Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Abdullah16 Yazdı:
Cemaatle namaz anında Arapça okunabilir anlayışı maalesef doğru değil.Çünkü namaz kılmak tamamen bireysel bir ibadettir. Sadece savaş anında toplu kılınmasının en önemli sebebi de herkesin o anda Allah'tan sabır,yardım ve zafer isteme duygusunun herkes için öncelikli istek olmasıdır.
Bu durumda namaz kıldıracak kişi arkasındaki topluluğa savaş anında yardım istemekle ilgili ayetleri isterse arapça okur,isterse kendi dilinden okur.Yine burda da cemaat imamının kişisel tercihi önemli rol oynar.Selam ile.
|
|
|
Abdullah bence yanlış düşünüyorsun.
“Gelenekçi olmayalım” amacıyla atalarımızdan aldığımız miras adına ne var ne yoksa silip atmamız kadar büyük bir yanlış olamaz. Bizler devraldığımız miras içinde şirk unsurları varsa, Kur’ana aykırılıklar varsa onları ayıklamalıyız. Atalarımızı büsbütün/tamamen bir yanlışın içinde varsaymak, onların ürettiği değerleri bir çırpıda yoksaymak hiç de mantıklı bir tavır değil.
Çıkış noktamız “atalara muhalif olma” değil “yanlışları elimine etme” olmalıdır.
Kur’anın Furkan olmasının anlamı başka ne olabilir ki? Elimizdeki yegane mutlak ölçüte göre doğru yanlış cetvelimizi oluşturmalıyız.
Bu hususta dostlarımızla güzel bir tartışmamız/paylaşımımız olmuştu. Okumanı tavsiye ederim: http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=315&PN=2&TP N=8
Hadissiz Namaz
Şimdi asıl mevzuya geleyim. Cemaatle kılınanacak namazın sadece savaş anına mahsus özel bir olay olduğunu iddia ediyorsun. Bu kanıya da muhtemelen Nisa Suresindeki ayetlerden yola çıkarak varıyorsun. Gel ayetlere bir daha bakalım:
Nisa Suresi
101. Yeryüzünde dolaştığınız zaman, küfre sapanların size tedirginlik vermesinden korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şu bir gerçek ki, küfre batanlar sizin için açık bir düşmandır.
102. Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır.
103. Korku halindeki namazı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.
Allah aşkına söyler misin bu ayetlerin neresinden, cemaatle namazın sadece savaş anında kılınabileceğini çıkarıyorsun?
…küfre sapanların size tedirginlik vermesinden korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur.
Bu ayette özel durumlarda namazın kısaltılabileceği söyleniyor.
…Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar…
Bu ayette Peygamberimizin/liderin müminlere “sadece savaşta cemaatle namaz kıldırması” değil “savaşta bile topluca namaz kılınmasının gerekliliği” anlatılıyor. Cemaatle namaz zaten kılınacak, hatta savaşta bile bundan taviz verilmeyecek. Yalnız tedbir olarak müminler iki gruba ayrılacak. Bir grup Peygamberin arkasında namaz kılarken diğer grup onları savunacak. Burada söylenen bu. Ayetin bu kısmından da cemaatle namazın sadece savaş anına yada özel durumlara has olduğu fikrine en ufak bir delil yok.
Korku halindeki namazı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı tam bir biçimde yerine getirin….
Ayetin bu kısmından da, toplu namazın olağanüstü durumlara has bir husus olduğu sonucu çıkmıyor. Rabbimiz korku/tedirginlik anındaki namazla, sair durumlardaki namaz arasında tek bir ayrım yapıyor. O da; namazın tam bir şekilde yerine getirilmesi. Olağanüstü hallerde namaz kısaltılabilir (bir rekat), olağan hallerde ise namaz tam kılınır(iki rekat, bazılarına göre ise minimum iki rekat). Söylenen bu.
Bu ayetlerin ve diğer Kur’an ayetlerinin hiçbirisinde namazın cemaatle kılınmasının ancak savaş/normaldışı koşullara özgü olduğu fikrine delil teşkil edecek en ufak bir ipucu bile yok.
Bence ifrat-tefrit olayına girmeden düşünmek ve fikir üretmek gerek.
Atalarımızdan devraldığımız -Kur’ana ters olmayan- nice güzellikleri gözardı etmememiz gerek. (Kim tarafından üretilmiş olursa olsun) Üretilen/varolan değerlerden mutlaka faydalanmamız gerek.
Saygılar
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|