Yazanlarda |
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Diğer kitaplara kur'ani çerçevede iman :)
Kur'an'a hangi çerçevede iman ;)
Bana kalırsa kur'an'a ne gerekçe ile iman varsa diğerlerine de o gerekçe ile iman,
Bir ayet var biz sadece bize indirilene inanırız diyor, biz diyebileceğim bir topluluk yok ki ilaveten bana veya bize indirilen bir şey yok,
Ben şuanda benden önce indirilen bütün kitaplara iman ediyorum, lakin mushaflar hakkında her zaman soru işaretlerim mevcut,
Sana ve senden önce indirileni, O'na ve ondan öncekilere indirilenler şeklinde anlıyorum,
Ayrıca düşünür kardeş adem kıssasında kardeş evliliği ilk insan ilk peygamber felan bunlar bana çok zorlama geliyor,
Esen kalın
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın Malik bin Nebi,
Şimdi Kur'ana Allahın kitabı olarak iman ettiğim gibi, İncil ve Tevrata da Allahın kitabı olarak iman ediyorum. Ama bu iki kitabın içeriklerinde Allahtan olması mümkün olmayan şeyler var. Tabii ki tevhide uymayan şeyleri kabul edemem.
Örneğin Hz. İsa incilde , Allahtan baba diye bahseder. Ben babaya gitmezsem, size müjdelediğim paraklet gelmez. Der. Kur'ana ve Tevhide aykırılık var. Hazreti İsa böyle bir şey söyler mi?. Hayır.
Örneğin Tevrat ta Hayız halindeki bir kadının yaptığı yemek yenmez der. Eşin Hayız halinde ise onunla yatağını ayırmalısın der. Bir yahudi erkeğinin durumu zor. Hem aç kaldı, hem de salondaki çekyata marş marş. Yemek yapmayı biliyorsa canını kurtardı. Yoksa ikinci bir eş alacak, ve onların hayız dönemlerinin kesişmemmesi için dua edecek.
Halbuki biz, eşimiz hayızlıyken yaptığı yemeği yeriz. Aynı yatakta yatarız. İlişkide bulunmayız o kadar. (Hristiyanlar onu da yapar.)
Yahudiler işi zorlaştırmayı, hristiyanlar da aşırı kolaylaştırmayı çok sever. Yahudi tabiatı ile ilgili olarak Bakara suresinde Allahın kesmelerini istediği inekle ilgili pazarlıklarını okuyunuz ve yaklaşım tarzları hakkında bir fikir edininiz.
Acaba derim, Allah mı istemiştir tevrattaki o hükmü, yoksa yahudiler mi öyle birşeye karar vermişlerdir. Yahudilerin işidir. Allah kadın düşmanımı Allah aşkına. Şüphesiz Allah değil, ama yobaz yahudi ve yobaz müslümanlar kadın düşmanı.
Sayın Malik, Mushaflar ile ilgili soru işaretleriniz nedir. Merak ettim.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam sevgili saffet abi,
İhtiya fazlası ile ilgili bir şeylerle yazacakken baktım ki ağzımdan almışsın sözleri önce orda gösterdiğin basiret için bir tebriği hak ettin :) kolay kolay etmem bak kıymetini bilesin konuya geçmeden önce sana neyi infak edeceğiz diye soran adamlara verilecek cevaptır o cevap diye düşünüyorum öyle soruya böyle cevap ihtiyaç fazlası, 100 kişiye bir gün yemektense 10 kişiye iş daha makuldur, neyse konuya dönelim,
Tevhid ne demektir nerden öğrendik ?
Kur'an'a hangi gerekçelerle inanacağız ?
Musa ile alim kul kıssasına bir vatandaş inanmaz ise hangi gerekçe ile o vatandaşı red veya tasdik edebiliriz ?
Doğru ve yanlışı denetleyerek tasdik ve red edebiliriz lakin bilgiyi hele tarihi bilgiyi nasıl denetleyerek tasdik veya red edeceğiz,
vesaire vesaire,
İsa'ya Rabbisinin oğul diye hitabı İsa'nı Rabbisine Baba diye hitabı bence çok güzel :), zira İsa tıfılken konuşan bir elçi ;) o yaştaki çocuğa Rabb kelimesini en iyi Baba kelimesi ifade eder, kul kelimesini de o yaştaki bir çocuğa oğul diye anlatılır,
Allah'tan gelmesi Allah'ın emretmesi imkansız olan neyle karşılaşıyorsanız onu reddetmenden daha doğal ne olabilir ki abi,
Yasaklamalar ve toplumsal düzenlemeler noktasında geçmişten gelen mushafların günümüzde kesin hüküm oluşturacağından emin değilim, zira emirler düzenlemeler içindir düzenlemelerde toplumsal zamansal siyasal vesaire kaynaklıdır,
Vahiyler algısal olarak iner yalnız inmesi yukardan aşşağı değil içerden dışarı gelir diye düşünüyorum ama bundan da emin değilim :),
kur'an hayatın müteşabihidir hayat ise ana kitaptır,
Genel düşüncelerim bunlar ama hiç birinden emin değilim sadece düşünüyorum
Esen kalasın abicim
Sevgi ile
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
ebu ömer Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 117
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
Bütün Nebi'ler Kitap almışlardır. İstisnasız hepsi almış olduğu vahyi/kitabı/hikmeti tebliğ etmişlerdir. İlahi vahiyler insanlığın değişmez değerleridir. Her Nebi'ye verilmiş vahiy nicelik olarak farklılık arzetsede, nitelik açısından hepsi aynı şeyi "LA İLAHE İLLA HU" yu yani "Allah'tan başka ilah olmadığı" değişmez hakikatini ifade etmiştir.
2/213: "...Allah müjdeleyici ve uyarıcı olarak Nebi'ler gönderdi. Onlarla beraber anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, insanlar arasında Hakk ile hükmetmek için Kitap'ta indirdi..."
Allah'tan vahiy alan kimselerin vahiy alma yönüyle Nebi olup, aldığı vahyi içinde yaşadığı topluma iletmesi yönüyle Resul'dür. Kısaca vahiy alma müessesesi Nübüvvet, aldığı vahyi iletme müessesesi ise Risalet'tir. İnsanın halife olmasından bu tarafa ise Rabbimiz tarafından indirilmiş olan ilahi mesajlar, gönderildiği toplumlar tarafından tahrif edildikçe Rabbimiz, rahmeti gereği seçtiği yeni elçisiyle birlikte Hakk'kı bünyesinde barındıran yeni Kitap inzal buyurmuştur. İşte Rabb'imizin Rahman ve Rahim olmasının tecellilerinden.
Saygılarımla...
__________________ Teselli ararsan teselli mi yok...
|
Yukarı dön |
|
|
Düşünür572 Groupie
Katılma Tarihi: 06 nisan 2009 Gönderilenler: 82
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Malik bin nebi, diğer kitaplara Kuranani çerçevede bakmalıyız lafıma gülmüşsün.Soruyorum sana Kuran niçin inmiştir?Kuran kendinden önceki kitapları tastik eder.Kitab-ı Mukaddeste İbrahime gelen melekler hakkındaki bölümü oku daha sonra Kurandaki İbrahime gelen melekler hakkındaki bölümü oku.Arasında fark vardır.İşte bunun için Kuran inmiştir(sadece bunun için değil).Ayrıca önceki kitaplara inanıyorsan neden Adem hakkında böyle düşünüyorsun ben Adem ilk peygamberdir demedim ve ilk insan değildir dedim ve kendi aralarında türüyebilecekleri düşüncesini ortaya attım bunun neresi zorlama...Ayrıca Kurana inanmak için diğer kitaplara iman etmemiz gerektiği konuda sana katılıyorum.Diğer kitapları ayırmamalıyız bende öyle diyorum zaten.Ama temel olarak Kuranı almalıyız.Tabiki bunları Kurana inandıktan sonra yapabiliriz.Çünkü tarafsız bir insan için ilk olarak tevrat, zebur ve incil öncelikli gelir.SELAMLAR...
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam güzel kardeşim,
Gülme değil tatlı tebessümd o işte gel görki mimiksiz metinler böyle oluyor,
İletişimde en büyük pay beden dilinin imiş, en küçük pay da kelimelerin ;)
Şimdi ben ne muhammed ile beden dili mimik vesaire ile irtibata geçmedim ne olacak neyse bu ayrı mesele konumuza dönelim,
Kur'an niçin inmiştir sorusunun cevabı bir ayette vardı o ayetin türkçe meali aklımda değil lakin o ayeti hep şöyle anlamışımdır, Ulan sizden bir fok olacağı yok alın da bari siz de anlayın sizden bir fok olmayacağını iman eden zaten iman eder etmeyen de Allah'ı görse büyülenmişim der,
İbrahime de kimseye de kanatlı manatlı uçan kaçan görünür görünmez metafizik farklı boyuttan varlıkların gelmediğine inanıyorum, benim için farklı boyutta olan tek varlık Allah,
Adem kıssası ile ilgili bir kaç yerde bir kaç kelam yazmıştım ama adem kıssasını insanlık kıssası olarak okumanı tavsiye ederim kanaatim odur ki adem kıssası Yunus suresi 19. ayetin açılımı (ayet nosu yanlış olabilir,) olarak düşnüyorum,
Yani kendisine ruh üflenmeyen hayvanlara ruh üfürülüyor yani var olan bir topluluk var bu topluluğa yetileri kazandırılıyor güdüleri ile hareket eden varlıktan çıkıp yetilerini devreye sokabilecek donanımda Adamlar, Ademler oluyorlar, kendi aralarında türeme olayını adem ile ele aldığın zaman adem ilk insan değilse zaten ona kadar bir türeme olmuştur, ilk türeme ile adem bir araya girince ben de karıştırmış olabilirim,
Sen kur'an çerçevesinden değerlendirelim demişsin lakin hatırladığım kadarı ile bir kaç ayette kendi meşruyetini önceki kitaplara dayandırıyor, şimdi biz kur'an'a iman ettiğimiz için bunu diyoruz lakin kur'andan sonra bir kitap gelse o kitaba bakarak kur'an'a iman etmicez kur'an'a bakarak sonrakine iman edicez ki bana kalırsa burdada bazı sakatlıklar var ama normal şartlarda neden olmasın diyorum,
Ben şahsen temelimi kendim olarak belirledim fıtratım olarak belirledim ki bu yüzden tüm kitaplar bu temele binanen kendilerine imanı ister,
Kitap olayı insanlığın doğal akışı içerisinde yeri yoktur indirilenler manasındaki kitaptan bahsediyorum, insanlık başlangıçta tek bir ümmetti ama ne zaman zivanadan çıktılar kitap geldi bu şu demektir, kitap ve içerisindeki çeşitlilikliler doğal akışın içinde yerleri olmayan lakin o andaki hastalıklara binaen indirilenlerdir, yani aradaki farklılıklar asıl değil ayrım değil,
İsa gelir önceki haramları helal eder, efendime söyleyim birileri bir halt işler onlara ceza olsun diye bazı yasaklar gelir, kim bilir belki birileri daha gelir şu anki yasakları helal ediverir :),
Yani bunlar dünya hayatının cilveleri,
Halk arasında güzel sözler var kul sıkışmayınca hızır yetişmez diye at hızır koy Allah'ı,
Seni kırmadım demi bak bu da sıcak bir kardeş tebessümü :)
Esen kalasın
Sevgi ile
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
Düşünür572 Groupie
Katılma Tarihi: 06 nisan 2009 Gönderilenler: 82
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Nebi kardeşim sen beni tam olarak anlamamışsın bak 10/37:Bu
Kur'an Allah'tan başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir. Ancak
kendinden öncekini doğrulayan ve o Kitab'ı açıklayandır. Onda şüphe
yoktur, o alemlerin Rabbindendir.Yani Kuran kendinden önceki kitapları doğrular ve açıklar.Bundan dolayı kuran çerçevesi.Daha önceki kitaplarda yapılmış yanlış anlamaları ve aktarımları düzeltir.Tabiki kuran kendisini, önceki kitaplara dayatır ama biz kurandan sorumluyuz(kuranda geçer).Bu diğer kitapları bir kenara atalım değil, şu anda kuranın hükümleriyle yaşayalım demektir yani haram ve helaller konusu buna örnek olabilir.Geçmiş kitaplar ve peygamberler hakkında geniş bilgi edinmek ve kurana daha güçlü bir şekilde bağlanmak içinde önceki kitaplara bakmak gerekir tabiki.Buna örnek İsa kendisinden sonra bir peygamber geleceğini Yuhanna 16/5-16 da belirtilmiştir.Ayrıca İbrahime gelen meleklerle ilgili 15/51-61 ve oradaki melekler insan şeklinde olduğu tevratta yada kuranda geçiyodu bildiğim kadarıyla ve melekler hakkında 70/3-4:Yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından.Melekler ve Ruh (Cebrail), oraya, miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar.Yani farklı boyutta olan yalnızca Allah değil.Sen bu ayetlere inanmıyorsan o zaman kitap hakkında derin bir şüphe içindesin demektir.4/150-151:Allah'ı
ve peygamberlerini inkar edenler ve (inanma hususunda) Allah ile
peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip "Bir kısmına iman ederiz
ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında
bir yol tutmak isteyenler yok mu; İşte gerçekten kafirler bunlardır. Ve biz kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.Adem konusunda bende senin gibi düşünüyorum; hatta şu anda Afrikada yaşayan gelişmemiş ilkel toplulukların ruha sahip olmadıkları kanısındayım ve ayrıca bazı aramızda yaşayan ama düşünmek ile ilgisi olmayan kafasız insanlarında.Ayrıca beni ancak anlamayarak kırabilirsin.SELAMLAR...
|
Yukarı dön |
|
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Malik kardeşim,
Takdirin için çok teşekkür ederim. Değerine layık olmaya çalışacağım.
Şimdi savunduğum konularda , vardığım sonuçlarda kıstasım Kur'an dır.
Haklı olarak şöyle bir şey diyorsun. Kur'anın doğruluğundan nasıl eminsin. Veya Kur'an bilgisi alamayacağın bir ortamda da yaşayabilirdin.
Tabi bu uzun bir hayat hikayesi. Büyük tırmalama. Ama Kur'andan aldığım kültür gerçekten benim için büyük şans.
Bizim en büyük şansımız Türkiyede doğmak. Türkiye şartlarında müslüman olmak. Yoksa arabistan, iran, pakistan gibi bir yerde doğsaydım, asla bugünkü bilgi ve bilincimde olamazdım.
Aradığım soruların cevaplarını Kur'an da buldum.
Hayat ve ölüm arası süre bir imtihan. Test edilip onaylanıyoruz. Cennet standartlarına uygunsak oraya gideceğiz.
Sosyal olaylar bilimsel değil. Şans faktörü var. Kimi çok değerli,
bilgi ama şanssız. Kimi çok sanslı ama kötü. Kiminin canı çıkıyor. Kimi
g. ile göle düşüyor. Kimi şansını eliyle, ayağıyla itiyor ama şans
yine buluyor.
Kimi ne yaparsa yapsın sürünüyor. Neler , neler. Çeşit çeşit insan hikayeleri.
Akla bilme çok önem veren ben, bu konuda hiç bir genel kural
geliştiremedim. Aristonun bir lafı var. "Genelleştiremediğin şey bilim
değildir" der. Hayatla ilgili genel bir bakış bulamadım. Ta ki Kur'anı
okuyuncaya kadar.
Hayat bir imtihandır.
Hayat bir yarış ve böbürlenmedir. Ancak hayatta sahip olduğumuz mal
mülk bizim kabiliyetlerimizle değil, Allahın bize bahşetmesi ile
olmuştur. Ekmeden biçen insanlar gördüm, Ömründe bir kuruşluk
çalışması, ticareti olmamış ama mal içinde yüzen insanlar gördüm.
Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır. (Bunun çok yakın şahidiyim).
Aslında Kur'an ın prensipleri kıyamete kadar geçerlidir. Örneğin
Tanzimattan beri Osmanlıda hırsızların eli kesilmiyor. İşte Avrupa
topluluğu kriterleri ile zina da suç olmaktan falan çıkıyor. Ama bir
topluma girdiğiniz zaman, reel hayatın içine , hırsızlık o kadar yaygın
, o kadar şiddetli ki. Bir inşaat yaptırmıştım. Kaç kere bekçiye
saldırı oldu. Kaç tane hilti makinası, biraz fayans, kalas falan
çalındı. Tam rezillik. Ortam maalesef hiç ama hiç güvenli değil.
Bazı işletmeler var. İşçi işveren münasebetleri hırsız bekçiliği gibi. Piyasada öyle kötü şeyler var ki.Patronuna kazık atan işçiler, Malzeme yi hor kullanan inşaat işçileri, özellikle gıda işletmelerinde yiyecek maddesi çalan işçiler (örneğin pastacıkılta çikolata çalanlar falan.) , Ayrıca çok kötü, çok insafsız, merhametsiz patronlar da mevcut. Bizim profesörlerimizin masa başından ahkam kesmesi hikaye. Gerçek hayat aynen doğa belgeselleri gibi. Belki işadamlarının tarikatlara yönelmesinin ve tarikat çevrelerinden işçi almasının bu durumlarla bir alakası vardır belki. İnsanlar dindarlaşarak belki kendilerini korumak istiyorlar. Dini bilgi ve Allah korkusu olmadığı zaman ki bu bazı dindar gözükenlerde de mevcut. Durum berbat ki öyle berbat.
Sen reel hayatın daha içindesin. Bunları daha iyi gözlemliyorsun. Hayat kitaplarda yazdığı gibi değil.
Türkiyedeki Kapitalizm ile Amerikadaki kapitalizm arasında farklar var. Amerika gelişimini tamamlamış, onun için sermaye, emek, Sosyal güvenlik, hukuk oturmuş. Sende bunlar tam oturmamış. Bu normal. Ama oturacak çünkü nehir yatağını buldu, akıyor artık.
Konular çok dağıldı. R. İhsan Eliaçık, hocanın bir çok fikrine katılmakla birlikte , bu ihtiyaç fazlası fikrine veya bunun yorumuna katılmıyorum. Allah affettiklerinizi verin diyor. Ne cimri olun, ne de harvurup harman savurun yoksa sonra mahrum olur üzülürsünüz diyor. Demekki Allahın bize verdiklerinden ana baba ve yakın akraba ve artı ekonomiye katılması mümkün olmayan örneğin yaşlı, yetim, öksüz, yolda kalmış yolcu vb. insanlara yardımda bulunmamızı emrediyor. Bunun için bir oran falan vermemiş Kur'an da. Hadisteki oranlara katılmıyorum. Aslında bunun Peygamberin değil, Hz. Ömerin uygulaması olduğunu söyleyen din adamları vardır. Çok fizyokrat bir uygulamadır. Ağırlıklı olarak tarım kesimini vergilemiştir. Aslında Kur'an bunu bizim takdirimize bırakmış. Kazancımızdan, Cimrilik ve Savurganlıktan kaçınarak bir orta karar ile bu emri yerine getirmemiz gerekmektedir.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam sevgili Saffet Abi,
Ben ben olduysam bu etrafımdaki araçlar sayesinde değildir, Ben ben olduysam bu benim seçemediğim etkenler nedeni ile değildir, eğer ben doğruysam bu doğruluğumun sebebi dış unsurlar değildir, sen kendini doğru cephede görüyorsan bunun nedeni Türkiyede doğman veya kur'an'a uzunluk ölçü birimleri ile ölçülebilen mesafenin yakın olması değildir, bir başkasını yanlış cephede görüyorsak onun yanlışlığının sebebi de uzunluk ölçü birimleri ile ölçtüğümüzde uzak mesafede olması değil, insanın doğru ve yanlış cephede olması beyni ile gönlü arasındaki mesafe kadardır kim bu mesafeyi uzatırsa o kadar uzaktır gerçeğe kim de ne kadar yakında o kadar yakinen bilir,
Kur'anda ilginç bir şeyle karşılaşmıştım bir dönem kur'an daha inerken hitap ettiği kendisini sahiplenen insanlara karşı söylemler geliştiriyordu, müslüman, hristiyan, yahudi, vesaire, toplumsal guruplar oluşmaya başlamışdı,
Kişi bir şeye inanmak için kendini şartlarsa bir şekilde inanır, mushafta yazdığı için mi inanıyoruz yoksa inanılması gerektiği için mi inanıyoruz sorusu gerçekten yüzleşmemiz gereken bir soru bu arada sana senin adına bir itiraf da bulunayım mı abi, sen kur'anda aradığın soruların cevabını bulmadın, sen kur'andan bilgi dışında bir şey öğrenmedin aslında, hayat içerisinde sorduğun soruların cevabını da bulmadım, dindarların anlattığı hikayelerle kafanda oluşan soruların cevabını buldun, dindarların gündeminde içine sinmeyen söylemlerin doğrularını buldun ama doğal akış içerisindeki cevaplarını bulamadın, bu ne kur'an'ın ne de senin eksikliğin bu hepimizin yaşadığı bir gerçeklik,
Kıstas kur'an veya bir başka mushaf değil aslında, kur'an mushafında gerekliliğini anlamadığın bir şeyi sırf orda yazıyor diye yapar mısın, yapsan bile bunun ne anlamı olur ki, doğru bir iş doğru gerekçeler ile yapılmaz ise yanlış olur, doğru hareketleri taklit etmek doğru eylemi gerçekleştirmek demek değildir dolayısı ile kıstas insanın kendisidir, aklıdır, fıtratıdır, ki bu özde Rabbin üflediği ruhtur dolayısıyla kıstasımız Rabbin bizlere yüklediği işlemcilerdir, lakin bunun dışında doğru bilgi yanlış bilgi manasında kıstas ise mushaflar olabilir o da iyi veya kötü artı veya eksi değildir bilginin ahlakı ile alakalıdır, ayrıca denetlemeneyen bilgi olduğu için bu bilgiler ayrım unsuru olmamalıdır,
Allah ile güreş tutan peygamber tasviri ile Allah'a sorular soran Musa tasviri benim için aynı şeyi anlatıyor, Yaratıcıya Babab diyen incil ile Rabb diyen kur'an aynı şeyi anlatıyor,
Yaratıcı bizleri zaten gerekli donanımlar ile yarattı kimse doğuştan okuma yazma bilmediği gibi kimse de doğuştan mevcut dinlerin sembolleri kıssaları anlatımları yasaklamaları düzenlemeleri ile doğmadı, ki insanlık da yaşam serüvenine dinler ile başlamadı,kitaplar ile başlamadı,
Bilgi yanlış bilgi Düzeltme Bilgisi Yanlış bilgi Düzeltme bilgisi, anlık yaralar anlık çözümler hiç bir sorunun hiç bir yaranın sonsuza dek çözümü olmaz olamaz bu varlığın doğasına yaratıcının amacına aykırı, bizi kötülük yapmaya imkanlı yaratan Rabb'in ta kendisi, şimdi benim içimde dolaşan iblise inat ben nasıl olurda kesin ve ebedi çözümleri sunabilirim, Yaratıcı bile bunu yapmaz yapmak isteseydi iblissiz bir benlik ile yaşamımızı mümkün kılardı, dolayısıyla indirilenler manasındaki her bir kitap düzenlemeler, emirler, yasaklar boyutu ile o andaki soruna çözüm niteliğindedir, verdiği iyilik ve doğruluk mesajları yönü ile de bireyin fıtratı ile uyum içindedir, bu sebeple ne müslüman ne yahudi ne de nasrani ama hem müslüman hem yahudi hem de nasrani olarak tanımlarım kendimi,
Mesele insansa genelleştireceğin kanun koyacağın hiç bir şey olamaz, her bir insan için bir kural koyman her bir insan için bir başlıbaşınalık düşünmek gerekir, lakin insanın hayvani yönüne somut yönüne kurallar genellemeler koyabilirsin cimcik attın mı viyaklar insan, kolunu kestin mi kan akar, ama insanın adem yönüne kim kural koyabilir ki, dolayısıyla iman edene gerekçe mi yok inkar edecek olana bahane mi ;), şans faktörü de garip bir olay garip bir ihtimaller yumağındayız valideniz size hamile kaldığı dönemde aile planlaması yapılsaydı belki olmayacaktın veya dikkatsiz bir ilaç kullanımı ile zihinsel özürlü de doğabilirdiniz, o yüzden kişi var olanları en makul şekilde kullanmalı, başarı var olanlarla en ideali yapabilmektir kanımca,
Allah'ı görseler bile büyülenmişiz diyecek olan adamlar ile doğru olmak için yıldırım beklemeyen insanlar,,,
Diğer meseleye gelince, gene halkımın güzel bir sözü var,
Akıllı oğul netsin baba malını, deli oğul netsin baba malını :),
Esen kalasın
Sevgi ile
Bu arada sevgili düşünür kardeş farklı başlıklarda alakalı konuları beraberce işleriz inş.
Esenlik dilerim
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
efrayim58 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 13 subat 2007 Gönderilenler: 1098
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Efrayim
Sevgili dostlar...
Allah, Tevrat'ta ve İncil'de,(değişmiş değilse) Adem ile Hava diye bize bildiriyor.
Allah, Kuran-ı Kerim'de,Adem ile eşi diye bize bildiriyor.Bu isim farkının önemi varmı yokmu? fark varsa, hikmetini kimden öğreneceğiz?
Sevgi ile,
|
Yukarı dön |
|
|
|
|