Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba dostlar,

Deire'nin sarfettiği kelimeler aslında bir çok kişi tarafından ortak sorunlar olarak görülebilir.Bu sitede bile geçmişte monoteist ken birden deist yada ateist çizgisine kayan kişileri unutmadınız sanırım.

Bu sebeple bazı şeylerin netleşmesi gerekiyor.

Bizler birilerini izleyerek doğruları bulmaya çalışıyoruz.Birileri izleyerek hakikati bulamayız.Bu vesileyle bazı şeylerin deneyim alanından okunması gerekiyor.Söylenen her sözü kim söylerse söylesin onun karşılığını evrendeki bütünlüğe sunarak cevabını almamız mümkün hale gelir.Birilerini kutsadılar.Kimdi o birileri?Geçmişte yaşayan bir çok sahabi ve onun arkasından gelen öğreti mensuplarını.Ne oldu peki?Sap ile saman birbirine karıştırıldı.Gerçeklerin üzeri örtüldü.Nasıl yaptılar peki?hizibleştirerek...

Dini yaşamdan kopardIğınız anda ölür, durağanlaşır; başkalarına dayatılacak bir mezhebe, bir dine dönüşür.Bütün dünyada insanların yapmaya çalıştıkları bu maalesef...

Hakikatin alanı daraltılıyor ve güçsüzlerin, yalnızca o an için hoşnutsuz olanların bir oyuncağı durumuna sokuluyor. Hakikat indirilemez, bireyin ona yükselmek için çaba göstermesi gerekir. Dağın tepesini vadiye indiremezsiniz.

Onu yaşam ile bütünleşerek bulabilirsin sevgili kardeşim.

Deire kardeşim,

Sen bırak kim ne söylerse söylesin onların söylemleri asla hakikati temsil edemiyecektir.Hakikat kimsenin tekelinde değildir.Eğer onu bulmak istiyorsan sürekli güncel olan yaşam içerisinde bulabilirsin.

Evrenle bütünleşen ve onun dilini kelimelere döken elçilerin öğretilerini tarafsız ve objektif bir biçimde sorgulayarak elde edebilirsin.

Senin içindeki huzursuzluğun merhemide yine sende gizli.

Birileri elçielr hakkında akla hayale gelmeyecek şeyler sarfederler.

Bırak bu masalları.

onu bulmak istiyorsan evrenle bütünleş kendin ile barışık hale gel

Sevgi dolu ol.

ve yaşam içerisindeki sonsuz ayetleri oku özümse ve uygula...

Bırak insanalrın elçiler hakkındaki sözlerini

Onu mezheplerde bulamassın,

Onu cemaatlerde bulamassın

Mutluluk bakkalda/markette kilo ile satılan birşey değildir.Satılan sahte mutluluklarda günübirliktir.

Sonsuzluğun mesajına yoğunlaş ve onu tüm bedeninle hisset

Elçiler hiçbir zaman şu an insanların yaptıklarını yapmamaışlarıdr.

Onlar;Özgür, koşulsuz, eksik ve göreli değil ama bütün, sonsuz bütünsel Hakikat oldukları  için, özgür olmak isteyen,gelenekleri izlemeyen ve  kendilerini sonunda bir  mezhebe dönüştürecek bir kafes yapmayan öğretilere davet etmişlerdir.

İşte bir takım eleştiriler aslında eliçilere değil onları kafase hapseden mantığadır.

Bu yüzden İlhan arsel veya diğerlerin yaptığı eleştirilere fazla takma kafayı

Onlar bütünden kopuk olduklarından koşullu davranıp eleştiri yaptıklarından gerçeği göremiyorlar.

Deire kardeşim,

aydınlanmak için, mutluluk için kendi içine bak...

Sen özgürleşmek ve sıkıntılarından kurtulmak istiyorsun.

Haydi sana bir şans...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

deire Yazdı: arkadaşlar zor bir dönem geçiyorum, bu turan dursun ve muaddili adam olan ilhan arsel'i okuduktan sonra acaba yaşadığım din hep yalanmıydı,şimdiye kadar yaşadıklarım bir yalandan mı ibaretti. savaşlarda kadın ve çocukların öldürülmesine cevaz veren hadisler mi dersiniz ,peygamberin elini ve ayağını kesip ölüme terkettiği ukl kabilesinden olan  8 kişi mi dersiniz, ilk başta turan ve ilhan uyduruyor dedim, ama hadis kitaplarında karşılıklarını görünce  hayal kırıklığına düştüm, ben peygamberimi çok merhametli çok şefkatli bilirdim bir karıncayı bile incitmez diye düşünürdüm, ama hadis kitaplarında öle değil, suikast düzenletip şair öldürten,dinden dönenleri acımasızca öldürtenkendisine hakaret eden birini acımasızca öldürülmesine ses çıkarmayan,insanlara lakap takan (ebu cehil gibi)  bir peygamber portresi oluştu kafamda. ve bunlar sahih denen hadis kitaplarında yazılı, oysa ben peygamberimizin sövene dilsiz, vurana elsiz gönül koyana gönülsüz biri olarak bilirdim.    tam 20 gün bunları okudum ve nevrim döndü, aslında yanlışlıkla okudum, bilseydim hayatta okumazdım. bunları okuduktan sonra ya dedim ben hristiyan falan mı olsam, hem hristiyanlıkta ne bileyim allah daha merhametli falan diyorlar ayrıca hz isanın çok hümansit biri, bir deneyeyim mi dedim kendi kendime fakat vazgeçtim allahın oğula ihtiyacı yoktur hristiyanların yaptığı tamamen şirk geldi bana hristiyanlıktan da soğudum şimdi sadece müslüman olmak istiyorum. şu kitapları okumadan önceki olduğum gibi bir müslüman, benim tekrar müslüman olmama vesile olacak kişiye hayatımı vermeye hazırım. Çünkü biliyorum allah var ölüm kaçınılmaz.

Selam Deire Kardeşim, hoşgeldin.

sözünü ettiğiniz bu hadislerin Hz.Muhammed ile hiçbir alakası yoktur. Kur'an da tarif edilen sevgili Hz.Muhammed'i bu tür iftiralardan / çirkin atıf ve yakıştırmalardan tenzih ederim.

hadisler , Hz.Muhammed'e atfedilen, O'nun söylediği söylenen, O'nun söylediği İDDİA edilen sözlerdir. Hz.Muhammed'ten SONRA yaklaşık olarak 3.yüzyıl da tedvin edilmiş, kitaplar haline getirilmiştir.

 herhangi bir şekilde bize intikal etmiş bulunan bir hadis İDDİAsını, korunmuş bulunan(mutlak terazimiz olan...) Kur'an'a arz ederiz, şayet bu İDDİA, Kur'an ile uyuşuyor, muvafık düşüyor ve mutabık kalıyorsa, elbette o sözü ( belkide gerçekte Hz.Muhammed'in ağzından çıkmamış bir söz olma ihtimali bile bulunsa...) yine de o güzel sözü kabul eder ve başımızın üstüne koyarız. neden? çünkü böyle bir sözün reddi, bu güzel sözün çakıştığı Ayet'lerin reddi anlamına gelecektir. bu nedenle reddedilemez. o güzel ve uyumlu söz, Ayet'lerle paralelliği nedeniyle kabul edilir. ancak yeryüzünde Kur'an'dan başka hiçbir bilgi kalmasa bile , yine de Kur'an bize yeter. çünkü Kur'an eksik , yetersiz, malûl, kusurlu veya muhtaç durumda değil ki, bu hadis İDDİAlarına ihtiyaç içerisinde muzdarr durumda bulunsun. Kur'an bize yeter yani. başka hiçbir bilgi olmazsa bile Kur'an, sırat-ı müstakime klavuzlanmamıza yetecek bir şekilde bize indirilmiştir.elbetteki Yüce Allah'ın bunu yapmaya, böyle bir kitap gönderebilmeye yetecek / aşacak bir kudreti fazlasıyla vardır.

Muhabbetle

NOT : KUR'AN'DA MUHAMMED VE PEYGAMBERLERİN MİSYONU