Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam değerli Muhliskul,hassasiyetinizi anlıyor ve size büyük oranda katılıyorum.(Malik'le tartıştığınız konuda)Malik henüz içinde olgunlaştırmadığı ve bence de asla olgunlaştıramayacağı bir alan seçti kendisine, umarım yanılgısını farkedenlerden olur.Değerli Muhliskul,siz de ısrarla "vahyin indiği dönemsel şartlar"vurgunuzla bir yerde Malik arkadaşımızı onaylamış olmuyormusunuz?Eğer böyle değil ise lütfen hırsıza uygulanacak cezayı hangi kriterlerle açıklamanız gerektiğini yazarmısınız?Yani "kesmek" kavramının dönemsel şartlarla ilgisi nedir?Unutmayalım ki dönemsel şartlara bakanlar hala insanların ellerini kesmekle övünmektedirler.
Merhaba degerli kardesim Dermanbeg haklisin Asim ve Malik kardeslerle ortusen bazi dusuncelerim mevcut. Fakat kendileriyle olan ayrildigim hususlar onceki yazilarimda izah ettigim gibidir.
Sosyal uygulamalarin cogunun -buna sordugunuz da dahil- mevcut verilerden derlenmis oldugunu goruyoruz. Vahyin mudahelesi sekilden ziyade prensipler uzerinde yogunlasmistir. Hirsizlik hakkinda yerel uygulama kullanilirken sunulan ilahi sifa, ceza bicimi degil toplum duzeninin saglanmasi yonunde atilmasi gereken adimlardir. Allah bilincine sahip toplumlarin asil konusu hirsiza uygulanacak ceza degil, hirsizliga acilan kapilarin kapatilmasidir. Imkan sahiplerinin kendilerine sunulanlari, ihtiyac sahibi magdurlara sevketmeyi en buyuk kazanc gorebilmeleridir. Bunlara ragmen tatmin olmayan asiri gidenler olacaktir. Onlara toplumun yapisina uygun dusen en adil yaptirim ne ise o uygulanir. Islamda ceza amac degil aractir ve degiskendir.
Bana gore,Asim ve Malik kardesler zaman ve mekan baglamindaki konulari Kuran'a ait gorerek onunla ilgili tahdid getiren dusunceler ileri suruyorlar.
Oysa ben zaman ve mekanin bir realite oldugunu ve Kuran'in zaman ve mekan sinirli orneklerden genel mesajlar dersler verdigini ve kuran'in zaman ve mekanla sinirli kilinamayacagini soyluyorum.
Kuran vahyinin verdigi mesajlarin bu ornek ortama hapsedilemeyecegini soyluyorum.
Kuran'in verdigi mesaj, uygulamalarda sekle sadaket degildir.
Kuran muhataplarinin dilinde anlayislarinda onlarin sahip olduklarini kullanarak konusuyor. Fakat verdigi mesaj Mekke ve cevresinde yasayan yedinci yuzyil insanini kapsadigi gibi, gelmis ve gelecek insanligida kapsiyor.
Allah bilincinin uyandirilmasi ve onun acilimi, insanliga ilahi kilavuzluk. Iste bu yuzden Kuran, ayni amaca yonelik olan daha oncekileri tasdik ediyor.
Kuran'in sifasinin mukabili bir sifayi insan uretebilir mi?
Daha dogrusu insan basibos birakilirsa buna yonelir mi?
Eger kuran Muhammed'in urettigi bir sifa olsaydi, beseri bir uretim olsaydi o takdirde baskalarinin da ona mukabil bir sifayi uretmesi ornegine amenna derdik.
Muhammed sundugu recetenin hekiminin kendisi olamadigini israrla soylemektedir.
Kuran Allah'in recetesidir.
Ona mukabil bir receteyi, ,eger olsa idi baska bir tanri hekim yazabilirdi.
Allah'in recetesi ile insanin recetesini nasil mukayese edebiliyoruz hayret ediyorum.
Hayretimin sebebi,bu sozleri inandigini soyleyen kimselerin sarfetmesidir.
Yapabilecegim tek izah bu kimselerin ne dediklerinin farkinda olmayabilecekleridir.
Kuran'daki recetenin dogru tespit edilemeyisinin bu kargasanin sebebi oldugunu dusunuyorum.
Kuran'in vahiy surecini takip ederek vahiy ortamindaki hedeflerini iyi tespit edersek bu sorunlari asariz.
Malesef kolaycilik her zaman galebe calan tercih olmaya devam ediyor.
Allah'a emanet
|