Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Ünal,bugün çoğunluğun peşisıra gittiği demokrasi yenimi üretildi?Binlerce yıl önce ortaya konan bu düşüncenin yerine daha iyisinin olmadığı bile birilerince kabul görmüyor mu?Demek ki "bilinmeyenin,bizzat tanık olunmayanın" ardısıra gitmek hiçte öyle senin dediğin gibi kınancak bir tarafı yokmuş.Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz.
Selam Sevgili Ali Abim, bilinmeyenin, tanık olunmayanın ardından gitmek kötü değil mi dedin, insan bilmediğinin peşinden gidemez ki tanık olmadan (bu bedensel tanıklık değil sadece) bilemez, galiba kendisi zamanında ortaya çıkmayan, ama kendisi ile aynı zamanda olan eski bir uygulamayı kullanmanın olabilirliğini söylemek istiyorsun, bu bilinmeyenden bilinene gitmek değildir, bu mümkün değildir, bilmediğin şeyi zaten bilmiyorsun bildiğine nasıl gidicen,
kur'an da bu bahsettiğin şekilde ele alınırsa (tarihi bir veri olarak.) bir sorun yok, fakt kur'an'ı bu güne hitap eden ve bu günün adamlarına sorumluluk yükleyen bir metin olarak baktığın zaman insan derin bir hataya düşüyor, Hatırlarsan taşhanda Savaş için at yetiştir diyorsa at yetiştiririz diyordun, bu aslında kendi içinde samimiyet barındıran ama evrenin işleyiş tarzına uymayan bir okuma,
Bizler ise denenmişliği Allahın garantörlüğünde ortaya konan en köklü ilahi şablonun giyildiğinde insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkaracak en değerli elbise olduğuna inanıyoruz.Kuran ile ortaya konan şablonun günümüz yaşamıyla -insan,çevre,evren- bilgisiyle çelişen bir yanını ben göremedim,eğer sen gördüysen somut olarak ortaya koy bizde düşünelim üzerinde.
Allah'ın garantörlüğünü nasıl biliyorsun abi, kur'an'ın garantörü Allah değil hayattır, ve o hayat yaşadığın bu hayat değil yaşadıkları o hayattır, burda kur'an'ı kötü veya iyi gösterme çabasına giremem her iki hedefi de yanlış buluyorum,
Kur'an insana ve ibrete dari olan tüm yönü ile evrenseldir, aynı yalan söyleme oğlum diyen babamın lafı gibi, ama topluma getirdikleri yönü ile, oğlum akşam altıda evde ol diye babamın lafı gibi geçmişte kalmıştır,
Kur'an'ın hedefi kendini gerçekleştirmek değildir, malesef sen de ve benzer mantıkta bu yanlışı görüyorum,
Oysa kur'an türevler gibi toplumda adaleti doğada dengeyi tesis etmek için söz söyler, bunu da kendi dönemlerinin araçları ile başarmışlardır, at yetiştir diyorsa burda hikmet atta değildir,
Zina edene celde diyorsa, amaç celde değildir,
Bu konuda senin ve kardeşlerinin mantığını farklı gördüğümü bilmeni isterim, kur'an'ı sündürmeden ele alıyorsunuz ki bunun içinde bu hitapların uygulama alanı bulacağı toplumsal yapılara girmek için çabalarınızı biliyorum, at'ı tank yapmayacak kadar samimisiniz.
Lakin, kur'an'ın bana hitap ettiğini düşünmediğim için var olanların içinden en uygununu seçerim,
İşin bir diğer yanı da iletişim aracı olarak kur'an'ın kullanılmasıdır abi,
Bu kitap benden benim dünyamdan benim kültür dinamiklerimden bir öge değil, ne zaman ne coğrafya ne de toplum olarak, ben kavmime, aileme, yakınıma bir başka dünyaya ait sözlerle iletişim kuramam bunun yamadan bir farkı kalmaz, ama aynı ruh ile kendi kitabımı okurum, bakkal emin abi suresini okurum, elif lam mim diyerek başlamam hey dostoyevski diye başlarım, benim amacım kur'an'ın cismini canlandırmak değil,
Abi herşey mevsiminde yerinde güzel, kaz karsta güzel, kaymak afyonda, kur'an'da o dönem ve o tarihte,,,,
Geçen memeleketten kaz gönderdiler, yolu şoklaması kargosu, karda yediğim kazın tadını bilmesem,,,,,,
Selamlar..
Esen kal Ali Abim,
Evrensel;
Çok güzel hareketler sahnesi zannettin herhalde burayı, kim daha fazla reaksiyon alırsa o ÇÇGH alıcak diye mi bekliyorsun okuyuculara bırakmışsın felan,
Onca yıldır yazıp çizdiğimi biliyorsan onca yıldan sonra karşıma geçip Menü istemen de ne olaki, önüne hesabı getirdim diye mi bu patlamalar, çok iyi hatırlıyorum vahiy evrenin kelimeleştirilmesidir sözünü yazılarında kullandığın zamanları, o zaman tatlı tatlı yiyodun da önüne hesabı koyunca mı tadını beğenmedin yemeğin, bari bulaşıkları yıkayım diyeydin de en azından canın sağolsun diyebileydim, böylelikle anlamış bulundun bu tabaktaki yemekler bu tabakta lezzetlidir, ve bu masada insanlara menü verilmez herkes kendi yemeğiyle gelir oturur yer ve gider,
Duyduğunda hoşuna giden birşeyi sırf güzel görünüyor diye olur olmaz yerlerde kullanma, sözün güzelliğine kapılma, içeriğinin derinliğinde sükun bul aksi takdirde o sözlere lanet edecek kadar kusarsın o sözlerin üzerine,
Sen sesimi kaval sesi zannetmişsin arkadaş ben ne yapayım, benim ne kimseyi doğru edeyim diye ne de birileri ile şu işi yapayım diye bir derdim yok, herkes kafasına göre takılsın yeter ama kafasına göre,,, kafaları uyuşanlar beraber takılır uyuşmayanlarda ayrı takılır bu bukadar basit,
Ciddiye alırsam cevap yazarım diye de önceden peşin peşin yazmışsın :) otomatik olarak ciddiye almadın demi şimdi, ya da bunu yazdım ya erdemli olucan cevap yazınca :)))
Rabble felan yolculuğa çık, elçi bekle, dua et elçi gelsin felan,
Kal sağlıcakla
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|