Yazanlarda |
|
radyoman Uzman Uye
Katılma Tarihi: 09 mart 2005 Yer: Antigua And Barbuda Gönderilenler: 362
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Allah mezhep imamlarinin Helam ve haram koyma yetkisini ellerinden almis. Ne ilhamla kitap yazanlarin nede Mezhep imamlarinizn nede Seyhlerinizin boyle bir yetkisi yok hatirlatmak icin ayetleri yazalim.
[016.115] [DV] (Allah) size, sadece ölü hayvanı kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanı haram kıldı. Ancak kim mecbur kalırsa (başkalarının haklarına) saldırmaksızın, sınırı da aşmadan (bunlardan yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir
[016.116] [DV] Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak «Bu helâldir, şu da haramdır» demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.
Ne yapacakmisiz su ayetlere uyacagiz.
[006.151] [DV] De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.
[016.115] [DI] Allah size ancak leşi, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkasının adına kesilenleri haram etmiştir. Darda kalan, aşırı gitmemek ve başkasının hakkına el uzatmamak şartiyle bunun dışındadır. Allah şüphesiz bağışlar, merhamet eder.
[006.145] [DI] De ki: «Bana vahyolunanda, leş, akıtılmış kan, domuz eti ki pistir ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum; fakat darda kalan, başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bunlardan da yiyebilir.» Doğrusu Rabbin bağışlar ve merhamet eder
[006.153] [DV] Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.
Bu ayetler isiginda sizin mezhep imamlarinin, seylerin , ilhamla yazilmis kitaplarin sahiplerinin helalleri haramlari gitti. Tekrar yazayim ayeti yetkileri yok.
[016.116] [DV] Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak «Bu helâldir, şu da haramdır» demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.
Selam ve dua ile Radyoman
__________________ 43/44 Dogrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir ögüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.
|
Yukarı dön |
|
|
ABCDF Ozel Grup
Katılma Tarihi: 11 agustos 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 412
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sade net bir mesaj olmuş... devamını getirelim :)
- İslama çağırıldıkları halde Allah'a karşı yalan uydurmaya devam edenler...
(SAFF suresi 7. ayet) İslam'a çağrıldığı halde, Allah'a karşı yalan uyduranlardan daha zalim kimdir? Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez.
- Allah'a karşı nasıl yalan uydurulduğunu 16/116 bize öğretiyordu.
Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak «Bu helâldir, şu da haramdır» demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz.
- Allah'a karşı nasıl yalan uydurulduğu ile ilgili bir başka ayet de 3(Ali imran)/78
3/78 Onlardan bir zümre vardır, aslında Kitap'tan olmayan birşeyi siz Kitap'tan sanasınız diye, dillerini Kitap'la eğip bükerler. O, Allah katında olmadığı halde, "Bu, Allah katındandır." derler. Bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler.
Bu yanlışa kitabı okuyan, bilen kişilerin düşmesi çok olası. Kişilerin kendi hevesi yorumlarını çürük temellerle Kura'a mal etmeleri, Allah'a karşı yalan uydurmaya sebep oluyor. Çok Dikkat Edilmesi gereken bir nokta.
- Allah, haramı anlama konusunda Tevratı(kendi indiridiği Kitabını) getirin diyor.
3/93 Tevrat indirilmeden evvel, İsrail'in kendine haram kıldıklarından başka, İsrailoğullarına bütün yiyecekler helal idi. De ki: "Şu halde eğer doğruysanız, Tevrat'ı getirin de onu okuyun".
Ayetin devamında yine Allah'a karşı yalan uydurmayı buluyoruz.
3/94 Artık bundan sonra kim Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzerse, işte onlar, zalim olanlardır.
__________________ Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur.
|
Yukarı dön |
|
|
toprak-su Newbie
Katılma Tarihi: 31 mayis 2007 Gönderilenler: 23
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar;
Haram ve helal koyma yetkisinin kime ait olduğu konusu dinde farkına varılması gereken en hayati konu.
Haramı ve helalli belirleyecek otoritenin kim olduğunu belirlemek zaten kişinin dinini belirler. Herşeyin bilgisine sahip yegane olan Allah'ı mı; yoksa O ve O'nun yaratığı kullar mı?
Allah ise bu sorunun cevabını Kur'an da haram ve helallerin tam listesini vererek kuşkuya ve ikileme düşmememizi için bizi bilgilendirmiş, sorunun cevabının sadece Allah olabileceğini ilahi mesajında açıklayarak bildirmiştir.
[10/59]De ki: “Allah’ın size indirdiği; sizin de, bir kısmını helâl, bir kısmını haram kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?” De ki: “Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?”
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Arkadaşlar.Her konuda olduğu gibi,bu konuda da acele bir hükme varmışsınız.
Kur"an"ın ilk plandan verdiği bilgilerle hemen bir sonuca variyorsunuz.Ancak konularla ilgili bazı istisnalar olup olmadığına hiç dikkat etmiyorsunuz.Sizden ricam,bir konuyla ilgili bir hükme vardıktan sonra,o hükmü Kur"an"ın tüm ayet veya kıssalarına mutlaka ve tekrar tekrar sorun.Ondan sonra o hükmün doğru olduğundan emin olun.
(Süleyman)Kuşları teftiş etti.Dedi ki:"Neden hüdhüdü göremiyorum,yoksa kayıplardan mı oldu?"
Ona çetin bir azap edeceğim,ya da onu keseceğim.Yahut da bana açık bir delil getirecek" 27/20,21
Süleyman kendisinden izin almadan ortadan kaybolan hüdhüd"ü nasıl keser?Bu yetkiyi nerden almıştı ki?Hani peygamberler kendi başlarına buyruk değillerdi?
Demek ki,peygamber veya devletler veya bazı fertler,bazı hallerde veya bazı olağanüstü durumlarda,bazı yasak veya kurallar koyabilirler.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Freedom Newbie
Katılma Tarihi: 08 mart 2006 Gönderilenler: 32
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Verdiğiniz örnekte, dindendir diye yasak koymayla ilgili bir durum yok.
Konunun özü; insanların belirttiklerini, Allah'ın emri olduğunu varsaymak. Bu yönde düşünmelerini sağlamak, öyle olduğuna inanmaları, dillerini kitaba eğip bükmeleri vs.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
[016.116] [DV] Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak «Bu helâldir, şu da haramdır» demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.
Sevgili Dost.Bu ve buna benzer ayetler,dikkat ederseniz yalana dayalı helal veya haram icat edenlere dikkat çekmektedir.Ayrica,belirtmek isterim ki,yasak veya haram veya kural koymanın dinisi gayri dinisi diye bir ayırım yapılamaz.Çünkü,din hayattır,hayat dindir.Gene söylüyorum,konuya çok dar bir açıdan yaklaşarak hükmünüzü belirlediniz.Diğer bir ifade ile,konuya toptancı bir mantıkla yaklaştınız.
...İslam olmuş peygamberler,onunla yahudilere hüküm verirlerdi,KENDİLERİNİ TANRIYA VERMİŞ ZAHİDLER VE ALİMLER DE...5/44
Hz.Süleyman ve Davud kıssalarında gördüğümüz gibi,peygamberler kendi hür ve özgür iradeleri ile,diğer bir ifade ile,kendi vicdanlarına danışarak hükümler verirlerdi.
Yukarda verdiğim ayetten de,Allah"ın ilim veya bilgi sahibi bazı insanlara da hüküm verme yetkisi verdiğini görüyoruz.Örneğin,hakim veya mücdehidler veya yasama meclisleri Kur"an veya bilimin ışığında bir çok hükümler verebilirler.Bazı yiyecek veya bazı içecekleri helal veya haram kılabilirler.Yiyecek ve içeçekler konusunda hüküm,bilhassa doktor veya tıp uzmanlarına aittir.
Gönlüm Kur"an referanslı düşünmeye çalışan insanların,daha dikkatlı ve daha kapsamlı yorumlar yapmasını arzu ediyor.Geçmişteki geri zekalı din adamı ve tasafvufculara nazire yaparcasına yorumlar yapmamaya dikkat etmeliyiz diye düşünüyorum,
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
özden Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 11 mayis 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 97
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
naci celik Yazdı:
Arkadaşlar.Her konuda olduğu gibi,bu konuda da acele bir hükme varmışsınız.
Kur"an"ın ilk plandan verdiği bilgilerle hemen bir sonuca variyorsunuz.Ancak konularla ilgili bazı istisnalar olup olmadığına hiç dikkat etmiyorsunuz.Sizden ricam,bir konuyla ilgili bir hükme vardıktan sonra,o hükmü Kur"an"ın tüm ayet veya kıssalarına mutlaka ve tekrar tekrar sorun.Ondan sonra o hükmün doğru olduğundan emin olun.
(Süleyman)Kuşları teftiş etti.Dedi ki:"Neden hüdhüdü göremiyorum,yoksa kayıplardan mı oldu?"
Ona çetin bir azap edeceğim,ya da onu keseceğim.Yahut da bana açık bir delil getirecek" 27/20,21
Süleyman kendisinden izin almadan ortadan kaybolan hüdhüd"ü nasıl keser?Bu yetkiyi nerden almıştı ki?Hani peygamberler kendi başlarına buyruk değillerdi?
Demek ki,peygamber veya devletler veya bazı fertler,bazı hallerde veya bazı olağanüstü durumlarda,bazı yasak veya kurallar koyabilirler. |
|
|
Sn Naci Çelik, söze her konuda olduğu gibi bu konuda da acele bir hükme varmışsınız iddiası ile başlamanızın adil olmadığını düşünüyorum.
Cevap yazan insanlar Kuran'dan ayetlerle helal-haram konusunda tek ve yegane kaynağın Allah olması gerektiğini kanıtlamışlar.
Bunun neresinde acelecilik ve yanlış bir hükme varma var?
Verdiğiniz örneğin konuyla hiç bir ilgisi yok, Süleyman Peygamber'in Hudhud için söylediklerinin neresinde dinsel bir hüküm koyarak;bir olguyu helal ya da haramlaştırma var? Süleyman Peyygamber Hudhud hakkıdna söyledikleri ile kuşları kesmeyi mi helalleştirmiştir?
naci celik Yazdı:
Hz.Süleyman ve Davud kıssalarında gördüğümüz gibi,peygamberler kendi hür ve özgür iradeleri ile,diğer bir ifade ile,kendi vicdanlarına danışarak hükümler verirlerdi.
Yukarda verdiğim ayetten de,Allah"ın ilim veya bilgi sahibi bazı insanlara da hüküm verme yetkisi verdiğini görüyoruz.Örneğin,hakim veya mücdehidler veya yasama meclisleri Kur"an veya bilimin ışığında bir çok hükümler verebilirler.Bazı yiyecek veya bazı içecekleri helal veya haram kılabilirler.Yiyecek ve içeçekler konusunda hüküm,bilhassa doktor veya tıp uzmanlarına aittir. |
|
|
Doktor veya tıp uzmanlarının kişiler için yiyecekler konusunda getirdikleri "yasaklar,sınırlamalar" sağlık gerekçeli, tek gerekçesi "sağlık" olan hükümlerdir ve kişi sağlığı için uzmanın bu konudaki "sınırlamasına" uymalıdır. Kişi için fizyolojik sağlığı göz önünde bulundurularak yapılan hükümler zaten bu kapsamda incelenemez, çünkü bunların Allah'a mal edilir bir yanı yoktur. Yani kişi doktorun sağlığı konusundaki hükümlerine uyarken bunların ilahi özellik taşımadığını, tartışılabilir, başka bir uzamana gittiğinde de kısmen ya da tamamen değişebileceğini bilir, eğer doğru bir seçim yaparak işin gerçekten ehli bir doktora gitmediyse iyi sonuç almayacağını...vs bilir yani bu ve benzeri özelliklerinden dolayı Allah'ın hükmü ile tıp uzmanlarının hükmü aynı kefeye konamaz.
Peygamberlerin hükmü de Allah'ın hükmünün yürürlüğe geçirilmesinden başka bir şey değildir. Kıstasları Allah belirler, peygamberleri onlara göre işleri yürütür, yeniden kıstas belirlemez.
__________________ Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine..
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Özden Yazdı
Doktor veya tıp uzmanlarının kişiler için yiyecekler konusunda getirdikleri "yasaklar,sınırlamalar" sağlık gerekçeli, tek gerekçesi "sağlık" olan hükümlerdir ve kişi sağlığı için uzmanın bu konudaki "sınırlamasına" uymalıdır. Kişi için fizyolojik sağlığı göz önünde bulundurularak yapılan hükümler zaten bu kapsamda incelenemez, çünkü bunların Allah'a mal edilir bir yanı yoktur. Yani kişi doktorun sağlığı konusundaki hükümlerine uyarken bunların ilahi özellik taşımadığını, tartışılabilir, başka bir uzamana gittiğinde de kısmen ya da tamamen değişebileceğini bilir, eğer doğru bir seçim yaparak işin gerçekten ehli bir doktora gitmediyse iyi sonuç almayacağını...vs bilir yani bu ve benzeri özelliklerinden dolayı Allah'ın hükmü ile tıp uzmanlarının hükmü aynı kefeye konamaz.
Naci Çelik Yazdı.
Sevgili Özden.Gene aynı şeyi söylüyorum.Acele karar veriyor ve Kur"an"a çok dar açıdan yaklaşıyorsunuz.
İnsanın inancını ilgilendiren konularda,insanın sağlığını,piskolojisini ilgilendiren konularda dini"dir.Yaşamın hiç bir safhası dinden ayrı düşünülemez.Düşünülürse,bu dini parça parça etmek olur.
Eğer,insan sağlığı,insanın yeyip içtikleri dini ilgilendirmeseydi,Allah domuz,daha doğrusu olü hayvan etinin yenmesini,içki içilmesini haram kılmazdı.
Demem o ki,insan veya toplumların yaşamını ilgilendiren her konu,her şey dinidir ve insan veya tolumların hayatını ilgilendiren her şeyi de yazılı Kur"an"da bulamaz,bulamayabilirsiniz.Bundan dolayı bir çok konuda,bir çok ehil insan,bir çok hüküm veya yasaklar koyabilir,koymalıdır.Yani içtihad kapısı sürekli açık olmalı ve harıl harıl çalışmalıdır.
Örneğin:Bir otomobilin,bir kara yolunda kaç km.hızla gideceğini tesbit edip,levha ile göstermek dini bir hükümdür.Ve sürücülerin bu hükme uyması farz"dır.Eğer siz,bu ve buna benzer konuları dinden ayrı tutarsanız,ne trafik kazalarını azaltabilirsiniz,ne vatandaşların yasalara uymasını,yasalara karşı saygılı olmasını sağlayabilirsiniz.Ne de devlet millet kaynaşmasını gerçekleştirebilirsiniz.
Dostum.Sizin anladığınız ve anlattığınız din İslam dini değil,kilise,manastır,cami ve tekke dinidir.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
toprak-su Newbie
Katılma Tarihi: 31 mayis 2007 Gönderilenler: 23
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar
Haram ve helal yetkisini Allahtan başka mercilere vermek din üretmektir. Çünkü siz bir şeye haram dediğinizde bunun yapılmasını tum musluman kişiler için bağlayıcı kılmış olursunuz; halbuki doktorların, hükümetin verdiğini yasaklamalar bundan çok farklıdır. Bunların verdiği hükümler o kişileri ya da o devleti bağlar ve başka bir hükümet başa geçince verilen kararlarda da değişiklik olabilir. Dolayısıyla o kararlar donemseldir. Halbuki Allah'ın verdiği dinsel hükümler donemsel değildir. Örneğin:
5/6- Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyle kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
6/145- De ki: “Bana vahyolunan Kur’an’da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir.” Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir.
Ayetleri dönemsel değildir. Farklı farklı doktorlar bu konuda hükm verseler dahi Allah'ın hükmünün önüne geçemezler.
Din bir bütündür kesinlikle yemesiyle, içmesiyle giyimiyle.. hayatın kendisidir. Ama bu değildir ki herkes kafasına göre Allah'ın hüküm verdiği konularda hüküm verme yetkisine sahip olsun. Naci Çelik'in verdiği örneklerin bu konuyla yakından uzakdan bir alakası yoktur. Çünkü doktorun verdiği hukum belli sağlık sorunları yaşayan kişiler içindir. Kişinin o sağlık problemleri ortadan kalkarsa bu yiyecekleri yiyebilir, bir engel yoktur.O sağlık sorunlarını yaşamayan insanlar içinse o hükümler hiç geçerli değildir.
Hükümetlerin verdikleri hükümlere gelince de otomabilin kaç kilometreyle kullanılacağı bir düzenlemedir. Dinsel bir yaptırım değildir. Siz 200 kmle arabayı surerseniz sadece trafik polisine yakalanırsanız problem yaşarsınız ya da bir kaza yaparsanız. Bu konuda yapılan duzenleme sosyal hayatın duzenlenmesidir.
Dikkat edilirse Allah bize Kur'an'da yaşamımızda yapacağımız en ideal olanları ve en iğrenç olanları bildirmiştir bizim hayatımızı düzenlememiz için ve bu ideal olanları/helallerin-iğrenç/haramların değişmesi de yoktur. Haram ve helallerin neler olduğuda açıkça hepsi bellirdir. Diğer konular ise serbesttir. İstediniz düzenlemeyi akıl ve mantık çerçevesinde yapabilrsiniz. Ama düzenleme yaparken bu yaptığınız duzenlemenin altına Allah pantenti koyamazsınız. İşte bu nokta önemlidir. Yaptığınız düzenleme sizi bağlar kitleleri değil.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar
Haram ve helal yetkisini Allahtan başka mercilere vermek din üretektir.Sevgili Dost.Haram demek,yasak demektir, kural demektir,yasaklamaktır,kural koymaktır. Çünkü siz bir şeye haram dediğiizde bunun yapılmasını tum musluman kişiler için bağlayıcı kılmış olursunuz; halbuki doktorların, hükümetin verdiğini yasaklamalar bundan çok farklıdır. Bunların verdiği hükümler o kişileri ya da o devleti bağlar ve başka bir hükümet başa geçince verilen kararlarda da değişiklik olabilir. Dolayısıyla o kararlar donemseldir. Halbuki Allah'ın verdiği dinsel hükümler donemsel değildir. Örneğin:
5/6- Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyle kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
6/145- De ki: “Bana vahyolunan Kur’an’da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir.” Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir.
Ayetleri dönemsel değildir. Farklı farklı doktorlar bu konuda hükm verseler dahi Allah'ın hükmünün önüne geçemezler.Bu ve buna benzer ayetlerde dönemseldir.Zaruret veya zaruri dönemlerde ölü hayvan eti yemek helaldir.
Din bir bütündür kesinlikle yemesiyle, içmesiyle giyimiyle.. hayatın kendisidir.İşte bende bunu söylüyorum.Ama sen itiraz ediyorsun.Yani din başka,siyaset başka diyorsun.Devlet başka inançlar başka diyorsun.Din Allah ile kul arasındadır,Allah bizim günlük işlerimize veya dünyevi işlerimize karışamaz,karışmasın diyorsun. Ama bu değildir ki herkes kafasına göre Allah'ın hüküm verdiği konularda hüküm verme yetkisine sahip olsun.Ben böyle bir şey söylemedim.Hüküm verebilmek veya hükmetmek için,hükmedecek liyakata,mevki ve otoriteye sahip olmak gerekir."Allaha,elçiye ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin"(4/59) ayeti de bunu vurgulamaktadır. Naci Çelik'in verdiği örneklerin bu konuyla yakından uzakdan bir alakası yoktur. Çünkü doktorun verdiği hukum belli sağlık sorunları yaşayan kişiler içindir. Kişinin o sağlık problemleri ortadan kalkarsa bu yiyecekleri yiyebilir, bir engel yoktur.O sağlık sorunlarını yaşamayan insanlar içinse o hükümler hiç geçerli değildir.Yukarda da değindim.Tekrar ve başka bir ifade ile söyleyeyim.Kur"an"ın tüm emirleri,insanların tümünü kapsamaz.Yani dini emirler,genel olabileceği gibi şahsi veya özelde olabilir.Örneğin,tüm kadınlar tesettüre uymak zorunda değil.Tüm müslümanlar oruç tutmak zorunda değil.
Hükümetlerin verdikleri hükümlere gelince de otomabilin kaç kilometreyle kullanılacağı bir düzenlemedir. Dinsel bir yaptırım değildir. Siz 200 kmle arabayı surerseniz sadece trafik polisine yakalanırsanız problem yaşarsınız ya da bir kaza yaparsanız. Bu konuda yapılan duzenleme sosyal hayatın duzenlenmesidir.Dostum,sizi anlıyorum.Hiristiyanlaştırılmış bir müslüman,dinin sosyal hayatı düzenlemek için inzal edildiğini idrak edemez.
Dikkat edilirse Allah bize Kur'an'da yaşamımızda yapacağımız en ideal olanları ve en iğrenç olanları bildirmiştir bizim hayatımızı düzenlememiz için ve bu ideal olanları/helallerin-iğrenç/haramların değişmesi de yoktur. Haram ve helallerin neler olduğuda açıkça hepsi bellirdir. Diğer konular ise serbesttir. İstediniz düzenlemeyi akıl ve mantık çerçevesinde yapabilrsiniz. Ama düzenleme yaparken bu yaptığınız duzenlemenin altına Allah pantenti koyamazsınız. İşte bu nokta önemlidir. Yaptığınız düzenleme sizi bağlar kitleleri değil
Evet.Gerçekten de bu nokta çok önemlidir.Altında değil,üstünde Allah patenti,yani BİSMİLLAHIRRAHMANIRRAHİM olmayan hiç bir yasa,kanun veya düzenleme helal,yani meşru değildir,batıl,yani şeytanidir.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|