Yazanlarda |
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Her kese selamlar.
Değerli Takva 81, Hasan Akçay , Yunusemregun, Kuranyeter, Dermanbeg ve Asım dostlar! Takdir edersiniz ki kendi ev ortamında değilim. O nedenle siz değerli arkadaşlarımın serdettiği görüş ve sorularına yanıtımın gecikmiş olmasını makul karşılayacağınızı umuyor, görüş ve sorularınızla yapmış olduğunuz katkılarınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyorum.
Taraf : Uç, sınır, hudut, en uç nokta... Et-taraf: Muntehé kulli şeyin: Herşeyin sonu. Allah Resulü'nün bütün mesaileri ikameyi salattır. Beşeri ihtiyaçlarının (uyku, yemek,yıkanma, ...) dışında kalan bütün zamanlarda salatı ikame ederdi. Rızık için vakit ayırmazdı. Resulun rızkı Rabbine aitti.(20/132) Resulun salat ikamesi, inananlarına Zikri izletme çabasıdır. İnananların salatı ikameleri de, kesintisiz Zikr'e uyma çabasıdır. Bazı arkadaşlar kimi salat çalışmalarından hareketle, salatın destek anlamına takılıp kalmasınlar. Salat sosyal destek değildir. Belki sosyal destek salatın bir şübesi olabilir. Kaldı ki bu desteğin sabah akşam gibi günün belli vakitlere tahsisi yadırganacak bir durumdur. Salatı (desteği) sabah akşam vakitleri ile birlikte anlayanlar içindir sözüm.
Salatın ikame'sinin ne olup ne olmadığının bilinmesi önem arzetmektedir. Salatın namaz, dua ,yalvarış ve yakarış olmadığı gayet açıktır. Salatı Nisa 102'ye dayandıranlara da saygı gösteririz, onlara şimdiye kadar dediklerimize ek olarak bir diyeceğim yoktur.
Âyetlerde salat nedir, ona bakalım:
24/37: Ricélun lé tulhîhim ticératun ve lé bey'un 'an zikrilléh ve 'ani-ssaléti ve îtéizzekéti... : Öyle adamlar var ki hiçbir ticaret ve alışveriş/değiş tokuş onları Allah'ın zikrinden(Kurandan) ve/yani "onu izlemekten alıkoymaz"
5/91: Ve sizi Allah'ın Zikri'nden (Kurandan) ve/yani "onu izlemekten uzaklaştırıyorlar.." Görüldüğü gibi ikame-i salat, Zikr'e (Allah'ın mesajına) tabi olmaktır. Hiçbir alışveriş ve ticaret inanan erleri Allah'ın Zikri'nden ona uymaktan alıkoyamıyor. Buradaki salatın namaz/dua olmadığı açıktır. Zira alışveriş, ticaret namaza engel teşkil etmiyor. Kişi ticaretini aksatmadan da namazını kılabilir. Burada anlatılmak istenen inanan kişi, inancını (Kuran'a olan bağlılığını ve ona tabi oluşunu) hiçbir şeye değişmediğidir.
Hiç şüphesiz salat (inanca bağlılık ve ona uymak) fahşa ve münker davranışlardan uzak tutar 29/45. Allah'ın dinine şirk bulaştırmayın, O'dan sakının, Salatı ikame edin (Kuran'a uyun) da müşriklerden olmayın! 30/31.
Bu ayetlerdeki salatında namaz olamayacağını her aklı selim teslim edecektir. Zira namazın kötülüklerden uzaklaştırıcı ve şirke düşmeyi önleyici bir gücünün olmadığını bilir. İkame'i salat, "maruf'u emir ile münkeri nehi", eş değerdir. 31/17. İkame-i salat ve/yani emr-i bilma'ruf ve nehy-i 'anilmünker için sabır/kararlılık ve devamlılık ister. Ancak bundan, Allah Dini'ne katıksız bağlılıktan dolayı kişiye isabetler olabilir ve bunlara sabır önerilebilir. Namaz veya duadan dolayı kişiye ne gibi şeyler isabet eder ki, bunun için sabır emredilsin!
Salatı ikame Allah'a "Resul'e tabi olmaktır"(33/33) Salatı ikame, Allah'ın kitabını okuyup, ona uymaktır.(35/29) Salatı ikame, Rabbe icabettir. (42/38) Salate çağrı, Zikr'e çağrıdır.(62/9) Salat emreder; davranışları belirler.(11/87) Salatta (Zikr'i izlemede) devamlılık esastır.(6/92,70/23,23/9, 2/145,153) Salatta, (inancı izlemede) içtenlik, samimiyet, bağlılık esastır.(23/2) Huşu, hem kalben ve bedenen etkilenmek.
Toplumun nesiller boyu üzerinde bulunduğu geleneği izlemekten vazgeçebilmesi kolay değildir. Her ne kadar "Yalnız Kuran" deselerde bu gerçeklik kolay kolay değişmiyor. Yalnız Kuran diyenlerinde büyük çoğunluğu hüküm süren geleneği izlemekteler ama bunun farkında olmaya biliyorlar. Kuran, günün şu saatinde şu dakikasında şunu yap bunu yap demez. Güneş doğmadan önce biraz önce, batmadan az önce, tam şu saatte şunu yap telkininde bulunmaz. Kuran, günü zamanı bir bütün olarak ele alır. Gece ve gündüz olarak. Ortama göre işe en uygun olan zamana yönlendirir Kuran. Mekke döneminde Peygamber ve inananları salat faaliyeti için geceye yönlendirilmiştler. Kuranda sabah akşam, güneş doğmadan batmadan önce, énée-el-leyil ve etrafe-n-nehér, gece ile gündüzü, bütün günü ifade eder. Namaz, dua ve destek için günün başı sonu ortası kenarı olmuş, sabaha ya da akşama yakın yada uzak olmuş, gündüze yada geceye kaymış ne farkeder. Nihayetinde namaz ya da dua kişinin kendi kendine bir telkinidir. Kişi, bu telkini kendi kendine ne zaman yapması gerektiği, kendisi bilir ve tayin eder.
"Tarefeyi-n-nehér" gündüzün en nihai iki ucunun bittiği uç sınırlar olup o da gecedir. Tarefeyi-n-nehér ile gece kastedilmiştir. Zira, devamındaki "Ve zulefen mine-l-leyl" ifadesi tefsiridir.
"Kuran-el fecri"ye, "fecirde okunan Kuran" anlamı isabetli olmaz. Olsaydı, "Kurane-l-'işéi" de Kuranda geçecekti. Fecrin Kuran'ı Sabah namazı ise, "Kurane-l-'işei" de akşam namazıdır. Öyleyse bununda Kuranda yerini alması gerekirdi.
Fecr, bana göre Kuran'a ait, Kuran fecre ait değildir. Arapçada sıfatın izafet halinde gelmesi kural dahilindedir. Hasan Akçay'ın "Ashabu-l-uxdûd-n-nér" örneği isabetli olmuş. Bu terkipte "El-uxdûdu-nâr: Uzun ateş hendeği", "Ashab'ın/ Ateşli hendek sahipleri"nin yaptığı fiilleridir. "Kurâne-l-fecri" terkibindeki "fecr" de Kuran'a ait ışık/aydınlıktır. Kuran, yaydığı aydınlığa muzaf olmuştur. Tıpkı Ashâb/Ateşli hendek sahiplerinin "Uxdûdudu-nér"e muzaf olduğu gibi.
Değerli Dermanbeg! Fecr, "yarıp ortaya çıkış, patlayış, doğuş"tur. Güneşin ilk ışınlarının karanlığı yarıp ortaya çıkışı dolayısıyla günün bu ilk vaktine fecr denmiştir. "Kuréne-l-fecri"deki fecri, ben Kuran'nın doğuşu olarak anlıyorumyorum. Bubu yapmakla lafzî manasının dışına çıkmış olmuyorum ki!
Değerli Hasan hocam! Kuréne-l-Fecri'nın yüklemi, (bunu sabah namazı olarak tefsir edenlere göre) Ekim'dır diyorsunuz. Halbuki bunun sabah namazı olarak tefsirinin doğru olmadığını sizde takdir edersiniz. Diyelim ki,"Fecirde okunan Kuran" olsun. Özellikle Allah bu vakte neden özel ehemmiyet atf etsin ki! Sair vakitlerde okunan Kuran daha mı az ehemmiyet arzediyor? Kuran'e-l-fecri, mansub olmasının nedeni, yüklemi muzmar bir fiil oluşundandır kanaatımca. Arapçada buna iştiğal denir. "İnne Kuréne-l-fecri kéne meşhûden" cümlesi ise, tam bir cümledir. BU cümlenin öznesi, "Kurane-l-fecri", yüklemi de "meşhuden"'dir.
Hiç şüphesiz kelâmının muradını en iyi bilen kendisidir/ Allah'tır.
|
Yukarı dön |
|
|
yunusemregun Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 05 eylul 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 71
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Haktansapmaz hocam..
Peygamberin salatı ikamesi/arka çıktığı/sırtlandığı/yüklendiği/izlediği/takip ettiği/desteklediği yani kısaca O'na yüklenen vahyi tebliğ görevini yapmak/ikame etmek..
Benim anladığım O'nun bu görevi ( sefer esnasında dahi olsa )vakitlidir yani Hud 114. ayette sadece O'na belirtilen vakitlerde bu tebliği yapmak.. Gecenin belli zamanlarında Kur'an okumak, gündüz bu vakitlerde tebliğ yapmak.. Bu tebliğ zamanları (Cumu'a yevmi) toplanma zamanı olarak belirtilmiş ve bu salat(lar)a iştirak edecek müminlerin de salata katılırken abdest almaları istenmiştir..
Peki bizden istenen salatı ikame nedir? Bize yükleneni yapmak.. Nedir bize yüklenen?
Elçisini ve getirdiğini sırtlamak/destek vermek/izlemek. Bunlar; Sadece Allah'a ibadet/çalışıp değer üretmek, Allah'ın anmak,dini yalanlamamak, Kitab'a sarılmak, , infak etmek, sadaka vermek, adaletli olmak, yetimlere hakkını vermek, yoksulu doyurmak, yeminlere/ahitlere sadık kalmak, sabır/zorluklara dayanmak, gerekirse hicret etmek, gerekirse cihad etmek, gerekirse savaşmak, 5 vakit Allah'ı tesbih etmek ( namaz değil ! ), oruç, Allah'ın koyduğu sınırlara riayet etmek salat kelimesi ile bağıntılı olsun, olmasın her geçen hüküm, emir, nasihat ve öğütlerle hayatı şekillendirerek Müslüman olmaktır.... Bunlar zaten başlı başına insanı kötülükten ve fahşiyattan uzak tutar...
Selametle..
|
Yukarı dön |
|
|
yunusemregun Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 05 eylul 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 71
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Düzeltme;
Kur'an'da her geçen hüküm, emir, nasihat ve öğütlerle hayatı şekillendirerek MÜSLÜMAN ve MÜSALLİN ( Teslim olan ve İzleyen/destek veren ) olmaktır....
|
Yukarı dön |
|
|
arciden Groupie
Katılma Tarihi: 26 haziran 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 66
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
MAİDE SURESİ6. Ey iman edenler, namaza kalkacağınız vakit, yüzlerinizi, dirseklere kadar; ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip topuklara kadar ayaklarınızı (yıkayın). Eğer cünüpseniz tastamam yıkanın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz veya biriniz hacet yerinden gelmişse ya da kadınlara dokunmuş olup da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin, niyetle o topraktan ellerinize ve yüzlerinize sürün. Allah'ın muradı sizi sıkıntıya koşmak değildir; fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredesiniz Kuran-ı Kerim » 5 / MÂİDE - 6 Sonraki Ayet : -http://www.kuranmeali.org/kuran_meali.aspx?suresi=maide& ; ; ; ;ayet=7- Ayetin Tefsiri : "MÂİDE suresi, 6. ayeti" tefsiri
1. yâ eyyuhâ : ey! 2. ellezîne âmenû : yaşarken Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler 3. izâ kumtum : kalktığınız zaman 4. ilâ es salâti : namaza 5. fe igsilû : o zaman , o taktirde yıkayın! 6. vucûhe-kum : yüzleriniz 7. ve eydiye-kum : ve elleriniz 8. ilâ el merâfikı : dirseklere kadar 9. ve imsehû : ve mesh edin! 10. bi ruûsi-kum : başlarınızı 11. ve ercule-kum : ve ayaklarınızı 12. ilâ el ka'beyni : topuk kemiklerine kadar (iki topuk kemiğine kadar) .................................... KURAN'DA GEÇEN NAMAZ İSİMLERİ ve VAKİTLERİ:
BAKARA 238.ayet: Namazlara, özellikle orta namaza devam edin ve kalkın Allah için divan kurun! ------------------------------------------------------------ حَافِظُو 75; عَلَى الصَّلَو 14;اتِ وَالصَّل 14;اةِ الْوُسْط 14;ىٰ وَقُومُو 75; لِلَّهِ قَانِتِي 06;َ 1. hâfizû : koruyucu, gözetici olun 2. alâ : üzerine 3. es salavâti :namazlara 4. ve es salâti el vustâ : ve en efdal, faziletli, en üstün, tavassut,orta namaza 5. ve kûmû : ve kalkın kıyam durun 6. li allâhi : Allah'a, Allah için 7. kânitîne : Allah'ın huzurunda huşû içinde ve
Hâfizû alâs salavâti ves salâtil vustâ ve kûmû lillâhi kânitîn(kânitîne).
ORTA NAMAZININ vaktinin geçtiği ayet:"İSRÂ suresi 78. ayeti" ------------------------------------------------------------ ------ مَشْهُود 11;ا أَقِمِ الصَّلَا 77;َ لِدُلُوك 16; الشَّمْس 16; إِلَىٰ غَسَقِ اللَّيْل 16; وَقُرْآن 14; الْفَجْر 16; ۖ إِنَّ قُرْآنَ الْفَجْر 16; كَانَ
Ekımis salâte li dulûkiş şemsi ilâ gasakıl leyli ve kur�ânel fecr(fecri), inne kur�ânel fecri kâne meşhûdâ(meşhûden).
1. ekımı es salâte : namazı kıl, ikame et 2. li dulûki : dönmesi 3. eş şemsi : güneş 4. ilâ gasakı el leyli (gasaka) : gecenin kararmasına kadar (karardı) 5. ve kur'âne : ve Kur'ân-ı Kerim 6. el fecri : fecr vakti, günün ilk aydınlanmaya başladığı vakit 7. inne : muhakkak 8. kur'âne : Kur'ân-ı Kerim 9. el fecri : fecr vakti, günün ilk aydınlanmaya başladığı vakit 10. kâne : dir, idi, oldu 11. meşhûden : şahitli olan, şahit olunan, müşahede edilen
Muhammed Esed : Güneşin doruğu aşmasından gecenin çöküşüne kadar(ki süre içinde) namazı(nı) gereği üzere yerine getir; sabah (namazı) okumasını da (tam bir dikkat ve duyarlık içinde gerçekleştir); çünkü sabah okuması(nda insan) gerçekten de (ulvi olan her şeye) açıktır. Şaban Piriş : Güneşin batıya yönelmesinden, gece karanlığı bastırıncaya kadar namazı ve fecr okumasını da yerine getir. Çünkü fecir Kur�an�ının şahitleri vardır. Süleyman Ateş : Güneşin sarkmasından (aşağı kaymasından) gecenin kararmasına (yatsı vaktine) kadar namaz kıl ve sabahın Kur'ân'ın Çünkü sabah Kur'ân (okuması) görülecek şeydir. Tefhim-ul Kuran : Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar namazı kıl, fecir vakti Kur'an'ını (namazını) da; çünkü fecir vakti (namazda okunan) Kur'an'ı, işte o, şahid olunandır. Yaşar Nuri Öztürk : Güneşin kaymasından/aşağı sarkmasından, gecenin kararmasına kadar namazı kıl. Sabah Kur'an'ını da gözet. Çünkü sabah Kur'an'ı tanıklarca izlenmektedir
SELATEN İŞA-YATSI NAMAZI----İŞA:GECENİN ERKEN VAKTİ,GECENİN İLK KARARMASI İLE BAŞLAYAN VAKİT ------------------------------------------------------------ SELATEN FECR-SABAH NAMAZI-----FECR:TANYERİ,TANYERİNİN AĞARMASI,GÜNDÜZÜN İLK IŞIKLARI İLE BAŞLAYAN VAKİT
FECR NAMAZININ VE İŞA NAMAZININ İSMİNİN geçtiği ayet:
NUR SURESİ 58. AYET: Yâ eyyuhellezîne âmenû li yeste�zinkumullezîne meleket eymânukum vellezîne lem yeblugûl hulume minkum selâse merrât(merrâtin), min kabli (salâtil fecri), ve hînetedaûne siyâbekum minez zahîrat(zahîrati), ve min ba�di (salâtil ışâi), selâsu avrâtin lekum, leyse aleykum ve lâ aleyhim cunâhun ba�de hunn(hunne), tavvâfûne aleykum ba�dukum alâ ba�d(ba�dın), kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyât(âyâti), vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).
1. yâ eyyuhâ : ey, ya 2. ellezîne âmenû : Allah'a ulaşmayı dileyenler, âmenû olanlar 3. li yeste'zin-kum : sizden izin istesinler 4. ellezîne meleket eymânu-kum : ellerinizin altında sahip olduklarınız (köleleriniz, cariyeleriniz) 5. ve ellezîne : ve o kimseler, onlar 6. lem yeblugû : erişmemiş, ulaşmamış 7. el hulume : bulûğ çağına, erginliğe 8. min-kum : sizden 9. selâse : üç 10. merrâtin : kere, defa, kez 11. min kabli : öncesinden evvel 12. salâti : namaz 13. el fecri : fecr, sabah 14. ve hîne : ve o vakit, o zaman 15. tedaûne : çıkarırsınız 16. siyâbe-kum : elbiseniz 17. min ez zahîrati : öğle vaktinden 18. ve min ba'di : ve sonra 19. salâti : namaz 20. el ışâi : yatsı 21. selâsu : üç 22. avrâtin : muhafazasız, açık, sakınılması gereken 23. lekum : sizin için 24. leyse : değildir, yoktur 25. aleykum : sizin üzerinize 26. ve lâ aleyhim : ve onlara yoktur 27. cunâhun : günah, kusur 28. ba'de hunne : onlardan sonra 29. tavvâfûne : karşılıklı dolaşırlar, karşılıklı tavaf ederler 30. aleykum : sizin üzerinize, size 31. ba'du-kum alâ ba'dın : birbirinizi 32. kezâlike : işte böyle 33. yubeyyine allâhu: Allah beyan ediyor, açıklıyor 34. lekum : size 35. el âyâti : âyetleri 36. vallâhu (ve allâhu): ve Allah 37. alîmun : en iyi bilen 38. hakîmun : hüküm ve hikmet sahibi
SELATEN FECR,SELATEN VUSTA VE SELATEN İŞA NAMAZLARININ VAKİTLERİNİN GEÇTİĞİ AYET: 11.sure / HÛD - 114
Ve ekımis salâte tarafeyin nehâri ve zulefen minel leyl(leyli), innel hasenâti yuzhibnes seyyiât(seyyiâti), zâlike zikrâ liz zâkirîn(zâkirîne).
1. ve ekımı es salâte : ve namazı kıl, ikame et 2. tarafeyin : iki tarafında 3. nehâri : gündüz 4. ve zulefen : ve gecenin ilk saatleri 5. min el leyli : geceden 6. inne el hasenâti : muhakkak hasenat (iyilikler, kazanılan dereceler) 7. yuzhibne : giderir, yok eder 8. es seyyiâti : seyyiat, kötülükler (kaybedilen dereceler) 9. zâlike : işte bu 10. zikrâ : zikir, öğüt, hatırlatma 11. li ez zâkirîne : öğüt alanlar, zikredenler için
NOT:ARKADAŞLAR ASLINDA SABAH NAMAZI İSMİ VERİLEN NAMAZIN GERÇEK İSMİ,SELATEN FECR dir,sabah namazı değildir,VAKTİ İSE GÜNÜN İLK IŞIKLARI İLE BAŞLAR,İSMİ NUR SURESİ'NİN 58. AYET.AYETİNDE GEÇİYOR.
FECR: KADİR SURESİ 5.AYET:
1. selâmun : selâm, selâmet 2. hiye : o 3. hattâ : ... a kadar 4. matlaı : doğuş 5. el fecri : fecir zamanı
KADİR SURESİ 5.AYET:O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.
AYETTE o korkulu zamanda diye devam ediyor,kılınan namazın 2(iki)rekatlık bir namaz olduğu ve 1(bir)rekat olarak kılındığı 2(iki)rekata tamamlanarak kılındığı beyan ediliyor,yani EY MÜSLÜMANIM DİYENLER!!!!!!!!!!!!! KURAN'DA NAMAZ 2(İKİ)REKATTIR,BUNDAN BAŞKASI YOKTUR
SEFERİLİKTE NAMAZIN KISALTILMASI YOKTUR,YANLIZ SAVAŞ VE KORKU HALİNDE İSENİZ NAMAZI KISALTABİLİRSİNİZ,
NİSA102. Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığında içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun, silahlarını da yanlarına alsınlar, bunlar secdeye vardıklarında diğer kısım arkanızda beklesinler, sonra henüz namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunup silahlarını da yanlarına alsınlar. Kafirler silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil bulunsanız da size ani bir baskında bulunsunlar diye arzu ederler. Eğer yağan yağmurdan bir güçlüğe uğrarsanız veya hasta olursanız, silahları bırakmanızda bir mahzur yoktur. Bununla beraber ihtiyatı elden bırakmayın. Çünkü Allah kafirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
SİLAHLARINI YANLARINDA BULUNDURYORLAR,KAFİRLER KARŞILARINDA,KAFİRLER ANİ BASKIN YAPMAK İSTİYORLAR
SONRA 103.AYETTE
NİSA103. O korkulu zamanda namazı kıldınız mı gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarken hep Allah'ı anın. Korkudan kurtulduğunuz da namazı tam erkanı ile eda edin. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazılı bir farzdır.
O KORKULU ZAMANDA ,KORKUDAN KURTULDUĞUNUZDA DİYOR CENABI ALLAH
NİSA101. Yolculuk ettiğinizde o küfredenlerin size bir fenalık yapmalarından korkuyorsanız, namazı kısaltmanızda size bir günah olmaz. Gerçekten kafirler sizin açık düşmanlarınızdır.
102.AYETTE İSE Yolculuk ettiğinizde o küfredenlerin size bir fenalık yapmalarından korkuyorsanız,DİYOR CENABI ALLAH
|
Yukarı dön |
|
|
kocacnara Groupie
Katılma Tarihi: 28 mayis 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 40
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
yıllardan beri tartışıp duruyorsunuz buraya yazanlar sanırım namazı kılmamak için kendine kulp arıyor bırakın ya yeter artık kim ne kılarsa kılsın kim kaç vakit oldunu düşünüyorsa kaç rekat olduğun düşünüyorsa o kadar kılsın yeter artık kimsenin sorumluluğu kimseye ait değil sizlerde herhangi birinden sorumlu değilsiniz herşeyi Allaha bırakın yeter
__________________ Yüce Allah herşeye kadirdir
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
MErhaba kocacnara,
yetmişmiş zaten....yani son mesaj 01 mart tarihinde yazılmış, dolayısı konu güncel konulardan da düşmüştür...
30 gün sonra içi boş bir mesaj atıp, "yeter yaa, bırakın artık" demenin sizce, nasıl bir katkısı olur???
mesaj boş geçmesin bari deyip, şunu ekleyeyim :
1. kabeye doğru ne secde edin, ne salat edin anlamı olmadığına göre, ille de kabeye dönerek secde edip, ben salat görevimi yapıyorum demek kabeyi PUTLAŞTIRMAKTIR.
2. puta tapma eylemini, allah böyle emretti, şeklinde allaha ortak koşulan bir ortamda, ölene kadar hiç durmadan, yeri ve zamanı geldiğinde yorumumu bildirmek , boynumun borcudur, benim imtihanımdır...
selam müminleredir...
|
Yukarı dön |
|
|
rasih Uzman Uye
Katılma Tarihi: 04 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 128
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
taha-130 Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce rabbini hamd ile tesbih et Gecenin bir bölümünde ve gündüzün taraflarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.
Bu ayette gündüzün tarafları diyor.Peki Hud-114 te anlatılan gündüzün iki tarafı nedir.bu etraflardan olan tarefeyin nehar nedir..işte Allah ayetin devamında bunu açıklıyor.geceden züleflerde..yani bu iki taraf geceye yakın olan geceden sarkan iki zamandır..sabah ve akşam dır.sabah ve akşam gündüzün taraflarından iki taraf olup aynı zamanda geceye yakın olan iki zaman dilimid
__________________ (Bu) Kitab'ın indirilmesi, aziz ve hakim olan Allahtandır.Şüphesiz, sana bu Kitab'ı hak ile indirdik; öyleyse sen de dini yalnızca O'na(KİTABA) halis kılarak Allah'a kulluk et.zümer-1-2
|
Yukarı dön |
|
|
yunusemregun Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 05 eylul 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 71
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam..
es-salat vakitlidir..
ama salat değil.. ;)
es-salat Peygamberin sırtına yüklenen vahiy tebliğsidir..
salat ise hem Peygamberin hem de bizim sırtımıza yüklenen vahyi izlemektir..
En doğrusunu Allah bilir..
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
rasih Yazdı:
taha-130 Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce rabbini hamd ile tesbih et Gecenin bir bölümünde ve gündüzün taraflarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.
Bu ayette gündüzün tarafları diyor.Peki Hud-114 te anlatılan gündüzün iki tarafı nedir.bu etraflardan olan tarefeyin nehar nedir..işte Allah ayetin devamında bunu açıklıyor.geceden züleflerde..yani bu iki taraf geceye yakın olan geceden sarkan iki zamandır..sabah ve akşam dır.sabah ve akşam gündüzün taraflarından iki taraf olup aynı zamanda geceye yakın olan iki zaman dilimid |
|
|
Taha 130; "güneş doğmadan ve batmadan önce..." iki zıt zaman. Biri gece diğeri de gündüzdür. Güneşin doğuşundan önceki zaman/süre gece, batışından önceki zaman/süre de gündüzdür. Devamında da "ve min énéilleyli ve etrâfennehéri: gece saatleri ile gündüz vakitleri" tekrarıyla bununla/güneşin doğumundan ve batımından önce ile bütün bir günün kastedildiği açıklanmış. Yani Rabbı'nın hamdini/buyruğunu gece gündüz dillendir! Tıpkı diğer bütün varlıklar gibi.
Hud 114'te de; "tarafeyinnehér" ile zıt iki uc verilmiş. İki zıt uc ikisi arasındakilerini de içine alıyor. sabah akşam, gece gündüz, baş ayak, yat kalk, başında ve sonunda... dediğimiz gibi. Ancak, burada iki uc arasında kalan zaman dilimi ile gündüz mü, gece mi kast edildiğini belirginleştirmek için bu ifadenin peşisıra "ve zulufen minelleyl: gece saatleri" açıklamasıyla bunun günün gündüz tarafı değil de gece tarafı kastedildiği açıklanmış.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
hayrullahmeral Yazdı:
MErhaba kocacnara,
yetmişmiş zaten....yani son mesaj 01 mart tarihinde yazılmış, dolayısı konu güncel konulardan da düşmüştür...
30 gün sonra içi boş bir mesaj atıp, "yeter yaa, bırakın artık" demenin sizce, nasıl bir katkısı olur???
mesaj boş geçmesin bari deyip, şunu ekleyeyim :
1. kabeye doğru ne secde edin, ne salat edin anlamı olmadığına göre, ille de kabeye dönerek secde edip, ben salat görevimi yapıyorum demek kabeyi PUTLAŞTIRMAKTIR.
2. puta tapma eylemini, allah böyle emretti, şeklinde allaha ortak koşulan bir ortamda, ölene kadar hiç durmadan, yeri ve zamanı geldiğinde yorumumu bildirmek , boynumun borcudur, benim imtihanımdır...
selam müminleredir...
|
|
|
Merhaba,
bir arkadaş eklemişti linkini : "september down - eylülün şafağında"
kalbim daraldı...
hoş namaz kılmayı bıraktığımdan beri daralıyordu ya...,
abdest aldım az önce...
saymadan 2 yi 3 ü..rahatladım biraz...
sonra namaz kıldım...fatiha suresini okudum, secde ettim, ruku ettim...
subhanallah dedim...
kuş gibi hafifledim...anlatılmaz bir haz...
yaradınıma yalvardım, onun ismini andım ve kalbim teskin oldu...
subhanallah...
kabe put mu benim için?
evet put...putlaştırırsam put...
aynen namaz olmaz, kılınmaz, dua edilmez, secde edilmez demek gibi...
aslında aralarında hiç bir fark yok...
ikisi de saplantı...
put dediğimiz şey, saplantılarımız değil mi zaten...
ben vazgeçtim saplantılarımdan...
ve Allah emrettiği için değil, genlerime kodladığı için namaz kıldım...
ancak rahatladım, hafifledim...
namaz kılmadan, rahmana dua etmeden, kuranı yaşayabilenlere, öfkelerini kontrol edebilenlere, mütevazi olabilenlere imrenirim...
ben beceremedim...
eski notlarımı sildiğime pişman oldum...
çünkü biliyorum, orada da vardı saplantılarım..
namazı savunurken, vakiti ararken kuranda...
halbuki kendimi ararken buldum namazımı
ve kıldığım namazın şeklinden, nerede bulduğumdan kimseye hesap vermeyeceğim...
sadece şunu biliyorum:
kalbim allahı anmakla sukunet buldu, hafifledim...
selam müminleredir...
|
Yukarı dön |
|
|
|
|