Yazanlarda |
|
tamerselin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 kasim 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 123
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
yukarıdaki meal yazanların hepsi sapıkmı? yanlış mana verdiler diyorsunuz
__________________ 6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi
|
Yukarı dön |
|
|
tamerselin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 kasim 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 123
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
(AHZÂB suresi 59. ayet) & amp; nbsp;(Resmi:33/İniş:97/Alfabetik:4)
يَا أَيُّهَا النَّبِي 17;ُ قُل لِّأَزْو 14;اجِكَ وَبَنَات 16;كَ وَنِسَاء الْمُؤْم 16;نِينَ يُدْنِين 14; عَلَيْهِ 06;َّ مِن جَلَابِي 76;ِهِنَّ ذَلِكَ أَدْنَى أَن يُعْرَفْ 06;َ فَلَا يُؤْذَيْ 06;َ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمً 75;
Okunuş |
Ya eyyühen nebiyyü kul li ezvacike ve benatike ve nisail mü'minine yüdnine aleyhinne min celabibihinn zalike edna ey yu'rafne fe la yü'zeyn ve kanellahü ğafurar rahiyma |
Diyanet Açıklamalı |
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir. |
Diyanet Vakfı |
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir. |
Elmalılı Orijinal |
Ey o Peygamber! Zevcelerine ve kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına hep söyle: cilbâblarından üzerlerini sıkı örtsünler, bu onların tanınmalarına, tanınıp da eza edilmemelerine en elverişli olandır, bununla beraber Allah bir gafûr rahîm bulunuyor |
Elmalılı Sade. 1 |
Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış elbiselerinden (cilbablarından) üzerlerini sıkıca örtsünler! Bu, onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah, çok bağışlayıcıdır, merhamet edicidir. |
Elmalılı Sade. 2 |
Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. |
Ö. N. Bilmen |
Ey Peygamber! Zevcelerine ve kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına de ki, üzerlerine feracelerini sıkı örtsünler. Bu, onların tanınmalarına ve eza edilmemelerine en yakın (en muvafık) bir sebebdir. Ve Allah en çok mağfiret edendir, çok merhametli olandır. |
S. Ateş |
Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle: (Bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) örtülerini üstlerine salsınlar; onların tanınıp incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir. |
Tefhimü-l Kuran |
Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. |
Fizilalil Kuran |
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle: Bir ihtiyaç için dışarı çıktıklarında örtülerini üstlerine alsınlar, vücutlarını örtsünler. Bu onların hür ve namuslu bilinmelerini ve bundan dolayı inciltilmemelerini daha iyi sağlar. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. |
İ. Kesir |
Ey peygamber; eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle: Üstlerine örtü alsınlar. Bu, onların tanınıp da incitilmemeleri için daha elverişlidir. Ve Allah; Gafur, Rahim olandır. |
Mevdudi |
Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. |
A. Gölpınarlı |
Ey Peygamber, eşlerine ve kızlarına ve inananların kadınlarına söyle; dışarı çıkacakları vakit dışarıya mahsus elbiselerini giysinler; bu, onların tanınıp incinmemelerini daha iyi sağlar ve Allah, suçları örter, rahîmdir. |
Y.N. Öztürk |
Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınmaları ve incitilmemeleri için çok daha uygun bir yoldur. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. |
H. S. Yeter |
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir. |
A. Bulaç |
Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. |
S. Yıldırım |
Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mümin kadınlara söyle: Ev dışına çıktıkları zaman dış elbiselerini üzerlerine salıversinler. Böyle yapmaları onların iffetli tanınmaları ve kendilerine sarkıntılık edilerek incitilmemeleri yönünden en uygun bir davranıştır. Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur). |
A. Uğur |
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir. |
G. Onan |
Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve inançlıların kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Tanrı çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. |
Ş. Piriş |
-Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış elbiselerini üzerlerine örtsünler. Bu tanınmaları ve incitilmemeleri için en uygundur. Allah, bağışlayıcıdır, merhametlidir. |
E. Yüksel |
Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve inananların kadınlarına örtülerini üzerlerine salmalarını söyle. Bu, onların (erdemli kadınlar olarak) tanınıp hakarete uğramamaları için daha elverişlidir. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir. |
İ.H. Baltacıoğlu |
Ey peygamber! Karılarına, kızlarına, inanan kadınlara söyle de örtülerine bürünsünler. Böylesi onların tanınmaları, incitilmemeleri için daha elverişlidir. Allah yarlıgayıcı, esirgeyici olandır. |
Yusuf Ali (EN) |
O Prophet Tell thy wives and daughters, and the believing women, that they should cast their outer garments over their persons (when abroad): that is most convenient, that they should be known (as such) and not molested. And Allah is Oft-Forgiving, most Merciful. |
M. Pickthall (EN) |
O Prophet! Tell thy wives and thy daughters and the women of the believers to draw their cloaks close round them (when they go abroad). That will be better, that so they may be recognised and not annoyed. Allah is ever Forgiving, Merciful. |
R. Khalifa (EN) |
O prophet, tell your wives, your daughters, and the wives of the believers that they shall lengthen their garments. Thus, they will be recognized (as righteous women) and avoid being insulted. GOD is Forgiver, Most Merciful. |
MH Shakir (EN) |
O Prophet! say to your wives and your daughters and thewomen of the believers that they let down upon them theirover-garments; this will be more proper, that they may beknown, and thus they will not be given trouble; and Allah isForgiving, Merciful. |
|
Yukarı dön |
|
|
tamerselin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 kasim 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 123
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
bu konu bu forumda benim açımdan kapanmıştır......size esenlik dolu günler...
__________________ 6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi
|
Yukarı dön |
|
|
Ebru Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 02 mart 2006 Gönderilenler: 60
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
tamerselin Yazdı:
Okunuş |
Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne ve yahfazne fürucehünne ve la yübdine zinetehünne illa ma zahera minha vle yadribne bi humurihinne ala cüyubihinne ve la yübdine zinetehünne illa li büuletihinne ev abaihinne ev abai büuletihinne ev ebaihinne ev ebnai büuletihnne ev ihvanihinne ev beni ihvanihinne ev beni ehavatihinne ev nisaihinne ev ma meleket eymanühünne evit tabiiyne ğayri ülil irbeti miner ricali evit tiflillezine lem yazheru ala avratin nisai ve la yadribne bi ercülihunne li yu'leme ma yuhfine min zinetihinn ve tubu ilellahi cemian eyyühel mü'minune lealleküm tüflihun |
Diyanet Açıklamalı |
Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. |
|
|
|
Tamer Bey boyle laf kalabagi bir suru meal yapistirmakla olmuyor. Bir tek soruya cevap verebilirimisin. Sen Su yukarida verdigin ayeti rica ediyorum BASORTUSU KELIMESINI gosterebilrimisin. Gerisi laf kalabaligi . Baska hic bir sey soylemene gerek yok.
Sadece sizin MEALemi yoksa KURANAmi iman ettiginzi anlamaya calisiyorum. Kurana iman ediyorsaniz ARAPCASINDAN LUTFEN ALLAH rizasi icin SU kelime basortusu deyiniz. AMA hayir Kuranda denilene degilde MEALE iman ederim diyorsaniz. O zaman size diyecek bir seyim yok.
Cevabiniz icin simiden Allah razi olsun. Lutfen konuyu baska yere cekmeden cevap verin.
Soruyu tekrar ediyorum. Kurana iman ediyorsaniz SU kelime BASORTUSU deyin.
|
Yukarı dön |
|
|
Ebru Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 02 mart 2006 Gönderilenler: 60
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
__________________ Bayanlar UYANIN ARTIK, Basörtüsü ve ÇARÇAFLARINIZDAN baska kaybedecek bir şeyiniz YOK. SIRF KURANA inanmanin özgürlügünü TADIN
|
Yukarı dön |
|
|
tamerselin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 kasim 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 123
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ya bana ithal resimler gösterme ebru....zaten son verdim ben bu forumda bu konuya...bakara son ayetleri ile sizi başbaşa bırakıyorum.
yukardaki adamlar senden milyar kere arapçayı biliyorlar...sen biliyormusun?
Resmi:2/İniş:92/Alfabetik:11)
آمَنَ الرَّسُو 04;ُ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِ وَالْمُؤ 18;مِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللّهِ وَمَلآئِ 03;َتِهِ وَكُتُبِ 07;ِ وَرُسُلِ 07;ِ لاَ نُفَرِّق 15; بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِه 16; وَقَالُو 75;ْ سَمِعْنَ 75; وَأَطَعْ 06;َا غُفْرَان 14;كَ رَبَّنَا وَإِلَيْ 03;َ الْمَصِي 85;ُ
Okunuş |
Amener rasulü bi ma ünzile ileyhi mir rabbihi vel mü'minun, küllün amene billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rusülih, la nüferriku beyne ehadim mir rusülih, ve kalu semi'na ve eta'na ğufraneke rabbena ve ileykel masiyr |
Diyanet Açıklamalı |
Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır" dediler. |
Diyanet Vakfı |
Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. «Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır» dediler. |
Elmalılı Orijinal |
Peygamber, Rabbından ne indirildi ise ona îman getirdi, mü'minler de, her biri «Allaha ve melâikesine ve kitablarına ve peygamberlerine: Peygamberlerinden hiç birinin arasını ayırmayız diye» iman getirdiler ve şöyle dediler: semi'na ve eta'na, gufranını dileriz ya rabbena! sanadır gidiş |
Elmalılı Sade. 1 |
Peygamber, Rabbinden ne indirildiyse ona iman etti, müminler de. Hepsi, Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve: «Peygamberleri arasında hiçbir ayırım yapmayız.» diye Peygamberlerine inandılar ve: «İşittik ve boyun eğdik, bağışlamanızı dileriz, ey Rabbimiz! Dönüş sanadır!» dediler. |
Elmalılı Sade. 2 |
Peygamber, Rabbi'nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Müminlerin de hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. «Biz Allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır.» dediler. |
Ö. N. Bilmen |
Peygamber, kendisine Rabbisinden indirilene imân etti, mü'minler de, hepsi de Allah Teâlâ'ya ve O'nun meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine imân etti. «Biz Allah Teâlâ'nın peygamberlerinden hiçbirinin arasını ayırmayız» dediler. «Ve biz dinledik, itaat da ettik, mağfiretini dileriz, ey Rabbimiz.» (diye niyaz ettiler) |
S. Ateş |
Elçi, Rabbinden, kendisine indirilene inandı, mü'minler de. Hepsi Allah'a, meleklerine, Kitaplarına ve peygamberlerine inandı. "O'nun elçilerinden hiçbirini diğerinden ayırdetmeyiz" (dediler). Ve dediler ki: "İşittik, itâ'at ettik! Rabbimiz, (bizi) bağışlamanı dileriz. Dönüş(ümüz) sanadır!" |
Tefhimü-l Kuran |
Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine inandı. «O'nun peygamberleri arasında hiç birini (diğerinden) ayırdetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz) . Varış ancak Sana'dır» dediler. |
Fizilalil Kuran |
Peygamber kendisine Rabbi tarafından indirilen gerçeklere inandı, müminler de. Hepsi birlikte Allah'a, O'nun meleklerine, O'nun kitaplarına ve O'nun peygamberlerine inandılar. 'Onun peygamberlerinden hiçbirini diğerlerinden ayırmayız. Duyduk ve uyduk. Günahlarımızı bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz, dönüşümüz sanadır' dediler.» |
İ. Kesir |
Peygamber de, iman edenler de O'na indirilene inandı. Hepsi de Allah'a, meleklerine, kitablarına, peygamberlerine iman etti. O'nun peygamberlerinden hiçbirinin arasını tefrik etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Affını dileriz, ey Rabbımız. Dönüş Sana'dır, dediler. |
Mevdudi |
Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine inandı. «O'nun peygamberleri arasında hiç birini (diğerinden) ayırdetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz) . Varış ancak Sana'dır» dediler. |
A. Gölpınarlı |
Peygamber de kendisine Rabbinden indirilene inanmıştır, inananlar da. Hepsi de Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inanmıştır. Peygamberlerinden hiçbirini öbüründen ayırmayız, duyduk demişlerdir ve itaat ettik, Rabbimiz, yarlıganma dileriz senden, varacağımız yer, tapındır senin. |
Y.N. Öztürk |
Resul, Rabb'inden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdir: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş yalnız sanadır." |
H. S. Yeter |
Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır" dediler. |
A. Bulaç |
Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, meleklerine, Kitaplarına ve elçilerine inandı. "O'nun elçileri arasında hiç birini (diğerinden) ayırdetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sana'dır" dediler. |
S. Yıldırım |
Peygamber, Rabbi tarafından kendisine ne indirildi ise ona iman etti, müminler de! Onlardan her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman etti. "O’nun resullerinden hiç birini diğerinden ayırt etmeyiz." dediler ve eklediler: "İşittik ve itaat ettik ya Rabbenâ, affını dileriz, dönüşümüz Sanadır." |
A. Uğur |
Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır" dediler. |
G. Onan |
Elçi, kendisine rabbinden indirilene inandı, inançlılar da. Tümü Tanrı'ya, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inandı. "O'nun elçileri arasında hiç birini (diğerinden) ayırdetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak sanadır" dediler. |
Ş. Piriş |
Peygamber, Rabbi'nden kendisine indirilene iman etmiştir, mü’minler de! Hepsi de, Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman etmiş ve: -Allah’ın peygamberlerinden hiç birini (diğerinden) ayırmayız. İşittik ve itaat ettik, Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş sanadır.” demişlerdir. |
E. Yüksel |
Elçi, Rabbinden kendisine indirilene inandı, inananlar da... Hepsi, ALLAH'a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inanırlar: "Elçilerinin hiçbirisi arasında ayırım yapmayız."17 Derler ki: "İşittik ve uyduk. Rabbimiz bizi bağışla; dönüş sanadır." |
İ.H. Baltacıoğlu |
Allah’ın elçisi çalabından kendisine bildirilene inandı. İnananların hepsi de Allah’a, meleklerine, kitaplarına, elçilerine inandılar. Şunu da dediler: « Biz Allah’ın elçilerini birbirinden ayrı tutmayız.« Bir de dediler: « Dinledik, boyun eğdik, ey çalabımız! Senden yarlıgama dileriz, sonunda ancak sana dönülecektir.» |
Yusuf Ali (EN) |
The Messenger believeth in what hath been revealed to him from his Lord, as do the men of Faith. Each one (of them) believeth in Allah, His angels, His books, and His Messengers. "We make no distinction (they say) between one and another of His Messengers." And they say: "We hear, and we obey: (we seek) Thy forgiveness, our Lord, and to Thee is the end of all journeys." |
M. Pickthall (EN) |
The messenger believeth in that which hath been revealed unto him from his Lord and (so do) the believers. Each one believeth in Allah and His angels and His scriptures and His messengers - we make no distinction between any of His messengers - and they say: We hear, and we obey. (Grant us) Thy forgiveness, our Lord. Unto Thee is the journeying. |
R. Khalifa (EN) |
The messenger has believed in what was sent down to him from his Lord, and so did the believers. They believe in GOD, His angels, His scripture, and His messengers: "We make no distinction among any of His messengers." They say, "We hear, and we obey. Forgive us, our Lord. To You is the ultimate destiny." |
MH Shakir (EN) |
The messenger believes in what has been revealed to him fromhis Lord, and (so do) the believers; they all believe in Allahand His angels and His books and His messengers; We make nodifference between any of His messengers; and they say: We hear andobey, our Lord! Thy forgiveness (do we crave), and to Thee is theeventual course.
(BAKARA suresi 286. ayet) & amp; amp; nbsp;(Resmi:2/İniş:92/Alfabetik:11)
لاَ يُكَلِّف 15; اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَ 75; لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْ 07;َا مَا اكْتَسَب 14;تْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذ 18;نَا إِن نَّسِينَ 75; أَوْ أَخْطَأْ 06;َا رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَ 75; إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَ 07;ُ عَلَى الَّذِين 14; مِن قَبْلِنَ 75; رَبَّنَا وَلاَ تُحَمِّل 18;نَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِر 18; لَنَا وَارْحَم 18;نَآ أَنتَ مَوْلاَن 14;ا فَانصُرْ 06;َا عَلَى الْقَوْم 16; الْكَافِ 85;ِينَ
Okunuş |
La yükellifüllahü nefsen illa vüs'aha, leha ma kesebet ve aleyha mektesebet, rabbena la tüahizna in nesina ev ahta'na, rabbena ve la tahmil aleyna isran kema hameltehu alellezine min kablina, rabbena ve la tühammilna ma la takate lena bih, va'fü anna, vağfir lena, verhamna ente mevlane fensurna alel kavmil kafirin |
Diyanet Açıklamalı |
Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağış. |
Diyanet Vakfı |
Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! |
Elmalılı Orijinal |
Allah kimseye vüs'unden öte teklif yapmaz, herkesin kazandığı lehine yüklendiği aleyhinedir, ya rabbena! eğer unuttuk veya kasdımız bize bizden evvelkilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme, ya rabbena! hem de bize takatımız olmayanı yükletme, ve bizden günahlarımız afiv buyur ve bizlere mağfiretini reva, rahmetini atâ kıl, sensin mevlâmız, bizi mansur buyur artık seni tanımıyanlara karşı, kahrolsun kâfirler |
Elmalılı Sade. 1 |
Allah, kimseye gücünün ötesinde bir teklifte bulunmaz. Herkesin kazandığı yararına, yüklendiği günahı zararınadır. Ey Rabbimiz, eğer unutarak veya yanılarak yaptıksa, bizi sorgulama! Ey Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi, ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz bize gücümüzün yetmediğini yükletme, günahlarımızı affet, bizleri bağışla ve bize acı! Sensin mevlamız! Bizi, Seni tanımayanlara karşı yardımınla zafere eriştir, kahrolsun kafirler |
Elmalılı Sade. 2 |
Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez. Herkesin kazandığı hayır kendisine, yaptığı kötülüğün zararı yine kendisinedir. Ey Rabbimiz, eğer unuttuk ya da yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme! Ey Rabbimiz, bize bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceği yükü de yükleme! Bağışla bizi, mağfiret et bizi, rahmet et bize! Sensin bizim Mevlamız, kâfir kavimlere karşı yardım et bize. |
Ö. N. Bilmen |
Allah Teâlâ bir kimseye takatından başkasını teklif buyurmaz. Herkesin kesbettiği kendi lehinedir. Ve iktisab eylediği de kendi aleyhinedir. «Ey Rabbimiz! Eğer unuttuk ise veya hata ettik ise bizi muaheze buyurma. Ey Rabbimiz! Ve bize, bizden evvelkilere yüklemiş olduğun gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bizim için kendisine takat bulunmayan bir şey de yükleme. Ve bizden af buyur ve bizim için mağfiret buyur ve bizlere merhamet kıl, Sen bizim mevlâmızsın. Artık kâfirler olan kavim üzerine bizlere nusret ver.» |
S. Ateş |
Allâh, kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. "Rabbimiz, unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim mevlâmız(sâhibimiz, efendimiz)sin! kâfirler toplumuna karşı bize yardım eyle!" |
Tefhimü-l Kuran |
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. Kazandığı lehine, kazandırdıkları da aleyhinedir. «Rabbimiz, unuttuklarımızdan ya da yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet, bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.» |
Fizilalil Kuran |
Allah hiç kimseye kapasitesini aşacak bir yükümlülük yüklemez. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına ve işlediği kötülük de kendi zararınadır. Ey Rabbimiz, eğer unutacak ya da yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz, bizden öncekilere yüklemiş olduğun gibi bize de ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceği yükü taşıtma, bizi affet, günahlarımızı bağışla, bize merhamet eyle, sen mevlamızsın bizim. Kâfirlere karşı yardım et bize. |
İ. Kesir |
Allah, kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemez. Kazandığı lehine, yüklendiği aleyhinedir. Ey Rabbımız, unuttuk veya yanıldıysak sorumlu tutma bizi. Ey Rabbımız, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Ey Rabbımız, bize gücümüzün yetmeyeceğini yükleme. Affet bizi, bağışla bizi. Sen Mevlamızsın. Kafirler güruhuna karşı yardım et bize. |
Mevdudi |
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. Kazandığı lehine, kazandırdıkları da aleyhinedir. «Rabbimiz, unuttuklarımızdan ya da yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet, bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.» |
A. Gölpınarlı |
Allah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı sevap kendisine aittir, elde ettiği suç gene kendisine ait. Rabbimiz, bizi muaheze etme unuttuysak, yahut yanıldıysak. Rabbimiz, bize ağır yük yükleme bizden öncekilere yüklediğin gibi. Rabbimiz, yükleme gücümüzün yetmeyeceği şeyi. Bağışla bizi, yarlıga bizi, acı bize, sensin yardımcımız, artık yardım et bize inanmayanlara karşı. |
Y.N. Öztürk |
Allah hiç bir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir/kişinin hem kendisi hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir. "Ey Rabb'imiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabb'imiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabb'imiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ'mızsın. Küfre sapanlar topluluğuna karşı yardım et bize!" |
H. S. Yeter |
Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! |
A. Bulaç |
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et." |
S. Yıldırım |
Allah hiçbir kimseyi güç yetiremeyeceği bir şekilde yükümlü tutmaz. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, işlediği fenalık da kendi aleyhinedir. Ya Rabbenâ! Eğer unuttuk veya kasıtsız olarak yanlış yaptıysak bundan dolayı bizi sorumlu tutma! Ya Rabbenâ! Bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ya Rabbenâ! Takat getiremeyeceğimiz şeylerle bizi yükümlü tutma! Affet bizi, lütfen bağışla kusurlarımızı, merhamet buyur bize! Sensin Mevlâmız, yardımcımız! Kâfir topluluklara karşı Sen yardım eyle bize! |
A. Uğur |
Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! |
G. Onan |
Tanrı hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge. Sen bizim mevlamızsın. Kafirler kavmine karşı bize yardım et." |
Ş. Piriş |
Allah, hiç kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez. (Herkesin) kazandığı (iyilik) lehine ve işlediği (kötülük) ise aleyhinedir! -Rabbimiz, eğer unuttuk veya hata yaptıysak, bizi hesaba çekme, Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir görev yükleme. Rabbimiz, gücümüzün yetmeyeceğini bize taşıtma. Bizi affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen bizim mevlâmızsın. Kafir topluma karşı bize yardım et. |
E. Yüksel |
ALLAH kişiye ancak kapasitesi kadar yükler. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kazandığı kötülükse kendi zararınadır. "Rabbimiz, unutur yahut yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize ağır sorumluluk yükleme! Rabbimiz, gücümüzün yetmeyeceği şeyleri bize yükletme! Bizi hoşgör, bizi bağışla ve bize acı! Sensin bizim mevlamız (efendimiz ve egemenimiz). İnkarcılar topluluğuna karşı bize yardım et! |
İ.H. Baltacıoğlu |
Allah herkese ancak gücü yettiği kadarını yükler. Herkesin ettiği iyilik kendinedir, ettiği kötülük de kendine. « Ey çalabımız! Biz unutacak ya da yanılacak olursak sen bizi sorumlu tutma. Ey çalabımız! Bizden öncekilere yüklediğin ağır yükü bize de yükleme. Ey çalabımız! Taşımaya gücümüz yetmiyecek olan bir yükü bize yükleme. Bizi bağışla, bizi yarlıga, bizi esirge. Sen ki bizim koruyucumuzsun, Allah’ı tanımayan kimselere karşı artık sen bize yardım et.» |
Yusuf Ali (EN) |
On no soul doth Allah place a burden greater than it can bear. It gets every good that it earns, and it suffers every ill that it earns. (pray:) our Lord! condemn us not if we forget or fall into error; our Lord! lay not on us a burden like that which thou didst lay on those before us; our Lord! lay not on us a burden greater than we have strength to bear. Blot out our sins, and grant us forgiveness. Have mercy on us. Thou art our protector; help us against those who stand against Faith. |
M. Pickthall (EN) |
Allah tasketh not a soul beyond its scope. For it (is only) that which it hath earned, and against it (only) that which it hath deserved. Our Lord! Condemn us not if we forget, or miss the mark! Our Lord! Lay not on us such a burden as Thou didst lay on those before us! Our Lord! Impose not on us that which we have not the strength to bear! Pardon us, absolve us and have mercy on us! Thou art our Protector, and give us victory over the disbelieving folk. |
R. Khalifa (EN) |
GOD never burdens a soul beyond its means: to its credit is what it earns, and against it is what it commits. "Our Lord, do not condemn us if we forget or make mistakes. Our Lord, and protect us from blaspheming against You, like those before us have done. Our Lord, protect us from sinning until it becomes too late for us to repent. Pardon us and forgive us. You are our Lord and Master. Grant us victory over the disbelieving people." |
MH Shakir (EN) |
Allah does not impose upon any soul a duty but to the extentof its ability; for it is (the benefit of) what it has earned andupon it (the evil of) what it has wrought: Our Lord! do notpunish us if we forget or make a mistake; Our Lord! do not lay onus a burden as Thou didst lay on those before us, Our Lord do notimpose upon us that which we have not the strength to bear; andpardon us and grant us protection and have mercy on us, Thou artour Patron, so help us against the unbelieving people. |
|
|
Yukarı dön |
|
|
tamerselin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 kasim 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 123
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
EBRU AÇ GÖZLERİNİDE İYİ BAK....YUKARDAKİLERDE AYET MEALLERİ...HADİ BEN ARAPÇADAN ANLAMIYORUM SEN BANA NASIL ANLATACAN OLMADIĞINI....HADİ ARAPÇA ANLATTIN NASIL EMİN OLUCAM....AÇIKLARDAN VERDİĞİN ÖRNEKLERDEN KAÇ TANE MÜSLÜMAN BAYAN VAR DEDİĞİN GİBİ....ADRES VERDE BULACAĞIM Bİ YER VARMI ?KAPALI KAPILAR ARDINDAN KURU SIKI ATMAK KOLAY....
__________________ 6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi
|
Yukarı dön |
|
|
Ebru Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 02 mart 2006 Gönderilenler: 60
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
tamerselin Yazdı:
NUR 31 Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne ve yahfazne fürucehünne ve la yübdine zinetehünne illa ma zahera minha vle yadribne bi humurihinne ala cüyubihinne ve la yübdine zinetehünne illa li büuletihinne ev abaihinne ev abai büuletihinne ev ebaihinne ev ebnai büuletihnne ev ihvanihinne ev beni ihvanihinne ev beni ehavatihinne ev nisaihinne ev ma meleket eymanühünne evit tabiiyne ğayri ülil irbeti miner ricali evit tiflillezine lem yazheru ala avratin nisai ve la yadribne bi ercülihunne li yu'leme ma yuhfine min zinetihinn ve tubu ilellahi cemian eyyühel mü'minune lealleküm tüflihun
NUR 31 Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.
|
|
|
Tamer Bey rica ediyorum. Lutfen Sadece soruma cevap ver. Onlarca ayni ayetin mealini verme. Bu verdigin adamlar arapcanin en iyisini bilebilirler beni ilgilendirmiyor.
SEN LUTFEN SORUYA CEVAP VER. Nerde Bu ayetde BASORTUSU KELIMESI
Tamer Bey boyle laf kalabagi bir suru meal yapistirmakla olmuyor. Bir tek soruya cevap verebilirimisin. Sen Su yukarida verdigin ayeti rica ediyorum BASORTUSU KELIMESINI gosterebilrimisin. Gerisi laf kalabaligi . Baska hic bir sey soylemene gerek yok.
Sadece sizin MEALemi yoksa KURANAmi iman ettiginzi anlamaya calisiyorum. Kurana iman ediyorsaniz ARAPCASINDAN LUTFEN ALLAH rizasi icin SU kelime basortusu deyiniz. AMA hayir Kuranda denilene degilde MEALE iman ederim diyorsaniz. O zaman size diyecek bir seyim yok.
Cevabiniz icin simiden Allah razi olsun. Lutfen konuyu baska yere cekmeden cevap verin.
Soruyu tekrar ediyorum. Kurana iman ediyorsaniz SU kelime BASORTUSU deyin.
YOK yuztane Mealci var desende AYETDE NE BAS KELIMESI VAR NEDE SAC KELIMESI. Lutfen cevap vermekde acele etme git bu mealciler sor. SOnra cevap ver
__________________ Bayanlar UYANIN ARTIK, Basörtüsü ve ÇARÇAFLARINIZDAN baska kaybedecek bir şeyiniz YOK. SIRF KURANA inanmanin özgürlügünü TADIN
|
Yukarı dön |
|
|
halil66 Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 05 mart 2006 Gönderilenler: 53
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
yaşasın ebru
''avret'' yok sadece ''cinsel organlar ''var. diğer yerleri açın .kaybedeceğiniz bişi yok.
__________________ selam
|
Yukarı dön |
|
|
Abdullah16 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 21 eylul 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 727
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Tamer ve halil beyler,
Efendice cevap veremeyince belaltına vurmaya başladınız.
Tıpkı kuranda anılan atalarınız gibi alay ederek hakikati örtmeye(ki,kafir de hakikati örten değil mi zaten)doğrulara savaş açmaya yemin etmişsiniz.
Bana göre size tecdid-i iman gerekirken rabbileriniz olan ulemaya göre +tecdid-i nikah gerekir.Doğruya teslim olmak bu kadar zor mu geldi size ve size alkış tutanlara ki kudurduça çoşuyor,coçtukça kuduruyorsunuz.Sizi tek rabbim olan Allaha havale ediyorum.
Hazreti Musa peygamberimin dediğini sizin gibilere bin kere haykıracağım:
''İNANMIYORSANIZ BARİ ÖNÜMDEN ÇEKİLİN.''
__________________ ''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
|
Yukarı dön |
|
|
|
|