Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
selam Dermanbeg dost,
maalesef seninde yazdıklarımının tamamını okumadığını görüyorum.
Ben, "şu anda uygulanan Hac birebir İbrahim, İsmail, ya da Muhammed peygamberin uyguladığı Hac'dır demedim ve asla demem.
Tan tersi eğer yazdıklarımı okusaydın bu menasikin de katma karıştırmalara, anlam darlatılmalarına uğratıldığı çok açıktır dedim
ve ekledim "Bir gün ümmetun vaseten yeniden kurulursa"..... diye.
FAKAT, bu tartışma tamamen başka bir yöne, apaçık hayatın yaşananların inkarına dönüştü. "İBRAHİM ve İSMAİL Mekke'ye hiç
gitmemişlerdir" iddiasına dönüştü. ve maalesef Metehan abi bunu şu argümanla yaptığını söyledi : " EĞER İBRAHİM VE İSMAİL'İN
MEKKEYE HİÇ GİTMEDİĞİNİ İSPATLARSAK, KABE VE HAC KENDİLİĞİNDEN ÇÖKER".
İŞTE BENİM İTRAZ ETTİĞİM NOKTA BURASI. hayatımda bu kadar net bir söylemin bu kadar çarpıtıldığına inanın çok az şahit oldum.
Atalar dinine duyulan öfke, katıp karıştıranlara duyulan öfke gözleri ve gönülleri kör etmememesi lazım. İmtihan olduğumuzu
unutturmaması lazım. Bu söylemler ateistlerin, agnostiklerin, deistlerin söylemlerinden hiç bir farkı yok, çünkü bütünü
parçalayan, tesbihi koparan ve apaçık yaşanan hayatı reddeden, tahrif ve tahrib eden bir söylem. yani tutarsız ve çelişkili ve
hiç bir delile dayanmayan zan ve tahmin üzerine kurulmuş bir metot.
ayet meali yazılıyor, ayette ne o kelime var ne öyle bir anlam var bunu gösteriyorsun. "ya ben bilmem birinden aldım diyor" ve
sonra inanılmaz bir şekilde hala o ayete bin türlü işkence ederek önyargısını meşrulaştırma gayretine devam ediyor. kusura
bakmayın ama bu ne akla ne vicdana ne mantığa ne de Kuran'a uygun bir tarz ve söylem değil.
birisi ayet meali yazmış, topuk kemiklerini hokus pokusla bilek kalınlığına dönüştürüvermiş, meyveler ne ola ki diye gülmüş sonra
kendi mealine aynen meyveler diye yazmış. bu ne yaman çelişki anne.
bu kadar zayıf, zan üzere, hiç bir ilmi tutarlılığı olmayan cümleler inanılmaz "makul ve sağlam" kabul edilip; Kitaptan,
hayattan, disiplinlerden apaçık getirilen delillere "halis bilgi" değil deniyorsa yani HİTİTLER ANADOLUDA YAŞAMADI denmeye devam
ediyorsa burada ilmi bir tartışmadan, hakkı arama çabasından, akli ve vicdani ve Kitabi bir metottan söz edilemez. daha doğrusu
benim gücüm buna yetmez.
Tam tersinden sorulan sorular ve istenenler, üç kitab ehlinden getirilen aynı durumlar ve hayatın içinden birebir
şahitlikler görmezden geliniyorsa buna da tahammül edilemez. bu artık cedelleşmeye dönüşmüş bir durumdur. ben müsadenizle
çekiliyorum bu tartışmadan.neyse hayırlısı olsun inş.
selam ve muahbbetle.
[NOT : çalışmalarımdaki yoğunluk nedeniyle bir müddet forumdaki tartışmalara katılamayacağım. daha sonra devam ederiz inş.
herkese selam ederim.
selam dost ve kardeş Ebukerem ,
Bir Dakika!!!
Çalışmalarında ki yoğunluğu sebep gösterip bu iddialardan sonra böyle gidemezsin dost!
Şimdi Akşamdan sabaha fikirlerinin böyle keskinleşmesini anlamlandırmaya çalışıyorum.
Çok kırıcı birkaç ifaden var yukarıda ki yazıda...üstelik yanlış da anlamışsın.Ama sende hep yazılarının okunmadığından şikayet
etmeye
başladın.Yazıların tarafımdan Büyük bir Dikkatle Okunuyor Ebukerem.
Şimdi iddialarına tek tek cevap vermeye çalışayımda sen vaktin olunca ve sakin kafayla bir daha değerlendir sevgili Dost:
" EĞER İBRAHİM VE İSMAİL'İN MEKKEYE HİÇ GİTMEDİĞİNİ İSPATLARSAK, KABE VE HAC KENDİLİĞİNDEN ÇÖKER"
Bunun benim taktiğim olduğunu söylüyorsun....HACC İNKAR ETMEDİĞİMİ Sana söylemiştim.Buna rağmen mi?
Evet İbrahim ve İsmailin Mekke ye hiç uğramadığını iddia ediyor ve savunuyorum.Ama bu HACCI inkar ettiğim anlamına gelmiyor.
Ben KUR'AN dan anladığım HAC anlayışımı anlattım,sende itiraz etmedin.Şimdi ne oldu? İBRAHİM ve KABE (Beyt değil)birarada geçen
bir AYET gösterebilirmisin? Son mutabık kaldığımız BEYT=SİSTEM=KIBLE değilmiydi? Şimdi neden bu suçlamalar?
Ne oldu akşamdan sabaha?
Dilersen tekrar Hacc anlayışımı yazayım.Ben İSLAMı tam anlamıyla yaşayacak OLGUNLUĞA erişmiş MÜMİNLERİN her yıl 4 kez TOPLANMASI
bu Toplantı ve Kongreler ile DERİN DÜŞÜNCELERİNİ Paylaşması ve Tartışması olarak görüyorum.
Bununla birlikte bu Olgun Müminlerin Başka İnaçda olan insanlara ED-DİNi en uygun ve Akla yatar şekilde anlatması,onlara GERÇEK
DİNİ
anlatması...kısacası bizim kulağımıza hoş gelmeyen MİSYONERLİK yapması olarak lgılıyorum.TEBLİĞ bir Görev değil mi?
HACC bunun için en iyi Fırsat değil mi? Tebliği Din de olgunlaşmayan doğru yapabilir mi? Yada herkes Tebliğ yaparsa ne olur?
Bunlar Düşünebilen Yegane varlık için sorular.
"İŞTE BENİM İTRAZ ETTİĞİM NOKTA BURASI demişsin...Buna mı itiraz ediyorsun?
hayatımda bu kadar net bir söylemin bu kadar çarpıtıldığına inanın çok az şahit oldum.Yapma sevgili
Ebukerem,
Dostun attığı bir Gül bile incitir bizi...
Ve en çok beni üzen Paragrafta aiağıda siyah alıntıladığım bölüm:
Değerli Dostum benim Arabcam çok şükür o meallerde tek tek kelimelerin Etimolojisini tartışmaya yetecek kadar var çok şükür
,bunu biliyorsun.Ama yine de beni "Bir yerlerden almakla" itham ediyorsun.
O meallerin bir kısmını bir kardeşim,"Tesliman" ile birlikte yaptık....Aslında açıklamak zorunda da değilim.
Arkasındayım o meallerin.Aşağıdaki paragrafı üzüntü içinde kopyalıyor okuyanların takdirine sunuyorum.Bana hakaret gibi gelen ise
beni bir yerlerden bilmediği mealler almakla suçlaman.
yani tutarsız ve çelişkili ve hiç bir delile dayanmayan zan ve tahmin üzerine kurulmuş bir metot.
ayet meali yazılıyor, ayette ne o kelime var ne öyle bir anlam var bunu gösteriyorsun. "ya ben bilmem birinden aldım diyor" ve
sonra inanılmaz bir şekilde hala o ayete bin türlü işkence ederek önyargısını meşrulaştırma gayretine devam ediyor. kusura
bakmayın ama bu ne akla ne vicdana ne mantığa ne de Kuran'a uygun bir tarz ve söylem değil.
Oysa ben bilmediği şeylerin ardına düşen birisi de değilim.
Sana sorduğum sorularıda cevaplamıyorsun;Sevgili Hasan Akcay da belirtti. Neden İHRAM çevirisini gündeme getirmiyorsun?
Neden insanlara İHRAMlıyken Avlanmayın gibi SAÇMA meallerin anlamsızlığından bahsetmiyorsun?
Başka Arabca kelimeler üzerinde de tartışabiliriz.Biliyorsun
Neden korkuyorsun? Kırılmasından korktuğun tesbih mi seni Doğruları söylemekten alıkoyuyor?
Değerli Dostum Ebukerem belki işlerinin yoğunluğu nedeniyle cevap veremeyeceksin ama ben unutmayacağım..bu halsızlığı
hatırlatacağım.
sevgiler..
metehan
not:seni kaybektense sağ kolumu kesip atmayı tercih ederim,bunu bilmeni istiyorum.Ama doğru bildiğimi savunmaya
kolsuz da devam ederim.
Birde Lütfen bana MEKKE yakının da ki hangi VADİ de HANGİ MEYVE lerin doğal olarak yetiştiğini lütfen yaz.
Hurma mı? Ama Ayetin orjinali Meyve diyor başka birşey mi yazsaydım? Değiştirsemiydim? O soruya çok takılmışsın.
Yazı dilinin azizliği olsa gerek.Hurma mı? Sorusunu Kinaye olarak yazdım.Sonra elbette yine Meyve yazacağım mealde çünkü
orjianli meyveler ,hurma değil?
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
tüm bu sorularýnýn cevabý aslýnda önceki iletilerimde ve o yazý dizisinin içinde var. bahsettiðin durum tüm ümmetler için geçerli olmuþ.
örnek :
bu gün yaþayan ve kendisini müslüman olarak isimlendiren yaklaþýk 1.3 milyar insan var, bunlar ÝSLAM olduklarýný ve Muhammed peygamberin ümmeti olduklarýný iddia ediyorlar ve ellerinde BOZULMAMIÞ KURAN TUTUYORLAR, Buna raðmen :
1- Ali ve evlatlarýnýn Allah tarafýndan seçilmiþ olduklarýný, gaybý bildiklerini, hatta Ali'nin peygamber hatta tanrýnýn kendisi olduðuna (haþa subhanAllah ) inananlar var.
2- Bir takým evliyalarýnýn tayyi mekan tayyi zaman gibi yarý tanrý özelliklerini taþýdýklarýna her an her yerde kendilerini gördüklerine ve duyduklarýna inananlar var.
3- Muhammed peygamberin, Allah'ýn nurundan yaratýldýðýna, bütün varlýklarýn da Muhammed peygamberin nurundan yaratýldýðýna inananlar var.
4- Muhammed peygamberin her an her yerde kendilerini gördüðüne ve iþittiðine inananlar var.
5- Kýz çocuklarýna "MELEK" ismi veriyorlar ( erkeklere verilmez ) ve çizdikleri zaman melekleri diþi þeklinde çiziyorlar ( bkz. Ýbrahime kurban getiren melek resmi bir ara anadoluda hemen hemen her ev ve dükkanda asýlý olurdu )
6- Muhammed peygamberin Allah'la yüzyüze görüþtüðüne inanýyorlar.
7- Muhammed peygamber baþta olmak üzere, evliyalarýnýn, þehitlerinin, ölen bebeklerinin KENDÝLERÝNÝN BÜYÜK GÜHAHLARINI AFFETTÝRECEÐÝNE inanýyorlar.
8- Kan davasý ve masum kaný dökmek ( özellikle vatan devlet ya da Kutsal davalarý konusunda ) onlar için bir ÞEREF
9- Üstünlük mal ve servette ve kiþiler bununla itibar görüyor ( her ne kadar dilleri ile tersini söyleselerde yaþanan hayat apaçýk önümüzde )
10- Irkçýlýk en sevdikleri hasletleri
11- Türbeler ve yatýrlarýn, üfürükçülerin aracýlar olduðuna inanýyorlar
DAHA FAZLASINI YAZMIYORUM, anlamak isteyene bunlar fazla bile. Kaldý ki bu yukarýda yazdýklarým, sadece avam tabakasýnýn deðil, adýna alim, prof, din adamý, müftü bilmem ne dedikleri ekabir kýsmýnýn da büyük çoðunluðunun bunlarýn tamamýný ya da en azýndan bir kýsmýný tasdik ettiði hatta avamýn bunlara inanmasýna ön ayak olduðu apaçýk bir gerçek.
ve hristiyanýz ve yahudiyiz diyenlere onlarca peygamber geldiði ve ellerinde Kitap tuttuklarý halde yukarýdakilerle bire bir ayný inanç ve davranýþlara sahip olduðunu biliyoruz.
Þimdi tüm bu yaþanan gerçekler ýþýðýnda son kez soruyorum :
ellerinde bozulmamýþ bir Kitap tuttuklarýný iddia eden ve son peygamberden 1400 yýl geçmesine raðmen - ki daha önce de dediðim ve çok açýk örneklerini verdiðim gibi bu inançlar daha 30-40 yýl sonrasýnda baþlamýþ- BUNLARA ÝNANIYOR VE YAPIYORLARSA, MEKKELÝLERÝN o inançlarý ve davranýþlarý normal deðil mi?
"Bu örnekleri diðer dinler için de çoðaltabileceðinizi biliyorsunuz"
"sen kitap nedir iman nedir bilmezdin" iþte bu demek. yani ÝSLAM HALÝS % 100 imaný kabul eder, %1 bile katýþýklý oldu mu onu KÝTAP-ÝSLAM olarak kabul etmez. Bana göre de yukarýda sayýlan ve benzerlerine iman edenler ne KÝtap biliyor ne de Ýman.
Her Toplumun içinde çan eðrisinin dýþýnda azýnlýk ya da marjinal kiþiler grupçuklar mutlaka vardýr. her toplumda ateist de bulunur, reenkarnasyoncu da, deist de, agnostik de, HANÝF lerde .
O yazý dizisinde ki ayetleri, özellikle Allah inancýna yönelik ayetleri dikkatli okursanýz Mekkeli Müþriklerin Allah inancý bu toplumdakilerin büyük bir kýsmýndan daha doðru, sýfatlarýný bile biliyorlar " AZÝZ VE ALÝM OLAN YARATTI DERLER" diyor bak.
------------------------------------------------
bu tartýþmanýn saðlýklý olmadýðýný, APAÇIK HAYAT VE GERÇEKLER ve KURAN AYETLERÝ tahrif ve tahrib edilerek KAFALARDAKÝ BÝR ÖNYARGIYI bir ZANNI doðrulatma gayretlerine kaydýðýný ve rekabete dönüþtüðünü düþünüyorum, sebeplerine gelince :
1- ayet meali yazýlýyor, olmayan kelime konuyor, þunlara baktým deniyor ve baktým denilenlerde de YIKMAYIN falan diye bir kelime geçmediði halde hala tevillerle istenilen söyletilmeye çalýþýlýyor. Batýni'lerin günahý neydi o zaman? Ben buna "KURAN'A DÖVE DÖVE SÖYLETMEK, ÝÞKENCE ETMEK" diyorum.
2- Ýbrahim ve Ýsmail'in daha önceki yazýlarýmda da arkeolojik, epigrafik, edebi, Tevrat ve Kuran delillerini verdiðim halde, aksi olsaydý insanlýðýn elinde dev bir literatür olurdu dediðim halde, ama doðuda ve batýda en ufak bir delil, söylenti, zan, hurafe bile bulunmaz dediðim halde HALA "BEN ÝBRAHÝM VE ÝSMAÝLÝN MEKKE DE YAÞADIÐINA ÝNANMIYORUM" deniyorsa ve "peki nerede yaþadýlar ve ÝSLAMI temellerinden yükseltip kurdular?" sorusuna "bilmiyorum" deniyorsa gerçekten konuþulacak bir þey kalmýyor.
3- Eðer bu inkar ediliyorsa þu aþaðýdakilerin ÖYLE OLMADIÐINA dair delilleriniz getiriniz lütfen:
- Ýbrahim ve Ýshak hiç bir zaman FÝLÝSTÝN diyarýna gelmediler, Yakub-Mýsýr-Kudüs olayý ve KUtsal Mabed o bölge halklarý tarafýndan TÝCARÝ ve SÝYASÝ sebeplerle uyduruldu, Ýbrahim ve Ýshakla, Yakub, Musa, Davut ve Süleymanla hiç bir ilgisi yok oralarýn ve O mabedin. uydurma.
- Musa Mýsýra gitmedi, zaten Yusuf da oraya gitmemiþti ve Ýsrailoðlullarý orada deðildi.
- Davut ve Süleyman Kutsal Mabedi Kudüste kurmadýlar, onu ticari ve rant kaygýlarý ile yahudi denilen adamlar kurdu ve uydurdular hikayeleri
- Kuran ve Tevratta ve Ýncilde anlatýlan olaylar kesinlikle FÝLÝSTÝN ve KUDÜS'te geçmemiþtir. onlar semboldür, orasý deðildi o yer.
- Ýsa, Kudüse gelmedi, hatta Ýsa yaþamadý o bölgede. yahudilere ticari ve siyasi rekabet duyan içlerindeki bir grup uydurdu.
- di mi ama, nasýl olur ki, bu kadar peygamber oraya geldiyse ve onlar ÝBRAHÝM MÝLLETÝ üzerine oldukalrýný söyledikleri halde nasýl " ÜZEYÝR ALLAH'IN OÐLUDUR" "ÝSA ALLAH'IN OÐLUDUR" ( haþa subhanAllah ) diyebilirler ki? nasýl zinayý, faizi, masum kaný dökmeyi meþrulaþtýrýp mabede heykeller dahi koyabilirler ki?
fikir alýþveriþi yapýlabilir, sesli düþünülebilir, en olmadýk çýkarýmalr seslendirilebilir bunlar normal ve gereklidir. ANCAK, "þunu bilmiyorum, burasýna bakmadým, onu tam incelemedim, þu konularý araþtýrmadým" deniyorsa BU KADAR KESÝN ve ÜST PERDEDEN iddialar gündeme getirilemez, hadi getirildi diyelim ancak size O KONULAR HAKKINDA KESÝN DELÝLLER SUNULDUKTAN ve hayatýn içinden birebir örnekler verildikten ve tersi sorulara cevap verilemedikten sonra hala "BEN KESÝN BÖYLE OLMADIÐINI DÜÞÜNÜYORUM" deniyor VE GETÝRLEN DELÝLLER GÖRMEZDEN GELÝNÝYORSA yapabilecek bir þey yoktur.
bu nedenle bu konudaki tartýþmadan müsadenizle çekiliyorum, ne zamana kadar mý? siz bana, SÜLEYMAN MABEDÝNÝ, Kudüs'te, Davut ve Süleyman peygamberin inþa ettiðini, Ýbrahim ve Ýshak'ýn Filistin'de yaþadýðýný ÝSPAT EDENE KADAR. ondan sonra konuþmaya devam edebiliriz, Allah dilerse.
selam ve muhabbetle.
Selam Ebukerem,
Simdi konuyu genel islam tarihine cevirmenin ne gibi bir manasi var
anlamis degilim. 11 madde siralayarak konuyu gunumuze kadar getirmissiniz.
Bahsedilen Muhammed'in gelisine kadar ki donemde
Mekke'liler.. Sizin makalenizde de islediginiz ana tema kismi bu
bolumu olusturuyor.
Benim de zaten alintiladiklarim Muhammed donemine kadar olani..
SORUNUZA CEVAP:
Hayir , Mekkelilerin yaptigi davranislar normal degil.. Normal olmayisinin gerekcesi de var olan ayetler..
Siz dediniz ki (basit bir sekilde bahsedersek); Onlar tipki Isa ogretisinin saptirildigi gibi, var
olan Allah inancina ragmen bir miktar saptilar musrik oldular. Bu
yuzden davranislari normaldir.
Bakin ayet sizin one surdugunuzu nasil yalanliyor Ibrahim bahsinde...
BAKARA/140 Yoksa siz, "Ýbrahim, Ýsmail, Ýshak, Yakub ve torunlarý Yahudi yahut
Hýristiyanlardý" mý diyorsunuz? Söyle onlara: "Siz mi daha bilgilisiniz
yoksa Allah mý?" Allah'tan kendine ulaþmýþ bir tanýklýðý gizleyenden
daha zalim kim vardýr! Allah, yapmakta olduklarýnýzdan habersiz
deðildir.
Buyrun sevgili Ebukerem, Allah mi biliyor daha iyi siz mi biliyorsunuz?
Hristiyan o tarihte teslis inanci ile zaten vardir. Yahudi de kendi inanci ile mevcuttu. Hindu'su zaten Hindu idi.
Hristiyan olume inanir, dirilise de , cennet-cehennem olgusunu bilir,
keza Yahudi'de oyle. Hindu dahi Hindu'lugu ile olumu reddetmez,
dirilisi oldukten sonra baska bir bedene gidecegini soyleyerek aciklar.
Bu durumda ben de size sunu SORUYORUM;
Siz, Mekkelilerin, Muhammed'in henuz peygamberlik almadigi donemdeki , bu tur inanclarini alip, hangi kategoriye koyuyorsunuz? Lutfen bir zahmet yaziverin.
Halbuki Allah'a ogul yakistiranlar misali, Allah'a kiz evlat yakistiran
Mekke'lilerdir. Ahirete inanmayan, yeniden dirilise inanmayan gene
Mekkelilerdir. Buna ne diyeceksiniz?
Guldurmeyin beni sevgili ebukerem, :)) Gunumuzde basit bir ateist, agnostik
dahi Allah'a kiz evlat yakistirmaz ve olmeyecegine inanmaz, olumlu
oldugunu bilir. Siz Mekkeliler adina nasil olur da bunu cok dogal
birsey seklinde algiliyorsunuz?
#Ayetin, Arapca cevirisi(meali) hataliysa lutfen bilen bir arkadas beni uyarsin.#
Bizler dahi bugune saptirarak gelmis olabiliriz, ki dogrudur. Ama bize kimse diyemez ki "sizin ataniz uyarilmamisti"
Mekke'lilere soylenen budur Allah'in kelimesi ile.. Size sizin makalenizde girdiginiz bilgiyi veriyorum, onu da reddediyorsunuz.
Allah "atalari uyarilmamistir" diyor, peygamber "Onlarin babalari atestedir" diyor. O zaman SORUYORUM SIZE SAYIN EBUKEREM; ATALARI UYARILMAMIS BIR TOPLULUGUN BABALARI NIYE ATESTEDIR?
Ama siz israrla donup, sizin yorumunuzun dogruluguna inanmamizi
istiyorsunuz. E ben simdi Allah ayeti dururken size niye inanayim ki?
Inanmadigim noktada sorguluyorum,belki yanlis algilamisimdir diye...
Sorguladigim zaman bana genel islam portresi ile cikiyorsunuz.
Lutfen sunu ayirin ben genel islami(bugune degin ulasan) tartismiyorum
sizinle.. Tartistigim Muhammed'in gelisine kadarki zaman diliminde
Mekkeliler...
Kendi istikrariniz uzere kalkip Sura 52'yi keyfinize keder degerlendiriyorsunuz. Ben sisteme degil, Allah'a inanan bir insan olarak o luksu size asla vermem.
Bakin Sura 52 sizin soyleminizi nasil reddeder?
Gidin 7. ayete derki biz sana Arapca Kuran'i indirdik.
Sayin Ebukerem, Kuran Muhammed'den once ki peygamberlere mi indi de bizim haberimiz yok?
Kime soyluyor o surede Allah? Kime hitap ediyor? Muhammed'e..
Isa'ya Musa'ya degil!
Siz nasil tuttunuz da, bilcumle Islam'a (bugune degin ulasan da dahil)
bu ayeti yorumluyorsunuz ki? Bu kendinizi inkardir. Diyebilirmisiniz
ki, benim atam peygamberden kitaptan bihaberdi? Duymadi, gormedi,
bilmedi?
EL INSAF!
Hadi varsayin ki islamin tahrifata ugradigi ile bagdastiracaksiniz gene
bagdasmaz. Ben doner size derim ki; Benim atam uyarildi, uyaricisi
vardi. Ekleyen istedigini katmis eklemis, ama bu benim atamin
uyarilmadigi anlamina gelmez ki??????
Ama Allah, acikca yekten atalari uyarilmamis bir toplum dedigi halde siz bunu reddediyorsunuz.
Allah dokunmayin, uyandirmayin bildigini yapsin, ben ona yaptigi isleri
suslu gosterdim ama ahirette hesabini soracagim diyor ayetle..
Siz bunu da reddediyorsunuz. Bu nasil bir mantik? Bu nasil bir Kuran calismasi?
O zaman tum ayetleri birakip, sizin yorumunuza guvenelim. Yok boyle birsey!
-Sovmek kelimesine takmis vaziyettesiniz. Peki ben size soruyorum ;
Televizyon'da kursuna dizilen bir insan gordugunuzde sovmuyor musunuz
sevgili ebukerem? Elinizden gelse o tabancayi kirmak, o kisiyi dovmek
istemiyor musunuz? (yapmamaniz ayri bir konu bahsettigim bu degil)
E bu minvalde Allah bizim aklimizdakini biliyor da Muhammed'in aklindan geceni mi anlayamadi (hasa)?
Veya Muhammed yanibasinda puta tapanlari gordukce, banane tarzinda mi
hisler duyar bir peygamber olarak? Ki kirmaya dokmeye yetkili
kilinmistir.
Demek ki Allah'in uyarmasinin da bir anlami var. Ne diye durduk yere
sovmeyin, benden baska sigindiklarini ellemeyin ben onlari onlara sus
diye gosterdim, ben bana dondukleri gun onlara yaptiklarini
gosterecegim desin ki?
Alin bakalim bu ustteki ayet sizi nasil dusundurecek veya gene tahrif olmus ayetle geldigimi mi dusuneceksiniz?
Haydi gelin bu dusunceme cevap verin o halde!
Bu bahsedilenleri kimse inkar etmiyor sevgili ebukerem, gidin uc sayfa
oncesine yazidgimi iyi okuyun. BEN, BUGUNKU BILDIK ANLAMDA YAPILAN BIR
HACCI ALLAH'IN ONGORDUGUNU DUSUNMUYORUM, demisim. Cunku Allah degil
Kabe, peygamberin mezarina, topragina bile yuz surmeyi yasaklamistir.
Bu, tasa topraga tapinmaktir baska birsey degildir.
Bunun neresi inkar?
Ben hicbir yerde Ismail veya Ibrahim'in varligini inkar etmiyorum ki..
Aksinde size yazdigim son mesajimda Ismail'in Mekke'de yasamasina
ragmen boylelerdir(sapmislar) dedim. Okumadiniz mi? Yoksa gormezden mi
geldiniz?
Buyrun alintiliyorum yazdigimi;
Babalari uyarilmis olsa o babanin
Ismail tarafindan uyarilmasi gerekir. Oysa Ismail'in varligina ragmen
Allah babalari uyarilmamis bir topluluk diye ayricalikli sekilde
belirtiyor. Bakin Ibrahim'i dahi
katmiyorum bu noktada .. Dikkat ederseniz aksine Ismail'deyim, kaldi ki
Ismail Mekke'de yasamini surduren bir kisilik. ??????????
Bu durumda nasil inkar etmis oluyorum ki acaba Ismail'i, sayin ebukerem?
Bu kisimdan sonrasinda sizin istediginiz sorularin delilleri adina , lutfen
kendiniz sorun ve cevaplayin demek dusuyor bana.. Cunku bu kisimda tamamen hayal gucunuzu kullanmissiniz.
Cunku ben Ismail'in
Mekke'de yasadigini zaten belirtiyorum.??????
Sizin derdiniz veya hataniz, genel islam tarihi akisi icinde, belli bir
minvalden olaylari degerlendirip ona gore pay bicmek ve yorumlamak..
Nedir o minval?
Zaten basindan beri insanlar dinleri tahrif etmistir. O zaman hic Kuran
calismasi yapmaniza da gerek yok. Nasilsa tahrif ettiler,
edecekler!!!!?????
Tartismaya devam edip etmemekte elbette ozgursunuz. Ama ben bu tur dini konularda(zit fikir iceren) insanin bilgisi kadar varoldugunu dusunurum. Cunku bilgi yanlislanmaya veya dogrulanmaya acik bir olgudur. Ki elimizde bir anayasa kitabimiz mevcut.
Neyse ben cevabinizi bekleyecegim musait bir zamaninizda..
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Ben de sunu eklemek istiyorum. Kimseye hucum etmek gibi bir niyet icerisinde degilim, hic de olmadim.
Sorularim var ve sorularima karsilik koydugum delil Kuran'daki ayetlerdir. Ki ayetlerin cogu sevgili ebukerem'in kendi makalelerinde kullandigi bilgiler ve ayetlerdir.
Meal hatasi varsa bu bana gosterilir, bilmedigimi ogrenmis olurum ve dahi cok mutlu olurum.
Ben dusundugum zaman (hac'ca iliskin), gunumuzde yapilan hac eyleminin, Allah tarafindan emredilmis ve adiliyet icermeyen bir eylem oldugunu goruyorum. Benim cikis noktam burasi..
Ornek;
Ahmet bey gayet inancli biri, Mehmet bey de oyle..
Ancak Ahmet bey'in maddi gucu bu eylemi yapmaya elvermiyor, ama Mehmet bey'in bu anlamda bir problemi yok. Ikisi de Allah emrini yerine getirmek icin yanip tutusan iki ayri insan..
Simdi Ahmet bey gidemedigi icin bu hac sevabina nail olamiyor, oysa Mehmet bey 75 kez gittigi icin kat be kat sevaba nail oluyor.
Benim inandigim Allah, tum ibadetlerde insanlari esit tutmusken, bir tek hac bahsinde boyle bir adiliyetsizlik sergileyemez bence..
Bakin duzen dininden ornekleyelim;
Namaz herkese farz, kefareti yok. Oruc herkese farz , kefareti var. Zekat herkese farz keza..
Neden bir tek hac'da, bir insanin maddi gucunun fazla olusu, Allah indinde otekine ustunluk saglasin? Bu apacik parayla sevap kazanmaya denk geliyor. Oysa Allah katinda ibadete iliskin paranin bir onemi yok.
Bu baglamda ben diyorum ki; Hac var.Bunu inkar etmiyorum. Ama bu inkar etmedigim hac meselesi, gunumuzde yapilan hac eylemi degil baska birsey olmali...
Her turlu put'a yasak getirmis olan Allah, neden tutsun bizim bina etrafina donmemizi, tasa yuz surmemizi, itis kakis, husudan uzak bir ibadet yapmamizi istesin?
Ote yandan diger ayet"Onlara dokunmayin , biz onlara yaptiklari isleri suslu gosterdik, donus Allah'adir. Donduklerinde yaptiklarini bir bir anlatacagiz" ayeti, bugun yapilan hac duzeneginin icerigini uc asagi bes yukari anlatiyor bize..
Cunku adimiz kadar iyi biliyoruz ki;Ustunluk sadece takva'dadir.
Dusunun, peygamberimiz su an karsinizda diyelim, Allah onun ayagini bile opmeyi yasaklamisken(tapinmak babinda) neden bizi bir binaya yonlendirsin?
Kabe'nin konuya dahil olusu sirf bu sebepledir.
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Merhaba sasha kardeşim. Aklını işletenler adına evini olan itirazlarda bulunuyorsunuz. Onlara kısa kısa cevaplar verebilir miyim.
Simdi Ahmet bey gidemedigi icin bu hac sevabina nail olamiyor, oysa Mehmet bey 75 kez gittigi icin kat be kat sevaba nail oluyor.
"Yoksul Ahmet Bey, yerine getiremediği haccın sevabına nail olamayıp dururken varlıklı Mehmet Bey, yerine getirebildiği haccın sevabına nail olur!" iddiası beşere aittir. Hiç tutarlı değil. Çünkü sevap açısından İNFAK ne ise HAC odur. İnfaka itiraz yok.
Her turlu put'a yasak getirmis olan Allah, neden tutsun bizim bina etrafina donmemizi, tasa yuz surmemizi, itis kakis, husudan uzak bir ibadet yapmamizi istesin?
Medine'deki Mescid-i Nebi nasıl Hz Muhammed'in yaptığı mescid ise sonradan Kabe adını alan o Ev de Hz İbrahim'in yaptığı mesciddir. İkisi de "Allah'ın evi"dir yani içinde yalnızca Allah'a secde edilen yerler. buna rağmen Allah'ın evlerinden birine put demek...
Tavaf ise o yapıyı ziyaret etmek suretiyle ALLAH BİR ilkesini ayakta tutmaya çalışanlara gösterilen bir kolaylık.
ALLAH BİR ilkesi o ilke vurgulansın diye İbrahin nebiye yaptırılan mescid ziyaret edilmek suretiyle ayakta tutulabilir. Yoksa gözden ırak olan gönülden de ırak oluyor. Buna itiraz yok.
Ama tavafa itiraz var. Bundaki tutarsızlık bir yana şunu da akletmek gerekir: "O Emektar Ev"in ziyareti tavaf suretiyle değil de şeytan taşlarken yapıldığı gibi bir noktada dikelerek yapılsaydı yığılışma yüzünden ölümler olurdu. Benim hacca gittiğim yıl şeytanın önündeki yığılışma yüzünden 367 insan öldü.
Yüce Allah inananların zaten yapmakta olduğu ziyaretteki yığılışmaya TAVAF ile çözüm getirmiş; o kadar.
Merhaba sasha kardeþim. Aklýný iþletenler adýna evini olan itirazlarda bulunuyorsunuz. Onlara kýsa kýsa cevaplar verebilir miyim.
Simdi Ahmet bey gidemedigi icin bu hac sevabina nail olamiyor, oysa Mehmet bey 75 kez gittigi icin kat be kat sevaba nail oluyor.
"Yoksul Ahmet Bey, yerine getiremediði haccýn sevabýna nail olamayýp dururken varlýklý Mehmet Bey, yerine getirebildiði haccýn sevabýna nail olur!" iddiasý beþere aittir. Hiç tutarlý deðil. Çünkü sevap açýsýndan ÝNFAK ne ise HAC odur. Ýnfaka itiraz yok.
Her turlu put'a yasak getirmis olan Allah, neden tutsun bizim bina etrafina donmemizi, tasa yuz surmemizi, itis kakis, husudan uzak bir ibadet yapmamizi istesin?
Medine'deki Mescid-i Nebi nasýl Hz Muhammed'in yaptýðý mescid ise sonradan Kabe adýný alan o Ev de Hz Ýbrahim'in yaptýðý mesciddir. Ýkisi de "Allah'ýn evi"dir yani içinde yalnýzca Allah'a secde edilen yer. Allah'ýn evlerinden birine put demek...
Tavaf ise o yapýyý ziyaret etmek suretiyle ALLAH BÝR ilkesini ayakta tutmaya çalýþanlara gösterilen bir kolaylýk.
ALLAH BÝR ilkesi o ilke vurgulansýn diye Ýbrahin nebiye yaptýrýlan mescid ziyaret edilmek suretiyle ayakta tutulabilir. Yoksa gözden ýrak olan gönülden de ýrak olur. Buna itiraz yok.
Ama tavafa itiraz var. Bundaki tutarsýzlýk bir yana þunu da akletmek gerekiyor: "O Emektar Ev"in ziyareti tavaf suretiyle deðil de þeytan taþlarken yapýldýðý gibi bir noktada dikelerek yapýlsaydý yýðýlýþma olurdu. Ölümler olurdu. Benim hacca gittiði yýl þeytanýn önündeki yýðýlýþma yüzünden 367 insan öldü.
Yüce Allah inananlarýn zaten yapmakta olduðu ziyaretteki yýðýlýþmaya TAVAF ile çözüm getirmiþ; o kadar.
Namazdan sonra devam edeceðim, Allah isterse.
Selam sayin hasakcay, usenmeyip yazdiginiz cevabiniz icin cok cok tesekkur ederim.
Geleneksel islam anlayisi, bugun bildik anlamda yapilan Hac'cin Allah emri uzerine yapildigini ve sevaba nail olacaklarini varsaymakta..
Bu yuzden hac donusunde, hacilarin avuc icini opmek, sizin yazinizdaki bahis gibi tasa surulen yazmayi opmek, koklamak hatta hastalikli yerlere sarmak evladir.
Bunlar benim gordugum ve duydugum seyler oldugundan, bugunku anlamiyla ve manasiyla , sizinde bahsettiginiz uzere, beserin yaptigi eylemden anladigi sekliyle sorguladim.
Dikkat ederseniz bu sorumda , evin etrafindaki hareketleri ve oluslari sorguluyorum. Ve put'a tapmaya benzetiyorum.
Gozden irak olan gonulden de irak olur gerekcesi bence besere ait bir gerekcedir sevgili hasakcay.. Allah'a ait bir dusunus olamaz.
Zira bize, sahdamarindan daha yakin olan Allah'imizin, gonulden uzak olmamasi icin, bir evin etrafindaki hareketlere ihtiyacimiz olmasa gerek diye dusunuyorum.(yanilma payim sakli elbette)
Mesela siz su dakikalarda muhtemelen namazini kiliyorsunuz(Allah kabul etsin), bu zaten sizin o ilkeleri ayakta tuttugunuza bir isaret degil mi? Veya geceyarisi yaptiginiz herhangi bir okuma vs..?????????
sevgiyle,
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Bir de Âl’i-İmrân 96′da geçen Bekke kelimesi sorun ediliyor. "Niçin Mekke değil?"
Cevap bir cami imamının şu yakınmasında bulunabilir. "Ah beyefendi! Cemaatimin içinde Bismillah demesini
bilmiyenler var. Mismillah diyorlar. Mismillah!"
İmamlık müessesesini kabul etmeyen birilerine verilebilecek en iyi misal
İyi ama olmayacak iş değil ki bu. B ve M eşçıkaklıdır. İkisi de alt ve üst dudaklar birleşip hemen ayrılınca
çıkarlar. O yüzden insanlar birini demiye çalışırken ötekini deyiverirler.
Örneğin benim köyümde "bahane"ye mahana ya da maana diyorlar. "Men menem; men Türkmenem!"de görüldüğü üzere
Türkmenler men diyor; yörükler ben. İkisi de Türkçe.
Çıkakları aynı ya da bir birine yakın olan sesler isitismar edilebilir; örneğin Yahudiler Muhammed’e ATA’NA
yerine ASAYNA demişler (4:46). ATA'NA: (sana) itaat ettik. ASAYNA: (sana) isyan ettik.
Öte yandan o sesler kötü niyetsiz de karıştırılabilir. Örneğin bir Türkmen "Men Türkmenem!" yerine "Ben
Türkmenem!" diyebilir. Ve bu, yazıya öyle geçer, tıpkı Pir Sultan ABDAL yerine yanlışlıkla APTAL yazılması
gibi. Ve Bakara 247’ye sin ile yazılan "besteten"in A’raf 69’a sad ile yazılması gibi.
Kısacası, Allah ne diyorsa o. Allah "Kureyş bu beyt’in rabbine ibadet etsin!" diyor (106:3); o halde bu beyt
Kureyş’in yurdu olan Bekke’dedir. Ve Bekke zamanla Mekke olmuştur. Bu mantığa göre artık Allah ne diyorsa o DEĞİL? Yine aynı sistematik ile düşünürsek
İSLAM da MİSLAM olmalı hatta Allah ta MALLAH olmalıydı...ama olmamış
Bir itiraz: BEKKE Mısır’da ve Türkiye’de bey; Suriye’de bek ve beg olarak kullanılan bir saygı ifadesidir.
Cevap: Tamam. Ama başka anlamlara da geliyor. Örneğin DARLIK, PEKİŞTİRME, HAYATA SARILIŞ… Bu anlamlara dikkat
çekilmesi sanki bir bilinmezi kitabına uydurarak açıklama çabasıdır. Onaylamıyorum.
O şunu der, bu onu der. Önemli olan, Allah’ın ne dediği. Ben elimden geldiğince "Allah ne diyorsa o!"
ilkesine bağlı kalmaktan yanayım.
İyide...Allah BEKKE diyor? Madem Allah ne diyorsa o ? O halde niye Allahın dediğini değilde MEKKE yi kabul
ediyorsun...ve Mekke diye diretiyorsun...
Allahın dediğinin zaman için de değiştirilmiş olduğunu kabul ve beyan ediyor üstelik Delil olarak sunuyorsun?
B ve M sesleri eş çıkaklı olduğu için benim köyümde "bahane"ye mahana diyorlar.Bundan Allah'ı sorumlu tutamayacağımız gibi
Mekke‘ye bazan Bekke denmiş olmasından Allah'ı sorumlu tutamayız.
SİN ve SAD eş çıkaklı olduğu için "besteten"in Bakara 247’ye sin ile (بسطة) yazıldığı halde A’raf 69’a sad ile (بصطه) yazılmasından Allah'ı sorumlu tutamayız.
Siz asıl bunu göz ardı edenlere gülün.
Güzel kardeşim, sizin ara sıra istihza zaafınız depreşiyor; daha önce benim buna tepkimi gördüğünüz halde.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma