Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Size ben ve bir kaç arkadaş Süleymen ile Melike kıssasını anlatmaya çalıştık.Burada Hadi-Huda-Muhtedi ilşkisini ve bu bağlamda Melikenin 'ben artık Süleyman ile birlikte alemlerin rabbi olan Allaha teslim oluyorum' ifadesini nasıl değerlendiriyorsunuz?Bu değerlendirmeyi şahsen Abdurrahman ve Ali aksoydan da arzu ederlerse dinlemek isterim.
Sevgiler..
Selam Nihad kardeşim;
Melike ne demeli idi ? Süleyman peygamber yanıbaşında iken "ben ondan ayrı teslim olacağım" mı demeli idi ?
Şimdi, Firavun'un sarayındaki imanını gizleyen kul ve iman ehli kadın, bu ikisi "ben Musa ile teslim oldum" demedi diye bunların Musa'ya tabi olmadığını çıkarabilir misiniz ?
Siz eğer "Tam ve mutlak mükellefiyet ancak bir resul eşliğinde onun getirdiği şeyin tam olarak anlaşılması koşuluna bağlıdır" diyorsanız, bu ayrı bir konu.
Esenlik dileklerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
yeni bir Türk peygamber ve kitap bekleyen, gelse hemen inanacak olan, rusüm, batılgelenek, nihat, vs. ve benzerlerine sesleniyorum....
siz ne yapmaya çalışıyosunuz???
sizin amacınız ne??? ne için buradasınız???
ne zemini oluşturuyorsunuz...
neyin "zemini oluşturuluyor"????
gelecek veya gelmiş (de bizim haberimiz olmayan) yeni peygamberin mi???
birileri "akabe biatlarını"(!) yaptı herhalde... !!!!! öyle mi???
yeni peygamberlerinin mesajını aktarmaya uygun "zemin oluşturmaya" mı çalışyorlar ne??
soruyorum o zaman..
bir insan hem islam'a inanırken, hem de bir başka peygamberin daha geleceğine inanır ve bunu nasıl bekler???
O zaman bu kimsenin islam ile bir problemi var demektir... dininden memnun değil demektir...
demek ki islam'dan ve kur'andan memnun değildir böyle tipler.......
öyleyse birlikte düşünelim...
bunu şuna benzetebilir miyiz....?
kadın evli ve bir kocası var... ama bir başka koca daha arıyor... bulduğu anda birinciyi terk edecek... ve diğer adama kaçacak.. onunla evlenecek...
şimdi şöyle düşünelim...
1. bu kadının yaptığı ahlaki bir davranış mıdır???
2. evli kalmaya devam ettiği halde nasıl bir başka eş peşinde daha koşar????
3. kocasını sevmiyordur.. seviyormuş gibi yapıyordur... sevgi kalbine henüz yerleşmemiştir... yalandan iman etmiştir...
4. yeni bir koca peşinde koşan bu kadın, hala ilk eşine sadık mıdır??? böyle bir sadakatten söz edilebilir mi??? veya ortada sadakat diye bir şey var mıdır???
5. böyle bir evliliği (böyle düşünen bir kadınla) sürdürmek mantıklı mıdır??? doğru mudur???
6. doğru olan kocasından boşandıktan sonra böyle bir arayış içine girmesi değil midir???
7. hala kocasından boşanmadığı halde, evliymiş gibi görünerek diğer kadınları da böyle bir alçaklığa teşvik eden ve çağıran bu kadın iffetli bir kadın mıdır???
bu sorular elbette çoğaltılabilir...
evet... soralım o zaman...
müslümanım dediği halde, başka bir kitap ve peygamber bekleyen kimsenin yukarıdaki kadından ne farkı vardır???
dinine sadık olmayan, ona tam inanmayan, başka bir Türk peygamber bekleyen ve onun gelişine zemin hazırlayanların şu kadından ne farkları var???
açıklasınlar da milletimiz bilgilensin...
bunlar hala müslüman mıdır???
bunlara mü'min denilebilir mi???
bunlar acaba hem kendilerini hem de başkalarını mı aldatmaktadırlar..??
kanaatimizce bu kadının (veya başka bir din arayanın) yaptığı münafıkça bir davranıştır... veya fasıklıktır.... veya nankörlüktür.... bunlar iki yüzlüdür... yarım gönüllü iman etmişlerdir... bunlar güvenilmez tiplerdir....
misyonları nedir acaba bunların???
bunları kim görevlendirmiştir???
Allahın "dinini aslında para karşılığı satan" bunlar değil midir???
Allah böyle kimselerin şerrinden gerçek müminleri korusun...
yazıklar olsun böyle tiplere....
selam ve dua ile....
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
nisa, 140.
"mesajlarının inkar edildiğini ve onların hafife alındığını duyarsanız, başka şeyler konuşmaya başlayıncaya kadar bunu yapanların yanından ayrılmalısınız, yoksa kesinlikle onlar gibi olursunuz. Bakın, Allah, ikiyüzlüleri hakikati inkar edenlerle birlikte cehennemde toplayacaktır"
nisa, 142.
"Bakın, bu ikiyüzlüler, Allah'ı kandırmaya çalışıyorlar; halbuki Allah onların [kendi kendilerini] kandırmalarını sağlıyor. Onlar namaz için kalktıklarında, gönülsüzce, sadece insanlar görüp takdir etsinler diye kalkarlar; Allah'ı da nadiren anarlar".
enfal, 49.
"Bu arada, ikiyüzlüler ve kalplerinde eğrilik bulunanlar: “Bu adamları dinleri yanlış yola götürüyor!” diyorlardı. Ama Allah'a güvenip dayanan kişiye gelince, [o bilir ki], Allah mutlaka doğru hüküm ve hikmetle edip-eyleyen en yüce iktidar sahibidir"
tevbe, 67.
"İkiyüzlülerin, erkek-kadın, hepsi aynı türden, aynı yapıda kimselerdir: kötü/eğri olanın yapılmasını öğütler, iyi/doğru olanın yapılmasını önlerler. ve [iyi olanı yapmaya] asla yanaşmazlar. Allah'a karşı umursamazdırlar; bu yüzden Allah da onları gözden çıkarır. Gerçekten günaha gömülüp gitmiş olanlar da işte bunlar, bu ikiyüzlü kimselerdir"
tevbe, 107.
"VE [birtakım] zararlı eylemlerde bulunmak, dinden çıkmayı örgütlemek, müminler arasına ayrılık sokmak ve başından beri Allah ve O'nun Elçisi'ne karşı savaş tavrı içinde bulunanlara bir gözetleme yeri sağlamak için [ayrı] bir mâbed kuran [münafık]lar [var]. Bunlar [ey inananlar, size] muhakkak ki, şöyle yemin edecekler: “Biz (bununla) sadece iyilerin iyisini yapmak istemiştik!” Oysa, Allah onların yalancılar olduğuna [Bizzat] tanıktır"
Aman Allahım ne muhteşem bir ayet bu???
tam tartıştığımız konuya işaret ediyor...
demek ki ikiyüzlüler hep aynı yolu izliyor.....
haşr, 16.
"tıpkı Şeytanın insana: “Hakikati inkar et!” deyip [insan da] inkar edince, “Bak, ben senden, (senin yaptıklarından) sorumlu değilim: ben bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım!” dediği zaman[ki] gibi"
bakara, 14.
"Ve imana ermiş olanlarla karşılaştıklarında, “Biz de [sizin gibi] inanıyoruz!” derler; ama şeytanî dürtüleriyle başbaşa kaldıklarında, “Aslında biz sizin yanınızdayız, onlarla sadece eğleniyoruz” derler."
bakara, 17.
"Onların (münafıkların) hali, ateş yakan öyle kimselerin haline benzer ki, o (ateş), çevrelerini aydınlatır aydınlatmaz Allah, göremesinler diye onların ışığını alıp onları zifiri karanlığa gömer;
bakara, 19.
"Ya da [onların durumu,] gökten zifiri karanlıklar içinde gök gürültüsü ve şimşekle gelen şiddetli bir sağanağ(a benzer): Ölümün dehşeti içinde yıldırımlardan korunmak için parmakları ile kulaklarını tıkarlar, ama Allah hakikati inkar edenleri [kudreti ile] kuşatır."
Anlamak ve arınmak isteyenlere bu ayetler yeter..
daha başka hangi söze inanacaksınız????
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
şunu da ilave edeyim...
saff, 6.
"Ve vaktiyle Meryem oğlu İsa: “Ey İsrailoğulları! Şüphesiz, ben, Tevrat'tan geriye kalmış hakikat adına ne varsa hepsini doğrulamak ve benden sonra gelecek olan Ahmed adındaki bir elçiyi müjdelemek için size gönderilmiş olan Allah'ın elçisiyim” dedi[ğinde de aynı şey geçerliydi.] Ama, [gelişini İsa'nın önceden haber verdiği] elçi hakikatin bütün kanıtlarıyla onlara geldiğinde: “Bu [doğruluğunu iddia ettiğin mesaj], göz boyayan bir büyü[den başka bir şey değil]!” demişlerdi."
evet.. düşünelim birlikte...
1. hz. isa, gelecek son peygamberin adının Ahmed olacağını müjdelemiştir...
ayet gayet açık.... ne güzel bir ayet...
2. demekki incil'de bu ayet vardı... oysa son kitabımız kur'an'da başka bir elçinin geleceğinden söz edilmiyor... bu itibarla "teselsül batıl"dır.. dolayısıyla z. muhammedden sonra başka bir peygamber gelmeyecektir... gelecek olsaydı açıkça haber verilirdi...
3. bu ayet kur'an da varken başka bir peygamber beklemek doğru bir davranış mıdır???
4. ayet bunu açıkça söylerken yeni bir Türk peygamber niye???
akıllı kimselerin düşünmesi dileğiyle...
dikkat ediniz.. tehlikeli oyunlar oynayanlar var....
önce peygamberimiz hz. muhammed'in otoritesini sarsmak,
sonra kur'anı geçersiz kılmak,
ardından da kendi peygamberleri için zemin oluşturmak isteyenler var.... !!!!!!!!!!
bana düşen apaçık tebliğdi..
Rabbimin izniyle de bunu yapıyorum ve yaptım...
bunun için sizden bir ücret de istemedim.... istemem de...
ama para karşılığı dinini satan adamların varlığından sizi haberdar etmek istedim....
görüyorsunuz var... birileri bunları kullanıyor....
yazıklar olsun...
münafıkun, 4.
"Şimdi sen onları gördüğünde dış görünüşleri hoşuna gider; ve konuştuklarında ne söylediklerine kulak vermek istersin. Onlar, yere [sağlam şekilde] dikilmiş kütükler gibi [olduklarına emin görünseler de] her çığlığı kendilerine [yönelik] sanırlar. Onlar [bütün inançlara] düşmandırlar, öyleyse onlara karşı dikkatli ol. [Ve bedduayı hak ederler:] “Allah onları kahretsin!” Akılları nasıl da (hakikatten) sapıyor!"
münafıkun, 5.
"Çünkü onlara: “Gelin, Allah'ın Elçisi bağışlanmanız için [Allah'a] dua edecek!” dendiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların sahte bir kibirle nasıl çekip gittiklerini görürsün."
selam hidayete tabi olanlara olsun....
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
"Ve vaktiyle Meryem oğlu İsa: �Ey İsrailoğulları! Şüphesiz, ben, Tevrat'tan geriye kalmış hakikat adına ne varsa hepsini doğrulamak ve benden sonra gelecek olan Ahmed adındaki bir elçiyi müjdelemek için size gönderilmiş olan Allah'ın elçisiyim� dedi[ğinde de aynı şey geçerliydi.] Ama, [gelişini İsa'nın önceden haber verdiği] elçi hakikatin bütün kanıtlarıyla onlara geldiğinde: �Bu [doğruluğunu iddia ettiğin mesaj], göz boyayan bir büyü[den başka bir şey değil]!� demişlerdi."
evet.. düşünelim birlikte...
1. hz. isa, gelecek son peygamberin adının Ahmed olacağını müjdelemiştir...
ayet gayet açık.... ne güzel bir ayet...
2. demekki incil'de bu ayet vardı... oysa son kitabımız kur'an'da başka bir elçinin geleceğinden söz edilmiyor... bu itibarla "teselsül batıl"dır.. dolayısıyla z. muhammedden sonra başka bir peygamber gelmeyecektir... gelecek olsaydı açıkça haber verilirdi...
Selam Bembeyaz;
Mealini verdiğin ayeti bu şekilde anlıyor isen sana bir sorum olacak:
Bu anlayışa göre "Ahmet" ismi Allah'ın önceden bildirdiği bir İSİM dir. Şu halde neden Kuran'da Muhammed peygambere bir kez bile olsa "Ahmet" diye seslenilmiyor ?
Şimdi ben senin foruma katılacağını haber verirken "Ahmet" gelecek desem, sonra sen foruma geldiğinde sana sürekli olarak ve sadece "Muhammed" desem biraz garip olmaz mı?
Esenlikle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
aliaksoy,
ayetten şüphen mi var???
ahmed, muhammed, mahmud aynı anlama gelen isimlerdir....
övgüye layık olan.... övülmüş... demektir....
mesela;
meryem oğlu isa...
meryem oğlu isa mesih de
denilir kuranda.....
bakınız...
(maide, 75. "Meryem oğluMesih ancak bir resuldür. Ondan önce de (birçok) resuller gelip geçmiştir. Anası da çok doğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara delilleri nasıl açıklıyoruz, sonra bak nasıl (haktan) yüz çeviriyorlar."
nisa, 171. "Ey ehl-i kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsaMesih, ancak Allah'ın resulüdür, (o) Allah'ın, Meryem'e ulaştırdığı "kün: Ol" kelimesi(nin eseri)dir, O'ndan bir ruhtur. (O'nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit edilmiş, yahut da Cebrail tarafından üfürülmüş bir ruhtur). Şu halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. "(Tanrı) üçtür" demeyin, sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah'tır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah yeter"
al-i imran, 45. "Melekler demişlerdi ki: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir Kelime'yi müjdeliyor. Adı Meryem oğlu İsa'dır. Mesih'tir; dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah'ın kendisine yakın kıldıklarındandır")
tek bir isimle çağırmak konusunda Allah'ı mı zorlayacaksınız... O'ndan daha mı iyi bilirsiniz...
yoksa siz kuran a iman etmediniz mi????
ayet açık... son peygamberin geleceği haber verilmiştir.....
başka bir peygamber gelmeyecektir....
gelecek olsaydı.. incil de haber verildiği gibi verilirdi....
selam hidayet üzere olanlara olsun...
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
Size ben ve bir kaç arkadaş Süleymen ile Melike kıssasını anlatmaya çalıştık.Burada Hadi-Huda-Muhtedi ilşkisini ve bu bağlamda Melikenin 'ben artık Süleyman ile birlikte alemlerin rabbi olan Allaha teslim oluyorum' ifadesini nasıl değerlendiriyorsunuz?Bu değerlendirmeyi şahsen Abdurrahman ve Ali aksoydan da arzu ederlerse dinlemek isterim.
Sevgiler..
Selam Nihad kardeşim;
Melike ne demeli idi ? Süleyman peygamber yanıbaşında iken "ben ondan ayrı teslim olacağım" mı demeli idi ?
Şimdi, Firavun'un sarayındaki imanını gizleyen kul ve iman ehli kadın, bu ikisi "ben Musa ile teslim oldum" demedi diye bunların Musa'ya tabi olmadığını çıkarabilir misiniz ?
Siz eğer "Tam ve mutlak mükellefiyet ancak bir resul eşliğinde onun getirdiği şeyin tam olarak anlaşılması koşuluna bağlıdır" diyorsanız, bu ayrı bir konu.
Esenlik dileklerimle...
Sevgili Ali Aksoy dikkat edersen Melike ilkin Süleymenın kendisini çağırmasından rahatsız oluyor.Zaten müslüman olduğunu belirterek artık rahat bırakılmasını arzu ediyor
ancak olayın seyri böyle olmamalıdır.Vahyi size kim ulaştırmışsa yürüyüşünüz onunla birlikte olmalıdır
Melike ile firavunun sarayındaki iman sahiplerinin durumu eşit değildir.ancak daha sonra bunların musa ile birlikte hareket ettiklerini Kuranın verdiği detaylardan anlıyoruz
birde bu konuda sizin ve Abdurrahman beyin isimlerini zikretmem meydan okuma değil sizin katılmadığım taraflarınız olsa bile şahsınıza duyduğum güvendendir
bu açıdan yanlış anlaşıldıysam cidden özür dilerim
ahmed, muhammed, mahmud aynı anlama gelen isimlerdir....
övgüye layık olan.... övülmüş... demektir....
...
tek bir isimle çağırmak konusunda Allah'ı mı zorlayacaksınız... O'ndan daha mı iyi bilirsiniz...
yoksa siz kuran a iman etmediniz mi????
...
Sevgili Bembeyaz;
Bu tavrın senin uzmanlığına yakışıyor mu?
İstersen şöyle yapalım. Ben rotarikten çok iyi anlarım.
Sana yapılacak en kötü şey, sana "senin gibi" muamele etmektir.
Bu "tarzı" çok iyi sürdürebileceğime inanmanı dilerim. Ama ben bunu hoş görmüyorum.
Sana açık bir soru sordum.
Bir çeviri yazdın. Bu çeviride "adı övülmüş" yazmıyor. Bu çeviride "Adı Ahmet olan" yazıyor.
Şimdi sen bu ayetin Hz. Muhammed'in risaletine delil olduğunu söyledin.
Ben de sana "madem adı Ahmet'tir, neden bir kez bile olsa Allah "Ahmed" diye hitap etmemiş" şeklinde bir soru yönelttim.
Elbetteki Allah kime ne şekilde hitap edeceğini çok iyi bilir. Ancak bu söz, bir şeye "delil" olarak söylendi ise, bu delile uygun veriler olmalı.
İsa Mesih konusunda, "İsa" yı da "Mesih"i de Kuran'dan delil olarak gösterdiğin gibi, iddiana uygun bir "isim" sordum o kadar.
Sonra dedin ki, bu ismin bir anlamı var.
Şu halde, "Ahmed" ; müjdelenen elçinin İSMİ midir, isminin "vasfı" mıdır ?
Bir insanın adının Ahmed olması ile adının övülmüş olması arasında çok fark var.
Vereceğin cevaba göre daha önce verdiğin çeviriyi gözden geçirmeni rica edeceğim.
Esenlik dileklerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Sevgili Ali Aksoy dikkat edersen Melike ilkin Süleymenın kendisini çağırmasından rahatsız oluyor.Zaten müslüman olduğunu belirterek artık rahat bırakılmasını arzu ediyor
ancak olayın seyri böyle olmamalıdır.Vahyi size kim ulaştırmışsa yürüyüşünüz onunla birlikte olmalıdır
Melike ile firavunun sarayındaki iman sahiplerinin durumu eşit değildir.ancak daha sonra bunların musa ile birlikte hareket ettiklerini Kuranın verdiği detaylardan anlıyoruz
birde bu konuda sizin ve Abdurrahman beyin isimlerini zikretmem meydan okuma değil sizin katılmadığım taraflarınız olsa bile şahsınıza duyduğum güvendendir
bu açıdan yanlış anlaşıldıysam cidden özür dilerim
Sevgiler..
Nihad kardeşim;
Özrü gerektirir bir şey yok. Allah hepimizi birbirimizin güveneceği insanlardan eylesin.
Şimdi, bu ayet tek başına ifade etmeye çalıştığınız hususa delil olmaz diye düşünüyorum.
Örneğin karşımızda "Ashab-ı Kehf" örneği var. Onlar kimle teslim oldular ?
Kuran'ın muhataplarına "Elçiye uyun, itaat edin" diye söyleyen Allah, elbette her resulün muhataplarına da aynı şeyi emretmiştir.
Aynı insanların hacc için elçiye yönlendirilmesinde olduğu gibi...
Esenlik dileklerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Değerli Ali kardeşim ifade ettiğiniz haccın olması kesin olarak resulun çağrısı sonucu olmalıdır.Aynı şekilde salat'ta resulle direk bağlantılıdır.
ancak bizim bi şekilde diğer resullerede salatımız söz konusudur.örneğin Muhammed resul adına uydurulan hadislere karşı durmamız ona salatımızdır.Yani bu uydurduklarınızı Allah resulü Muhammed asla söylememiştir dememiz gibi
ama asıl olan canlı uyarıcıyla beraber hareket etmektir.çünkü arınmamızda bunun rolü çok büyüktür.
öte yandan Süleyman-Melike kıssası daha öncede söylediğim gibi Huda-Hadi-Muhtedi noktalarında değerlendirilirse resul ve nebi kavramlarına ihtiyaç kalmadan bile yeryüzündeki yürüyüşün sünneti fark edilecektir
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma