Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
aliaksoy,
hala o başlığa gidiyorsunuz.. bakın şüpheleniyorum.
niye bu başlık altında tartışmaktan kaçıyorsunuz.... bir neden mi var????
evet konu bu başlığı ilgilendiriyor... ben cevapları burada veriyorum...
yazınızda katıldığım yerler var...
katılmadıklarım da....
evet..
Evlere arka kapıdan, bacadan, pencereden girmeye çalışanlar her dönemde olmuştur... hala da var.. .
bu ayet vahiy sürecinin tamamlandğına delildir..
Hz. peygamberden önceki bütün resullerin dinlerinin "EKSİK" olduğunu sen iddia ediyorsun.. biz değil... biz ise tekamül var diyoruz..
iyi düşün.. tedricilik var.... karıştırma... ilerleme var... (sen yahudiler, iç yağı, miras, hükümler vs. diyorsun ya.. iyi düşün.. ona benzemesin sakın...):))
Gerçekten onların vahiy ile takdir ve tayin edilen dinleri eksik değildi,
o çağa göre o kadarı gerekliydi....
ve Kuran bu işi sonradan tamama erdirdi.. dolayısıyla; kuran kıyamete kadar geçerli...
tüm resullerin getirdiği vahiy tamamlanmamıştı..
zira hepsi son rasulün geleceğini haber veriyordu...
incile bakın.. kuran a da bakın.. "ismi ahmed olan biri" der kur an...
hala aklınızı kullanmaz mısınız????..
Sayın aliaksoy, dikkat et ! Evlere kapısından gir. Yoksa bilmeden söylediğin söz, seni yanıltmak bir tarafa hiç de uygun olmayan yepyeni anlamlar kazanır. seni yoldan çıkartır...
kur an , "... kime ulaşırsa onu..." o mesuldür... sen de....
bu konuyu burada tartış. "Türklere de bir peygamber gelecek mi?" başka milletlere halen geliyor mu???
neden yanıt vermedin bu sorularımıza.... veya veremedin....
Kuran indirildiği toplum dışındaki kimseler için de bağlayıcıdır.. vahiy süreci neticelenmiştir..
Zaten, insanların / özellikle müslümanların başına gelen şerrin mühim bir kısmının sebebi, önündeki hazır / muhkem delilleri öteleyip, müteşabih ile uğraşmalarındandır.
Hayatı büsbütün Kuran'da okumaya çalışmak ta böyledir. Hayat, Kuran'dan ibaret değildir. Eğer, siz Kuran'ı da putlaştırır, hayatınızı "kurancılık" oyununa döndürürseniz akıbetiniz ya şu yakın zamanda sapıtmış Bemal gibi olur, yahut sayısı sizin katkınıza muhtaç olmayacak derecede çok olan ezgin / şaşkın -sözde müslüman- topluluklar gibi olur. (ben de size diyorum bunları)
Sorguya çekileceğimiz şey, Kuran değil, yapıp ettiklerimizdir.
Aslolan, iyi iş ve ameller üretmektir. Kuran'ı anlama çabası, Kuran'ı anladığımız zaman yapacak olduğumuz iyiliklerden daha önemli hale gelmiş ise, artık bunun adı Kuran'ı anlama çabası değil, Kurancılık oyunu olur. (bunu da yapanlar var maalesef... yeni türk peygamber bekleyenler gibi..)
Kuran, Hz. Muhammed ve toplumu için indirilmiş bir hükümdür. Onlar ve bizler için mübindir. Onlar, Kuran'dan yani hareketlerinde Kuran'ı ne derecede belirleyici kıldıklarından hesaba çekileceklerdir, bizler de... bizler de aynen sorumluyuz bu kurandan.....
Kuran'ın "EVRENSEL" hükümler içerdiği kuşku götürmez. Gerçekten, Kuran'ın getirdiği ahlaki prensipler, tevhit, ahiret konuları yeryüzünün her bir yerinde ve ister hz. Muhammedden önce yaşasın ister sonra yaşasın bütün insanları ilgilendirir.
Allah bu ilkeleri mütematiyen hatırlatmaktadır. Bu, O'nun sünneti / kanunudur.
Zikir (hatırlatma) yoluyla KORUNAN bu şaşmaz ilkeler eskimez dindir.
Ama mesela, Muhammed toplumu için öngörülen miras hükümleri bu eskimez dinin bir unsurudur.
Eskimez din, bütün rasullerde aynıdır. Gönderilmekte olan her resul ile bunlar hatırlatılarak korunmaktadır. (hala gelecek rasul, gönderilecek rasul diyorsunuz bak.. :):):))
Gerçekten Allah, insanların fıtratlarını bu eskimez dine ve bu dinin Rabbine şahit tutmuştur. İNSAN olarak yaratılan her kişi bu eskimez / değişmez / aşınmaz / şaşmaz ilkelere uygun / meğilli yaratılmıştır.
Bunun için "örf ile emretmek" hakkında açık bir hüküm bulunmayan hallerde beşer kanunlarında bile emredilmiştir.
Adem (insanlar) anılmaya değer (vahye muhatap) bir varlık haline geldiklerinde, cinlerden olan (gizlenen) iblis [gadap, şehvet, mal mülk hırsı vs.]; onu türlü sebeplerle yoldan çıkardı.
Bu dürtüler, ademin (insanlığın) en değerli şeyini, vicdanını zedeledi. Bir de, hakkında hiç bir bürhan / delil bulunmayan uyduruk şeyleri kendisinden üstün görerek aklını işletmemesi onun (insanlığın) esas yaratılış gayesini değiştirdi.
Hakikaten insan, kuşlara uçmasını, balığa yüzmesini, arıya bal yapmasını emreden Rabbin, alemlerde kendisini üstün kıldığı, esmayı tanımlama eşyaya hükmetme, akıl yürütme yeteneğini gereksiz ve deli saçması şartlanmalara kurban etti.
Alem / kainat onun (insanlığın) önünde açılmış / muhkem bir kitap iken, o bundan yüz çevirdi. Kendi elleri ile yapıp ettiği cisimlere, kendi koyduğu isim ve temsillere atfettiği yücelik, insanı insan olmaktan çıkarıp, yolca hayvanlardan da sapık bir kulvara sevk etti.
Gerçekten hiç bir canlı, hiç bir şey, Yaratıcının onun için takdir eylediği düzenin dışına çıkmıyor iken insan; aklını, ellerini, ayaklarını, gözünü, kulağını, gönlünü, dilini hayırdan şerre, ıslahtan kan dökücülüğe çevirip, bu işlere malzeme yaptı. (insan imtihan oluyor da o yüzden.. sen de hz. peygambere, hala peygamber diyorsun... ona saygı duymuyorsun ve imtihanı kaybediyorsun...)
Yaratıcı, zaten genleri ile kendisine şahit tuttuğu bu varlığa rasuller göndererek ona yaratılış gayesini hatırlattı. (ama anlamayanlar hala var...)
Bu defa, zaten hep müteşabihin tevilinin peşinden giden insan, gönderilmiş kitabı fitne ve bozgunculuğa malzeme edindi.
Görmez misiniz ki, mesela insanlar Hıristiyanların cehenneme gidip gitmeyeceğini tartışıyor. Halbu ki, siz kendiniz dışında birini cehennemlik ilan ettiğinizde size cennetten ekstra bir yer mi açılacak ? (evet doğru)
Senin ne işin var el alemin cenneti, cehennemi ile... Sen önce kendi dünyanı, kendi yaşam alanını, kendi muhkemini cennete dönüştür.
İyiliğe muhtac olmuş insanlar için neler yapılabileceğini konuşmak, araştırmak yerine, müslümanın hocasına sorduğu soruya bakınız:
"Hocam, güneş ısısı ile ısıtılmış su ile abdest almanın bir mahsuru var mı?"
Çok mahsuru var. Çünkü, senin kirin yıkanmakla, keselenmekle geçmez. Aklını kullanmayanların üstüne yağan pisliği temizleyecek tek yöntem, her Peygamber'de, her sahabede, her tabiinde, her imamda, her hocada, her insanda bulunan akıl ve vicdanı kullanmaktır. (doğru ben de aynısı diyorum zaten..:):))
Dinde hüküm kaynağı arayanlar !
Deveye bir bakmaz mısınız ?
Direksiz olarak yükseltilen göğe ?
Kendi nefislerinize ?
Neyden yaratıldığınıza ?
Yıldıza, aya, güneşe...
Tüm bunları benzersiz olarak Yaratanın, bunları oyun ve eğlence olsun diye yaratmadığına inanan bir insanın başka hangi bir kitaba ihtiyacı olabilir ? (evet.. kuran a ve sahih sünnete...)
O büyük günün geleceğine, hayalde yahut ayet savaşlarında değil de, gerçekten (gerçekte / bu gün, şu an yapmakta olduğu / sakındığı şeylerle) inanan hangi vicdan kötülüğe kucak açar ? (doğru ben de aynısını diyorum)
Kuran'ı ezbere bilmek değil, onda açıklanmış apaçık / çok basit ilkeleri bilmek ve yaşamak çok önemldir.... (doğru.. ben de diyorum bunları)
İnsanlara Kuran'ı mı ulaştırmak istiyorsunuz ?
İşte eriştireceğiniz şey bunlardır.
Bu ilkeleri koruyarak / gündemde tutarak, zikri korumuş, ahde sadakat göstermiş olursunuz...
Muhammed ve toplumuna İbrahim'in milletinin esas / temel olarak gösterilmesi (ve İbrahim'in insanlara imam / önder kılınması) çok düşündürücüdür. (elbetteeeee...)
Gerçekten İbrahim'e peygamberliğin verilişi onun akıl ve vicdanını birlikte işleterek sınamalardan geçişinden sonradır.
İbrahim kesin ilme, yerlerin ve göklerin büyük mülkünü temaşa ederek, bu sırada karşısına çıkan her düşünce ve inanışın çelişkilerini görüp onlardan arınarak erişmiştir.
O, bu sırada vicdanını da işleten bağrı yanık / ah eden bir kimsedir.
özetle;
Kuran'da anlatılan örnek kişilerin hayatını anlayalım ve onları örnek alalım... taklit etmeyelim...
aynı ilkeler ışığında ve kendi koşullarımızda öyle bir hayat yaşayalım ki, bizden sonraki nesillere de bizler "önderler" olalım..
"örnekler" olalım... mesela...
yeni gönderilecek bir Peygamber'in kitabını beklemeyelim...
çünkü gelmeyecek.. abesle iştigal etmeyelim.... kur'an dönelim...
evet.. tekrar ediyorum.... yeni bir peygamber gel-me-ye-cek....
herkese esenlik dileklerimle...
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/
selam ve dua ile...
|