HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Duyurular, istekler, Şikayetleriniz, Kişisel
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Duyurular, istekler, Şikayetleriniz, Kişisel
Konu Konu: Ayrılan Kardeşlerimiz, Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
ismail2
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 15 mart 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 40
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ismail2

Öncelikle forumun hakkını vermek lazım. Buradan çok şey öğrendim. Ama artık bilgisayara bakmak istemiyorum. Gözlerim ağrıyor. Kızarıyor.  Okumaz isem de buradaki şeylerden uzak kalıyorum. Artık ümmi olmak istiyorum. Toplumun %95 i gibi. İşte  işler orada karışıyor.  Online olmadan hanif olunur mu :)

 

Uygulamada bir şeyler yapabilir miyiz bilemiyorum.  Yapmadığımız için toplumda her şeye muhalefet bireyler olarak tanınıyoruz. İnsanlar arasında ağız kavgası yapan pozisyona  düşüyoruz gibime geliyor.

 

Bir cemaatin, bir toplumun içindeki bireyler için internette öğrendiği şeylerin pek bir anlamı yoktur. Canlı dünyada, gerçek seslerle ve uygulamalarla öğrendiği şeyler tabiki bir ekranda yazandan daha etkili olacaktır.

 

Cemaatlere tabi olmayan Müslümanların yaptığı iyi bir şey gösterin dendiğinde,  sen bizi sufiler gibi muhabbette gör mü diyeceğiz ?  Gösteremeyince  toplum bizi niye örnek alsın? Niye adam saysın ?

 

Demem odur ki : yazılanlar yazıldı, tartışılacak şeylerin çoğu tartışıldı. Artık ibadetlerime, akraba ilişkilerini korumaya, yardıma ihtiyacı olan insanları gözetmeye, bilimsel araştırmalara daha çok vakit ayırmak istiyorum.  Kendimi daha özgür hissedeceğim bir iş kurmak istiyorum.

 

Olurda bu dünya beni şaşırtmaya başlarsa, çevremde uyarıcılar olsun istiyorum...

Yukarı dön Göster ismail2's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ismail2
 
malik bin nebi
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 24 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 439
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı malik bin nebi

Merhabalar,

Metehan abi de gitti :),

( bu arada metehan abinin hepinize selamları var rıdvan abiye ve tüm kardeşlere.)


Başlığı açmasamıydım diye düşünmedim değil:),

Bir gurup kardeş de dinlenmeye çekildi, gerçekbilgi abi gibi uzun zamandır görünmeyenler de ya ayrıldı ya da yok,

Her türlü kutuplaşmanın, donuklaşmanın, arasından sıyrılıp insan olmanın dinamizmini hisseden tüm insan kardeşlerime, (Metehan abimin ve ayrılan kardeşlerin şahsında) ithaf olunur,

Sen İnsansın

Yangınlar alevinden geçip de gelen dost
Yanar olmuş yüreğin, nar olmuş lilisan
Sen insansın, sen insansın, sen insansın sen insan
Sen insansın hey lilişan sen insansın sen insan.

Ağır başlı kitaplar senin adına
En yiğit besteler seni söyler
Dünyada şarkılar misali yaşayansın sen
Sen insansın, sen insansın iki milyar cansın
Sen insansın hey lilişan sen insansın sen insan
Sen insansın hey lilişan iki milyar cansın.

Yangınlar alevinden geçip de gelen dost
Yelken gibi açılmışsın zalim rüzgara
Hey lilişan hey lilişan
Gülmüşem ağlamışam
Bir tuhaflık olmuş olmuş
Dünyanın hali...

(Ahmet Kaya söylüyor ama sözler kime ait bilmiyorum)



www.youtube.com/watch?v=zcC-Tg01Nhs&feature=relat ed


Esenlikler diliyorum

Sevgilerimle




__________________
bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,

Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
Yukarı dön Göster malik bin nebi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: malik bin nebi
 
UlulElbab
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2009
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 488
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı UlulElbab



Bu güzel kurallar sanırım şems'e ait.Ama kime ait olduğundan daha önemlisi çok derin bir tecrübeden süzülüp
gelmesi.Doğru ve güzel söz kökü derinde bir ağaç gibidir.

Aslında vermek istediğim mesaj 39. kural onuda kırmızı işaretledim.

GÖNLÜ GENİŞ VE RUHU GEZGİNLERİN KIRK KURALI


Şayet Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına,

demek ki sende korku ve utanç içindesin çoğunlukla…

Yok eğer Tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.

- İkinci Kural:

Hak Yol’ unda ilerlemek yürek işidir,sadece akıl işi değil.

Kılavuzun daima yüreğin olsun, omzun üstündeki kafan değil.Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil!

- Üçüncü Kural:

Kuran dört seviyede okunabilir.

İlk seviye zahiri manadır.

Sonraki batıni mana.

Üçüncü batıninin batınisidir.

Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayetsiz kalır.

- Dördüncü Kural:

Kainattaki her zerrede Allah’ ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescidde, kilisede,
havrada değil, her yerdedir.

Allah’ ı görüp yaşayan olmadığı gibi, O’ nu görüp ölen de yoktur.

Kim O’ nu bulursa sonsuza dek O’nda kalır.

- Beşinci Kural:

Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır.

Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını.

“Aman sakın kendini” diye tembihler.

Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: ” Bırak kendini, ko gitsin! “

Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer.

Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!

- Altıncı Kural:

Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır.

Sen sen ol, kelimelere fazla takılma.

Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Aşk dilsiz olur.

- Yedinci Kural:

Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, Hakikat’ i
keşfedemezsin.

Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.

- Sekizinci Kural:

Başına ne gelirse gelsin karamsarlığa kapılma.

Bütün kapılar kapansa bile, O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar.

Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var.

Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır.

Dileğin gerçekleşmediğinde de şükret.

- Dokuzuncu Kural:

Sabretmek öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir.

Sabır nedir?

Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.

Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder.

Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.

- Onuncu Kural:

Ne yöne gidersen git, -doğu, batı, kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat
olarak düşün!

Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.

- Onbirinci Kural:

Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz.

Senden yepyeni taptaze bir “sen” zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.

- Onikinci Kural:

Aşk bir seferdir.

Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir.

Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.

- Onüçüncü Kural:

Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı hoca şeyh şıh var.

Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye
yönlendirir.

Tutup da ona hayran olmaya değil.

- Ondördüncü Kural:

Hakk’ ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine teslim ol.

Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.

“Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme.

Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

- Onbeşinci Kural:

Allah içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldür.

Tek tek herbirimiz tamamlanmış bir sanat eseriyiz.

Yaşadığımız her hadise, atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermemiz için tasarlanmıştır.

Rab noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.

- Onaltıncı Kural:

Kusursuzdur ya Allah, O’nu sevmek kolaydır.

Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir.

Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir.

Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevmeden, ne layıkıyla
bilebilir, ne de layıkıyla sevebilirsin.

- Onyedinci Kural:

Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur.

Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır.

Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.

- Onsekizinci Kural:

Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir.

Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil, bizzat içimizde bir sestir.

Şeytanı kendinde ara ; dışında başkalarında değil. Ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir.

Başkalarıyla değil, sadece kendiyle uğraşan insan, sonunda mükafat olarak Yaradan’ı tanır.

- Ondokuzuncu Kural:

Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları.

Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir.

Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin.

Yakında gül yollayacak demektir.

- Yirminci Kural:

Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.

Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.

- Yirmibirinci Kural:

Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık.

Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı.

Farklılıklara saygı göstermemek kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ ın mukaddes
nizamına saygısızlık etmektir.

- Yirmiikinci Kural:

Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur.

Ama bekri aynı namazgaha girdi mi orası ona meyhane olur.

Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.

- Yirmiüçüncü Kural:

Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret.

Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki, ağlar perişan olur onun için.

Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar.

Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.

Aşırılıktan uzak dur.

- Yirmidördüncü Kural:

Mademki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi,

atttığı her adımda Allah’ın yeryüzündeki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta
hareket etmelidir.

İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile gene başı dik, gözü pek, gönlü
emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.

- Yirmibeşinci Kural:

Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama.

İkisi de şu an burada mevcut.

Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında.

Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak, nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme
düşüveririz.

- Yirmialtıncı Kural:

Kainat yekvücut, tek varlıktır. Her şey ve herkes gözünmez iplerle birbirine bağlıdır.

Sakın kimsenin ahını alma, bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını yakma.

Unutma ki dünyanın öteki ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir.

Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir.

- Yirmiyedinci Kural:

Şu dünya bir dağ gibidir. Ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir.

Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır.

Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır.

Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel
sözler et.

Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak.

Senin gönlün değişirse dünya değişir.

- Yirmisekizinci Kural:

Geçmiş, zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret.

Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi.

Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz.

- Yirmidokuzuncu Kural:

Kader hayatmızın önceden çizilmiş olması demek değildir.

Bu sebepten “ne yapalım kaderimiz böyle” deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir.

Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir.

Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.

Öyleyse ne hayatına hakimsin, ne de hayat karşısında çaresizsin.

- Otuzuncu Kural:

Başkaları tarafından kınansan, ayıplansan, dedikodun yapılsa hatta iftiraya uğrasan bile, o ağzını
açıp da kimse hakkında tek kötü laf etme. Kusur görme. Kusur ört.

- Otuzbirinci Kural:

Hakk’a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı.

Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir.

Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık, kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp…

Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız.

Ama kimimiz bundaki hikmeti anlar ve yumuşar, kimimiz ise ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar.

- Otuzikinci Kural:

Aranızdaki bütün perdeleri tek tek kaldır ki, Tanrı’ya saf bir aşkla bağlanabilesin.

Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma.

Bilhassa putlardan uzak dur dost.

Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma!

İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama!

- Otuzüçüncü Kural:

Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen HİÇ ol. Menzilin yokluk olsun.

İnsanın çömlekten farkı olmamalı.

Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutanda benlik zannı
değil hiçlik bilincidir.

- Otuzdördüncü Kural:

Hakk’a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir. Tam tersine, böylesi bir teslimiyet son derece
güçlü olmayı gerektirir.

Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır, emin bir beldede yaşar.

- Otuzbeşinci Kural:

Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz.

Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Tanrıya inanmayan kişi ise içindeki inananla.

İnsan-ı kamil mertebesine varana kadar gıdım sıdım ilerler kişi.

Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.

- Otuz atıncı Kural:

Hileden, desiseden endişe etme.

Eğer birileri sana tuzak kuruyor zarar vermek istiyorsa, Tanrı da onlara tuzak kuruyordur.

Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer. Bu sisitem karşılıklar esasına göre işler.

Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer.

O’nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz, Sen sadece buna inan!

- Otuzyedinci Kural:

Tanrı kılı kırk yararak titizlilke çalışan bir saat ustasıdır.

O kadar dakiktir ki, sayesinde her şey zamanında olur.

Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç.

Her insan için biz aşık olma zamanı vardır, bir de ölmek zamanı.

- Otuzsekizinci Kural:

“Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazırmıyım?” diye sormak için hiç bir zaman geç
değil.

Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.

Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa, yazık.

Her an her nefeste yenilenmeli.

Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.

- Otuzdokuzuncu Kural:

Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar.

Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır.

Hem bütün hiç bir zaman bozulmaz, her şey yerli yerinde kalır merkezinde…

Hem de bir günden bir güne hiç bir şey aynı olmaz.


- Kırkıncı Kural:

Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.

Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma!

Ayrımlar ayrımları doğurur.

AŞK’ın ise hiç bir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.

Başlı başına bir dünyadır aşk.

Ya tam ortasındasındır merkezinde, ya da dışındasındır hasretinde


__________________
Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
Yukarı dön Göster UlulElbab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: UlulElbab
 
mistikbalim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 agustos 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 401
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mistikbalim

uul elbab
teşekkür ederim bu güzel paylaşm için
yüreğine sağlık...


__________________
bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
Yukarı dön Göster mistikbalim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mistikbalim Ziyaret mistikbalim's Ana Sayfa
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

<< Önceki Sayfa 3
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats