Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
2 mi 3 mü yoksa 5 mi tartışmaları son bulduğunda özenle açıp takip ettiğim bu konu
başlığına tekrar yazmaya devam ederim inşaAllah.
Aydın kişiliğinize saygı duymaya devam etmekle birlikte farklı Dünyaların insanları
olduğumuzu düşünüyorum.Dünyaların çoğul olması da bir tesadüf değil.
sevgiler...
metehan
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
kitap bilgisayarımda var......mehmet keskin tarafından çevrilmiş ve çağrı yayınları tarafından basılmış......bende internetten indirdim....darulkitap diye bir siteden....
diğer bir husus sadecene kopyala yapıştır yaptım.....ama inancımda samimi olmaya çalışıyorum...çok okurum....çok araştırırım....ama şuna inanrım HERŞEY ALLAHIN ELİNDE.DİLERSE HİDAYET EDER.DİLERSE GÜZEL BİR ANLAYIŞ VERİR....HERŞEY ALLAHIN DİLEMESİYLE...
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın el_turki,
Abdullah bin Abbas en çok hadis bildiren sahabilerdendir. Bunlara muksirun denir. Abdullah bin Abbas, Abdullah bin Ömer, Ebu Said El hudri, Said bin cübeyr , Abdullah bin Cabir, Abdullah bin Amr, Enes bin Malik bu cümledendir. Hemen hiç biri de peygamber öldüğünde yirmiyi aşmış değildir. BU çocuklardan ayrı olarak Ebu Hüreyre ve Hz. Aişe vardır. Onlar peygamber devrinde gençtirler.
Müsaade et te 13 yaşında , sürekli peygamberle namaz kılan bir çocuk öğle ikindi namazında kıraat varmıydı, yok muydu hatırlasın. 13 yaş böyle şeyler için küçük yaş değildir. 7-8 olsa neyse.
Konu cinsel bir konu değil, miras , ceza gibi bir çocuğa ağır gelebilecek hukuki bir konu değil.
Fakat inanırmısın her konudaki hadisler de hep bu çocuklarca söylenmiş. Sen bu mantıkla cevap veriyorsan o hadislerin hiçbirine güvenme. Çünkü hepsi o konuları anlamayacak yaşta kişilerce rivayet edildi.
Enes bin Malik hadisine gelince bunu niye böyle çelişkili şekilde rivayet ediyorlar. Benim verdiğim hadis KÜtübi sittede , yeri yurdu belli. Numarası belli. Okuyana verdiği anlam belli. Ömer bin Abdülaziz devrinde İkindi namazı bilinmiyordu anlamı gayet açık çıkıyor.
Senin dediğin hadisler, çevir kazı yanmasın hadisleri. Bana onların ihya org ta yerini numarasını göster lütfen. Kütüb-i Sitte hadisleri veya Buhari hadisleri başlığından. Numarası şu diye.
Herkese selamlar.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
2 mi 3 mü yoksa 5 mi tartışmaları son bulduğunda özenle açıp takip ettiğim bu konu
başlığına tekrar yazmaya devam ederim inşaAllah.
Aydın kişiliğinize saygı duymaya devam etmekle birlikte farklı Dünyaların insanları
olduğumuzu düşünüyorum.Dünyaların çoğul olması da bir tesadüf değil.
sevgiler...
metehan
Sayın Metehan,
Problem insanların şuna, buna inanması değildir. Problem fikirlerinin doğru, yanlış, eksik , fazla olması da değildir.
Sosyal bir ortamdayız. Önemli olan yazıştığımız kişilerle iletişim problemi yaşamamaktır. Herkesin benden farklı düşünme hakkı vardır. Benim de vardır. Karşılıklı bu ilkeyi kabul ederek herkesle güzel güzel yazışırız.
Önemli olan fikir ayrılığından değil de kişiliklerine yapılacak yanlış ifadelerden kaçınmaktır.
Ben sana kızgın değilim. Entellektüel yanını takdir ediyorum. Yazılarını da takip ediyorum.
Ama alaycı uslubuna, keskin diline hakim olmanı rica ediyorum. SAdece fikirlerini anlat. lütfen iletişim problemleri yaratma. anlatmak istediğim bu.
sayın Hasan Akçaya dediklerini aynen bana da dedin. Onun için tepki verdim. Protestan hayranıymışım da, yok okuyucu için bozuk plakmışta falan. Sana ne.
Bak ben Abdurrahman hoca ile de yazışıyorum, El turki ile de yazışıyorum, bazen Ebukerem ile de yazışıyoruz. Fikirlerimiz hiç uyuşmuyor. Ama hepsi ile de iletişimimi güzel götürmeye gayret ediyorum.
Bazen yazmıyorum. Sadece arkadaşların yazılarını okuyorum. ve görüyorumki fikirlerine katıldığım kısımlar % 85-90 larda.
% 15 için mi birbirimizi keseceğiz. Birbirimizi anlamaya çalışalım. En azından kırmayalım. yeter.
herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Selam Saffet bey,Metehan zaman zaman beni de eleştiriyor,ben de onu.Ama şu ana kadar onun kasıtlı olarak "alaycılık" ettiğine rastlamadım.Allah için efendi,kültürlü,kibar bir kardeşimiz.Sanırım bir yanlış anlama söz konusu.Selamlar..
Abdullah bin Abbas en çok hadis bildiren sahabilerdendir. Bunlara muksirun denir. Abdullah bin Abbas, Abdullah bin Ömer, Ebu Said El hudri, Said bin cübeyr , Abdullah bin Cabir, Abdullah bin Amr, Enes bin Malik bu cümledendir. Hemen hiç biri de peygamber öldüğünde yirmiyi aşmış değildir. BU çocuklardan ayrı olarak Ebu Hüreyre ve Hz. Aişe vardır. Onlar peygamber devrinde gençtirler.
Müsaade et te 13 yaşında , sürekli peygamberle namaz kılan bir çocuk öğle ikindi namazında kıraat varmıydı, yok muydu hatırlasın. 13 yaş böyle şeyler için küçük yaş değildir. 7-8 olsa neyse.
Konu cinsel bir konu değil, miras , ceza gibi bir çocuğa ağır gelebilecek hukuki bir konu değil.
Fakat inanırmısın her konudaki hadisler de hep bu çocuklarca söylenmiş. Sen bu mantıkla cevap veriyorsan o hadislerin hiçbirine güvenme. Çünkü hepsi o konuları anlamayacak yaşta kişilerce rivayet edildi.
Enes bin Malik hadisine gelince bunu niye böyle çelişkili şekilde rivayet ediyorlar. Benim verdiğim hadis KÜtübi sittede , yeri yurdu belli. Numarası belli. Okuyana verdiği anlam belli. Ömer bin Abdülaziz devrinde İkindi namazı bilinmiyordu anlamı gayet açık çıkıyor.
Senin dediğin hadisler, çevir kazı yanmasın hadisleri. Bana onların ihya org ta yerini numarasını göster lütfen. Kütüb-i Sitte hadisleri veya Buhari hadisleri başlığından. Numarası şu diye.
Herkese selamlar.
yaş konusunda haklısın diyelim...çoğumuz 13 yaşlarını hatırlar...ama asıl mesele şu:senin rivayet eddiğin hadis:de öğle ve ikindinin kıraati söyleniyor.namazdan bahsedilmiyor.namazdaki kıraattan bahsediliyor.ibni abbsın bu kıraatları duymamsı normaldir.çocuklar arka saflarda tutulurdu.ama dahada önemlisi daha öncede açıkladığım gibi peygamber sallahu aleyhi vesellem bugünki şekilde sesli bir namaz kıldırmamışdır.öğle ve ikinde sessiz kıraatlardandır.peygamber sallahu aleyhi vesellemle aynı safda bulunanlar bile onun okuyuşunu zor duyarlardı.bugünki gibi enraksa safa da sesyetiştir mantığında bir kıraat hiç olmamışdır.sesli okunan namazlarda bile yanındaki zor duyarmış.ibni abbsında bunlaru duymaması normaldir.hatta yanında bulunan sahabeler bile ne okuduğunda ihtilaf edmişlerdir.
""""Resulullah`ın öğle ve ikindi namazlarında kıraatte bulunup bulunmadığını bilmiyorum........"""""" gördüğünüz gibi öğle ve ikindi namazlarından bahsediliyor...ama kıraatlarda şüpheye düşmüş.yoksa namazın mevcudiyetinden bir şüphesi yok.
benim nakleddiğim hadislere gelince müslim ve ebu davud dan nakillerdir.müslim ve ebu davud un namaz bablarını açarsan ALLAH ın izniyle göreceksin.
getirdiğin iki hadisde görüşüne delil olmayacağı gibi delil diye getirmende hatadır.olayı daha iyi araştırmanı tavsiye ederim...
25-.......Enes (R) şöyle demiştir: Biz ikindi namazını kılardık. Sonra insan Amr ibn Avf oğullan yurduna giderdi de, onları ikindi namazı kılıyorlar bulurdu.
26-.......Bize Ebû Bekr ibnu Usmân ibnSehlibn Huneyf haber verip şöyle dedi: Ben Ebû Umânıe (Es'ad ibn Sehl)'den işittim, şöyle diyordu . Bir defa Umer ibn Abdilazîz'in arkasında öğle namazını kıldık. Sonra çıkıp Enes ibn Mâlik'in yanına girdik. Biz onu ikindiyi kılıyor hâlde bulduk. Ben ona: Ey amucam, şu kıldığın ne namazıdır? diye sordum. Enes: İkindi namazıdır; bu namaz, vaktiyle beraberinde kılmakta olduğumuz Rasûhıllah'm namazıdır, dedi.....
yukardaki alıntı buhariden namaz bölümünden....
diğer bir şeye gelince ömer bin abdulazzi ze kadar bilinmiyorduya gelince:yapma aç bütün hadis kitaplarını ve say bakalım ikindi namazıyla ilgili kaç hadis var....bu sadecene senin yanlış yorumun...
işte sana muvattadan bir rivayet:
Abdullah b. Ömer'in âzadlısı Nâfi der ki: Ömer b; el-Hattab r.a.) valilerine şunu yazdı: «Bana göre en önemli vazifeniz namaz-ır. Kim onu —devam ederek— vaktinde kılarsa, dinini korumuş lur. Kim de namazlarını ihmal ederse, diğer vazifelerini haliyle
aha çok ihmal eder.»
Daha sonra dâ şunları yazdı:
«Öğle namazını, bir şeyin gölgesi fey-i zevalin dışında bir arın oluşundan itibaren, gölgeniz bir misli oluncaya kadar kılın.
İkindi namazını, henüz güneş yüksekte, beyazken kılın. Namazdan sonra, güneş batmadan önce bir atlının iki veya üç fersa gidebileceği kadar bir zaman olsun.
Akşamı, güneş batınca kılın.
Yatsıyı, kırmızılığın (akşam şafağının) kaybolmasından itibaren gecenin üçte birine kadar kılın. Yatsıyı kılmadan yatanların gözüne uyku girmesin .Yatsıyı kılmadan yatanların. gözüne uyku girmesin. Yatsıyı kılmadan yatanların gözüne uyku girme-Rİn_ Sabah namazını, vıldızlar batmadan parlakken kılın.»
7. Ebû Süheyl rivayet eder:
Hz. Ömer (r.a.) Ebû Mûsâ el-Eş'ari'ye şöyle yazdı: Öğle namazını, güneş tepeden dönünce (zeval vaktini müteakip), ikindiyi güneş parlakken, sararmadan, akşamı güneş batınca kıl. Yatsıyı ya-tmcaya kadar geciktir. Sabah namazını yıldızlar henüz azalmadan parlakken kıl ve sabah namazında, Mufassal sûrelerden iki sûre oku.
aşağıdada senin kütübüsitteden yaptığın alıntının tam metni ve açıklaması:
ـ1ـ عن أبى قتادة رَضِيَ اللّهُ عَنْه ]أنَّ النّبىَّ # كانَ يَقْرأُ في الظّهْرِ في ا‘ولَيَيْ 606;ِ بأُمِّ الْكِتَا 76;ِ وَسُورَت 14;يْنِ، وفي الرَّكْع 14;تَيْنِ ا‘خِيرَتَ 610;ْنِ بِأُمِّ الْكِتَا 76;ِ وَيُسْمِ 93;ُنَا اŒيةَ أحْيَانا 11;، وَيطَوِّ 04;ُ في الرَّكْع 14;ةِ ا‘ولى مَاَ يُطِيلُ في الثَّانِ 10;َةِ، وَكَذَا في الْعَصْر 16; وَالصُّب 18;حِ[. أخرجه الخمسة إ الترمذي.ز 575;د أبو داود في رواية: »فَظَنَنّ 614;ا أنَّهُ يُرِيدُ بِذَلِكَ أنْ يُدْرِكَ النَّاسُ الرَّكْع 14;ةَ ا‘ولى« .
1. (2550)- Ebû Katâde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) öğlede ilk iki rek'atte Fatiha ile iki sûre okurdu. Son iki rek'atte de Fatiha'yı okur, bazan da âyeti bize işittirirdi. Birinci rek'atte (kıraatı) uzun tutar ikinci de o kadar uzatmazdı. İkindi ve sabah namazlarında da böyle yapardı."[347]
Ebû Dâvud, bir rivâyette şu ziyadeye şâmildir: "O'nun (aleyhissalâtu vesselâm), halk birinci rek'ata yetişebilsin diye böyle yaptığını zannederdik."[348]
AÇIKLAMA:
Bu hadiste, bütün namazlarda Aleyhissalâtu vesselâm'ın birinci rek'atleri daha uzun tuttuğunu görmekteyiz. Âlimler, bunu cemaate daha çok kimsenin iştirakine imkan sağlamak için yaptığını söylerler. Dolayısıyle tek başına kılan kimsenin her iki rek'ati de eşit tutmasının efdal olacağını belirtirler. Ancak bazı âlimler, sabah namazının birinci rek'atini her hal u kârda daha uzun tutmanın müstehab olduğuna hükmetmiştir. Diğer vakitlerde cemaatin artma ihtimali bulunma hallerinde birinciyi uzatmak efdaldir, böyle bir ihtimal olmayan hallerde her ikisini eşit tutmak efdaldir. İbnu Hacer sabahta kırâatın uzatılmasındaki ısrarın sebebini şöyle açıklar: "Zîra sabah namazı, uyku ve istirahati tâkib eden bir âna rastlar. Ayrıca bu vakitte kalb, geçim ve sâir meselelerine henüz bulaşmayıp boş bulunması sebebiyle, dil ve kulağa uyum sağlar."[349]
ـ2ـ وعن ابن عباس رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]َ أدْرِى أكانَ رسولُ اللّهِ # يَقْرَأُ في الظُّهْر 16; وَ الْعَصْر 16; أمْ َ؟[. أخرجه أبو داود .
Bu hadis, İbnu Abbâs (radıyallâhu anh)'a has bir tereddüde parmak basmaktadır. Kırâati cehrî olmayan öğle ve ikindi namazlarında Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Kur'ân okur muydu. hemen belirtelim ki bu mesele üzerine İbnu Abbâs'tan üç ayrı rivâyet gelmiştir: "Bir rivâyete göre okurdu, bir rivâyete göre okumazdı, burada kaydedilen rivâyete göre de İbnu Abbâs bu meselede kararsızdır, şekk içerisindedir. Red rivâyeti Ebû Dâvud'da gelir. Kendisine, "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) öğle ve ikindide kıraatte bulunur muydu? diye sorulunca: "Hayır!" cevabını verir. "Belki içinden okuyordu" denince: "Sizin bu sözünüz önceki söylediğinizden de fena. O memur bir kuldu, kendisine emredileni tebliğ etti" der. İbnu Abbâs'ın bu iki namazda kırâatı te'yid eden görüşünü Ebû'l-Âliye-el Berrâ rivâyet eder: "İbnu Abbâs'a göre ikindide okuyayım mı? diye sordum. Bana: "O önündedir, ondan az veya çok bir miktar oku" dedi." (Rivâyeti İbnu'l-Münzîr ve Tahâvî kaydetmiştir.)
Öğle ve ikindide kıraatin varlığı hususunda ulemanın bir tereddüdü mevcut değildir. Ebû Katâde Habbâb ve başkalarından gelen çeşitli rivâyetler, hiçbir şekk ifade etmeden Resûlullah'ın öğle ve ikindi namazlarında kırâatte bulunduğu hususunda cezmederler, kesin konuşurlar. Nitekim müteakiben kaydedilecek olanlardan başka, bir önceki hadise bir kere daha bakılabilir. Ayrıca şekk ile yakın zâil olmaz kaidesince, bu rivâyetteki tereddüt, öbür rivâyetlerin kesin ifadesini zedeleyemez, bilakis onlar buradaki tereddüdü bertaraf eder.[351]
bak arkadaşım diyebilirsin ki ben namazı iki vakit kılarım...ben sana sen yanlış yoldasın derim....sende bana itiraz eder doğru yolda olduğunu söylersin sonrada beni yanlış ilan edersin....bunları bir nebze anlarım...ama sen sırf iki demek için olmayacak şeyleri delil sunmaya kalkıyorsun.ikini isbat etmek için mücadele ediyorsun.keşke doğruyu bulmak içinde bukadar mücadele edseydiniz.....sadecen kur'an ı tarafsız bir gözle şartlanmadan okumanız bile aslında yetecekdir.
kimileri zinayla ilgili ayetleri incelerken işte orda lezbiyenlikden-homseksüellikden bahsediyor derler.ama şunu iyi bildikeleri halde oraya hiç dalmazlar.nedir o iyi bilşdikleri dersen:lut aleyhisselamın ve kavminin anlatıldığı ayetler....eğer o iki konuyla ilgili bir hüküm çıkarmak istersen lut aleyhisselam ve kavminin anlatıldığı ayetleri öncelikle iyi okuman gerekir.ama amaç farklı amaç görüşümü nasıl doğrularım olunca insan birçok şeyi görmez olur.çünki şartlanmış bir kere...
şimdi aynı şeyleri benim içinde diyebilirsiniz.ama ben peygamberi hayatımdan hiç çıkarmadım......
Ortalık lehvelhadis toz dumanından görünmüyor. Galiba bu kesif dumanın dağılması için bir müddet bekleyeceğiz. Umarım erken bir rüzgar çıkar da bu tozu dumanı kısa sürede dağıtır.
Tilke éyétullahi netlûhé 'aleyke bi-l-haqq. Fe bi eyyi hadîsin be'dellahi ve éyétihî yu'minûn.
Veylun li kulli effékin esîm. Yesme'u éyétilléhi tutlé 'aleyhi summe yusırru mustekbiran ke en lem yesme'hé, fe beşşir hu bi 'azébin elîm. 45/6-7-8.
Kuran dışı namaza ilişkin tüm hadisler, Kuran'da namazın olmadığına birer delildirler. Her gün 2,3,5 kez göstere göstere kılınan/kıldırılan namaz için neden ciltler dolusu hadis söylensin? Buna rağmen neden namaz vakitleri, rekatleri, kılınış şekilleri, bozanları bozmayanları.. bir sürü farklı mezhep, mektep, meşrep oluşturmuş olarak, lk günden günümüze kadar tartışıla gelsin?
Saffet Metin kardeşim, Allah'ın Resulü 22 yıl her gün iki vakit iki rekat namazı kılacak/kıldıracak da tarihte çok kısa sayılan bir süre sonra Emeviler gelecek bu namazı beşe çıkaracak, aklın alıyor mu?
Benim size sorduğumdan kastım; "namaz ikiydi, Emeviler beşe çıkardı" ile ilgili hadis gördün mü? olacaktı. Yoksa senin söylediğin hadislerden haberim var.
Ya eyyühellezine amenu etiyullahe ve rasulehu vela tevellev anhü ve entüm tesmeun.Ve la tekunu kellezine kalu semina ve hüm la yesmeun. Inne şerrad devabbi indellahis summül bükmüllezine la yakilun. Ve lev alimellahü fihim hayral le esmeahüm ve lev esmeahüm le tevellev ve hüm muridun. Ya eyyühellezine amenüstecibü lillahi v lir rasuli iza deaküm lima yühyiküm valemu ennellahe yehulü beynel meri ve kalbihi ve ennehu ileyhi tuhşerun.
E lem yalemu ennehu mey yühadidillahe ve rasulehu fe enne lehu nara cehenneme haliden fiha zalikel hizyül aziym.
Hâfizû alâs salavâti ves salâtil vustâ ve kûmû lillâhi kânitîne
Fe in hıftum fe ricâlen ev rukbânen,fe izâ emintum, fezkurûllâhe kemâ allemekum mâ lem tekûnû ta’lemûn
sevgili haktansapmaz,
kânitîne'yi genelde ;Allah'ın huzurunda huşû içinde ve BAĞlılıkla diye çevirmişler.
Senin görüşün nedir? vustâ ve aslında ZİKR geçen ayeti "Korku Namazı" çevirilmesi hakkında değerli görüşlerin
nedir?
Cephe de "hıftum" söz konusu olmuyor mu? ve en önemlisi bizim savunduğumuz SALAT ile düşünüldüğünde "korku salatı"
diye bir kavram var mı? Normale dönüş nasıl olmalı?
sevgi ile...
metehan
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
Nisâ 101-104'teki "salât"ın CEPHE ortamında değil bir tür sükunet ortamında yerine getirildiğine kanaat getirmiş olan sasha kardeşime,
askerlerin can pazarına atılmak için duydukları motive olma ihtiyacı ile Allah'a başvurma ihtiyacını bir birine karıştıran Metehan kardeşime
ve "salât"ın anılan uygulamasında KIYAM bulunmadığını öne süren Abdurrahman hocamıza cevap vermeye çalışacağım. Ama kendim artık sormuyacağım. Çünkü Allah izin verirse aradan çekilmek istiyorum.
Biraz vakit tanır mısınız.
Bilgisayarım çöktü. Yeniden formatlanırken internete giremedim. İtiraz ve soruları kâle almadığım sanılmasın diye bu notu düşüyorum.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma