Yazanlarda |
|
asd123 Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 18 ekim 2005 Gönderilenler: 85
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sen adina de dersen de, ister tasavvuf de, ister mistik de, istersen de
hicbirsey deme. Istesen de istemesen de maddenin yaninda madde-
ötesi bir olgu vardir; ister felsefik ister piskolojik, isterse
de dini olarak ele alinarak bakilsin , red edilmesi münkün mü?
Demokrasi kavram itibariyle güzel birsey. Onun adina haksizlik
yapmak , haksizlik yapani mi yoksa demokrasi kavraminimi baglar? Burada
kocaman bir celiski var. Birsey elestiriliyorsa özü itibariyle
olmamalidir. Insanin algilama sinirinin bir uzantisi sonucu birsey ya
iyi yapilir ya da kötüdür.
Ben bir olayi kendime göre yorumlumluyorsam , bu benim yorumum olmus
olur, kimseyi de baglamaz. Özentilerin ne kadar yanlis yerleri
beraberinde getirmis olmasini, tarih bize ögretiyor zaten.Bunca
düsünürün birkac özenti sebebiyle lekelenmesini kabul etmek
mümkün mü?
|
Yukarı dön |
|
|
Sinan_25 Ozel Grup
Katılma Tarihi: 24 eylul 2005 Yer: Almanya Gönderilenler: 333
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam.
Görüsler elesitirilir, sahislar kirlenmez. Egerki görüsler sahsin kimligi ile özdeslesmisse, sorun elestirende degil, özdeslestirendedir.
Madde ötesi bir olgunun var olmasi, sen bu olgunun disina cikacaksin anlamina gelmez.
Vahiy alan Allah'in Peygamberleri bile kendi yasam ortamlarinin disina cikamamistir, Meleklere tanik olma ihtimalleri bile hic birine bir garanti vermemis. Eger cikabilmis olsalar idi, sinavin bir geregi olmaz idi.
Islam'in verdigi mesaji ile zit olanda bu iste. Yaratan Allah kendini duyurmasina/aciklamasina ragmen araya bir mesafe koymustur, ama Ask ehli bu mesafeyi asabilmis, dolayisi ile asmis, ermis insanin sinav'a tabiidir iddiasida abesle istigaldir.
Benim sana yönelik elestirim, savundugun görüsü Islam'in bir parcasi gibi empoze etme edasindan kaynaklaniyor. Peygamberlerin ellerinde ne Allah'in mükafatlari varken, nede kendilerine mutlak garanti verilmemisken, senin Ask Ehli diye niteledigin insanlar nasil oluyorsa her türlü hududu asip bizzat Allah'in var-in da yok olabilmisler. Sonra bu insanlar yine insan, yine benlik olarak nitelendirilebiliyor, halbu ki artik kendisi olmayan kisi, artik var degildir, mutlak varligin bir nevi aynasi timsali oluyor. Bu yorumlar bana ait degil, Ask Ehli(?) bunu kitaplarinda genis genis anlatmis. Ben'de onlarin iftiracisiyim.
Tasavvufa göre Islam, varilip erisilecek bir noktadan ibaret. Oysa Islam Kur'an-a göre, ulasilip erilecek bir nokta degil, hayat boyu süren bir yol'dur, son nefese kadar bu yol üzerinde olabilmektir. Tasavvuf kolayciliktir, ölmeden önce hakikata yeltenmektir, düz yolu birakip daga tirmanmaktir. Dagin basinda ölüp türbe yaptirmaktir, bu türbeleri insanlari ziyaret etmesidir, kutsal saydiklari ölü insanlarin vesilesiyle Yaratan Allah'dan istekleri dayatmaktir.
Felsefe yapacaksak, felsefe tabaninda kalalim, Islam'a mal etmeyelim.
Saygilar
|
Yukarı dön |
|
|
asd123 Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 18 ekim 2005 Gönderilenler: 85
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
Yazimin icerigini tam manasiyla okumus olsaydin bu yargiya varmis
olmayacaktiniz. Ben kolayciliktan bahsetmedim ki, bu sizin bu konu
hakkindaki algilamalariniz. Ben tasavvufun hic bir insanin tekelinde
olamayacacagini yazmisim. Asik olacagim diye asik olunamiyacagini
yazmisim. Tasavvuf yolunun hic kimsenin tekelinde olmadigini sadece ve
sadece yolu yoluyla cakisanin onu anlayabilecegini yazmisim. Bunun
neresinde bir problem var.
Siz böyle anlamak istiyorsaniz bu da sizin seciminiz, saygi duyarim.
|
Yukarı dön |
|
|
Sinan_25 Ozel Grup
Katılma Tarihi: 24 eylul 2005 Yer: Almanya Gönderilenler: 333
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam.
Arkadasim, ben senin ufkundanda bakmaya calisiyorum, ama kabul etmelisinki senin pencerenden ben kendi görüslerimi beyan edecek degilim.
Senin fikir yapina göre yazi yaziyor olmamam, yazdiklarini dogru okumadim anlamadim anlamina gelmez, gelmememli. Bu tür düsüncelerden siyrilalim lütfen.
Halen kolaycilik degildir diyorsun. Allah'in var-in da fena olan bir Insan'in kazanip kaybedecegi nedir söylermisin bana? Dünyanin bütün serveti, bütün zorluklari, cennet, cehennem, bunlarin ne önemi kaliyor?
Bu kolaycilik degilde nedir? Ask Ehlin sosyal hayatta ne kadar ve hangi yönde aktif olmuslardir? Bu insanlarin felsefesi gelecek nesillere ne verebilmis? Toplumu nereye götürebilmis, hangi noktaya tesvik edebilmistir?
Insanlari ic dünyasina kapatip, kendi görüslerine esir eden bir zümre nasil hayir getirebilir? Kur'an mesajlarinin dünya boyutuyla ne kadar uyusmakta?
|
Yukarı dön |
|
|
asd123 Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 18 ekim 2005 Gönderilenler: 85
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
Elbetteki olaylara kendi ufkumuzdan bakacagiz. Birseyleri
elestiriken, o seyin etrafinda durmak gerekmektedir. Yoksa saglikli
sonuca ulasmak güc olur.
Konu tasavvuf ve vahdet-i vucud. Bu konu disinda görüslerinizi beyan ederken konunun baska alanlara kaydigini görmekteyim.
Bu konuyu tek elden cevaplandirirsak iyiyi olur.
Yukardaki sorularinizin cevaplari yazilarimin icinde zaten var.
Ben tasavvufun yolunu kendisinin belirledigine vurgu yapmamdaki mana sudur:
Algilama sinilarinin ötesinde, güncelden cok uzak manaya varmis kisinin
bu tasavvuf anlayisiyla karsilasmasi söz konusudur demek istiyorum.
Öyle güncelin icine sikismis , ömrünün bütününü buraya harcamakla
meskul bir kisinin tasavvufla ilisiginin olamayacagdan bahsediyorum.
Insanin mayasi ruh itibariyle kaba benzer. Bu kabin genis yada dar
olmasi ve cihetlede ona özellikler yüklememiz bizlerin elinde. Bu öyle
kolay is degildir. Bu bir ömür sürme sanatitir. Cetin ve zor.
Siz tasavvufa kolay is diyorsunuz. Güncelin icinde kalmislar icin
elbette ki kolay. Ben bu ugurda canindan olanlardan bahsediyorum.
Örnegin Hallaci- Mansur dan, örnegin Pir sultan Aptaltan, Nesimiden,
Seyh Bedreddinde. Onlarmi demis gelin benim adima türbe yapin ? Onlarmi
demis benim adima tarikatler kurun? Bir arastirin.
Tekrar söylüyorum . Birsey özü itibariyle elestirilemez. Or. Demokrasi
|
Yukarı dön |
|
|
asd123 Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 18 ekim 2005 Gönderilenler: 85
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yürekte tasinan bir kelimenin anlami , essekler yükü tasinan kitaplarin anlamindan cok daha üstündür.
|
Yukarı dön |
|
|
asd123 Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 18 ekim 2005 Gönderilenler: 85
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Tasavvuf adina yapilmis bütün sahtekarliklarin; bilincli veya bilincsiz,
karsisindayim. Bu tasavvuf adina yapilan yanlislardan yola
cikilarak hüküm vermek cok yanlis olmuyor mu? Örnegi siir yazanin ruh
halini segileyen yazi bicimidir. Onu gercek manada anlamak icin bu ruh
halini anlamak gerekmektetedir.Bire bir mantikla anlamaya kalkismak
akil isi mi? Ya ben o ruh halindeyim ya da degilim. Bu ruh halinin
aynisi bende olusmamissa onu anlaman, eger anladigimi söylersem,
anlamis gibi olmaktan ileriye zaten gitmis olamam.
Bu anlayis paralelligi olusmadigi sürece zaten
hic kimse kimseyi anlamaz. Olsa olsa ortak bir noktada bulusulur olur
biter . Samimice anlasmaktan bahsetmekse yalancilik olur.
"Falanca fevkelade ilim irfan sahibiydi, üstelikte Allahin dostuydu."
diyerek o kisiyi referans almak ve ondakileri sahiplenmeye calismak,
ve bundan yararlandiktan sonra da baskalarini da bu ölcüde
faydalandirmak... O ilim irfan sahibi denilen kisiyi mi irgalar, yoksa
ondan yararlanani mi? Yukardaki siir örnegini ele almak suretiyle
degerlendirin.
Elmanin iki yarisi o bütünü böldükten sonra olusur ve ikisi de
bir birinin aynisidir zaten! Burada farkliliktan bahsetmek mümkün mü?
Sadece sekil itibariyle.
Sen elma ile armutu yanyana getir de ortak yönleri varmiymis görelim?
Gözümüzü kapattigimiz da beynimizin icinde dolasan nesnelerin sadece
oraya proglamlamamizdan dolayi olustugunu varsayalim. Peki
rüyalarda gördügümüz, üstelikte ayikken hicte karsilasmadigimiz
seylere ne anlam verebiliz? Bu Ruhun mu, yoksa suurun isimi ?
Unutmayiniz siz suurdan bahsetmistiniz , Ruha inanmadiginizi
söylemistiniz.
saygilarimla
|
Yukarı dön |
|
|
Sinan_25 Ozel Grup
Katılma Tarihi: 24 eylul 2005 Yer: Almanya Gönderilenler: 333
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam.
Öncelikle Bayraminizi kutlar mübarek olmasini dilerim, bütün Arkadaslarin. Hayirlara vesile olur insaAllah.
Tasavvuf'un kolayligini sonuc, daha dogrusu amac bakiminden degerlendirdim ben. Bu yol üzere ölmüsler, öldürülmüsler, ama bu neyi ifade eder ki, bir hiristiyanda kendi yolu üzerinde ölebilir ve sorsan kendisine, hayati hiristiyanlik, bir kabin icine sigabilmektir.
Demem oki, bir yoldaki ilerleyisin hayat boyu olmasi, zorlu olmasi, bu yolun dogru bir yol oldugu anlamina gelmez. Bir kurgu icinde kendi terminolojisi pek ala prüssüzce isler, kendi sistemi icinde pek ala uyum saglayabilir. Hiristiyanlarin Tanri inancida kendi inanc duvarlari arasinda uyum icinde.
Tekrar soruyorum sana, lütfen bu soruya dogrudan degin!, farzedelim mümkün oldu, Allah'in var-in da fena olan birisi(?) icin artik herhangi birseyin bir anlami, bir degeri kalirmi? Cennetin Cehennemin bir anlami kalir mi? Bu herhangi birisinin(?) kazanip kaybedecegi nedir? Daha da önemlisi, bu herhangi birisi Rab'de fena olunca artik kendisimidir degilmidir? Rab'de eriyip yok olan bir kisilik nasil oluyorda tekrar kendisi olabiliyor bunu aciklamani istiyorum.
Tasavvuf'un besin kaynagi felsefedir. Felsefe ile Islam'i Allah'i, kisacasi hakikati anlamaya, aktarmaya calismislar. Kendi algi dünyalarini Kitaplarinda yansitmaya calismislar. Ki yaptiklari felsefeyi Islam'a yamamaya calistiklari icin benim gözümde dogru yol bakimindan hic bir degeri yok bu eserlerin.
Ben bu insanlarin eserlerini, okuyacak olsam dahi sadece onlarin o zaman ki dünyaya bakis acisini ve kendi algi dünyalari hakkinda fikir edinmek adina okurum. Yapilan hatalardan ders almakta var.
En basit yöntem nedir biliyormusun?
Kendi görüslerini aktar, bunu hakikat olarak lanse et, sonrada "bu yolda olmayanlar söylenenleri anlayamaz, kavrayamaz" diyerek olasi elestirilere, sorgulamalara bir duvar ör. Bu ise, kendi görüsünü Monopol haline getirip, zaman gecsede degismesine müsade etmemek icindir.
Aslinda bu noktada haklilar, ancak dogru yolda olduklarina dair bir hak degil bu, onlarin ruh halinde olmayan onlarla ayni görüsü paylasamaz, bu yönde haklilar. Bir sizofren hastasinin nasil bir dünya algiladigini ben nereden bile bilirim?
asd123 Yazdı:
Bire bir mantikla anlamaya kalkismak akil isi mi? Ya ben o ruh halindeyim ya da degilim. Bu ruh halinin aynisi bende olusmamissa onu anlaman, eger anladigimi söylersem, anlamis gibi olmaktan ileriye zaten gitmis olamam. |
|
|
Söylemek istediklerini anliyorum.
Örnegin "kirmizi" dendimi her iki insanda farkli algilar, farkli kirmizilar, düsünceler, farkli mazilerle baglantilar kurulmasi, farkli duygularin uyanmasi dogaldir.
Ama kirmizinin kirmizi oldugu gercegini degistirmez bu.
Hayatin objektif acisi olmasa, bu hayat yasanmaz olurdu. Kim kiminle fikir birligi olacak, kim kiminle hangi dil üzere anlasabilecekti. Disarida ki realite en gec Einstein'in teorileri ile göreceli degerlendirilse bile, disarida insanlarin anlasabilecegi düzeyde yinede bir gerceklilik var.
Hayat ne sadece ic dünyadan nede sadece dis dünyadan ibaret. Birini atip digerine yogunlasmak Islam'in geregi degildir.
Bir Müslüman'in solipsist olmasi mümkün mü? Ask Ehli Tanri odakli has Solipsistler idi ama. Sen La Mevcude Illallah demissin ben Solipsizm demisim, degismiyor. Sen vahdeti vücud demissin ben Panteizm demisim, degismiyor.
Asd Yazdı:
Gözümüzü kapattigimiz da beynimizin icinde dolasan nesnelerin sadece
oraya proglamlamamizdan dolayi olustugunu varsayalim. Peki rüyalarda gördügümüz, üstelikte ayikken hicte karsilasmadigimiz seylere ne anlam verebiliz? Bu Ruhun mu, yoksa suurun isimi ? Unutmayiniz siz suurdan bahsetmistiniz , Ruha inanmadiginizi söylemistiniz. |
|
|
Beyinde gelisiyor, ellerinde veya bacaklarinda degil. Beyin olmasa suur sahibi ne ic dünyasinda nede dis dünyasindaki bilgileri algilayabilirdi.
Yineliyorum, ben icimdeki beni bir program yazilimina benzetiyorum. Bu yazilim kendi basina düsünebilecek kabiliyette, bu yazilim kendini gelistirebilmekte, ve bu yazilim nasil yazilmissa birgün silinecek. Rüyalar ise, esas yazilimin stand by(istirahatte) oldugu sirada, tam devre disi olmamakla(suur alti) veya Rahmani yada seytani veriler sayesinde beynime aksettigini ve uyandigimda hafizadan yeni verileri temin ettigimi düsünüyorum.
Herkes kendi cagina göre insan'in benligini yorumlar. Hic birisi mutlak hakikat degildir, olamazda. Sadece birer yorumdur. Ama bazilari kendi yorumlarini mutlak hakikat olarak ilan etmisse, bir yanlistan öte günahdir, ziyandir.
Benim cagim bilgisayar cagi, bedenim organlarim, hafizam bilgisayar donanimi, benligim düsüncelerim duygularim hislerim ise donanim icinde bir yazilimdir. Umarim kendi penceremden sordugun soruya yanit verebilmisimdir.
Söyle bir önerim var, konuyu tasasvvuf'dan öte benim, senin bakis acina indirgesek, sen dünyayi nasil algiliyorsun, hakikat adina yorumun nedir, madde sana göre nedir ne degildir, bu gibi sorularin cevabini bizzat senden almak isterim. Madem iki türlü görüsü tartisiyor, savunuyoruz, kendimizden baslayalim isterim.
Saygilar
Sinan
|
Yukarı dön |
|
|
asd123 Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 18 ekim 2005 Gönderilenler: 85
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Önerinizi kabul ediyorum. Fakat anlayis tarzimda bir degisiklik olmayacagini göreceksiniz. Birsey ya bilinir, ya bilindigi gibi yapilir yada bilinmez. Bundan baska alternatifin olabilecegi düsünülebilinir mi?
Anlayis tarzimin tasavvuftan alinti gibi göründügünü algilamis olabilirsiniz. Oysa ki burda konusan benim ,bir baskasi degil.
Siz bu sorulariniza cevap vererek baslarsaniz belki anlatilmak istediklerimiz daha verimlilik gösterir, ne derseniz?
Yaziniza yönelik elestirilerim olacak, bunlari bu soruma verecegiz cevaptan sonra deginecegim.
Saygilarimla
|
Yukarı dön |
|
|
Sinan_25 Ozel Grup
Katılma Tarihi: 24 eylul 2005 Yer: Almanya Gönderilenler: 333
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam.
Hay hay, kendimden baslayayim o halde.
Inanctan öte hakikat bana göre, Platon'un magara betimlemesinde yorumladigi gibidir. Elini uzatsan ulasamazsin, iplerini koparip ulassan belki memnun olacak, belkide geri dönmek isteyeceksin, cünkü kesin olarak bilemiyorsun disarida ne bekliyor seni.
Ancak bir Din'i inanca, Allah inancina sahip oldugum icin, bana hakikatin ne oldugunu beni Yaratan Allah kendi Ayetleri ile anlatiyor. Sadece Kur'an Ayetleri degil, kendi varligim, dogadaki Ayetler, hersey resimli anlatim gibi... bir gidisat var, aynen Yaratanin haber verdigi gibi.
Her ne kadar Rahman bizlere Ayetleriyle mesajlar vermisse de, mevcut algilarimiz ile bariyerleri asip Hakikate ulasmamizin imkani yok. Arada bir mesafe var asilmayan. Ve bu engelin var olmasi zorunludur, yoksa insanlarin magarada(Dünyada) eli koglu bagli oturup bu sinava tabii tutulmalarinin bir anlami kalmaz idi. Ben bunu sinavin bir geregi olarak görüyor, böyle düsünüyorum.
Madde konusunda sunu söyleyebilirim, ben ne kadar gercek isem, madde de o kadar gercektir ama benim kadar fanidir. Ben olayim, her türlü madde olsun, ayni ortamda var-iz. Kendi ortamimda hersey enaz ben kadar var'dir. Madde benim algilarimla varlik kazanmadigi gibi benim yok olusumlada yok olacak degildir. Herseyin bir bir tükenmesi Rahman'in taktir ettigi an'dir.
Buna ragmen maddeyle bütünlesmeme imkan yoktur, bu acidan da yine bir bariyer vardir. Örnegin bir elmayi yemeden önce onun tadini alamam(sayet daha önce hayatimda yemissem, hafizamdaki bilgilere dayanarak bir hayali canlanir), eger maddeyle bütünlesebilseydim algilarima gerek kalmaksizin dogrudan elma ben olurdu, ben elma. Kapilar bana bir engel olmazdi, icinden gecer giderdim.
Asd Yazdı:
Anlayis tarzimin tasavvuftan alinti gibi göründügünü algilamis olabilirsiniz. Oysa ki burda konusan benim ,bir baskasi degil. |
|
|
Hayir. Tasavvuftan bir alinti olarak degil, Tasavvuftan veya herhangi bir feslefe'den etkilendiginizi düsünerek hakkinizda fikir yürütmüs olabilirim.
Saygilar
|
Yukarı dön |
|
|
|
|