Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
isra 80.
"Ve [dua ederken] de ki: “Ey Rabbim, [girişeceğim her işe] doğruluk ve içtenlik üzere girmemi; [bırakacağım her işten de] doğruluk ve içtenlik göstererek çıkmamı sağla; ve bana katından destekleyici bir güç, bir tutamak bahşet"
selam hidayete tabi olanlara ve onda sebat edenlere olsun...
kendilerine hidayet geldikten sonra yoldan çıkanlardan olmak ne kadar da kötü....
nisa, 115.
"Ama, kendisine hidayet bahşedildikten sonra Peygamber ile bağını koparan ve müminlerin yolundan başka bir yola sapana gelince, onu kendi tercih ettiği yolda bırakacak ve ona cehennemi tattıracağız: o ne kötü bir sondur"
fazla söze gerek var mı???
anlayanlar ve anlamak isteyenler anlıyorlar...
selam ve dua ile....
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
al-i imran, 19.
"Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir."
fetih, 28.
"O, Elçisini rehberliği ve hak dini [yayma görevi] ile göndermişti ki, bu (dini) öteki bütün [bâtıl] dinlere üstün kılsın; ve hiç kimse Allah kadar [hakikate] şahitlik yapamaz".
evet ayetler açık...
Şüphesiz Allah katında hak din İslâm’dır. başka bir din aramak ve yeni peygamber beklemek beyhude davranışlardır...
selam hidayet üzere olanlara olsun...
al-i imran, 102.
"Siz ey imana ermiş olanlar! Derin bir duyarlıkla Allah'a karşı sorumluluğunuzun hakkıyla bilincinde olun ve O'na kendinizi yürekten teslim etmeden önce ölümün sizi alt etmesine izin vermeyin."
Yani "müslümanlar olarak ölün" diyor kur an....
dikkat edin.. başka peygamber ve din bekleyin demiyor burada...
bir başka ifadeyle; "kuranın benzerini getirecek bir peygamber sevdası" içinde olmayınız diyor....
tabi anlayana....
muhabetlerimle....
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
bakara, 132.
"İbrahim, bunu kendi oğullarına da vasiyet etti, Yakub da öyle: “Oğullarım! Allah, sizin için bu dini (İslâm’ı) seçti. Siz de ancak müslümanlar olarak ölün” dedi.
evet ayetler gayet açık...
hak yol islam'dır..
Şüphesiz Allah katında tek din İslâm’dır...
haniflik adı altında, bunun arkasına sığınarak başka Türk peygamber beklemek değildir...
veya gerçek haniflerin kafasını karıştırmak değildir...
islam'a sadakat göstermektir....
temiz insanları sahte dinlere çağırmak değildir....
selametle....
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
isra, 59.
"Bizi [öncekiler gibi, bu mesajı da] mucizevî belirtilerle birlikte göndermekten alıkoyan tek sebep, önceki toplumların onları hep yalanlamış olmalarıdır; 71 nitekim, Semûd kavmine uyarıcı-aydınlatıcı bir belirti olarak o dişi deveyi verdik, ama onlar bunu kâle almadılar. 72 Oysa biz bu kabil belirtileri yalnızca korkutup uyarmak amacıyla göndermişizdir."
71. nolu dipnot..." Bu son derece vecîz ve dolayısıyla ilk bakışta biraz kapalı gibi görünen cümle, bir bütün olarak Kur’an'ın anlam ve amacı konusunda temel bir açıklama ortaya koymaktadır. Kur’an'ın pek çok yerinde Peygamber Muhammed (s)'in, Allah'ın elçilerinin sonuncusu ve en büyüğü olmakla birlikte, önceki bazı peygamberlerin sözlü mesajlarını desteklemek ya da pekiştirmek için gösterildiği söylenen türden mucizeler gösterme gücüyle donatılmadığı ısrarla belirtilmiştir. Denebilir ki, o'nun tek mucizesi: açıklığıyla, ahlakî kapsam ve mahiyetiyle kusursuz; insanlık tarihinin her çağına, her gelişim safhasına uyan; insanların hem duygularına hem akıllarına hitab eden; hangi ırktan, hangi toplumsal katmandan gelirse gelsin her insana açık olan ve hem lafzıyla, hem de muhtevasıyla Kıyamet Günü'ne kadar değişmeden kalacak olan Kur’an'ın kendisiydi ve bugün de böyle olmakta devam etmektedir. Önceki peygamberler değişmez biçimde hep kendi toplumlarına, kendi kavimlerine ve yalnız kendi çağlarına tebliğ etmekle görevlendirildikleri için onların tebligatı ister istemez kendi toplumlarının ve kendi çağlarının toplumsal ve düşünsel şartlarıyla sınırlıydı; ve hitab ettikleri insanlar da henüz bağımsız düşünme evresine varmamış olduklarından, bu peygamberler, üstlendikleri görevin iç gerçeğini, sarsıcı mahiyetini kavrayabilmeleri yönünde insanların dikkatlerini uyandırmak için sembolik nitelikte birtakım alametlere, birtakım mucizelere ihtiyaç duymuşlardır (bkz. 6. sure, 94. not). Ama Kur’an, insanlığın (özellikle, Yahudilik, Hristiyanlık gibi çıkışları itibariyle vahye dayanan dinsel gelişmelerin etkili olduğu bölgelerde yaşayan toplumların) belli bir düşünce ve inanç sistemini (ideology), artık yukarıdaki ayetin işaret ettiği tarzda geçmişte vuku bulan ve çoğu zaman sadece yeni ve ciddî kavrayış, anlayış bozukluklarına yol açan birtakım mucizevî alamet ya da işaretlerin zuhuruna ihtiyaç duymadan kavrayabileceği bir çağda vahyedilmiştir."
72. dipnot."7:73'ün ikinci paragrafı ve ilgili 57. not. Kur’an'da, sözkonusu dişi devenin mucizevî bir mahiyet taşıdığına dair herhangi bir işaret yoksa da, bu ifade onun Semûd kavmi için bir deneme, bir sınama nesnesi ve bu anlamda “uyarıcı-aydınlatıcı bir belirti” (mubsıra) olduğunu işaret etmektedir (karş. 54:27)".
muhammed esed farkıyla....
selam ve dua ile....
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
"Peygamber Muhammed (s)'in, Allah'ın elçilerinin sonuncusu ve en büyüğü olmakla birlikte"
Allahtan korkun, nerde diyor muhammed en büyük, yazıklar olsun size be bir din anca böyle kuşa çevrilir, yazıklar olsun,esed farkıylaymış bi de hadi ordan küfrün farklılığı kalitelisi mi oluyor, Ya rabb sen büyüksün,
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
muhammed esed yazdı:
"Kur’an'ın pek çok yerinde Peygamber Muhammed (s)'in, Allah'ın elçilerinin sonuncusu ve en büyüğü olmakla birlikte, önceki bazı peygamberlerin sözlü mesajlarını desteklemek ya da pekiştirmek için gösterildiği söylenen türden mucizeler gösterme gücüyle donatılmadığı ısrarla belirtilmiştir.
Denebilir ki, o'nun tek mucizesi: açıklığıyla, ahlakî kapsam ve mahiyetiyle kusursuz; insanlık tarihinin her çağına, her gelişim safhasına uyan; insanların hem duygularına hem akıllarına hitab eden; hangi ırktan, hangi toplumsal katmandan gelirse gelsin her insana açık olan ve hem lafzıyla, hem de muhtevasıyla Kıyamet Günü'ne kadar değişmeden kalacak olan Kur’an'ın kendisiydi ve bugün de böyle olmakta devam etmektedir.
Önceki peygamberler değişmez biçimde hep kendi toplumlarına, kendi kavimlerine ve yalnız kendi çağlarına tebliğ etmekle görevlendirildikleri için onların tebligatı ister istemez kendi toplumlarının ve kendi çağlarının toplumsal ve düşünsel şartlarıyla sınırlıydı; ve hitab ettikleri insanlar da henüz bağımsız düşünme evresine varmamış olduklarından, bu peygamberler, üstlendikleri görevin iç gerçeğini, sarsıcı mahiyetini kavrayabilmeleri yönünde insanların dikkatlerini uyandırmak için sembolik nitelikte birtakım alametlere, birtakım mucizelere ihtiyaç duymuşlardır (bkz. 6. sure, 94. not).
Ama Kur’an, insanlığın (özellikle, Yahudilik, Hristiyanlık gibi çıkışları itibariyle vahye dayanan dinsel gelişmelerin etkili olduğu bölgelerde yaşayan toplumların) belli bir düşünce ve inanç sistemini (ideology), artık yukarıdaki ayetin işaret ettiği tarzda geçmişte vuku bulan ve çoğu zaman sadece yeni ve ciddî kavrayış, anlayış bozukluklarına yol açan birtakım mucizevî alamet ya da işaretlerin zuhuruna ihtiyaç duymadan kavrayabileceği bir çağda vahyedilmiştir."
selam ve dua ile...
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba,
Tarihi kayitlarin isiginda baktigimizda Muhammed'in insanlik aleminde en buyuk gelismelerin olmasina temel olusturan bir yapilanmayi gerceklestirdigini gormekteyiz. Bununla birlikte tarih bize ulasan bilgilerden ibaret degildir, yasamlari hakkinda bize bilgileri tam olarak ulasmamis kimselerle Muhammed'i kiyaslamamiz cok yanlis bir davranis olur. Bunun yanisira Kuran resuller arasinda ayirim yapilmasinida hos karsilamaz.
Kuran mesaji temel icerik itibariyla diger mesajlardan farkli olmadigindan yalnizca onun gelecek toplumlari da kapsayacak mesajlar verebilecegini savunmamiz Allah'in daha onceki mesajlarina karsi saygisizliktir. Her biri potansiyel olarak ayni niteliklere haiz olan mesajlardir. Musa'ya iletilen veya Isa'ya iletilen orjinal yapisiyla bize ulasmis olsaydi onlarda bizi kuran misali dogruya sevkederlerdi. Klasik tanimlarda bogulmus anlayislar hem resulleri hemde vahiyleri kiyaslarken hadlerini asmaktadirlar. Biz Muhammed ve kuran referansli davranirken bunu tercihen degil mecburen yapmaktayiz, diger bilgilerin yokluk derecesindeki azligi bizi boyle davranmaya sevketmektedir.
Allah'in resullerini ve risaletini bize ulastiklari bozulmamis haliyle bir butun olarak kabul etmedikce Kuran'i davranmis olmayiz.
Diger resulleri kendi toplumlariyla sinirlarsak bunu Muhammed icinde yapmamiz gerekir ki O takdirde Kuran sadece Araplara munhasir bir mesaj olmaktan ibaret kalir.
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar,
teselsül batıldır. bir noktada başlamak ya da bitmek kaçınılmazdır. zira; sünnetullah böyledir....
dünyanın da başlangıcı ve sonu olduğu gibi...
peygamberlerin de bir sonuncusu vardır...
kitapların da sonuncusu vardır...
değişimi doğru algılayabilirsek bunun kaçınılmaz olduğu sonucuna varabiliriz....
diğer türlü bir bakış açısı kuran ı sınırlayan ve o çağa hapseden bir sonuca götürebilir...
peygamberler ve kitaplar her çağda gelmeye devam edecek idiyse, hz. muhammed den sonra bu zamana kadar gelmiş peygamberler ve onlara inzal olmuş kitaplar nelerdir???? adları nelerdir??? diye bir soru akla gelebilir....
selam ve dua ile....
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
burada da insanoğlunun tarafgirlik damarı devrede sanki...
benim peygamberim daha büyük.... kitabımız daha önemli...gittiğim yol en doğrusu....cemaatim partim ülkem memleketim atam takımım en büyük....
işin bu kısmını abarttığımız kesin....
insanlığı bir insan gibi düşünürsek....
insanın ilkokuldan başlayarak üniversiteden mezun oluncaya kadar bir çok öğretmeni olur....
hepsi insan için değerli verdikleri dersler önemlidir...
ilkokul öğretmenimiz ile lisedeki öğretmenlerimiz yada üniversite de karşımıza gelen profesör öğretmenlerimizin birbirinden bazı üstünlükleri olabilir ve bu doğaldır...
bu anlamda her doğanın bir gün öleceği her başlayanın da bir gün biteceği gerçeğinden hareketle insanlıkta bir gün sona erecek....
insanlığın da bir son kişisi son öğretmeni olacak....
bu son öğretmenin hz muhammed olduğuna ve zamanında kendinden sonra gelecek insan nesillerinin ihtyacı olan tüm mesajları ihtiva eden son mesajı bıraktığına inanıyorum...
bu konuda farklı inançları olan kişilerin bence hatalı olduklarını ama bu kusurun çok önemli olmadığını zulme sapmadıkça bağışlanacağımızı düşünüyorum....
saygılar...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
sayin Bembeyaz aslinda sizin diger vahiyler ve resuller hakkinda ki iddialariniz,mantiginiz Muhammet ve kuran'i kendi cagina ve muhataplarina ait olmaya mahkum ediyor.
Her resul-nebi kendi bulunduklari an icin son idiler.
Gelecek hakkinda spekulasyonlar yapmak hatasindan vazgecmeliyiz.
Allah kendi bildigini istedigini kimseye hesap vermeksizin uygular.
Peygamber gelecek diye kendilerini avutanlar ile sizin aranizda pek fark gormuyorum. Her iki anlayista hakkinda ilim sahibi olmadiklari hususta iddialarda bulunuyorlar.
Muhammed resulden sonra bir resul gelecek veya gelmeyecek diye hic bir ayet yoktur. Muhammedin icinde bulundugu ortam itibariyla son nebi oldugunun deklere edilmesi Allah'in artik hic bir resul gondermeyeceginin iddiasi icin delil teskil etmez.
Ben yeni bir resul bekleyisi icinde degilim. Kitabim Kuran ve son nebim- resulum Muhammedi kabul etmekteyim. Bunun yanisira Allah'in neyi kararlastiracagina da karismayacak kadar haddimi bilirim.
Spekulatif konularla ugrasmak yerine gunumuz icin anlam tasiyan amellere yonelmenin gerekliligine inaniyorum.
Ayrica diger vahiyler nitelik itibariyla Kuran butunlugu icinde devamliliklarini korumaktadirlar.
Sayin Asim kardes her vahiy ayni mufredati sunmustur,farklilik arzeden kisimlar zaten dinin ozu degildir.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma