HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI SiTEMiZE YANIT Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Abdullah16
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 21 eylul 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 727
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Abdullah16

 Selam Theolog,

     Bol sarf bilgisi döktürüyorsun ama ayetler arasında bütünsellik kuramadığın için maalesef dökülüyorsun.Senin yazdıklarına bakanların çoğu anlamadığı için ilmi cevaplar vermiş(!)der ama anlayışı geniş olanlar boş ve kof olduğunu farkeder.

   M.Esed gibi ilk dönem arapçası üzerinde epey çalışma yapan ve yıllarca o bölgede yaşayan bir insanın ilmi bilgisi ve açıklaması seni bağlamıyorsa senin gibi araştırmacının(!)karıştırıcılığı beni zerre ırgalamıyor vesselam.

   sfss,ya sana ne demeli?Benim yazdıklarımdan üç ve fazlasını çıkarttığımı nerde gördün?Senin kaç vakit ve rekat kıldığın beni zerre ilgilendirmez.Ancak Kurandaki salatseni ilgilendiriyorsa,çok okuman,dikkatli okuman ve okuduklarıı da iyi düşünüp tahlil etmen gerekir vesselam.



__________________
''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Yukarı dön Göster Abdullah16's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Abdullah16
 
theolog
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 13 agustos 2006
Gönderilenler: 21
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı theolog

Slm dostlar, Abdullah öncelikle bütüncül yaklaşamadığım için bazı noktaları kaçırdığımı söylüyorsun. Bunları üstü kapalı değil daha açık bir şekilde söyler misin?? Hangi noktayı kaçırıyorum? Bakara suresindeki ifadeleri çok net açıkladığımı düşünüyorum. M. Esed ve diğer din alimlerine saygım sonsuz. Ama tekrar söylüyorum M. Esed'in bu konuda söylediği subjektif bir yorum olması hasebiyle bizi bağlamaz. Ayetteki ifadenin türkçe karşılığı "orta namaz" dır. M. esed bunu farklı yorumlamış olabilir. Dikkat edersen YORUM diyorum. Burada bizi ilgilendiren ayetteki ifadedir. Nitekim bir başkası aynı ifadeden farklı bir anlam çıkarabilir. Bu da onun görüşü olmaktan öteye geçemez. Sana özelden mesaj atan arkadaşın açıklaması ise çok alakasız. Arkadaşın arapça bilmediği çok açık o yüzden cevap verme ihtiyacı hissetmiyorum... Sana gelince sfss, namazları kaç vakit kılalım sorusunun muhatabı benim sanırım. Ben Allah'ın emrettiği ve elçisine öğrettiği şekilde beş vakit kılıyorum. Bütün müslümanlar yüzyıllardır böyle kılıyor. Kur'an'ı tam olarak anlayacak bilgi birikimine sahip olmayan insanların on dört asır sonra yeni bir şeyler keşfetmiş gibi tutarsız açıklamaları beni ilgilendirmiyor. Çünkü ben Rabb'imin sonsuz merhametine inanıyorum. O o kadar merhametli ki kendisine tabi olan insanların asırlarca aynı yanlışı tekrarlamalarına asla izin vermez. Diğer yandan asırlarca Allah yolunda canla başla mücadele eden milyarlarca insanın da en az benim kadar samimi olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden ümmetin uygulaması beni ırgalamaz diyemiyorum.. Ama üç vakit olduğuna inanan arkadaşlar da üç vakit kılsın bu beni ilgilendirmiyor. Ben diyorum ki namaz üç vakitten fazladır. Bunu da ıspat ediyorum. Eğer bu konuda yeterli birikime sahip arkadaşlar varsa bu konuyu gramatik açıdan tartışmaya hazırım tekrar ediyorum. Bakın namaz ibadeti de diğer ibadetler gibi kişiyle Allah arasındadır. Namazı üç vakit kılanların da benim kadar samimi insanlar olduğunu düşünüyorum. Onların kıldığı bu namazı kabul edecek olan Allah'tır. Kimsenin ibadetine dil uzatmam ama bir müslüman olarak doğru olduğunu bildiğim bir şeyi sizinle paylaşırım. Çünkü doğru bildiğimiz şeyi diğer müslümanlara bildirmek hepimizin üzerine farzdır. Allah'a hakkıyla teslim olmuş kullarından olmamız duası  ile... (sfss, başörtüsü konusunu konuyla ilgili bölümde tartışmamız daha doğru olur. Bi kaç güne kadar cevap yazıcam inş.)



__________________
De ki: Allah'a itaat edin. Peygambere de itaat edin. Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulmuş olursunuz.(Nur-54)
Yukarı dön Göster theolog's Profil Diğer Mesajlarını Ara: theolog
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

selam

theolog yazdı

Ben Allah'ın emrettiği ve elçisine öğrettiği şekilde
beş vakit kılıyorum. Bütün müslümanlar yüzyıllardır
böyle kılıyor.
=======================================
Bakın namaz ibadeti de diğer ibadetler gibi kişiyle
Allah arasındadır. Namazı üç vakit kılanların da
benim kadar samimi insanlar olduğunu
düşünüyorum. Onların kıldığı bu namazı kabul
edecek olan Allah'tır. Kimsenin ibadetine dil
uzatmam ama bir müslüman olarak doğru olduğunu
bildiğim bir şeyi sizinle paylaşırım. Çünkü doğru
bildiğimiz şeyi diğer müslümanlara bildirmek
hepimizin üzerine farzdır.
=======================================

yukardaki yazınla abdullahın tespitlerine katılmaya
meylediyor gönlüm. herkese açık bir forumda
vaazettiğin liyakatla yazıların müsavi olmalı.
hoşgörününde bir sınırı vardır. bu nasıl bilimselliktir.

sana allahın elçisimi öğretti namazı. öyleyse bütün
müslümanları niye delil getiriyorsun.

kaldıki namazı aynı şekil ve içerikle kılan hiç bir
devirde çağdaş islam toplulukları bile olmamış.

hadi vakitlerde kızım sana söylüyorum" a
kaçıyorsun rekat ve sünnetleri ne yapıyorsun.

aynen dediğin gibi namazın beni ilgilendirmez ama
uslubun ve yazının arasına soktuğun mızraklar
giydirdiğin kılıfı yırtıyor.

çünkü kurandan allaha ulaşmaya çalışana saygı
duyuyorum derken ilim adamı sıfatıyla mesnetsiz
geleneği gösterip kuranı anlamaya çalışanla alay
etmiş oluyorsun.
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

 

    Selamün Aleyküm!

Theolog Kardeşim! İman Kardeşim! Abdullah Kardeşim!

    Kur’an’da, namazın ikamesini emreden, namaz vakitlerini konu eden ayetlerden;  üç vakit namaz olduğu anlaşılmaktadır. Rivayetlerde ise peygamberimizin namazı beş vakit kıldığı mevcuttur. Bunun izahı, Kur’an’ı anlamaya çalışan herkes için problem olmuştur.

    Namazın amacı, ruhu yüceltmek, kişiyi iyi bir insan yapmak olduğundan,  vücudun beslenmesindeki üç öğün gıda gibi namaz da öğünleştirilmiştir. Yani belirli vakitlerde namaz kılınması istenmiştir.

    Fiili duâ anlamına gelen “salât”ın (namaz) müminler için günün belli vakitlerinde yerine getirilecek bir görev olması, insan şuurunda Allah inancının devamlılığını gerçekleştirme gayesini güder.

    Din psikolojisi araştırmalarına göre insan tabiatının ahlaki ve kutsal yönelişlerinin ihmal edilmesi, onu manen kör bir varlık haline getirmektedir. Bunun sonucunda da insan iyi, yapıcı bir toplum elemanı olamamaktadır. Onun için, insan için namaz çok önemli bir ödev durumundadır. Onun için de günün belli vakitlerinde (sabah, akşam ve gece yarısı) zorunlu olarak namaz kılması emredilmektedir.

 

Nisa suresi âyet 103:

“Korku halindeki namazı tamamlayınca, artık Allah’ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükunet bulduğunuzda, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.”

 

 Namaz vakti gelmeden farz olmaz. Vaktinin dışında da kaza edilmez. Geçen  geçmiş olur. Vaktinde kılınmamış namaz, vaktinde yenilmemiş yemek veya vaktinde alınmamış ilaç gibidir.

    Bizlere namaz kılmayı emreden Yüce Rabbimiz namazları hangi vakitlerde kılmamız gerektiğini de Kur’ân’da açıkça bildirmiştir. Bizi şeyhe, imama, müçtehide muhtaç bırakmamıştır.

    İsra suresi âyet 78-79.

 

    “Güneşin dülukundan (batmasından, kaybolmasından) gecenin kararmasına kadar namaz kıl ve sabah Kur’ân’ını da.. Çünkü sabah Kur’ân’ı görülecek şeydir.

    Ayrıca, sana özgü olarak gecenin bir kısmında da Kur’ân okumak üzere uyan; Rabbinin, seni güzel bir makama ulaştıracağı umulur.”

 

    Bu  âyette Hz. Peygamber’e, güneşin sarkmasından, gecenin ala karanlığına değin ve bir de tan yeri ağarırken namaz kılması emrediliyor; sabah Kur’ân’ın, yani ibadet ve duâsının görülmeye değer, yapılması gerekli bir ibadet olduğu vurgulanıyor. Ayrıca gecenin bir kısmında da uyanıp ibadet etmesi, bu surette Allah’ın, kendisini hoş, yüce bir mevkiye ulaştırabileceği bildiriliyor.

 

   Hud suresi âyet 114:

 

Gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın saatlerinde namaz kıl; çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir öğüttür.”

 

    Bu âyette de yine Hz. Peygambere, gündüzün iki ucunda ve geceye yakın zamanlarında veya diğer bir kıraate göre geceye yakın bir zamanda namaz kılması emrediliyor.

   Dikkat edilirse her iki âyetin ifadesi de aynıdır.  Her ikisinde de namazın vakitleri belirtiliyor. Ancak Kur’ân’ın genel üslubu uyarınca aynı anlam, değişik üslup ve özdeş kelimelerle belirtilmiştir. Bundan dolayı öğle ve ikindi namazlarının bu âyetlerle farz olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu âyetlerde, akşam/ışa, sabah ve gece yarısı namazı olmak üzere üç vakit namaz emredilmektedir. Rasülüllah Efendimizin uygulamalarından, özellikle de öğle ve ikindiyi bazen beraber kılmalarından da namazın aslının üç vakit olduğu kesin olarak anlaşılır.

    Ama yapılmış bir çok rivâyet dalgası arasında işin aslı kaybolmuştur. Namazı beş vakit olarak ifade eden rivâyetlerin bazısı uydurma, bazısı da namaz vakitlerini düzenleyen ayetlerin inişinden evvelki uygulamaları içeren rivayetlerdir.

   Meselenin hakikatini öğrenebilmek için Bu âyetleri iyi anlamak gerekir.       Âyetleri iyi anlamak için de âyetlerde geçen “dülûküşşems”, “zülefen” , “ğasak”, “taraf” ve “teheccüd” sözcüklerinin ne demek olduğunu iyi bilmek gerekir.

“Dülûkuşşems”, “güneşin batması gözden kaybolması) anlamındadır. Ama bazı yorumcular buna “eğilmesi” de anlamını vermişlerdir. Tac-ül Arus ve Lisan-ül Arab’da  yer aldığına göre “dülûk sözcüğüne “eğilmesi” anlamı verilmesi namazı beş vakit  olarak anlayabilme amacı gütmekteymiş. (!)  ( Tac; c. 13. s.560, 561,  Lisan; c. 3. s.398, 399)

 

    Düluk sözcüğünün gerçek anlamına göre  “dülukuşşems” tamlaması akşam vaktini ifade eder. Nitekim Hz. Ali, Abdullah ibn Mesûd, Said ibn Cübeyr, Nehâî, Mükatil, Dahhâk, Süddî, İbn Abbas ve Mücahid bu anlamı tercih etmişlerdir.

 

   Düluk sözcüğüne “eğilmesi” anlamı vererek sözcükten öğle vaktini anlayanlar da olmuştur.  Klasik kaynaklarda . İbn Ömer, Cabir, Atâ, Katâde ve Hasan’ın bu görüşü benimsedikleri bildirilir.

    Bu sözcükten her iki anlam da anlaşılabilir gözükse de, namazın vakitlerini belirleyen diğer, Hud suresi 114. âyetteki ifadeler, düluküşşems” ifadesinin “eğilmesi” anlamından öğle namazının anlaşılmasına engel olur.  Anlam netleşir. 

   Yukarıda görüldüğü üzere Hud suresinin 114. âyetinde Hz. Peygambere “Gündüzün iki tarafında  ve geceye yakın bir zamanda namaz kılması” emrediliyor. İsra suresinin 78. âyetinde geçen “ğasak” sözcüğü, “ortalığın karardığı zaman, gecenin ilk saatleri” demektir. Hud suresi 114 de geçen “zülefen” sözcüğü de aynı anlamdadır. Yani her iki sözcük de “yatsı vakti” ‘ne karşılıktır.

    Bu durumdan kesin olarak anlıyoruz ki, İsra suresinin 78, 79 âyetlerinin emri ile Hud suresinin 114. âyetinin emri aynıdır. Her ikisinde de aynı vakitlerde namaz kılınması değişik üsluplar ile ifade edilmiştir. Özdeş kelimeler kullanılmıştır.

    Bir çok yorumlarda “dülukuşşems” ile “ğasakılleyl” tamlamalarının ayrı zamanları ifade ettiği açıklanır. Oysa bunlar ayrı zamanları değil, bir vaktin başı ve sonunu ifade eden sözcüklerdir. İsra suresinin 78. âyetinde “güneşin batmasından itibaren alaca karanlığa  kadar” namaz kılınması emredilir. Bu ifade, iki namazın değil, bir tek namazın, yani akşam/ışa namazının vaktini belirlemektedir.

   Âyette geçen “Kur’ân-el fecr” sabah namazıdır. 79. âyette de “ayrıca sana özgü olarak gecenin bir bölümünde Kur’ân üzere (okuyup namaz kılmak üzere) uyan” ifadesiyle teheccüd namazı emredilmektedir.

    Nur suresi 58. âyette:

“Ey iman edenler! Elleriniz altında bulunanlarla, erginlik yaşına gelmemiş olanlarınız sizden üç durumda izin istesinler: Sabah namazından önce, öğle vaktinde elbisenizi çıkardığınızda, yatsı namazından sonra.. Bunlar sizin için üç avrettir. (açık ve korumasız, üç zamandır.)” Bunlar dışında ne size ne de onlara bir günah yoktur. Aranızda dolaşırlar, birbirinize bakabilirsiniz. Allah, âyetleri size işte böyle açıklıyor. Allah Alîm’dir, Hakîm’dir.” buyrularak, sabah namazı ile akşam/ışa namazı direkt kendi adlarıyla  ifade buyurulmaktadır.

 

“Taraf”, “nahiye; yan bölge” demektir. ki eşyanın zatının(herhangi bir şeyin kendisinin) haricindedir. İnsanın iki tarafı ifadesi, bir tarafta anasını babasını, dedesini, diğer tarafta da çocuklarını ve torunlarını ifade eder. Yine “masanın iki tarafı” dediğimizde masa ikiye ayrılarak iki parçası ele alınmaz. Masanın sağında solunda neler olduğuna bakılır.

“Taraf” sözcüğünün çoğulu da “etraf” sözcüğü olup Arapça’daki anlamı aynen Türkçe’ye geçmiştir. “Etrafa bakmak”, kişinin vücut derilerine değil “sağdaki, soldaki, öndeki ve arkadaki nesnelere bakmak” demektir. Bu örnekleri “ülkenin etrafı, dünyanın etrafı vs” çoğaltabilirsiniz. “Ay dünyanın etrafında döner dediğinizde “ayın dünyanın dışında; uzayda döndüğünü” söylemiş olursunuz.

Gündüzün iki tarafı da gündüzün kısımları birer parçaları olan “kuşluk ve ikindi” vakitleri değildir. Gündüzün dışında olan “sabah ve akşam” vakitleridir.

 

Netice:

İsra suresinin 78, 79. âyetlerinde  üç vakitte; sabah, akşam/ışa ve gece yarısı vaktinde üç namaz emredildiği gibi, Hud suresi 114. âyette de aynı şeyler emredilmektedir. Yani üç vakit (sabah, akşam/ışa ve gece yarısı vakti) namaz kılmak emredilmektedir.

Bu âyetlere göre öğle ve ikindi vakitlerinde namaz kılınması söz konusu değildir. Âyetlerden anlaşılan, sabah, akşam/ışa ve gecenin bir kısmında (teheccüd) namaz kılınmasıdır.

   İsra suresinin 79. âyetinde Rasülüllah Efendimize  ayrıca “gecenin bir kısmında teheccüd” etmesi emredilmektedir. “Teheccüd” uyku anlamındadır. “hücûd” kökünden gelir. “Hâcid” uyuyan, “tehcid” uykuyu gidermek, uyandırmak, “teheccüd” de uykudan uyanmak anlamındadır. Âyette geçen “bihi” zamiri 78. âyetin sonındaki “Kur’ân’a racidir. “Kur’ân ile uyan”, yani namaz kılıp Kurân okuman için geceleyin uykudan uyan” demektir. O nedenle “teheccüd” kelimesi, gece namazının adı olmuştur. 

   Geceleyin uyanıp namaz kılan kimseye “müteheccid” denilir.

Gece namazı İsra suresi 79. âyet, Hud suresi 114. âyeti ile özel olarak emredilmektedir.  Gece namazı sadece Rasülüllah efendimiz için farz bir namaz değildir. İsra suresinde “nafileten leke” tahsisi olsa da diğer âyetlerde tahsis yoktur. Ayrıca vakitleri bildiren diğer âyette de ilk muhatap Rasülüllah Efendimizdir. Ama emir tüm ümmeti kapsar. O ümmetin örneği, rehberi, imamıdır. Ümmete verilen emirler onun şahsında yer tutmaktadır. Onun her yaptığı yapılmalıdır. Bununla  yükümlüyüz.

 

A’raf suresi âyet 158:

 

“De ki: “Ey insanlar! “ ben sizin tümünüze Allah’ın rasülüyüm. Göklerin ve yerin mülkü o Allah’ındır. İlah yoktur O’ndan başka. O diriltir, O öldürür. O halde Allah’a ve rasülüne iman edin; Allah’a ve onun sözlerine inanan o Ümmî Peygambere iman edip uyun ki, doğruya ve güzele ulaşabilesiniz”

 

    Sonuç olarak sabah, akşam/ışa ve gece yarısı namazı vakti (üç vakit) Kur’ân ile sabittir. Öğle ile ikindi Rasülüllah efendimizin kendi uygulamalarıdır. Allah tarafından emredilmemiştir.

     Dinimiz sıfırdan gelmiş değildir. Namaz, oruç, hacc ve zekat görevleri İbrahim As.’dan sonraki gelmiş peygamberlerin şeriatlarında mevcuttur.

     Maun suresi ve Enfal suresi 35. âyetlerine göre Mekkeliler de namaz kılmaktadırlar. Hatta Alak suresinin 9,10.   âyetine göre Peygamber Efendimiz de Peygamber olmazdan evvel eski dini inancı gereği namaz kılmaktadır. Fakat bu namazlar deforme olmuş, özelliğini yitirmiş namazlardır. Dinimiz, sehivle, el çırparak kılınan namazları reforme etmiş huşu ekseni üzerinde şekillendirmiştir.

    Namazın rekat sayısı Nisa suresinin 103 âyeti ile, namaz vakitleri ise Hud suresinin 114. âyeti ve İsra suresinin 78, 79. âyetleri ile MEDİNE DÖNEMİNDE son şeklini almıştır. Ve bu konuya  ilgili âyetlerle son nokta konmuştur.

    Hud ve İsra suresinin başlarında MEKKİ oldukları yazsa da Hud suresinin 12, 17 ve 114. âyetlerinin ve İsra suresinin 72-80. âyetlerinin MEDENîdir.  Hatta her iki surenin tamamının MEDENİ olduğunu ileri sürenler de vardır.

     Bir çok yorumcular, âyeti celilenin kesin ifadesine karşı çıkamadıklarından, rivâyetlerdeki “beş vakit” ifadelerini meşrulaştırabilmek için bir çok yol denemişlerdir. Âyetlerin mensuh olduğu iddiası da dahil, âyetlerin Mekkî oluşundan yola çıkıp Medenî rivâyetler (Mi’raç rivâyetleri gibi) ortaya atmışlardır.  

SALAT-I VUSTA (Orta Namaz) ya gelirsek

Bakara; 238, 239 :

 

Namazları ve orta namazı koruyun. Tam bir saygıyla Allah’ın huzurunda kıyam edin.

Bir korku ve endişe duyarsanız yürüyerek veya binit üzerinde (kılın). Güvene kavuştuğunuzda bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah’ı anın. “

 

Birinci âyette geçen “Orta Namaz” ifadesi Müslümanlar arasında tartışılan bir ifadedir. Fıkıh ve tefsir (!) kitaplarına bakıldığında iyice anlaşılamamış bir  mesele olduğunu görülür. Kimine göre  sabah namazıdır, kimine göre  ikindi namazıdır, kimine göre de öğle namazıdır.  

Bu tartışmalar Peygamberimizin ve sahabeleri dönemlerinde olmamıştır. Peygamberimiz ve ilk Müslümanlar âyette geçen Orta Namaz’ın hangi namaz olduğunu  kesin olarak bilmekteydiler.

Ayetin tahlili:

 

Ayette geçen ‘es-salat-ü l-vüsta’ Orta Namaz’ tamlaması sıfat tamlaması olarak kullanılmış ve muarref/belirtilidir. Nekre/belgisiz bir ifade değildir. Muarref bir ifade olduğundan da özel isim konumuna gelmiş herkesin bildiği bir namaz durumundadır.

Ayrıca âyette “Namazları ve Orta Namaz’ı koruyun” dendiğine göre bu orta namaz, bildiğimiz farz namazlardan ayrı bir namazdır. Ayette “Namazları koruyun” denilmiş, buna ilaveten ayrıca “orta namazı da” denilmiştir. Ayetin ifadesi böyle olunca Orta Namaz’ın diğer farz namazlardan başka bir namaz olduğu  kesin olarak anlaşılır.

 

Peki bu “Orta Namaz” nedir?

 

Dini kaynaklara göz attığımızda “Orta Namaz” ile ilgili karşımıza şu vesika çıkıyor:

 

“Ebu Katade RA. anlatıyor: ‘Rasulüllah ile birlikte bir gece boyu yürüdük. Cemaattan bazıları:

“Ey Allah’ın Rasülü! Bize mola verseniz”  diye istekte bulundu. Efendimiz:

“Namaz vaktine uyuyakalmanızdan korkuyorum” buyurdu. Bunun üzerine Bilal: ”Ben sizi uyandırırım” dedi. Böylece mola verildi ve herkes yattı. Nöbette kalan Bilal de sırtını devesine dayamıştı ki gözleri kapanıverdi, o da uyuyakaldı.

Güneşin doğmasıyla Rasulüllah uyandı ve :

“Ey Bilal! Sözün ne oldu? diye seslendi ve Bilal: “Üzerime böyle bir uyku hiç çökmedi” diyerek cevap verdi. Peygamber Efendimiz:

“Allah Teala Hazretleri, ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder, dilediği zaman geri gönderir. Ey Bilal! Halka namaz için ezan oku” buyurdu. Sonra abdest aldı ve güneş yükselip beyazlaşınca kalktı, kafileye cemaatle namaz kıldırdı.”

 

Olay şudur:

Hayber’in fethinden  Medine’ye dönen Müslüman kafilesi, yorgun ve uykusuzdur. Dinlenip biraz uyumak isterler. Uyanık durup da kafileyi uyandıracak nöbetçi de uyumuş olduğundan uyanıp sabah namazını vaktiyle kılamazlar. Sabah namazını kuşluk vakti kaza ederler.

Bu olay tüm sahih ve muteber hadis ve siyer kitaplarının hepsinde  ufak tefek farklılıklarla yer alır.

 

Yukarıda metin ve mealini sunduğum  belge Kütübü Sitte’den birisi olan NESAİ deki İbn-i Abbas rivâyetinde, bu namaz için “İşte bu, Orta Namaz’dır” ifadesi yer alır. İşte metin ve meâli :

“İbn-i Abbas RA. anlatıyor: ”Rasulüllah SA. gecenin evvelinde yürüdü, sonuna doğru uyku molası verdi. Ancak güneş doğuncaya kadar uyanamadı. Namazı hemen kılmadı. Güneş yükselince namazı kıldı. İşte bu, orta namazdır.”

 

Evet. Nesai’nin bu rivâyeti düğümü çözer. Orta Namaz, vaktinde uyanıp da kılınamayan  ve kuşluk kaza edilen sabah namazıdır.

 

O zaman âyeti celilenin anlamı “farz namazınızı vaktinde kılın, sabah namazına uyanamazsanız onu da kuşluk mutlaka kılın.” demek olmaktadır. Burada Peygamber efendimizin uygulamasının orta bir vakit olduğu dikkate alınırsa, üzerinden tam bir namaz vakti geçmeden,  zihinsel üzürle kılınamayan namazın orta vakitte kılınması da anlaşılıp, diğer vakitlere de teşmil edilebilir.

    Sonuç olarak zikrullaha yönelik nafile namaz için vakit ve rekat sınırlaması söz konusu olmamakla birlikte zorunlu namaz vakitleri Kur'an'da üç olarak belirlenmiştir.

    Sabah”ın iki rekâtı, “akşam”ın ilk iki rekâtı ve “yatsı”nın ilk iki rekâtı cehrî okunarak kılınıyor. İki rekâtın üzeri ve “öğle” ile “ikindi” ise cehrî kılınmıyor. Bunu esprisi  ne olabilir acaba?

   En doğrusunu Allah bilir.

Allah'a emanet olunuz.

 

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
Abdullah16
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 21 eylul 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 727
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Abdullah16

 Selam Dost1 kardeş,

   Bu çalışma sana aitmi bilmiyorum ama geleneksel anlayışı biraz budayan ama kurani bakış açısını da net ifade edemeyen orta yollu bir çalışma olmuş.En azından "beş vakit;kitap,sünnet ve ümmetin icmaı ile sabittir."safsatasının ipliğini pazara çıkarması açısından faydalı bir yazı olmakla birlikte hud süresi,İsra süresi ve Bakaradaki ayetle ilgili yorumlarınız biraz daha tahlil edilmeye muhtaç gibi gözüküyor.

    Bence,Kuranın bütünselliğini ve nüzul sırasını gözeterek yapılacak olan salat çalışması şu anki yaklaşımlardan daha tutarlı ve daha nettir.Biz bir kısım arkadaşlarla ve özellikle Kurana bakışı net olan,iyi fotoğraf çekip tahlil yapabilen bir kişinin önderliğinde en az üç yıl süren bir çalışma yaptık.Hatta geceleri kalkıp  ders yapmamız ve Kuranın ağırlığını hissetmemiz bizzat rabbimiz tarafından emredildiğinden bu çalışmamızı geceleri kalkarak sürdürdük.

   Belki bu süreci size kelimelerle anlatamam ama şuna emin oldumki,Kurandaki salat kavramını en azından kendi zihnimde çözümledim ve buna görede hayatımda uygulamaya çalışıyorum.Bundan dolayı ne kadar uğraşsam da özellikle anlama noktasında frekanslarını tam açmayan,doğal haliyle olayı kavramaya yanaşmayan ve önyargılarını terketmekten kaçınan bazı insanlara meseleyi kavratmak güçtür.Salat konusunu ciddi olarak çözmek isteyen arkadaşlara bu konuda bir tavsiyem olacak:

    Şu an aklınızın yattığı ve Kurana uygun olduğuna inandığınız şekliyle salatlarınızı eda edin.Ama içinizdeki "en güzeline uyma "arzusunu da sürekli besleyin,acele etmekten kaçınıp vahyi özümsemeye çalışın ve salatla ilgili ayetleri biraraya getirip fotoğrafı net çekmeye,bütünü görmeye çabalayın.

     Allah Kuranı anlama ve yaşama yolunda hepimizin yar ve yardımcısı olsun vesselam.



__________________
''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Yukarı dön Göster Abdullah16's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Abdullah16
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

Abdullah Yazdı:

Bence,Kuranın bütünselliğini ve nüzul sırasını gözeterek yapılacak olan salat çalışması şu anki yaklaşımlardan daha tutarlı ve daha nettir.

Selam Abdullah,

Nüzul sırası gözeterek yapılacak olan salat çalışması hakkında biraz daha ayrıntıya girebilirmisin ?

Neye göre nüzul sırası??? Kaynak?

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
sfss
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 01 agustos 2006
Yer: Almanya
Gönderilenler: 61
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sfss

 

NEDEN HALA ITILAFLARDA ABDULLAH SANA ACIKLAMA YAPILIYOR ILLA KENDI DEDIGINMI OLUCAK DEIDIM DEDIK MISALI NEDEN KAYNAKLARLA ACIKLAMILI IZAH GELIYOR HALA TATMIN OLMUYIOR MUTLAK BI ELESTIRI YAZIYOSUN.KIME NEYE GOIRE DEDIKMI KURAN DIYOSUN?INSANLARDA KURAN DIYOR SENMI COK IYI IHTISAS YAPTIN BAK MILLETTE YAPMIS NEDEN BIRARAYA GELIP BUNLARI COZMUYOR VE ISLAM ALEMINE ANLATMIYORSUN.

  VE KAPANMA OLAYINDA BİR CEVAP BEKLIYORUM IMAN-DOST1-MIRCAN VE ABDULLAH.

ALLAHIN RAHMETİ ÜZERİNİZE OLSUN



__________________
sfss
Yukarı dön Göster sfss's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sfss Ziyaret sfss's Ana Sayfa
 
Abdullah16
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 21 eylul 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 727
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Abdullah16

 Selam Mİrcan.

  Ayrıntıya giremem,sana koz veremem.Dead her soruya cevap harcım değil,yiğitliğn 10 'da dokuzu kaçmaktır.

   Hele yokmu şu sfss'nin kışkırtması,inanın insanın geliyor içinden bu mereti kırası.CryConfused



__________________
''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Yukarı dön Göster Abdullah16's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Abdullah16
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

Selam Abdullah:)

Ayrıntıya girmek zorundasın çünkü sen her fırsatta başka kaynakların hepsini çöpe attım Kur'an sadece Kur'an deyip,aksi kaynak gösterenleri sert bir dil ve uslupla eleştiriyorsun.Lütfen forum huzurunda senden cevap bekliyorum yada kendi söylediğini kendinin tekzip etmeni:)

ssfs konusunda kendin ettin kendin buldun:)

Sevgilerimle

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

ne o kıskandınmı sfs

yanlış hatırlamıyorsam seni aydınlatmaya muvaffak
olabilen bir kardeşimiz vardı.

birde abdullah kardeşede seninle ilgilenmek vacip
olmuştu bir mesajından dolayı

mircanla özelden ne konuştuğunuzu bilmiyorum
ama acziyyet ifade etmişti bir yerde

dost1'e de benim yüzümden sıçradın kıyamıyorum
ama.... sen beni aradan çıkar yinede...
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 

<< Önceki Sayfa 16 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats