onlar çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, affedici, bağışlayıcıdır.
3. Kadınlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin, karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
Zihar,arap erkeğin karısının sırtını anasının sırtına benzeterek boşanma geleneğidir. Eğer kuran iddia edildiği gibi her çağa ve topluma hitap eden evrensel bir kitap ise,islamı kabul etmekle araplaşmış milletlerden başka bir topluma ziharı anlatın bakalım anlayabileceklermi?
Sayın Selamet nikli arkadaşım gerçekten Allah size selamet versin, biraz geç oldu ama yinede bir cevap aldık çok şükür. Size önce şunu söylemek isterim Kuran gerçekten bakın nasıl anlaşılacakmış Rabbim ne yapın diyor birkaç örnek vereyim. (Hâlâ düşünmüyor musunuz?", . Fakat düşünen mi var. Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler.) Daha o kadar güzel tavsiyeler var ki anlayana anlamak isteyene tabii ki. İşimize geldiğinde kuranı bir bütün olarak diğer ayetlerle birlikte düşünmeliyiz diyeceksiniz, işinize geldiğinde de ayetin içinden bir kelimeden yola çıkarak size öğretilenleri doğrulamaya çalışacaksınız, ama aklın ve mantığın kabul edemeyeceği bir şekilde. Yaratan boşuna örnekleri, benzetmeleri vermiyor, düşünüp aklımızı çalıştıralım diye yazıyor hepsini. Önce sizin haklı olduğunuzu kabul edelim. Şimdi de birlikte aklımızı çalıştıralım, diyelim ki daha regli olma yaşı bile gelmemiş çocuğun kuran evlenilebileceğini söylüyor diyelim. Buna siz 9 yaş demişsiniz, bu yaşı kuranda nereden çıkardınız, böyle bir açık yaş asla geçmiyor. Bende diyorum ki 7 yaşında da evlenebilir, neden olmasın madem dokuz oluyor biraz bedenen iri gördüm bende 7 yaşındaki bir kıza evlenebilir dedim, ne dersiniz itirazınız var mı? İşte dostum eğer akılla değil de şehevi duygularla düşünürseniz ne kadar güzel oluyormuş. Kuran adet görmeyen biriyle evlenmeyin demiyor, onunda ihtiyacı olduğunu bildiğinden asla böyle bir ayrım yapmamış. Peki, kriterimiz ne olacak o zaman? Karşımızdaki kızın olgunluğunu, çocuk doğursa bile ona bakabilecek yaşta ve bilgi beceriye sahip mi, hiç mi düşünmek gerekmiyor dersiniz. Dokuz, on yaşında ki bir çocuğu lütfen çevrenizde bir izleyin, hala oyuncaklarla oynuyor dostum, nasıl olurda İslamı sübyancılar toplumu gibi gösterirsiniz? Oyuncakla oynayan bir kızı nasıl evlilik gibi çok ciddi bir işe uygun görürsünüzde çocuk doğurup birde onu sağlıklı büyüteceğine inanırsınız? Çevremizde bu tür girişimleri görüyoruz ama hala ibret almamış olduğumuz çok açık. Bakın aklımızla düşünmediğimiz de olmuyormuş. Eğer siz bal gibi oluyor diyorsanız, kusura bakmayın ama aklınızı ya kiraya verdiniz ya da onu kullanmasını bilmiyorsunuz derim. Aslında bir başka şık daha var, ama sizi tanımadığım için bunu söyleyip günaha giremem.
Şimdi gelin birde kuranın ayetlerini oraya yalnız yazarak değil de tüm ayetleri düşünüp Allah ın ne dediğini anlamaya çalışalım, tıpkı söylediği gibi aklımızı çalıştıralım. Yazınızın ikinci kısmında yazdıklarınızdan doğrusu kuranın evrensel olmadığını sanki kanıtlamaya çalışır gördüm sizi bu sözlerinizden (Buna karşı çıkıp kuran evrenseldir her çağa ve topluma hitap eder diyeceksiniz.) Sizce evrensel olmadığı açık çünkü bahsettiğiniz zıhar konusunun anlatıldığı ve bu bahanenin de ortadan kaldırıldığı ayeti hiç anlamadığınız belli oluyor. Allah kuranda öyle ayetler indirmiştir ki bazıları yalnız peygamberimize, bazıları peygamber eşlerine aittir. Bazı ayetler vardır ki yanlış gelenekleri düzeltmek adınadır. Örneğin o devrin kadını zor durumda bırakan geleneklerinde olan boşanma sebeplerin den biri zıhar konusudur. İşte Allah kadını her durumda koruduğunu ve böyle aptalca sebeplerden asla karısını boşayamayacağının örneğini vermiştir. Ama siz bunu bile anlayamamış ve yalnız o devre ait olan bu örnekten hiçbir ibret çıkaramamışsınız. Örneğin köleliğin kaldırılması konusu, şimdi belki kanunen bile yasak, ama acaba insanların haklarını vermeden tıpkı o günlerde olduğu gibi köleden farksız insanları çalıştıranlar yok mu? İşte siz bu ayetlerden hiç bir şey çıkartmazsanız bugün insanların işsizliğini öne sürüp, karın tokluğuna insanları çalıştırdığınızda o günün köleliğinden hiç farkı olmaz. Demek ki kuran köleliği o devirde kaldırırken, günümüzde de bu ayetlerden dersler çıkarmamız için yazmıştır kurana.
Şimdide sizin yazdığınız ayetlere ve kuranın bütünlüğüne bakalım acaba küçücük çocukla evlenilebilir mi anlamaya çalışalım, ama anlamak isteyen anlayacaktır tabii ki. Önce Rabbin şu ayetini hiç ama hiç unutmayalım. (Kehf Sur54. ayet; Yemin olsun, biz, bu Kuran'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.)Ne güzel söylüyor Rabbim, her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. Evet, Rabbim gerçektende koydun ama ayetin sonunda söylediğin o kadar doğru ki (İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.)Bizler tartışmayı o kadar seviyoruz ki kuran gerçeklerini bile göz ardı edebiliyoruz, akıl ve mantığı ise söylediğin gibi ne yazık ki devreye hiç sokmuyoruz. Allah kuranda insanların belkide milyonda birine bile lazım olabilecek örnekleri dahi vermiş, boşuna söylemiyor her örneği değişik ifadelerle verdim diye. Düşünün lütfen abdest alırken su bulamadığınız hiç oldumu, ya da ayette geçtiği gibi hanginiz su bulamayıp teyemmüm ettiniz? Belki çölde karşılaşmış olabilir bu sorunla insanlar, ya da ileride bizlerde susuzlukla karşılaştığımızda kullanabileceğiz bu hakkı. Hangimiz sütanneden süt emdikte, süt emdiğimiz annemizin kızına ya da oğluna âşık olmamamız için, Allahın bu gerçek kardeş gibidir evlenemezsiniz ayetine muhatap olduk? İşte kuran milyonda birde olsa lazım olabilecek, karşılaşabileceğimiz olayları bile açıklıyor. Şimdi bu açıklamadan sonra gelelim sizin yazdığınız ayete.( Talak sur 4: Âdetten kesilen kadınlarınızın iddet bekleme sürelerinde kuşkuya düşerseniz, onların iddetleri üçaydır. Hiç âdet görmemiş kadınların süreleri de böyledir. Gebe olan kadınların süreleri ise yüklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah'tan korkarsa, O ona işinde bir kolaylık nasip eder.) Gerçekten Allah her şeyden örnek verdim diyorsa bunun doğruluğunu aklını çalıştıran her kez görüyor. Bakın boşandığınız kadının bir başkası ile evlenebilmesi için bir zaman geçmesinin en doğru yol olduğunu söylüyor Allah ve her konuda da açıklık getiriyor. Bu ayette bahsettiği önce adetten kesilen kadının belki hamile olabileceği kuşkusuyla üç ay beklenmesini istiyor, çünkü adetten kesilebilir ama doğurganlığı devam edebilir diye. Ayetin devamında söylenen ise hiç adet görmemiş kadınlardan bahsediyor, buradan yaşı küçük çocuk olarak anlamak kuranda geçen diğer ayetleri bir kenara atmaktır, onları da yazacağım. Burada bahsedilen kadın günümüzde de zaman zaman olabilen hormon bozuklukları sebebiyle ayet görmeyen kızlarımız, kadınlarımızdan bahsediyor. Günümüzde bile çocuğu olmayan kadınlarımızı düşünün, birde o devri hayal edin. Demek ki bu ayette hiç adet görmemiş kadın sözünden daha küçük yaştaki bir kızında evlenilebileceğini çıkarmak aklın ve mantığın ötesinde sapıklıktır. Hormon dengesizliklerinden adet olamayan kadının evlilik döneminde belki hamile kalmış yani kadınlık yumurtaları faaliyete geçmiş olabilir düşüncesiyle, onunda bekleme süresi üç aydır diyor. Kurana bakmaya devam edelim. Yukarıdaki açıkladığımız ayeti daha da netleştiren açıklayan ayete bakalım. (Bakara sur. 228:Boşanmış kadınların kendi başlarına üç âdet ve temizlenme süresi beklerler. Eğer Allah'a ve âhiret gününe inanmakta iseler, Allah'ın onların rahimlerinde yarattığını saklamaları kendilerine helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde herhangi bir şekilde barışmak isterlerse eşlerini geri almaya herkesten daha çok hak sahibidirler. Kadınlar, örfe uygun biçimde, sorumluluklarına benzer hakları da vardır. Erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.) İşte yüceler yücesi Rabbim ben her şeyden değişik ifadelerle açıkladım diyorsa bu kadar güzel açıklar. Bu ayette hiçbir sorun olmayan yani çocuk doğurma sorunu olmayan bir kadının boşanması durumunda yine bekleme süresinin üç ay olduğunu açıklıyor. Peki, daha önceki ayette ne açıklıyordu? Orada dikkat ederseniz adetten kesilen kadın ve hiç adet görmemiş kadının bekleme süresinden bahsediyor ve açıklıyordu. İşte Kuranın güzelliği ve kuranın her konudan bahsederek açıklık getirdiğine güzel bir örnek. Sizlere şunu soruyorum yukarıdaki iki ayetten çocuk yaştaki bir kızın yani daha adet görme yaşına bile gelmeyen bir kızın evlenebileceğini mi anladınız? Öyle anladım diyene sözüm olamaz, ama lütfen tekrar şu ayeti hatırlatmak isterim. (Nisa sur.6:Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter.) Bu ayette geçen sözlere lütfen dikkat edin, bakın Allah özellikle bir kızın evlenebilmesi için gerekli olan kriteri daha nasıl açıklayabilir dersiniz? Nikah çağına gelmeleri sözünü açıkca kullanıyor ve açıklık getiriyor bu sözlerine. (O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz..) Demek ki aile reisi evleneceği evladında olgunluk ve erginlik görecektir yoksa asla müsaade edemez. Kızı düşünün doğuracağı evladına nasıl annelik yapsın? Erkeği düşünün o aileye nasıl baksın? İşte kuran işte açık seçik ayetleri. İsteyen aklını çalıştırır kuran ayetlerinin tümünü özümser ve hayata geçirir, isteyen kendisine öğretilenleri doğrulamak adına kuran ayetlerinden sözcükleri cımbızlar gerçeklerden uzaklaşır ve sanıya inanır. Rahman gönül gözümüzü açık olanlar arsına bizleri alması dileklerimle. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
...sevgili dostum,açıkcası tepkinize bir anlam veremedim ve üzüldüm...nerede oturduğunuzu bilmiyorum,ben anadolu çocuğuyum....biz de birbirini pek görmeyen insanlar,en kötü olasılık '' cuma günleri '' birbirini arar...örneğin ben,şehir dışında olan teyzemi çok sevdiğim için,mutlaka cumaları ararım...'' mutlu,hayırlı cumalar teyzeciğim '' derim...'' kadının evlenme yaşı nedir'' sorusuyla ilgili not düştüğüm gün de cumaydı...ve sizi bu şekilde selamlamak istedim...lütfen hararetinizi ateistlere saklayınız...bu site egoların değil,islam'ın sitesi...nasıl selamlaşacağımı,sizden öğrenecek değilim...yaşım 38...saygılar...keşke hırsınızı ,burada peygamberi 9 yaşındaki ayşe'yle evlendiren dostumuza da gösterseydiniz....
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma