Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Ayet-i kerîmedeki "namazlar" kelimesi çoğuldur. Arap dilinde çoğul, "üç"ten başlar. "İki"ye tesniye denir ve "iki namaz" sözü "salâteyn" şeklinde ifade edilir. Demek oluyor ki "namazlar" ifadesinden en az üç namaz anlayacağız. Ayrıca bir de "orta namaz" var. Çünkü matuf, matufun aleyh'ten (üzerine atıf yapılandan) ayrıdır. Bu sebeple bu (orta namaz), "namazlar" ifadesine dahil değildir. Ancak üç namazın arasında kalacak bir namaza "orta namaz" denilmesi mümkün değildir. Ortanın her iki yanında eşit sayıda namaz olması gerekir. O halde "namazlar" ifadesinden en az 4 namaz ortaya çıkar. 4 namazın ortasında bulunan bir namaz, "orta namazı" olur. Bu orta namazın ikindi namazı olduğu Peygamber (s.a.v.) Efendimiz tarafından açıklanmıştır.
Kezâ Hûd Sûresi ayet: 114'de: "Gündüzün iki tarafından ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl..." buyurulmaktadır.
Ayet-i celîlede "gündüze yakın saatler" anlamındaki "zülef" kelimesi, "zülfe"nin çoğuludur. Yukarıda açıklandığı üzere, Arapça'da çoğul, en az üç adedi ifade eder. Demek ki bu emre göre, gecenin gündüze yakın saatlerinde en az üç vakit namaz var. Ayrıca iki vakit de "gündüzün iki tarafında" var. Böylece bu ayet-i kerîmeden de, günde beş vakit namazın farz olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
demiş diyanet işleri.arapça dil bilgisi kurallarını bilmiyorum.. dahası arapça bilmiyorum.ama yukarıda anlatılan dil bilgisi kuralları doğru ise açıklama mantıklı geliyor.yani gerçekten 5 vakit namaz çıkıyor
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Ayet-i kerîmedeki "namazlar" kelimesi çoğuldur. Arap dilinde çoğul, "üç"ten başlar. "İki"ye tesniye denir ve "iki namaz" sözü "salâteyn" şeklinde ifade edilir. Demek oluyor ki "namazlar" ifadesinden en az üç namaz anlayacağız. Ayrıca bir de "orta namaz" var. Çünkü matuf, matufun aleyh'ten (üzerine atıf yapılandan) ayrıdır. Bu sebeple bu (orta namaz), "namazlar" ifadesine dahil değildir. Ancak üç namazın arasında kalacak bir namaza "orta namaz" denilmesi mümkün değildir. Ortanın her iki yanında eşit sayıda namaz olması gerekir. O halde "namazlar" ifadesinden en az 4 namaz ortaya çıkar. 4 namazın ortasında bulunan bir namaz, "orta namazı" olur. Bu orta namazın ikindi namazı olduğu Peygamber (s.a.v.) Efendimiz tarafından açıklanmıştır.
Kezâ Hûd Sûresi ayet: 114'de: "Gündüzün iki tarafından ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl..." buyurulmaktadır.
Ayet-i celîlede "gündüze yakın saatler" anlamındaki "zülef" kelimesi, "zülfe"nin çoğuludur. Yukarıda açıklandığı üzere, Arapça'da çoğul, en az üç adedi ifade eder. Demek ki bu emre göre, gecenin gündüze yakın saatlerinde en az üç vakit namaz var. Ayrıca iki vakit de "gündüzün iki tarafında" var. Böylece bu ayet-i kerîmeden de, günde beş vakit namazın farz olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
demiş diyanet işleri.arapça dil bilgisi kurallarını bilmiyorum.. dahası arapça bilmiyorum.ama yukarıda anlatılan dil bilgisi kuralları doğru ise açıklama mantıklı geliyor.yani gerçekten 5 vakit namaz çıkıyor
Selamlar diyanet 5 vakit'i çıkarmış ama Allah aşağıdaki ayette herhalde unutmuş.
24:58 SİZ EY imana erişenler! Meşru şekilde sahip olduğunuz kimseler, içinizden henüz ergenlik çağına varmamış olanlar, günün şu üç vaktinde, sabah namazından önce, gün ortasında soyunup dinlenmeye çekildiğiniz zaman ve yatsı namazından sonra yanınıza girmeden önce sizden izin istesinler; bu üç vakit mahremiyetinizin korunmasız olabileceği vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında birbirinizin yanına girip çıkmanızda sizin için de, onlar için de bir sakınca yoktur. Allah mesajlarını size işte böyle açıklamaktadır: Çünkü Allah doğru hüküm ve hikmetle buyuran mutlak ve sınırsız bilgi Sahibidir!
Sevgili savana kardeş, eğer Kitabın tamamına muhatab olsan Yüce Kitabın genelde teşbihlerden oluştuğunu görürdün. Mesala biz bu akşam Erdal'lara gidiyoruz dersen kaç tane erdala gideceksin. en az üç tane mi yaradan ifadesi aynen şu madem arapça bilmiyosun sadece oku ama aynı zamanda araştır, önüne konan sofradaki yemekleri eskilerin yaptığı gibi sadece yeme bir de sorgula bakalım o yemeklerin içinde sana faydalı yemeklerle beraber zararlı yemekler de varmı yokmu? Gündüzün iki tarafında geceden gündüze yakın saatlerde. İşte burada sen ne anlıyorsan onu yap 2 ise 2 - 3 ise 3 5 ise 5 kıl ama yaradanına basiretini açması için dua et. Basiretin açılıp ne olduğunu tam kalbine yatırana kadar kimin nasıl yaptığı seni ilgilendirmesin. Allah yar ve yardımcın olsun...
__________________ 17;9 - Şüphesiz en doğru yolu Kuran gösterir.
Sevgili Boracım bu yazdığın ayeti kerime de namazın kaç vakit olduğuna dair hiç bir bilgi yok. Kur'an da namazın kaç vakit olduğuna işaret eden tek ayeti kerime hud-114 tür. Zekatı, orucu, abdesti tek bir ayette anlatan yaradan namazın kaç vakit olduğunu izah edecek ayeti tek birinde anlatmaktan acizmidir. Haşa... Ya da şöyle ifade edeyim, ben size beş vakit farz kıldım ama onları Kitabıma serpiştirdim, arayın bulun kılın yok böyle birşey, bu Kitap bizlerin kılavuz kitabıdır, bilmece buldurmaca kitabı değildir. Allah hiç bir kuluna zulm etmez. Sadece söyler ve ayrıntılı bir şekilde söylediğini de Hud suresi 1. ayette söylemiştir. Bulmaca çözmeye hiç gerek yoktur.Allah yar ve yardımcınız olsun..
__________________ 17;9 - Şüphesiz en doğru yolu Kuran gösterir.
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
yukarıdaki dil bilgisi kuralları doğruysa yani namazlar dendiğinde en az 3 namaz anlamına geliyorsa orta namazada devam edin deniliyorsa 5 namaz net bi şekilde çıkmıyormu?
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Sevgili savana, öncelikle İlahi vahiyde arapça gramerini harfiyyen aramak mümkün değil, yani şöyle ifade edeyim. Kur'an amiyane bir ifadeyle aslında Allahça'dır. Neyse bu konuya şu an değinmek daha çok erken, ancak orta namaz diye anılan, arapça ifade aynı zamanda en faziletli manasına da geliyor. O zaman malum ayeti şöyle meallersek ne dersin? Namazlarınızı en faziletli şekliyle muhafaza ediniz. ( Namazlarınızı kılarken önem vererek kılın ) yani burada herhangi bir vakit zikredilmemiştir.
__________________ 17;9 - Şüphesiz en doğru yolu Kuran gösterir.
Mircancım, eyvallah elbette ki ibadette yarışalım güzel bir yaklaşım ancak önce anlaşılmadıysa diyorsun bu bir, ikincisi ise bizim imtihanımız tek bir kitabtan ve sana eğer bağışlarsan şu ayeti hatırlatmak isterim.
ENAM : 114 : Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma.
Yani mircan kardeş, eğer Allah kitaba aytıntılı diyorsa benim bunu anlayamamam mümkün değil, yeter ki Allah basiretimizi açsın.
Şuraya bir dikkatli bak babacım daha parmağını gözüne mi soksun? Gündüzün iki ucunda geceden saçaklarda yani akşam geceye girerken, sabah geceden çıkmak üzereyken hayır ben bunu böyle anlamıyorum demek abesle iştigaldir.
__________________ 17;9 - Şüphesiz en doğru yolu Kuran gösterir.
Diyanet'in mesajina olan tepkilerinizi anliyorum, ama yadirgiyorum. Yanlis anlamayin, kimsenin ifade tarzini yargilamak gibi bir niyetim yok ama, Muslumanlarin birbirine daha sevgili, daha saygili seslenmesi gerekmez mi? Fikirlerimiz ve Kur'an'dan anladiklarimiz birbirinden ne kadar farkli olursa olsun, sonucta tum Muslumanlar olarak bizler din kardesleriyiz.
Ulkede elini sallasan bir Hristiyan misyonere carptigi bir donemde, Kur'an kardesligimizi herseyin ustunde tutup, birbirimize bu bilincle seslenmemiz gerekmez mi?
Diyanet saygi cercevesi icinde bir cevap vermis, bir mu'mine yakisan ayni tarzla cevap vermek olur. Hatta karsisindaki kardesi saygisiz bir tavir icine girse bile, hanif bir mu'mine yakisan hic istifini bozmadan, sirf Allah'in rizasini gozeterek sevgi ve saygi temelli bir cevap vermek degil midir? (Bunlari yaziyorum ama, bakalim ben her zaman boyle bir mu'min olabiliyor muyum acaba?!)
Bizler asla, birbirimizin 'hasmi' olamayiz: Kendi aklimiza gore yaptigimiz yorumlarla birbirimize 'kendi' dogrumuzu gostermeye calisabiliriz, ama hicbir zaman bunun Allah'in iradesi ya da muradi oldugunu iddia edemeyiz. Kendi yorumumuz, yalnizca kendi irademizdir cunku...
Kur'an'dan herkes kendi ihtiyacini ve kendi nasibi kadarini alir.
Diyanetin yorumlariyla bagli olmadigimiz gibi, kimse de bizlerin yorumlarini kabul etmek zorunda degil.
Cunku en dogrusunu Allah bilir.
"Allah Bir'dir, Muhammed onun kulu ve elcisidir, Kur'an Allah kelamidir" diyebilen Islam dostudur ve bizdendir, bizimledir.
Yanlis miyim?
Selam ve saygi ile,
__________________ 103:1,2,3. Asra yemin ederim ki insan mutlak zarar icindedir. Bundan ancak iman edip iyi isler isleyenler, birbirlerine yalniz H/hakki ve sabri tavsiye edenler mustesnadir.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma