HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: İSLAM GELENEĞİNDE SÜNNET OLMA KONUSU Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Bugün sizlerle sünnet konusunu geleneklerden kurandan ve diğer kutsal kitaplardan araştırarak konuyu anlaşılır bir hale getirmek istiyorum. Önce şunu söylemeliyim ki sünnet, geleneklerimizin en güzel olgularından birisidir. Devamında da hem fayda var, hem de sağlık açısından önemli görünüyor. Bu sözleri söylememdeki maksadım, aşağıda yazacaklarımın yanlış anlaşılmaması, tam aksine bazı gerçeklerin bilinip ortaya çıkması adınadır.

 

 

  Sünnet konusu bizlere tevatür yoluyla anlatılır ve İbrahim peygamberden bu yana gelen bir gelenek olduğu söylenir. Doğrusu bende yıllarca bu konuya bu gözle bakmış ve kabul etmiştim. Önce şunu söylemeliyim ki Kur'anın hiçbir yerinde, tek kelime dahi konusu geçmez, yani sünnet ten hiç bahsedilmez. Yahudilerin de sünnet olduğunu biliyorsunuz, hatta onlar çocuk doğduktan sekiz günlük olduğu zaman sünnet edilir. Peki, Yahudiler de İbrahim peygamber zamanından gelen bir gelenek diye mi çocuklarını sünnet ettiriyorlar dersiniz? Elbette hayır, onlar iman ettikleri Tevrat ta çok açık ve net geçtiği için, inandıkları kitabın emri olduğundan sünnet oluyorlar, daha açıkçası bir gelenek değil Allahın bir emri olduğunu kabul ettiklerinden çocuklarını sünnet ettiriyorlar.

 

Şimdide Tevrat a bakalım ne diyor sünnet konusunda.

 

TEVRAT TAN ALINTIDIR:

Yaratılış 17

1 Avram doksan dokuz yaşındayken RAB ona görünerek, "Ben Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'yım" dedi, "Benim yolumda yürü, kusursuz ol.

2 Seninle yaptığım antlaşmayı sürdürecek, soyunu alabildiğine çoğaltacağım."

3 Avram yüzüstü yere kapandı. Tanrı,

4 "Seninle yaptığım antlaşma şudur" dedi, "Birçok ulusun babası olacaksın.

5 Artık adın Avram değil, İbrahim olacak. Çünkü seni birçok ulusun babası yapacağım.

6 Seni çok verimli kılacağım. Soyundan uluslar doğacak, krallar çıkacak.

7 Antlaşmamı seninle ve soyunla kuşaklar boyunca, sonsuza dek sürdüreceğim. Senin, senden sonra da soyunun Tanrısı olacağım.

8 Bir yabancı olarak yaşadığın toprakları, bütün Kenan ülkesini sonsuza dek mülkünüz olmak üzere sana ve soyuna vereceğim. Onların Tanrısı olacağım."

9 Tanrı İbrahim'e, "Sen ve soyun kuşaklar boyu antlaşmama bağlı kalmalısınız" dedi,

10 "Seninle ve soyunla yaptığım antlaşmanın koşulu şudur: Aranızdaki erkeklerin hepsi sünnet edilecek.

11 Sünnet olmalısınız. Sünnet aramızdaki antlaşmanın belirtisi olacak.

12 Evinizde doğmuş ya da soyunuzdan olmayan bir yabancıdan satın alınmış köleler dâhil sekiz günlük her erkek çocuk sünnet edilecek. Gelecek kuşaklarınız boyunca sürecek bu.

13 Evinizde doğan ya da satın aldığınız her çocuk kesinlikle sünnet edilecek. Bedeninizdeki bu belirti sonsuza dek sürecek antlaşmamın simgesi olacak.

14 Sünnet edilmemiş her erkek halkının arasından atılacak, çünkü antlaşmamı bozmuş demektir."

15 Tanrı, "Karın Saray'a gelince, ona artık Saray demeyeceksin" dedi, "Bundan böyle onun adı Sara olacak.

16 Onu kutsayacak, ondan sana bir oğul vereceğim. Onu kutsayacağım, ulusların anası olacak. Halkların kralları onun soyundan çıkacak."

17 İbrahim yüzüstü yere kapandı ve güldü. İçinden, "Yüz yaşında bir adam çocuk sahibi olabilir mi?" dedi, "Doksan yaşındaki Sara doğurabilir mi?"

18 Sonra Tanrı'ya, "Keşke İsmail'i mirasçım kabul etseydin!" dedi.

19 Tanrı, "Hayır. Ama karın Sara sana bir oğul doğuracak, adını İshak koyacaksın" dedi, "Onunla ve soyuyla antlaşmamı sonsuza dek sürdüreceğim.

20 İsmail'e gelince, seni işittim. Onu kutsayacak, verimli kılacak, soyunu alabildiğine çoğaltacağım. On iki beyin babası olacak. Soyunu büyük bir ulus yapacağım.

21 Ancak antlaşmamı gelecek yıl bu zaman Sara'nın doğuracağı oğlun İshak'la sürdüreceğim."

22 Tanrı İbrahim'le konuşmasını bitirince ondan ayrılıp yukarıya çekildi.

23 İbrahim evindeki bütün erkekleri -oğlu İsmail'i, evinde doğanların, satın aldığı uşakların hepsini- Tanrı'nın kendisine buyurduğu gibi o gün sünnet ettirdi.

24 İbrahim sünnet olduğunda doksan dokuz yaşındaydı.

25 Oğlu İsmail on üç yaşında sünnet oldu.

26 İbrahim, oğlu İsmail'le aynı gün sünnet edildi.

27 İbrahim'in evindeki bütün erkekler -evinde doğanlar ve yabancılardan satın alınanlar- onunla birlikte sünnet oldu.

  

 Yukarıda yazdıklarım bir Tevrat tan alıntıdır. Demek ki Yahudilerin sünnet olması gelenek değil, Allah emri olduğunu kabul ettiklerinden uyguluyorlarmış. Hatta yazılanları dikkatle okursanız, yapılan bir anlaşmanın belirtisi olarak, anlaşmaya uyulmanın göstergesi olarak erkeklerin sünnet edilmesinden bahsediyor.

 

Önce şunu söylemeliyim ki ben hiçbir zaman ne Tevrat nede İncil de geçen, Kur'anda hiç bahsedilmeyen konular hakkında bunlar tahrif edilmiş yalan yanlış konulardır demedim, hatta bence hiç kimsenin de söylemesi doğru da değildir. Günümüzde yapılan en büyük hatada budur bence. Sebebi gerçek Tevrat ve İncil in elimizde örneğinin olmamasıdır. Ama bu kutsal kitaplarda yazan, Kuranda değişik anlatılan bir konu varsa o zaman bunu söyleyebiliriz.

 

Örneğin Kur'an Nuh peygamberin eşi ve bir oğlunun gemiye binmediğinden yani kurtarılmadığından bahseder ve nedenini açıklar. Özellikle Nuh peygamber ve Lut peygamberin eşlerinin iman etmemesi örneğini verir. Ama Tevrat Nuh peygamberin eşi ve tüm çocuklarının gemiye bindiğini yazması yanlışlığa bir örnektir. Bunu söyleyebiliyoruz çünkü Kur'an açıkça belirtiyor. Lut peygamberin eşinin kurtarılmadığı her iki kitap tada yazar.

Örneğin İbrahim peygamberin oğlunu kurban ederken bir koçun Allah tarafından gönderildiği her iki kitapta da anlatılır. Yine Tevrat kadını erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığını söyler, ama Kur'an böyle bir açıklama yerine, eşini de ondan vücuda getirdi ki, gönlü buna ısınsın diye bahseder. Ama her ne hikmetse İslam âleminde kadının yaradılışı olarak Tevrat ta geçen söylenir halk arasında.

 Örneğin Kur'an da, Tevrat ta domuz etinin haram olduğunu açıklar, Tevrat ta ise haram olan yiyeceklerin çok büyük bir listesi vardır. Kur'an ise açıkladıklarımın dışında hepsi sizlere helal demesine rağmen, her ne hikmetse Tevrat ta geçen uzun haramlar listesine, biz İslam âleminde de yer verilir ve kabul edilir. 

 

Şimdi aramızda şunu söyleyen ya da düşünen var mıdır dersiniz? Kur'an özet almış daha detaylı Tevrat yazmıştır diyebilir miyiz? Elbette hayır, eğer bunu kabul edersek, sorumlu olacağımız Kur'an ayetlerine ters düşer. Konuyu daha çok dağıtmadan şunu söylemeliyim ki, Kur'an dışında iman ettiğimiz, kabul ettiğimiz tüm kitaplar elbette kabulümüzdür, neyin değişik neyin doğru olduğu bizi hiç ilgilendirmez bunu yalnız Rabbim bilir, bizleri ilgilendiren en son bizlere tebliğ edilen Kur'andır demeliyiz ve kabul etmeliyiz.

 

Sizlere bu düşüncemi nereden aldığımı Kur'an ayetleriyle de açıklamak isterim. Bakın Allah ayetlerinde nasıl sesleniyor bizlere? Önce şu ayetlere bakalım Kur'an ne için indirilmiş?

 

(Sad sur.29: (Resulüm!) Sana bu mübarek Kitab'ı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.

 

Sad sur.87: Bu Kuran, ancak âlemler için bir öğüttür.)

 

 Demek ki bu mübarek kitabın ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsın diye indirdiğini belirtiyor Allah. Düşünün Kur'anın tüm âlemler için öğüt olduğunu üstüne basa basa söylüyor. Şimdide şu iki ayet üzerinde hep birlikte düşünelim acaba ne demek istiyor Allah.

 

(Maide sur. 101: Ey iman sahipleri! Size açıklandığında canınızı sıkacak şeylerle ilgili soru sormayın. Kuran indirilmekte iken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah Gafur’dur, Halim’dir.)

 

(Bakara Suresi 106. ayet;   Biz bir ayeti siler, unutturur veya ertelersek ondan daha iyisini veya onun bir benzerini getiririz. Allah'ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi?)

 

Bu iki ayete dikkatle baktığımızda Maide suresi 101 ayette indirilen bazı ayetler demek ki daha önce inandıkları ya da gelen kutsal kitaplarda olanların değiştikleri görülmüş ki, bazı insanların canı sıkılmış hatta nasıl olur diye itiraz etmişler, ama dikkat edin bu durumda Allah ne diyor, bunlarla ilgili sorular sormayın. Kur'an indirilmekte iken sorarsanız bunlar sizlere açıklanır, ama daha sonra sormayın çünkü Allah bunları affetti, kaldırdı, vazgeçti diyor. Ama nelerden vazgeçtiği kaldırdığı konusunda detaylı açıklama yapmıyor, çünkü yapmasına da gerek yok, açıkça bu kitaptan sorumlusunuz dedikten sonra, sorumlu olmadıklarımızı söylemenin ne anlamı olabilir kafa karıştırmaktan başka?

Devamındaki ayette ise tüm bunlara açıklık getiriyor. Biz gönderdiğimiz kitaplar arasında bir ayetin hükmünü siler yani kaldırırsak, ya da ertelersek daha iyisini getiririz diyor. Bu ayetlerden yola çıkarak diğer kutsal kitaplarda neler vardı, daha sonra Allah bunların hangilerini değiştirdi bilemeyiz. Daha açıkçası Kur'anın bahsettikleriyle karşılaştırma yapabiliriz, ama diğerleriyle Kur'anda bahsedilmediği için karşılaştırma yapamayacağımızdan, bunlar uydurmadır, insanlar değiştirmiştir demek yerine, bu konuda fikir yürütmeyip, mantıksız sözler söylemeden bizi ilgilendiren Kur'an hükümleridir demek bence en doğrusudur.

 

 Bu açıklamalardan sonra konumuz olan erkeğin sünnet edilmesini şöyle bir mantık süzgecinden geçirelim. Kur'an bu konudan hiç söz etmiyor ama Tevrat çok açık bir açıklama yapmış ve hatta İbrahim peygamber ve soyuyla yaptığı anlaşma gereği sünnetin emredildiği yazıyor.

 

Bu konunun doğruluğu ya da yanlışlığı hakkında hiçbir yorum yapma, ya da fikir yürütme yetkisini kendimde bulamıyorum, bunu yapmakta bana göre doğru değildir. Ama kendimde bulduğum yetki ve sorumluluk, elimde bulunan Kur'andır. Bakın Allah ne diyor Kur'anda.

 

 (Zühruf Suresi 44 Gerçek şu: Bu Kuran sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bu kitaptan sorumlu tutulacaksınız.)

 

 

 Değerli dostlarım, kardeşlerim bakın Allah sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim, bu kitap tan sorumlu tutuyorum diyor. Sizce Kur'anda hiç bahsetmediği bir konudan Allah sorumlu tutar mı dersiniz? Bunun tersini söylemek Rahmanın adaletine yapılan en büyük saygısızlıktır. Yukarıda yaptığım açıklamanın tek bir sebebi var, Allahın emirlerini bilelim, emin olalım daha sonrada güzel geleneklerimizi elbette devam ettirelim, ama gelenekleri Allah emridir demeden, dinselleştirmeden, bunu da unutmayalım.

 

Sünnet İslam âleminde kabul edilen, uygulanan çok güzel bir gelenektir bana göre, buna devam edelim, bu güzel geleneğimizi engellemek isteyenlere de güzelce izah edelim, onları ikna etmeye çalışalım. Zararı olmayan, hatta faydasını gördüğümüz bu geleneğimizi, elimizden geldiğince sürdürmeye çalışalım.

 

Dileğim Rabbim den, Kur'an ışığından eksik olmayalım, yine dileğim o ışığın gözlerimizi kör etmeden gerçekleri görmemizi sağlamasıdır, yoksa Rahman yolunda gittiğimizi sanan ahmaklardan olur, bakar kör olduğumuzun da farkında bile olmayız, Allah korusun.

 

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

ilgili link :

SÜNNET ETMEK ALLAH'IN YARATIŞINI DEĞİŞTİRMEDİR



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

 Her düşünceyi saygıyla karşılarım, yalnız sünnet olmayı SÜNNET ETMEK ALLAH'IN YARATIŞINI DEĞİŞTİRMEDİR başlığıyla verirseniz, bakın kimlere benzersiniz örnek vereyim. Sakal kesmek günahtır herkes sakal uzatmalıdır, çünkü Allahın uzattığı sakalı kesmek Allahın yaratılışına inatla karşı gelmektir, sözlerinden hiçbir farkı yoktur. Allah yasakları açıkca söylemiştir kuranda, ama öyle geniş ve özgür bir alan bırakmıştır ki bizlere, onlarda bizlerin rahat ve huzur içinde geleneklerimizi yaşamamızı sağlamıştır. Hiç kimse Allahın yaradılışını değiştiremez, değiştirmek isteyenler elbette vardır, ama sonucuna katlanmaları gerekir, bunlar Rabbin koyduğu değişmez kanunlardır ki bunlardan açıkca bahseder, sünnetin bununla yakından uzaktan ilgisi de yoktur. Sünnetin Allah ın yaratılışını değiştirmek olarak kabul ettiğinizde bakın daha nelere de karşı gelmiş oluyorsunuz bunu da unutmayın. Allah yaratırken bir insanın burnunu yamuk yaratabilir, kulaklarını kepçede yaratabilir, şimdi bu insan ameliyatla bunları düzeltirse yaradılışı değiştirmiş olacak mı dersiniz?Yani Allah a şirkmi koşuyor olacaktır sizce? Yani tüm bunlara günah mı diyorsunuz? O kadar çok örnekler var ki sünneti yaradılışı değiştirmek olarak kabul ettiğinizde, işin içinden çıkılmayacak sorularla karşılaşırsınız. İslam dini zorluklar dini değil kolaylıklar ve akıl dinidir.

   Eğer yazımı sonuna kadar okuduysanız anlatmak istediğimi de anlamış olmalısınız. Ben sünnetin Allah emri olmadığını, İslam’ın gerektirdiği bir gereklilik olmadığını anlatmaya çalıştım. Gelenek derken de bunun nereden içimize girdiğini göstermek istedim. İnsanlar bilinçlensin ve bu geleneğin İslam’ın gerektirdiği emir değil, artık ataların yaşattığı ama Yahudilerin etkisinde edinilen bir gelenek olduğunu bilsinler istedim. Ama buna Allahın yaradılışını değiştirmek dediğinizde doğru bir yaklaşım olmayacağını da söylemek isterim. Hele hele bu yazıda yazan şu söze katılmam hiç mümkün değil lütfen dikkatle okuyunuz. (Bütün bu tür şeyler yaratılışa müdahale etmek suretiyle, Allah’ın yarattığını değiştirmedir. Bütün bunlar, Allah’a ortak koşmayla eş anlamlıdır.) Düşünebiliyor musunuz vücuttan bir derinin atılmasını Allah a şirk koşma ile eş değerde tutmak ne derece aklın ürünü olabilir dersiniz? Eğer bunu böyle kabul ederseniz, acaba estetik ameliyatlara ne demeli? Yoksa onlarda mı Allah a şirk koşmaktır? Tek kolu, ayağı eksik doğan bir insana takma kol, ayak takılması da yaradılışa müdahalemi dersiniz? Bakın bunu böyle kabul edersek nasıl mantıksız sorularla karşılaşıyoruz. Herhalde anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

halukgta Yazdı:

 Her düşünceyi saygıyla karşılarım, yalnız sünnet olmayı SÜNNET ETMEK ALLAH'IN YARATIŞINI DEĞİŞTİRMEDİR başlığıyla verirseniz, bakın kimlere benzersiniz örnek vereyim. Sakal kesmek günahtır herkes sakal uzatmalıdır, çünkü Allahın uzattığı sakalı kesmek Allahın yaratılışına inatla karşı gelmektir, sözlerinden hiçbir farkı yoktur. Allah yasakları açıkca söylemiştir kuranda, ama öyle geniş ve özgür bir alan bırakmıştır ki bizlere, onlarda bizlerin rahat ve huzur içinde geleneklerimizi yaşamamızı sağlamıştır. Hiç kimse Allahın yaradılışını değiştiremez, değiştirmek isteyenler elbette vardır, ama sonucuna katlanmaları gerekir, bunlar Rabbin koyduğu değişmez kanunlardır ki bunlardan açıkca bahseder, sünnetin bununla yakından uzaktan ilgisi de yoktur. Sünnetin Allah ın yaratılışını değiştirmek olarak kabul ettiğinizde bakın daha nelere de karşı gelmiş oluyorsunuz bunu da unutmayın. Allah yaratırken bir insanın burnunu yamuk yaratabilir, kulaklarını kepçede yaratabilir, şimdi bu insan ameliyatla bunları düzeltirse yaradılışı değiştirmiş olacak mı dersiniz?Yani Allah a şirkmi koşuyor olacaktır sizce? Yani tüm bunlara günah mı diyorsunuz? O kadar çok örnekler var ki sünneti yaradılışı değiştirmek olarak kabul ettiğinizde, işin içinden çıkılmayacak sorularla karşılaşırsınız. İslam dini zorluklar dini değil kolaylıklar ve akıl dinidir.

   Eğer yazımı sonuna kadar okuduysanız anlatmak istediğimi de anlamış olmalısınız. Ben sünnetin Allah emri olmadığını, İslam’ın gerektirdiği bir gereklilik olmadığını anlatmaya çalıştım. Gelenek derken de bunun nereden içimize girdiğini göstermek istedim. İnsanlar bilinçlensin ve bu geleneğin İslam’ın gerektirdiği emir değil, artık ataların yaşattığı ama Yahudilerin etkisinde edinilen bir gelenek olduğunu bilsinler istedim. Ama buna Allahın yaradılışını değiştirmek dediğinizde doğru bir yaklaşım olmayacağını da söylemek isterim. Hele hele bu yazıda yazan şu söze katılmam hiç mümkün değil lütfen dikkatle okuyunuz. (Bütün bu tür şeyler yaratılışa müdahale etmek suretiyle, Allah’ın yarattığını değiştirmedir. Bütün bunlar, Allah’a ortak koşmayla eş anlamlıdır.) Düşünebiliyor musunuz vücuttan bir derinin atılmasını Allah a şirk koşma ile eş değerde tutmak ne derece aklın ürünü olabilir dersiniz? Eğer bunu böyle kabul ederseniz, acaba estetik ameliyatlara ne demeli? Yoksa onlarda mı Allah a şirk koşmaktır? Tek kolu, ayağı eksik doğan bir insana takma kol, ayak takılması da yaradılışa müdahalemi dersiniz? Bakın bunu böyle kabul edersek nasıl mantıksız sorularla karşılaşıyoruz. Herhalde anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Selam Haluk GÜMÜŞTABAK,

hiçbir farkı yok değil, farkı çoktur.

nacizane benimde sünnet ile ilgili görüşlerimin bulunduğu şu yukarıda vermiş bulunduğum link'te bu konu bir hayli konuşulmuş bulunuyor.bu nedenle sizi öncelikle o linkteki yazıları incelemeye davet ediyorum.

burada kısaca şimdilik şu kadarını söyleyeyim ki:

konunun sakal kesme veya zorunlu olarak estetik ameliyat olmak ile ilgisi yoktur.çünkü burada '' ahseni takvim '' '' en güzel surette '' '' en güzel formatta '' üzere yaratılmış bulunan insanın formatına keyfi bir müdahale ile bozunum sözkonusu değildir.

şöyle ki:

sakal kesmek bu formatı değiştirmemektedir. dikkat ederseniz kesilen sakal tekrar aynen yerine gelmektedir. fakat bir daha sakal çıkmasın diye kimyevi bir ilaç icad edilip de bunu yüzümüze sürersek, kanaatimce bu yaratılışı değiştirmek olacaktır. aksi taktirde sakal kesmek, tırnak veya uzamış saçlarımızı veya tırnaklarımızı kesmek asla yaratılışı değiştirmek demek olamaz.

hatta daha da ötesi kangren olmuş bir kol veya hastalanmış bir organımız da kesilebilir, alınabilir. bunlarda yaratılışı değiştiren eylemler değildir kardeşim.

ilgili link'tede uzun uzun tartışıldığı gibi, orada kastedilen şey, keyfi olarak / cahili zann'lar peşinde koşarak -  heveslerimiz doğrultusunda- '' en güzel format'' ın değiştirilmesidir. tehlikeli olan da işte budur.

Muhabbetle

 



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

selamlar,

Düşünebiliyor musunuz vücuttan bir derinin atılmasını Allah a şirk koşma ile eş değerde tutmak ne derece aklın ürünü olabilir dersiniz?

dostum saç sakal tıraşı adamı öldürüyor mu?saç sakal traşından ölen birini duydun mu?

senin bu savın nerelere varıyor biliyormusun?bazı sabilerin ölümüne ve bazılarınında hayatlarını karartıyor,

istersen sen şöyle de..ben bunu çevreme ve ailemem anlatamam biz koyu gelenekçiyiz biz derken ben değilim ama aileme izah edemem de..

anlıyalım seni..organdan alınanı deri parçası olarak görüyorsun..biraz araştır buda işin bilimsel yanı..ha burada arkadaşım..şeytan emmiye dikkat et..euzü besmeleyi arada söyle ki arı duru düşünebilesin,buda benim tavsiyem..kal sağlıcakla


__________________
Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
efrayim58
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 subat 2007
Gönderilenler: 1098
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı efrayim58

      Efrayim

      Sevgili dostlar

      Peygamberimizin kendisi ve iki torununun sünnetine ait bilgilere ulaşabildiniz mi ve bu bilgilere nederece güveneceğiz...

      Sevgi ile,

Yukarı dön Göster efrayim58's Profil Diğer Mesajlarını Ara: efrayim58
 
abdul
Yeni Uye
Yeni Uye
Simge

Katılma Tarihi: 16 ocak 2007
Yer: United Arab Emirates
Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı abdul

sewgili gümüştabak

  bence sakat doğan birinin koluna weya bacağına protez taktırması weya rahat nefes alamayan birinin burun ameliyatı olması zorunluluktur.

  ancak Allah'ın böle bir emri yokken sırf geleneklere uygun olarak hemde hiç bir zorunlulk yok iken sünnet olmak ise farklıdır. ayrıca sünnetin yararından çok zararı olduğu konusunda birçok araştırmalar söz konusu.

   bilgilerinize sunarım

    SELAM İLE...

     http://www.oynasana.com/forum/m270174 

 

 

 



__________________
selam hudaya uyanların üzerine olsun....
Yukarı dön Göster abdul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: abdul
 
islamci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 03 haziran 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 292
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı islamci

sünnet olmak güzel olanı bozmaktır. yani o derinin kapalı olması dışında sağlıklı deri bulunuyorken kesilmesi bence Allah(c.c.) ın yarattığını bozmaktır. hemde gereksizdir. 

burunun tıkalı olması, kulağın kapalı olması bir engel teşkil edeceğinden bu durumlarda ameliyat olunması gerekir. ama sağlıklı bir penise sahip bir insan bunu neden değiştirmek ister?

Allah(c.c.) herşeyi kusursuz yaratandır. sünneti uyduranlar peygamberimizin sünnetli doğduğu görüşüne katılarak işin içinden sıyrılmaya kalkmışlardır. çünkü onlar peygamberin kanının bir damlasıyla dünyanın yerle bir olacağını söyleyen oldukları için bu görüşe sahip olmaları doğaldır.

yani düşününki insanlar doğuyor. doğduktan sonra onun kulak memesi kesiliyor. her kesimden sonra onun oğluda kulak memeli doğuyor.oğlunun kulak memesini kesiyorlar. onun oğluda kulak memeli doğuyor. bu Allah(c.c.) ın yaratmasını beğenmeme değil midir?

kulak memesini örnek olarak vermem onun penis eti gibi işlevsiz olduğunu düşünenlere cevap olması içindi. bu arada penis eti penisi dış etkenlerden korur. kuruluğu ve tahrişi engeller. yani aslında işe yaramaz gibi görünen herşey aslında Allah(c.c.) ın herşeyi kusursuz ve işe yarar yaratmasından kaynaklanır. selam... 



__________________
ne kadar hatırlanmak istiyorsan o kadar hatırla.
Yukarı dön Göster islamci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: islamci
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Değerli arkadaşlarım doğrusu çok güzel tenkitler yapmışsınız çok hoşuma gitti. Önce verdiğim örneklere bakalım, ben sakal örneğini verirken bunu kesmenin yaradılışa karşı koyma olduğunu söyleyen var demiştim, ama ben bunun böyle olduğunu söylemedim. Sizler ise penis kesildiğinde yerine geri gelmez sakal ise geri gelir diye savunmuşsunuz. İşin en ilginci Hasan arkadaşımız bakın bu konuda ne söylemiş. (fakat bir daha sakal çıkmasın diye kimyevi bir ilaç icat edilip de bunu yüzümüze sürersek, kanaatimce bu yaratılışı değiştirmek olacaktır.) Bunu söylediğimizde ancak kendi düşüncemizi söylemiş oluruz ki buda dinin emri değildir. Ancak Allahın koymadığı bir yasağı da biz koymuş oluruz. Sayın arkadaşlarım şuanda erkekler arasında çok fazla kullanılmasa da, kadınlar arasında değişik yerlerinde kıl çıkmaması için birçok ilaçlar kullanılmaktadır. Sporcu erkeklerde bunu genellikle vücutlarına sürmektedirler çıkmaması için, bakın farkında olmadan bile siz dinde Allahın yasaklamadığı bir yasak koydunuz. Örneğin estetik ameliyat için de şöyle demişsiniz diğer arkadaşlarda öyle söylemiş. (zorunlu olarak estetik ameliyat olmak ile ilgisi yoktur.) Dikkat ederseniz ben zorunlu bir estetik örneği vermemiştim, tam aksine güzellik amacıyla burnu yamuk doğan ya da kepçe kulaklı bir insanın estetiğinden bahsetmiştim, bu durumda buna günah diyerek bunu da yaradılışı değiştirmek olarak mı kabul edeceksiniz?

   Peygamberimiz hakkında sünnet konusuna gelince, doğrusu diğer hadislere emin olmadığımız gibi bunlara da güvenemeyiz. Zaten yazdığım yazıda da bu anlatılıyor. Bu geleneğin nereden geldiğini bilelim ve Allah emri demeyelim dedim. Ama yapmak isteyenleri de dışlamadan izah edelim.

   Abdul kardeşime gelince, evet sünnet Allah emri değildir amacımda bunu anlatmaktır. Ama bir toplumun gelenek haline getirmiş bir alışkanlığına toptan karşı çıkar ve de yapılanı dışlarsanız doğruyu asla anlatamazsınız. Peygamberimizin devrini düşünün Yaradan bile köleliği hemen kaldırmamış alıştıra alıştıra kalkmasını sağlamıştır. Allah İslam dinini o kadar kolaylaştırmış ve topluma o kadar geniş bir alan bırakmıştır ki, insanlar bunun farkına varamamıştır. Allahın bahsetmedikleri bizler için bir rahmettir ama tüm bunlara Allah emri dinin emri demeden yapmak şartıyla, işte sünnette bence öyledir. Örneğin kadınlar hatta günümüzde erkekler kulaklarını delip küpe takıyorlar. Şimdi diyebilir miyiz Allahın yarattığı bedeni deliyorlar bu günahtır diye. Daha açıkçası Allah sizleri tek ümmet yaratmadım ve değişik ırklara bölüp dünyaya yaydım der kuranda. Ayrıca geleneklerimize göre evlenip yaşamamızı ister. Ama hiçbir zaman bu konularda açıklama yapmaz bizzat bizlere bırakır. Allah bahsetmiyor diye yapılanlara günah dersek bunun sonu gelmez. Eğer yapılan bedene bir zarar verme, bir kötülük ise o zaman size katılırım. Bazı arkadaşların sünnetin zararlı olduğunu söylüyorlar ama nedense bende bunun tam tersini biliyorum. Hatta kendimden bir örnek vereyim, benim oğlumun bebek yaşlarında o kısmında küçük bir iltihap yağ bezesi gibi bir şey belirmişti. Doktora gittiğimizde eğer kısa zamanda geçmez ise çocuğu sünnet etmeniz gerekecek dedi. Tabi hepimiz üzüldük ve şaşırdık. Bunun sebebini sorduğumda ise burada beliren iltihap üstü kapalı olduğu için direk idrarla böbreklere oradan da kana karışıp büyük zararlar verebilir diye cevap vermişti. Bana da mantıklı geldi. Elbette bu örnek sünnet olmanın gerekli olduğunu göstermez, bu örneği vermekteki amacım her konuda Allah emir vermez, bazen olayların gelişine göre hareket edilir, bazen de geleneklere göre ama topluma ve kendimize zarar vermeden yapılır. Boşuna aklımızı çalıştırmamızı istemiyor Rabbim. Doğrusu yanlış sünnet edilen bir erkek elbette zarar görür bunlar istisnadır. Sorarım sizlere hangimiz sünnet olduğu için pişman ya da bana zararı var diyebiliyor. Hepimiz hatırlarız çocukken sünnet olmadığımız günleri, o bölgemizin ucunda, içinde külottan ya da başka şekillerle girmiş birçok şeyler görürdük ve temizlerdik idrar yaparken. İşte tüm bunların böbreklere mikrop olarak gitme yayılma şansı çok fazladır. Eğer yapılan gelenek insana zararı varsa hemen terk edilmelidir, ama faydalıysa bu Allah emri değildir onun için vazgeçmeliyiz demek, kuran felsefesine asla uymaz. Buna itiraz etmek ancak Allahın koymadığı bir yasağı koymak tır ki, buda doğru değildir. Aramızda sünnet olduğu için zarar gören, cinsel yaşamında aksi yönde etkisi olan, bundan dolayı sıkıntısı olan var mı aramızda? Ben asla bunun zararını görmedim.

    Değerli arkadaşlarım zararını görmemek ayrı bir konudur, yanlış olan bunun Allah emri olduğunu söylemektir. Ama bir başka yanlışta sünnet olmanın Allahın yaradılışına karşı gelmek olduğunu da söylemektir. Eğer bunu söylersek birilerinin yaptığı gibi kuranın hiç yasaklamadığı yüzlerce yasakları koyanlardan hiçbir farkımız olmaz bunu da unutmayalım. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
efrayim58
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 subat 2007
Gönderilenler: 1098
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı efrayim58

       Efrayim

       Sevgili dostlar...

       Tevrat'a mı, Tevrat'ın içindekilerine mi kayıtsız şartsız inanacağız

       Esas ana konu bu.

       Eğer Tevrat'ta yazılanlar, Kuran-ı Kerim'de de geçiyorsa onlara inanacağız (İbrahim, Adem, Nuh,  Süleyman v.s).

       Eğer Tevrat'ta yazılanlar, Kuran-ı Kerim'de de geçmiyorsa onlara inanmayacağız ( tavşan eti yasağı, Hz Lut'un kızlarıyla cinsel ilişkisi,Hz yakup'un karadeşini kandırması, Hz davut'un komutanını eşine göz koyması, onu savaşa gönderip, öldükten sonra eşini alması v.s)

       Ölçümüz, Kuran-ı Kerim'de geçtiği kadarıyla Tevrat ve İncil'e inanmak.

       Bu ölçüyü tutturamaz isek, sünnet, bayram, amin, havva, efrayim, habil, kabil,sela, vaiz, daha aklıma gelmeyen birsürü şeyi, islamın gereği olduğunu iddia eder dururuz...

       Sevgi ile,

Yukarı dön Göster efrayim58's Profil Diğer Mesajlarını Ara: efrayim58
 

Sayfa 10 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats