Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

tek başına yetebileceğini düşündüğüm mükemmel bir kitap sünnetin dindeki yeri yaklaşık 15 hadis hocasının (prof.doç vb.) tartışmalı olarak makalelerine cevaplar vererek hadisleri incelemişler forum kıvamında denilebilir.Arkadaşlar böylesi önemli bir konuda kesinlikle okumanızı ve araştırmanızı tavsiye ederim.

http://www.isavvakfi.org/metinler.php?kat_id=546&grup=YA YINLARIMIZ

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

niye tartışmalar olsun ki... 9 yaşında ilkokul 3.sınıf öğrencisi bir kız gerdeğe girer mi? bu kız kendi kızımız olsa Allah aşkına yürekten ve samimi olarak cevap verelim, o minnacık kız kendi öz kızımız olsa gerdeğe sokar mıyız? öyle bir şey olabilir mi? bu nasıl normal karşılanabilirmiş? yok dönemin şartlarıymış, yok yaşadığı toplum normal karşılıyormuş yok yadırganmıyormuş, lütfen bu güzel dinimize attığınız bu çamurlardan vazgeçin artık.

hem, söylediklerinizin ne kadar tutarsız ve asılsız olduğunu siz de çok iyi bildiğiniz için, bu sefer de 9 dan 17 yaşına kadar bahsedilen tarihler var diyorsunuz bu sefer.

hadis İDDİAsına bir daha bakalım :

peki bu elimizdeki yani önünüzdeki hadis İDDİAsı  Aişe validemizin 6 yaşında evlendiğini ve 9 yaşında da gerdeğe girdiğini ( hatta Aişe'nin bu evlilik olayından bihaber yani habersiz bir durumda YANİ BİLİNÇ namına hiçbir hâl üzere değil  iken...) bize söylediği halde, siz bu sefer 17 yaşını ortaya atıyorsunuz.

söyler misiniz bu hadis İDDİAsının neresinde " 17 yaş " diye bir ibare geçiyor? siz veya hadis İDDİAlarını aklamak/ paklamak isteyenler hadislerin tedavi olamayacak kadar bozuk olan bu müşküllerini şahsi rey'de bulunarak zanni yamalar ile kurtarmaya çalışıyorsunuz. bu mızrak bu çuvala sığmıyor arkadaşım. boşuna bu ve bunun gibi son derece çirkin ve Sevgili Son Peygamber'e, eşlerine ( validelerimize) ve sahabelere iftira olmaktan başka bir özelliği ve hiçbir faydası olmayan ( güya hadisler Kur'an'ı açıklayacaklar dı, halbuki hadislerin kendisi açıklanmaya muhtaç, hatta açıklanamıyor...) bu hadis İDDİAlarının bugün " biz Müslümanız " diyen toplumları ne hale getirdiğini , ne zelilllikler içine garkettiğini görmüyor olamazsınız.

daha önce de söylemiş bulunduğum gibi :

İLGİLİ LİNK : KADININ EVLİLİK YAŞI NEDİR?

devam edecek inşaAllah

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

CEVAP:

*Hz. Peygamber’in evlilikleri çeşitli yönlerden örneklik teşkil

etmekte ve hikmetler taşımaktadır. Hz. Peygamber, evliliklerini

aldığı vahiy doğrultusunda yaptığını belirtmiştir. Kur’ân-ı Kerîm

’de Hz. Peygamber’in evlatlığı Zeyd b. Hârise’nin eşi Zeyneb’ten

boşanacağı ve onun Hz. Peygamber ile evlendirileceği belirtilmiştir.

“Cebrâil, vahyini Rabbim’den getirmeden hiç kimse ile evlenme

diğim gibi kızlarımdan hiçbirini de evlendirmedim” (İbn Adiy, el-Kâmil

I, 305; İbn Seyyidinnas, Uyûnu’l-eser II, 381; ayrıca bk. İbn

 Mâce, Mukaddime 11) hadîsi, bu tesbiti doğrulamaktadır. Nitekim

 Zeyneb bint Cahş ile evliliğinin Allah’ın emri ile olduğu  Kur’ân-ı

Kerîm’de yer almaktadır. (el-Ahzâb (33), 37). Hz. Hadîce ile

evliliği bir erkeğin kendinden büyük hanımla evleneceğine, Hz. Âişe

ile evliliği kendinden küçük bir hanımla evleneceğine örnektir.

Her çağda dünyanın her yerinde bu tip evliliklerin olduğu da bir vakıadır.

Burada cevaplanması gereken bir kaç soru var.

1-Efendimize teslim edilmesiyle arasında 3 senelik bir zaman var yani

9 yaşına kadar neden beklemiştir.Bunun cevabı aydınlatılmalı.

2-

Belirttiğiniz Nisa suresi 6 ayet böyle çevrilmiş

 aynen şöyle:Yetimleri, nikaha erişecekleri çağa

 kadar deneyin;

 şayet kendilerinde bir olgunlaşma gördünüz mü,

hemen onlara mallarını verin. Büyüyecekler diye

israf ile çarçabuk yemeyin. Zengin olan iffetli

olmaya çalışsın, yoksul olan da artık maruf

(ihtiyaca ve örfe uygun) bir şekilde yesin.

Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, onlara karşı

şahid bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.

Ben sağlıkla içiçe olan bir meslekle çalışıyorum. Her iklim tipinde ol-

gunlaşmada ona göre değişmekte misal 40 yaşından sonra arap ül

kelerinde sıcaklıktan dolayı için gerekli olan ereksiyon

 neredeyse olmamaktadır.Biz kendi ülkemiz koşullarına göre bu

durumu değerlendiriyoruz.Olgunlaşma belki o insanın halkında ve kül-

tür yapısından kaynaklanan daha genç bir olgunlaşma olabilir.Belki

o 3 yıllık zamanda bunun için beklenmiş olabilir.

3-Hadis usulünü bilseniz rivayetlerde neden 17 bazısında neden 9

yaş olduğunu anlayabilirsiniz.

Hadis usulü ile ilgili bir tablo..

http://rapidshare.com/files/178470067/HadisCesitler_1_.pdf.h tml

4-Bugün müslümanları içine düştükleri durum hadislerden değil,

dinimizin hiç bir şeyine önem vermemelerindendir.En başta Kuran ve

hadisleri saf dışı etmelerinden onları anlama gayreti göstermemeleri

ndendir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sizin siteyle tanışalı 7 ay oldu ve 7 aydır hadis ilmi üzerine araştırıyor tek tek hadisleri irdeliyorum.Bu süreçte öğrendiğim bir kaç şey şu:

Hadisleri Kur'an ile Bağdaştırmak

1-Kur'an ve sünnetin kendi iç Bütünlükleri

Buradan maksat metin bütünlüğüdür.Bir ayetin Kur'an'ın bütün ayetleri içerisinde,bir hadisin sahih sayılan bütün hadisler içerisinde bir bütünlük mevcuttur.Ayrıca aynı hadisin birden çok varyantı olması itibariyle,hadis için,Kur'an hakkında söz konusu olmayan ikinci bir bütünlük problemi söz konusudur.Yani bir hadisin bütün varyantları toplanmadan değerlendirmeye tabi tutulursa yanlış sonuçlar çıkacaktır.Çünkü bir hadisin farklı varyantlarının mukayesesi sonucunda, ilk rastladığımız varyantdakinden farklı şekilde anlayabiliriz.Dolayısıyla bir varyantıyla Kur'ana aykırı gördüğümüz bir hadisi başka varyantlarla değerlendirince aykırı göremeyebiliriz.Misal Ebu hureyre'den nakledilen " Üç şeyde uğusuzluk vardır..." hadisini verebiliriz.Hadisin başka varyantlarında hadisin Ebu Hureyre'nin sözün yarısında girdiğinden hadisi yanlış anladığı ortaya çıkmaktadır.Şu halde herhangi bir erde rastladığımız veya işittiğimiz bir hadisi elimize alıp,Kuran'ın altıbin küsür ayetiyle karşılaştırmak suretiyle arz yapamayız.Yani önce hadisin bütün varyantlarını tesbit edeceğiz.Sonra bu hadisi sünnetin bütünlüğü içerisinde ilgili diğer hadisler içerinde değerledireceğiz.SOnra o hadisle ilgili ayetleri,Yine Kuran çerçevesinde inceleyeceğiz.Bir ayeti diğer ayetlerden, bir hadisi diğer diğer hadislerden bağımsız olarak değerlendirirsek bütünlüklerini ihlal etmiş oluruz.Bu da bizi yanlış anlamaya dolayısıyla yanlış sonuçlara sevk eder.Yani ayet ve hadisleri değerlendirmek Subjektiviteye açıktır.

2-Ayet ve Hadislerin Arkaplanları içerisinde değerlendirilmesi

Kur'anı baştan sona, hadisleride konularına göre tasnif edilmiş kitaplardaki sıraya koyduğumuzda,her bir ayet ve hadisisi asr-ı saadetteki tarihi sürecin içerinde yerleştirmeye muvaffak olmalıyız.Ayetlerin nuzül,hadislerin vurüd sırasına ve şartlarına göre tarihi süreçteki yerlerinde yerleştirilmesi için,her birinin arkaplanını bilme zorunluluğu vardır.BU durumu bütünlük içinde değerlendirebilmek için yine bu rivayetlerden de yararlanmak kaydıyla tarihi her malzemeyi,tenkid süzgecinden geçirerek bir tarihçi gibi değerlendirme yapmak gerekir.Çünkü hem ayetler hemde hadisler defaten hukuk metinleri gibi vaz edilmiş değillerdir.Her ikiside 23 yıl boyunca vakıalar muvacehesinde yaşanan hayata müdahale formunda sadır olmuşlardır.BU gerçekler göz ardı edilerek tarihi bütünlüklerinden koparılmış bir metin gibi algılanan ayetlere arz edilmesinden isabetli neticeler çıkmaz.Tarihi bütünlük içerisinden koparılmış ater ve hadislerin kendi içlerinde bile çeliştiği görülecektir.

Buradan şu sonuç çıkıyor ki sıklıkla bu sitede gördüğüm."Tarihi bütünlük koparılmış ayet ve hadislere isdeğinizi söyletmek mümkündür"İslam tarihinde ve günümüzde bunun örneklerine sıkça rastlanmaktadır.Mesela "Müşrikleri Arap yarımadasından sürüp çıkarın (ibni hacer) hadisine ters düşen hadisler ve ayetler bulabileceğimiz gibi,muvafıklarını da bulabiliriz.Halbuki bu hadisin, İslamiyet'in arap yarım adasına hakim olup, yarım adanın dışına açılma hedeflendiği ve yarımadanın merkez üssü olma niteliği kazandığı Hz.Peygamberin hayatının son dönemnde söylendiğini tesbit ederseniz,aynı dönem ve şartlarda nazıl olan ayetlere arzetmenin gerekli olduğunu gayet kolaylıkla farkedebilirsiniz.Halbuki bu hadisi, müşriklerle iyi ilişkiler sürdürmeyi,müslümanlara dokunmadıkça onlara dokunmayı tavsiye eden ayetlere arz ederseniz çelişki görmeniz kaçınılmazdır

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

3-İhtilaful hadis ve müşkilu-l Kuran açısından yapılması gereken değerlendirmeler

Ayetlerin ve hadislerin kendi içlerindeki ihtilafı sadece tarihi süreçten kaynaklanmaz.Başka sebepleri de vardır.Bu sebepler üzerinde durmak uzunca bir zamanımızı alabilir.Biz sadece bu ihtilaflar göz önüne alınmadan arz yapılırsa hata edilebileceğini düşündüğümüzden konuyu ele almaktayız.Ayetlerin ve hadislerin aralarındaki ihtilafı nasıl gidereceğimiz (cem,tercih,nesh,terk,tevakkuf) ve çözüm için hangi sıranın takib edileceği meseleri islam alimleri arasında da önemli ihtilaflara yol açmıştır.Mezheplerinde bu konuda metodolıojik ihtilafları olmuştur.

Bu yüzden herhangi bir hadisi Kur'ana arzetmeden önce her iki tarafın kendi içinde tearuz halinde olup olmadığının incelenmesi zorunludur.Ayetlerle hadis arasında tearuzu kontrol edecek olan arz işlemi ikinci merhalenin işidir.Bu arada arz yapan kişinin tearuzu gidermede benimsediği usülün ve metodun arzda farklı sonuçlara götüreceği muhakkaktır.Hadisler arasındaki tearuzu; nesh,terk veya tevakkuf yolula çözen bir kişinin o hadisi Kur'an'a arzı zaten anlamsızdır.Cem ve te'vil yoluyla çözen bir kişi ise yaptığı tevile göre Kur'ana arzedeceğinden farklı teviller arzda farklı sonuclar dogurabilir.Dolayısıyla farklı tercihler arzda da farklı sonuclara götürecektir.Benzer durum Kur'an ayetleri arasondaki tearuzun çözümü ve bunun tersiri açısından söz konusudur.Mesela birinin mensuh diye arza mesnet olarak görmediği bir ayete başka bir mensuh saymadığı için herhangi bir hadisi arzedebilir.Veya İnsan hürriyetiyle ilgili ilk bakışta müre'arız görünen ayetlin cem ve te'vilinde  cevriye mezhebini iltizam eden bir kişinin insan hürriyetine dair muayyen bir hadisi Kur'ana arzetmesinden sonra varacağı sonuç aynı olmayacaktır.

4-Kur'an ve sünnet tasavvuru

Bu tasavvurların çözümü meseleleri bir nebze çözecektir.Tarih boyunca ve günümüzde müslümanlar arasında bu konuda ihtilaflar mevcuttur.Pekçok kişi Kur'an ve sünneti meselelere birebir çözüm getiren kanun metinleri gibi algılamaktadır.Halbuki her iki nassın da tarihi yönleri vardır.Nasların tarihiliği konusundaki tartışmalardan nasların tarihilikleri kabul edilse bile problem bitmemektedir.Bu sefer de neyin tarihi neyin evrensel olduğu ihtilafları ortaya çıkacaktır."Kur'an bugün inseydi nasıl Kur'an olurdu,Hz peygamber bugün yaşasaydı ne yapardı? sorularında girince zemin iyice kayganlaşmaktadır.

5-Anlayan öznenin iradi ve iradi olmayan subjektifliği

Anlam olgusunun öznelliği bir çok problemin başında geliyor.Anlama büyük ölçüde "benmerkezlidir".Kişi bir sözü veya metni kendi bilgi seviyesi zihniyeti kültürü hayat tecribesi önyargıları temel tercihleri doğrultusunda anlar.Kur'an'ı ve hadisleri anlamada da ferd bunların tesirinde kalır.İnsanların kafalarındaki şablonlar değiştikçe yorumlarda değişmektedir.Nitekim Kur'an tefsirlerinde bile farklı ekoller türemiştir.Bir ayet hadis herkes tarafından farklı yorumlanıp birine poblem gibi gelen hadis başka biri tarafından rahatlıkla çözülebilmektedir.Tabiki kişi objektir olmak zorundadır fakat arz yapan kişinin subjektifliğinin farkında olması gerektiğini ifade etmek için bunları söylüyoruz.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

saçma hadis nasıl oluyor beyler

hiç bilginiz yoksa bari burnunuzu sokmayın da bari kendinizi kurtarın

nasıl ve ne şekilde rivayet edildiğini ve hangi şartlARDA SÖYLENDİĞİNİ Bİ ZAHMET İNCELEYİVERİN

VE AKLINIZIN ALMADIĞI MANTIKINIZIN KABUL ETMEDİĞİ ŞEYLER İLE UĞRAŞMAYIN

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam halit kardeş öncelikle hoş geldiniz...

Siz başlayınız lütfen şartları şekilleri sıralamaya....

belki içimizde akleden biri çıkar.! 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

         Efrayim

         Sevgili dostlar...

         Bu bölüme farklı bir açı getirmek istiyorum.

         Her insanın sesi parmak izi gibi kendine hastır ve uzaya gitmeyip, dünyada kalmaktadır. Bazı ülkeler bu konuda bilimsel çalışmalar sürdürmekte herkesin sesini ayrıştırma çalışmaları sürdürülmektedir. Bu bilimsel çalışmaya destek vererek, yalan yanlış iftiraya uğrayan mazlumları selamete çıkrmak gerekir.

        Sevgi ile,

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam,

"Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır. Isra 53" diyen Rabbime inat, sözün en çirkinini bulan insan oğlu ne kadar acımasız...

Saçma hadis olmaz. Uydurma olur. Yalan olur. İftira olur. Ama o zaman hadis olmaz. Bir çok arkadaş bilimsel! olduğu iddia edilen yazıları kopyala yapıştır mantığıyla buraya yerleştirmiş. Görevini yerine getirmenin huşûû içinde yanıtlar yazılmasını ve konunun derin mecralara akmasını beklemekte.

Arkadaşlar, içinde yalan, iftira, uydurma sözlerin bulunması ihtimali bile, insanı o sözlerden uzaklaştırmaya yeter. Kaldı ki, ihtimallerden öte delilli, ispatlı uydurmalar var ki bunlara söyleyecek söz yok. Şimdi bu sözlerimin ardından bir çok arkadaşımın, ravi senetleri, zincirleri, ravilerin güvenilirliği vs gibi kuramsal ve kurmacasal sözlerle yazıma karşılık vereceğini biliyorum.

Arkadaşlar, istediğiniz şekilde inanma özgürlüğüne sahipsiniz. Lütfen, sizin gibi inanmayanları yok etmek, sindirmek gibi bir telaşa kapılmayın. Hadis ilmi!: hadislerin gerçek olup olmadığını araştıra dursun, iftira, yalan ve uydurmalarla doldurulmuş sözler dizgesini temizleme çalışmalarını devam ettirsin. En değerli zamanını, Allah'ın sözlerine ayıracak yerde, birtakım sözlerin gerçek olup olmadığına kafa yorsun... Olacak iş değil.

Söylenen sözlerin büyük bir kısmının Allah'ın sözlerinin uzağında olduğunu, bir çoğunun uydurulmuş olduğunu, aralarına yalan ve iftira sokulmuş sözler olduğunu bildiğimiz bu sözler silsilesini lütfen artık tartışmayalım. Bunlara hadis adını veren arkadaşlarımın kalplerini kırmaya da gerek yok. Onlar bu şekilde mutlular. Onların inançlarıyla alay etmek bize yakışmaz.

"Saçma" sözcüğünü kullanmak büyük bir hata olabilir. Hele ki ne olursa olsun bizim gibi düşünmeyen insanların inandıkları değerlere saçma demek bize yakışan bir davranış değildir.

Sevgili forum moderatörleri:

Lütfen bu konu başlığını değiştirelim. Ya da forumu kilitleyelim. Konu yeterince sulanmış durumda. Öfke duvarını yükseltmek ve aynı fikri savunan insanların bireysel tatminlerini sağlamaktan öteye geçmeyen bu forumun itibarını artık daha fazla zedelemeyin.

Sevgiyle