Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Yemin olsun bürüyüp örttüğü zaman geceye,
Ve parıldadığı zaman gündüze,
Yemin olsun erkeği de dişiyi de yaratana,
Ki sizin emek ve gayretiniz mutlaka dağınık ve
parça parçadır.
Kim verir ve sakınırsa,
Ve güzeli doğrularsa,
Biz ona, en kolay olanı kolaylayacağız.
Ama kim cimriliğe sapar ve kendisini tüm
ihtiyaçların üstünde görür,
Ve güzelliği yalanlarsa,
Biz onu, en zor olana sevk edeceğiz.
Aşağı yuvarlandığında malı onu kurtarmayacaktır.
Yemin
olsun, doğruya ve güzele kılavuzlamak sadece bizim işimizdir.
Sonrası da öncesi de sadece bizimdir.
LEYL:1-13
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Katılma Tarihi: 26 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 117
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Ne mutlu onlara ki; Allah'ı unutmayıp O'na karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlardır onlar...
"Onlar ki, ayaktayken, otururken ve yanları üzere yatarken(uyku harici yatışlarda) Allah'ı unutmazlar..." 3/191
Allah'ı unutmak, hayatı anlamsızlaştırmaktır. Mülkün sahibi olan Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşam, hayatı anlamlı kılmaktır. Allah'ı tesbih etmektir. Allah'ı zikretmektir. Allah'a secde etmektir. Allah'a teslim olmaktır. Salatı ikame edip zekatı ita etmektir...
__________________ Teselli ararsan teselli mi yok...
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Kim Rahman'in ogutunden-animsamaktan uzak kalirsa-kendini karanlikta birakirsa ona seytani sardiririz, boylece onun yakin dostu olur. 43/36
Ogutten uzak olmayi ifade eden kelimenin, isiktan karanliga gecis evresini tanimlayan kelime olmasi dikkat edilmesi gereken bir husustur. Gorusun zorlastigi, isigin terkedildigi evre. Allah'in ogutunun-animsanmasinin hatirda olusu insanin dogruyu yanlisi gormesini saglamaktayken, onsuzluk zifire karanliga dogru gidisin formulu olarak karsimiza cikmaktadir. Bu yuzden sinira dogru yaklasildiginda seytan insani cevrelemekte. Sardirmak anlamini verdigimiz kelimenin kabuk anlamina da gelmesi enteresandir. Seytanin dogrulari hakikati kapayan kamufle eden, bir kabuk gorevi yapmasi, kisinin boyle bir dunyaya kendini mahkum kilmasi.
Bir sonraki ayette bu ortamda surdurulen yasamindan memnun kalarak kisinin ona asimile olmasi anlatilmaktadir. Seytanin dunyasinda onun kistaslariyla yasarken kendini dogru yalda sanmaktadir.
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Adem'in anlatimi, biyolojik veya felsefi bir anlatimdan ote bir ahlak ogretisidir. Insanlarin bildikleri bir hikayeyle onlara temel ogretiler sunulmaktadir. Bu ogretiyi anlamak icin kullanilan araclar, farkli yapilanmalara endeksli oldugunda asil mesaj ihmal edilmektedir.
Insan hakkinda positif bilimler araciligi ile yapilacak incelemeler, bu konuyla iliskilendirilmeden positif bulgularla yapilmalidir. Ayrica insanlarin psikolojik ve sosyolojik halleri uzerine binaen olusan felsefi degerlendirmeler metafor anlatimlari literal alana cekerek onun uzerine bir ekol kuracak cikarimlarda bulunmamalidir .
Adem in hikayesinin Kuransal sunumu onun kendi icerigindeki sisteme uyumlu olarak anlasilmalidir.
Kuran bu hikayedeki kurgusal anlatimda, dikkat edilmesi gereken temel ogeleri degisik surelerde benzeyisli bir sekilde sunmaktadir.
Yukaridaki aciklamalari alttaki ayetin tercumesine giris amacli olarak belirttim. Vaktimin darligi yuzunden konunun butununu detayli olarak ele alamiyorum insallah daha sonra yapabilirim.
"Andolsun biz daha once ademe soyledigimiz-buyurdugumuz halde unuttu. Onda bir azim gormedik- onu azimli bulmadik." 20/115
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam,
sayın muhliskul,
"Andolsun biz daha once ademe soyledigimiz-buyurdugumuz
halde unuttu. Onda bir azim gormedik- onu azimli
bulmadik." 20/115
ayette Adem den kasıt tum insanlık değilmi_?,siz nasıl
anlıyorsunuz?
Kıssalarda tarih-zaman-mekan aranmaz ama sembollerle
anlatım / muteşabih anlatım ağırlıklı...
Bu konuda görüşleriniz nedir?
Kur'anı anlamaya çalışırken genel olarak dikkat edilmesi
gereken hususlar Sizce nelerdir.
Özellikle bazı "sahnelerin" past tense/geçmiş zaman
olarak anlatımı Rabbin zamandan münezzeh oluşunun dışında
farklı bir manası varmıdır?
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba Metehan 2003 kardesim,
Kuran'in kissa anlatimlari uzerinden umuma verilen mesajlar ozelden yola cikarak yapilmaktadir. Benim kanaatim Adem'den kasit butun insanlik degildir. Muhatap toplum Adem'den ne anliyorsa kasit odur. Fakat mesaj ozelden genele dogru bir acilim gostermektedir. Adem anlatiminin ardindan, muhataplara yapilan ihtarlardan bunu cikarabiliyoruz.
Muhammed'in muhataplari bu bilgiye hikayesel olarak zaten asina idiler. Bu bilginin sekilde dogrulugu buyuk bir onem tasimamaktaydi. Diger kissalarda ayni acidan degerlendirilebilir. Kuran'in vahyedildigi surecte, bu bilgilerin cok degisik versiyonlari degisik cevrelerde mevcuttu. Mekke'nin ve cevresinin ummileri arasinda da bilinmekteydi. Orta arabistanda fazla yaygin olmayan kitab ehlinin, seyahatler ve ticari iliskiler sonucu, bu yorenin insanlariyla temasta olduklarini gormekteyiz. Kitap ehlinin merkezi bolgelerindekinden farkliliklar arzetmeleri kacinilmazdi. Cografi uzakliklarin iletisim engelleri, sahip olunan bilgilerin yasanilan yorelerden etkilenmis olmalari ihtimalini karsimiza cikariyor. Kuran muhatap olunanlarin bildikleri versiyonu esas aldigindan, daha sonralari merkezi bolgelerde yasayan ehli kitabin bu anlatimlara itiraz ettigi gorulmustur. Onlar bu anlatimlarin yanlis ve eksik oldugunu soyleyerek kuran'in otantikligine itiraz etmislerdir.
Kuran'in anlatim sanatini gozardi eden veya onu kavrayamamis musluman cevrelerde, bu anlatimlar uzerine tevil gayretleri basgostermistir. Ayrica bu anlatimlari kitap ehlinin ellerindeki nushalara gore aciklama ve anlama girisimleri baslamistir. Tefsirde israiliyyat dedigimiz olayi tetikleyen bu tarz yaklasimlar olmustur.
Zaman gectikce artik mesajin arka plana atildigi ve hikayenin on plana tasindigi gorulmustur. Gunumuzde dahi bu yaklasimlar surmektedir.
Diger bir husus ise kissalardaki Kurani anlatimin Muhammed'in icinde bulundugu duruma gore uyarlanarak farkli acilardan islenmis olmasidir. Halefullah'in da cok hakli bir bicimde ifade ettigi gibi, ayni durumu ifade eden kelimelerin ve olaylarin akisinin, ortamdaki hissiyata gore farklilasabildigidir. Kissalarda ki Musa,Ibrahim, Nuh ve digerleri karsimiza adeta bizzat Muhammed'in kendisi gibi cikmaktadirlar. Diger Resuller ve muhataplari arasinda gecen iliskiler fiilen Muhammed'in yasadiklari olarak gorulebilmektedir. Bu yuzden iliskinin olusturdugu psikolojik ortam, kissalara da yansimaktadir.
Allahin zamandan munezzeh olmasi ve benzeri olarak daha sonradan karsimiza cikacak bir cok konular, kuran 'in projesi degildir. Islam'in suriye basta olmak uzere yayildigi diger bolgelerdeki felsefi anlayislar ile olan iliskilerinin bir sonucudur. Bu surecte sihhatli bir iletisim kurulmus olduguna inanmiyorum. Felsefe yontemleri yerine icerik ithal edilerek buyuk hatalar yapilmistir diye dusunuyorum. Gunumuzde batiyla olan iliskilerde de benzer olaylar yasamaktayiz. Yani dogu taklitci kimligini bugun oldugu gibi tarihtede farkli bir sekilde yasamistir.
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sevgili Muhliskul,
Öncelik vakit ayırıp cevap yazma inceliğini gösterdiğiniz
için teşekkür ederim;
Verdiğiniz bilgilere genel olarak katılıyorum,özellikle
"Tefsirde israiliyyat" konusu birçok konuda itilafın
temel sebebi olarak maalesef önümüzde duruyor.
Aşağıda ki cümleniz önemsenmesi gereken ve benimde
dikkatimi çeken çok önemli bir bakış açısı:
"Kissalarda ki Musa,Ibrahim, Nuh ve digerleri karsimiza
adeta bizzat Muhammed'in kendisi gibi cikmaktadirlar."
Kıssalar da geçen olayların gerçekten de o günün
şartlarına atıflarda bulunduğu bir gerçek ama aynı
zamanda okuyan/dinleyen kişiye zaman/mekan dan bağımsız
olarak hisseler dağıttığı da inkar edilemez bir
gerçektir.
Hatta her okunduğunda farklı bir ışık veren
Prizma/Pırlanta misali Muhteşem bir İlahi eser olduğu
açık.
Bu bağlamda Kur'anın "O günün Muhattaplarına" hitap
ettiği düşüncesine katılmıyorum.
Bu düşüncenin,Kur'anın Evrenselliği ilkesine uymadığını
düşünüyorum.
Elbette Kur'anı anlamak için O günün şartlarını+o günün
ekonomik ve sosyal yapısını+inanç sistemini+yerel gelenek
ve Ananeleri bilmek son derece gerekli hatta elzemdir.
Ancak Kur'anın Tüm İnsanlığa Hitab ettiğini
unutmamalıyız.
O günün Arab toplumunun yeşile hasret/suya muhtac hali
dolaysı ile Cennet anlayışı ile zaten yeşillikler içinde
ki ve hergün yağmur yağan Tropik iklim insanın Cennet
anlayışı aynımıdır?
Ya da sıkca örnek verilen Eskimonun giyim-kuşam anlayışı
ile Kölelere ayrı,Serbestlere ayrı giyimi Zorunlu tutan
Arab Kabileleri ile aynımıdır?
Doğal olarak bazı hükümleri yerel halka hitab ederken
bazı hükümler de Evrenseldir.
Dolaysı ile Kıssalar ve Hukuk anlamında kullanılan
hükümleri anlamlandırken/yorumlarken o günün şartlarını
gözönünde bulundurulması gereklidir ancak her toplumun
kendi şartlarına göre uygulamaya geçirmeside yaygın bir
davranıştır.
İsraliyat veya Pers akımları nın bu "boşluktan"
faydalanarak sızdığı da bir gerçek.
Aynı bağlamda Alevilikte islamı anlamnın Türk usülü
olduğunuda iddia edebiliriz.Dolaysı ile o da şamanizmden
esintiler taşıdığı bir gerçek.
Aşağıda ki alıntıyı gerçekten anlamadığımı itiraf
etmeliyim.Çünkü Allahın-herşeyden olduğu gibi- zamandan
da Münezzeh olduğuna Siz katılmıyormusunuz?
Allahin zamandan munezzeh olmasi ve benzeri
olarak daha sonradan karsimiza cikacak bir cok konular,
kuran 'in projesi degildir. Islam'in suriye basta olmak
uzere yayildigi diger bolgelerdeki felsefi anlayislar ile
olan iliskilerinin bir sonucudur.
Örnekler/Ayetler vermeme sanırım gerek yok...birçok
Ayette "Yevmiddin"olmuş bitmişcesine anlatılır.Kıyamet
ile ilgili ayetler ortada hatta inanaların cennette ki
hali veya cehennemde ki Dialoglar ortada iken ve bunlar
gelecek zaman kipi değil,geçmiş zaman olarak anlatılıyor
iken ve Gayb bilgisinin yalnız Allaha ait olduğu apaçık
iken biz nasıl olurda başka türlü bir iddia da
bulunabiliriz?
Allahın zaman ve mekandan münezzeh oluşunun,İslamın
Suriye v.s yayıldığı bölgelerinde ki Felsefi
akımlarla ne ilgisi var anlayamadım doğrusu?
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Bende size degerli vaktinizi bana cevap yazmaya ayirdiginiz icin tesekkur ederim.
Sizi kizdirmak istemem, aksi takdirde beni gezdirme fikrinizden cayabilirsiniz.
Degerli kardesim zihnimde olusanlari izahta gosterdigim zayifliktan oturu olsa gerek tam izah edememisim. Kuran'in mesajinin surekliligine kesinlikle itirazim yok, aksine en hareretli savunucularindanim. Adem kissasindaki ogretiler ve ogutler olsun diger mesajlar olsun devamlilik arzetmektedirler. Benim bahsetmek istedigim kissanin adem'in sahsinda yogunlastigi ademden kastin butun insanlik olmadigidir. Adem insani numune olarak incelemeye almadir. Muhataplarin bildigi Adem kissasi bu konu icin ozellikle secilmistir. Insanligin ozdeki haline yonelik izahlarin Musa ve Isa uzerinden verilmesi uygun dusmezdi.
Adem deki hal her insanin yasadigiyla ortusmektedir. Bu yuzden muhatap bireylerin ruh hallerindeki izlenimleri onun ogutlererini anlamli kilacaktir.
Kardesim Allah'in zamanla olan iliskisi uzerine herhangi bir fikir belirtmedim, Allah'in zamandan munezzeh olmadigi felan iddia da etmiyorum. Sadece bu tarz konularin ana gundeme tasindigi gunler hakkinda bir hatirlatma yaptim.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma